Alternatifim Cafe

Çanakkale Savaşında Türk Ordusunun İaşe Problemi

Discussion started on Tarih

ÇANAKKALE SAVAŞI'NDA TÜRK ORDUSUNUN İAŞE PROBLEMİ


 
Çanakkale Savaşları, doğurduğu sonuçlar itibariyle Türk ve Dünya Tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir. 1915 yılında İtilaf devletlerine karşı kazanılan Çanakkale Zaferi'nin I.Dünya Savaşı'nın seyrini etkilediği ve sonraki dönem için belirleyici sonuçlar doğurduğu bilinen bir gerçektir.

Türk ordusu düşmanla sıcak temas sağladığı her yerde, büyük bir inançla ve azimle mücadelesini ortaya koymuştur. Çanakkale'de de bütün dünyanın yakından şahit olduğu bir kahramanlık örneği göstermiştir. Türk ordusunun Çanakkale'deki mücadelesi, kahramanlığı ve başarısı hakkında birçok çalışma yapılmıştır Ancak olayın çoğunlukla göze çarpmayan önemli bir yönü, cephede savaşan askerlerin ihtiyaçlarını karşılayan çeşitli birimlerin faaliyetleridir. Bu konuda ise sınırlı sayıda çalışma yapıldığı görülmektedir.

Tebliğimizin konusu savaşın cephe arkasını, görünmeyen kısmını teşkil eden bu birimlerden sadece birisini teşkil eden levazım (iaşe temini) faaliyetlerini ortaya koymak amacını gütmektedir.
 
LOJİSTİK DESTEĞİN ÖNEMİ
 
Barış zamanında modem silahlarla donatılmış, gerek muharebe ve gerekse atış eğitimlerini yaparak savaşa hazır bir hale gelen ordular, sefer sırasında istenilen hedefe ulaşamazlarsa, bunun sebebinin ancak idari faaliyetlerin ve lojistik desteğin yeterli derecede iyi planlanmadığı veya yürütülemediğinden  ileri geldiği tespit edilmiştir.Çünkü, cephede düşman karşısında iyi beslenemeyen, giyeceği, silah ve cephanesi yeterli derecede olmayan bir birliğin, ne kadar üstün ve kabiliyetli komutanların idaresi altında olursa olsun, isabetli kararları yerine getirmesi mümkün değildir. Cephede aç kalan erin, cephanesiz kalan silahların, sargı yerinde yaralarını sardıramayarak inleyen yaralının durumu, hep lojistik desteğin yeterli olmamasından kaynaklanmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı sırasında cephelerde idari faaliyetler ve lojistik destek konusunda bir çok eksiklik meydana gelmiştir. Çünkü, bu savaşta menzil teşkilatı yeniden kurulmaya başlanmış, ancak bu sırada bazı noksanlıklar olmuş, idari faaliyet ve lojistik destek iyi bir şekilde planlanamamıştı. Bunun sonucunda da orduların beş sınıftan oluşan ikmal maddeleri, zamanında ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilememişti. Savaş sırasında diğer cephelerde ordunun idari faaliyetleri ve lojistiği konusunda bir çok aksaklık meydana gelirken,  Çanakkale Cephesinde durum böyle değildi. Çünkü burada ordunun ihtiyacı olan lojistik destek, hemen hemen zamanında ve islenilen yere ulaştırılabilmişti. "Türk ordusunun Çanakkale'de gösterdiği başarısında, kabiliyetli komutanların yüksek sevk ve idarelerinin yanı sıra, diğer cephelere göre ulaşım hatlarının daha kısa olmasının ve bu nedenle lojistik desteğin zamanında yapılmasının da büyük rolü olmuştu."
 
ÇANAKKALE MÜSTAHKEM MEVKİ KOMUTANLIĞI'NIN 5. ORDUNUN KURULMASINDAN ÖNCEKİ  LOJİSTİK FAALİYETLERİ VE ORDUNUN ERZAK İHTİYACININ KARŞILANMASI
 
Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı. 5. Ordunun kurulmasına kadar Çanakkale Boğazı'nın güvenliğini sağlamaya çalışmıştır. Mevki komutanlığı 6 Ağustos 1914 tarihinden 25 Mart 1915'e kadar, 9. Piyade Tümeni de emrinde olduğu halde, doğrudan Başkomutanlığa bağlı idi. 9.Tümenin lojistik destek birlikleri. 3.Kolordu Komutanlığı tarafından yukarıda belirtilen tümen emrine verilmişti. Müstahkem Mevki birliklerinin büyük kısmı, barış zamanında var olan ve genelde yer değiştirmeyen birliklerden oluşmuştu. Bu nedenle ordu birliklerinin ihtiyacı olan ikmal maddelerinin depo edilmesine gerek duyulmasına rağmen, bazı sebeplerle bu tam olarak yerine getirilememişti.

