Korpiklaani, grubun adının değişmesiyle bir anlamda Shaman`ın küllerinden doğdu. Shaman`ın kabuk değiştirip Korpiklaani olmasının asıl amacı Shaman`la özdeşleşen Sami dilleri kullanımı, folk öğelerin bolluğundan biraz daha sıyrılıp müziği geliştirerek daha geniş kesimlere ulaşmaktı..
Jonne Järvelä bu stil değişikliği fikrini yine Finlandiya folk melodileri üzerine kurdu ve kabuğun değişimini tamamlamak ve hayalindeki grubu ortaya çıkarmak için yeni müzisyen arayışına başladı. Derken gruba ilk dahil olan Jaakko Lemmetty (ki daha sonra Hittavainen dediler kendisine) adlı oldukça genç bir viyolonist oldu. Jonne daha ilk görüşmede Hittavainen`in Korpiklaani için aradığı adamlardan biri olduğunu gördü ve gruba dahil etti.. Daha sonra gayet süper bir baterist ve Jonne`nin eski bir arkadaşı olan Matson doğal olarak grup kadrosu içindeki yerini aldı. Matson eli boş gelmedi ve kendisiyle beraber bas gitarist Arto Tissari ve gitarist Toni Honkanen`i (ki kendisine de Honka denmektedir) getirdi. Honka da altta kalmadı ve eskilerden tanıdığı bir perküsyonist arkadaşı Ali Määttä`yı tuttu getirdi.
Shaman, Jonne Järvelä`nın müzikal deliliğinin dışa vurumuydu e haliyle bu dışa vurum Korpiklaani`de de devam etti..
Korpiklaani şarkılarının birçoğu Finlandiya folk müzik arşivlerinin tozlu şarkılarının metal müzik ile harmanlanmasından oluşuyordu, tabi Jonne araya müzikal dehasını serpiştirmeyi de eksik etmiyordu. Ki bu müzikal deha Korpiklaani ile diğer folk metal grupları arasındaki farkı ortaya çıkarıyordu.
Korpiklaani`nin müziği oldukça Finlandiyalıydı ve grup "hödük köylüler" olarak damgalanmaktan çekinmiyordu aksine etraflarını çeviren bu Finlandiya ormanından ilham alıyor ve müziğini yaratıyordu. Bu ilham sonucu 2003 senesinde "Spirit of the Forest" Napalm Records etiketiyle piyasaya çıktı..
"Spirit of The Forest"in piyasaya çıkışının ardından Korpiklaani ikinci gitarist olarak Cane`yi bünyesine dahil etti.. Grup, 2004 yazının sonuna doğru sıradaki albüm "Voice of Wilderness" üzerinde çalışmaya başladı.. Fantom Studio`da, Samu Oittinen rehberliğinde, her şarkının üzerinde günlerce durarak bir bir kaydettiler..
"Voice of Wilderness"in kayıtları tamamlandıktan sonra grup 24 Ocak 2005`i beklerken bunları bir şey dürttü ve "lan grupta bir de akordeon olsa ne kral olur he" diyerekten 2004 sonbaharında Juho`yu gruba dahil ettiler..