Alternatifim Cafe

Hasan Sabbah..Terörizm..ve Gammazlama

Discussion started on Tarih



Hasan Sabbah..Terörizm..ve Gammazlama



Hasan Sabbah adamlarına cennet vaad ediyor, kendilerini bekleyen mutluluğu dünyada iken tattırmak için esrar içiriyordu. Böylece onları her türlü emrini yerine getirmeye hazır hale getiriyordu.[1]

Ilk ortaya çıkışı 8. yyla kadar dayanan batinilik mezhebi “nasların zâhiri manalarını kabul etmeyen , gerçek anlamları ancak tanrı ile ilişki kurabilen ‘mâsum imam’ın bilebileceği temel görüşünü savunan aşırı fırkaların adıdır” diye tarif edilmektedir.[2]

Suikastler..cinayetler..

Batıl bir mezhep olan batiniyye[3] Hasan Sabbah’ın liderliğinde çok zararlı faaliyetlerde bulunmuş, uyuşturucu ile kandırdığı fidâileri suikaslar yaptırmıştır. Nizamülmülk bu suikasta kurban gidenlerden birisiydi.

Nitekim Mekikşah’ın esrarengiz ölümünün ardında Hasan Sabbah ve adamlarının olduğu sanılıyor. Devletin zirvesini devirerek ülkeyi bir kaosa sürüklemişlerdir. Taht kavgalarını, ve haçlı seferlerini fırsat bilen Hasan Sabbah, nüfuzunu artırarak cinayet faaliyetlerine hız vermiştir. Yeni yeni yerler alırken diğer taraftan propaganda faaliyetleriyle Selçuklu Devletini baskı altında tutmustur.

Hemen hergün 5-10 insan fidâiler tarafından öldürülüyordu. Sultan Berkyaruk dahi suikastlerden nasibini almışt1r. Neyseki canlı kurtulabilmişti. Hasan Sabbah’ın öldürttüğü şahsiyetler genelde siyasi dini ve askeri kesimden insanlardı. Bu nedenle ülkede adeta terör havası esiyordu.

13.Yy. Ben Bu Filmi Bir Yerden Hat1rl1yorum Ama...
Yollarda emniyet diye bişey kalmamıştı. Fidailer hiç çekinmeden cinayet işleyebiliyorlardı. Halk sürekli korku içindeydi. Batinilerin kökünü kazımaya karar veren Berkyaruk girisimlere baslam1st1. Berkyaruk'un kararl1l1g1n1 duyanlar bak1n neler yap1yorlard1..
Sevmedikleri insanları adeta batini diye iftira atarak onların ölmelerini sağlıyorlardı.[4]

[1] Abdülkerim Özaydın “ Hasan Sabbah”, TDVIA, cilt 16 ist. 1997 s. 348
[2] Batinilik mezhebi hakkında geniş bilgi için bkz. Avni İlhan; “Bâtıniyye”, TDVİA, C. 5, İst. 1992, s. 190, Abdülkerim Özaydın;agm, s.348
[3] “Ayetlerin dış manalarından ziyade bâtın yani iç manalarına ehemmiyet verdikleri için tanrı sıfatlarının bazılarını şüpheli gösterirler.” Ferit Devllioğlu; “Batiniyye” Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi Yayınları, Ank. 1993, s. 73
[4] Hasan sabbah 1124 yılında otuz beş yıl aralıksız faaliyet gösterdiği Alamut Kalesinde öldü Abdülkerim özaydın; “hasan sabbah” TDVİA, C. 16, İst. 1997, s. 348



