Alternatifim Cafe

İlahiler Ve Şiirler

Discussion started on İlahi

sea_deniz

Seni sevdiğimi söylemem fazla
Sensiz ne ilgim var baharla yazla
Gönlümü doldurdun sevinçle hazla
Çünkü seyreyledim namazda seni
Sevdim bir kez daha niyâzda seni
Sen namazda -bilsen- meleksin, cansın
Rükûda secdede bir hüsnüansın
Namaz kıl uğrunda varlığım yansın
Şükür seyre daldım namazda seni
Temâşâda kaldım niyâzda seni
İbadet insanın rûh cilâsıdır
Varlığında Hakk'ın tecellâsıdır
Bînamaz nefsinin mübtelâsıdır
Mutluyum gördükçe namazda seni
Bir kez daha sevdim niyâzda seni

Kaynak:Prf.Hayrettin KARAMAN
-----------------------------------------------------------------

Yakarış
   
 

Gücümüz kâfi değil, pek naçarız ALLAH'ım
Tavşan yavrusu görsek hep kaçarız ALLAH'ım
Yalvarırız kapında el açarız ALLAH'ım
Bizleri kamusalcı BAŞ'a muhtaç eyleme

Ne zaman yola çıksak yoldan çevrilmekteyiz
Her gün ezilmekteyiz, her gün savrulmaktayız
Dünya cehenneminde yanıp kavrulmaktayız
Ateşin sıkletinden KIŞ'a muhtaç eyleme

Doğacak nesilleri dört başı mamur gönder
Günahsız ellerinde demet demet nur gönder
Rahmetine susadık, hayırlı yağmur gönder
Kurutma kökümüzü, YAŞ'a muhtaç eyleme

Atlayıp geçmek zordur dikili kazıkları
Eğlencede, israfta tükettik azıkları
Sen doyur gönlümüzü, sen artır rızıkları
Yoksulları ekmeğe, AŞ'a muhtaç eyleme

Zulüm bitsin dünyada akmasın masum kanı
Anaların, eşlerin artık yanmasın canı
Atıp kaçırmak için pusudaki şeytanı
No'lur ellerimizi TAŞ'a muhtaç eyleme

Hakikat iklimine girmemize nusret ver
Hakikat güneşini görmemize nusret ver
Hakikat çiçekleri dermemize nusret ver
Kullarını hayale, DÜŞ'e muhtaç eyleme.
 abdurrahim KARAKOÇ
----------------------------------------------------------------------

Ey! Gönüller Sultanı.. Ey Yüce Peygamberim!..
Şikâyetim var Sana, lakin haya ederim.
Gör ki yine bağlandı, kitap tutan ellerim
--Ölmedi Ebrehe'ler, Firavun'lar, Nemrut'lar,
--Binlerce yıldan beri, DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Ey Mahşerin gölgesi.. Ey Canların cananı;
Küstü melekler bile, terketti bu viranı,
Gör ki devr-i cehalet, yine sardı cihânı
--Ne lût kavmi yok oldu, ne Medyen, ne Semûd'lar;
--Sanki hepsi yaşıyor, DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Nice âlim türedi; küfürle şirk arası;
Bin parçaya böldüler, bıraktığın mirası
Dillerinde.. İslam'a, irtica iftirası;
--Kur'an'a kin kusuyor, hak maskeli haydutlar,
--Duruyorlar yâ Nebi, DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Kalmadı merhameti, kardeşin kardeşine,
Hak, adalet gelmiyor, zorbaların işine
Gör ki; düştü ümmetin, yine batıl peşine
--Türbelerde adaklar, paçavralar çaputlar;
--Dalalet kol geziyor, DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Ekranları doldurdu; kan, kin, nefret, cinsiyet;
Çağdaşlıkla şart oldu, sapıklarla ünsiyet.
Artık ayıplanıyor... Edep, hayâ, haysiyet;
--Her kalıba giriyor, sahnelerde Tâğut'lar;
--Görüyorsun, Yâ Resul!... DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Bir yanda zalimlere, kul olmuş münafıklar;
Bir yanda nefse tapan, her zillete layıklar.
Hepsi Kur'an'a karşı, galibiyet sayıklar;
--Alkışlarla kalkıyor, bugün artık tabutlar;
--Ölüme baş kaldırmış, DİMDİK AYAKTA PUTLAR

Ey! Beşerin Rehberi... Ey! Nebiler Serveri;
Bilirim ki; bulunmaz, mü'minde aczin yeri.
Müsterihim. Etsem de, bunca şikayetleri;
--İslam ufuklarında, asla sönmez umutlar;
--Bugün değilse bile, YARIN ÇÖKECEK PUTLAR

CENGİZ NUMANOĞLU-
---------------------------------------------------------------------------

Minareden bir selâ, yükselince kuşlukta;
Hazırlandı teneşir, camideki taşlıkta.
Neler söylendi neler, gıyabında bir bilsen;
İkindiye kadar ki, bir kaç saat boşlukta...

Sağlığında can ciğer bildiğin o dostların;
Toplandılar önünde, evdeki minik barın
İçiyordu hepsi de , belli ki üzüntüden,
Hepsinden de üzgündü, otuzbeş yıllık karın..

İlk dubleler bitince, dağıldı kasvet biraz,
Menüye dahil oldu, yeşil erik ve kiraz
Biri kadeh kaldırdı, şerefine ruhunun;
Hiç kimseden gelmedi, bu teklife itiraz..

Kadehler, birbirini izledikçe peşpeşe;
Çehreleri kapladı, sanki gizli bir neşe.
Ne kadar da severmiş, seni meğer dostların;
Bir saatte boşaldı, inan ki üç beş şişe..

Gerçi sen öldün amma anıların diriydi,
Çapkınlığın..en renkli konulardan biriydi.
Bir puan daha aldın, cinsiyetin yüzünden;
Çünkü bu türlü işler, erkeğin el kiriydi..

Bu sohbet potasında, kaynadıkça taştılar
Hep si de temiz kalpli, hepsi de çağdaştılar.
Seni gömdükten sonra, hani o çok sevdiğin;
Balık lokantasında yemekte anlaştılar..

Derken..ikindi vakti, duyuldu ezan sesi;
Hiç kimsenin camiye gelmiyordu giresi.
Cenazeyi bekledi, bikaçı kılmak için;
Ne rükû vardı çünkü, ne de onun secdesi..

Biraz sonra mezarlık, alkışlarla inledi,
Alkışlar isyan dolu, kalpleri perçinledi.
Bu görkemli törenin, bu çağdaş korosunu
Münker Nekir isimli, melekler de dinledi..

Dostlaın ağlamaklı, pozlar verdi basına,
Birkaç kürek toprakla, katıldılar yasına
Lâkin Kur'an başlarken, duyunca Besmeleyi;
Mezarlığı terketti, hepsi koşarcasına..

Bir rahatlık hissetti, eve dönüşte karın;
Haftalık programda, konken günüydü yarın.
Yaşamıştı dünyanın, nice zevkini ama,
Bir başka tadı vardı, bir başka şu kumarın..

Yaşına rağmen hâlâ, dikkat çeken bir tipti,
Hâlâ..yürek hoplatan, bir vücuda sahipti.
ve bundan böyle artık, bütün güzel dullara
sosyete pazarında, korkulu bir rakipti..

Hayat yeni başlıyor, diye düşündü birden;
ne senden eser kaldı ne yattığın kabirden.
vız gelirdi, şu ahlak masalları toplumun
kurtulmuştu nihayet baskılardan cebirden..

İlk önce silmeliydi, hafızadan cismini
indirdi duvardaki, yağlıboya resmini.
arkasından çıkardı, mektupluk ve zildeki;
sarı pirinç üstüne, yazdırdığın ismini..

Ertesi gün dostların akıl verdi eşine;
çoluk çocuk düştüler, mirasının peşine,
ne kadar sevinirdin, öldüğüne kim bilir;
görseydin yaptığını, kardeşin kardeşine..

Üç gün sonra kutlandı, baldızının yaş günü,
haftasına kalmadı, küçük kızın düğünü.
yani sözün kısası, sen gittiğinle kaldın,
hiç kimse fark etmedi, inan ki öldüğünü..

Bu mektuptan pek hoşnut, kalmadın biliyorum,
daha neler yazmıştım,. Vazgeçtim siliyorum.
bu dünyada hesabın, iyi kötü bağlandı;
sana öte dünyada, kolaylık diliyorum

CENGİZ NUMANOĞLU



siz de eklein arkiler  ;)

#1 - Mart 06 2006, 20:00:15
« Son Düzenleme: Nisan 13 2006, 21:38:27 Gönderen: Hedeyna Canan »

40 yaşındasın


Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle

Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor

Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...


Dursun Ali Erzincanlı


süpeR..  :okey
#2 - Mart 06 2006, 20:05:31
bir varmI$
bir yokmu$

sea_deniz

tşklr zenciiRii  ellerine sağlk  :cicek
#3 - Mart 06 2006, 20:07:32

eslem

Seccadeden kumlardı…
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!

Mescit mü’min, minber mümin…
Taşardı kubbelerden Tekbir,
Dolardı kubbelere “amin!”

Ve mübarek geceler, dualarımız,
Geri gelmeyen dualardı…
Geceler ki pırıl pırıl,
Kandillerin yanardı!

Kapına gelenler, ya Muhammed,
Uzaktan, yakından-
Mü’min döndüler kapından!

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dünyada aziz ümmet,
Muhammed ümmetiydi.

Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler;
“hu hu” lara karışsın
Aminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi…
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi…
Nerde kaldın ey Resul,
Nerde kaldın ey Nebi?

Günler, ne günlerdi, ya Muhammed;
Çağlar ne çağlardı;
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı…
Ve birgün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halime’nin kucağında
Abdullah’ın yetimi,
Amine’nin emaneti ağlardı!

Hatice’nin koncası,
Aişe’nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği,
Göklerin resulüydün…
Elçi geldin, elçiler gönderdin…
Ruhunu Allah’a,
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin.

Biz dünyadan nereye
Göçelim ya Muhammed?
Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet
Altın devrini yaşıyor…
Diller, sayfalar, satırlar
(Ebu Leheb öldü) diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!

Neler duydu şu dünyada
Mevlid’ine hayran kulaklarımız:
Ne adlar ezberledi, ey Nebi,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık, yolunu bilmiyor;
Artık, yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kabe’ne siyahlar
Yakışmamıştır, ya Muhammed,
Bugünkü kadar!

Haset, gururla savaşta;
Gurur, Kafdağı’nda derebeyi…
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği…
İyiliğin türbesine
Türbedar oldu iyi!

Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına.
İyilikler getir, güzellikler getir
Adem oğullarına!

Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Taif’tir, kimi Hayber’dir…
Fethedemedik, ya Muhammed,
Senelerdir!

Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi…
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi…
Günahın kursağında
Haramların peteği!

Bayram yaptı yabanlar:
Semave’yi boşaltıp
Save’yi dolduranlar…
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar…
Ağlasın Yesrib,
Ağlasın Selman’lar!

Gözleri perdeliyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı…
Yere dökülmeyecekti, ey Nebi
Yabanların gözünde kalacaktı!

Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler;
“hu hu”lara karışsın
Aminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Ne oldu, ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı, ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar taşlar,
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar?

Uçsuz bucaksız çöllerde,
Yine, izler gelenlerin,
Yollar gideceklerindir.

Şu Tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir…
Örümcek ne havada,
Ne suda, ne yerdeydi…
Hakkı göremiyen
Gözlerdeydi!

Şu kutu, cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva-ki bilinmez,
Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu?-
Kuşlarını, bir sabah,
Medine’ye uçurdu mu?

Ey Abva’da yatan ölü
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hatıran, uyusun çöllerin
Ilık kumlarıyla örtülü!

Dinleyene hala,
Çöller ses verir:
“Yaleyl!” susar,
Uğultular gelir.
Mersiye okur Uhud,
Kaside söyler Bedir.
Sen de, bir hac günü,
Başta Muhammed, yanında Ebubekir;
Gidenlerin yüzbin olup dönüşünü
Destan yap, ey şehir!

Ebubekir’de nur, Osman’da nurlar…
Kureyş uluları karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Ali’nin önünde kapılar açılır,
Ali’nin önünde eğilir surlar.
Bedir’de, Uhud’da, Hayber’de
Hak’kın yiğitleri, şehid olurlar…
Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı;
Yerde kalmazdı ruh… kanadlıydı.

Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler;
“hu hu”lara karışsın
Aminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Vicdanlar, sakat çıkmadan,
Ya Muhammed, yarına;
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Adem oğullarına!

Yüreklerden taşsın
Yine imanlar!
Itri, bestelesin Tekbir’ini;
Evliya, okusun Kur’an’lar!
Ve Kur’an’ı göznuruyla çoğaltsın
Kayışzade Osmanlar!

Na’tini Gaalip yazsın,Mevlid’ini Süleyman’lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan’lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!

Gel, ey Muhammed, bahardır…
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır!..
Hacdan döner gibi gel;
Mi’raç’tan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!

Bulutlar kanad, rüzgar kanad;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Ayetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad…
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilal-i Habeşi sustuysa
Ezanlarını Davud okusun!

Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler;
“hu hu”lara karışsın
Aminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Arif Nihat Asya

____bu naat ı çok seviom yaa biras uzun oldu ama..
#4 - Mart 06 2006, 21:31:15

esLem choks saoL yaowf.. bende sefeRim bu naat-ı ..  teshekküRLeR..  :kisss :cicek
#5 - Mart 06 2006, 22:58:51
bir varmI$
bir yokmu$

Allahın Adını Zikr idelüm evvela
Vacib Oldur Cümle işde Her Kula

Allah Adını Her kim ol Evvel ana
Her işi asan ide Alla ana

Bir KEz Allah Dise Aşk ile lisan
dökülür Cümle günahı  misl-i Hazan

#6 - Mart 06 2006, 23:02:24
İmza kural dışı.

Son Sığınak 
      
Hayat perdenin arkasında;
Hayatın öte yakasında.

Şu gaflet yükü insana bak;
Kendinden varlık cakasında.

Ve aşksız yobaz... İşi gücü,
Namazla Cennet takasında.

Tam dört asırdır Müslümanlık,
Cansız etiket markasında.

Ku'ran kalbi kor ezbercide,
Din, üfürükçü muskasında.

Batı, Batı der çırpınırlar,
Batı tükürük hokkasında.

Makine dimdik demirden put,
insanoğlu ruh laçkasında.

Hürriyet nerde söyleyeyim:
Hakka esaret halkasında.

Zamanda herşey kopuk, kesik;
Biçkisi kader makasında.

Ey insan, sana son sığınak,
Son peygamberin hğrkasında!
 Necip fazıl
#7 - Mart 07 2006, 21:31:50
herkesin ağzında bir  fanilik dırıltısı
Sonunda tek bir şarkı tabutun gıcırtısı

sami yusufu dinliyormusunuz hiç çok güzel sesi var.
#8 - Nisan 13 2006, 18:37:17

eslem

Sayılı verilmiş nefes bitince,
O gün cismin gider hayalin kalır.
Yokluğuna yanan sevdiğin varsa,
Düş olan hayatta her hâlin kalır…

Gördüm ki gelenler gitmeye mahkûm,
Azrail ölümü gütmeye mahkûm,
Ölüm gerçek, hayat bitmeye mahkûm,
Can gider, ten çürür imanın kalır…

İhtiras gözümde bir kara perde,
Şeytanla nefis her an her yerde,
Yaptığın dünyada, hesap mahşerde,
Adına yazılmış fermanın kalır…

Beden zahmet verir, ruh hevesinde,
Durmayı istemez can kafesinde,
Bakarsın ömrünün son nefesinde,
Sıfırı tüketmiş zamanın kalır…


#9 - Nisan 25 2006, 18:01:29
« Son Düzenleme: Nisan 25 2006, 18:02:53 Gönderen: eslem »

KADİR MEVLAM DİLEKLERİM WAR SENDEN
SON NEFESTE İMAN,KUR'AN-LA GÖÇÜR
ARINDIR GÜNAHIM TÜM BEDENİNDEN,
SIRAT KÖPRÜSÜNDEN KIŞ GİBİ UÇUR..

DİLEĞİM DOĞRUDAN AYIRMA YOLUM
SEN BENİM RABBİMSİN,BEN SENİN KULUN..
MERHAMET ETMEZSEN ZELİL OLURUM
ABI KEVSERİNDEN BANA DA İÇİR...

İNSANI MELEKTEN ÜSTÜN YARATTIN
CAN VERİP BEDENE,RUHUNU KATTIN
KULLARA AHRETTE CENNET DONATTIN
KAZANAN KULLARIN SAFINA GETİR...

GÜN GELİR CAN ÇIKAR BU NACİZ TENDEN
YALVARIRIM MEVLAM RAZI GEL BENDEN..
BİTİP TÜKENMEYEN O RAHMETİNDEN
MAHRUM ETME BENİ,BANA VER ECİR...(AMİN)

 SESLENDİREN:FERİDUN EROĞLU...

dinLemenizi tawsiye ederim arkadaşLar....
#10 - Nisan 28 2006, 22:35:57
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

Aman Allah İllallah

Seher vakti bülbüller
Nede güzel öterler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler

Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah

Akşam olur giderler
Boyun büker çiçekler
Kim bilir ne söylerler
Feryad eder bülbüller

Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah

Onlarda bütün dertler
Yine de şükrederler
Salat selam söylerler
Beytullaha giderler

Aman Allah illallah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
Lailahe illallah
#11 - Mayıs 17 2006, 19:39:52


"Ey Allahım" İlahisi


Ey Allahım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma

Seni sevmek benim dinim, imanım
İlahi dinü imandan ayırma

Sararuben soldum döndüm hazana
İlahi hazanı daldan ayırma

Şeyhim baldır ben anın peteğiyem
İlahi peteği baldan ayırma

Şeyhim güldür ben anın yaprağıyem
İlahi yaprağı gülden ayırma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyem
İlahi bülbülü gülden ayırma

Balığın canını suda dediler
İlahi balığı sudan ayırma

Eşrefoğlu senin kemter kulundur
İlahi kulu sultandan ayırma
#12 - Mayıs 17 2006, 19:44:12
« Son Düzenleme: Mart 03 2007, 19:17:37 Gönderen: zenciiRii »

Dikkat Et



 
Dikkat et her sözüne, sakın yalan olmasın;
Dikkat et her lokmana, sakın haram olmasın.
Cünkü yalan ile iman, bir arada durmaz,
Haram lokma yiyenin, duası kabul olmaz.

Dikkat et devlet malına sakın elin uzatma;
Çünkü onda milyonların; yetimin hakkı vardır.
Helalin az da olsa yetin, sakın ona haram katma;
Bil ki herkesin rızkı, Rabbin takdiri kadardır.

