Alternatifim Cafe

Sorun Cevaplayalım

Discussion started on Osmanlı Tarihi

_TrAiToR_

Daha Öncede Böyle Bir Konu Açmıştım..O Konu Men Edilmiştir.

Osmanlı Hakkında Soracağınız Herşeyi Burada Sorunuz.Başta Ben Olmak Üzere Bölüm Moderatörü Arkadaşım Sizlere En Hızlı ve En Faydalı Şekilde yardımcı Olmaya Çalışacağız..
#1 - Ocak 03 2007, 19:14:31

vahdettinin mustafa kemale yardım ettiğini düşünüyomusunuz yoksa desteklememişmidir ?
#2 - Ocak 06 2007, 23:16:24

M.A.V.I_21

vahdettin mustafa kemali her zaman desteklemiştir. bunuda şu cümlelerden anlıyoruz:
"Sultan Vahdettin, eğer fedakarlık yaparak yurtdışına çıkmasa idi iç harp çıkardı. İleriki safhalarda birtakım gelişmelerden sonra, içeride kalması halinde iç savaş çıkabileceği düşüncesi ile fedakarlık yaparak vatanından ayrılmayı tercih etti. Vahdettin, başından beri Mustafa Kemal Paşa'ya destek veriyordu. Mustafa Kemal, sultanın bilgisi ve emirleri ile hareket ediyordu. İstanbul'daki işgal kuvvetlerine karşı, 'Biz Anadolu'daki hareketi desteklemiyoruz' demesine rağmen, sürekli olarak Anadolu'daki gelişmelerden haberdar oluyor, maddi ve manevi destek veriyordu. Hatta Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkabilmesi için, İngilizlerden ve Fransızlardan izin bile almıştı."
#3 - Ocak 11 2007, 23:41:50

evet mustafa kemalin daha önce padişahın yavaerliğini yapması birbirlerine karşı sevgi ve saygı kazandırmıştır .
#4 - Ocak 12 2007, 14:19:21

eslem

padişah vahdettin tahta geçtiğinde osmanlı 1. dünya savaşından çıkmıştı.
vahdettin ne ülkenin savaşa girmesinden sorumluydu ne de savaşın kaybedilmesinden.
tahta geçtiği zaman ülke savaşta yenik olduğundan mecburen bizim için hiç te hayırlı olmayan anlaşmaları imzalamak zorunda kalmıştır. ne yapsaydı yani ben bu anlaşmaları imzalamıyorum deme gibi bir şansı varmıydı ki. ülke birdaha savaşa girebilirmiydi?

atatürk ün samsuna çıkışına yardım etmiştir. anadolu da başlayan milli mücadeleye açıktan destek verememiştir. düşünsenize bir ton işgalci kuvvet gözünü padişaha dikmiş nasıl yardım etsin. o da yardımını gizli gizli sürdürmüştür. isterse açıktan yardım yapsın yapabilirmiydi sizce.

hem aynı zamanda milli mücadeleye düşman olmuş olsa idi atatürk ün önderliğinde yapılan kongreleri basma atatürk ü öldürme gibi bi imkanı da vardı. ne yani yapamaz mıydı. isteseydi baş üstünde baş taş üstünde de taş bırakmazdı...

osm'nın talihsiz çocuğu mübarek insan Vahdettin Allah gani gani rahmet eylesin

#5 - Ocak 16 2007, 19:08:08
« Son Düzenleme: Ocak 17 2007, 18:52:32 Gönderen: eslem »

sıradan biri

yavuz sultan selim'in kırk bin aleviyi katletmesi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? şah ismaille savaşmak için sefere giderken, alevilerin olası saldırılarını düşünerek bu kadar korkunç katliam yapması ne kadar doğrudur? hitlerden ne farkı vardır bu kişinin?
#6 - Ocak 22 2007, 11:54:27
« Son Düzenleme: Ocak 22 2007, 11:57:42 Gönderen: sıradan biri »

hitlerle hiç alakası yok sen burda "  hitlerden ne farkı vardır bu kişinin? " diyerek karalamaya çalışıyosun ama yanılıyosun !