1915 Mart ayında Çanakkale Müstahkem Mevki komutanlığı ve 3. Kolordu Lojistik Birlikleri, Çanakkale merkez olmak üzere Okçular'da, Yağcılar'da, Kepez'de, Kalvert Çiftliği'nde ve Eceabat'ta bulunmakta idi.Ağır Erzak Kolu ile 5. Yinelemeli (Develi) Ağır Erzak Kolu ve 6. Yinelemeli Ağır Erzak Kolu Çanakkale'de idi. Ayrıca iki ağır erzak kolu Müstahkem Mevki Komutanlığı emrinde bulunuyordu. Bunun yanı sıra 19. tümen Lojistik Destek birliklerinden olan 4.Hafif ve Ağır Erzak kolları Eceabat 'ta; 11. Tümen Lojistik Destek Birliklerinden 4. Ağır ve 6. hafif Erzak kolları ile ekmekçi takımı Ezine'de; 5. hafif ve 8. Ağır Erzak kolları Bayramiç'te; 2. ve 3. kolordu komutanlığı Lojistik Teşkilatı içinde yer alan 2. ve 3. Ağır Erzak Kolları ile 2. ve 3. Hafif Erzak kolları Gelibolu'da; I. Ağır Erzak Kolu Bakırköy'de ve I.hafif Erzak Kolu Markoplu'da bulunmakta idi. 3. Kolordunun ayrıca Tekirdağ ile Gelibolu'da ambarları ve imalathaneleri vardı.Harbiye Nezareti Levazım Dairesi, birinci sınıf ikmal maddelerinin yani ordunun beslenmesi için gerekli maddelerin tedariki ve dağıtılmasıyla vazifeli idi. İlke olarak bu malzemenin temin edilmesi ve dağıtılması işinin bölgesel olarak yapılması düşünülmekteydi. Fakat bölgesel kaynaklar ihtiyacı karşılamaya yetmediğinden, bu maddelerin diğer yerlerden sağlanmasına çalışılıyordu. Müstahkem Mevki Komutanlığı doğrudan Başkomutanlığa bağlı olduğu gibi, bu komutanlığın ikmali de doğruda doğruya Harbiye Nezareti Levazım Dairesi tarafından yapılıyordu.

Savaş sırasında ordu birliklerinin yiyeceğinin ve hayvanların yeminin bölgeden sağlanması, Tekalif-İ Harbiye komisyonları vasıtasıyla yapılıyordu.

31 Temmuz 1914 ile 28 Şubat 1915 tarihleri arasında Harbiye Nezareti Levazım Dairesi, Çanakkale  Müstahkem Mevki Komutanlığı Levazım Başkanlığı'na şu miktardaki ikmal maddeleri temin edilmişti: 981.105 kilo buğday,  689.740 kilo buğday unu, 106.200 mısır unu, 85.954 kilo peksimet, 11.049 kilo et, 18.678 kilo konserve et (veya kavurma). 2. 880 kilo çorbalık kavurma, 5.493 kilo sebze ve konserve, 23.383 kilo pirinç, 9.880 yumurta, 76.976 kilo fasulye. 57.808 kilo bakla. 20.971 kilo bulgur. 16.161 kilo patates.8.226 kilo soğan, 4.319 sadeyağ, 7.137,5 kilo zeytinyağı. 19,205 kilo  zeytin, 350 kilo sardalye, 111.090 kilo peynir, 33.331 kilo tuz, 24.485 kilo şeker, 1.717,5 kilo çay, 72.728 kilo üzüm. 1.885 kilo hurma. 7.133 kilo sabun ve 286.665 kilo arpa.

Aynı tarihler arasında Çanakkale, Karabiga. Biga Lapseki, Bayramiç, Ezine. Ayvacık, Edremit, Burhaniye ve Bursa Tekalif-i Harbiye Komisyonlarıyla Eceabat Ambarı İle Bandırma Deposundan şu miktarlardaki maddeler temin edilmiştir:

242.942 kilo buğday, 189.570 kilo buğday unu, 45.872 mısır unu, 35.325 kepekli buğday unu, 37.177 kilo et, 174.407 kilo  konserve et (veya kavurma), 18 adet kesimlik hayvan, 1.549 yumurta, 3.918 kilo fasulye, 99,333 kilo nohut, 21.333 kilo bakla, 1.805 kilo mercimek, 930 kilo soğan, 77.106,5 kilo zeytinyağı. 50.121 kîlo tuz. 100 kilo sirke. 6.680 kilo şeker. 73 kilo çay, 333.349 kilo arpa. 26.538 kilo ot, 26.058 kilo saman, 2.484 kilo çavdar, 6.301 mısır. 44.139 kilo burçak, 213.689 kilo yulaf 46.360 kilo kepek ve 342.403 kilo darı.