Sen rızkını değil de, zenginliği ararsın;
Haram, helal demeden, her kasaya dalarsın.
Sonra da şüphe eder, fetvasını sorarsın;
Mal devletin, ben devletin, bu da haram mı dersin.

Eşref-i mahlukatsın sen, şerefine dikkat et;
Yanlış bir iş yaparsan, şerefinden olursun.
Bu ünvan, Rabbin tarafından verildi sana;
Her işinde, bu ünvanı korumaya dikkat et.

Dikkat et, her vazife, sana bir emanettir
Onu hakkıyla yapmamak, emanete ihanettir.
Eğer tövbe edip de, hak yoluna dönmezse
Dünya ve ahireti, hüsrandan ibarettir.

Dikkat et kul hakkına, o hakkın affı yoktur;
Velev ki sahibinden helallık almadıkça.
Dikkat et komşu hakkına, onun vebali çoktur.
Vebalden kurtulamazsın, komşun razı olmadıkça.

Amir isen, emrindeki insanlara dikkat et;
Memur isen, görevini tam yapmaya dikkat et.
İşçi isen, çalıştığın saate dikkat et;
Esnaf isen, satışlarda dürüstlüğe dikkat et

Ey fani insanoğlu, bu sözlere dikkat et;
Ey fani insanoğlu, bu sözlere dikkat et;
Sözü benden de olsa, özü islamdandır.
Nefsini haklı görmek için, kendi kendini avutma;
Kim olursan ol musallaya geleceğin günü unutma.
 





Şair : Abdülbaki Kömür
 
#13 - Mayıs 24 2006, 12:59:53
Islami kurtarmaya degil; Islamla kurtulmaya calisalim...

Allah'ın ezeli sırlarını ne sen ve ne de ben bilirim,
Ve bu muammalı harfleri ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde arkasında ki dedikodumuz, mücadelemiz devam ediyor, Fakat perde kalkınca ne sen kalırsın ne de ben

saoL abi..çok güseLL... :)
#14 - Mayıs 25 2006, 19:43:10
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

eslem

//forum.alternatifim.com/index.php?topic=6035.0

abi güzel saol ama şiirlerimiz için bu topici kullansak daha iyi olur  :okey



edit : düzeLtiLdi.. :cicek
#15 - Mayıs 25 2006, 20:15:36
« Son Düzenleme: Mayıs 25 2006, 22:21:30 Gönderen: zenciiRii »

seheR wakti hiç ezanı  duydun mu
o güzeL çağRıya hemen uydun mu
kaLkıp HAKK'ın diwanına durdun mu
eğeR duRdun isensin müsLüman!!

işine gideR iken hewesLi  misin
ALLAH'ın yoLunda istekLi misin?
aLnının teRini siLmekte misin?
işte böyLe oLuR müsLüman müsLüman


geLin nefsimize hesap soraLım
geLin aLnımızı yere koyaLım
ALLAH' a beraber geL yaLwaraLım
işte bööLe oLur müsLüman müsLüman
#16 - Haziran 03 2006, 00:22:55
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

bunları kendimiz dinlesek.
#17 - Haziran 20 2006, 12:58:34
A&A         Seni ÇOK seviyorum!!!!   



                    asenaa....

bende en çok medineye varamadım yaralıyım ilahisini seviyom ve cürmüm ile geldim sana ama sözlerini tam bilmediğim için yazamıyorum :)
#18 - Haziran 24 2006, 01:33:40
ne imzası ya allah allah

SELAM
HAFİZECİĞİM seher vaktini ilahi olarak nereden indire bilirim
#19 - Haziran 29 2006, 15:55:43
« Son Düzenleme: Mart 02 2007, 13:45:03 Gönderen: zenciiRii »
aşk benim damarlarımda dolaşan bir etki
ben aşık değilim oğlum benimki etkiye tepki

40 yaşındasın


Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle

Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor

Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
 DURSUN ALİ ERZINCANLI

   süper bişi bu yaaa :'(
#20 - Temmuz 22 2006, 16:47:54

                 
Hz. Muhammed s.a.v

Zilletin, zulmetin, karanlıkların hüküm sürdüğü bir diyar,
Ve topraktan alemler eve ötesine açan bir YAR,
Ey Garip! Güllerin toprağı yardığı gibi sende sineleri yar,
Kalmasın ismini anmayan tek bir ciğer tel bir diyar.


Nasıl bir duruştur bu karanlıklar içinde Ya RAB,
Bu nasıl bir haykırıştır sessizden sessize,
Nasıl bir bekleyiştir bu mevsimden mevsime,
İnleyen bir ruh düşle garib bir bilinmezlik içinde,
İnleyen bir ruh geceden gündüze.


Yok yok efendim senin bir benzerin,
Ey insanlık zulme karşı duran şu yiğide bak,
Hakikat unutulmuş ve yok senin Haktan yana bir ezberin,
Ey Sevgili! Layık olmasak da o hikmet dolu bakışınla bir kerecik de bize de bak.


Ey sevgili! Sen Allah ile olmuşsun daim,
Hem sen Allah için yaratılmışsın Allah ta alemleri senin için,
Üstelik bir kul sahibinden efendisinden Rabbinden gayrı olmaz imiş,
Hakikat senin bu şanlı duruşun Rabbinden ayrı da olmaz imiş…
#21 - Ağustos 11 2006, 14:44:44
« Son Düzenleme: Ağustos 11 2006, 15:22:17 Gönderen: prensesgirl »

Allah
Bir döndünmü etrafında hiç
Dağlar taşlar birbirine sarılmış
Kul ağlamış
Yezid gülmüş
Kalem her darbe vurduğunda kağıda içinden,
Hz. Muhammed S.A.S yazası gelmiş.
Bir ömür boşa geçmiş,
Bencileyin hayata küsmüş,
Şeytan şarab sunmuş,
Misyoner incil,
Allah zikrederim evvela,
Pişman olalım geçen boş ana,
Yalavaralimki bizi affetsin.
Her anı ya Allah ya Bismillah sarsın.
Bahçemde bir gül goncasıydım
Korkmadan önce
soldum sarardım reddedince,
Bir gün şeytan boşa salladı,
Bende sarıldım Yüreğim ALLAH deyince.
Şimdi ağlarım ama boşa değil,
Affına sığındığım Yaraba dua edince.
#22 - Ağustos 11 2006, 15:45:18

GÜL NE SÖYLER?

Kokarım beni seven gönüllere
Yakışırım pek nurlu ellere
Almışım güzel kokumu resülden
Açarım sabahın erinden

Boynum bükük rabbime zikrederim
Sultanlar koklar beni huzura ererim
Rabbe isyan edene vermem kokumu
Alamazlar benden bir türlü aşk yudumu

Derler bana bülbül aşıktır sana
Derim ben haset olurum rabbe yana
Kibir olmaz destemde köküm toprakda
Sararır solarım ömrüm bellidir yaprakda
#23 - Ağustos 11 2006, 15:59:17

duslerSokagi

BEDİR

Hazırlanın uzunca bir yolculuk var şimdi
Asr-ı Saadet’e Ceziret-ül Arab’a gidiyoruz
Bismillah diyin Bedir’e öyle girin
Gökte melekler yerde siz bekleyin sessiz
Gelince iyi bakın Onlara
Hem kendi zamanlarının hem tüm zamanların en cesur yiğitleridir Onlar
Gökte yıldız, yerde aslandır Onlar
Yüz yirmi beş bin beden ama bir tek ruh, Muhammedi ruhtur Onlar
Aslanlar çıkmıştır Medine’den, şimdi yoldadır Bedir’in aslanları,
İşte bakın, şu Hz. Umeyr, aslan yavrusu,
Yaşı küçük diye geri çevirecek Rasulullah,
Ama öyle ağlıyor ki Umeyr, izin veriyor Nebi,
Ey Sa’d bin Ebi Vakkas ! sen bağla kardeşin Umeyr’in kılıcını,
Boyu kısa, bağlayamıyor.

Hz. Hamza’nın belinde iki kılıç duruyor,
Attığı her adım bir kalbi durduruyor,
Ey Hazma ! gördüğün hiçbir şeyden korkmazsın, bu doğru, ama heybetini gizli tut,
Yürüyüşün ölümü korkutuyor.

