Alternatifim Cafe

Scorpions

Discussion started on Yabancı Sanatçılar - Gruplar




1968 yılında, Almanya'nın Hannover kentinde, Rudolph Schenker adlı genç ve iddialı bir gitarist, yine Hannoverli üç arkadaşıyla biraraya gelerek adını kısa sürede tüm dünyanın duyacağı Scorpions grubunu kurdu.Kendisi grubun gitarist ve vokalistliğini üstlenirken, diğer üyelerden Karl-Heinz Vollmer gitarda, Wolfgang Dziony davul ve geri vokalde, Achin Kirchoff ise bas gitarda yerlerini aldılar.

 

Ancak daha ilk iki sene içinde grupta anlaşmazlıklardan doğan ayrılıklar meydana geldi. Rudolph Schenker'in kardeşi Michael Schenker, Karl-Heinz Vollmer'in yerine gitara geçerken, Lothar Heimburg da Achin'in ayrılmasıyla bas gitara geçti. Ancak asıl ses getirecek değişiklik 1970'ten günümüze grubun vokalistliğini yapan Klaus Meine'nin bu görevi grubu kuran Rudolph Schenker'den devralmasıydı. Bu kan değişikliğiyle güçlenen ve cesaretlenen topluluk kısa sürede Almanya'da sahnelerin tozunu atmaya başladı.

İlk kontratını 1971 yılında imzalayan grup aynı yıl ilk albümünü de doldurdu. Daha çok sakin parçaların yeraldığı "Lonesome Crow" isimli bu ilk albümde "I'm Going Mad", "In Search Of The Peace Of Mind" ve "Lonesome Crow" dikkat çeken parçalardı. 1972'de Scorpions; Rory Gallagher, UFO ve Uriah Heep tarafından desteklenen 136 günlük bir konser programı gerçekleştirdi. Adını bir anda Almanya'da duyuran grup, "Das Kalte Paradise (Soğuk Cennet)" isimli besteleriyle uyuşturucu karşıtı bir filmin müziğine de imzasını atmış oldu. '

'73'te Michael Schenker'in UFO'ya geçmesiyle topluluktaki sorunlar yeniden su yüzüne çıktı. Kısa bir süre için dağılan Scorpions, üyelerden Meine ve Schenker'in çabalarıyla bas gitara Francis Buchholz, davula da Jurgen Rosenthal'ın gelmesiyle tekrar faaliyete geçti. Bu kadroyla RCA Records ile sözleşme imzalayan Scorpions, Almanya dışında Amerika ve İngiltere'de de çıkacak olan ikinci albümleri "Fly To The Rainbow"u piyasaya sürdü. "Speedy's Coming", "Fly People Fly" ve albüme adını veren "Fly To The Rainbow" göze çarpan parçalardı. Albüm henüz çıkmıştı ki Rosenthal gruptan ayrıldı, yerine Belçikalı davulcu Rudy Lenners geçti.



1975 yılı Scorpions için son derece başarılı geçti. Bu yıl içinde grup ilk kez Almanya dışında bir turneye çıkarak sahne deneyimini artırdı. Scorpions'u dikkatle izleyen Dieter Dierks grubun yapımcılığını üstlendi. Topluluğun çalışmalarına hız kazandıran bu gelişmeden sonra yaza doğru üçüncü albümleri "In Trance" geldi. "Top Of The Bill", "Living And Drying", "Robot Man" ve "In Trance" adlı parçaları hayranlarınca büyük ilgi ve beğeniyle karşılandı. Bu yoğun ilgi nedeniyle aynı yıl, sahneyi Bob Marley and The Wailers ve Wishbone Ash ile paylaşacağı Offenburg açık hava festivaline davet edilen Scorpions, Kasım ayında London's Marquee Club'da çalarak İngiltere'deki ününü de artırmış oldu. '76 yılında grup turne ve stüdyo çalışmalarına daha da ağırlık verdi.

