hadi anima'cılar buraya
Ceylan Ertem (vokal), Tuncay Korkmaz (mızıka,gitar,synthesizer), Ekin Cengizkan (davul) ve Murat Çopur’dan (bas gitar) oluşan anima, ilk albüm çalışmaları animasal ile karşınızda. Herbiri birer Anima sözü, bestesi ve düzenlemesi olan toplam 14 şarkıdan oluşan animasal, 14 anlatı parçasının birbirine eklenmesiyle oluşan bir masal-albüm. O kadar başarılı bir müzikal yapısı var ki şarkı sözlerini çıkarıp sadece müziği dinlediğinizde bile müzikal bir masalın içinde olduğunuzu hissediyorsunuz.
Albüm Fa Minör Mızıka isimli enstrumantal parçayla açılıyor ve nefis bir mızıka-gitar buluşması eşliğinde masalın kahramanıyla uykusunda tanışıyoruz. Yağmurla Gelen başladığında vokaliyle hayran bırakan sesiyle ruhumuza sızan Ceylan devreye girer ve ana karakterin gözlerini açtığını, penceresinde yağmuru seyrettiğini görürüz. Yolgezer’de şehri keşfe çıkan karakterimiz gördüklerinden bunalmış ve evine dönmüştür. El Kadar Bir Kız’da kabuğuna çekilmiştir. Gecenin çökmesiyle korkmaya başlayan karakter Kızılderili Ruhu anlatısında kendisini Joker ile karşılaşmaya itecek illüzyonları kurmaya başlar. Sonunda Joker tüm müzikal ve sözel görkemiyle çıkagelir. Tüm derdi karakterimizi yoldan çıkarmaktır. Heidi’de evleri yakan sokakları ateşe veren iki anarşist karakteri vardır artık masalın ve bu içinde caz melodilerinin yer aldığı müzikal bir dil ile anlatılır. Kuklalar’da dünyayı sorgularlar, Bilmece’de karakterimiz dünyanın kaosunu, hiyerarşinin adaletsizliğini sorgulamaya devam eder. Elveda bu sorgulamanın sesidir. Karakterimiz, yolundaki ayak izlerinin kendine ait olmadığını farkeder ve Joker onun saygıdeğer düşmanı olmuştur. Saygıdeğer Düşman aynadaki yansımasındadır. Sona İki Kala’da karakter ve içindeki joker karşı karşıya gelirler. Masal sona yaklaşır, ana karakter ve joker yol ayrımına gelirler ve kimin feda edileceği yargısına varmaya çalışırlar.
Ve final! Bana Sorma’da Joker bu oyunu artık oynayamayacağını söyler ve ana karakter jokerini tin toprağının altına gömmek ister. Son Şarkı’da karakterimizin evi bomboştur. İç sesini işittiğimiz, bedenini görmediğimiz karakter, bir örümcek gibi hep onarmak için çalışacağı dünyasındadır. Bütün sesleri ve renkleri gömmüştür. Varken bir rüyadır Joker, yokken bir kabus olmuştur. Yağmur diner. Gözlerini yumar... Animasal biter. Albüm baştan tekrar dinlenmeye başlanır. Çünkü animasal dinlendikçe içine girilecek, kolay tüketilmeyecek her dinleyişte yeniden keşfedilecek bir albümdür. Animasal, tüm sesleri ve renkleriyle artık dinleyicisinin masalıdır.
Albüm kapak tasarımı yurt içinde ve yurt dışında başarılı çalışmalara imza atmış olan illüstratör Sadi Güran’a ait. Bir süredir Ahmet Altan'ın öyküleri için yaptığı çizimlerle Hürriyet Pazar'da da çalışmaları yer alan Sadi Güran’ın çizimleri Animasal’a bambaşka bir boyut kazandırdı. Grafik tasarımı Cemil Nesil, fotoğraf çalışması Şafak Taner tarafından yapılan albüm kitapçığı görsel bütünlüğü ile de tıpkı bir masal kitabını andırıyor.
Son günlerde "Joker" şarkısıyla konuşulan Anima, aslında 2000 yılında kurulmuş bir grup. "Animasal" adlı albümü geçtiğimiz haftalarda piyasaya çıkan grubun kurulma kararı bir doğum gününde alınmış. Altı yıllık konser maratonunda Türkiye'nin dört bir yanından hayranları oluşan grubun üyeleri Ceylan Ertem, Ekin Cengizkan, Murat Çopur ve Tuncay Korkmaz'la albüm tanıtım konserlerinden önce konuştuk.
Anima Latincede ruh anlamına geliyormuş. Niçin bu ismi seçtiniz?
Ceylan Ertem: İsmimiz önce Aura'ydı. Sonra aynı isimli bir grup çıktı.
Murat Çopur: Bir gün Babylon'da konser verecektik ve ismimizin değişmesi gerekiyordu. Alelacele Aura'ya da yakın diye Aurora ismiyle sahneye çıktık.
Ceylan E.: Gri, renk, ruh, tin gibi isimleri düşünürken Anima'yı bulduk. Müzik terminolojisinde de derin bir anlam vererek çalmak demek.
Animasal ne anlama geliyor?
Ceylan E.: Şarkılarımızda masalsı bir durum olduğu için. Anima'ya dair anlamına da geliyor.
Murat Ç.: Bir de internet sitesini kurarken "anima"ların hepsi alınmıştı. Animasal'ı bulduk.