İstanbul'dan ve çevreden gelen yiyecek ve yem ilk önce Müstahkem Mevki ve 9. Tümen ambarına gelmekte idi. Bundan sonra erzak kolları, dağıtılacak merkezlerle ambarlar arasında, taşıtlar da birliklerle dağıtımın yapılacağı merkezler ve erzak kolları arasında ulaştırmayı sağlıyordu. Bu sırada 9. Tümen, boğazın iki tarafına da yayıldığı için iki ambar oluşturulmuştu. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi'nden önce, bazı nedenlerden dolayı zaman zaman ordu içinde istenilen erzak stoku yapılamamıştı. Halta Müstahkem Mevki Birlikleri için 14 Şubat'ta bir aylık, 9.Tümen için ise sadece 25 günlük yiyecek stoku bulunmakta idi. Bu nedenle olsa gerek Başkomutanlık, 19 Şubat'ta yayımladığı bir genelge ile savunma mevzileri için en az üç ay için yetecek kadar yiyeceğin depo edilmesini emretmişti. Bunun üzerine Müstahkem Mevki Komutanlığı, 25 Şubat 1915'te kendi birlikleriyle 9.Tümen için, boğazın doğu ve batısındaki son savunma  mevzilerinde üç aylık yiyeceğin ve bazı araç-gerecin depo edilmesini emretmiştir. Ne var ki, bu istekler birlikler tarafından kısa zamanda yerine getirilememiştir.

Bu sırada Mart ayı başında İstanbul 'dan 9. Tümen için çeşitli maddelerinden oluşan 1.283 ton yiyecek gönderilmişti. Önemli miktardaki bu erzak ilk önce Karabiga iskelesine çıkararak Biga'da depo edildi. Daha sonra 9.Tümen birliklerinin iaşesinin karşılanması için kullanıldı.

Çanakkale Müstahkem Mevki Birliklerinin beslenmesi vazifesi. 5.Ordu'nun kurulmasıyla 5 Nisan'dan sonra bu ordu komutanlığına verildi.
 
5.ORDU MENZİL MÜFETTİŞLİĞİ'NİN KURULMASI VE ORDUNUN İAŞESİNİN TEMİNİ   FAALİYETLERİ
 
25 Mart 1915'te Boğazlar bölgesinde İtilaf  Devletleri kuvvetlerine karşı gerçekleştirilecek harekatın sevk ve idaresinin kolaylaştırılması ve güç birliği yapılması amacıyla karargahı Gelibolu'da bulunan 5.Ordu kurulmuştu. 5.Ordunun komutanlığına o zaman İstanbul'da I.Ordu Komutanlığı görevinde bulunan Alman General Liman Von Sanders getirilmişti. 5 Ordu. I.Ordu'nun 3. ve 5. Kolordularıyla,  I.Kolordunun 3.Tümeni ve Çanakkale Müstahkem Mevki birliklerinden meydana gelmişti. 5.Ordunun oluşturulmasının ardından 27 Martta 5.Ordu Menzil Müfettişliği kurularak faaliyete geçmişti. Bundan sonra Genel Karargâhın ilgili şubeleri, Menzil Müfettişliği Karargahında örgütlenmesi gereken Menzil Sıhhiye Heyeti, Menzil Veteriner Heyeti, Cephane Komutanlığı Karargahı, Menzil Ulaştırma Komutanlığı, İnşaat Şubesi, Menzil Posta-Telgraf Müdüriyeti. Evrak Kalemi, Menzil Müfettişlik Karargah Komutanlığı, Muhasebe ve   İaşe Subayı gibi idari personelin, Personel Dairesi'nce atanmaları, gerekli araç ve gereçlerinin de nerelerden temin edileceği hususunda diğer genel karargâh şubeleri harekete geçirilmiştir. 5.Ordu Menzil Müfettişliği'nin 14 Mayıs 1915 tarihinde 2 Cephane Deposu, 4 Erzak Ambarı, 6 Nokta Komutanlığı, l Hamal Taburu, 9 Öküz Kolu, 16 Eşek Kolu.7 Deve Kolundan ve çeşitli sağlık tesisleri ile kuruluşlarından ibaret  idi.

Bundan sonra 5.Ordu Menzil Müfettişliği'nin nasıl işletileceği hususunun önem kazandığı görülmekledir. Bu nedenle Menzil Genel Müfettişliği Karargahı. 1. şube' ye gönderdiği bir genelge ile 5.Orduya gönderilecek cephane, erzak ve diğer malzemelerin birleştirilerek, mevcut ulaşım imkanlarıyla nakledilmesinin organize edilmesini istemişti. Böylelikle Genel Müfettişlik, savaş gemilerinden, limanlarda bulunan iskele depolarından ve kara menzil araçlarından nasıl faydalanılacağını belirleyerek, ikmalin tek elden yapılmasını sağlamış ve herhangi bir karışıklığın doğmasını bu şekilde önlemeye çalışmıştır.