Dinleyin Almelerin Sultanını
O konuşunca rüzgar bile susuyor
Ey Ashab! Hazırmısınız?
Sa’d bin Muaz ayakta
“Ya Rasulallah!” diyor, seni Hakk dinle gönderen Allah’a ant onsun ki,
Sen bize şu denizi gösterip dalarsan biz de seninle birlikte dalarız
Allah’ın bereketiyle yürüt bizi”
Tebessüm buyuruyor Habibi Zişan, o gülünce suya kanıyor susamışlar,
Güller açılıyor yüreklerde,
Kederler unutuluyor.
Gülüyor Nebi ve yürüyorlar…
Mekke’de çekilen acılar dinmiş, yürüyorlar sanki yıldızlar yere inmiş,
Önlerinde kainatın güneşi…
İşte Hz Ömer ve Hz Ali, biri Hattaboğlu biri Haydar-i Kerrar
Ve kol kola ölümün ağzına giriyorlar…

Bedir’de baba oğul, Bedir’de kardeş kardeşe…
Mekke müşrikleri üç yiğit istiyorlar önce,
“Üç yiğit gösterin aranızdan bize…”
Melekler Alemlerin Sultanına bakıyor
Kimi işaret edecek Sultanı Resul?
Çünkü O işaret edince ay ikiye bölünüyor,
Acaba mübarek elleri kime uzanacak?
Kalk ya Ubeyde!
Kalk Ya Hazma!
Kalk Ya Ali!
Gördünüz mü yiğitleri,
Hazma’yı gördünüz mü, nasıl da salına salına gidiyor
Ya Ali, sanki gökten iniyor velilerin babası,
Ubeyde ayağından yara alıyor, efendisine gidiyor hemen,
“Ya Resulallah ben şehit miyim?” diyor
“Evet sen şehitsin”
Ve dua ediyor efendiler efendisi, Rabbi Rahim’ine uzatıyor ellerini
“Allah’ım, bana yaptığın vadini yerine getir,
Allah’ım, bu bir avuç insanı helak edersen artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz”
Bir fırtına kopuyor Bedir’de,
Hz. Mikail’in komutasında bin melek Rasullullah’ın sağında…
Bir fırtına kopuyor Bedir’de,
Hz. İsrafil’in komutasında bin melek Rasulullah’ın solunda..
Ve bir fırtına daha…..
Hz. Cebrail bin melekle Rasulullah’ın önünde,
Üç bin melek alaca atlarda…

Dönüyorlar Bedir’den,
Esirler arasında Peygamber amcası Hz. Abbas…
Vakit gece, esirlerin elleri bağlı, Abbas’ın elleri sıkıca bağlı.
Bir inilti yayılıyor geceye, uyuyamıyor Rahmet Peygamberi.
“Ya Rasulalllah, niçin uyumuyorsunuz?” Diyor sahabeler,
“Amcamın iniltisi uyutmuyor beni”
Ve hemen Ashab-ı Güzin, çözüyor Peygamber amcasının ellerini,
Rasulullah öğrenince durumu, emir veriyor “Tüm esirlerin çözün ellerini”.

Dönüyorlar Bedir’den,
Esirler arasında Peygamber damadı var,
Fidye karşılığı serbest kalacak.
Allah Resulüne bir gerdanlık uzatılıyor
“Kızınız Hz. Zeynep göndermiş, eşinin fidyesi olarak”
Şefkat peygamberinin gözleri doluyor,
Çünkü bu gerdanlık, kızının düğününde Hz. Hatice’nin taktığı kendi gerdanlığıdır,
Yaşlı gözlerle konuşuyor Nebi
“Onu salıverseniz, gerdanlığı da Zeynep ’e gönderseniz olur mu?”
Olur Ya Rasulallah,
Sen üzülme
Sen bize canlarımızdan daha yakınsın, buyur canımız feda sana, yeter ki sen üzülme.

Dönüyorlar Bedir’den
Sevgilileri dua ediyor
Peygamber duasıyla dönüyorlar
Kuluna yardım eden, dinini üstün tutan Allah’a hamdolsun
Hamdolsun Alemlerin Rabbine,
Hamdolsun Alemlerin sahibine….
#24 - Ağustos 16 2006, 02:05:57

duslerSokagi

Faran Dağlarında Açan Sevgili

Selam sana nazlı Nebi,
Selam sana gözbebeğim,
Mevla’nın kudretiyle selam,
Selam sana Nur-i Dilara,
Selam sana Hakk Habibi,
Rahman’ın kudretiyle selam,
Selam sana Andelev-i zişan,
Selam sana Muhammedi,
Cebrail’in yüreğiyle selam,
İbrahimce selam sana,
Rahimce selam sana
Ğaffurca selam.
Selam sana Ey yetimler padişahı,
Selam sana Ahmedi nefesli yar
Eyyubca selam sana,
Selam sana Ya Habiballah,
Selam sana Ya Nebiyallah,
Selam sana Ya Rasulallah.

Ya Rasulallah sen sevmek için istenen,
Can dudakta istenen
Sevda ikliminin en güzel mevsiminin en güzel çiçeğisin
Cemre gibi düştün kainatın kışına
Bahar senin elinde doğdu senin elinle indi toprağa
Öyle bir sevildin ki candan aziz bilerek uğruna can verildi
Ama bu ölüm değildi
Adını bir kez anan bir kez gönülden anan rahmetin nur kaynağı gözlerinde diriltti
Şimdi biz de Seni anıyoruz
Mevla’mızın yeminleriyle anıyoruz seni
Ey Faran Dağlarında açan sevgili
Fecre, on geceye, her şeyin çiftine ve tekine, akşamın alaca karanlığına,
Kararıp bürüdüğü zaman geceye, açılıp aydınlattığı zaman gündüze ant olsun ki
Sen olunca sitem yok,  serzeniş yok, eyvah yok
Alemlere ambersin, O’ndan başka ilah yok
Sen en son Peygambersin

Beni ilk öksüz oluşun vurdu, yetim kalışın yaraladı önce
Elden ele dolaşmıştın, herkesin gözbebeğiydin
Ama mahzun, ama kederli…
Bir yanın arşa kadar azamet, bir yanın ürkek
Mekke akşamları yanar verdiğin her nefeste ve gökten inen bir sesle Allah korumasına alır
Senin derdin Allah’tır, hüznün kederin Allah,
Senin dostun Allah’tır, sana en yakın Allah…

Biz seni göremedik Ya Rasulallah
Uhud dağını seyrettik okçular tepesinden bir sabah
Bir Medine sabahında Uhud’u seyrettik, seni göremedik
Ebu Ubeyde bin cerrah sanki oradaydı,
Sanki mübarek yüzüne batan miğfer halkalarını dişleriyle sökmek için nefes nefeseydi
Kalbi yerinden fırlayacakmış gibiydi
Seni öyle seviyordu ki tenine bir dikenin batması bile o kalbi durdururdu
Biz seni göremedik Ya Rasulallah
Uhud’u gördük bir sabah
Malik bin Sinan olamadık
Mübarek kanının kanına karıştığı
Malik bin Sinan sanki oradaydı
Ve inemedik okçular tepesinden
Sanki sen inin demeden inersek Uhud tekrar cehenneme döner.

Ey Faran Dağlarında açan sevgili!
Güneşe ve onun ışığına, ardından gelmekte olan aya,
Onu ortaya koyan gündüze, onu bürüyen geceye,
Göğe ve onu meydana koyana, yere ve onu yayana ant olsun ki
Sen olunca sitem yok, serzeniş yok, eyvah yok, Alemlere Ambersin O’ndan başka ilah yok
Sen en Son peygambersin.
Vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan,
Seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim.
Mesafelerden usandım Ya Rasulallah,
Sana sesleniyorum, Alemlere Rahmetsin
Seslenince yanımdasın, buradasın
Günahkarım ama sen günahkarların umudusun
Temizle beni Ya Rasulallah
Temizle beni Ya Rasulallah
Temizle beni Ya Rasulallah

Mescidi Nebevi’de gördüm mübarek sözlerinden birini süsleyip duvara asmışlar
“Benim şefaatim ümmetimden büyük günahları olanlar için” buyurmuşsun
İçimde her şey üşür, rüzgar üşür, yağmur üşür,  dua üşür, melekler üşür
Isıtırsan bir sen ısıtırsın
Medine’ye akan nur gibi ak kalbime
Ey Ban-ı Cihan yorgunum, güçsüzüm, çaresizim
Sen çaresizlerin yardımcısısın
Yüreğimi koşturdum sana doğru
Çatlarcasına koşturdum,
Kimseye hakkım yok huzurunda sana ait varlıkları dava etmem,
Ben bir davalıyım,
Tükendim Ya Rasulallah,
Hicretimi kabul et Ya Rasulallah
Hicretimi kabul et Ya Rasulallah
Hicretimi kabul et...
Dursun Ali ERZİNCANLI
#25 - Ağustos 16 2006, 02:16:58

