Alternatifim Cafe

Isparta lılar Birliği

Discussion started on Fan Club & Birlikler

Yeni!
ısparta dan herkese sevgiler
ısparta lı ya da ısparta yı seven herkesi bu fan cluba bekliyoruz
ıspartayla ilgili herşeyi burda bulabilir ve bize sorabilirsiniz

ÜYELER
*OSK!


*ŞEHİRLİ


*damarımda rap


*ahmet fethi


*yusufla


*HARUN CANDAN


*gkpnr202


*aceb-ul acaib


*sogukkuvet
#1 - Temmuz 01 2006, 15:27:55
« Son Düzenleme: Aralık 08 2006, 13:19:15 Gönderen: ChaCharoN »

bende ıspartalıyım zuahahah
bende üye olcem işte banane banane :muhah

#2 - Temmuz 01 2006, 15:47:22


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

kaydettim kardeşim
eyvallah dakka bir gol bir
#3 - Temmuz 01 2006, 15:49:45

ya bence türkiye işte ank. ist. izmir adana konya trabzon gibi ayrılmamalı bence buda bizim toprağımızı buna no diyemezsin bende ayrım yapmıyorum türkiyemin heryerini seviyorum benide üye yapın
#4 - Temmuz 01 2006, 21:54:54
§!kral gibi yasayıp köpek gibi ölmektense köpek gibi yasayıp kral gibi ölürüm!§

ya bence türkiye işte ank. ist. izmir adana konya trabzon gibi ayrılmamalı bence buda bizim toprağımızı buna no diyemezsin bende ayrım yapmıyorum türkiyemin heryerini seviyorum benide üye yapın

offf be abla yedin bitirdin beni
ne güzel demişsin öle
gerçekten de öle olması lazım ama bakma işte bizimki muhabbet olsun
hemen kaydettim
zaten bu laflardan sonra kaydetmemek olur mu
 :okey
#5 - Temmuz 02 2006, 21:02:36

ben de üye olmak istiyom 
bütün kabakçılara slm 
#6 - Temmuz 02 2006, 21:45:46
« Son Düzenleme: Temmuz 02 2006, 21:48:35 Gönderen: ahmet fethi »

vaaay amet beyler de gelmiş hoşgeldiniz efem
hemen yazdım  :muhah
#7 - Temmuz 02 2006, 21:47:54

vaaay baya üyemiz olmuş hihihih :muhah :muhah :muhah
daha da artar sanırım
yakında sizi ısparta hakkında bilgilendireceğiz
fotoğraflar falan da ekleriz
bu arada elinde ısparta ile ilgili kaynağı olan arkadaşımız varsa ekleyebilir
saygılarımla....
#8 - Temmuz 03 2006, 18:24:19


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

merhaba ıspartalı hemşerilerim... nasıl üye olacaz.... :)
#9 - Temmuz 03 2006, 18:53:57
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

                                                     ISPARTA
 

 Isparta''nın ilkçağlardaki tarihi, öncelikle Pisidia bölgesinin genel tarihi akışı içinde ele alınmalıdır. Gerçekte, Isparta ve çevresinde Hititlere ait bazı eserlerin ele geçirilmiş oluşu, bu bölgedeki Hitit hakimiyetine işaret ederse de, Isparta''nın bu devirlerdeki şehir tarihini, tam anlamıyla açıklığa kavuşturmak mümkün değildir.



Tarihi dönemlerde Hitit egemenliği altındaki bu bölgeye daha sonra İyonlar ve Lidyalılar hakim olmuşlardır. M.Ö. 546 tarihinde Perslerin, Lidya Devletini yenmesi ve Anadolu''ya hakim olmaları ile Isparta, Perslerin üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalmıştır.



Büyük İskender, M.Ö.333 yılında Lidya''yı alarak tarihi Asya seferine başladı. Önce Sagalassus’u alan İskender, daha sonra Dinar’a geçerek Pisidia''nın tamamını ülkesine bağlamış oldu.

Pisidia, İskender İmparatorluğunun parçalanması ile Seleukos''ların hissesine düştü. Daha sonra da Bergama Krallığına bağlandı. Bu Krallığın M.Ö.II.yy’da yıkılmasını izleyen günlerde, Romalılar Anadolu''yu ele geçirmiş oldular.



Ağlasun’un eski önemini kaybetmesinden sonra Isparta, Pisidia Piskoposluğunun (Daha sonra Rum Metropolitliğinin) Merkezi haline geldi.

Roma yönetiminin ikiye ayrılması üzerine Isparta ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğuna bağlanmış oldu.

TARİH ÖNCESİ DÖNEMLERDE ISPARTA

Yörenin yerleşme tarihi paleolitik dönemle başlamaktadır. 1944 yılında Şevket Aziz Kansu döneminde yapılan incelemeler sonucunda, Bozanönü Ovasının ortasında bulunan Kapıini Mağarası, üst paleolitik eserleri vermektedir. Keçiborlu’nun Gümüşgün (Baladız) yakınlarında Prof. Louis’in yaptığı kazılarda, Mezolitik çağına ait “Mikrolit” adı verilen çakmak taşlarına rastlanmıştır.



Tarih öncesi çağın üçüncü dönemi, neolotik devri olmuştur. Bu devire ait Yeniköy (Ş.Karaağaç) Höyüğündeki buluntular bunu doğrulamaktadır. Toprak Tol Höyüğü ve Köşktepe’de rastlanan küp mezarlar ile ele geçen başka buluntular, Isparta’daki yerleşimin Kalkolotik dönemde de var olduğunu göstermektedir. Kalkolotik dönem sonrası Tunç Kültürleri, Pisidia ovasında oldukça yaygın bir biçimde gözlenebilir.



#10 - Temmuz 03 2006, 19:07:13
« Son Düzenleme: Temmuz 03 2006, 19:12:46 Gönderen: ŞEHİRLİ »


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

Coğrafi Konum 
 
Isparta ili, Akdeniz Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Göller bölgesinde yer almaktadır. İl, 300 20’ ve 310 33’ doğu boylamları ile 370 18’ ve 380 30’ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. 8.933 km2’lik yüzölçümüne sahip olan Isparta ili, kuzey ve kuzeybatıdan Afyon ilinin Sultandağı, Çay, Şuhut, Dinar ve Dazkırı, batıdan ve güneybatıdan Burdur ilinin Merkez, Ağlasun ve Bucak, güneyden Antalya ilinin Serik ve Manavgat, doğu ve güneydoğudan ise Konya ilinin Akşehir, Doğanhisar ve Beyşehir ilçeleri ile çevrilmiştir (Şekil 1). Rakımı ortalama 1050 metredir.
 
 
#11 - Temmuz 03 2006, 19:17:13


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

Jeolojik Yapı 
 
Isparta ilinin kuzeydoğu ve güneydoğusundaki dar alanlarda I. zaman, çok geniş bir alanda yayılım gösteren II. zaman ve alanın doğu sınırı dışında il sınırlarına yakın kesimlerde yoğunlaşan III. zamana ait kayaçlara rastlanmaktadır (Şekil.2).

Jeolojik konumu bakımından, Isparta Büklümü’nün ortasında yer alan Isparta ili - Merkez ilçesi, bölgesel tektonikten önemli ölçüde etkilenmiş olan II. zaman ve III. zamana ait yapı üzerinde bulunmaktadır (Şekil 2). İlçenin tamamına yakın kesimlerinde, ofiyolitik bir temel yer almaktadır. Bu temel ile birlikte, yer yer ofiyolit kütleleri arasında ve üzerinde bulunan Triyas-Jura yaşlı derin denizel kayaç istifleri ile II. zamanın büyük bir bölümünü kapsayan sıkıştırılmış bir karbonat kayaç (kireçtaşı ve dolomit) istifi bulunmaktadır. İlçenin batı bölümünde denizel kırıntılı ve karbonat kayaç istifleri görülmektedir. İlçenin güneydoğu kesimlerinde, miyosen yaşlı sığ denizel kırıntılı kayaçlar, altta bulunan daha yaşlı kayaç istifleri üzerinde gelişen engebeli bir erozyonal yüzeyi örtmektedir. III. zaman sonunda bölgede faaliyet gösteren karasal volkanizmanın ürünleri olan volkanit ve piroklastik kayaç serileri ise ilçenin batı-güneybatı bölümünde bulunmaktadır. Merkez ilçe sınırları içerisindeki en genç oluşum ise günümüzde de halen çökelimi süren ve Isparta-Atabey Ovası’nda yayılım gösteren IV. zaman alüvyonlardır (Şekil 2).

Gönen ve Atabey ilçeleri, jeolojik bakımdan diğer ilçelere göre daha genç bir zemin üzerinde yer almaktadır. İlçelerin kuzeyinde III. zamana ait denizel kırıntılı ve karbonat kayaçlarla, karasal kökenli kayaç istifleri bulunmaktadır. Güney kesimlerinde ise, kuaterner yaşlı alüvyonlar Isparta ve Eğirdir Gölü’ne kadar uzanan geniş bir alüvyon ovasının bir bölümünü kaplamaktadır (Şekil 2).

Isparta’nın Keçiborlu ilçesi, ofiyolitik kayaçlar ve II. zamana ait derin denizel karbonat kayaç yüzeyleri içermesine karşın çoğunlukla alt tersiyer yaşlı denizel ve karasal kayaç istifleri ile kuaterner çökellerinden oluşan bir jeolojik zemin üzerinde bulunmaktadır. Eosen-Oligosen göl çökelleri ile ilçenin Burdur ve Isparta’ya doğru uzanan geniş bir kuşak içerisinde yer alan IV. zaman alüvyon çökelleri gözlenmektedir (Şekil 2).

Isparta ilinin kuzeybatısında yer alan Uluborlu, temelde II. zamana ait denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlenmektedir. İlçenin en genç kayaçları ise ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü ve Senirkent’e uzanan IV. zaman alüvyon çökellerinden oluşmaktadır (Şekil 2).

Uluborlu’nun doğusunda bulunan Senirkent, Mesozoyik yaşlı denizel karbonat kayaç istiflerinin yaygın olarak gözlendiği temel üzerinde, ilçe merkezinin de üzerinde bulunduğu D-B doğrultulu Hoyran Gölü’ne kadar uzanan IV. zaman alüvyon çökelleri yörenin en genç kayaç istifidir (Şekil 2). Senirkent’in kuzeydoğu komşusu olan Yalvaç’ın doğusunda, Sultandağları’nın bir bölümüne karşılık gelen ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak yayılım gösteren I. zaman yaşlı şistler, yörenin en yaşlı jeolojik kayaçlarını oluşturmaktadır. Eğirdir Gölü’ne açılan IV. zaman akarsu alüvyon çökelleri tarafından kesilen III. zaman sonu kömürlü karasal çökelleri engebeli bir topografya üzerinde uyumsuz olarak yer almaktadır (Şekil 2).

Eğirdir ilçesi, güneyinde yer alan II. zamana ait derin denizel çökel istifleri ile ofiyolik kayaçların çoğunlukta olduğu karbonat kayaç serilerinden oluşan engebeli topografya oluşturan kısmen yaşlı bir temel üzerinde kuzey-güney doğrultulu bir ova içerisinde çökelen IV. zaman alüvyon çökellerini taşıyan bir jeolojik dağılıma sahiptir (Şekil 2).