#7 - Ocak 22 2007, 12:14:52

Çerkez Ethem'le ilgili merak ettiğim bir konu var.
Çerkez Ethem kuvay-i milliye'de büyük başarılar elde etmiş bir insan.özellikle de isyanların bastırılması konusunda.
TBMM açıldıktan sonra düzenli ordunun kurulması için karar alınmıştı. bazı kuvay-i milliye üyeleri düzenli orduya girmeyi istememişlerdir. bunların başında da çerkez ethem geliyor. şimdi buraya kadar bir sorun yok. ancak birçok kitapta Çerkez Ethem'in yunanlıların tarafına geçtiği yazıyor. MEB Bakanlığının kitaplarında da. bu konuyla ilgili bir soru sordum öğretmenimeo bana :"Çerkez ethem tam olarak Yunanlıların tarafına geçmedi. sadece onları yardımıyla kaçtı. amacıda kardeş kanının dökülmemesiydi. ve türk askerine karşı bu uğurda tek bir kurşun bile atmamaıştır." dedi. bu cevap benim kafamı karıştırdı. bende daha detaylı araştırma yaptım ama aldığım sonuçlar kafamdaki soru işaretlerini gidermekte yetmedi.
 Bu konuda beni tatmin edebilecek bir cevap alırsa çok sevinirim. şimdiden çok teşekkür ederim.

#8 - Ocak 22 2007, 18:44:10
>>ATATÜRK BİRLİĞİ>>

<<TIKLA<<

  --- TÜRKİYE SEVDALILARI ---

çerkez ethem düzenli ordu kurulduktan sonra önemli bi mevki istemesine karşın beklediğini alamıyınca taraf değiştirmiştir.
#9 - Ocak 23 2007, 12:10:17

damat ferit nerenin vatandaşıdır kimlerle işbirliklçi olmuştur?
#10 - Ocak 23 2007, 12:48:00

Kısa süre öncesine kadar tarih kitaplarında ve resmi kaynaklarda kendisi zamanla taraf değişen bir hain gibi görüldüyse de son zamanlarda yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan bazı yazılar neticesinde durumun böyle olmayabileceği de ihtimaller dahiline katılmıştır. Şahsi kanaatim her zaman olabilecek bazı sürtüşmelerin işi büyüttüğü ve iki tarafın da hatalı olduğu ancak ethemin hain olmadığı doğrultusundadır...

ne de olsa kurtuluş yılları boytunca vatana hizmet etmiş..kendi milletinden insanları vatan için asmakta tereddüt etmemiş ve ankara hükümetinin bastıramadığı bütün anadolu ayaklanmaları onun sayesinde bastrırılmıştır...bunları unutmamak gerek..belki en büyük hatası savaşta davrandığı gibi politik çevrelerde de davranmaya kalkmak olmuştur...bununla ilgili uzunca ama yararlı olduğunu düşündüğüm bir alıntı ekliyorum..üşenmeyip okursanız sevinirim.




1886'da balıkesir emreköy'de doğmuştur. ailesi kafkasya'dan anadolu'ya göçen çerkes boylarının sapsığ oymağındandır. babası ali bey ekonomik olarak iyi durumda olan bir ziraatçı/değirmencidir. ethem 2 metreye yakın boyu olan sarışın bir gençti, babası ona çakır derdi.

baba ali bey itihat ve terakki cemiyeti ile bağları olan biridir. ethem'in dört ağabeyi vardır. iki ağabeyi balkan savaşları sırasında şehit düşer. hayatta kalan iki ağabeyi de askerdir. baba ali bey ethem'i yanında tutmak istese de o 19 yaşında istanbul'a kaçarak bakırköy zabıta mektebini birincilikle bitirir. başçavuş olarak mezun olur, sonradan teğmenliğe yükselir. ethem balkan savaşı sırasında bulgar cephesinde savaşır ve yara alır. resmi askerlik serüveni de burada biter. 1. dünya savaşı sırasında ethem, ağabeyi emekli yüzbaşı reşit bey ile birlikte o dönem yeni kurlan osmanlı'nın ilk gizli haberalma örgütü teşkilat-ı mahsusa da çalışır. hamidiye komutanı rauf (orbay) bey'in komutasında iran-afgan üzerinden türk anavatanı'na yol açma seferinde bulunr. daha sonra yine teşkilat-ı mahsusa bünyesinde ırak seferine katılır.
yaralanır ve hasta olarak baba ocağı bandırma'ya döner. mütareke ilan edildiğinde ethem bandırma'dadır.