Kara savaşları başladığı zaman 5. Ordu Menzil Müfettişliği Örgütlenmesini tamamlamaya çalışıyordu. Bu nedenle ilk zamanlarda yiyecek ve malzeme nakli büyük zorluklarla yapılmaktaydı. En yakın tren istasyonu Uzunköprü'de bulunuyordu, Bu sırada ordunun nakliye kamyonu da bulunmadığından öküz arabaları, deve kolları ve diğer hayvanlarla pek az şey taşınabiliyordu. Bu nedenle Marmara Denizi'nden deniz yolu ile nakliyatın yapılması gerekiyordu. Ancak bu nakliyatı da İngiliz ve Fransız denizaltları önlemeye çalışıyordu. 5.Ordu Komutanı Liman Von Sanders'e göre düşman denizatlıları  Türk tarafına fazla zayiat verememişlerdir. Denizaltlılarının başarısızlığı Marmara gibi dar ve gözetlenmesi kolay bir denizde, 4-5 denizaltı ile faaliyette bulunmak zorunluluğuna dayanmaktadır. Bunlar bazı gemileri torpidolarla batırabilirlerdi, ancak çoğu kere kendilerini tehlikeye düşürmekten korktukları için yakınlarından geçen gemilere bile saldırmaktan çekinmişlerdir.

Bu sırada 5.Ordunun levazım, silah ve cephane ikmali, römorkörlerle çekilen mavnalar ve yelkenli gemilerle sağlanabildi. Bunlar geceleri ve bir menzilden diğer bir menzile direkt olarak hareketle, denizaltı hücumundan kurtulabilmişlerdi.

1915 yılı içinde Gelibolu Yarımadası'nda kara savaşları başlamadan 5.Ordunun insan gücünün 137.599 ve hayvan sayısının 24.734 olduğu görülmektedir Bir günlük yiyecek ve yem durumu da şu şekilde idi.Ekmeklik  125,000, et 25.799, zeytinyağı 2.752, kuru sebze 16.512 tuz 4.125, gaz 1.376, odun 137.599, kömür 27.5 19, yem 98.936 ve ot 123.670 kilo.

Diğer taraftan Başkomutanlığın, 29 Mart'a 5. Ordu'ya gönderdiği genelge ile ordunun iaşesinin güvenilir bir biçimde yapılabilmesi için bazı direktiflerde bulunmuştur. Bu çerçevede Karabiga'dan itibaren denizyolundan faydalanmadan Biga'da bir iaşe merkezinin kurulması, deniz yolu açık olduğu sırada yiyecek maddelerinin Karabiga'dan Çanakkale'ye deniz yoluyla gönderilerek, buradan ihtiyaç sahibi birliklere temini ve bu amaçla da Levazım Dairesi Başkanlığınca mavnaların düzenlenmesi istenmiştir.

Başkomutanlık tarafından gönderilen genelgede, Biga'ya bir kolordu için iki aylık yedek erzakın gönderilerek depo edilmesi, Pazarköyü-Ahmetler yolu üzerinde kollar kurulması için orduya gelecek araçlardan yararlanılması, Biga ile Paşaköy'ü ve Ahmetler depolarının her birine ikişer tümeni besleyecek birer aylık yiyecek ve yemin temin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Karabiga-Biga, Biga-Ahmetler ile Biga Paşaköyü hatlarının oluşturulması ve iaşenin hiçbir şekilde aksamaması için düzenli işleyecek menzil teşkilatının kurulmasının gereği üzerinde durulmuştur.