Eğirdir Gölü’nün doğusunda yer alan Gelendost ilçesi, güneyden kuzeye doğru gençleşen bir stratigrafik istife sahiptir. İlçenin güneyinde, III. zaman karbonat kayaçlar, kuzeyinde ise engebeli alanlar halinde ortaya çıkan ofiyolitler ve karasal çökeller bulunmaktadır. Yörenin batısından kuzeydoğu yönüne doğru uzanan IV. zaman akarsu alüvyon çökelleri ilçenin en genç birimleridir (Şekil 2).

Beyşehir Gölü’nün kuzeyinde bulunan Ş.Karaağaç ilçesi, I. zamandan III. zamana kadar değişen çeşitli kayaç topluluklarını kapsayan bir alanda yer almaktadır. İlçenin kuzeydoğu kesiminde, kuzeybatı-güneydoğu yayılımlı I. zamana ait şistler bulunmaktadır. Metamorfitler, yörenin Beyşehir Gölü’ne doğru olan orta kesimlerde aynı doğrultuda uzanan ofiyolitik kayaçlarla birlikte temelde bulunmaktadır. III. zaman karbonat kayaçları, yöredeki topografik yükselimleri oluşturmaktadır. İlçenin kuzey kesiminde bulunan ovalarda oluşan IV. zaman alüvyonları, yörenin genç kayaç örtüleridir (Şekil 2).

Ş.Karaağaç güneyinde yer alan Aksu ve Y.Bademli ilçelerinin büyük bölümünü II. zamana ait karbonat kayaçlar kaplamaktadır. Sadece Y.Bademli’nin Beyşehir Gölü’ne kıyısı olan doğu bölümünde yer alan III. zaman çökellerine ait kalıntılar ve göle açılan IV. zaman akarsu alüvyonları gözlenmektedir (Şekil 2).

Isparta ilinin güneyinde yer alan Sütçüler ilçesinde, içerisinde I. zaman yaşlı bloklarının da yer aldığı II. zaman ait ofiyolitik kayaç kütleleri ile Kretase yaşlı kalın karbonat istifleri geniş alanlarda yayılım gösterirler (Şekil 2).



Isparta ilinde Paleotektonik ve Neotektonik döneme ait tektonik etkilerle oluşan tektonik hatlar bulunmaktadır (Şekil 3). Isparta - Merkez, Eğirdir, Gelendost, Yalvaç, Ş.Karaağaç, Aksu, Y.Bademli ve Sütçüler ilçeleri sınırları içerisinde çoğunlukla alt mesozoyik derin denizel çökel katkılı ofiyolitik kayaç kütleleri ile mesozoyik yaşlı çeşitli karbonat serileri arasında sınır oluşturmaktadır. Bu bindirme-nap sisteminin yerleşiminin son evresi ve sonrasında, bir kısmında günümüzde de hareketliliğin devam ettiği izlenen (deprem verileri ile) kuzey-güney, kuzeydoğu-güneybatı ve kuzeybatı-güneydoğu yönlü ve çoğunlukla yanal atımlı fay sistemleri gelişmiştir. Isparta Açısı’nın (Isparta Büklümü) doğu kanadını oluşturan Ş.Karaağaç, Aksu, Gelendost ve Yalvaç ilçe sınırları içerisinde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu bindirmeler bulunmaktadır. Neotektonik dönemde bölgede gelişen kuzey-güney sıkışması nedeni ile ortaya çıkan kuzey-güney doğrultulu ovaları oluşturan normal faylar, Eğirdir ve Sütçüler ilçelerinde yer almaktadır. Fay gölleri olan Eğirdir, Hoyran, Burdur ve Beyşehir göllerini sınırlayan veya kesen ve çoğunlukla geç alpin tektonik dönemini yansıtan kırık takımları ise bölgesel sıkışma ve makaslama kuvvetleri sonucunda oluşan kuzeybatı-güneydoğu, kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu yanal atımlı fay takımları halinde Isparta-Merkez, Keçiborlu, Uluborlu, Senirkent, Eğirdir, Gelendost ve Ş.Karaağaç yörelerinde yaygındır. Deprem üretmeleri nedeniyle bu faylardan bir kısmının halen aktif oldukları belirlenmiştir. Burdur Gölü doğusunu sınırlayan ve Bucak’a kadar uzanan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu ve gölü öteleyen kuzeybatı güneydoğu doğrultulu faylar (Şekil 3) üzerinde yoğunlaşan deprem verileri, bu yanal atımlı fayların günümüzde de aktif olduklarını göstermektedir. Isparta-Merkez ilçesinde Kayıköy fayı, Eğirdir fayları, ve Yalvaç fayı, bilinen diğer deprem üreten yanal atımlı faylardır. Sütçüler’de de yakın zamanda kaydedilen deprem verileri, kuzey-güney doğrultulu olduğundan bu doğrultuda uzanan ovaları sınırlayan normal faylarda da hareketliliğin sürdüğü anlaşılmaktadır.


 
 
#12 - Temmuz 03 2006, 19:39:12


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

Isparta İlinin İklimi 
 
Isparta yöresi, kış aylarında İzlanda alçak basıncının Balkanlar üzerinden ve Orta Akdeniz'e inerek, ılımanlaşmış şeklinden etkilenir. Kış aylarında kuru soğukların sebebi olan Sibirya yüksek basıncı zaman zaman bölgeye kadar sokulmaktadır. Ayrıca kış aylarına geçiş dönemlerinde Kuzey Afrika üzerinden gelen tropikal hava kütlelerinin etkisi gözlenir. Yaz aylarında ise Basra alçak basınç sistemi ve Azor yüksek basınç sisteminin etkili olduğu görülür.

 
 
#13 - Temmuz 03 2006, 19:45:13


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

bu eğirdirde kış.......
#14 - Temmuz 03 2006, 19:47:09


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

doğal güzellikler........
#15 - Temmuz 03 2006, 19:51:12


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

DÜNYANIN GÜLÜNÜ ISPARTA ÜRETİYOR.

Her şehrin kendine has bir sembolü ve kokusu vardır.Isparta denilince akla ilk gelen elbette gül olacaktır.Eğer Süleyman Demirel'ide katacak olursanız "Gülü ve Sülü" diye özetleyebilirsiniz.Isparta'da yağ gülü üretimi 1888 yılında başlar.İlk gül yağı imalatıda 1892'senesinde Müftüzade İsmail Efendi tarafından yapılır.Gülün işletilmesinde geçip giden yıllar, teknolojik gelişmeleri de beraberinde getirir.Bundan 112 sene önce gülyağı ve gülsuyu olmak üzere iki çeşit ürün imal edilen gülden bugün 38 farklı ürün yapılarak satışa sunuluyor.Isparta ile bütün gülün vuslatı 1880 li yıllara kadar uzanır.Yağ gülünü Anadoluya 1870 li yılların başında Bulgaristandan gelen göçmenler getirir.Isparta da yağ gülü üretimi ise Anadolu'ya gelişinden 18 yıl sonra başlar.Gül Isparta'ya yaklaşık 150 yıl önce Yalvaç'tan Isparta'ya gelip yerleşen Müftüzade İsmail Efendi tarafından dikilir.O tarihe kadar Isparta Ovasında ekilip dikilen ürünlerin hiçbir gelir getirmediğini gören İsmail Efendi yeni ve gelir getirecek ürünler bulmak için Burdur,Denizli ve Çal gibi komşu yöreler bir araştırma gezisine çıkar.Bu yörelerde halkın geçiminin büyük bir kısmını göçlükten sağladığını görenMüftü Zade İsmail Efendi, gülcülüğün büyük alanlarda yapıldığı takdirde iyi para getireceğini düşünerek harekete geçer.Müftü Zade İsmail Efendi , olarak 30 dönüm toprak alır ve tamamına gül fidanları diker. Yeni dikilen gül fidanlarının 3-4 yıl sonra en iyi ürünü vereceğini bilen gülcü İsmail Efendi,daha üçüncü verimli yılı gelmedengül yağı ve gülsuyu çıkarmak içinmde gerekli olacak araçları temin eder.İsmail Efendi, araç gereçlein bir kısmını Isparta da yaptırırken bir kısmınıda Bulgaristan'dan bizzat getirir.Güllerin dikiminin üzerinden 4 yıl geçer ve bütün gözler İsmail Efendi nin üzerindedir.Halk yolda,sokakta,kahvede,handa ve gitiği, heryerde onu izler.Dördüncü yılının sonunda İsmail Efendi eline geçen fırsatı iyi değerlendirir.Binbir güçlükle üretmeyi başardığı katıksız arı gülyağı ve gülsularını değerinde satarak borçlarını öder.Elinde kalan paraylada 30 dönümlük gül bahcesini 50 dönüme çıkarır.İsmail Efendi'nin kazancını gören şehir halkı topraklarının gül yetiştirmeye çok elverişli olduğunu anlar ve böylece Ispartayla vuslatı başlar.Isparta'da ilk olarak 1892 tarihinde "imbik" adı verilen basit ve ilkel kazanlarda üretilmeye başlanan gülyağı uzun yıllar bu metotla imal edilir.köy tipi gülyağı üretimi olarak da bilinen metot Mustafa Kemal Atatürk'ün 6 mart 1930 tarihinde Isparta ziyareti sırasında verdiği talimat uyarınca değiştirilir.İhtisat vekaleti tarafından modern gülyağı fabrikasının 1935 yılında kurulması sonucu köy tipi üretimin yerini byük ölçekli sanayi tipi imalata bırakır.Yağgülü ilk üretildiği tarihlerde sadece yağı ve suyu için tercih ediliyordu.at sırtında getirilen ilk fidanlardan elde edilen ürünlerin ihracatı ise çok denilecekkadar azdı.üretilen gülyağları ancak iç pazarda tüketiliyordu.Yıllar birbirini kovaladı ve gelişen teknolojiyle birlikte yenilenen üretim tesisleri, farklı ürünlerin imalatını mümkün hale getirdi.Gülyağı ve suyundan sonra gülkonkreti,gül losyonu, gül sabunu, gül kremi, v.b. pekçok mal üretilmeye başlandı.2002 senesine kaddar 6 olan ürün yerini yelpazesini yapılan çalışmalarla 38 e çıkardıklarını belirten Gül, Gülyağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği "Gülbirlik" Genel Müdürü Bolat Tamer, Türkiye'nin birçok yerine ürün satışı yaptıklarını belirtiyor.Gülbirlik, Fransız ve İsviçre firmalarıyla işbirliği içinde çalışmalarını sürdürüyor.Bu çerçevede geçtiğimiz sezon dört Fransız kozmetik firması 2500 kilo gülyağı tükeetti.Çin, geçtiğimiz yıl içerisinde gül üretimine başlaanmasına rağmen dün gül yağı ihracatının yüzde 70'ine türkiye cevap veriyor.Gülbirlik, yılda ortalama 500 kilo gülyağı üretimi ile pazarın lideri. İstanbul'un taşı toprağı altın denir mecazi anlamda doğru kabul edilse bile geçekte elbette böyle birşeyin olmadığını, bütün alem bilir.Isparta'nın dağı taşı gül denilince, hem mecazi anlamda hemde gerçek anlamda doğrudur.1000 metrekarelik tarladan 1 ton gül çiçeği alma imkanı var.Bu sayede gülden ısparta ya yıllık ortalama 10 Milyon dolarlık girdi sağlanıyor.Gülyağının kiloso 5 bin 500 ile 6 bin dolar arasında değişen rakamlarda aşlıcı buluyor.Tamer "Geçtiğimiz yıl gül çiçeğinin kiloonu 2 milyondan aldık üretici bir dekar alandan 2 milyar para aldı.Şuanda gül kirazdan sonraen fazla para kazandıran üründür. " diyor GÜL DİKİM ALANLARI AZALIYOR. Ülkede yaşanan ekonomik kriz her alanda olduğu gibi gülcülük alanında da etkili oldu.ısparta da gül dikim alanları geçtiğimiz 10 yıl içinde azaldı.1990 yılında 3 bin 965 hektar olan gül dikim alanı 2001 de bin 591 hektara geriledi.Gül dikim alanlarındaki azalmanın en büyük sebeplerinden biri işcilik fiyatlarındaki artış.Bunun yanında sulanabilir arazilerin artması gösteriliyor.Gülbahcelerini söken üreticiler yerlerine daha fazla gelir getiren kiraz, kayısı, ve üzüm gibi alternatif tarım ürünleri dikiyor.Gülbirlik Genel Müdürü Bolat Tamer üretimin talebe göre şekillendirilmesi gerektiğini belirterek, ekonomik üretim miktarının 5 bin ile 6 bin ton arasında olduğunu ifade ediyor.gül yağının tamamını dış pazarlara satıldığının altını çizen Tamer üretimde 5 bin ton altına düşülmesinin talebin karşılanamamasına 6 bin tonun üzerine çıkılmasının ise ürünün elde kalmasına neden olduğunu açıklıyor.

