Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra Türkiye genelinde yayın yapan bir Televizyon kanalında cenaze kaldırıldıktan sonra haber programlarından birinde "Cenaze kaldırıldı, Kılıçlar Çekildi" şeklinde bir slogan belirlenmişti …hakikaten cenaze kaldırılınca mı kılıçlar çekilmişti. Biz kılıçların kınına hiç girmediğini biliyoruz. Özellikle AB sürecinde bölücü kılıçların her zaman ellerde tutulduğunu hukuk sürecinde bile bu kılıçların hükümet organlarıyla bile şaklatıldığını hatırlıyoruz.Lakin doğru olan cenazeden sonra kalkanlar’ın da bir nebze kaldırılmış olmasıdır.
Faşizmin insanlık suçu olduğuna ait gerçeğin her toplumda kabullenilmesi sürecinden sonra yeni dünya düzeni adı altında geliştirilen projede Milliyetçilik kavramı üstünde sömürge çıkarları doğrultusunda çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar sonucu Türkiye de iktidara taşınan AKP aynı hızla bu çalışmalara ortak olmuş en yetkili ağızlarından demeçler vererek (Milliyetçilik tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır, ulusculuk, Türkiye vatandaşlığı) gibi kavramlarla yumuşatılmaya çalışılan Milliyetçilik kavramının, Emperyalist direktiflerle yeterli olmadığı bugün görülmüştür. İstenenin çok daha fazla olduğu bir haftalık süreçte televizyonlarda cinayet sonrası işlenen programlarda açıkça ortaya çıkmıştır.
Yumuşatılmış Milliyetçilik kavramları bile (Ulusalcılık,Türkiye vatandaşlığı) henüz milliyetçilik kavramı ve duygusunun önüne geçememişken çok hızlı davranılarak birkaç yıl önce kendileri tarafından üretilen bu kavramlar bile şiddetle eleştirilmeye başlanmış cinayetle ilgili bağlantılarda bu kavramlar ana sebep olarak gösterilmeye çalışılmıştır.
Televizyonlarca çizilen cahil, bağnaz, faşist toplum profili Türk insanının kendine ait özgüvenine yapılan cok büyük bir saldırıdır. Bu saldırıyla suçluluk psikolojisine sürüklenmeye çalışılan toplum genelinde milli kavramların (kendileri tarafından yumuşatılmış kavramlar dahil) savunulması, kullanılması, geliştirilmesi, kabullenilmesi ihtimalinin önüne geçme çabalarıdır.
Bir cinayete ortak edilmeye çalışılan Milliyetçilik duygusunun vatanseverler tarafından kullanılması, özümsenmesi ve savunulmasının önüne geçme çabaları yaklaşan seçimlerle birlikte Emperyalist güçlere yardım etme gayesinden başka bir şey değildir.
Bu çabalar sergilenirken karşılaştığımız izahı olmayan yüzlerce tezat vardır, suçlu ve cani ilan ettikleri ideolojinin (Milliyetçilik) cinayete kurban giden vatandaşımız tarafından mensup olduğu milletin tarihini, bugününü, başka bir milletle (Türk) ilişkilerini, milliyetine ait bir devlette yaşayıp yaşamamakla (Ermenistan) ilgili fikirlerini açıklarken içerisinde olduğu düşünce Ermeni Milliyetçiliği değimlidir..
Hasta ve tedaviye muhtaç gördükleri Milliyetçilik çerçevesinde her fırsatta milli değerlerle alay eden AKP’nin seçim yaklaştıkça ayına yıldızına kurban oldukları duygu Milliyetçilik duygusu değil de nedir..
Bu gurubun humanizm ve düşünce özgürlüğü kılıfıyla izah edemedikleri tek şey birlik ve beraberliğimizin,vatanımızın, namusunuzun velhasıl varlığımızın teminatı olan şehitlerimizin cenaze törenlerinde olmamalarıdır.
Birlik, kardeşlik, insanlık, özgürlük sevdalılarının öz kardeşlerinin, şehitlerinin tabutuna atacak tek bir karanfillerinin olmamasıdır.
Bu samimiyetsiz tavırları milletimiz tarafından bilinen bir gerçektir. Bu çerçevede dünden daha çok Milliyetçi, dünden daha çok birbirine bağlı, kenetlenmiş bir yapıyla dağınık olmadan bu güruhun karşısında olmak, onların art niyetle sergiledikleri bir gün vatansever bir gün devlet düşmanı profillerini alenen açığa çıkaracaktır.
Nerde durması gerektiğini bilen herkesin yukarıda dikkat çekmeye çalıştığımız konular üzerinde tekrar tekrar düşünmeleri gerektiği bizim de tek dileğimizdir.….