Meâl'ini de okudum, kendisini de ve hatta annanemden kalan latin alfabesiyle yazılmış arapça Kur'an'ı da inceledim. İki tane meâl okudum. Birincisi Süleyman Ateş'in 6 ciltlik uzun bir meâli, öbürü de çok atıp tutanlar için Yaşar Nuri Öztürk'ünki ni okudum. Bunun yanında dönüp dönüp Diyanet'in ve farklı kaynakların tefsir yorumlarını da okudum. Çok net ve sistematik olmasa da önüme gelen her türlü hadis'i okumaya çalıştım. Sahi ya da değil.
...
Bunun yanında Eski Ahit ve Yeni Ahit'in beraber bulunduğu Tevrat ve İncil'i kapsayan Kitab-ı Mukaddes'te kaynaklarım arasındadır. Dahası, sadece size dayatılan ve bilinenin dışında diğer İslam mezhepleriyle de ilgilendim. Dürzîler, Nusayriler, Anadolu Alevileri, İsmaililer, Bektaşiler ve diğer mezhepleri buna sayabiliriz. Özellikle Arap Aleviler denilen ve bulunduğum yörede sayıları epey fazla olan Nusayrîler üzerine epey eğildim.
...
Dahası Turan Dursun'u da tabii ki okudum. İslam'a tarihsel bir ideoloji olarak baktım. Asla evrensel veya kutsal olmadı benim için. Tarihsel incelemenin yanında, İslam öğretisinin ve ideolojisinin ana hatlarını da bilmek zorunda olduğumdan Kur'an ve hadis gibi kutsal yazıları da okudum tabii ki. Ezberlemediysem de kafanızda herhangi bir soru olursa size kaynak da göstererek cevaplayabilirim. İnanmazsanız kendiniz sağlamasını yaparsınız.
...
Bu arada hiç bir dine veya inanç sistemine inanmıyorum. Tamamen ateistim. Eğer inandığım birşey varsa o da insanın kendisidir, birey ve toplum olarak. Sitedeki bazı kendinibilmezler bu "inanmama" durumunu "ar, namus, onur" bilmezler gibi laflarla hakaret sınırına getirdiyse de söylemek istediğim birşey var. Bu tip kavramları ben sizler veya bu kendiniblmez gibi dışarıdan edinmedim. Bu yüzden insanlık onuru dediğim şey ana-avrat-bacının bacak arasının vaziyetiyle meşgul olmak değil, dürüst, açık ve duruşunu korumaktan ibarettir. Herkes kendi ahlakını kendi bünyesinde oluşturursa dine mine gerek kalmaz. Boşuna da kur'an okumanıza gerek de kalmaz.