Alternatifim Cafe

11 temmuz Srebrenica Katliamı ...

Discussion started on Tarih

efendisiz


          BOŞNAK SOYKIRIMI-SREBRENİCA KATLIAMI

    Srebrenica, Bosna Hersek’in doğusunda Sırbistan sınırına 10 km. uzaklıkta bir Müslüman Boşnak kentidir. İsmini gümüş anlamına gelen srebren kelimesinden alan kent, tarih boyu başta gümüş olmak üzere değerli maden rezervleriyle ve şifalı sularıyla ünlü bir kenttir. Romalılar zamanında kent, ‘gümüş ocağı’ anlamında Angentaria olarak biliniyordu. Barış zamanında halk geçimini turizm, madencilik ve tekstil sanayinden sağlıyordu.

 

Şu anda nüfusunun çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Srebrenica bölgesi 1992 yılında başlayan savaş öncesi, Müslüman bölgelerden biri idi. 1990’daki Yugoslavya nüfus sayımlarına göre 36.666 nüfusluk Srebrenica bölgesi yüzde 75.2 oranında Boşnak çoğunluğa sahipken Sırplar bölgenin sadece yüzde 22.7’sini oluşturuyordu.

Nisan 1992’de birkaç gün dışında, Müslümanlar, Srebrenica’da sürekli hakim durumdaydılar. Öyle ki, Srebrenica, Müslüman direnişin önde gelen bir sembolü olmuş ve Boşnakça şarkılara geçmişti. Ancak bu gerçek, 11 Temmuz 1995’te tam tersine döndü. Tarihin en karanlık günlerinden biri olan bu günde, Sırp Televizyonu, soykırımın mimarı Sırp Ordu komutanı General Ratko Mladiç’in bir tepe üzerindeki görüntülerine yer veriyordu. Mladiç Televizyon seyircilerine hitaben ‘Türklerden’ intikam alma zamanının geldiğini ve şehrin Sırp milletine bir hediye olduğunu söylüyordu.

 

1992 yılında Büyük Sırbistan kurma hayalindeki Sırplar, Belgrad’da Devlet Başkanı Miloseviç ve Genelkurmay Başkanı Perisiç’in desteğini alarak sözde Bosna Sırp Devleti ve Sırp Demokrat Partisi (SDS) Başkanı olan eski bir psikiyatri doktoru Radovan Karadziç ve General Ratko Miladiç öncülüğünde Bosna Hersek’te etnik arındırma çalışmalarına başladılar.

 

Üç yıl boyunca Sırplar uluslar arası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergilediler. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu yegane savaş yöntemiydi. Daha savaşın ilk evrelerinde Nisan 1992’de Srebrenica’nın hemen dışında bulunan Bratunac köyünde yaklaşık 350 Bosnalı Müslüman Sırp paramiliterleri ve özel polis güçleri tarafından ölümcül işkenceye tabi tutulmuş ve katledilmişti.

 

Savaş süresince sürdürülen katliamlardan biri de Srebrenica’da yine Sırplar tarafından gerçekleştirildi. Bosna’nın en doğusunda, Sırbistan sınırında yer alan Srebrenica, tıpkı Gorajde ve Jepa gibi kuşatılmış bölgelerden olup Bosna Sırpları için Belgrad’la aralarındaki engellerden biriydi. Çoğunlukla Müslümanların yaşadığı Bosna’nın doğu bölümü büyük oranda “temizlenmişti”; ancak çevre katliam bölgelerinden kaçıp sığınan Müslümanların toplandığı bu kasabalar direnişlerine devam ediyorlardı.

 

Bijeljina, Brutunaç ve Zvornik gibi komşu bölgelerden kaçan on binlerce Müslüman 10.000 nüfusluk Srebrenica’ya sığınmak zorunda kalınca nüfusu 60.000’e kadar yükselmişti. Kış ayının soğuğuna rağmen insanlar sokaklarda yatıyor, açlık ve sefaletle boğuşuyordu.