1977'de davulcu Lenners kalbindeki bir problem yüzünden topluluktan ayrılmak zorunda kaldı. Yerine ise Herman Rarebell geldi. Aynı yıl piyasaya sürülen ve "Pictured Life" ve "Catch Your Train" parçalarının öne çıktığı "Virgin Killer" albümüyle, Scorpions otoritelere doğru yolda olduğunu göstermiş oldu. Grup, Japonya'da da büyük ilgi görüyordu, Japonya'da "Virgin Killer"in çıktığı hafta tükenmiş olması bunun kanıtıdır. Hayranları her geçen gün artan grup 1977 sonunda tekrar Köln'deki stüdyoya kapandı. 1978'de ise yeni albümleri piyasaya çıktı: "Taken By Force". "We'll Burn The Sky" ve "Born To Touch Your Feelings" parçalarının da bulunduğu bu son albümlerinin başarısıyla iyice cesaretlenen Scorpions, soluğu Japonya'da aldı. Tokyo's Sun Plaza Hall'da muhteşem konserler verdikten sonra konserlere Avrupa'da devam edildi. Ancak topluluk başarıdan başarıya koşarken, gitarist Ulrich Roth ayrıldı. Bunun üzerine Scorpions Roth'un yerini tutabilecek bir gitarist aramaya koyuldu. Bu arayışlara tam 170 kişiden cevap geldi. Ancak uzun süren bir elemeden sonra yeni gitarist, UFO'nun gitaristi Paul Chapman oldu. Sık sık yaşanan ayrılıklardan bıkmış olacaklar ki grup üyeleri Chapman'ın yanında bir gitaristi daha kiralık olarak çağırdı. Bu, gitar çalmayı küçük yaşta tek başına öğrenen, hukuk fakültesinden terk, genç Hannoverli Matthias Jabs'dan başkası değildi. Bir süre bu kadroyla çalıştıktan sonra Scorpions'tan Chapman da ayrıldı ve yerine Jabs geçti.

Bu arada Scorpions'un konser albümleri olan "Tokyo Tapes" ve "Best Of Scorpions"u da piyasaya süren RCA Records ile bağlarını koparan topluluk, İngiltere'de Harvest(EMI), Amerika'da ise Phonogram/Mercury ile anlaştı. Scorpions anlaşmalardan sonra tekrar stüdyolara döndü. Ancak bu sefer Rudolph Schenker, o sıralarda UFO'dan ayrılan kardeşi Michael'i de davet etti. 1979 yılında piyasaya sürülen "Lovedrive" albümündeki parçalardan "Loving You Sunday Morning", "Always Somewhere", "Is There Anybody There?" ve unutulmaz bir şarkı olan "Holiday" dikkat çeker. Scorpions'un Amerika ve İngitere'deki en büyük başarısı bu albümle geldi. Albümden çıkan 45'lik "Is There Anybody There?" Amerika'da İlk 50'ye girme başarısı da gösterdi. Albüm henüz sıcakken Amerika'da bir turne yapma kararı da alan Scorpions, ilk gösterilerinde 68000 kişiye çaldı. Sahneyi Ted Nugent, Journey ve Aerosmith ile paylaştılar. Amaç Amerika'yı fethetmekti. Grup elemanları gördükleri yoğun ilgi üzerine bu ülkede kalmaya karar verdiler. 1980'e gelindiğinde topluluk yeni albümleri "Animal Magnetism"i okyanusun iki kıyısında da piyasaya sürüyordu.

George Simpson ve Brad Warnaar'dan esinlenmeler taşıyan bu albümün hitleri arasında "Make It Real", "Don't Make No Promises", "Lady Starlight" ve "The Zoo" sayılabilir.

Albümden sonra Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde konserler vermeye devam ettiler. Aynı yıl davulcuları Herman Rarebell bir solo albüm çıkardı. 1981'de Scorpions rock müziğin zirvesinde yerini almıştı ki, vokalist Klaus Meine boğaz düğümlenmesi teşhisiyle hastaneye kaldırıldı ve ancak uzun süren bir tedavi sonrasında iyileşebildi. Hastaneye yatırılmadan önce planlarındaki "Blackout" albümünü de çarçabuk doldurdular. "Blackout" ne kadar aceleye getirilmiş olursa olsun, rock tarihine altın harflerle yazılmış albümlerden biridir.

