Genel Durum... Ska'nın doğumu çok eskilere, 2. Dünya Savaşına dek uzanıyor. Büyük ülkelerin sömürgeleri üzerindeki kolonizeleşme çabalarına kadar gidiyor aslen deşmek gerekirse olayı, fakat gayet basit şekilde devam edeceğim .. Çok zor yıllardı.. Ekmek yok, aş yok, aşk yok.. Neden bu kadar derine inilmeli, çünkü Jamaika da ne yazık ki bu sömürgeler arasında ve ska'nin asıl gün işiğina çıkış yeri olma açısından önemli. (Jamaika bir Amerikan sömürgesiydi o zamanlarda). Her neyse, 60lı yıllarda Jamaika kendi yağıyla kavrulan gayet kendi halinde bi ülke idi. Savaştan sonraki kolonizeleşme döneminde Amerika`ya giden Jamaika`lı bi avuç müzisyenin kısa sürede o yıllarda orada popüler olan tarzları kendi ülkelerine taşımasıydı. Ve olayın aslen çıkış noktası burası..
Gelelim savaş yıllarına.. 40'lı yılların başında Jamaika'da Amerikan müzik tarzları yavaştan kendini göstermeye başladı. Savaş sona erdiğinde ise sayısız grup Jamaika barlarında Amerikan nameleri çalmaya başlamışlardı bile. 50li yıllarda ise Amerika`daki büyük ve ünlü gruplar daha çok bop/rhythm ve blues ağırlıklı takılmaktaydılar. Jamaikalı ve kendini müziğe adamiş insanlar buraya gelip bu gruplardan ve oldukça hoşlandıkları bu tarzdan pek etkilendiler ve pek sewdiler. Örnek verilecek olursa "The Sound Systems" adlı grup Jamaikada ilk kez bu akımı başlatanlar arasindaydı. Ve 1954'te Jamaika'da ilk büyük jazz konseri düzenlendi. Amerikan tarzı yavaştan kendini hissettirmeye başlıyordu. Fakat, yerel mento-folk-calypso grupları ise adanın birçok yerinde hala aktifti ve birçok yerde çalıyorlardı. 50'li yıllarin sonuna doğru jazz, r&b ve mento (calypso stili) tarzları birleşip "Shuffle" adında yeni bi stil oluşturdular. Shuffle kısa sürede büyük ilgi gördü ve Jamaikalı produktorler ve yapımcılar bu alanda yeni yetenekler keşfetme ve özel konserler düzenleme yarısına giriştiler. Bu tarzın en önemli grupları, The Overtakers ve The Matador Allstars idi. Ska Doğuyor..
1962'de, Jamaikalı müzisyenlerin Amerikan müzik tarzından etkilendiği we tam gaz kendi öz stilleri olan reggie ağırlıklı sound ile mix yapma çalışmaları yaptıkları yıllarda, Cecil B. Campbell isimli adam (daa sonra PrinceBuster olarak anılacak) daha değişik bir şeyler denenmesi ve böylelikle kendi öz müziği olan reggie'ye daha yakın olunmasını savunan en onemli müzisyenlerden biriydi. O sıralar The Trojans adlı gurubuyla jaz, R&B, reggie karışımı tarzı üzerine bir tane de albüm çıkarmıştı. Fakat ille de değişik bir şeyler denenmeliydi. Ve bir gün studyo çalışmasinda gitaristine (Jah Jerry) "geçvuruş" yerine "altvuruş" tekniği üzerindeki ısrarları ska müziğini doğurdu.
Cecil B. Campbell isimli şahsiyet böylelikle ska müziğinin babası olarak anılmakta günümüzde.. Ve ska o günden sonra Jamaika müziğinde önemli bi yer buldu kendine. Diğer gruplar da kendi stillerini bu yeni tarza adapte ederek birbiri ardına studyoya girdiler. Fakat kayıt yapılmıyordu her türlü calınma ihtimaline karşi. Bu yeni tarzda en mükemmeli çıkarabilme yarışında idiler ne güzel ki. Daha sonra Ska, Jamaikalılar tarafından adanın uluslararası dans ve müziği olarak benimsendi. Ve bunların akabinde, bikaç yıl sonrasında Jamaika, yeni türler peşinde olan birçok genç müzisyenle doldu taşti. Fakat bunlar ska'nin oluşumunu kaçırmış ve biraz da kendilerini bundan dolayı dışlanmış hisseden kesim idi. Olaydan soyutlanmış yetenekli şahsiyetlerdi çoğu.. Ve bu insanlar içinden bir kısım genç, Rude Boys adında bir grup kurdular. Rude Boys'un tarzı biraz farklıydı. Yavaş ritimler ve bass üzerine verilmiş önem (skanin oluştuğu zamanlardaki free-style bass ritimlerinin aksine) gözden kaçmıyordu.. Bu grupla beraber ska muziğinin de çehresi büyük ölçüde değisti. Silah ve şiddet karşıtı besteleri, o zamanlar başkent Kingston'da hakim olan faşist şiddete ve cinayetlere tepkisel bağlamda Jamaikaliların büyük beğenisini kazandı. Rude Boys'un bu tarzı 1964`te adada zirveye ulaştı, fakat bu yılın sonlarına doğru hızını biraz kesti ve yerini geleneksel Jamaika muziği olan Rocksteady(Reggie)'ye biraktı.