rauf (orbay) bey monddros mütarekesi'ni osmanlı adına imzaladıktan sonra anadolu'ya geçerek mustafa kemal'in yanında yer alır. bu arada eskiden tanıdığı bir çok dostuna da anadolu'da örgütlenmesini söyler. bunlar arasında çerkez ethem de vardır.kendisi şahsen ethem'i ziyaret eder. bu sırada ethem'in iki ağabey'i de bandırma'da bulunmaktadır. böylelikle ethem çevresindeki güçleri ile birlikte kurtuluş savaşına adım atmış olur.

ethem salihli cephesini organize eder. bu sırada yunan kuvvetleri izmir'e çıkmıştır. anadolu'da huzursuzluk büyüktür. ayrıca savaştan gelmiş ve terhis olmuş bir çok işsiz güç vardır. ethem dağa çıkmış, ortada kalmış bir çok eski askeri biraraya getirerek salihli cephesinde belirli bir güç sağlar. yunan güçleri ile karşılaşmaları ve çatışmaları uzun sürmez. ethem'in güçleri yunan ordusunu denize dökemese de, elini kolunu sallayarak iç anadolu'ya doğru ilerlemelerine izin vermez. belirli noktalarda düzenli yunan ordusun durdurmayı ve sipere çekilmesini sağlar.

çerkes ethem öncelikle ege bölgesinde, itihat ve terakki bağlantıları olan ve istanbul hükümeti ve ingilizlerle ortak hareket eden karşı çeteleri temizlemekle uğraşır. bu güçler çerkes ethem'i ortadan kaldırmaya çalışsa da ethem bunu sezer ve onları yokeder.
sonrasında ise büyük anzavur ahmet ayaklanması baş gösterir. anzavur öncelikle biga ve çevresini kolaylıkla ele geçirir. bu sırada istanbul hükümeti çıkardığı fetvalarla kuvayı milliyecilerin dine karşı geldiklerini ve kitledilmelerinin vacip olduğunu anadolu'ya yayarlar çeşitli bildirilerle. anzavur ve sonrasında çıkacak bir çok yerel ayaklanma bundan etkilenir ve önemli güçler toplanarak kuvayı milliye'ye ve ankara'ya karşı ayaklanırlar. bu arada kuvayı inzibatiye denen istanbul hükümeti ordusu da ingilizlerin de desteğiyle anadolu'ya girerek bu ayaklanmalara destek olur.

anzavur ahmet kuvvetleri üzerine defalarca bazı kuvvetler gönderilse de bir türlü başarılı olamazlar. bu durm anzavur'ur kendine güvenini iyice sağlamlaştırır. ankara'nın isteği üzerine gitgide büyüyen anzavur tehlikesine karşı ethem salihli'deki kuvvetlerinin bir bölümü ile yola çıkar ve balıkesir'e ulaşır. bu sırada anzavur karacabey de dahil olmak üzere batı anadolu'nun bir çok merkezini ele geçirmiş, balıkesir'e de girmek üzeredir. sonuçta susurluk'un kuzeydoğusunda iki kuvvet karşılaşır ve 9-10 saati bulan uzun bir çatışmanın ardından ethem kuvvetleri anzavur kuvvetlerini bozguna uğratarak dağıtır.
dağılan güçlerin peşine düşen ethem bir çok esir alır. pişman olan bir çok asker ethem'in kuvvetlerine katılır. ethem amansız takibini sürdürerek parçalara ölünen anzavur kuvvetlerini tamamen yok eder. son olarak ayaklanmanın merkezi biga'ya da girerek genel af ilan eder ve anzavur olayı kapanır.

tam bu sırarada ankara'dan ismet (inönü) bey telgrafla ethem'e ulaşır. ethem'e verilen bilgiye göre düzce ve çevresindeki gerici ayaklanma tamamen kontrolden çıkmış, ankara'dan gönderilen tüm seçkin kuvvetler başarısız olup dağılmış, büyük kayıplar verilmiştir.