#16 - Temmuz 03 2006, 19:53:51
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

bunlar da dağlarımız....
#17 - Temmuz 03 2006, 20:06:59


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

abi ellerinize sağlık çok güzel olmuş
benide üye yapın lütfeeen ben de istiyorummmm :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah
#18 - Temmuz 03 2006, 20:44:26
DERTLER DERYA OLMUŞ BENDE BİR SANDAL.....

abi ellerinize sağlık çok güzel olmuş
benide üye yapın lütfeeen ben de istiyorummmm :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

ooooooo harun seni de aramızda görmek ne güzel kardeşim hoşgelmişsin sefa gelmişsin
sen istersin de ben üye yapmam mı seni
hemen yazdım seni de
#19 - Temmuz 03 2006, 21:31:27

merhaba ıspartalı hemşerilerim... nasıl üye olacaz.... :)

oldun bile kardeşim
#20 - Temmuz 03 2006, 21:37:56

şehirli ve ysufla kardeşlerim kırmış geçirmişsiniz ortalığı beee
helal olsun
aynen böle devam durmak yok
#21 - Temmuz 03 2006, 21:39:34


işte gül bahçelerimizden....
#23 - Temmuz 04 2006, 00:06:50
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

yusufla kardeşime burdan teşekkürlerimi iletiyorum
bizi yalnız bırakmadınız
umarım ıspartayı sevdiririz diğer arkadaşlara
adı pek duyulmamış bi şehir ısparta
onca güzelliklerine rağmen.......
#24 - Temmuz 04 2006, 09:54:08


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

                                                               Ispartada Turizm 
 
Bacasız fabrika olarak görülen iç ve dış turizm özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ülkenin önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Dünya ülkeleri turizmi canlandırabilmek için yüksek miktarda harcamalar yapmaktadırlar. Türkiye’mizin de dünya ve Avrupa turizm pazarından daha büyük paylar alabilmesi için küresel düşünüp, bölgesel davranması gerekmektedir. Bilindiği gibi kitle turizminde katılımcıların mutlu ve memnun ayrılmaları turizmin devamlılığı açısından önemlidir. Kitle turizminin yanı sıra ferdi turizm de göz ardı edilmemelidir. Her iki turizm çeşidinin de süreklilik açısından mastır planlarının iyi yapılması, hedef kitlelerinin iyi seçilmesi gereklidir.

      Isparta doğal, kültürel, tarihi güzellik ve zenginlikler diyarıdır. İlin geçmişi, tarih öncesi devirlere kadar gitmektedir. Antik çağda “BARİS” ismini taşıyan ve başta Lidyalılar, Frigler, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılara ait olmak üzere pek çok büyük uygarlığın izlerini taşır. Bu yoğun tarihi geçmiş, şehre zenginlik katmıştır. Cumhuriyet öncesinde Konya vilayetine bağlı “Hamidabad” adında bir livalık iken, 1923 yılında müstakil il olmuş ve “Isparta” adını almıştır. Göller ve güller diyarı Isparta Batı Akdeniz bölgesinde yer alır. Zengin bir flora ve faunaya sahiptir. Güller diyarı Isparta'da gül yetiştiriciliği gül endüstrisini geliştirmiştir. Gül yağı ve her türlü gül ürünleri iç pazarda tüketilmekte, ayrıca dünyanın her tarafına ihraç edilmektedir. Isparta yıllık 550 bin ton elma üretimi ile ülkenin en çok elma üreten ilidir. Geleneksel kültür ve el emeğiyle dokunan Isparta halıları haklı bir üne sahiptir. 35.000 üniversite öğrencisi Isparta'yı bir eğitim merkezine dönüştürmüştür. Sahip olduğu sağlık kuruluşları ve hastaneler Isparta’yı sağlık turizm merkezi haline getirmektedir. Sınırları içerisinde çok sayıda göl, milli park ve tabiat koruma alanı vardır. Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri “altın üçgen” olarak adlandırılır. Isparta ili dünyada, sınırlarında en fazla göl ve gölet bulunan ildir.

    Eğirdir Gölü tahribata uğramamış ve henüz kirlenmemiş Türkiye'nin dördüncü büyük tatlı su gölüdür. Bu değer yapısı ile Eğirdir Gölü, göl-dağ turizmi açısından olduğu kadar balık avcılığı, su sporları ve rekreasyon imkanları ile bulunmaz bir yurt köşesidir. Bir çöküntü gölü olan Eğridir’e bilhassa etrafında bulunan çeşitli yükseklikteki dağlar da ilginç bir görünüm kazandırmaktadır. Göl ve çevresinde yamaç paraşütçülüğü, rüzgar sörfü, kamp-karavan turizmi, kuş gözlemciliği, trekking, canyoning, orienting yapılmaktadır. Eğirdir Gölü’nün suyu, tatlı su balıklarının yaşamasına elverişli olması amatör ve profesyonel balık avcılığı imkanını sağlamaktadır.

     Turizmde çok çeşitlilik arz eden Isparta, alternatif turizm dallarından mağara turizmi bakımından da büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle son yıllarda dikkatlerin yoğunlaştığı mağara turizmi, ili turistik cazibe merkezi haline getirebilecek bir potansiyele sahiptir. Merkez ilçe, Yalvaç ve Eğirdir ilçeleri inanç turizmi açısından büyük önem arz etmektedir. Hz. İsa’nın 12 havarisinden olan St. Paul, St. Barnabas ve St. Yuanna Hristiyanlığı yaymak amacıyla Kıbrıs’ın Paf Limanı’ndan Attalia (Antalya)’ya geçmişlerdir. St. Yuanna’nın buradan tekrar Kudüs’e dönmek için ayrılmasından sonra St. Paul ve St. Barnabas Perge kenti üzerinden Gebiz ve Adada kentlerini izleyip, Yalvaç Psidia Antiochia’sına eski kral Yolu’nu izleyerek ulaşmışlardır. St. Paul Hristiyanlığın ilk resmi vaazını Yalvaç’ta şu anda kendi adını taşıyan eski Sinagog’da vermiştir.

     Doğal güzelliklere bürünmüş Isparta’nın da turizm pastasından payını alabilmesi için turistik değerlerinin envanter çalışmaları bir an önce geliştirilmeli ve bu konuda çalışacak sivil toplum örgütlerinin de faaliyete geçirilmesi gereklidir. Ülkemizin en önemli turizm bölgesi olan Antalya ilinin kuzeyinde bulunan Isparta ili sahip olduğu topografik yapısı, dağları, ırmakları, gülleri ve kanyonları ile ayrıca bu değerleri örten orman yapısı ile Antalya’nın arka bahçesi olarak sahip olduğu bu değerleri Antalya’ya gelen turistlere ve büyük şehirlerde oturan doğa severlere sunmaktadır. Isparta’daki turizmin daha iyi tanıtılabilmesi için Antalya turizmi ile entegrasyon çalışmaları yürütülmektedir. 
 
#25 - Temmuz 04 2006, 10:03:36


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

Yazılı Kanyon Tabiat Parkı: Sütçüler ilçesine 10 km. uzaklıkta olup, 600 ha. bir alanı kapsamaktadır. Park adını veren kanyonun derinliği 100 ile 400 m.dir. Zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve seyrine doyum olmayan doğal güzellikleri vardır. Tarihi “Kral Yolu”nun da geçtiği kanyon tapınak ve kaya yazıtları ile tarihi önem arz etmektedir. Kanyonun içinde ikinci köprünün sağında tahrip edilmiş olan yazıt Antalya Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu üyesi Prof. Dr. Sencer Şahin tarafından çözülmüş ve Isparta Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Başmühendisliği’nin girişimi ve katkısı ile bu yazıtın karşısına Türkçe ve İngilizce tercümesi asılmıştır. Aziz Paul, Perge'den Pisidia Antiocheia'ya giderken bu kanyondan geçmiştir.

Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nda kızılçam, kızılağaç, saçlımeşe, çınar, ardıç, ceviz, pırnal meşesi, keçiboynuzu, akça kesme, defne, zeytin, sandal, sakız, tesbih, mersin, alıç, karaçalı, laden, katırtırnağı, zakkum, yaban gülü, sarmaşık, eğrelti gibi bitki türleri ile domuz, yaban keçisi, tilki, porsuk, su samuru, tavşan, sincap, kartal, kızıl akbaba, doğan, güvercin, üveyik, keklik gibi yabani hayvanlar bulunmaktadır.



Yazılı Kanyon Tabiat Park alanında önemli kanyonlar bulunmaktadır. Pek çok araştırmacının ve meraklıların bu kanyonu görmek üzere yöreye helikopterle geldikleri bilinmektedir. Trafiğe açık olan Antalya-Isparta Dereboğazı Karayolu ile Antalya yöresinde yer alan turistik tesislerden bu alanlara ulaşılması 1,5 saatlik bir süreye inmiştir. Bu bölgede nehir turizmi (rafting) yapmakta mümkündür.



Çandır (Aksu'nun bir kolu) Vadisinde Yazılı Kanyon (Isparta) Kaya Yazıtı

(Hür insan üzerine şiir)>
Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek :
Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir
Kişi hürriyetinin ölçüsü bizzat kendi doğasında bulunur
Ve kararında içtenlikliyse hür kişi ,
Yüreğinde ise dürüstlüğü, işte bunlar asil yapar kişiyi
Ve bununla yücelir hür kişi hatalarla değil.
Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tad almaz o :
Zira ana-baba değildir hür insanı doğuran
Zeus'tur herkese ata olan ve de tek kök insanoğluna
Herkesin tek şansı vardır. O alır kader icabı beden güzelliğini
Budur soy güzelliği ve hür olma hali gerçek anlamda.
Ruhen köle olan ise sakınmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa
Aşırılıktır şiarı bu kişinin, yüreğinde soysuzluk vardır
Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan doğmuştu, ama
Yüceydi herkesten, bir kartal gibi: bilgelikte ise takdire şayandı ruhu
Söylemem gerekirse, tanrısal bir varlık doğurdu onu. Keşke şimdi de (bu mümkün olsa)
Böylesine yararlı ve sevinç kaynağı bir insan
Tüm ünlü kişiler arasında köle bir anadan dünyaya geldi.