 

Miloseviç’in eski korumalarından Nasır Oriç’in kurduğu Müslüman direniş örgütü ilk yıllarda Srebrenica’yı var gücüyle savundu. Dünyanın en büyük ordularından Yugoslavya ordusunun tüm imkanlarını kullanan Sırplara karşı Müslümanlar bölgeye uygulanan ve en çok kendilerinin zarar gördüğü ambargodan ötürü hafif silahlarla ve az sayıda mermi ile karşı koymaya çalışıyordu.

 

1993 yılında Srebrenica’nın etrafındaki çember gittikçe daraltılmasına rağmen gerekli önlemleri almayan BM ve NATO’nun tavrı Sırp güçleri cesaretlendiriyordu. Nihayet 16 Nisan 1993’teki olağanüstü toplantısında almış olduğu 819 ve 824 no’lu kararlarıyla BM Güvenlik Konseyi, Saraybosna, Tuzla, Jepa, Gorajde ve Bihaç ile birlikte Srebrenica’yı da güvenli bölge ilan etti. Bu kuşatılmış bölgeler evvelce Fransız General tarafından “barışın önündeki en büyük engel” olarak nitelenmişti.

 

Bosna Savaşı’nın sonlarına doğru Müslümanların birçok cephede zafer kazandığı bir sırada öne çıkarılan Dayton Barış müzakereleriyle savaşın sona ereceğini gören Sırplar, avantaj elde etmek için iki stratejik kent olan Gorajde ve Srebrenica’yı ele geçirmek maksadıyla bütün güçleriyle bu iki kente saldırdılar ve tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birini tüm dünyanın seyirci bakışları arasında sergilediler. BM tarafından güvenli bölge olarak ilan edildikten iki yıl sonra Srebrenica, 1995 yılının yaz ayında II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu katliamının kurbanı oldu.


                   http://www.srebrenitsa.com/     adresinden alıntıdır ....


       
#1 - Temmuz 11 2007, 16:47:59
« Son Düzenleme: Temmuz 11 2007, 16:50:01 Gönderen: efendisiz »

efendisiz

   
        bugün srebrenica katliamının 12. yıldönümü ...
        tıpkı hocalı gibi ve şimdiki filistin gibi sreprenica da dünyanın son yüz yıl içindeki en büyük ayıplarından biridir ... sırplar tüm dünya nın gözünün içine baka baka 10000 civarında sivil boşnağı katletmiştir .... dünra buna seyirci kalmıştır ve hiçbir millet buna seyirci kalmanın vebalini ödeyemez ... Ruhları şad mekanları cennet olsun ...

           
       

        Can DÜNDAR ın katilamı yaşanlardan biri olan Hasan Nuhanoviç den etkilenerek yazdığı yazı ...

     
''yine bir 11 temmuz'du.
sıcaktı.
hasan panik halinde birleşmiş milletler'in bosna'daki askeri karargâh binasına girdi.
hollandalı binbaşı franken'in odasına daldı.
elindeki listeyi binbaşı'ya verdi.
binbaşı, listeyi önüne çekip incelemeye başladı.
bu, srebrenica'daki potoçari kampında görevli personelin listesiydi.

kampı kuşatan sırplar içeri sığınan boşnak mültecilerin kendilerine teslimini istiyorlardı. 'sadece kamp görevlileri içeride kalabilecek, aksi takdirde kamp bombalanacak'tı.
hollandalı komutan bu baskıya direnememiş ve hemen personelin bir listesinin hazırlanmasını istemişti.
listedekiler kalacak, diğerleri sırplara teslim edilecekti.

kamptaki 25 bin mülteci arasında hasan'ın annesi, babası ve kardeşi de vardı. hasan kampta tercüman olarak çalışmaya başlayınca onları da kampa aldırmıştı.
burada güvende olduklarını düşünüyorlardı.
ama şimdi hollandalı komutan onları sırplara teslime karar vermişti. kararı mültecilere bildirme işi de hasan'a kalmıştı.
hasan, 'sizi teslim edecekler' deyince mültecilerden feryatlar yükseldi. kimi isyan ediyor, kimi sırplara verilmektense ölmeyi tercih edeceğini söylüyordu.
ama, hollandalı komutan kararlıydı.