#1 - Haziran 30 2007, 10:01:25


Tarihin ilk teröristi beyazperdeye çıkıyor

İntihar komandolarının, üzerlerinde kilolarca patlayıcıyla ölüme gülümseyerek gitmelerinin sebebi nedir? İnandıkları davanın uğruna mı, yoksa kendilerine vaat edilenlerden dolayı mı hayatlarından vazgeçerler "Hasan Sabbah-Sır Bekçileri" adlı sinema filmi, bu soruya tarihin bilinen ilk teröristi Hasan Sabbah'ın hayatını filmleştirerek cevap arıyor. Hasan Sabbah ve ilk organize terörist grubunun beyazperdeye aktarıldığı filmin yönetmenliğini Mustafa Karnas üstlendi. Özcan Palut, Tevfik Palut ve Tamara'nın başrollerini paylaştığı filmde, intihar komandolarının ölüme gülümseyerek gitmeleri konu ediliyor. Ve bunun sebebi; uyuşturucunun da etkisiyle, kendilerine vaat edilen cennete girebileceklerine inanç olarak açıklanıyor. Hasan Sabbah'ın emrindeki teröristlerin haşhaş içerek, intihar komandoları olmalarının hikâye edildiği "Hasan Sabbah-Sır Bekçileri", Hasan Sabbah'ın Alamut Kalesi'ni fethetmesiyle başlıyor: Hasan Sabbah haşhaşla uyuşturduğu gençlerden bir ordu kurar. Kurduğu orduda yer alan adamlarının tamamını intihar komandosu olarak eğitir ve ölümden sonra cenneti vaat eder. Selçuklu imparatoru Melikşah'ın intihar komandoları tarafından zehirlenerek öldürülmesinin de konu edildiği "Hasan Sabbah-Sır Bekçileri"nin öyküsünü, filmin yönetmeni Mustafa Karnas'a sorduk...

* Hasan Sabbah kimdir?
İran'daki gruplardan biri olan Haşşaşilerden Hasan Sabbah, emri altındaki adamlarıyla birlikte Alamut Kalesi'ni ele geçirdi. Bu kaleyi üs olarak kullanan Hasan Sabbah, özellikle Selçuklu İmparatorluğu'nun birçok ileri gelen devlet adamına suikast düzenleyerek, bölgede egemenlik kurdu. Melikşah'ı zehirleterek öldüren Hasan Sabbah, terörist olmadan önce Ömer Hayyam'ın yakın arkadaşıydı. Sağ kolu Celil'in düzenlediği darbe sonucu öldü. Hasan Sabbah'tan sonra Haşşaşiler terörist grubu egemenliğini 200 yıl daha sürdürmeyi başardı. Moğollar'ın istilası sonucu ise, yok oldular.

* İlk terörist Hasan Sabbah'ın filmini çekme fikri nasıl oluştu
1998 yılında turist olarak gittiğim Kudüs'te, Yeni Doğuş Kilisesi'nin yanındaki kitapçının vitrininde bir kitap gördüm. Kapağı oldukça dikkatimi çekmişti. Kitabın Hasan Sabbah'ın intihar komandoları olan Haşşaşinler'in Alamut Kalesi'ndeki anılarıyla ilgili olduğunu öğrendim. Kafamda mistik bir film çekme fikri vardı. Bu filmin senaryosu da hazırdı ama o kitabı okuduktan sonra "Hasan Sabbah-Sır Bekçileri"ni çekmeye karar verdim.

* Neden?
Çünkü yaklaşık 1000 yıl önce yaşamış olan intihar komandolarıyla bugünküler arasında, en belirgin ortak özelliğin kendilerine cennetin vaat edilmesi olduğunu keşfettim. Bugün olduğu gibi, o yıllarda da intihar komandolarına cennet vaat ediliyormuş. Bu konu oldukça dikkatimi çekti. Çünkü 1000 yıldır gelişen bütün teknolojiye, birçok bilinmezliğin gün ışığına çıkmasına rağmen, bazı insanlar hep aynı kalmışlar. Bu durumun filmini çekmek bana çok ilginç geldi.