duslerSokagi

SEN GİDİNCE
Sevgili sen gitmiştin
Koyup bir başımıza bırakıp pak ellerimizi gurbetlerine salmıştın bizi. yetim kaldık öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda
Sen gitmiştin ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi.
Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda
Sevgili nasıl iltica edelim sana huzuruna nasıl varalım yalvaralım
Kemter karıncalar nice mümkün halini süleyman’ a arz
Güneş huzurunda mumların okunmazken esamesi pervaneler bahsetsin mi varlıktan ve duyurabilsin mi sesini
Efendim duyar mısın sesimizi
Sevgili !
sen aşk ikliminde sultan sen güzellik şahikasında dolunay
Sen vefa göğünde hilal
biz bir bakışının dilencisi
biz dolunay tutkunları
Biz bayramı gözleyen oruçlar
Güzellik ordusunun hakanı sen
Gam rüzgarında edalar biz
Sen imrenme
Biz ayıplanma
Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah  yoksullar
Sen sabah yıldızlarının ışığı
biz gaflet uykusunda kervancı
dert ve keder denizinde çığlıkçığlığayız biz
kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa
Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver
Düşkünlerine savrulmuşlarına kulak ver
İtivermezsin elinin tersiyle bizi değil mi efendim
Sen gitmiştin
Çelik mermere çarptı iradeye ateş düştü yokluğunda hasretinden akıllar yitirildi
Gönüller gölgelere düştü,
sana muhtacız sana en fazla muhtacız en fazla sana muhtacız uyandır bizi uykumuzdan
gel ey sevgili bir gelişle gel bir gülüşle gel doğ ufkumuza
sar dünyamıza gir gönlümüze yenide
Sana muhtacız
Sen gitmiştin
Seninle birlikte her şeylerimiz gitti şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra
Kanlarımız sahralar doldurdu kelimelerimiz anlamlarını yitirdi
Putlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına
Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında efendim hiç kar elde edemedik aldandık hep aldandık
Delilimizi yitirdik delillerimizi yitirdik dillerimiz dilim dilim edildi efendim
Bize sevmeyi unutturdular ilkin sonra sevginin ne olduğunu
kendi gönlüne ihanet edenlerimiz gönlün kendisine ihanet ediyorlardı
Vurgunlar yedik peş peşe efendim vurgunlar yedik ve
Sen gitmiştin
Sevgili,
sen gitmiştin biricik sığınağımız varlığımızın övüncü yüz akımız
hayırları söyleyip gitmiştin
biz şer işler olduk, uzun uzun emellere kapıldık
kapılanıp kaldık umutların kapısında
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan uzandıkça verilen…
Böğrümüzde kaldı ellerimiz
Sen gitmiştin
Aşk dervişleri avare pejmürde hercai rüzgarlara kapıldılar
dönüşlerin ahengini kırdılar
Bölük bölük kadınlarımız gurup gurup erlerimiz demet demet çocuklarımız 
kimi güler kimi ağlarken yitirdiler kendilerini
ve sen gitmiştin efendim
Sevgili
hani bir aşktın bir güzelliktin sen
Güzellikle aşkın kesiştiği prizmada
Güzelliğin cihanı göstersen bir ayna, aşkın o aynanın cilasıydı hani
Güzelliğin olmasa efendim aşkı hiç bilmeyecekti cihan
Aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı
Sana muhtacız sana en fazla muhtacız en fazla sana muhtacız
uyandır bizi uykumuzdan
gel ey sevgili bi gelişle gel bir gülüşle gel doğ ufkumuza sar dünyamızı gir gönlümüze yeniden
sana muhtacız sana muhtacız
Sevgili, dertle ağlayandın hem derde salandın
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi hastaların merhemiydin
Saadetle yaşamış saadet çağını yaşatmıştın sana muhtacız
Sana en fazla muhtacız en fazla sana muhtacız
gel ey sevgili
#26 - Ağustos 16 2006, 02:20:27
« Son Düzenleme: Ağustos 16 2006, 02:28:29 Gönderen: duslerSokagi »

duslerSokagi

FIRSAT BU FIRSATTIR, ÖMÜR GEÇİYOR
GÜNAHLARIN SENDEN TÖVBE İSTİYOR
FARKINDA DEĞİLSİN KALBİN AĞLIYOR
ECELİN GELMEDEN GEL TÖVBE EYLE

NEFSİN DER Kİ DAHA ZAMANIN ÇOKTUR
KİMSENİN ELİNDE SENEDİ YOKTUR
VALLAHİ BİLLAHİ HESABIN ZORDUR
SON NEFES GELMEDEN GEL TÖVBE EYLE

BÜTÜN DELİLLERLE KUR'AN'DIR AYAN
ATEŞİN SÖNDÜRÜR KALPTEKİ İMAN
BU ÇİRKİN GAFLETTEN GEL SEN DE UYAN
KABRİN AÇILMADAN GEL TÖVBE EYLE

KALBİNİN KABZINI DİNLE, NE SÖYLER?
DUY, SENİ RABBİME ŞİKAYET EDER
BULANIKLIĞINI TÖVBEYLE GİDER
CAN TENDEN ÇIKMADAN GEL TÖVBE EYLE

ALLAH SEVGİSİDİR RUHUN GIDASI
BUNU FERYAD EDER ARŞIN NİDASI
SARAR MI TÖVBESİZ GAFLET YARASI
CEHENNEM TUTMADAN GEL TÖVBE EYLE
#27 - Ağustos 16 2006, 02:41:05
« Son Düzenleme: Ağustos 16 2006, 02:41:33 Gönderen: duslerSokagi »

gerçektende çok anlamlı tövbe kapısı açıktır her zaman.....


tövbe etmeliyiz bataklıydaksak..
#28 - Eylül 24 2006, 10:49:09
A&A         Seni ÇOK seviyorum!!!!   



                    asenaa....

İLAHİLER
 

Bir gece
 

Ondört asır evvel yine böyle bir geceydi
Kumdan ayın ondördü bir öksüz çıkıverdi!

Lakin o ne hüsrandır ki: Hissetmedi gözler

Kaç bin senedir halbuki, bekleşmedelerdi

 

Dünya neye sahipse O'nun sevgisidir hep

Medyun O'na cem'iyyeti, medyun ona ferdi

Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet

Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

 

                                       M.AKİF ERSOY

 

 



Yağmur
 

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım

Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım

Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

Senin için görülen bir düş de ben olsaydım

Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

Sana hicret eden bir Kureyş'li de ben olsaydım

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım

Batlı yıkmak için kuşandığın kılıcın

Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

 

                                          NURULLAH GENÇ

 

 



Talea'l-Bedru Aleyna
 

Talea'l-Bedru Aleyna

Min seniyyat'il-veda
 

Vecebeş şükrü aleyna

Ma dea lillahi de'a

 

Ente şemsün ente bedrun

Ente nurun ala nur

 

Ente misbahus Süreyya

Merhabam ya hayra da

 

Kad lebisne sevbe izzin

Ba'de esvabir rika

 

Ve rada'na sedye mecdin

Ba de eyyamid daya

 

Eyyühel mebusü fiyna

Ci'te bil emril muta

 

Ci'te şerraftel Medine

Merhabam ya hayra da

 

Kalet ehmarüd deyaci

Kul li erbabil islam

 

Küllü men yetba Muhammed

Yenbeğiy ella yüdam

 

Ve teahedna cemian

Yevme aksemmel yemin

 

Len nehunel abde yevmen

Vet tehazna sıdka din

 

Lestü vallahi neziyyen

Ma yükasihil ibad

 

Meşheden ya necme emnin

Zü ve bain ve vidad

 

Sallalahu ala Muhammed

Sallalahu aleyhi vesselem

 

 



Muhammed Anadan doğdu
 

Muhammed anadan doğdu

Melekler tebriğe indi

Gönüller şaduman oldu

Can Muhammed nurdan Ahmed

 

Gördüm göbeği kesilmiş

Sünnet olmuş toz ekilmiş

Nurdan kundağa sarılmış

Can Muhammed nurdan Ahmed

 

Hakkın nikabı yüzünde

Kudret sürmesi gözünde

Gördüm melekler dizinde

Can Muhammed nurdan Ahmed

 

Dileriz Hak'tan inayet

Umarız senden şefaat
Son nefeste hem selamet

Can Muhammed nurdan Ahmed

 

 



Nur kundak içinde
 

Seyreyleyüp yandım mahcemaline Allah Allah

Nur kundak içinde yatar Muhammed

Canımm canısın sen ya Muhammed

 

Kokuları benzer cennet gülüne Allah Allah

Nur kundak içinde yatar Muhammed

Canımın canısın sen ya Muhammed

 

Kevser dudakları bilmem ne söyler Allah Allah

Hulusi kalbiyle hakkı zikreyler

Daha tıfıl iken ümmetin diler Allah Allah

 

Nur kundak içinde yatar Muhammed

Canımın canısın sen ya Muhammed

Bildim odur iki cihan serveri Allah Allah

 

Allah Habibi son peygamberi

O'dur yerin göğün şemsi kameri

Nur kundak içinde yatar Muhammed

Canımın canısın sen ya Muhammed

 

 



Arayı arayı
 

Arayı arayı bulsam izini

İzinin tozuna sürsem yüzümü

Hak nasib eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed Canım arzular seni
 

Bir mübarek sefer olsa da gitsem

Kabe yollannda tozlara batsam

Hub cemalin birkez düşümde görsem

Ya Muhammed Canım arzular seni

 

Zerrece kalmadı kalbimde hile

Sıdk ile girmişem ben bu hak yola

Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile

Ya Muhammedi Canım arzular seni

 

Ali ve Hasan, Hüseyin anda

Sevdası gönüllerde muhabbet canda

Yarın mahşer günü Hak divanda

Ya Muhammed Canım arzular seni

 

Yunus senin methin eder dillerde

Dillerde dillerde her gönüllerde

Arayı arayı gurbet illerde

Ya Muhammed Canım arzular seni

 

 

 



Kabe'nin yolları
 

Kabe'nin yolları bölük bölüktür.

Benim yüreciğim delik deliktir

Dünya dedikleri bir gölgeliktir.

 

Canım Kabe'm varsam sana

Yüzüm gözüm sürsem sana

 

Eşim dostum yüklesinler yükümü

Komşularım helal etsin hakkını

Görmez oldum ırak ile yakını

 

Canım Kabe'm varsam sana

Yüzüm gözüm sürsem sana

 

 

 



Hicaz çölleri

 

Geçtiğiniz yollara
Bizden selam götürün

Hak-dost diyen dillere

Bizden selam götürün

 

Kutlu Hicaz çölüne

Hakk'ın solmaz gülüne

O Müminler seline

Bizden selam götürün

 

Girenler dostun bağına

Düşmez küfrün ağma

Mübarek nur dağına

Bizden selam götürün

 

Yağan Nur-i Hüdaya

Merve ile Safa'ya

Muhammed Mustafa'ya

Bizden selam götürün

 

Yalvarıp Rabbimize

Dualar edin bize

Muazzam Kabe'mize

Bizden Selam götürün

 

Her yönelen Allah'a

Çıkar nurlu sabaha

Al-i Rasülullah'a

Bizden selam götürün

 

Girersiniz ihrama

El sürmeden harama

Sahabe-i Kiram'a

Bizden selam götürün

 

Lebbeyk deyip boyuna

Koşun zemzem suyuna

Beni Haşim soyuna

Bizden selam götürün

 

Mekke ile Medine

iki eşsiz hazine

Cihanyar-ı güzine

Bizden selam götürün

 

Kavrulan açık başa

Öpülen siyah taşa

Gözlerden akan yaşa

Bizden selam götürün

 

Yetişir Cemal gayri

Çok sözün yoktur hayrı

Hüccaca ayrı ayrı

Bizden selam götürün

 

 

 

#29 - Eylül 24 2006, 10:59:52
A&A         Seni ÇOK seviyorum!!!!   



                    asenaa....