“Epiktetos (Epikirus) : İ.S 50 - 138 yılları arasında Hierapolis’te doğup Yunanistan’ın Epirus bölgesinde ölen ünlü filozof olup, bir köle olarak Roma’ya götürülmüş orada azad edilmiştir. Tanrının birliğine, tüm insanların aynı ve tek tanrıdan geldiğine inanan bir düşünür idi.”
#26 - Temmuz 04 2006, 10:06:53


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

biras çok mu oluyo bilmiyorum ama çok güsel fotoğraflar gerçekten
gezip görmeye değer yerler
mağaralarıyla kanyonlarıyla eğrdiriyle dağlarıyla çok güzel bi şehir....
#27 - Temmuz 04 2006, 10:17:39


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

gölün üzerinde kayak yapan insan gördünüz mü hiç????????? :muhah :muhah :muhah
#28 - Temmuz 04 2006, 10:20:07


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

olum manyaksınız yaf :muhah
ben bu kadar rağbet görüceni bileydim daa önce açardım bu fan club ü
#29 - Temmuz 04 2006, 13:16:34

kardeş ben sana açalım diye daha önce diyecektim zaten
ama görüşemedik
kendim de yapmadım haberli olması gerkiyodu işte öle
güsel oldu ama dimi ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea
#30 - Temmuz 04 2006, 13:51:23


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

kardeş ben sana açalım diye daha önce diyecektim zaten
ama görüşemedik
kendim de yapmadım haberli olması gerkiyodu işte öle
güsel oldu ama dimi ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea ::yea


güzel olmuş da ne demek abu muazzam ya
#31 - Temmuz 04 2006, 14:10:59

yusufla kardeşime burdan teşekkürlerimi iletiyorum
bizi yalnız bırakmadınız
umarım ıspartayı sevdiririz diğer arkadaşlara
adı pek duyulmamış bi şehir ısparta
onca güzelliklerine rağmen.......

sevdireceğiz kardeşim... Ispartayı herkese tanıtalım... bunun içinde elimizden geli yapacağız...
#32 - Temmuz 04 2006, 14:30:12
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

yusufla kardeşime burdan teşekkürlerimi iletiyorum
bizi yalnız bırakmadınız
umarım ıspartayı sevdiririz diğer arkadaşlara
adı pek duyulmamış bi şehir ısparta
onca güzelliklerine rağmen.......

sevdireceğiz kardeşim... Ispartayı herkese tanıtalım... bunun içinde elimizden geli yapacağız...

devam devam
durmak yok o zaman
hadi beyler oturmaya mı geldik ya
#33 - Temmuz 04 2006, 14:32:02

ayyıp attiniz şimdi hadi olum bende ıspartalı sayılırım demi ama zaten bıktım bu sand.... dan herşey var bu memlekette yaaaaa
#34 - Temmuz 06 2006, 16:02:00

ayıp ettin koçum tabi ıspartalısın
hemen yazdım
#35 - Temmuz 06 2006, 16:04:07






bunlarda benim çektiklerim umarım beğenirsiniz
bu günlük bu kadar to be continued
#36 - Temmuz 07 2006, 00:30:35
« Son Düzenleme: Temmuz 07 2006, 00:53:36 Gönderen: ahmet fethi »






bunlarda son
parça parça oldu ama ancak böyle oluyor
#38 - Temmuz 07 2006, 11:36:56

ısparta dağ komando okulu 
 
--bakın dur--tdk sözlüğügoogleimdbwikipediaturkcebilgi.comsesli sözlük
 
 
 


cehennemin dünyadaki adı...allah kolaylık versin komando...
(oldz, 30.03.2004 23:24)
@48277   
yedek subay olarak çağrılanların bir çoğunun refuze edilerek tuzla piyade okulu'na gönderildiği kabus mekan. mavi bere ve komado bıçağı artı daşşaklı görüntüsü sebebiyle bir adet "kız olsam verirdim" gider şimdi ne yalan söyliyim.
(fantastik karakter, 10.11.2005 02:17 ~ 02:18)
@547825   
(bkz: allah düşürmesin)
(gblack, 10.11.2005 02:22)
@547836   
ilk gün ben neredeyim, kimim şeklinde sorular döner durur aceminin kafasında. ikinci gün, üç gün öncesi puslu mazidir. ağır fiziksel eğitim, refüzeler tuzla'ya giden trene henüz binerken başlamıştır bile. sporla çok haşır neşir değil idiyseniz, kaslarınızda mütemadiyen biriken laktik asit size pişmanlıkların en yamanını yaşatır. çekirdek ekibin diğer üyesi badinizle öyle kaynaşırsınız ki heteroseksüel olduğunuzu bilmeniz bu absürd durumu çekilir kılar. atlar, zıplar, tırmanır, sürünür, ateş eder, dizayn fukarası tırsınç engeller aşar, fitili ateşlenmiş tnt kalıbı burnunuzun ucunda otuz şınav çeker, rahatlarsınız. şarjörü boş g3 nüz ve diziniz gözünüzden daha ince ihtimam ister, adamsan sakınma ya da bakma. ufukta silüeti beliren fakat yaklaştıkça ulaşabilme kararlılığınızı törpüleyen kerterizler vardır adına travers dedikleri uzun gece yürüyüşlerinde. doyumsuz sigara molaları vardır tepelerin nirengi noktalarında, doğa, yaşam işgal eder zihninizi, teri soğumakta olan ölümlü bedeninizi. yeminler vardır vatan aşkı pekiştiren, yürüyüş kararları vardır elli ciğerde patlayan duyduğunuzda ürpereceğiniz. dört ayın sonunda öyle bir gidiş vardır ki, buruktur, buruk. güzel eğiridirim benim.
(marquis de liriant, 10.03.2006 13:25 ~ 13:27)
@706398   
haddizatında ısparta'nın eğirdir kazasında yerleşik bulunan eğirdir dağ ve komando okulu'ndan 30 bin kişilik seçkin görev timi son günlerde gündeme oturan terörle mücadele koşullarının bir gereği olarak şırnak ve hakkari'deki sınır boylarına yerleştirilmiştir.
#39 - Temmuz 08 2006, 16:07:45

Eğirdir Gölü

 

Göller Bölgesinin en büyük doğal zenginliklerinin başında Eğirdir Gölü gelmektedir. Isparta ili sınırları içinde yer alın ve kuzey – güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında oluşmuş tektonik bir göl olan eğirdir Gölü, 482 kilometrekarelik yüzölçümü ile Türkiye’nin 4, büyük gölüdür. Deniz seviyesinden 917 metre yükseklikte bulunan göl, ortalama 14 metre derinliğe sahiptir. Eğirdir Gölü’nün en derin noktası 16,5 metredir. Kuzey – güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu – batı genişliği 3 – 15 kilometre arasında değişmektedir. Kuzeyde kalan ve daha küçük bir alanı kaplayan bölümüne Hoyran ;Gölü, güneyde kalan bölümüne Eğirdir Gölü denir. Her iki bölüm Hoyran Boğazı ile birleşir.

Zengin balıkçılık potansiyelinin yanı sıra, sulama ve enerji üretimi bakımından da önem taşımaktadır. Gölden çevredeki tarım alanlarının sulanmasında yaralanıldığı gibi, bir regülatör ve kanalla Kovada l ve ll hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı da karşılanmaktadır.1994 yılı sonlarında tamamlanan tesislerle Isparta’nın içme suyu ihtiyacının bir bölümü de Eğirdir Gölü’nden sağlanmaktadır.

Gölde, Eğirdir’ e bir yolla bağlanmış bulunan iki küçük yarım adacık bulunmaktadır. Birincisi Can Ada, ikincisi ise Yeşilada’dır. Gölde su ürünlerinden balık ve kerevit bulunmaktadır.

Kovada Gölü :

Eğirdir İlçesinde bulunan bir başka göl Kovada Gölü’dür. Kovada Gölü’nün çevresi zengin bitki örtüsüne sahiptir ve yüzlerce çeşit hayvan barındırır. Bu özelliklerinden dolayı “Milli Park” niteliğini almıştır. Eğirdir Gölü’nde bulunan fazla su bir kanalla Kovada Gölü’ne akar.

Kovada Gölü, karstik çöküntülerden meydana gelmiştir. Kovada Gölü’nün uzunluğu 9 km, genişliği 2-3 km dir. Yaklaşık 40 kilometrekare yüzölçümü olan bu gölün manzarası çok güzeldir. Gölün rakımı 900 metre, derinliği ise, 6-7 metredir.

TARİHİ, KÜLTÜREL VE ARKEOLOJİK VARLIKLAR

PROSTANNA

Psidia şehirlerinden bir tanesidir. Eğirdir Sivrisi’nin arkasında Camili Yayla üzerindedir. Şehrin kesin yeri L.Robert tarafından, Bedre Köyünün yukarısındaki Yazılıkaya’da bulunan bir sınır yazıtı ile tespit edilmiştir.

Bu yazıt Prostanna ile Parlais’in sınır yazıtı idi. Antik kentte sınır duvarları ve bazı bina temelleri vardır. Şehrin Akropolisi 200 metre yükseklikte kurulmuştur. Sur duvarları içerisinde dikdörtgen şeklinde bir M. Ö. 1.yüzyıldan itibaren sikke basmaya başlamıştır.bina vardır. Bu bina bir tapınaktır. Diğer üç bina ise, halka ait binalardır. Bizans devrine ait hiçbir kalıntı yoktur.

PARLAİS

Roma kolonisi olarak kurulmuştur. Diğer koloni şehirlerin en küçüğüdür. Bugünkü Barla’dadır. Görünürde herhangi bir kalıntısı yoktur. Parlais, Maecus Aurelius döneminden , Caracalla dönemine kadar M.Ö. 1.yüzyıldan itibaren sikke basmıştır. M. Ö. 25. Yılında Galatya Eyaletine dahil edilen dahil edilen şehrin adı “Colonia Julia Augusta Parlais’tir.

Davras kayak merkezi gerek günü birlik turlar,gerekse uzun süreli tatilciler için Isparta il merkezi'ne 26 km,Eğirdir ilçe merkezi'ne 21km,Antalya havalimanı'na 154 km mesafede olup ulaşım sorunu bulunmamaktadır.Davras'a ulaşım geniş,tamamı asfalt yoldan sağlanmaktadır. 

            -Otelimize ait kayak takımlarının yanı sıra kaymaya yeni baslayan kayakçılar için de deneyimli kayak hocaları nezaretinde hizmet vermeye devam etmektedir.

            -Gruplar için otelimiz Davras kayak merkezi'ne ulaşım imkanı sağlamaktadır.

