Seni sevdiğimi söylemem fazla
Sensiz ne ilgim var baharla yazla
Gönlümü doldurdun sevinçle hazla
Çünkü seyreyledim namazda seni
Sevdim bir kez daha niyâzda seni
Sen namazda -bilsen- meleksin, cansın
Rükûda secdede bir hüsnüansın
Namaz kıl uğrunda varlığım yansın
Şükür seyre daldım namazda seni
Temâşâda kaldım niyâzda seni
İbadet insanın rûh cilâsıdır
Varlığında Hakk'ın tecellâsıdır
Bînamaz nefsinin mübtelâsıdır
Mutluyum gördükçe namazda seni
Bir kez daha sevdim niyâzda seni
Kaynak:Prf.Hayrettin KARAMAN
-----------------------------------------------------------------
Yakarış
Gücümüz kâfi değil, pek naçarız ALLAH'ım
Tavşan yavrusu görsek hep kaçarız ALLAH'ım
Yalvarırız kapında el açarız ALLAH'ım
Bizleri kamusalcı BAŞ'a muhtaç eyleme
Ne zaman yola çıksak yoldan çevrilmekteyiz
Her gün ezilmekteyiz, her gün savrulmaktayız
Dünya cehenneminde yanıp kavrulmaktayız
Ateşin sıkletinden KIŞ'a muhtaç eyleme
Doğacak nesilleri dört başı mamur gönder
Günahsız ellerinde demet demet nur gönder
Rahmetine susadık, hayırlı yağmur gönder
Kurutma kökümüzü, YAŞ'a muhtaç eyleme
Atlayıp geçmek zordur dikili kazıkları
Eğlencede, israfta tükettik azıkları
Sen doyur gönlümüzü, sen artır rızıkları
Yoksulları ekmeğe, AŞ'a muhtaç eyleme
Zulüm bitsin dünyada akmasın masum kanı
Anaların, eşlerin artık yanmasın canı
Atıp kaçırmak için pusudaki şeytanı
No'lur ellerimizi TAŞ'a muhtaç eyleme
Hakikat iklimine girmemize nusret ver
Hakikat güneşini görmemize nusret ver
Hakikat çiçekleri dermemize nusret ver
Kullarını hayale, DÜŞ'e muhtaç eyleme.
abdurrahim KARAKOÇ
----------------------------------------------------------------------
Ey! Gönüller Sultanı.. Ey Yüce Peygamberim!..
Şikâyetim var Sana, lakin haya ederim.
Gör ki yine bağlandı, kitap tutan ellerim
--Ölmedi Ebrehe'ler, Firavun'lar, Nemrut'lar,
--Binlerce yıldan beri, DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Ey Mahşerin gölgesi.. Ey Canların cananı;
Küstü melekler bile, terketti bu viranı,
Gör ki devr-i cehalet, yine sardı cihânı
--Ne lût kavmi yok oldu, ne Medyen, ne Semûd'lar;
--Sanki hepsi yaşıyor, DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Nice âlim türedi; küfürle şirk arası;
Bin parçaya böldüler, bıraktığın mirası
Dillerinde.. İslam'a, irtica iftirası;
--Kur'an'a kin kusuyor, hak maskeli haydutlar,
--Duruyorlar yâ Nebi, DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Kalmadı merhameti, kardeşin kardeşine,
Hak, adalet gelmiyor, zorbaların işine
Gör ki; düştü ümmetin, yine batıl peşine
--Türbelerde adaklar, paçavralar çaputlar;
--Dalalet kol geziyor, DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Ekranları doldurdu; kan, kin, nefret, cinsiyet;
Çağdaşlıkla şart oldu, sapıklarla ünsiyet.
Artık ayıplanıyor... Edep, hayâ, haysiyet;
--Her kalıba giriyor, sahnelerde Tâğut'lar;
--Görüyorsun, Yâ Resul!... DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Bir yanda zalimlere, kul olmuş münafıklar;
Bir yanda nefse tapan, her zillete layıklar.
Hepsi Kur'an'a karşı, galibiyet sayıklar;
--Alkışlarla kalkıyor, bugün artık tabutlar;
--Ölüme baş kaldırmış, DİMDİK AYAKTA PUTLAR
Ey! Beşerin Rehberi... Ey! Nebiler Serveri;
Bilirim ki; bulunmaz, mü'minde aczin yeri.