Hac ilahisi

 

Gönül kulağıma gelse bir sada

Ey kulum gel eyle haccını eda

Etsem malı-mülkü, cananı feda

Diyerek Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk;

Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk.

 

Babüs-selam'ından beytine girsem

Hacer'ül-Esved'e yüzümü sürsem

Geçip masivadan vuslata ersem

Diyerek Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk;

Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk.

 

Salih Kullarınla tavafa dursam

Nurunla mest olup feyzinle doysam

Tecelli-i Zatını ruhumda duysam

 

Diyerek Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk

Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk

Akarken göz yaşım Safa'ya düşsem

Yalınayak başı açık Merve'ye koşsam

Zemzem-i Şerifi içerek coşsam

Diyerek Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk

Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk

 

Arafat'tan affa uğrayıp çıksam

Günahım tevbenin nuruyla yaksam

Beka denizine çağlayıp aksam

Diyerek Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk

Lebbeyke la şerike leke Lebbeyk

İnnel hamde venniğmete leke vel mülk

La şerike lek

 

 

 



Mevlam nasip etse

 

Gani Mevlam nasib etse

Varsam ağlayı ağlayı

Medine'deki Muhammedi
Görsem ağlayı ağlayı

 

Delil yapışsa elime

Lebbeyk öğretse dilime

İhram bezini belime

Sarsam ağlayı ağlayı

 

Akıtırlar hayvan kanı

Esirgemez kimse canı

Şol meydanda koç kurbanı

Kessem ağlayı ağlayı

 

Hüccac döner yana yana

Ciğerim döndü büryana

Şol zemzemden kana kana

içsem ağlayı ağlayı

 

Derviş Yunus der can ile

Kul olmuşum iman ile

Dilim Zikr-i Kur'an ile

Varsam ağlayı ağlayı

 

 

 



AMAN ÇEŞME

 

Aman çeşme canım çeşme
Sen Ahmed'i görmedin mi
Biraz önce abdest aldı

Şu karşı ki camiye sor

 

Aman cami canım cami

Can Ahmed'i görmedinmi

Biraz önce namaz kıldı

Şu karşıki çarşıya sor

 

Aman çarşı canım çarşı

Nur Ahmed'i görmdin mi

Biraz önce kefen aldı

Şu karşıki kabire sor

 

Aman kabir canım kabir

Muhammed'i görmedin mi

Şimdiye kadar sizindi

Şimdi ise bizim oldu.

 

 



ANNEM

 

Anneler başta taç imiş

Her dertlerde iliç imiş

Bir evlat bir pir olsa da

Annesine muhtaç imiş

 

Eyle annem eyle annem

Hakkın helal eyle anne
 

Benim için katlandın sen

Çok zahmet zorluklara

Dokuz ay on gün taşıdan

Gözüm nuru canım annem

 

Beni emzirip büyüttün

Ninniler söyleyerek sen

Nasıl öderim hakkını
Annem hakkın helal eyle

 

Beni büyümek için sen

Geçeni gündüz eyledin

Kundagıma sardın hergün

Hakkın helal eyle annem

 

Yüce Mevlanın Cenneti

Ayagının altındadır

Ver ayagını öpeyim

Annem hakkın helal eyle

 

Emeğin pek çoktur senin

Hakkım helal etmezsen
Mevla Cennetine koymaz

Hakkın helal eyle annem

 

 

 

 



GÜLME GÜLME ağla GÖNÜL

 

Bir garibsin şu dünyada

Gülme gülme ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin

Gülme gülme ağla gönül

 

İşi gücü cevru cefa

Dünya kime kıldivefa

Hani Muhammed Mustafa

Gülme gülme ağla gönü

 

Ebubekir sıddık veli

O'dur peygamberin yari

Hani Ömer, Osman, Ali

Gülme gülme ağla gönül

 

Onlar cihane geldiler

Hep gittiler kalmadılar

Gülmediler ağladılar

Gülme gülme ağla gönül

 

Birgün ola ecel gele

Kullar kulluğunda kala

Cümle mahluk toprak ola

Gülme gülme ağla gönül

 

Aşık Yunus söyler sözü

Kanlı yaşlar döker gözü

Eğer yazın eğer gözün

Gülme gülme ağla gönül

 

 

 



ÖLMEMEYE ÇAREMÎ VAR

 

Gururlanma insanoğlu

Ölmemeye çaremi var
Hazen görmüş bir gül gibi

Salmamaya çarenmi var

 

Hayat denen dolap döner

Bütün mahluk olan biner

Yağı biten kandil söner

Sönmemeye çaremi var

 

Hiç aldanma mala mülke

Gitmez isen doğru yola

Tatlı canın azraile

Vermemeye çaremi var

 

Hiç güvenme can dostuna

Uçuşurlar mal kastına

Çıkıp teneşür üstüne

Yatmamaya çaremi var

 

Düşünmezsin hiç ölmeyi

Terk etmezsin hiç gülmeyi

Yakası yok ak gömleği

Giymemeye çaremi var

 

Nerde ecdad nerde ata

Hak'ka karşı yapma hata

Taput denen ağaç ata

Binmemeye çaremi var

 

Daim yürür Hak izinde

Hak'kı söyler her sözünde

Dört kişinin omuzunda

Gitmemeye çaremi var

 

Kalkacaktır gözden perde

Göreceksin yarin, nerde

Ev kazılmış kara yerde

Yatmamaya çaremi var

 

Münker nekir gelecektir

Rabbin kimdir diyecektir

Mümin cevap verecektir

Vermemeye çaremi var

 

 

 



PEYGABERİMÎZİN İZİNDEYİZ

 

Biz Kur'an-ın hadimleri
Pür imanlı ve zindeyiz

Bu yoldan dönmeyiz asla

Peygamberin izindeyiz.

 

İzindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

Hak Habibim dedi ona

Bizden feda can uğruna

Alem şahid olsun buna

Peygamberimizin izindeyiz.

 

İzindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

İslamın nuru gür sesi

Kaldırdı zulmeti yesi

Alemlerin efendisi

Peygamberimizin izindeyiz

 

İzindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

O'dur ahır hak peygamber

Ona selam salat gönder

 

Cihanda en büyük önder

Peygamberimiz izindeyiz

izindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

Onu sevsen onu tanı

O'dur tende canlar canı

Gönüllerin tek sultanı

Peygamberimizin izindeyiz

 

izindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

Hayra koşan serden kaçan

Bize nuru ufku açan

Alemlere rahmet saçan

Peygamberimizin izindeyiz

 

izindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

Tende kalan bir can ile

Aşk ile pür iman ile

Biz Hazret! Kur'an ile

Peygamberimizin izinyediz

 

izindeyiz izindeyiz

Peygamberin izindeyiz

 

 

 



SELAM OLSUN

 

Biz dünyan gider olduk

Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua

Kılanlara selam olsun

 

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi

Hasta iken halimiz!

Soranlara selam olsun

 

Tenin ortaya açıla

Yakasız gömlek biçile

Bizi bir asan vechile

Yuyanlara selam olsun

 

Sela verile kastimize

Gider olduk dostumuza

Namaz için üstümüze

Duranlara selam olsun

 

Derviş YUNUS söyler sözü

Yaş dolmuştur iki gözü

Bilmeyenler bilsin bizi

Bilenlere selam olsun

 

 

 

 



ABDEST ALDIĞIN ZAMAN

 

Dökülür bedede cümle günahlar
Namaz işin abdst aldığın zaman

îkim melek iki yanında durur

Sabah namazım kıldığın zaman

 

Dahi namazım terketme sakın

îsterisen ola imanın bütün

Hak kulum der sana Rasül ümetim

Öğle namazım kaldığın zaman

 

Gökten yere iner bütün melekler
Meleklere müştak olur felekler

Kabul olur anda bütün dilekler

ikindi namazın kıldığın zaman

 

Cennet bahçesin! Hak kendi bezer

Şad olur müminler içinde gezer

Kiramen Katibin sevabın yazar

Akşam namazım kıldığın zaman

 

Bu namazdır müminlerin burağı

Hak teala yakın eder ırağı

Cenneti ala olur anın durağı

Yatsı namazım kıldığın zaman

 

Ecel yasnğına koyunca başın

Dökülür gözünden kan ile yaşın

İman Kur'an olur senin yoldaşın

Azraile canın verdiğin zaman

 

 

 

 



MEDİNEYE VARAMADIM

 

Medineye varamadım

Gül kokuşu alamadım

Ben Rasüle doyamadım

Yaralıyım yaralı yaralı

 

Kabenin örtüşü kara

Açtı yüreğime yara
Bulunmaz derdime çare

Yaralıyım yaralıyım yaralı

 

Hacerül Esvedin taşı

Akıttın gözümden yaşı

Bulunmaz Rasülün eşi

Yaralıyım yaralıyım yaralı

 