            -Gruplara Davras'da öğle yemeği için deneyimli asçımız nezaretinde mangal partisi düzenlenmektedir.

 

#40 - Temmuz 08 2006, 16:09:00
« Son Düzenleme: Temmuz 08 2006, 16:10:08 Gönderen: OSK! »

COĞRAFİ KONUM

Eğirdir ilçesi 37° 50' 41" - 38° 16' 55" kuzey enlemleri 30° 57' 43" - 30° 44' 39" doğu boylamları derecelerinde bulunmaktadır. Güneybatı Anadolu'da Göller Bölgesi yöresinde 1414 km2 lik alan üzerinde; Türkiye'nin 4. büyük gölü olan Eğirdir Gölü'nün doğudan batıya uzanan kıyılarında kurulmuştur.


Isparta il sınırları içerisinde olan ilçe kuzeyden Yalvaç ve Gelendost ilçeleri, doğudan Şarkikaraağaç ve Aksu ilçeleri, güneyden Sütçüler ilçesi, güneybatıdan Burdur ili, batıdan Isparta merkez ve Atabey ilçeleri ile kuzeybatıdan Senirkent ilçesiyle komşudur.


YÜZEY ŞEKİLLERİ

İlçenin kuzey kesiminde oldukça büyük bir alanı kaplayan Eğirdir Gölü ile göl alanını Isparta çöküntü alanından ayıran dağlar, yüzey şekillerinin esasını oluşturur.

Dağlar : Kuzeybatıda Barla Dağı (2799 m.), batıda Davras Dağı (2635 m.) doğuda ise, bu kesimi kuzey - güney doğrultusunda kesen Dedegöl Dağı (2992 m.) yer alır. Eğirdir Gölü'nün büyük bir bölümü ile Kovada Gölü'nün tümü ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır. Ovalar gittikçe genişleyerek Eğirdir Gölü'ne dökülen derelerin vadi tabanlarında toplanmıştır.


Eğirdir ilçesinin genelinde, topraklar 3. jeolojik zamanda teşekkül etmiş, beyaz tebeşir kalkerden meydana gelmiştir. Arazi oldukça dağınık ve engebelidir. Dağlar üzerinde önemli yaylalar yer almaktadır. İlçenin üzerinde bulunduğu plato, bayırları, dağları, dalgalı arazileri, gölleri ve birkaç dar alüviyal düzlüğü ihtiva eden parçalı görünümdedir.


Toprakları killi ve kalkerlidir. Meyil yüzde 40'a kadar değişmektedir. Dağların arasında bazı önemli düzlükler yer almaktadır. Bunların en önemlisi Boğazova düzlüğüdür. Dağlar kısmen ormanlıktır. Genel olarak Kızılcam, Karaçam hakim olup; ayrıca meşe, ardıç, sedir, köknar topluluklarına rastlanmaktadır. İlçenin en önemli platosu ise Barla platosudur. En önemli akarsuyu Aksu'dur.


İKLİMİ

Eğirdir ilçesinin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 918 metredir. İlçe, iklim bakımından Akdeniz ve İç Anadolu iklimleri arasında bir geçiş alanında yer almaktadır. Bu iklim tipine bağlı olarak, ilçede ne Akdeniz'in yağışlı, ne de İç Anadolu'nun kurak iklimi söz konusudur. Yıllık sıcaklık ortalaması 11,9 °C, yıllık yağış ortalaması ise 705 milimetre civarındadır.


EĞİRDİR GÖLÜ

Göller Bölgesinin en büyük doğal zenginliklerinin başında Eğirdir Gölü gelmektedir. Isparta ili sınırları içinde yer alan ve kuzey-güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında oluşmuş tektonik bir göl olan Eğirdir Gölü, 482 kilometrekarelik yüzölçümü ile Türkiye'nin 4. büyük gölüdür. Deniz seviyesinden 917 metre yükseklikte bulunan göl, ortalama 14 metre derinliğe sahiptir. Eğirdir Gölü'nün en derin noktası 16,5 metredir. Kuzey - güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu - batı genişliği 3-15 kilometre arasında değişmektedir. Kuzeyde kalan ve daha küçük bir alanı kaplayan bölümüne Hoyran Gölü, güneyde kalan bölümüne Eğirdir Gölü denir. Her iki bölüm Hoyran Boğazı ile birleşir.


Zengin balıkçılık potansiyelinin yanı sıra, sulama ve enerji üretimi bakımından da önem taşımaktadır. Gölden çevredeki tarım alanlarının sulanmasında yararlanıldığı gibi, bir regülatör ve kanalla Kovada I ve II hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı da karşılanmaktadır. 1994 yılı sonlarında tamamlanan tesislerle Isparta'nın içme suyu ihtiyacının bir bölümü de Eğirdir Gölü'nden sağlanmaktadır.


Gölde, Eğirdir'e bir yolla bağlanmış bulunan iki küçük yarım adacık bulunmaktadır. Birincisi Can Ada, ikincisi ise, Yeşilada'dır. Gölde su ürünlerinden balık ve kerevit bulunmaktadır.


KOVADA GÖLÜ

Eğirdir İlçesinde bulunan bir başka göl Kovada Gölü'dür. Kovada Gölü'nün çevresi zengin bitki örtüsüne sahiptir ve yüzlerce çeşit hayvan barındırır. Bu özelliklerinden dolayı "Milli Park" niteliğini almıştır. Eğirdir Gölü'nde bulunan fazla su bir kanalla Kovada Gölü'ne akar.


Kovada Gölü, karstik çöküntülerden meydana gelmiştir. Kovada Gölü'nün uzunluğu 9 km, genişliği 2-3 km dir. Yaklaşık 40 kilometrekare yüzölçümü olan bu gölün manzarası çok güzeldir. Gölün rakımı 900 metre, derinliği ise, 6-7 metredir
#41 - Temmuz 08 2006, 16:10:50





Göller ve güller bölgesi: Isparta
Gülyağı ve gülsuyu üretim merkezi, dünyada il sınırları içinde en fazla göl ve gölet bulunan il olan Isparta, mağara, inanç, yayla, kamp karavan, göl ve eko turizmi ile deturistik cazibe merkezi olmaya aday.
 
 
 



AA
Güncelleme: 11:10 28 Temmuz 2005 Perşembe- Antalya’nın “arka bahçesi” olarak nitelendirilen Isparta’nın tanıtılması için Antalya turizmi ile entegrasyon çalışmalarının yürütüldüğü ile haziran ayının ilk haftasında gidenler, Uluslararası Gül, Halı, Kültür ve Turizm Festivali’ni izleyebilir, çeşitli ilçelerde düzenlenen kiraz bayramlarına katılabilir, Eğirdir’de yamaç paraşütü, Çandır’da kanyon gezisi yapabilir.

 
Isparta’nın geleneksel tandır kebabını şehir merkezinde yeme fırsatı bulurken, güzel göl manzarasında taze balık yemeği tercih edenler, Türkiye’nin dördüncü büyük tatlı su gölü Eğirdir Gölü’ne gidebilir ve sakin bir gün geçirebilir. Bunları yaparken de gül suyu ve gül yağı ile el dokuma halıları ve Yalvaç’ta geleneksel el sanat ürünleri, keçe ve deri eşya satın alınabilir.

TARİHİ GEÇMİŞ
Tarih boyunca sürekli yerleşim gören “Göller Bölgesi” Pisidia olarak adlandırılan Isparta, doğal, kültürel, tarihi güzellik ve zenginlikler diyarı. Geçmişi tarih öncesi devirlere kadar giden Isparta’da, antik çağda “Baris” adını taşıyan ve başta Lidyalılar, Frigler, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılara ait olmak üzere pek çok büyük uygarlığın izleri bulunuyor.
Bu yoğun tarihi geçmiş, şehre de ayrı bir zenginlik katıyor. Sınırları içerisinde çok sayıda göl, milli park ve tabiat koruma alanı olan, Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri “altın üçgen” olarak adlandırılan Isparta, dünyada, sınırlarında en fazla göl ve gölet bulunan il olma özelliğini de barındırıyor. Isparta’nın doğal güzelliklerinden bazıları şöyle:

EĞİRDİR GÖLÜ
Tahribata uğramamış ve henüz kirlenmemiş Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Eğirdir Gölü, göl-dağ turizmi açısından olduğu kadar balık avcılığı, su sporları ve rekreasyon imkanları ile ilgi çekiyor. Bir çöküntü gölü olan Eğridir’e, bilhassa etrafında bulunan çeşitli yükseklikteki dağlar da ilginç bir görünüm kazandırıyor. 
 




Göl ve çevresinde, yamaç paraşütçülüğü, rüzgar sörfü, kamp-karavanturizmi, kuş gözlemciliği, trekking, canyoning, orienting yapılıyor. Eğirdir Gölü’nün suyu, tatlı su balıklarının yaşamasına elverişli olması, amatör ve profesyonel balık avcılığı imkanını sağlıyor. Göl içinde yer alan Can ve Yeşil Ada, son zamanlarda suların azalmasıyla yarım ada biçiminde Eğridir’e bağlanmış. Sudak, sazan, sıraz balıkları bulunan göl doğal sit alanı ilan edilmiş.

Ev pansiyonculuğu çok yaygın olan Yeşil Ada, balık lokantaları iledikkati çekiyor. Doğal güzelliği yanında tarihi zenginlikleri de bulunan ada, yerli yabancı ziyaretçileri konuk ediyor. Sadece piknik alanı olarak düzenlenen, Atatürk’ün Eğirdir’i ziyareti sırasında, 1 Şubat 1933’te Belediye Encümeni Kararı ile kendisine hediye edilen Can Ada’da, rekreasyon çalışmaları devam ediyor.

İnce kumlu ve gölün yüzmeye en elverişli yeri olan Altınkum Plajı,kıyıdan itibaren 200 metre ilerlenmesine rağmen insan boyunu geçmeyen sığlığı ile güvenli bir plaj olarak biliniyor. Altyapı ve çevre düzenlemeleri sonucunda “Mavi Bayrak” ile ödüllendirilen 50 çadır kapasiteli plajda, kiralık bungalowlar da bulunuyor.

GÖLCÜK TABİAT PARKI
Merkez ilçenin güney batısındaki 1380 metre rakımlı alan ve çevresi yeni yetiştirilmiş ağaçlarla kaplı bir krater gölü olan Gölcük, 150-300 metreyi bulan volkanik küllü tepelerle çevrili oluşuyla dikkat çekiyor. 
 




Daireyi andıran gölün çapı 1500 metre, derinliği yer yer 32 metreyi bulan göl kıyısında, piknik için tüm altyapı tesisleri, bir restoran binası ve bir de kır gazinosu bulunuyor. Gölcük gölü ve çevresi, 1998 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca turizm merkezi ilan edildi.

YAZILI KANYON TABİAT PARKI
Sütçüler İlçesi’ne 10 kilometre uzaklıktaki park, zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve seyrine doyum olmayan doğal güzelliklere sahip. Tarihi Kral Yolu’nun da geçtiği kanyon, tapınak ve kaya yazıtları ile tarihi önem taşıyor. 
 




Antalya Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sencer Şahin tarafından çözülen kanyonun içinde ikinci köprünün sağında tahrip edilmiş olan yazıt, Isparta Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Başmühendisliği’nin girişimi ve katkısı ile Türkçe ve İngilizce tercümesi ile birlikte sergileniyor.