Başkomutanlık tarafından öngörülen bu düzenleme savaş esnasında zaman zaman aksaklıklarla karşılaşıyordu. 18 Mart Deniz Zaferinden sonra boğazı denizden geçemeyeceğini anlayan İngiltere ve Fransa, Çanakkale'yi karadan geçmeyi denemek istedi. Bu maksatla İngiliz ve Fransız askerleri 25  Nisan'da karaya çıkmış ve akabinde kara savaşları başlamıştır. Bu çarpışmalar sırasında Türk birlikleri sık sık durum ve yer değiştirmek zorunda kalmışlardır. Bunun sonucunda da asıl ikmal noktalarından uzaklaşılmış, hatta ikmal kuruluşları bazı bölünmelere bile uğramıştır. Bu şartlarda 5.Ordu Komutanlığının gerekli iaşenin zamanında sağlaması mümkün olmuyordu. Bu nedende Ordu Komutanlığı meydana gelen yeni durum karşısında başka bir iaşe planı hazırlamıştır. Bu plana göre, Seddülbahir karşısında 7, 9. ve 15 Tümenleri içine alan 1.Muharebe Grubu ile Maydos (Eceabat) civarında 5, II, 16 ve 19. Tümenleri içine ulan 2. Muharebe Grubu kurulmuştur. Ayrıca 1.Muharebat Grubu için Maydos'ta bir ambar, Bayram çiftliğinde bir kolordu ambarı. 2. Muharebat grubu için de Kilya'da ve Akbaş'ta birer ambar Biga'da da bir kolordu ambarı oluşturulmuştur. Bu durumda I.Muharebe Grubu,  Eceabat'tan alacağı erzakı Bayram çiftliği Ambarı'na, 2.Muharebe Grubu da Akbaş'tan alacağı erzakı Biga Ambarı'na teslim edecekti. Bu şekilde birliklerin desteklenmesinin Bayram  Çiftliği ve Bigalı'dan yapılması uygun görülmüştü. Sadece Kilya bölgesinde bulunan II.Tümen'in, erzakını doğrudan Kilya Ambar??ndan alması gerekmekteydi.

1915 yılı başında Türk ordusunun yiyecek ve yem maddelerinin sağlanması için Hükümet tarafından düzenli bir çalışmanın içine girmediği görülmektedir. Bu amaçla sadrazam Said Halim Paşa, Padişah V.Mehmet Reşat'ın da onayladığı, bir yılı kapsayan ordu ihtiyaç çizelgesini, Meclis-i  Vükela'nın  tasdikinden geçirdikten sonra uygulamaya sokmuştu. Kabul edilerek yürürlülüğe giren bu karara göre.2443.540.970 kilo hububatın, 536.218.884 kilo hayvan yeminin / arpa yulaf v.d.) 67.942.501 kilo kuru sebzenin, 359.414.00 kilo ot ve 11.885.129 kilo soğanın mali yıl içinde ürün sahibinden aşar yoluyla alınması kararlaştırılmıştır. Bunun yanı sıra ordu için kullanılan hayvanların ihtiyacı için 232.116.789 kilo samanın varlıklı kimselerden hibe suretiyle elde edilmesi ve 69.697.527 kilo et ihtiyacının, kesilen havanların % 15'i itibarîyle Tekalif-İ Harbiye suretiyle , eksik kalan kısmının müteahhitler vasıtasıyla satın alınarak sağlanması karar alınmıştır. Sade yağ, sabun ve çeşitli maddelerin yapımında kullanılan don yağının "el koyma" ile sağlanarak ihtiyaç duyulan 5.396.796 kilo sabunun,  sabun üreten işyerlerinde yaptırılması, dış ülkelerden sipariş edilen kahve ile şekerin %I5'i ve çayın %25'ine el konularak tedariki, 18.380.580 kilo tuzun çeşitli yerlerdeki stoklardan temini, ve 9.000.000 kilo yaprağın mali yıl vergisi karşılığı mükelleften alınacak beyannamelerle sağlanması hükme bağlanmıştır.

Bunun akabinde ordu için gerekli iaşenin tedarik, depolama ve dağıtımın Genel Karargah ve ordu sorumlularınca nasıl yapılacağı şu şekilde açıklanmıştır:

Genel  Karargahın yalnız ordular yanında kaç aylık yiyecek maddelerinin bulunacağı, harekatın genel gidişatı ve imkanlarının elvermesine göre Levazımat-ı Umumiye'nin gereken talimatı vermekle yükümlü bulunduğu, Levazım Dairesi'nce, bu içerisinde ordulara yiyecek maddelerinin gönderileceği.

Ordunun iaşesinden Levazım Daire Başkanlarının sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu gerekçe ile ordu kurmay başkanları, Ordu idare başkanlarıyla ordu menzil müfettişliklerine gereken emirlerin verileceği açıklanmış, faaliyetlerini birbirleriyle irtibat kurarak ve bilgi alışverişinde bulunarak, ikmal edecekleri maddeleri örneklerle belirlemeye çalışmıştır.

İtilaf askerlerinin Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmalarından sonra Başkomutanlık Vekaleti Genelkurmay Başkanı Bronzat,  7 Mayıs 1915 tarihinde ordu komutanlıklarına gönderdiği bir genelge ile ordunun şartlar ne olursa olsun, iaşelerini sağlamada uygulayacakları yol hakkında şu hususların dikkate alınmasını istemişti:

İstanbul ve çevresi, 2. ve 5. Ordular için yurt içi iaşe bölgesi olmakla birlikte. 1. ve 2. orduların aynı zamanda harekât bölgesi olması itibariyle, kendilerine ayrılan kısmıyla iaşelerini karşılamaları mecbur kılınmıştı. Bu durum karşısında Levazım Dairesi Başkanlığı'nın yapacağı tahsislerde, ordulara ait malzemelerin karışmaması için gerekli özel işaretin konulması isteniyordu. Ayrıca orduların yedek ambarlarındaki maddelerde de ayrıcalık yapılmamasının gerektiği bildirilmiştir.