Elimden tut kaldır beni

Ya vuslata erdir beni

Çok ağlattın güldr beni

Yaralıyım yaralıyım yaralı

 

 

 

 



ALMA TENDEN CANIMI

 

Alma tenden canımı

Aman Allah'ım aman

Görmeden cananımı

Aman Allah'ım aman

 

Aşıkım Muhammed'e
Ol Resüli emcede

Koyma bizi firkate

Aman Allah'ım aman

 

Bir kez yüzün göreyim

Payine yüz süreyim

Canım anda vereyim

Aman Allah'ım aman

 

Zareyleme işimi,

Zehreyleme aşımı

Dökme kanlı yaşımı

Aman Allah'ım aman

 

 



mağrur OLMA insanoğlu

 

Makamımız kuş misali

Daldan dala konabilir

İnsanoğlu yok misali

Birgün olur ölebilir

 

Dağlar taşlar kül misali

Birgün olur tozabilir

İnsanoğlu gül misali

Birgün olur solabilir

 

Hakikata eren erler

Mevlasım bulabilir

Kendini kemter görenler

Birgün yüce olabilir

 

Bu can bana emanettir

Birgün olur uçabilir

Dünya malı bir zinnettir

Ancak amel kalabilir

 

Mağrur olma insanoğlu

Ölümün çaresi yoktur

Soğuk vurmuş sümbül gibi

Solmamaya çaren yoktur

#30 - Eylül 24 2006, 11:00:54
A&A         Seni ÇOK seviyorum!!!!   



                    asenaa....

ilk_Gunah

    FİLİSTİNLi MUHAMMED


Muhammed Ölüyor...

Muhammed...
Babasının kucağına sığınmış ürkek bir kuş.
Korkuyor göğün cehenneminden,koru beni babacığım yukarda uçuşanlardan,benim kanatlarım küçük,dayanmaz bu rüzgara... Ve ışıklar kör.

Muhammed eve dönmek istiyor sadece,bisiklet istemiyor,istemiyor yeni bir gömlek,okul sırasına ulaşmak istiyor sadece,sarf ve nahiv defterine.

Al beni babacığım götür evimize,ödevimi yapayım,tamamlayım ömrümü yavaş yavaş denizin kıyısında,hurmanın gölgesinde,daha fazlası değil,daha fazlası değil...

Muhammed bir orduyla karşı karşıya ne taş var elinde ne de bir parça yıldız,duvara yazamaz artık,hürriyetim ölmez asla.
Artık yok ki hürriyeti savunsun onu.Ufku da yok Pablo Picassoyu koruyacak.
Hala doğuyor,hala doğuyor adın lanetini yüklenen bir adla kaç kez doğacak daha aynı çocuklar,ülkeleri yok,çocukluk hayalleri yok...
Hoş hayal kursa bile nerde kuracak? Toprak yaralı,mabed de öyle...

Muhammed görüyor ölümün üstüne üstüne geldiğini kaçış yok.
Lakin televizyonda gördüğü bir sırtlanı hatırlıyor...Güçlü bir sırtlan...Zayıf ceylanı kıstırmış ve tam iyice yaklaşmışken süt kokusu geliyor burnuna vazgeçiyor onu parçalamaktan.Sanki süt evcilleştiriyor çölün vahşetini...O halde kurtulacağım diyor sabi,ağlıyor...Hayatım burada saklı,annemin sandığında.Kurtulacağım ve göreceğim...

Muhammed zavallı bir melek...Soğukkanlı avcısının tüfeğinin iki adım ötesinde kameralar gözetliyor sabinin hareketlerini.Öyle ki gölgesiyle birleşiyor,yüzü kuşluk gibi apaçık,kabi elma gibi apaçık,on parmağı mumlar gibi apaçık...
Avcısı bu işi düşünebilirdi,yeniden ve diyebilirdi "bırakayım hele gitsin Filistine sağ salim,şimdi kulak vereyim vicdanıma,yarın yine öldürürüm nasılsa direnince."

Muhammed küçük bir İsa...Uyuyor ve düş görüyor,ikonanın kalbinde bakırdan yapılmış ve zeytin dalından ve yeniden dirilmiş bir halkın ruhundan...

Muhammed ihtiyaç fazlası kan,peygamberlerin istediğinden... Yüksel Sidre-i Muntehaya YA MUHAMMED...



İbrahim sadriden dinledim,yazarı kim bilmiyorum
#31 - Ekim 02 2006, 02:26:57
« Son Düzenleme: Ekim 02 2006, 02:35:19 Gönderen: zenciiRii »

SmALL...

ANNE BABA İLAHİSİ

MİNİK MİNİK ADIMLAR,
ATAR İKEN BEN,
BİR ELİMDEN BABAM TUTTU,
BİR ELİMDEN ANNEM.

RABBİM HEP SEV ONLARI AYIRMA RAHMETİNDEN
MAHRUM ETME MERHAMETİNDEN,
RABBİM HEP SEV ONLARI AYIRMA CENNETİNDEN
CENNETTE DE BİRBİRİMİZDEN.

ŞİMDİ ONLAR UZAKTA,
BEN UZAKTAYIM,
ALLAH'IM SEN HER KULUNA,
HEP EN YAKINSIN...
#32 - Kasım 14 2006, 19:09:40
« Son Düzenleme: Aralık 04 2006, 17:18:28 Gönderen: zenciiRii »

Sen Yoktun

Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun
Önce cenneti,
Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi
Arafat bu affa şâhitti

Sen yoktun
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryüzünü boğarken
Taprağın bağrındaki su
Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...

Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
“Rabbimiz” dedi,
“Onlara kendi içlerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...


Sen yoktun Sultânım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Huteyle göklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak süslediler ölüme...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
En son çocuk atılırken çukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
Melekler süslüyordu hirâyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gönder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada


Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız


Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyaç var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.

Sen vardın
Bedir kârdı,
Uhut dardı
Hendek yârdı.
Yiğitlerin vardı.
Ölmek için yarışan yiğitler...


Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
Enes kükremiş:
“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya Ebâhir gel! Derdin.


Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında hüznün kaldı.
Hasretin kaldı göklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbüs etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.


Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Ömer değiliz ama
Bütün dualarımız senin için

Ey Rabbimiz!
Rasulünü anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i Âlâya yükselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.

Dursun Ali Erzincanlı

#33 - Kasım 18 2006, 23:32:22
İmzanız kural dışı.

Bakışları vardı bıçaktan keskin....
Düşmanı bakışlarıyla korkutan türden...
Bakışları vardı ipekten yumuşak...
Ümmetini bakışlarıyla saran türden...

Onun yüreği, yeryüzüne inen hiç kimsenin yüreğine benzemezdi.
Sanki Rabbim, onun yüreğine zemzem suyu ekelemişti.
O yürek ki; yetimliliğin faturasını kimseye kesmezdi.
O yürek ki; haksızlığa gelemezdi, her daim hak yolunda olurdu.
O yürek ki; yetim, öksüz ya da yoksul, zengin demez herkese koşardı.

Güneş ilk onun yüzüne doğar ve batardı, ay da öleydi tabii...
Onun öyle bir yüzü vardı ki;
Yüzünde ki nur gecelerimizi aydınlatırdı.
Onun öyle bir yüzü vardı ki;
Bakanların hayran kalmasına neden olurdu...
Onun öyle bir yüzü vardı ki;
Tüm ümmeti o mübarek yüzü görmek için canla baş ederdi.

Güllere benzeyen bir tek o vardı.
Gerek iştihamıyla, gerek kokusuyla...
Güller anımsatırdı yeryüzünde bir tek onu...
Çünkü ondan sonra ona benzeyen hiç kimse olmadı...
Ne onun kadar sevildi, ne de onun kadar herkes sevebildi.


Peki o kim miydi?.
O ki; iki cihanın efendisi,
O ki; Allah'ın (cc) Rasulu...
O ki; Rasulullah
O ki; Habibullah
Ve o ki; H.z Muhammed Mustafa (sav)...
 
 
 
#34 - Kasım 21 2006, 12:15:04
banlamazsan ...................

AMENNA
Adaletine amenna azametine amenna
Ama biz aciz kullarını merhametle yargıla

Sana layık kul olamadık
Doğruyu bir türlü bulamadık
Sözümüze sadık kalamadık

Şimdi affet sen bizi
Merhametine muhtacız
Mağfiretine muhtacız

Adaletine amenna
Azametine amenna
Ama biz mücrim kullarını
Şefkatinle yargıla


SUSKUNLUĞUN BEDELİ

Kudüste pusLu bir yaz günü
Birazdan kıyamet kopacak
Küçücük bir şehit cennete uçacak
Birazdan
Muhammed yaraLı ceyLanım
Kapatma GözLerini
Muhammed kurbanın oLayım
Bırakma ELimi
Muhammed ne oLur duy beni
Baba geL gideLim de
Daha çok görecek günün var
AceLen ne diye?
Kapıda Annen bekLiyor
YoLunu gözLüyor
Muhammed,Muhammed..


Çok güzeL iLahiLeri var MUSTAFA CİHAT'ın
dinLemenizi tavsiye ederim
yukarıda sözLeri oLan en güseL 2 si sadece :))
#35 - Kasım 30 2006, 14:07:10
...Senin aydınlığındır ay'a ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir ay'sın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem...

çok güzel yaaa ben küçüklükten beri sordum sarı çiçeğe annen baban var mıdır çiçek eydür derviş baba annen baban topraktır ilahisini çok severim :))
#36 - Ocak 16 2007, 19:18:05
Ya Sev Ya Terket
          

Ne  MUTLU TÜRKÜM DİYENE ! 