Trafiğe açık olan Antalya-Isparta Dereboğazı Karayolu ile Antalya yöresinde yer alan turistik tesislerden 1,5 saatte ulaşılabilen bu bölgede, nehir turizmi (rafting) de yapılabiliyor.

TABİAT KORUMA ALANLARI
Isparta ve ilçelerinde, tabiat koruma alanları da yer alıyor. Eğirdir İlçesi, Yukarı Gökdere Köyü sınırları içinde bulunan ve 1987 yılında tabiatı koruma alanı ilan edilen Kasnak Meşesi Ormanı’nda, 218bitki türü bulunuyor.

Sütçüler İlçesi sınırları içindeki endemik Sığla Ormanı, sığla ağacının en elit ve izole yayılışının yaptığı eşsiz ekosistem özelliğinden dolayı 1987 tarihinde tabiatı koruma alanı olarak ilan edildi.

Isparta ve ilçelerinde, 27’si iğne yapraklı 57’si geniş yapraklı olmak üzere toplam 84’de anıt ağaç bulunuyor. Türkiye’nin en uzun boylu Anadolu kestanesi, kasnak meşesi ve boylu ardıcı, en uzun ikinci Anadolu karaçamı, Göller Bölgesi’nin en yaşlı Toros sediri, Anadolu karaçamı, Anadolu kestanesi, kokulu ardıcı, boylu ardıcı ve doğu çınarı, Göller Bölgesi’nin en kalın doğu çınarı, kasnak meşesi, Anadolu kestanesi ve büyük yapraklı ıhlamuru daIsparta sınırları içinde yaşıyor.

KIZILDAĞ MİLLİ PARKI
Şarkikaraağaç ve Yenişarbademli İlçesi sınırları içinde bulunan Kızıldağ Milli Parkı’nda genellikle erozyonla aşınmış yer şekilleri dikkat çekiyor. 
 




Alanın jeolojik yapısını, kalker kayaçlarından meydanagelen formasyonlar, Milli Parkın bitki örtüsünü sedir ormanları ve bozuk maki toplulukları oluşturuyor. Amatör dağcılar, 1840 metre yükseklikteki Büyüksivri tepeye tırmanarak dağ sporu yapılabiliyor.

Temiz havası ile solunum yolları rahatsızlığı bulunanlar için uygun olan Büyüksivri tepede, çadır ve karavanla konaklama yapılabiliyor. Ayrıca Milli Park içinde, halka açık bungalovlar ile kır gazinosu bulunuyor.

DAVRAS DAĞI KIŞ SPORLARI TURİZM MERKEZİ
Kristal gibi berrak üç gölün ortasında bulunan Davras’ta, kayak yaparken Eğirdir Gölü’nün güzel görüntüsü de seyrediliyor. Amatör ve profesyonel kayakçılar için ideal pistlere sahip Davras’ta, 1211 metre uzunluğunda saatte 1000 kişi taşıma kapasiteli telesiyej tesisi bulunuyor. 
 




624 metre uzunluğunda T-Bar tesisi de bulunan Davras’ta kuzey disiplini ve alp disiplini tur kayağı, snowboard, dağcılık, botanik gözlemcilik, yamaç paraşütü ve trekking yapılabiliyor. Isparta’ya 26 kilometre uzaklıktaki Davras’ta, 50 yatak kapasitelive 150 kişilik restoranlı bir tesis de yer alıyor.

 
#46 - Temmuz 08 2006, 16:16:32






bende ıspartalıyım gabul edeeseniz bende üye olmak isteeyom bi...

ee şindi netcez gaarii (6)

 ben size bi link versem.. ben bi topik açmıştım orda bütün şehirlerimiz vardı. ıspartada onun içinde bir yerlerde. şimdi bulmak için vaktim yok bi zahmet siz buluverin :muhah

//forum.alternatifim.com/index.php?topic=23765.msg283405#msg283405
#52 - Temmuz 08 2006, 16:32:08
İki sevgiyle Seni sevdm: Biri nimetinden dolayı;  Diğeri aşkın Sana yakışmasından dolayı.
     Nimetinden dolayı Sana aşıkolmaklığım;  Seni zikretmemin ğayrinden alıkoymasından dolayı.
     Sana yakışan sevgiye gelince ben; Seni görünceye kadar engelleri açtığından dolayı.
     Ondanda bundanda bana övgü hiç!   Lakin üstün övgüye Sen layık olduğundan dolayı..
                            (Râbiat-ül Adeviyye) :agla   :pes

evet orayı biliyorum dünyaya tanıtıyolardı... hollandalı birisi yapmış....
#53 - Temmuz 08 2006, 20:17:38
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

bende ıspartalıyım gabul edeeseniz bende üye olmak isteeyom bi...

ee şindi netcez gaarii (6)

 ben size bi link versem.. ben bi topik açmıştım orda bütün şehirlerimiz vardı. ıspartada onun içinde bir yerlerde. şimdi bulmak için vaktim yok bi zahmet siz buluverin :muhah

//forum.alternatifim.com/index.php?topic=23765.msg283405#msg283405

üyesin
#54 - Temmuz 08 2006, 20:36:50
« Son Düzenleme: Temmuz 09 2006, 15:23:43 Gönderen: OSK! »

teşekkürler abim (6)  en az ayda bir ısparta ya geliyorum her gelişimde başaka başka yenilikler olmuş oluyor... belediye başkanı iyi çalışıyor herhalde (6)

(ama şunu demeden edemicem bi tane alt geçit yapmış ama iki yolda aynı yere çıkıyor...) :kop
#55 - Temmuz 09 2006, 15:12:53
« Son Düzenleme: Temmuz 09 2006, 15:13:22 Gönderen: aceb-ul acaib »
İki sevgiyle Seni sevdm: Biri nimetinden dolayı;  Diğeri aşkın Sana yakışmasından dolayı.
     Nimetinden dolayı Sana aşıkolmaklığım;  Seni zikretmemin ğayrinden alıkoymasından dolayı.
     Sana yakışan sevgiye gelince ben; Seni görünceye kadar engelleri açtığından dolayı.
     Ondanda bundanda bana övgü hiç!   Lakin üstün övgüye Sen layık olduğundan dolayı..
                            (Râbiat-ül Adeviyye) :agla   :pes

teşekkürler abim (6)  en az ayda bir ısparta ya geliyorum her gelişimde başaka başka yenilikler olmuş oluyor... belediye başkanı iyi çalışıyor herhalde (6)

(ama şunu demeden edemicem bi tane alt geçit yapmış ama iki yolda aynı yere çıkıyor...) :kop

pardon bea ben cinsiyete hiç bakmadım
ne bilim
o zaman üyesin apla
#56 - Temmuz 09 2006, 15:24:55

oskicim paylaşımların için çok sağol
yeni üyelerimiz hoşgeldiniz
ben ıspartalı yoktur diyodum hatta sende dedin oski bak yine de çıktı :)) :)) :))
#57 - Temmuz 13 2006, 09:42:31


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

oskicim paylaşımların için çok sağol
yeni üyelerimiz hoşgeldiniz
ben ıspartalı yoktur diyodum hatta sende dedin oski bak yine de çıktı :)) :)) :))

öleymiş abi ne bilim
#58 - Temmuz 13 2006, 13:30:28

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley
#59 - Temmuz 13 2006, 20:47:59


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?
#60 - Temmuz 13 2006, 21:36:40

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?

tamam lan adamı hasta etme bundan sonra sana bişi söyleyende zaten...
#61 - Temmuz 14 2006, 18:15:56


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?

tamam lan adamı hasta etme bundan sonra sana bişi söyleyende zaten...

valla hemen alıyon len tmm ne istiyosan onu de hadi  :urfa
#62 - Temmuz 15 2006, 12:42:45

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?

tamam lan adamı hasta etme bundan sonra sana bişi söyleyende zaten...

valla hemen alıyon len tmm ne istiyosan onu de hadi  :urfa

bişi demicem işte sniper sniper sniper sniper sniper slngsht slngsht :offt. :offt. :offt.
küstüm :ban :ban :ban
#63 - Temmuz 17 2006, 19:00:21


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?

tamam lan adamı hasta etme bundan sonra sana bişi söyleyende zaten...

valla hemen alıyon len tmm ne istiyosan onu de hadi  :urfa

bişi demicem işte sniper sniper sniper sniper sniper slngsht slngsht :offt. :offt. :offt.
küstüm :ban :ban :ban

bi kere de be
olum boşver şimdi bunları burda konuşulcek şey diil bu sonra yersin beni
adam gibi ısparta hakkında bişiler yaz
#64 - Temmuz 17 2006, 21:01:57

tamam canım kızma hemen :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah

eeeee hadi başka ıspartalı yokmu be yaaaw

haydiiiii

hepimizde  boy verelim :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley :oley

hay şimdi boyuna başlicen ha
kes olum artık şu muhabbeti :hii?

tamam lan adamı hasta etme bundan sonra sana bişi söyleyende zaten...

valla hemen alıyon len tmm ne istiyosan onu de hadi  :urfa

bişi demicem işte sniper sniper sniper sniper sniper slngsht slngsht :offt. :offt. :offt.
küstüm :ban :ban :ban

bi kere de be
olum boşver şimdi bunları burda konuşulcek şey diil bu sonra yersin beni
adam gibi ısparta hakkında bişiler yaz




ortak uçmussunuz yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaawwwwwwwwwwwwww
#65 - Temmuz 20 2006, 20:32:09

eeeeee noldu bizim fun club'a
çalışın arkadaşlar biraz
benim siteye girme fırsatım olmuyo pek
özkancım hadi bakiim göreyüm senü :muhah
#66 - Temmuz 28 2006, 09:55:47


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

bu gün saat 18.00 de ısparta garında şehitler için bir miting yapılacak
tüm ıspartalıları türk bayraklarıyla bekleriz
#67 - Temmuz 28 2006, 10:12:06

eyvallah abicim sağolasın :okey :okey
#68 - Temmuz 28 2006, 11:06:04


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

bu gün saat 18.00 de ısparta garında şehitler için bir miting yapılacak
tüm ıspartalıları türk bayraklarıyla bekleriz

abi gördük o mitingi de ya ülkücülerin gövde gösterisine döndü yine
#69 - Temmuz 28 2006, 20:00:23

MAHALLİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ
Isparta mahalli ağzında Akdeniz ve Orta Anadolu ağızlarının etkisi görülür.
Mahalli dil, günümüzde de özelliklerini korumaktadır. Isparta mahalli ağzının en belirgin özellikleri şöyledir:
Isparta ağzındaki uzun ünlülerin tamamı, iki ünlü arasındaki ünsüzün düşmesi ile oluşur. Ârı (Ağrı), aşam (akşam), gâsın (kalsın), peenir (peynir), veese (verse), yapdıı (yaptığı), sandıı (sandığı), geydii (giydiği), iilik (iyilik), oomasın (olmasın), oolan (oğlan), öölen (öğlen), sööle (söyle), uura (uğra), bulduumu (bulduğumu), düme (düğme), yüzüünü (yüzüğünü).
Mahalli ağızda ünlü değişmeler çokçadır:
a-e: Bozcen (bozacaksın), goş-cen (koşacaksın), yapcen (yapacaksın), kesdene (kestane), teze (taze), zerdeli (zerdali).
an: Çığır (çağır), bascem (basacağım), kalkcem (kalkacağım).
a-u: Buba(baba),portukal (portakal), ortuda (ortada).
Orta hecedeki a sesinin vurgusuz olduğu zaman, çoğunlukla düştüğü görülür. Burda (burada), olcam (olacağım), vacem (varacağım), orda (orada) gibi.
e-a: Ataş (ateş, barâba (beraber), hökümat (hükümet), gıymatlı (kıymetli).
e-i: Yir (yer), dide (dede), ni-den (neden), gice (gece, pencire (pencere).
i-e: Eyi (iyi), ekiz (ikiz), heş (hiç), tencire (tencere), zencir (zin-cir).
i-ı: Çırpı (kirpi), hangi (hangi), hızmat (hizmet), sabi (sahibi).
i-ü: Buluş (piliç), büber(biber), müsafür (misafir).
Orta hecedeki i sesi vurgusuz olduğunda düşer. Eyce (iyice), zere (zahire), Hatçe (Hatice) gibi...
o-a: Guy (koy), horaz (horoz), popaz (papaz).
o-u:Buynuz (boynuz), doktur (doktor), garyula (karyola).
u-ı: Çabık (çabuk), çıbık (çubuk), babış (papuç), garpız (karpuz), gavın (kavun).
u-o:Yokarı (yukarı), osanmak (usanmak).
ü-ö: Böyük (büyük), yörü (yürü), gözel (güzel), boyut (büyüt).
Bazı sözcüklerde "b, m, p" dudak ve dudak-diş sesleri "v" ve "f" seslerinin etkisiyle sözcüğün gövde, kök ya da eklerinde yuvarlaklaşmaya neden olur. Avcu (avcı), b.jba (baba), böbek (bebek), fursat (fırsat) gibi...
Bazı sözcüklerde ve yuvarlaklaşmanın aksine, benzeşme yoluyla düzleşme görülür. Gabık (kabuk), gambır (kambur), galbır (kalbur), ucit (vücut) gibi...
Sözcük başına fazladan bir ünlü ekleme, Isparta ağzının en belirgin özelliklerindendir. "ı, r, k, m, n, s, ş, c" ünsüzleri ile başlayan sözcüklerde sözcük içindeki ünlülere uygun olarak ı, i, u, ü, ö, o ünlüleri, sözcük başına eklenebilir. Iraf (raf), ıscak (sıcak), ilazım (lâzım), ileş (leş), iliyen (leğen), örüzgar (rüzgâr) gibi...
Çoğunlukla iki heceli sözcüklerde, ilk hece ünsüzle biter, ikinci hece de bir ünsüzle başlarsa; araya öbür ünlülere uygun bir ses eklendiği görülür. Abıla (abla), gatıran (katran), masıraf (masraf), inile (inle), mücüde (müjde) gibi...
Ünlü ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük illerse, ünlülerden biri düşer. Buna Isparta ağzında sıkça rastlanır. Hatcaba (Hatice abla), hocefendi (hoca efendi), goccadam (koca adam) gibi...
Ünlü uyumuna aykırı bazı yabancı kökenli sözcüklerde ünlü benzeşmeleri görülür. Baca (bahçe), hâ-bar (haber), sabi (sahibi), galbır (kalbur), mezer (mezar), baraba (beraber), vallaha (vallahi), gıyamet (kıyamet) gibi...
Isparta ağzındaki ünsüz değişimleri şöyledir:
h-p:Palta (balta), paston (baston), pıçak (bıçak), apla (abla).
b-m: Mahana (bahane), muşam-ma (muşamba), mismillah (bismillah).
ç-c:cızgı (çizgi), çocuk (çocuk), cingen (çingene), güççük (kü-Çük).
ç-s: Babış (pabuç), genşlik (gençlik), gaş (kaç), öş (ölç), gılış (kılıç), biş (***).
ı-d: Darak (tarak), davşan (tavşan), duzak (tuzak), dırnak (tırnak), dellal (tellal).
k-g: Gaba (kaba), giz (kız), gonşu (komşu), gazan (kazan), gu-rut (kurut), gön (kon).
s-z: Merkez (herkes), zoba (soba), nergiz (nergis), zümbül (sum bil).
r-ı: Güleş (güreş), bilader (birader), duyalak (duyarak), leşber (rençber).
"l" sesi kimi hallerde düşer, kendinden önceki ünlünün uzun söylenmesine neden ölür. Sancak (salıncak), gönek (gömlek), ge (gel), gesin (gelsin), osun (olsun), "r" sesinde de kimi hallerde aynı özellik görülür. Gadar (kadar), sona (sonra), va (var), geti (getir), otu (otur) gibi.
"h" sesinde de aynı durum oluşmaktadır. Apap (ahbap), gabat (kabahat), ramet (rahmet), gave (kahve) gibi.
m-n: Donuz (domuz), sindi (şimdi), geliyon (geliyorum), ölçen (öleceğim), penbe (pembe).
n-i: Dölüm (dönüm), tutarı (fincan), löbet (nöbet).
Isparta mahalli ağzında ünsüzlerin yer değiştirmeleri çokça rastlanır. Tehna (tenha), çılbak (çıplak), kirpit (kibrit), devriş (derviş), gay-rola (karyola) gibi.
Ünsüz düşmesi de sıkçadır. "f, h, ı, r, n, y" seslerinin sözcük içinde düşmesi çokça görülür. Çit (çift), sabalen (sabahleyin), asam (alsam), dutasa (tutarsa), piriş (pirinç), gömüş (koymuş) gibi.
Sözcük sonundaki düşmelere birkaç örnek: Göze (güzel), yata (yatar), aşsa (aşağı), goşşa goşşa (koşa koşa), ıssı (ısır), isdeyyor (istiyor). Çokluk eklerinin sonundaki "r" genellikle düşer.Gapıla (kapılar), kitapla (kitaplar).gölle (göller) gibi. Çokluk ekleri kimi hallerde nar-ner şekline dönüşür. Ve sonraki "r" ekleri de düşer. Onna (onlar), bunna (bunlar), gadınna (kadınlar), goyanna (koyanlar).

Isparta'nın mahalli deyimleri ile bir esnaf delikanlısının aşık olup mektuplaştığı ve yabancı bir ihtiyar zengine verilmek üzere olduğunu duyduğu sevgilisi komşu kızına yazdığı mektup, Isparta ağzının güzel örneklerinden biridir:
"Gızım ZIDDIK,
öte gün abamın çelibası ile biçit bostan yellevedidim. Eletivedi mi? Tobosun cenevim ambaklanmış ceviz gibi şakka şakka oldu. Erip yetti gari. Yağınırımdan ağrı biyel dikiliye. Üskesiallah çıkmıye tobosun. Bu dertleri hep senin yüzünden edindim. Eğer bi de o aydaş bacaklı angut herife domedis suratlı evinsüse seni vesinler, töbosun yeri göğü yıkarım. İyilik vemem. Rahat dirli vemem. Hem sen gızım o hırsız kedi boyunlı cılgısızla onmazsın. Variyetliymiş, bangonoyu tomarıyla harcarmış yövmiye nevaleyi düzdü müydü iki hammal ense kökünden ter akaraktan bihalle daşırmış göya. Gı sen kocayamı vacen bubayamı?
Variyet olupta nolcek, sen odi dek gibi herifinen geçincemeyi bulamazsın ben o aydeş bacaklı angut herife vamam de. Üskesi Allah va-micen de boynuga çilbir dakıp sürü-cek değille ya elin ütülenmiş kelle kafalı herifi istedirse istetsin hem bana vediğin söz noluyo.
Hani gönül diye bir billur olmaza bi naşırfa suya bir tutam gırcı şeker at kurtul bu dertten. Töbosun doydum usandım gari. Amma dimağa yaz niceoolsa yarın ahirette ırahat bırakıvemem yine debelleş olurum. Şişrim irehmette yalı yapıldak gööneksiz tiyildettiririm. Töbosun cenevimin alavı üskes Allah sönmeyecek. Gireği gün evinizin önünde grevetli yeni gondralı mücedded urbaları ile ben geçerken sen aptaslık-tan dikizleyodun. Benyeni sakoma bakıyo diye hiyelladım. Helbuku ise
yanına ittönbüşle amadeniye rasgele bengildemiş gibi fırlayıvedin. Yarıgı yemezdimya engüdeni saklanmaşmı oyneyoz ninnenbeşmi sinnenipte sanki ne oldu. Müsenderede kavun saklanır gibi durcek değilsin ya bi galgı, iki galgı engüdeni bir kısmetin çıkacak
Amma bilip amma yat bi bana bak bi o ihtiyar herife bin yattan bi biliş daha eyidir. Hele amma yine paşa gönlün bilir. İki satır cizmeye-deki elin ermedi bi pusla yazasın bizim öte ganbur kapısına mıhına eyatlım daklaştırıverirsin ulur gider. Kapıya şavk vurmadan herkes seni heyallamaz hem herkes seni gözet-leyo değil ya. Araş günü eniverip bille göz gararınca el yordamı ile kağıdı usullam guca mıha daklaş-tırıverip fıya gidesin. Tez arakana seyirdirsin. Bunca hec meraklanma dediklerini iyi düşün gafana gat amma yine dediklerimi duymamış-lıktan ge. Çokla binle yaşa Allah böyük mesnet siner versin yedi me-hel ol. Cevap yazmayı gattiyen unutma gerisini annasın gari bi çok selâm.
Yavuklun
Mustanların
Gadir"
 
#70 - Temmuz 29 2006, 15:00:58




 "çoklar binler yaşa" "kesdene" "zerdeli"... bunları benim canım babaannem çok söyler.. (6)

MAHALLİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ
Isparta mahalli ağzında Akdeniz ve Orta Anadolu ağızlarının etkisi görülür.
Mahalli dil, günümüzde de özelliklerini korumaktadır. Isparta mahalli ağzının en belirgin özellikleri şöyledir:
Isparta ağzındaki uzun ünlülerin tamamı, iki ünlü arasındaki ünsüzün düşmesi ile oluşur. Ârı (Ağrı), aşam (akşam), gâsın (kalsın), peenir (peynir), veese (verse), yapdıı (yaptığı), sandıı (sandığı), geydii (giydiği), iilik (iyilik), oomasın (olmasın), oolan (oğlan), öölen (öğlen), sööle (söyle), uura (uğra), bulduumu (bulduğumu), düme (düğme), yüzüünü (yüzüğünü).
Mahalli ağızda ünlü değişmeler çokçadır:
a-e: Bozcen (bozacaksın), goş-cen (koşacaksın), yapcen (yapacaksın), kesdene (kestane), teze (taze), zerdeli (zerdali).
an: Çığır (çağır), bascem (basacağım), kalkcem (kalkacağım).
a-u: Buba(baba),portukal (portakal), ortuda (ortada).
Orta hecedeki a sesinin vurgusuz olduğu zaman, çoğunlukla düştüğü görülür. Burda (burada), olcam (olacağım), vacem (varacağım), orda (orada) gibi.
e-a: Ataş (ateş, barâba (beraber), hökümat (hükümet), gıymatlı (kıymetli).
e-i: Yir (yer), dide (dede), ni-den (neden), gice (gece, pencire (pencere).
i-e: Eyi (iyi), ekiz (ikiz), heş (hiç), tencire (tencere), zencir (zin-cir).
i-ı: Çırpı (kirpi), hangi (hangi), hızmat (hizmet), sabi (sahibi).
i-ü: Buluş (piliç), büber(biber), müsafür (misafir).
Orta hecedeki i sesi vurgusuz olduğunda düşer. Eyce (iyice), zere (zahire), Hatçe (Hatice) gibi...
o-a: Guy (koy), horaz (horoz), popaz (papaz).
o-u:Buynuz (boynuz), doktur (doktor), garyula (karyola).
u-ı: Çabık (çabuk), çıbık (çubuk), babış (papuç), garpız (karpuz), gavın (kavun).
u-o:Yokarı (yukarı), osanmak (usanmak).
ü-ö: Böyük (büyük), yörü (yürü), gözel (güzel), boyut (büyüt).
Bazı sözcüklerde "b, m, p" dudak ve dudak-diş sesleri "v" ve "f" seslerinin etkisiyle sözcüğün gövde, kök ya da eklerinde yuvarlaklaşmaya neden olur. Avcu (avcı), b.jba (baba), böbek (bebek), fursat (fırsat) gibi...
Bazı sözcüklerde ve yuvarlaklaşmanın aksine, benzeşme yoluyla düzleşme görülür. Gabık (kabuk), gambır (kambur), galbır (kalbur), ucit (vücut) gibi...
Sözcük başına fazladan bir ünlü ekleme, Isparta ağzının en belirgin özelliklerindendir. "ı, r, k, m, n, s, ş, c" ünsüzleri ile başlayan sözcüklerde sözcük içindeki ünlülere uygun olarak ı, i, u, ü, ö, o ünlüleri, sözcük başına eklenebilir. Iraf (raf), ıscak (sıcak), ilazım (lâzım), ileş (leş), iliyen (leğen), örüzgar (rüzgâr) gibi...
Çoğunlukla iki heceli sözcüklerde, ilk hece ünsüzle biter, ikinci hece de bir ünsüzle başlarsa; araya öbür ünlülere uygun bir ses eklendiği görülür. Abıla (abla), gatıran (katran), masıraf (masraf), inile (inle), mücüde (müjde) gibi...
Ünlü ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük illerse, ünlülerden biri düşer. Buna Isparta ağzında sıkça rastlanır. Hatcaba (Hatice abla), hocefendi (hoca efendi), goccadam (koca adam) gibi...
Ünlü uyumuna aykırı bazı yabancı kökenli sözcüklerde ünlü benzeşmeleri görülür. Baca (bahçe), hâ-bar (haber), sabi (sahibi), galbır (kalbur), mezer (mezar), baraba (beraber), vallaha (vallahi), gıyamet (kıyamet) gibi...
Isparta ağzındaki ünsüz değişimleri şöyledir:
h-p:Palta (balta), paston (baston), pıçak (bıçak), apla (abla).
b-m: Mahana (bahane), muşam-ma (muşamba), mismillah (bismillah).
ç-c:cızgı (çizgi), çocuk (çocuk), cingen (çingene), güççük (kü-Çük).
ç-s: Babış (pabuç), genşlik (gençlik), gaş (kaç), öş (ölç), gılış (kılıç), biş (p*ç).
ı-d: Darak (tarak), davşan (tavşan), duzak (tuzak), dırnak (tırnak), dellal (tellal).
k-g: Gaba (kaba), giz (kız), gonşu (komşu), gazan (kazan), gu-rut (kurut), gön (kon).
s-z: Merkez (herkes), zoba (soba), nergiz (nergis), zümbül (sum bil).
r-ı: Güleş (güreş), bilader (birader), duyalak (duyarak), leşber (rençber).
"l" sesi kimi hallerde düşer, kendinden önceki ünlünün uzun söylenmesine neden ölür. Sancak (salıncak), gönek (gömlek), ge (gel), gesin (gelsin), osun (olsun), "r" sesinde de kimi hallerde aynı özellik görülür. Gadar (kadar), sona (sonra), va (var), geti (getir), otu (otur) gibi.
"h" sesinde de aynı durum oluşmaktadır. Apap (ahbap), gabat (kabahat), ramet (rahmet), gave (kahve) gibi.
m-n: Donuz (domuz), sindi (şimdi), geliyon (geliyorum), ölçen (öleceğim), penbe (pembe).
n-i: Dölüm (dönüm), tutarı (fincan), löbet (nöbet).
Isparta mahalli ağzında ünsüzlerin yer değiştirmeleri çokça rastlanır. Tehna (tenha), çılbak (çıplak), kirpit (kibrit), devriş (derviş), gay-rola (karyola) gibi.
Ünsüz düşmesi de sıkçadır. "f, h, ı, r, n, y" seslerinin sözcük içinde düşmesi çokça görülür. Çit (çift), sabalen (sabahleyin), asam (alsam), dutasa (tutarsa), piriş (pirinç), gömüş (koymuş) gibi.
Sözcük sonundaki düşmelere birkaç örnek: Göze (güzel), yata (yatar), aşsa (aşağı), goşşa goşşa (koşa koşa), ıssı (ısır), isdeyyor (istiyor). Çokluk eklerinin sonundaki "r" genellikle düşer.Gapıla (kapılar), kitapla (kitaplar).gölle (göller) gibi. Çokluk ekleri kimi hallerde nar-ner şekline dönüşür. Ve sonraki "r" ekleri de düşer. Onna (onlar), bunna (bunlar), gadınna (kadınlar), goyanna (koyanlar).

bunlarda tabii var ama mektup biraz abartılı okunmuyor..  (6)

resimlerde güzel olmuş ayrıyetten teşekkürler... :okey
#74 - Temmuz 30 2006, 03:18:56
İki sevgiyle Seni sevdm: Biri nimetinden dolayı;  Diğeri aşkın Sana yakışmasından dolayı.
     Nimetinden dolayı Sana aşıkolmaklığım;  Seni zikretmemin ğayrinden alıkoymasından dolayı.
     Sana yakışan sevgiye gelince ben; Seni görünceye kadar engelleri açtığından dolayı.
     Ondanda bundanda bana övgü hiç!   Lakin üstün övgüye Sen layık olduğundan dolayı..
                            (Râbiat-ül Adeviyye) :agla   :pes

saol be ablacım
valla benim babannemle dedem de çok söledi bunları
ama çok güzel şeyler ya hakkaten
ıspartalı bi adamı başka yerlerde nası tanınacağını anlatmak istedim
ve bu sözleri kullanış biçimine bakarak çok da rahat tanıyabilir millet
yani burda yaşayıp da ben böle konuşmuyorum diyen adam yalan söler
 :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah :muhah
mektup abartılı değil aslında koyu ve hiç ısparta dışına çıkmamış bi kişi tarafından yazılmış heralde
eski adamlara yazdırsan bundan daha farklı yazmazlar emin ol :muhah
#75 - Temmuz 31 2006, 13:08:55
« Son Düzenleme: Temmuz 31 2006, 13:14:57 Gönderen: oski »

evet bu konuda çok haklısın.. (6)  ben ıspartalıyım ama küçüklüğümden beri başka şehirlerde ikamet ettiğim için pek ısparta ağızlı konuşmam..  ama ıspartaya babaannemin yanına gittiğim an tam bi ıspartalı olurum :kop   onu nasıl beceriyorum bilmiyorum ama memleket çekiyo herhalde... :sizo  bi anda goca ıspartalı oluveririrm (6)

mektup konusundada doğrudur özellikle eğridir... :4
#76 - Temmuz 31 2006, 13:17:47
« Son Düzenleme: Temmuz 31 2006, 13:19:24 Gönderen: aceb-ul acaib »
İki sevgiyle Seni sevdm: Biri nimetinden dolayı;  Diğeri aşkın Sana yakışmasından dolayı.
     Nimetinden dolayı Sana aşıkolmaklığım;  Seni zikretmemin ğayrinden alıkoymasından dolayı.
     Sana yakışan sevgiye gelince ben; Seni görünceye kadar engelleri açtığından dolayı.
     Ondanda bundanda bana övgü hiç!   Lakin üstün övgüye Sen layık olduğundan dolayı..
                            (Râbiat-ül Adeviyye) :agla   :pes

valla hakkaten de öle
bu tür konuşanlar genelde köylerdedir merkezde pek yoktur
bende ilçede yaşıyorum atabeyde buraya gelince bu ağız hemen yerleşiyo bana da
ama ısparta ya merkeze gittiğimdeyse hemen tam olarak olmasa da itanbul Türkçe sine dönüveriyorum
gerçi bizim öle konuşmamız ne kadar olabilirki çok ufak şeyler
yaşlılarınki gibi hayatta olmaz ama yine de benziyo
ama bu çevreden kaynaklanan bişi ya
Tükçe yi adam gib kullanan birini ıspartanın bi köyüne getir koy 3-4 yıl burda kalsın onun olacağı da bu
 :muhah :muhah :muhah :muhah muhaha muhaha muhaha zuhaha zuhaha zuhaha
#77 - Temmuz 31 2006, 13:24:46

hadi arkadaşlar ya oturmaya mı geldik biz buraya çalışın biraz
ayıp ediyonuz ama  :yanlis :yanlis :yanlis :yanlis :yanlis :yanlis :yanlis :yanlis
 :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii? :hii?
 [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] [pc] :sopa :sopa :sopa :sopa :sopa
#78 - Ağustos 04 2006, 17:21:56

bende uye olabilr miyim
ıspartalı olucam da yakında :muhah ısparta feni kazandıııımm :yaril
#79 - Ağustos 20 2006, 22:39:58
Feri Kaçmış İki Göz Birbirine Sarılmış İki Titrek Dudaktan İbaret Suratım .. !


Herkesle gorusmek usere gidiyorum arada bir girerim artkk :'(  
>>SagopaKajmer<<
>>Fan Clup<<

bende uye olabilr miyim
ıspartalı olucam da yakında :muhah ısparta feni kazandıııımm :yaril

tabiki olabilirsin
de bu sene kazandıysan belli oldu mu ya yerleştirmeler  :alala :alala
eğer olduysa bizim niye haberimiz yok
#80 - Ağustos 21 2006, 16:53:35

evet coktan belli oldu bu sene kazandım ama lise tabe  [:D] hatta bisim ikinci tercihler bile belli oldu
#81 - Ağustos 21 2006, 20:17:30
Feri Kaçmış İki Göz Birbirine Sarılmış İki Titrek Dudaktan İbaret Suratım .. !


Herkesle gorusmek usere gidiyorum arada bir girerim artkk :'(  
>>SagopaKajmer<<
>>Fan Clup<<

oyy oyy oyy güller diyarının güzel insanları gitmiş be yaaaww
çok zor buldum konuyu taaa son sayfa
off off :bye :bye :bye :bye :bye :bye
#82 - Kasım 30 2006, 23:43:58


kendimizi yemesek de yanında mı yatsak :muhah

uzun bi zaman sonra tekrar merhaba arkadaşlar... :)

Güzel Ispartamın Güzel insanları... :)
#83 - Aralık 08 2006, 10:07:33
Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar "AŞK" oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar "AYRILIK"  Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.