Hayatımızda yaşadığımız bir çok sıkıntı var. Bunların en başında işten atılma, birinin kaybı (özellikle eş ve çocuk kaybı) gibi acılar başta yer alıyor. Ancak bir travma var ki bence bunların hepsinden çok daha ilginç bir yapıya sahip : Ayrılık
Ayrılık sürecini iki bakış acısıyla yani terkeden ve terkedilen olarak inceleyebiliriz. Burada özellikle bu travmayı atlatması daha zor olan ve süreci uzun olan terkedilen tarafından olayı analiz edeceğiz.
Ayrılığın terkedilen tarafından aslında genelde bir çok kişi için aynı safhaları vardır.
-ilk 3 gün hiç bir şeyi anlamama günleri : Kişi “ayrılık” durumun tam olarak farkına varmaz. Hatta bu ona rahatlatıcı ve eğlenceli bile gelebilir. Kendini iyi hisseder. Ama kaçtığı ve eksik bıraktığı birşeyler olduğunu içinde hisseder. Sosyalleşme bir anda çok artar.
-2. hafta ruhsal ve duygusal çöküntü : Ayrılığın en ağır dönemidir. Sürekli olarak ayrınılan insanla muhtemel temasın yapılmak istendiği ve bu tür temasların önemli bir kısmınında kötü sonuçlandığı dönemdir. Kişinin içki veya sakinleştirici ilaç tüketimi çok artar. Bu durumda kişinin vücudu acı eşiğinin en tepe noktalarına ulaşır. Vucüd bundan kurtulmak ister ancak kişinin beyinsel aktivitesi buna izin vermez. Sürekli uyku ya da sıfır uyku söz konusu olur.
-3. haftadan 8. haftaya kadar bipolar düzensizlik(manik-depresyon) : Kişi ile birileri özellikle karşı cins ilgilendiği zaman aşırı güven, ilgilenmediği ve kendini boş hissettiği zaman ise aşırı bir depresyon durumu söz konusudur. Bu da ikinci zor dönemdir. Buradaki düzensizlik sürekli hale gelirse sürekli depresyon olabilir. TV izleme ve yalnız kalmama duygusu çok ağırdır. Yol ve telefon masraflarında çok ciddi artışlar gözükür.
-8. hafta ve sonrası anlık travmalar kısa ama etkili : Kişinin aklına arada gelen imajlar, yaşanmışlıklar kısa süreli travmalara yol açar.
-10. hafta dan sonra iyileşme ve manik depresyon arasındaki dönemlerin uzaması : Kişi artık iyileşmeye ve sosyalleşme sürecini daha istikrarlı yaşamaya başlamıştır.