ethem doğruca düzce’ye geçer burada, geyve boğazında avantajlı cephe almış ayklanmacılara karşı önemli bir manevra ile başarı sağlar ve ayaklanmacılar dağıtılır. daha sonrasında ayaklanmanın başındaki bazı isimler istiklal mahkemesi’nde yargılanarak idam edilir. idam edilenler arasında yörenin çerkes kökenli ileri gelenleri de vardır. hata bu yüzden çerkes ethem’de soydaşları tarafından eleştirilir ancak çenkes bilmektedir ki bir ayaklanmayı bastırmanın en etkili yolu elebaşlarını yoketmektir.
bu arada batı anadolu’daki bu ayaklanmalara yardım etmek amacıyla andolu’ya geçmiş bulunan istanbul hükümeti’nin ordusu kuvayı inzibatiye’nin de üzerine gidilir. bu kuvvetler de buzulur ve dağılarak izmit’e kaçarlar, ingiliz gemilerine sığınırlar.
tüm bu karmaşaların sona erdiğini varsayan ethem, uzn süredir başsız bıraktığı salihli cephesi’ne gidip gerçekleşeceğini tahmin ettiği yunan ordusu saldırısına karşı hazırlanmayı istemektedir. ancak bu sıraa ankara’dan gelen telgraf, yozgat’taki çapanoğlu ayaklanmasının bir türlü kontrol altına alınamadığı şeklindedir. ankara bir kez daha ethem’den yardım talep etmektedir. oysa ethem’in sağlığı bozulmaya başlamış, kuvvetleri ise oldukça yorgun düşmüştür.

ethem eskişehir üzerinden ankara’ya geçer ve batı cephesinde yunan saldırısı olasılığından bahseder. kendisi açıkça kendi cepnhesine geçmek istemektedir. ancak ankara’da karşılıklı görüşme fırsatı bulduğu ismet ve mustafa kemal paşalar, yozğat ayaklanmasının bastırılmasının daha önemli olduğunu söylerler. sonuçta ethem ikna edilir ve yozgat’a geçer. ancak yozgat’taki durm kendisine anlatılandan çok daha kötüdür. ankara’dan gönderilen hemen hemen tüm güçler büyük bozgular yaşamışlar ve geri çekilmişlerdir. ethem uzn süredir ankara’nın bir türlü güç toplayamamasına hem şaşırır hem de sinirlenir. bu görüşlerini de ankara’ya iletmekten geri durmaz. sonuç olarak yozgat’taki ayklanmayı da son bir gayret ile bastırmayı başırır ethem ve güçleri.

her bastırdığı ayaklanmada yaptığı gibi ayaklanmanın eebaşlarını istiklal mahkemesine verir ve idam edilmelerine sağlar. birinci dereceden sorumlu olmayan ahali ile ise iyi ilişkiler kurar ve kurtuluş mücadelesine desteklerini almaya çalışır. yozgat’ın alaca kasabası’na şansen gider ve buradaki güçlü alevi dedeleri ile görüşür. burada ‘alaca müfrezesi’ kurulur ve 600 kişilik bir kuvvet ethem saflarına katılır. bu alaca müfrezesi ileride gediz cephesi’nde yunan kuvvetlerine karşı büyük bir kahramanlık gösterecektir.

ethem’in kuvayı seyyare’sinin en ünlü birliği ise ‘bolşevik müfrezesi’ adlı 700 mevcutlu piyade birliğidir. bu birlik eskişehir müdafa-i millet cemiyeti tarafından, daha çok karkeçeli aşiretinin gençleri arasından kurulmuştur. bolşevik ismiye anılmasının en önemli nedeni ise birliğin başında bulunan genç ‘ismail hakı efendi’dir. ismail hakkı efendi katı bir savaşçı ve komutan olmaktan öte gerçek anlamda bir bolşeviktir. özellikle savaş karşıtı söylemleri ile düşman yunan askerleri üzerinde büyük etkisi olmuş ve karşı ordu içinde ayaklanmalara varacak derecede başarılı propagandalar yapabilmiştir. bu nedenle ethem tarafından çok sevilmekte ve tutulmaktadır.

etkhem’in bolşeviklerle ilişkisi ise, lenin’in ilk yıllarında hazırladığı ‘halkların özgürlüğü’ isimli bildirgeden çok etkilenmişş olmasının ötesine pek geçmez. kurtuluş savaşı yıllarında zaten bolşeviklere karşı yoğun bir sempati ve destek vardır. zira bolşevikler, yani sosyalist sovyetler kurtuluş savaşı sırasında ankara hükümeti’nin hem maddi, hem manevi hem de askeri olarak en büyük destekçisidir. ancak her halükarda bolşevikler ile resmi ilişkiler içinde bulunan ethem değil ankara hükümeti’dir.