Başta "Blackout" olmak üzere "No One Like You", "Dynamite" ve "Now" asıl ilgi çeken parçalardır. Bunların yanında, "You Give Me All I Need" ve "When The Smoke Is Going Down" da hit olmuş şarkılardır. 1982'de "Blackout" albümü listelerde Amerika'da onunculuğa, İngiltere'de ise onbirinciliğe yükselmiştir. İlkbahar geldiğinde ise Scorpions, Rainbow'un "Straight Between Your Eyes" adlı turnesine misafir grup olarak katıldı. 1984 yılı ise Scorpions'u günümüz rock dinleyicisine tanıtması açısından büyük önem taşıyordu. "Love At First Sting" albümüyle piyasayı yeniden altüst ettiler. "Bad Boys Running Wild", "Rock You Like A Hurricane", "Big City Nights" ve unutulmaz "Still Loving You" parçalarının ayrı bir önem taşıdığı bu albüm sonrasında bir de toplama albüm geldi: "Gold Ballads". Yıl sonunda özel uçaklarıyla bir de dünya turnesine çıktılar. Kurulmalarından beri yaşadıkları en başarılı günler ise "World Wide Live" konser albüm serisinin yayınlanarak listelerde uzun süre bir numarada kalmasına rastlar. Topluluk, bu yorucu çalışma temposu ve dünya turnesinden sonra 1988 yılına kadar sessiz kaldı. O yıl çıkardıkları "Savage Amusement" ve "'88 Russian Tour" ile yeniden dikkatleri üzerlerine topladılar. "Rhythm Of Love", "Walking On The Edge" ve "Believe In Love" listelerde hayli başarılı yerlere gelmişlerdir. Bu albümden sonra da yaklaşık üç sene sessizliğini bozmayan topluluk, 1991'de bir başka mükemmel çıkışla, yeni albümleri "Crazy World" ile dönmüşlerdir. Her albümde olduğu gibi bu albümde de diğerlerinin önüne geçen bi şarkı vardır: "Winds Of Change". Ayrıca "Don't Believe Her", "To Be With You In Heaven", "Crazy World" ve "Send Me An Angel" albümde dikkate değer diğer parçalardır. Crazy World'ün altı milyon satmasının ardından basçı Francis Buscholz Scorpions'tan ayrılanlar kervanına katıldı.

1993 Mart'ında yerine Ralph Rieckermann geldi. Gelir gelmez de köklerine, "Animal Magnetism" ve "Lovedrive" dönemine dönmeyi planladıkları yeni albümleri "Face The Heat"in kayıtlarına başladılar.

Ancak "Crazy World", Scorpions'un başarıyı yakaladığı son albümü olacaktı. Özellikle "Face The Heat" albümünü izleyen ve bas gitarda Ralph Riekermann ile davulda James Kottak'ın görev aldığı "Pure Instinct"ten sonra, aynı şarkıları birbiri ardına yayımlayarak dinleyenleri bıktıran yapımcılarının da katkısıyla Scorpions hayranlarının gözünden düşmeye başladı. Bunu farkeden yapımcılar son bir hamleyle, bir yılda tam dört eski albümü yeniden piyasaya sürdüler. Scorpions'un daha kendi başına buyruk olduğu zamanlarda çıkardığı ve dinleyicilerce özlenen "Lovedrive", "Animal Magnetism", "Blackout" ve "Love At First Sting" 1997 yılı içinde çıkıverdi. Bunlara sayıları onbeşi bulan toplama albümler de eklenince, Scorpions'un yapımcılarca tuzağa düşürülüp kullanıldığını anlamak zor olmuyor.

1999'a gelindiğinde, zirvede kalmak isteğinin getirdiği bir endişenin yanısıra unutulmak istememelerinin sonucunda doğan acelecilik ve düşen kalite ile eski çizgisinden tamamen kopan bir Scorpions görüyoruz. Grup şu an Jabs Matthias, Klaus Meine, Rudolph Schenker, James Kottak, Ralph Rieckermann'dan oluşuyor. "To Be No.1" isimli 45'likleri, ilkinde dört, ikincisinde beş şarkı içerecek şekilde iki defa satışa sunulan Scorpions, "10 Light Years Away" 45'liği ile de eski günleri yakalamak istiyor. Bakalım yeni albümleri "Eye II Eye" ile hayranlarının gönlünü almayı başarabildimi bilinmez!
#1 - Mayıs 31 2007, 08:18:17
''Cehennem, başkalarıdır. ''

benim 1 nolu favori grubumdur :D süperdirler inanılmaz aşk şarkıları vardır 2 şarkı haricinde hareketli adam akıllı şarkıları yoktur ama slow aşk şarkılarına üstlerine grup tanımam kesinlikle
#2 - Eylül 03 2008, 17:17:32

' Send me an angel' bitiyoruz efenim. -.-
#3 - Eylül 03 2008, 17:50:06
''Cehennem, başkalarıdır. ''

Onlar taa nerelerden geldiler İstanbula biz gidemedik, kahroldum..
#4 - Eylül 03 2008, 18:16:20
out of the ash
i rise with my red hair
and i eat men like air.

