Alternatifim Cafe

İsrail'i de teröristler kurmadı mı?

Discussion started on Haberler

İsrail'i de teröristler kurmadı mı?


Bugün İsrail; Hamas hükümetini terörist olduğu gerekçesiyle tanımadığı gibi bunu kendi lehine bir koz olarak kullanıyor. Oysa İsrail devletini de teröristler kurmuştu.

 

Ortadoğu uzmanı İbrahim Karagül, bugünkü yazısında hem İsrail'in devlet terörizmi yaptığı saldırılara karşı sergilenen suskunluğu ağır eleştirdi, hem de İsrail'in Hamas'a terörist diyerek kendini paklı çıkarma girişimlerine karşı tarihi hatırlatarak, bu devleti de teröristlerin kurduğunun unutulmamasını istedi.


Yakında suikastler başlayacak! O zaman da susacak mısınız?



Herkes şu konularda hemfikir: Gazze'ye ölçüsüz saldırının sebebi İsrail askerlerine yönelik son saldırı değil. Öyle bir iddiaya şu cevap verilir: O saldırıdan önce aralarında çocukların ailelerin olduğu 21 Filistinli sivili öldüren İsrail saldırılarına ne diyeceğiz? Ortada hiçbir şey yokken bu saldırılar neden yapıldı? Bunun İsrail tarafında bir açıklaması var mı? Var ve bunları dünkü yazımda ortaya koymuştum:
1- Hamas hükümetini işlemez hale getirip, siyasi süreci başarısız kılmak. Hamas'ı devlet olmaktan çıkarıp tekrar örgüte dönüştürmek.
2- Hamas-El Fetih arasındaki çatışma tezi tutmadı. Saldırılarla tarafları yeniden çatışma ortamına çekmek ve Filistin halkıyla müzakere edilemeyeceği tezini işlemek. Çünkü İsrail bütün kazanımlarını çatışma ile sağlıyor. Böyle bir ortam oluşunca da, tek taraflı politikalarını uygulamak.
3- Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la Hamaslı Başbakan İsmail Heniye arasındaki son yakınlaşmayı baltalamak. Gazze saldırısı iki liderin yakınlaştığı, aradaki krizi yumuşattığı görüşmenin hemen sonrasında başladı.
4- "Gazze'den çekilme" teziyle diplomasi alanında mevzi kazandıktan sonra yeniden işgalin yolunu açarak İsrail şahinlerinin istediğini yapmış olmak.
5- Duvar ve kalıcı sınırlar konusunda Filistin halkının müzakere gücünü ortadan kaldırmak.
6- Refik Hariri suikasti Suriye'nin Lübnan'dan çıkarılmasını sağladı ama bu ülkeye yönelik saldırı ya da istikrarsızlığı yeterince teşvik edemedi. Suikasti soruşturan BM savcısının değişmesinden sonra, Şam yönetimine yönelik suçlamalar için gerekçeler zayıfladı. İsrail savaş uçaklarının Lazkiye'de Beşşar Esad'ın ikametgahının üzerinde alçaktan uçması, Suriye'ye yönelik yeni sürecin Filistin'deki çatışmalar üzerinden yürütüleceğine işaret ediyor.
7- Bu da, Gazze'ye yönelik saldırının oldukça kapsamlı bir plan olduğunu, sonuçlarının bölgesel etkileri olacağını, İsrail-Lübnan sınırının yeniden hareketleneceğini, Şam'a yönelik yeni bir yıpratma sürecinin başlatılacağını gösteriyor. ABD-İran krizindeki yumuşamadan hoşnut olmayan İsrail, yeni bir bölgesel krizin altyapısını oluşturmaya çalışıyor.
Saldırılar beklendiği gibi genişledi, daha da genişleyecek. Filistin ve Lübnan'daki örgütler üzerinden Suriye ve İran da bu krizin içine çekilecek. Toplu cezalandırma ile karşı karşıya olan, gündelik yaşam için gereken her şeyi bombalanan Filistin halkı üzerinden yürütülen bir kriz politikası bu! Bir taraftan Filistin'de yönetim sistemi çökertiliyor, diğer taraftan İsrailli şahinlerin bölgesel maceraları için yeni gerekçeler hazırlanıyor.
Bir yandan çok yönlü saldırılar sürüyor, üniversiteler bile bombalanıyor, diğer yandan Filistinli bakanlar gözaltına alınıyor. Gözaltına alınan bakan, milletvekili, belediye başkanı sayısı altmışın üzerinde.
Halkın, uluslararası gözlemcilerin denetiminde ve tamamen demokratik kurallara göre seçtiği kişiler İsrail askerleri tarafından kaçırılıyor. Ve dünya buna karşı hiçbir şey söylemiyor. Onlar için demokrasi bu işte! Sadece kendileri için, sadece kendi tercihleri için, sadece kendi çıkarlarını savunanlar için varolan bir demokrasi! Filistin halkını açlıkla terbiye etmelerinin, toptan cezalandırmalarının sebebi bu. Onların tercih etmediklerini nasıl seçebilirler!
Gözaltıların bir sonraki adımı suikastlerdir! Yakında suikastlere başlayacaklar! Daha önce yaptıkları gibi. Bir çok Filistinli lideri öldürdükleri gibi. Bunu açıkladılar da! Milletvekillerini, bakanları öldüreceklerini açıkladılar. Birisi çıksın da kınasın bakalım!
Terörden beslenenler, terörle mücadelenin baş aktörü oluyorlar! Seçilmiş insanları hapislere dolduruyorlar. Onlara göre Yaser Arafat da teröristti. Ama sonra onunla barış masasına oturdular. Sonra ne oldu? Arafat yoldan çıktı ve onu tecritle cezalandırdılar. Sonra da öldürdüler! Hamas'la da masaya oturabilirlerdi. Uyguladıkları şiddet politikası tutmazsa oturacaklar da. Ama şimdi şiddeti tercih ediyorlar. Bu saldırılar ABD'nin onayıyla yapılıyor. Arafat'n tecridi ve bugüne kadar gelinen süreçte yaşananların hepsi bu onayla yapıldı. ABD'nin onayı varken bölgede hangi iktidar ne söyleyebilir?