ethem, yozgat çapanoğlu ayaklanmasını da batırdıktan sonra nihayet salihli cephesine, asıl düşmanın, yunan ordusunun karşısında yeri almak için hareket eder. ancak artık çok geçtir. ethem’in korkuları gerçekleşmiş ve kendisi yoken yunan ordusu batı cephesinde büyük yığınaklar yaptıktan sonra saldırıya geçmiştir. iç ayaklanmalarla ile uğraşırken batı cephesi zayıf düşmüş, yunan ordusu anadolu içlerine büyük ilerleyişini bu sayede yapabilmiştir. ethem derhal duruma müdahale eder ve gediz önlerinde yunan ordusun durdurur. durdurmanın ötesinde çok büyük kayıplar verilmesine neden olur. bu yenilgi yunan tarfı için o kadar büyüktür ki yunanistan’da hükümet krizi ortaya çıkar ve venizelos yurtdışına kaçarak yerini kral’a bırakır.
bu sırada ethem’i hayatı boyunca rahatsız edecek hastalığı iyice ilerler. özellikle mide ağrıları ve kramları nedeniyle hareket edemeyecek durma gelir ve yatağa düşer.

bu sırada batı cephesinden yunan kuvvetleri durdurulabilmiş, ankara da hem siyasi hem askeri olarak biraz daha güçlenmiştir. öyle ki fransızlar kendileri gelerek ankara hükümeti ile barış imzalamak istemişler. doğu cephesinde ermeni kuvvetlerine karşı verilen mücadele ise, özellikle sovyetlerin de desteği ile tam da ankara’nın istediği gibi sonuçlanmıştır.

ethem bu arada biraz istirahat etmek ve iyileşmek için fırsat bulur. hemen sonrasında ise ankara’ya geçer. ankara’da büyük hürmet görmekte, herkes tarafından takdir edilmektedir. ancak ankara aynı zamanda karışıktır da. hala istanbul hükümeti’ne yakın duranlar olduğu gibi, mustafa kemal ve ismet paşa’dan rahatsızlık duyanlar, ethem’e karşı olanlar vardır.
ethem bu ankara gezilerinden birinde bir krizi de çözer aslında. içişleri bakanlığı için yapılan seçimi mustafa kemal’in adayı refe (bele) bey değil de komünistlerin adayı tokat milletvekili nazım bey kazanmıştır. mustafa kemal ve ismet paşa, ethem’den ağırlığını koyarak nazım bey’i böyle bir dönemde bu görevi kabul etmekten vazgeçirmesini rica ederler. ethem nazım bey’e olağanüstü bir durum yaşandığını, bu dönemde hızlı kara verilmesi ve harekete geçilmesi gerektiği için refet bey’in içişleri bakanı olmasının daha faydalı olacağını söyleyerek istifa etmesini sağlar.

ancak ileride kendi elleriyle içişleri bakanı yaptığı refet bey, ethem’in sonunu hazırlanmasında önemli bir rol oynayacaktır.
kısa bir süre sonra, refet bey ile ethem’in arası açılır. neden ise ethem bey’in, refet bey’i bir hatası neticesinde istiklal mahkemesine vermesidir. bu hata ise şöyledir;

ethem yozgat’taki çapanoğlu ayaklanmasını bastırdıktan sona ahalinin önde gelenleri ile görüşmüş ve özellikle alaca kasabasındaki alevilerin arasından 600 kişilik alaca müfrezesini kurdurup güçlerine katmıştı. ancak ethem’den sonra bölgeye gelen refet bey alaca kasabasındaki alevi dedelerine baskı yapmış, tehditler savurmuştur. bu durm gediz’de düşmanla çarpışan alaca bölüğü’ne ulaştığında, 150 kadr asker, ‘doğrudan ilgimiz olmayan bir ayaklanma yüzünden hala suçlanacaksak burada ne işimiz var?’ diyerek cepheyi terk etmiş ve ahalilerini korumak maksadıyla alaca’ya dönmüşlerdir.
bu durumun belgelerini ethem eskişehir istiklal mahkemesine iletir. mahkeme’de durumu haklı bularak refet bey’i mahkemeye çağırır. ancak bu arada devreye istem ve mustafa kemal paşalar girer. ethem’den suçlamasını bir süre için geri çekmesini isterler ve refet bey’in tarafını tutarlar. ethem ise bu durma sert bir şekilde karşılık verir. zaten ethem’in en büyük kusuru politika’yı da cephede savaşır gibi yapmasıdır.