Parkorman'da konserleri vardı hani.. Biz de yan tarafta sosyete düğünündeydik.. Yan tarafta Scorpions var, ve ben konsere gidemiyorum.. Çıldırdım,delirdim. Ama sonra Metalci amcam,ben ve benim yaşımdaki kuzenim Sena tuvalette üstümüzü değiştirip spor birşeyler giyip konsere gittik. Deliler gibi eğlendik. Send me an angel şarkıları çıktığında bağıra bağıra o şarkıyı söyledim. Millet bana baktı ve aferin kıza gibi sözler duydum. Tabii aynı şey the zoo şarkısında da geçerliydi.. :ehem
#5 - Eylül 03 2008, 18:22:32
« Son Düzenleme: Ocak 13 2009, 21:08:46 Gönderen: 333+333 »
Menino quem te fez?
Quem te deu tanta guarida,
Quem te mostrou a beleza
De dançar dentro da briga?

sevdim kendilerini..
#6 - Ocak 13 2009, 21:05:26
Bazı çocuklar hiç uslanmazlar
Onlar hep oyunbozan olurlar
Durmadan üzdüler diğer çocukları
Hep bozuldu oyunun kuralları

Benim için özel, çok özel bir grup olmayı başardılar.
Hayallerimin kapısını aralamama da yardımcı oldular.
Çok seviyorum yani.  :)
Müzikleri de kaliteli :dondurma 
#7 - Ocak 16 2009, 21:09:59
Don't look so blue'

here i am .. will you send me an angel.. :)  şarkısı süper still loving you şarkısını da çok seviyorum.. =)
#8 - Ocak 18 2009, 15:21:24
Göründüğü gibi mutlu değildir hiçbir şey.

Any_one

Lonely nights favorim olmak üzere diğer şarkılarını da sevmekteyim. :/
#9 - Ocak 20 2009, 21:08:45

sonata arctica diye bir grup scorpions'un still loving you şarkısını coverlamış.
#10 - Ocak 22 2009, 15:26:17
Göründüğü gibi mutlu değildir hiçbir şey.

sonata arctica diye bir grup scorpions'un still loving you şarkısını coverlamış.

Benim yolladıklarımı yay millete kma.. :Ç
#11 - Ocak 22 2009, 15:28:09
Menino quem te fez?
Quem te deu tanta guarida,
Quem te mostrou a beleza
De dançar dentro da briga?

ben paylaşmayı seviyorum :Ç burdakilerde yoksun kalmasın dedim .
#12 - Ocak 22 2009, 15:31:50
Göründüğü gibi mutlu değildir hiçbir şey.

Yeni albümlerini dinliyorum şu anda. Bitince görüşlerimi bildiricem. :Ç
#13 - Mart 14 2010, 15:14:48
out of the ash
i rise with my red hair
and i eat men like air.

Ekim'de geliyorlar diye bir söylenti dolaşıyor. Umarım gelirler de kaçırmam bu sefer.
#14 - Nisan 01 2010, 18:54:11
out of the ash
i rise with my red hair
and i eat men like air.

Bunlar dağılacakmış ya, yanarım da ona yanarım. -.-
#15 - Haziran 18 2010, 22:49:46
Destiny is for losers.
It's just a stupid excuse to wait for things to happen instead of making them happen.
-B.

gelmiş geçmiş en iyi grup !
#16 - Ekim 03 2012, 19:45:01

gelmiş geçmiş en iyi grup denemez ama şarkıları gerçektende çok güzel :)
#17 - Aralık 07 2012, 14:28:03

waw ben bayılırım SCORPİONS a onları severim ama maNga dan çok değil ben maNga yı herkesten çok severim maNga benim 1 nolu grubumdur ;)
#18 - Aralık 15 2012, 19:56:24
samedim...

dinlemek isteyenlere öncelikle Taken by Force, ardından Love at First Sting ve son olarak da Crazy World albümlerini öneririm. Beğenmezseniz ben de neyim :)
#19 - Ocak 06 2013, 02:19:08

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.