Müsterihim. Etsem de, bunca şikayetleri;
--İslam ufuklarında, asla sönmez umutlar;
--Bugün değilse bile, YARIN ÇÖKECEK PUTLAR
CENGİZ NUMANOĞLU-
---------------------------------------------------------------------------
Minareden bir selâ, yükselince kuşlukta;
Hazırlandı teneşir, camideki taşlıkta.
Neler söylendi neler, gıyabında bir bilsen;
İkindiye kadar ki, bir kaç saat boşlukta...
Sağlığında can ciğer bildiğin o dostların;
Toplandılar önünde, evdeki minik barın
İçiyordu hepsi de , belli ki üzüntüden,
Hepsinden de üzgündü, otuzbeş yıllık karın..
İlk dubleler bitince, dağıldı kasvet biraz,
Menüye dahil oldu, yeşil erik ve kiraz
Biri kadeh kaldırdı, şerefine ruhunun;
Hiç kimseden gelmedi, bu teklife itiraz..
Kadehler, birbirini izledikçe peşpeşe;
Çehreleri kapladı, sanki gizli bir neşe.
Ne kadar da severmiş, seni meğer dostların;
Bir saatte boşaldı, inan ki üç beş şişe..
Gerçi sen öldün amma anıların diriydi,
Çapkınlığın..en renkli konulardan biriydi.
Bir puan daha aldın, cinsiyetin yüzünden;
Çünkü bu türlü işler, erkeğin el kiriydi..
Bu sohbet potasında, kaynadıkça taştılar
Hep si de temiz kalpli, hepsi de çağdaştılar.
Seni gömdükten sonra, hani o çok sevdiğin;
Balık lokantasında yemekte anlaştılar..
Derken..ikindi vakti, duyuldu ezan sesi;
Hiç kimsenin camiye gelmiyordu giresi.
Cenazeyi bekledi, bikaçı kılmak için;
Ne rükû vardı çünkü, ne de onun secdesi..
Biraz sonra mezarlık, alkışlarla inledi,
Alkışlar isyan dolu, kalpleri perçinledi.
Bu görkemli törenin, bu çağdaş korosunu
Münker Nekir isimli, melekler de dinledi..
Dostlaın ağlamaklı, pozlar verdi basına,
Birkaç kürek toprakla, katıldılar yasına
Lâkin Kur'an başlarken, duyunca Besmeleyi;
Mezarlığı terketti, hepsi koşarcasına..
Bir rahatlık hissetti, eve dönüşte karın;
Haftalık programda, konken günüydü yarın.
Yaşamıştı dünyanın, nice zevkini ama,
Bir başka tadı vardı, bir başka şu kumarın..
Yaşına rağmen hâlâ, dikkat çeken bir tipti,
Hâlâ..yürek hoplatan, bir vücuda sahipti.
ve bundan böyle artık, bütün güzel dullara
sosyete pazarında, korkulu bir rakipti..
Hayat yeni başlıyor, diye düşündü birden;
ne senden eser kaldı ne yattığın kabirden.
vız gelirdi, şu ahlak masalları toplumun
kurtulmuştu nihayet baskılardan cebirden..
İlk önce silmeliydi, hafızadan cismini
indirdi duvardaki, yağlıboya resmini.
arkasından çıkardı, mektupluk ve zildeki;
sarı pirinç üstüne, yazdırdığın ismini..
Ertesi gün dostların akıl verdi eşine;
çoluk çocuk düştüler, mirasının peşine,
ne kadar sevinirdin, öldüğüne kim bilir;
görseydin yaptığını, kardeşin kardeşine..
Üç gün sonra kutlandı, baldızının yaş günü,
haftasına kalmadı, küçük kızın düğünü.
yani sözün kısası, sen gittiğinle kaldın,
hiç kimse fark etmedi, inan ki öldüğünü..
Bu mektuptan pek hoşnut, kalmadın biliyorum,
daha neler yazmıştım,. Vazgeçtim siliyorum.
bu dünyada hesabın, iyi kötü bağlandı;
sana öte dünyada, kolaylık diliyorum
CENGİZ NUMANOĞLU
siz de eklein arkiler