* Bu filmle izleyenlere nasıl bir mesaj verme niyetindesiniz?
İlle de bir mesaj verme kaygısında değilim. Sadece dünyanın ilk teröristlerini anlatmaya çalıştım, o kadar. Bir düşünün; 1000 yıl önceki dünya ile şimdikini. İnsanlar uzaya çıktı, Ay'a ayak bastı, Mars'a insan yollamaya hazırlanıyorlar. Teknoloji bütün yaşam tarzımızı değiştirirken, bu dünyadaki varlık nedenimize ve yaşamlarımızdan sonraki hayata da ışık tuttu. Fakat, bazı insanlar için hiçbir değişiklik olmadı. 1000 yıl önceki insanlar uyuşturucunun da etkisiyle kendilerine vaat edilen cennete gideceklerini düşünüyorlardı. Bu durum bugün de aynen böyle. Ben filmimle aslında 'Nasıl oluyor da intihar komandoları kendilerine cennet vaat eden insanlara kanabiliyorlar' sorusuna cevap arıyorum.
#2 - Haziran 30 2007, 10:04:24

Ladin'in atası Sabbah

 
İslam dünyası daha önce de Ladin benzeri organize terör hareketlerine şahit olmuştu. Geçmişin Ladin'i ise Hasan Sabbah'tı. Sabbah 900 yıl önce döneminin süper gücü Selçuklu'ya kök söktürmüştü

Binlerce insanın hayatına mal olan 11 Eylül'deki terörist saldırılar Hıristiyan dünyasında olduğu kadar İslam dünyasında da şaşkınlıkla karşılandı. Bu şaşkınlığın nedeni ise saldırıların arkasında İslam adına hareket ettiğini söyleyen Usame bin Ladin ve örgütü El Kaide'nin çıkmasıydı...

Bu olaydan sonra İslami kesimde 'İslam ve terör' tartışmaları başladı. Ulema ve önde gelen din adamları İslamiyet'in terörü kesinlikle reddettiği görüşünde birleşti. Ancak İslam tarihi Usame bin Ladin tarzı terörist harekete geçmişte de tanık olmuştu.

İslamiyete aşırı ve katı yorumlar getiren Hasan bin Sabbah, 900 yıl önce, o güne kadar benzeri görülmemiş bir örgüt kurmuştu. Sabbah'ın fikirlerini yaymada başvurduğu tek yöntem terördü...

İlginç benzerlikler

Hasan Sabbah ile Usame bin Ladin arasında, kullandıkları yöntem ve eylem biçimi olarak inanılmayacak kadar çok benzerlik bulunuyor. Öyle ki Ladin'e 'Geçmişin Hasan Sabbah'ı', veya Hasan Sabbah'a 'Bu günün bin Ladin'i' demek mümkün.


Hasan Sabbah da Bin Ladin gibi süper bir güce savaş açmıştı. Nasıl ABD Ladin'in hedefiyse, döneminin süper gücü sayılabilecek Büyük Selçuklu İmparatorluğu da Sabbah'ın yok edilecekler listesinin ilk sırasındaydı.


Usame bin Ladin, 11 Eylül'de ABD'yi tam kalbinden vurdu. Hasan Sabbah da Selçuklu'yu kalbinden vurmuştu. Selçuk saraylarına kadar sızan Sabbah'ın fedaileri, Sultan Melikşah'ı (1092) öldürmüştü. Aynı akibeti aynı yıl içinde Başvezir Nizamülmülk de paylaşmıştı. Sultan Berkyaruk ise suikast girişiminden yaralı olarak kurtulmuştu. Her gün onlarca insanı katleden Sabbah'ın adamları Selçuk ülkesine korku sarmıştı. Bu nedenle Hasan'ın öldürülecekler listesinde yer alan önde gelen Selçuklu yetkilileri, zırh giymeden evlerinden dışarı çıkamaz olmuştu.