Ordu için yapılacak iaşe stoklamasında harekatın nasıl bir seyir takip edeceğinin önceden tahmini bir surette belirlenmesi, gerek ordu ve gerek kolordu yedek ambarlarında bulundurulacak, yiyecek maddelerinin yeterli derecede depo edilmesi isteniyordu. Ayrıca bu gibi durumlarda ordu ve kolorduların Levazım Dairesi'nden talepte bulunması ve desteklenmesinin mümkün olmayacağı belirtiliyor ve ordu hazırlıklarının askeri harekâta paralel bir şekilde yapılması emrediliyordu.

Yukarıda dile getirilen esaslar çerçevesinde Genelkurmay Başkanı, yedek erzakın toplanması ve depo edilmesinin tasarlanan askeri harekata göre nasıl olması gerektiğini ve depo ile ambarların kimin  kontrolünde olacağını belirtmiştir. Buna göre ordu menzil müfettişliklerinin idaresinde bulunan ambarlar ile kolorduların emrindeki yedek erzak ambarlar, Levazım Dairesi Başkanlığının günlük iaşe için gönderdiği yiyecek maddelerini depo etmiş olan ambarlar, ordu idare başkanları ile menzil müfettişliklerinin devamlı denetiminde bulunacaktır. Genelkurmay Başkanı, Genel Karargâh ile Genelkurmay Başkanlığı yetkilerini de bu konuda dikkatli olmaları için uyarmıştır. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığı bu genelgesinde. 5.Ordudan büyük bir faaliyet beklendiği için daha önce Genel Karargah tarafından verilen emrin dışında herhangi bir stoklamaya gidilmemesi ve Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki birlilerinin iaşesinin daha önceden verilen direktife göre yürütülmesi gerektiğini de dile getirmiştir.

1915 yılında Başkomutanlık Vekâleti, Türk ordusunun Çanakkale'deki başarılı çarpışmaları sırasında lojistik destek konusunda yeni bazı tedbirler alma gereğini duymuştur. Bu amaçla 5.Ordu için Uzunköprü-Gelibolu arasında çalışan cephane menzil hattının önceden olduğu gibi faaliyete devam etmesi ve bunun için kolların başka bir hizmete verilmemesi uygun görülmüştü. 7 Temmuz 1915 tarihinde Uzunköprü ve Keşan Bölgesinde 45.000 insan ve 15.000 hayvan için yaklaşık 15 günlük ekmeklik un, 5 günlük erzak ve 7,5 günlük de yem; Saros, Şarköy ve Gelibolu bölgesinde ise 30 insan ve 15.000 hayvan için 37 günlük ekmeklik,  23 günlük erzak ve sadece 3 günlük yem bulunmakta idi.

Bu durumu göz önünde bulunduran Menzil Genel Müfettişliği, l. ve 2. Ordu ile beraber, karargahı Gelibolu'da bulunan 5.Ordu Komutanlığı ve Levazım Dairesi başkanlarıyla hemen irtibata geçerek gerekli hazırlığı yapmalarını sağlamıştır. Ayrıca yaptığı duyuru ile de ordunun iaşesi için menzil kollarını buna göre tertiplemelerini istemiştir. Menzil Genel Müfettişliği - Başkomutanlık ile ordu komutanlıkları arasında koordinasyonu sağlamak , idari ve lojistik faaliyetleri düzenlemek üzere 5 Ağustos 1915  tarihinde  kurulmuştu.

Levazım Daire Başkanlığı'nın vazifesi, çeşitli yerlerden temin edeceği ve depolayacağı yiyeceğin ve yemin ordunun ihtiyacı nispetinde elde edilmesi ve bunu ordu birliklerinin istifadesine sunması idi. Bu dönemde insan sayısı 533.112 ve hayvan sayısı 120.268'e ulaşan 1, 2. ve 5. Ordu birlikleriyle, İstanbul bölgesinde bulunan ordu efradının bir günlük iaşesi için 175 vagon ekmeklik buğday, bulgur, sebze, yağ, tuz, sabun. arpa. ot, saman ve ete ihtiyaç vardı. Anadolu'dan temin edilmekte olan erlerin yiyeceği hariç, 50 vagon ot ve samanın Çatalca ve Edirne  ile beraber Biga'dan sağlanması gerekmekteydi. Bu şartlarda 125 vagonluk bir ihtiyaç ortaya çıkmaktadır. Bu sırada bir miktar ot ve saman ile çeşitli ordu iaşe maddelerinin ikmali Anadolu kaynaklarına bağlanmıştı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Levazım Dairesi Başkanlığı, ordunun ihtiyaçlarını ülke içinde kendisine bağlı bulunan kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla karşılıyordu. Çanakkale ve çevresinde bulunan ordunun ihtiyaçları  Erdek  Sevkıyat Başkanlığı ve İskele Komutanlığı, Gelibolu, Çanakkale ve Tekirdağ Sevk Komisyonları, Bandırma Levazım Heyeti ve Bandırma Genel Depo Kurulu ile bölgedeki diğer kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla sağlanmaya çalışılıyordu.