Masallarınız, büyükler için masallar ama...
Ceylan E.: Albüm için çizgi roman, tarot kartları gibi fikirler varken, masal kitabı konsepti bize yakın geldi. Akşamları yorganın altında birbirine masal anlatan arkadaşlarız aynı zamanda.
Grubu 2000 yılında kurmuşsunuz. Albüm çıkarmak için niçin 2006'ya kadar beklediniz?
Ceylan E.: Bizim kurulduğumuz yıllarda rock son zamanlardaki gibi değildi. Plak şirketleri bize ilk yıllardan beri teklifler getirdi ama anlaşabileceğimiz projeler değildi. Konsept albüm yapmak istediğimiz için bir şey çıkarılıp eklenemezdi.
Murat Ç.: Hem Türkiye'de hem de dünyadaki müzik şirketleri sömürülüyor plak şirketleri tarafından.
Nasıl?
Tuncay Korkmaz: Örneğin rock grubu da olsan, Türk ezgileri koymazsan albümün çıkması zor. Ada Müzik gibi rock müziğe önem verdiği düşünülen bir şirket bile yapılan müziğe müdahale etme gereği duyuyor. Biz bunu yapamayacaktık. Böyle bir karar almamamıza rağmen müziğimize kimseyi karıştırmayacağımız belliydi.
Ceylan E.: "Animasal"ın her şarkısının ayrı dinleyicisi var. Bir hit yapılmış ve diğer şarkılar onu desteklemiş değil. Şirketlerse mümkünse bir hit olsun, hatta mümkünse cover olsun ister.
İlk albümünüzde cover'a yer vermemeniz cesur bir hareket değil mi?
Ceylan E.: Olması gereken bu.
Murat Ç.: Değil işte. Öyle olmaması gerektiği için biz de cover yapmıyoruz.
"Şu sıralar üssümüz Taksim"
Şarkılar hazır mıydı uzun süredir?
Ceylan E.: İki yıl önce çoğu bitmişti. "Joker" şarkısı yapıldığı andan itibaren şarkılarda ortak temalar bulunduğunun farkına vardık. Yol, korku, çift kişilik gibi. Albümün konsepti oluşmuştu.
Şarkı sözleriniz felsefi içerikli. Rock grubu olmanızdan dolayı belirgin bir politik duruş sergilemediğiniz için eleştiriliyor musunuz?
Tuncay K.: Rock grubu olmanın getirdiği bir yakıştırma bu.
Ceylan E.: "Kuklalar"ı görselleştirmeye kalksam, politik bir pencereden gösterebilirim. "Allah kahretsin bu politikacıları, neden dünya böyle?"yi açık açık söylememe gerek yok ki.
Tuncay K.: Şarkılarımızda mikro düzeyde bir politik duruş var. Onu makro düzeye taşımak mümkün. Ceylan'ın bir şarkı sözünde "Düzene soktuk her şeyi, soktuk düzene oh ne âlâ" diyor.
Ekin Cengizkan: Bunu "Lank" diye, doğrudan attığın zaman kimse "Bir şey anlatmak istiyor" diye düşünmüyor.
Birlikte mi yaşıyorsunuz?
Ceylan E.: Ev arkadaşlıklarımız oldu ama artık ayrı yaşıyoruz.
Murat Ç.: Birimizin evi diğerlerimizin de evi oluyor. Bir ara "Anima evi" diye bir kavram vardı. Birimizin evinde toplanırdık. Şu sıralar üssümüz Taksim.
EKİN CENGİZKAN
Grupta davul çalıyor. 1982'de Ankara'da doğdu. Ortaokuldan beri müzik yapıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Müzikoloji Bölümü'nde okuyor. Bu yıl son sınıfta. Bisiklete binmeye çok meraklı. Bir de caza. İstanbul Caz Festivali'nde de çaldı.
TUNCAY KORKMAZ
1978'de İstanbul'da doğdu. Dayısının aldığı saz ile daha çocukken müziğe başlayan Korkmaz diş hekimliği fakültesini bırakıp müzik okumaya başladı. "Hayatımı müzik ve başka bir şey diye ayıramayacak noktaya geldim. Ne yapıyorsun müzik dışında derseniz, gerçekten bilmiyorum" diyor. Korkmaz masal anlatmayı çok seviyor.
MURAT ÇOPUR
1977, Afyon / Dinar doğumlu. Isparta'da kimya okurken bas gitarla tanıştı ve İstanbul'a yerleşerek Yıldız Teknik'e başladı. Anima ile sokak müziği yaparken tanıştı. Maket trenlere ilgisi var.
CEYLAN ERTEM
Grubun solisti 1980, Adapazarı doğumlu. 17 Ağustos depreminden sonra İstanbul'a yerleşti. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Müzikoloji Bölümü'nde okuyor. Okulu son zamanlarda kayıtlar yüzünden biraz aksattığını söylüyor. Yazmaya da çok meraklı. "Şiir yazıyorum ama Edip Cansever okuyunca yazdıklarımın daha çok 'şiirimsi' olduğunu anladım" diyor. "Türkiye'deki kadın rock şarkıcıları, kadın caz müzisyenleri ve Beyoğlu'ndaki kadın pavyon şarkıcıları" üzerine bir projesi var. Okula da bu projeyle girdi zaten. Bir de yükseklik, açık alan ve kalabalık fobisi var. Bu, konserlerde daha agresif olmasına neden olabiliyor.