eski güzel günlere nazaran durumdaki en büyük fark ise batı cephesi komutanı olan ve ethem'e bir baba gibi yaklaşıp onu kontrol altında tutabilen ali fuat (cebesoy) paşa yerine, ismet (inönü) paşa'nın geçmesidir. bu aşamadan sonra ne ismet paşa ethem'i idare etmeye çalışacak, ne de ethem ismet paşa'nın komutasını kabul etmeye yanaşacaktır.
sonuç olarak ankara ve ethem arasında soğukluk büyür. özellikle ege bölgesindeki halkave kuvayı seyyare askerlerine, ankara tarafından hazırlatılmış bildiriler dağıtılır, bazı subaylar askerleri arasına girerek ethem karşıtı propaganhda yapmaya başlarlar. bu durma en sert tepkiyi ise ethem’in ağabeyi tevfik bey verecektir. ‘eğer yakalarsam, bu propagandacı subaylarını idam ederim’ şeklinde yazdığı bir telgrafı ismet paşa’ya geçer.

gerilim gitgide artmaktadır. ethem eskişehir’e geçip ismet paşa ile görüşmek ister. ancak ismetpaşa bir gün sonra görüşebilir deyince ethem silahlı adamlarıyla ismet paşa’nın kargahını basar ve kendisiye zorla görüşür. daha sonrasında ise mustafa kemal ile ankara’dan eskişehir’e uzanan bir tren yolculuğunda bir gerilim yaşanır. ethem, kendi anılarında mustafa kemal’in kendine bir komplo kurduğunu ve öldürmek istediğini iddia eder. resmi tarih ise aynı şekilde ethem’in eskişehir’de silahlı arkadşlarıyla treni basıp m. kemal’i öldürmek itediğini söyler. ethem eskişehir’deki bu olayı yine mustafa kemal ile karşılıklı görüşmek için trene silahlı adamalrımla gidiyordum diye açıklar.

sonuçta artık ipler iyiden iyiye kopmuştur. ismet paşa uzun zamandır yaptığı hazırlıklar neticesinde gediz ve çevresindeki ethem güçleri üzerine yürümeye başlar. aynı şekilde konya yöresindeki refet bey de doğudan ethem’i sıkıştırmaya başlar. ethem de bu sırada devam etmekte olan yunan tarruzunu durdurmak için yunan komutanlara haber gönderir ve ateşkes ister. 4 günlük bir ateşkes yapılır.
ismet paşa ve refet bey güçleri ile önemsiz çatışmalara girerek geri çekilir ethem bey ve kuvvetleri. ancak artık geri çekilecek bir yer yoktur.

bunun üzerine güçlerini dağıtmaya karar verir ethem. isteyen türk taarfına, isteyen yunan tarfına geçebilir diye açıklama yapar. isteyen de dağa çıkabilecektir. ethem bey’in kardeşi teyfik bey yunan tarfına geçer. etham ise 50 kişilik bir grup ile dağa çıkmayı tercih eder. birkaç hafta dağlarda kaçtıktan sonra sağlığı da elvermediği için düze iner, bandırma’nın bir köyünde, bir ağanın evine sığınır. ancak burada uzun süre kalması da mümkün değildir. sonuçta kaldığı köydeki halka da zarar vermemek için yunan kuvvetlerine teslim olur. buradan izmir’e götürülür ve hollanda hastanesi’nde bir süre tedavi görür. sonra izmir’de bir otelde kalır bir süre. eski komutanlarından halil bey ankaradakilerle görüştüğünü ve onlara katılacağını söyler. ancak ankara’ya gittikten sonra ethem aleyhine tanıklık yapmadığı için idam edilir.

bu arda ethem’in ailesi de kayseri’ye sürgüne gönderilmiştir. ethem’in kurtuluş savaşına karşı yaptığı en açık nhareket ise, izmi’de kendisine yunan subayları tarafından zorla imzalatılan bir bildiridir. türkçe hazırlanan bildiride türk ordusuna seslenilmiş ve yunan güçlerinin telim olan türklere ne kadar iyi davrandığından bahsedilmiştir. ethem, bu bildiriyi, yunanların dağılan eski askerlerine karşı yaptığı baskıyı hafifletmek için imzaladığını söyler.
daha sonra ethem atina’ya geçer ve tedavisine orada devam eder. bir süre sonra ailesi de yunanistan’a geçere kralın yazlık sarayınoda kalmaya başlarlar.
ethem ise tedavisi için almanya’ya geçer.

