Alternatifim Cafe

Celal Güzel'den zehirzemberek yazı

Discussion started on Haberler

Celal Güzel'den zehirzemberek yazı


Son günlerde siyasi arenada yaşananlara bugünkü köşe yazısında dikkat çeken Hasan Celal Güzel, Rahşan Ecevit'ten Demirel ve Mesut Yılmaz'a veryansın etti.
İşte Hasan Celal Güzel 'in Radikal'de yer alan bugünkü yazısı
Bitpazarına nur yağmayacak

Haftada üç günlük yazı imkânıyla gündemi takip etme sorumluluğunu hissetmeseydim, bugünkü yazımı Gül'ün İran'daki arabuluculuğu, Irak'ta ABD'nin hezimeti ya da gene piyasalardaki dalgalanma üzerine yazardım. Lâkin, gazetelerde gündemin başköşesine kurulmuş siyasî 'evcilik oyunu'nu görüp de bigâne kalmak ne mümkün...

Son günlerde Ankara siyasetinde manzara şu: Eşi komada ecelle pençeleşirken, eski siyasîler ve partiler arasında ittifak turları atan Rahşan Ecevit, 82 yaşında bir pîr-i hırsî hâlinde siyasete soyunup tekrar Cumhurbaşkanlığını kapmaya çalışan Demirel, vazifeyi ihmal suçundan mahkûm

olacakken şartlı tahliye kanunu sayesinde paçayı kurtarıp intikam hevesine düşen Yılmaz, yüzde 1'lik partisiyle velinimeti Rahşan Hanım'ın peşinde dolaşan DSP Genel Başkanı ve artık sahne-i siyasette esamisi dahi okunmayan bir yığın Jurassik Park sekenesi ortalıkta dolaşıp duruyorlar.
Bu trajikomik manzarayı, irfan ve feraset sahibi halkımız gülsek mi, ağlasak mı diyerek ibretle seyrediyor.
***
İnsaf yahu! Daha 3.5 yıl önce, millet sizlerden bıkıp usandığı için üçte iki çoğunlukla Erdoğan'ı başa getirmedi mi? Ne değişti de böyle cümbür cemaat piyasaya çıkmaya cesaret edebiliyorsunuz?
Demirel'in, hiç şüphesiz bu millete hizmetleri olmuştur; barajlar, köprüler yaptırmıştır. Ancak, özellikle 28 Şubat Dönemi'ndeki darbecilerle işbirliği, onu milletin gözünden düşürmüştür. 80 yaşından sonra çizdiği 'laikçi' imaj, başörtülü kızları Arabistan'a göndermeye yetmeyecektir ama Demirel'i, birtakım şakşakçılar dışında Kutup yalnızlığına itmeye yeterlidir. Demirel'e bundan sonra yakışan, benmerkezçi hesaplardan vazgeçip eski Amerikan cumhurbaşkanları gibi, ülkesine milletlerarası platformda hizmet etmektir. Bu şekilde devam ederse, Allah gecinden versin ama tabutunun arkasından erkân-ı devlet haricinde yürüyen kimseyi bulamayacaktır.

Rahşan Hanım'ın ittifak turları ise, eşinin tarihî şahsiyetinin ve hâlen üzüntü duyduğumuz hasta hâlinin tesiri dışında hiç bir kıymeti harbiye ifade etmez. Yakînen tanıdığımız, değerini ve çalışkanlığını takdir ettiğimiz Yılmaz Büyükerşen, soldaki büyük çadırın başına geçebilse, eminiz ki sosyal demokratlar büyük bir hamle yapabilecekler; hatta merkezdeki bir kısım oyu çekmeyi başarabileceklerdir. Lâkin, Deniz Baykal gibi, kendi partisinde bile çatlak sese tahammül edemeyen müstebit bir liderin, böyle bir şemsiyenin altına girmesinin binde bir ihtimali olabilir mi?
Ya Mesut Yılmaz'a ne demeli?!.. Siyaset tarihinin kaydettiği en büyük mirasyedi olan Yılmaz, sanki Yüce Divan'da aklanmış gibi siyaset meydanına yeniden arz-ı endam etmeye kalkıyor. Halbuki, Yüce Divan 3'e 8 oy çokluğuyla onu görevini kötüye kullanmaktan suçlu bulmuş, ancak cezası ertelenmiştir.
Bu 'beş benzemez'in bir araya gelmesi, ancak kendilerine tutunarak siyaset yapmaya çalışanları batırır ve de başka bir etkisi olmaz.
***
Bu talihsiz ittifak arayışlarının en kötü tarafı, siyasete 'cumhuriyetçi-cumhuriyetçi olmayan' ayırımının getirilmeye çalışılmasıdır. Cumhuriyet'in 'kazanımları' ve 'değerleri' denilirken kastedilen nedir? AK Parti, Cumhuriyet'in hangi değerlerine ve kazanımlarına karşı çıkmaktadır? Bu sun'î 'cephe'nin tek cevabı, eşi başörtülü olan siyaset adamlarıdır. Bunun dışındaki iddialar hiç bir şekilde doğru değildir.
Bir bardak suda fırtına koparıp antidemokratik sinyaller vererek ekonomiyi krize sürükleyeceksiniz; arkasından da 'Cumhuriyet'in kazanımları'ndan söz edeceksiniz. Ve kafanızı türbana takıp 21. yüzyılın Türkiyesi'nin önünü kesmeye çalışacaksınız. İşte, yaptığınız budur!
***
Siyasette yeni oluşumlar da kurulabilir; bazı eski politikacılar da bu oluşumların içinde bulunabilirler. Ancak bu yapılırken, yeni ufuklar açmak, yeni projeler üretmek, yeni şeyler söylemek lâzımdır. Aksi takdirde, millet bu irtica masallarını yutmaz. Hz. Mevlana ne güzel demiş:
"Dün dünde kaldı cancağızım
Bugün yeni şeyler söylemek lâzım."
Hiç boşuna yorulmayınız. Millet eskiye rağbet etmeyecek ve bit pazarına nur yağmayacaktır
#1 - Haziran 30 2006, 18:21:05

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.