Ordu için gerekli idari ve lojistik faaliyetler çerçevesinde, ülke içinde ordu efradının beslenmesi için gerekli düzenlemeler ve tedbirler alınırken, diğer taraftan da bu ihtiyaçların bir kısmının yurt dışından karşılanmasına başlanmıştı. Çanakkale Savaşı'nın  zaferle sonuçlanması ve ülkenin Avrupa ile demiryolu bağlantısının kurulmasından sonra batı Avrupa ülkelerinden de çeşitli yiyecek maddeleri gelmeye başlamıştır.

Gelibolu Yarımadası'nda savaş devam ederken düşman donanmasının ateşine maruz kalabilecek olan Kilya, Eceabat ve Çanakkale'ye deniz yoluyla ikmal yapılması pek mümkün değildi. Buralara büyük gemilerin yanaşması zordu. Bu nedenle boşaltma genelde geceleri yapıldığından Akbaş'ta bir menzil ambarı kurulma gereği duyulmuştu. Bu şekilde geceleri mavna ve römorkörlerle Kilya ve Maydos ambarlarına erzak ulaştırılabiliyordu.

Diğer taraftan Anadolu yakası için Burgaz'da bir menzil ambarı bulunmakta idi. Buradaki erzak, karadan menzil kollarıyla denizden de römorkörlerle sağlanıyordu.

 Bağımsız  Süvari tugayı ve menzil kolları ise Keşan ambarlarından faydalanıyordu.

20 Nisan 1915 tarihinde Müstahkem Mevki Komutanlığı Kal'a-i Sultaniye Mutasarrıflığına yazdığı bir yazı ile ordunun ihtilacı için 270.000 kilo zeytin  yağının temin edilmesini istemiştir. Hu nedenle komutanlık, Ayvacık kazasının dışına zeytinyağını çıkarmanın yasak olduğunu belirtmiştir. Bunun ardından Ayvacık halkı şikayetini dile getirerek, yakınlarındaki Edremit kazasından zeytinyağı ihracının serbest olduğunu belirtmiş ve kendilerine niçin böyle bir sınırlamanın getirildiğini öğrenmek istemiştir. Kal'a-i Sultaniye Mutasarrıflığı, durumu açıklığa kavuşturmak için konuyu Maliye Nezaretine sormuş, gelen cevapta ise Osmanlı  Devletinin her tarafında zeytinyağının dağıtımının ve satışının serbest olduğu belirtilmiştir. Maliyeden gelen bu cevap, Müstahkem Mevki Komutanlığına iletilmiş ancak Komutanlık, birliklerinin ihtiyacı olduğunu ileri sürerek, zeytinyağının sancak dışına çıkarılmasının yasak olduğunda ısrar etmiştir. Bunun üzerine ordunun kararına uyularak, sancaktaki zeytinyağı miktarının az olması dolayısıyla Ayvalık, Edremit ve Burhaniye kazalarından tekâlif-i harbiye suretiyle zeytinyağı alınmasına başlanmıştır. Bu çerçevede İdare-i Umumiye-i Dahiliye Müdüriyeti tarafından taahhüt edilen 270.000 kilo zeytinyağının peyderpey orduya verilmesine başlanmıştır. Bu şekilde sancağın zeytinyağı üretimi tamamen ordunun hizmetine sunulmuştur. Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Komutanlığı, bundan sonra da bu konudaki takibini devam ettirerek  Ayvacık ve Bayramiç'ten Lapseki'ye gelmiş olan zeytinyağlarıyla diğer mahsulatın kesinlikle ihraç edilmemesi ve daha önce ihraç edilmiş olanların da miktarının bildirilmesini istemiştir.