Usame bin Ladin'in adamları kendilerini verilen emirleri 11 Eylül saldırılarında olduğu gibi ucunda ölüm bile olsa tereddütsüz yerine getiriyor. Hasan Sabbah'ın fedaileri de ölümden kormuyordu. Çünkü Sabbah adamlarını öldükten sonra Cennet'e gideceklerine inandırmıştı. Rivayete göre Selçuklu Sultanı, terörist eylemlere son vermesi için Hasan Sabbah'a bir elçi gönderir. Ancak Hasan Sabbah bu fırsatı kaçırmaz ve elçinin huzurunda korkunç bir gösteri düzenler. Sabbah'ın, 'Haydi Cennet'e' emri üzerine onlarca fedai, kendilerini Alamut'un sarp kayalıklarından aşağı atar. Ölüme giden fedailerin yüzünde hiçbir tereddüt ifadesi yoktur...

Eylemden önce haşhaş


Fedailerin ölümü kabullenmelerinin nedeninin haşhaş olduğuna inanılır. Hasan Sabbah'ın, militanlarına haşhaş içirip uyuşturduktan sonra eyleme gönderdiği kabul edilir. Bu yüzden Sabbah'ın örgütüne 'Haşhaşi' de denilir. Haşhaşiler'in uyuşturucuya olan yakınlığı da El Kaide ile aralarındaki bir başka benzerlik noktası. Çünkü eylemlerinde hiçbir masraftan kaçınmayan El Kaide'nin en büyük geliri Taliban ile ortaklaşa yürüttükleri uyuşturucu madde kaçakçılığı.

Rıza DURSUN
#3 - Haziran 30 2007, 10:06:23

[img]http://dukkan.dharma.com.tr/img/books/d/975-545-097-1.jpg[/img


Ortaçağ tarihini bilmeden ne Anadolu'yu, ne İran'ı ne de tümüyle Orta-Doğu'yu anlamanın olanağı var. Bu tarihi bilenlere göre, bu bölgede IX. yüzyıldan bu yana hiçbirşey değişmemiştir. Bilmeyenler için ise, öğrendikçe, şaşırtıcı güncelliğiyle etkileri günümüze uzanan bir kaoslar zincri söz konusu.

Mollalar rejiminin idama mahkum ettiği İranlı yazar Freidoune Sahebjam XI. yüzyılın üç önemli kişisinin (Hasan Sabbah, vezir Nizamülmülk ve şair Ömer Hayyam) içine efsane ögesi karışmış olan yaşamlarını ele alıyor. Daha doğrusu öykünün merkezinde Hasan Sabbah var. 1056 yılında Rey'de doğup 1124 yılında Alamut Kalesinde ölen Hasan Sabbah kimdir? On yedi yaşında İsmailiye mezhebini benimseyen Hasan Sabbah'ın haşşaşin (ya da haşşaşiyun- Haşaş İçenler) tarikatının müritlerine cinayet işletmek yöntemiyle batıniliği yaydığı ileri sürülür. Silahlı müridleri, tarihin belki de gelmiş geçmiş en acımasız terör örgütünün büyülenmiş neferleridir. Selçuklu sultanı Melikşah'tan vezir Nizammülmülk'e, ordu komutanlarından emirlere, kadılardan tüccarlara kadar binlerce insanı düzenledikleri suikastlarla ortadan kaldırmışlardır. Özellikle köktendinci terör örgütlerine ilham kaynağı olan dinci bir terör örgütü kuran bu terörist şeyh, bir yanıyla inanmış bir ermişi temsil ederken bir yanıyla da sanki Humeyni'nin ustası ya da prototipi gibi. Freidoune Sahebjam acımasız ve gizemli kahramanının kişiliğinde, kendisine "ihtirası" temel almış; insanın yarattığı düzenin çarklarını betimlerken, en güzel ve en kötü yanlarıyla bütün bir İslam uygarlığını yeniden canlandırıyor. Hasan Sabbah'ın gizemli yazgısının çevresinde yaratılan bu roman, aynı zamanda, günümüzün ve geleceğin "fanatik" kuşaklarının simgesel romanına dönüşüyor. Okur, en azından, Selçuklu egemenliğini unutmayan bir İran'ın günümüz Türkiye'sine karşı takındığı tavrın bilinçaltındaki ipuçlarını keşfediyor.
#4 - Haziran 30 2007, 10:08:32

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.