savaşın bitiminden sonra türk hükümeti ethem ve ailesinin türkiye’ye iade edilmesi konusunda baskı yapar. ancak yunan hükümeti hukuk kuralları çerçevesinde bun yapamayacağını söyler. ancak aile yunanistan’ı terk etmeye zorlanır. kabul eden ülkeler arasında ürdün’ü seçerler ve oraya yerleşirler. ürdün önemli bir çerkes nüfusu barındıran bir ülkedir ayrıca.
daha sonraki yıllarda peşpeşe çıkan aflarla ethem’in ailesi birer birer türkiye’ye döner ve burada ölürler. ancak ethem, affedilmesin erağmen geri dönmez ve ürdün’de ölür. kendisine bir anıt mezar yapılır.
#11 - Ocak 23 2007, 12:51:27

birinci dünya savaşının sonucuyla ilgili "Almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık" yorumları yapılır.hatta ders kitaplarında bile böyle yorumlar vardır.sizce gerçekten böyle midir???
#12 - Ocak 25 2007, 15:48:49

sıradan biri

birinci dünya savaşının sonucuyla ilgili "Almanlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık" yorumları yapılır.hatta ders kitaplarında bile böyle yorumlar vardır.sizce gerçekten böyle midir???

şimdi bekliyorum ki birisi çıkıp "öyledir tabi, geçen hafta tarih öğretmeniz anlattı bunu" falan desin de, mönitor başında yarılayım diye, neyse sorunun cevabına gelince tabii ki böyle değildir;
mesela osmanlı doğu anadolu'yu, karadeniz bölgesi'ni  kaybetmiştir savaşın ilk başlarında, sonra bolşevik ihtilalı sayesinde zar zor geri alabilmiştir , süveyş kanalında, kutülümare'de, bağdat'ta, sarıkamış'ta, mısır'da, mekke'de hayatının bozgununa uğramıştır, ingiliz ordusu filistin'e doğru yürürken hayvan gibi bir birlikle hala daha turan peşinde kafkasya'da koşturup durmuştur enver paşa, eh bulgaristan cephesi dağılıp adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya istanbul'a girecek durumda gelmiş iken "almanya kaybedince biz de kaybettik" demek çocuk kandırmaktan öte bi şey değildir, hayır almanya kaybedince sen de kaybettiysen neden mondros gibi şartları bu kadar ağır olan bi anlaşma imzaladın diye sormazlar mı adama, neyse  osmanlı tarihinı tarafsız kaynaklardan inecelemeni öneririm, ders kitapları gibi resmi bir ideoloji için hazırlanmış taraflı kitaplardan okuyacak olursan yanlış öğrenirsin, misal bu tür kitaplarda osmanlı'nın süper hoş görülü bir devlet olduğu yazar , diğer devletlerinse şerefsizin önde gideni olduğu ima edilir paso(milliyetçileri ağzına sakız etttikleri türk'ün türk'ten başka dostu yoktur mottosunun nerden geldiğini anlamak zor olmasa gerek) ama yavuz'un katlettiği alevilerden, ermeni soykırımından, 1922 izmir yangınından bahseden ders tarih kitabı göremezsin asla
#13 - Ocak 25 2007, 18:02:32


Birinci Dünya Savaşında Osmanlı devletinin kaybettiği cepheler var ve hiçbir cephede kaybetmese zaten savaşın seyri de değişebilirdi çünkü Almanya'ya da yardıma gitme fikri birinden çıkardı o insanların. Ama bu olasılık dışı kalıyor o günkü devletin kaynaklarına ve gücüne baktığımızda zaten.

Ancak Osmanlının bu savaşta genel çerçeveden bakıldığında yenilmek üzere olduğunu gözardı edelim bir an. Bu durumda savaş kurallarına baktığımızda böyle bir duruma uygulamada rastlandığını görüyoruz. Yani aynı cephede biri yenildiyse ve savaş senin tarafında tam anlamıyla sonuçlanmasa bile yenik sayılıyorsun tabii. Ve fakat tarih kitaplarında anlatıldığı kadarı da tam doğru değil. Yani biz her cephede kazandık ama ah o Almanya yok mu...onun yüzünden yenik sayıldık türü ifadeler züğürt tesellisi biraz sahiden.
#15 - Ocak 25 2007, 19:29:24