Onlar terörist değil miydi?

İsrail'i kuranların, yönetenlerin dosyalarına bakalım. Çoğu terörist saldırılarla yetişti. Terör örgütleri kurarak, adam öldürerek, sabotajlar yaparak, gizli hücrelerde görev alarak yetişti. Sonra siyasetçi oldular, bakan, başbakan oldular. Devlet Başkanı oldular. General oldular. Diplomat oldular. Barış elçisi oldular. Barış ödülleri aldılar. Ama terör zihniyeti değişmedi. Devleti de bu mantıkla yönettiler. Dünya ile ilişkilerini de bu mantıkla yürüttüler. Sadece Filistin'de değil, dünya genelinde devlet terörünün her türünü uyguladılar. İsrail yönetiminde etkin olan bir çok ismin terör dosyası oldukça şişkin. Bazıları bir çok ülkeye gidemiyor bile. İnsanlık suçu işlemekle, soykırımla suçlanıyor.
Onlar öldürür, tutuklar, kaçırır. İşkence eder, toplama kampları oluşturur, kameralar önünde çocukları kurşuna dizer! Çünkü o, imtiyazlı bir devlettir. Hiçbir kurala bağlı değildir. Nükleer silah edinir, başkaları edinince kıyameti koparır. Füzelerle insanları havaya uçurur, misilleme yapılınca dünyayı ayağa kaldırır.

Türkiye etkin müdahil olmalı!

Arap Birliği toplanacak. Boş lakırdılarla vakit harcayacak. Hiçbir şey yapmayacak. Yapamaz da. Çünkü Filistin'in bu hale gelmesinde onların günahı çok! İslam Konferansı Örgütü havaya çağrılar yapacak, boş ve etkisiz ama son derece diplomatik açıklamalar yapacak. Bölge ülkeleri itidal çağrısı yapacak, bildik açıklamalarını tekrarlayacak. Ama bunların hiç biri ciddi bir şekilde inisiyatif almayacak, alamaz da. Çünkü konuya bakışlarını kendileri değil ABD belirliyor. Hangi cesaretle bir şeyler yapabilirler ki... Her zamanki gibi, bütün bunları bilen İsrail, pireye kızıp Gazze'yi ateşe verecek. Belki Batı Şeria'yı da. Türkiye'nin artık o "matbu" açıklamalarını istemiyoruz. İçinde "temenni", "itidal" gereken Dışişleri açıklamaları istemiyoruz. Son birkaç yıldır bölgede ciddi bir etkinlik kazandı Türkiye. Bunu kullanmasını istiyoruz. Krize acil ve etkin biçimde müdahil olmasını istiyoruz.
#1 - Haziran 30 2006, 18:12:08

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.