Ikinci Ska Dalgası... 70'de Rude Boys fikirleri reggie ve punk etkileşimleri içine girerek yeniden oluştu ve The Clash gibi gruplar çikardi. Bu yılda The Coventry Automatics gibi bazı reggie grupları bile skayı tercih ettiler, çünkü onlara göre, daa kolaydı reggie`ye oranla. Bu grup daha sonra Automatics, sonra The Specials AKA The Automatics, daha sonra The Special AKA ve en nihayet The Specials ismini aldı. Herneyse sonuçta 1979'da Jerr Dammers (The Specials), 2-Tone Records'u kurdu. Dammers'in amacı C.Campbell gibi yeni bişey oluşturmaktı. Siyah ve beyaz sembol oldu ve 2-Tone Ska doğdu. Ve logo'su da bugünkü siyah elbisesi beyaz tshirtu siyah kravatı ve beyaz coraplarıyla "Walk Jabsco" isimli adam oldu. Dammers tarafından The Wailers grubundan Peter Tosh'un albüm kapağındaki görüntüsünden esinlenerek çizildi ve bugünku halini aldı. Irkçı ve faşist olayların zirveye çıktığı zamanlarda, siyah ve beyaz giyinmek ve değşik ırkdan insanların kurduğu ska grupları (diğer tarz grupların yanında) ırksal bütünlügü simgelemesi açısından o tarz akımlara karşı bi çeşit tepki sembolü oldular o yıllarda. Jamaikan ska şarkılarında da olduğu gibi, bu gruplar da olayı bestelerine anında yansıttılar (`Why Do You want to Kill Me? Tell Me Why Tell Me Why Tell Me Why' -- Special AKA) Ve kısa zamanda Madness, The Beat, The Selecter, The Bodynatchers ve The Specials gibi gruplar ilk ska akımı temsilcileri olan PrinceBuster, Rough Rider gibi gruplarin yerini almaya başladılar.
Bad Manners da ayrıca 2-Tone'da olmayan fakat onun çizgisine çok yakın olan diğer bir gruptur. Ayrıca 2-Tone grupları içinde skanın doğumunda emeği geçen insannar da yok değildi, mesela Don Drummond daha önce Jamaika'da olup, 2-Tone'a sonradan dahil olan biri idi. Ama ne yazık ki, Chrysalis Records, 2-Tone'u Dammers'dan satın aldı. Fakat kendisine yeni gruplarla anlaşma imzalama yetkisini vermeyi de ihmal etmedi. Bu ana kadar 2-Tone grupları özetle: The Specials, The Selecter, Madness, Rico Rodriguez, The Swinging Cats, The Friday Club, The Bodysnatchers, The Hisons, J.B. Allstars, Special AKA, The Apollinairs, The Beat.. 2-Tone gruplari 1978-85 yılları arasında o zamanların en popüler gruplar olabilir belki de, fakat sadece ska yapan gruplar onlar değillerdi. O yılların diğer önemli ska gruplari : The Tigers, Ska City Rockers, The Akrylykz, The Employees, The Pirahnas vs.vs. 2-Tone'in satılmasıyla (ölümüyle) ikinci ska dalgası da sona ermiş oldu böylece..
80'li yillarda ska vuruşlarını, pop ve rockla bütünleştirip yorumlayan gruplar üçüncül bir ska akımı yarattılar. Sayabileceğim önemli gruplar, The Toasters, Bim Skala Bim, Fisbone, The Untouchables.. Üçüncül ve günümüzün ska akımı.. Aslen 2-Tone faciasından sonra yeniden şekil alan ska muziği hemen hemen diğer birçok stille karıştırılarak yeni tatlar yeni leziz gruplar cikardi. Jump with Joey, Hepcat, Yebo, NY Ska Jazz Ensemble and Stubborn All Stars gibi gruplar Jamaika köklerine sadık kaldılar. Ama Operation Ivy, Voodoo Glow Skulls, Janitors Against Apartheid gibileri ise punk akorlarini kullanarak ska-core'u yarattılar. Regatta 69, Filibuster, Urban Blight, Punch the Clown, Undercover S.K.A 2-Tone soundundan mümkün olduğunca ayrılmadılar bu dönemde.. Ve Rude Boy/Rude Girl imajı tekrar ortaya çıktı bu zaman periyodunda. Fakat bu kez, ilk zamanlardaki pek de iyi olmayan imajından oldukça uzaklaşip, fanatik ska hastalarının sembolü oldu. Ve Ska hala onu seven insanlar için farklı müzik tarzlarının eğlenceli bir harmonisi olarak yaşamaya devam ediyor...
evet ben skayı çok seviyorum çok eğlenceli bir müzik türü..
şimdiye kadar ska konusunun açılmamasına şaşırdım..
neyse ben açmış oldum buyrun bakalım Ska'cılar