vahdettin mustafa kemali her zaman desteklemiştir. bunuda şu cümlelerden anlıyoruz:
"Sultan Vahdettin, eğer fedakarlık yaparak yurtdışına çıkmasa idi iç harp çıkardı. İleriki safhalarda birtakım gelişmelerden sonra, içeride kalması halinde iç savaş çıkabileceği düşüncesi ile fedakarlık yaparak vatanından ayrılmayı tercih etti. Vahdettin, başından beri Mustafa Kemal Paşa'ya destek veriyordu. Mustafa Kemal, sultanın bilgisi ve emirleri ile hareket ediyordu. İstanbul'daki işgal kuvvetlerine karşı, 'Biz Anadolu'daki hareketi desteklemiyoruz' demesine rağmen, sürekli olarak Anadolu'daki gelişmelerden haberdar oluyor, maddi ve manevi destek veriyordu. Hatta Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkabilmesi için, İngilizlerden ve Fransızlardan izin bile almıştı."

bu bilgileri bende biliyordum ama doğru olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. bunu öğrendiğim çok çok iyi oldu. bende birşey sormak istiyorum. Enver Paşa hakkında da biras bilgi verir misiniz? Enver Paşa hakkında da kötü deniliyor.
#16 - Haziran 30 2007, 19:30:02

evet mustafa kemalde emeği geçen onun yükselmesine ve örgütlenmesine büyük katkıları olan birisi vahdettin yaverliğinden yetişen birini aynı zamanda en iyi tanıyanlardan birisi de o

enver de ha keza öyle sarıkamış ve ölümüne çok az kala hayatını kaçarak geçirdiği gibi söylentiler karalama kampanyasından başka bir şey değil
#17 - Haziran 30 2007, 19:33:12

senin baban varmı? :)
#18 - Eylül 22 2007, 14:56:11
BİR HİLAL UĞRUNA YARAB NE GÜNEŞLER BATIYOR.
Derken Mehmet Akif bizi düşündümü acaba.
herşey hilal uğruna.

offffff barı fatıhın babası kım deseydın lutfen saçma sorular sormayalım başka sorusu olan :D osmanlı tarıhım ıyıdır ;)
#19 - Ekim 20 2007, 10:44:00

pixie corpse

Zaten devlet padişahın bütünüyle malıydı .
Sen malını, seni kötülesinler ister misin ?
Bence de sırf kötülemekten başka şey değildir.
Ah İstanbul dile gelse de konuşsa . .
#20 - Şubat 06 2008, 11:32:03

offffff barı fatıhın babası kım deseydın lutfen saçma sorular sormayalım başka sorusu olan :D osmanlı tarıhım ıyıdır ;)

osmanlı tarihin iyidir. de umarım cevaplarken tek bir fikire bağlı kalmıyordursun çünkü senin bu cevapladıklarını tarih bilimcileri bu kadar rahat cevaplamıyor..  biras küstahca söylemişsin yanlış anlamada.. biras alçakgönüllü ol ...
#21 - Nisan 06 2008, 00:52:04
seni küçümseyeni sen kıçımsa.. !!!

offffff barı fatıhın babası kım deseydın lutfen saçma sorular sormayalım başka sorusu olan :D osmanlı tarıhım ıyıdır ;)

osmanlı tarihin iyidir. de umarım cevaplarken tek bir fikire bağlı kalmıyordursun çünkü senin bu cevapladıklarını tarih bilimcileri bu kadar rahat cevaplamıyor..  biras küstahca söylemişsin yanlış anlamada.. biras alçakgönüllü ol ...

ben kımseyı asalamadım tamam mı kustah demenın ne gıbı bı yanlış anlamama gıbı bırseyı olabılır kı hem ben soruları cevaplıcaksam önce arastırırım onun için zahmet olmazsa sen yorumunu kendıne sakla burda kımse bana bırsey demıyo sana mı kaldı bana yorum yapmak
#22 - Temmuz 02 2008, 17:29:02

orda zaten aşağıladığın yazmıyor
#23 - Temmuz 02 2008, 17:37:21
kısmet

bilgiler için teşekkürler
#24 - Ağustos 08 2008, 23:36:50
Boğulmak değil korkum inan nefes alamamak
Rüyayı gerçek etmenin kolayı uyumak
Bir şeyi çok isteyip de hiçbir zaman alamamak
Hayat çocukken oynadığım kırık bir oyuncak

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.