Lonelyboy

Hak senin yolundur, senin yolun
Zalimler elbet farkına varacak bunun
Muhammed'imin yoludur benim yolum
Uğrunda feda olur canım, MUHAMMED'İM
Haksızlık ve zulüm senin düşmanın
Allah yoludur senin yolun MUHAMMED'İM
Mücevherimdir en büyük Kur'an-ı Kerim
Mekke’dir İslam’ın kalbi, senin şehrin
Eller uzanır, kalpler açılır
Dertlerin dermanı, ümmetin efendisi MUHAMMED'İM
#37 - Ocak 19 2007, 17:27:50

ya arkadaşlar ömer karaoğlu nun bi ezgisi var en azından ismini bilen bi arkadaşımız varsa ve yazarsa büyük hayır olur.
bi yerde
"sabahı bekledim hazanı bekledim.."
bi yerdede "nerelerde nerelerde nerdesin.. " geçiyo.
#38 - Şubat 06 2007, 12:42:01

ya arkadaşlar ömer karaoğlu nun bi ezgisi var en azından ismini bilen bi arkadaşımız varsa ve yazarsa büyük hayır olur.
bi yerde
"sabahı bekledim hazanı bekledim.."
bi yerdede "nerelerde nerelerde nerdesin.. " geçiyo.


UFKUMUN GÜNESI SENSIN "NERDESIN"
BAHARI BEKLEDIM
HAZANI BEKLEDIM
SABAHI BEKLEDIM GELMEDIN
AH "NERDESIN"
NERELERDE
NERELERDE
NERELERDE
NERDESIN NERDESIN NERDESIN
***************************
AY ISIGINI SENDEN ALIR "NERDESIN"
YILDIZLAR TUTUNMAK ISTER ETEGINE
GÜZELDIR ÖLÜM
GÜZELDIR ÖLÜM
ÇÜNKÜ SEN TATTIN "NERDESIN"
NERDESIN AHHH GELMEDIN
NERELERDE
NERELERDE
NERELERDE
NERDESIN NERDESIN NERDESIN
BAHARI BEKLEDIM
HAZANI BEKLEDIM
SABAHI BEKLEDIM GELMEDIN
AH "NERDESIN"


sanıRım bu..  ;)
#39 - Şubat 06 2007, 18:59:09
bir varmI$
bir yokmu$

Lonelyboy

KERBELA

(Medine halkı ayakta “Hüseyin’im gitme” karar karardı lakin gidecekti Abdullah bin Muti meşhur sahabi gelecek Hüseyin’in boynuna sarılacak “Hüseyin’im kurbanın olayım gitme” diyecekti “kurbanın olayım”. “___ halkına güvenme, kurbanın olayım gitme Hüseyin’im, Osman gibi vururlar seni de, Osman’ı o saffın başında öldürdüler o nasipsiz insanlar, gitme Hüseyin)

İmam Hüseyin’i vurdular
Kolun kanadın kırdılar
Al kanlara boyadılar
Kerbelada, Kerbelada
Al kanlara boyadılar
Kerbelada, Kerbelada

(iki gündür su içemiyorlardı bir damla ne ki bir damla ne ki çocuklar feryat ediyordu su diye anaların sütü kurumuştu su yoktu “bir damla su verin” dedi “yok” diyorlardı isyan etti Hüseyin komutanla konuştu bu kez “Allah’tan korkun” dedi “şu Fırat ve Dicleden şuanda Yahudiler Hıristiyanlar su içiyorlar siz Peygamber torunlarına bir damla su vermiyorsunuz”)

İmam Hüseyin susamıştı
Bir yudum su aramıştı
Ana yüreği yanmıştı
Kerbelada, Kerbelada
Ana yüreği yanmıştı
Kerbelada, Kerbelada

(Abdurrahman Önül & Nihat Hatipoğlu)
 :ühü

dinlemenizi tavsiye ederim çok güzel bir ilahi.
ayrıca giriş sözünde bahsi geçen halkın ismini bilmediğimden boş bıraktım hem o kadar da öenmli değildir diye düşünüyorum.
#40 - Şubat 06 2007, 19:44:23

ya arkadaşlar ömer karaoğlu nun bi ezgisi var en azından ismini bilen bi arkadaşımız varsa ve yazarsa büyük hayır olur.
bi yerde
"sabahı bekledim hazanı bekledim.."
bi yerdede "nerelerde nerelerde nerdesin.. " geçiyo.


UFKUMUN GÜNESI SENSIN "NERDESIN"
BAHARI BEKLEDIM
HAZANI BEKLEDIM
SABAHI BEKLEDIM GELMEDIN
AH "NERDESIN"
NERELERDE
NERELERDE
NERELERDE
NERDESIN NERDESIN NERDESIN
***************************
AY ISIGINI SENDEN ALIR "NERDESIN"
YILDIZLAR TUTUNMAK ISTER ETEGINE
GÜZELDIR ÖLÜM
GÜZELDIR ÖLÜM
ÇÜNKÜ SEN TATTIN "NERDESIN"
NERDESIN AHHH GELMEDIN
NERELERDE
NERELERDE
NERELERDE
NERDESIN NERDESIN NERDESIN
BAHARI BEKLEDIM
HAZANI BEKLEDIM
SABAHI BEKLEDIM GELMEDIN
AH "NERDESIN"


sanıRım bu..  ;)


evet evet bu olması lazım da bunun ismi ne ??? :alala :okey
#41 - Şubat 10 2007, 11:34:09

arkadaşlar hepinizin eline sağlık benim en sevdiğim ilahi uyan ey gözlerim ama sözlerini bulamıyorum bulan varsa yazsın. bu ilahilerde çok güzel bari bende bu ilahilerin sözlerini ekliyim  :) :

O GECE SENDİN GELEN
Arşın kubbelerine adı nurla yazılan
İsmi semada Ahmed yerde Muhammed olan
Yedi katlı göklerde Hak cemalini bulan
Evvel ahir yolcusu Ya Hazreti Muhammed.

sağnak nur yağmurları inerken yedi kattan
o gece sendin gelen ezel kadar uzaktan
melekler her zerreye müjde verirken Haktan
o gece sendin gelen Ya Hazreti Muhammed.

güneşler o gecenin nuruna secde ederken
yıldızlar meşk içinde kainat mecd ederken
bütün hamd-ü senalar yüce rabbe giderken
o gece sendin gelen Ya Hazreti Muhammed.

kabede şirk taşları putlar yere dönerken
cehalet bayrakları birer birer inerken
bin yıllık küfr ateşi ebediyyen sönerken
o gece sendin gelen Ya Hazreti Muhammed.

o gece save gölü mucizeyle kururken
kisra saraylarında sütunlar savrulurken
arzdan arşa alemler rahmetini bulurken
o gece sendin gelen Ya Hazreti Muhammed.

senki doğum kundağı ak bulutla örülen
doğar doğmaz Allah'a secde emri verilen
alnında alemlere rahmet tacı görülen
kainat efendisi Ya Hazreti Muhammed.

senki güzel huyların ahlakın meşalesi
sabır doruklarında beşerin en yücesi
senin cennet mekanın fakirlerin hanesi
gönüller hazinesi Ya Hazreti Muhammed.

sana şahit sonsuzlar ezelden beri her an
sana şahit ayetler her zerre ve her mekan
senden uzak kalmaya nasıl dayanır ki can
sen her canda canansın Ya Hazreti Muhammed.

miraç gecesi bir bir açılıyorken gökler
seni selamlıyorken her katta peygamberler
öyle bir an geldi ki durdu bütün melekler
hakka yalnız yürüdün Ya Hazreti Muhammed.

gönül gözü görmeyen can gözünü neylesin
dünyada dönmeyen dil mahşerde ne söylesin
mevla bütün beşeri ümmetinden eylesin
sancağının altında Ya Hazreti Muhammed.

hak ile kul vuslatı o ilahi düğünde
hiç kimseden kimseye fayda olmayan günde
hasatları has tartan o terazi önünde
noksanlarım bağışlat Ya Hazreti Muhammed.

biliriz ki hükmü yok bu dünya nimetinin
gönüldür sermayesi ahiret servetinin
sana salat ve selam gönderen ümmetinin
cennetler şahidi ol Ya Hazreti Muhammed.



Mevlana Gibi
Mesnevinden ders aldim
Oldum Mevlana gibi
Ucsuz ummana daldim
Yüzdüm Mevlana gibi

(Nakarat)
Sag elimi kaldirdim
Sol elimi daldirdim
Dilim kalbe indirdim
Döndüm Mevlana

Yüceldim döne döne
Umudum hep o güne
Giderken o dügüne
Gülsem Mevlana gibi

Hayrani der ask versin
Sems gibi yoldas versin
Canlar kemale versin
Ersem Mevlana gibi
#42 - Nisan 25 2007, 16:18:32
Cennetten çiçek alıp Cehenneme dikemezsin, Cehennemden kor alıp Cenneti yakamazsın!...
                                                                                                                                                              B.E.Z.!!!!....
:) ::yea :ask :cicek

Yeni!
Seccadeden kumlardı…
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!

Konsun -yine- pervazlara
Güvercinler;
“hu hu”lara karışsın
Aminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

Arif Nihat Asya


ya bunun linki vr mııı?? dnlemk istiorm bn
#43 - Eylül 25 2007, 15:10:15
« Son Düzenleme: Eylül 25 2007, 16:25:54 Gönderen: zenciiRii »

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.