13 temmuz günü kamp boşaltılmaya başlandı. boşnaklar, hollandalı askerlerin gözetiminde tek sıra halinde kamptan çıkarılıyor ve kapıda sırp askeri araçlarına bindirilip götürülüyorlardı. götürülenlerin hemen öldürüldüğü haberleri geliyordu.
hasan panikteydi.
kendisi görevli olduğu için kampta kalabilirdi, ama ailesi gidecekti.
hiç olmazsa kardeşini kurtarabilmek için bir formül düşündü. komutana götürdüğü personel listesinin sonuna 19 yaşındaki kardeşi muhammed nuhanoviç'in adını yazdı.
listeyi inceleyen hollandalı komutan parmağını listenin sonundaki bu isme basıp sordu:
'kim bu?'
'yeni alınan temizlikçi' dedi hasan, ,'iki hafta önce alınmıştı, ama sırp kuşatması nedeniyle işe giriş formaliteleri tamamlanamadı.'
'hayır. bizde böyle biri çalışmıyor' dedi komutan...
pembe bir kalem aldı ve listeden 'muhammed' ismini sildi.
bu kalem hareketiyle onu hayattan da silmiş oluyordu.

hasan kanı donmuş bir şekilde ayrıldı odadan...
çılgın gibi sağa sola koşturdu. bütün yetkililere yalvardı.
olmadı.
ailesiyle birlikte kamptan ayrılmaya karar verdi. ancak babası vazgeçirdi onu bundan:
'sen kalmalısın ve bu yaşananları tüm dünyaya anlatmalısın' dedi.
kucaklaştılar.
hasan, babasının, annesinin ve kardeşinin kamp çıkışında bir otobüse bindirildiğini gördü.
bu, onları son görüşü olacaktı.

hasan, babasının vasiyetine uyup ömrünü bosna katliamını dünyaya duyurmaya adadı.
sonunda başardı. ama çok geçti.
srebrenica katliamında, aralarında hasan'ın ailesinin de bulunduğu 8 bin boşnak katledilmişti.
katliama seyirci kalan hollanda hükümeti istifa etti.
kamptan alınanların kurşunlanıp gömüldüğü toplu mezarın olduğu yere yıllar sonra clinton tarafından bir anıt dikildi.
hasan, katliamın 11. yıldönümü olan bugün, saraybosna'da halkının mücadelesine devam ediyor.
dünya, bosna'yı unuttu bile...
şimdi israil'in filistin'deki katliamını seyrediyor.''


         
         
#2 - Temmuz 11 2007, 17:09:04

çok üzüldüm ya olayı biliyodum ama bu hikayeyi bilmiyodum Avrupa bosna da sırp bombalarıyla öldü demokrasi falan hiç bişe kalmadı serefsizler sırf müslüman diye öldürdüler o kadar masum insanı
#3 - Ağustos 01 2007, 14:29:09

-_-

Bm'nin güvenliğinizden biz sorumluyuz diyerek müslüman halka yaptığı insanlık dışıdır ..İnsanların silahlarına el koyan BM Sırplar'ın "güvenli bölgelere" saldırılarını yalnızca izlemiştir ..
Bölgede bulunan kadın ve kız çocuklarına,babaları ve eşlerinin gözü önünce tecavüz edilmiştir ..
Mide bulandırıcı bir durum..
Sorumluları olan Karadziç ve Miladiç ise hala tutuklanmadı ..
#4 - Ocak 07 2008, 16:04:21

Yeni!
Zulme uğrayan ülkenin müslüman olmasından mütevellit bu kadar çabuk ve sessiz sedasız geçiştirilmeye çalışılan soykırım.
Zamanında Osmanlı'nın göz bebeği olan bu topraklar, teşbihte hata olmaz "Öküz öldü ortaklık bitti" dercesine son bulmuş gibi.
#5 - Aralık 10 2009, 14:00:44
« Son Düzenleme: Mart 13 2010, 11:59:53 Gönderen: Armoni »
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.