Çoğumuzun yaşadığı ama ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz, yine de bugün her fırsatta karşımıza çıkan ve nedir? dendiğinde doğru cevap verecek kişilerin bir eiln parmakları kadar olduğu bir süreçtir 28 Şubat. Bilmek isteyen arkadaşlar buyursun okusunlar.
Türkiye'de İslami Hareket 90'ların sonuna doğru devleti etkilemeye başladı ve Aralık 95 seçimlerinde Necmettin Erbakan'ın başında olduğu Refah Partisi %21.3 oyla birinci olarak Tansu Çiller yönetimindeki DYP'nin ortaklığı ile Haziran 96'da ilk kez Koalisyonun büyük ortağı olarak başa geldi. Erbakan Başbakan, Çiller ise Dışişleri Bakanı idi ve bazen laikliği zorlayan girişimler oldu.Erbakan dış gezileri için Müslüman ülkeleri seçiyor içte de Refahlı belediyeler laiklik karşır,tı uygulamalar yapıyordu. Özellikle Sincan'da düzenlenen Kudüs gecesinde Lübnan'daki Hizbullah liderlerinin posterleri asılınca, tatbikattan dönen tanklar buradan geçirildi ve hükümet ile İslamcı kesime 'balans ayarı' denen uyarıda bulunuldu.
28 Şubat 97'deki olağan MGK toplantısında askeri kanat, içinde 8 yıllık zorunlu eğitimin de yer aldığı kararların uygulanmasını istedi . Erbakan istemeden olsa da bu kararları imzalamıştı ama uygulamak istemiyordu. Bu arada Genelkurmay Batı Çalışma Grubu'nu kurup, irtica brifingleri düzenleyip, hükümete yönelik açıklamalar yapınca ortam gerildi ve darbe beklenmeye başladı. Tepkiler asker ve muhalefetle sınırlı da değildi. Sivil Toplum Örgütleri de 28 Şubat kararlarını desteklediler.
Bu baskılar ve Çiller'in Başbakan olma isteği yüzünden Erbakan koltuğu ona vermek istedi ama Cumhurbaşkanı anayasada böyle bir devir yetkisi olmadığını söyleyince Erbakan istifa etti ve hükümet düşmüş oldu ve yeni hükümet kurma görevi Mesut Yılmaz'a verildi. Böylece Türkiye tarihinde ilk kez Ordu, kuvvet kullanmadan, yumuşak biçimde hükümetin düşmesini sağladı. Ardından Ocak 98'de Anayasa Mahkemesi Refah Partisini kapattı, liderlerine siyaset yasağı getirdi, 8 yıllık temel eğitime geçildi ve İmam Hatiplerin ortaokul kısımları kapatıldı. (alıntıdır)
