Tarih Ülkenin asıl yerlileri Berberi kabilelerdir. Ancak Antik çağlardan bu yana bilinen tarihinde ülkeye Fenikeliler, Kartacalılar, İskender'in orduları, Ptolemaus hanedanı ve Romalılar hakim olmuşlardır. Trablus (Tripoli), esas olarak Kartaca'ya bağlı Fenikeli bir grup koloni idi. Üç büyük şehir [Tri: üç, polis:şehir] Oea, Sabrata ve Leptis Magna, Fenikelilerce kurulmuştu. M.Ö.7.yüzyılda burası, Roma'nın Kartaca devletine son verdiği Punik savaşlarından (Fenike savaşları/Pön savaşları) sonra diğer Kartaca toprakları gibi Romalılar'ın eline geçti. Doğu kıyılarındaki Cyrenaica ise Roma İmparatorluğu hakimiyetinden önce kurulmuş Yunan kolonisiydi. Büyük İskender'in fethinden sonra Ptolemiler'e, ondan sonra da Romalılar'ın yönetimine geçti.
647 yılında ise Abdullah ibn el-Sa’ad komutasındaki Arap İslam orduları Libya'ya girerek Bizanslılar'ı mağlup etti. Trablus (Tripoli) ve Cyrenaica Halifeye bağlanmakla birlikte Bizanslılar'a (İstanbul ve Şam) bağlı yöneticiler (exarch- egzark) bölgeyi yönetmeye devam ettiler. Sonraki dönemlerde bölge halklarının Müslümanlığa geçişi ve Arap dilinin kabulü gerçekleşti. 1146'da Sicilyalı Normanlar Trablus'u istila etti. 14. ve 15. yüzyıllarda İslam egemenliğinden sonra, 16.yüzyılda tekrar Hıristiyan yönetimine geçti. 1553'te Hıristiyanlar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Turgut Reis tarafından buradan çıkartıldı.Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına parelel olarak Libyadaki yönetim de Dayı denilen ve görece bağımsız olan beylerin eline geçti.Dayılar birer devlet başkanı gibi başka devletlerle ikili antlaşmalar bile yapabiliyorlardı.19.yy başlarında Libyadaki Dayılarda Tunus ve Cezayir Dayıları gibi Akdenizde Amerika Birleşik Devletleri ile mücadele etmiştir.Osmanlılar 1835 yılında Libyadaki kontrolü yeniden sağlayarak burayı merkeze bağladılar.
Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıfladığı dönemde, 1911'de İtalyanlar bölgeyi işgal ettiler. Trablusgarp Savaşı akabinde yapılan Oshy anlaşması ile Libya'daki fiili Osmanlı hakimiyeti sona ermekle birlikte hukuken Osmanlıya bağlılığı benimsendi. Ülkeyi işgal eden İtalyanlara karşı Mustafa Kemal, Enver Paşa ve diğer bazı Osmanlı subaylarının örgütlediği milis kuvvetleri uzun zaman direnç göstardi. Ancak her türlü üstünlüğe sahip olan İtalya ülkenin tamamını kontrol etmeyi başardı. Halkı baskı ve zulüm ile sindirdi. Adeta bütün Libyayı köleleştirdi.Bu dönemde İtalyan sömürgeciliğine karşı Ömer Muhtar tarafından başlatılan direniş hareketi ise Ömer Muhtar'ın yakalanarak idam edilmesi sonucunda başarısızlığa uğradı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölge Fransa ve İngiltere'ye bırakıldı. Birleşmiş Milletler 1949'da Libya'nın bağımsız bir ülke olması gerektiği kararını aldı. Görüşmelerde Libya'yı, 1920'lerden beri İtalyanlar'la mücadele etmiş olan, sonrasında Mısır'a sürgüne giden Şeyh İdris temsil etti. 1951'de Libya bağımsızlığını kazandı ve Birleşmiş Milletler aracılığıyla bağımsızlığa kavuşan ilk ülke oldu; İdris ülkenin kralı oldu. 1969'da, ordunun genç subaylarından Muammer Ebu Minyar Al-Kaddafi bir grup subayla birlikte Kral İdris'e karşı bir darbe yaptı. Monarşi sona erdirildi ve Libya Arap Cemahiriyesi kuruldu. Kaddafi, o tarihten sonra kendisinin "Üçüncü Evrensel Teori" dediği, Sosyalizm ve İslam karışımı bir politik rejimi izledi. 1990 lı yıllardan itabaren Lokerbee faciasını bahane eden Amerika'nın baskısı ile sağlanan ulslararası ambargo ile 1969'dan ititbaren sürdürdüğü kalkınma hamlesine darbe vurukdu. Libya'da Türk asıllı taşiyan milyonlarca insan bulunmaktadır. Ayrıca Libya, Kıbrıs barış harekatı sırasında, Türkiyeye uygulanan ambargoya rağmen Türkiye'ye yardım yapan tek ülkedir. Malesef Libya Türkiye'de yanlış tanınmaktadır. Halbuki bu ülkenin doğru tanıtılması iki tarafın da menfaatlerinin gereğidir. Şu anda Libya'da geniş iş ve yatırım imkanları bulunmaktadır. Ancak Türk iş dünyası bu imkanlar ile yeterince ilgilenmemektedir.
Başkent Trablus'dan bir görünümBingazi Üniversitesi