Diğer taraftan Harbiye Nezareti, Mayıs ayı içinde Dahiliye Nezaretine sabun imal edilmek üzere, yiyecek için kullanılmaya  uygun   olmayan zeytin  yağlarına şiddetle ihtiyaç duyulduğunu bildirmiş ve bunun Hüdavendigar vilayeti ile Karesi sancağından tekalif-i harbiye suretiyle sağlanmasını istemiştir. Bu maksatla tedarik edilecek zeytinlerin Gemlik'te yapıldığı gibi, sıkılarak suyunun alınmasını ve ayrıca bol miktardaki sabun ve zeytinyağının da hazırlanması gerektiğini belirtmiştir.

Diğer taraftan 1915 yılı ilkbaharında Edirne Valisi, 5. Ordunun et ihtiyacının. Meclis-i Vükela tarafından tespit edilmiş oran olan % 15 nispetinde, el konularak koç, koyun. keçi. kuzu ve oğlaklarla temini için civar kaza ve köylere gerekli tebligatı yapmıştır. Bu arada Harbiye Nezareti, 5.Ordunun Mayıs ayındaki ihtiyacı olan 210.878 kilo etin temini hakkında 3 Mayıs'ta Gelibolu Mutasarrıflığına gerekli emri daha önce bildirmişti. Gelibolu'dan gelen cevapta da bu miktarın karşılanabileceği, ancak Haziran ayı için başka bir yardımın beklenmemesi gerektiği kaydedilmişti. Buna gerekçe olarak da Gelibolu'daki gayr-i Müslimlerin savaş dolaysıyla başka yerlere nakledilmesinden dolayı nüfusun iyice azalmış olduğu belirtilmişti.'' Edirne vilayetinin diğer kaza ve köylerinde ise el koyma (vaz-i yed) işlemleri tamamlanmamış olmasına rağmen koç, koyun, keçi, kuzu. oğlak olarak tekalif-i harbiye suretiyle 9.716 baş hayvan tedarik edilmiştir. Bunun üzerine Edirne  Valisi Adil Bey, 5. Ordu'nun Mayıs ayı et ihtiyacının karşılanacağını Dahiliye ve Harbiye Nezaretleri ile beraber Levazımat-i Umumiye Başkanlığı'na da bildirmiştir."

1915 yılı ortalarında bombardımandan fazla zarar görmeyen Eceabat'ın iç kısımlarında yer alan fırınlar çalıştığından Tekirdağ. Karabiga ve Gelibolu'daki un fabrikaları da faaliyette olduklarından yiyecek  ikmalinde önemli bir aksaklık görülmüyordu.

Bu arada Lapseki'de bulunan Ordu Menzil Müfettişliği Akbaş. Gelibolu, Şarköy, Keşan, Tekirdağ, Karabiga, Biga, Balcılar, Burgaz ve Saraycık'ta menzil ambarlarını teşkil etmişti. Ayrıca, birliklerin iaşe ihtiyacını karşılamak için Tekirdağ ve Bandırma'da erzak dolu birer geminin bulundurulması da planlanmıştı.

Yaz aylarında Çanakkale'de bulunan askerlerin iaşe vaziyeti önemli bir devreye girmiştir. Bu sırada İstanbul'daki ve Rumeli'ndeki ordunun da ihtiyacı had safhaya ulaşmıştır. Bu üç yerdeki ordu için gönderilecek iaşenin iki ayı bulacağı göz önünde bulundurulduğunda bu süre için 34.000.000 kilo ekmeklik zahireye. 46.000.000 kilo yeme ve üç milyon kilo kuru sebzeye ihtiyaç olduğu ordu yetkilileri tarafından ifade edilmiştir. Bunun üzerine Dahiliye Nezareti, eldeki imkanları seferber ederek bir kısmını tekalif-i harbiye, aşar ve bazı ambarlardan karşılamaya çalışmış, bu yetmediği takdirde geri kalan kısmının senet mukabilinde el koymak suretiyle temin edilmesini istemiştir. Bu şekilde de ihtiyaç karşılanamazca, geriye kalan miktarın satın alınması için ne kadar paranın gerekli olduğunun bildirilmesini belirtmiştir.

Ambarın Bulunduğu Ver
 Ekmeklik
 Erzak
 Yem
 
Uzunköprü
 255.5
 178.5
 5 10 ton
 
Keşan
 18
 94.5
 79 ton
 
Gelibolu
 -
 125
 -----
 
Karabiga
 25,5
 212
 1.139.5  ton
 
Biga
 17
 100.5
 78 ton
 
Burgaz
 0.5
 204.5
 292 ton
 
Akbaş
 151
 238
 582.5 ton
 
Lapseki
 8,5
 36
 8 ton
 
Kilya
 100
 144
 50 ton
 
Balcılar
 —
 43
 784 ton
 
Işıklar
 121
 24
 47 ton
 

 Bu sırada hükümet  Rumeli ve Çanakkale'deki birliklerin zahire ihtiyacını karşılamak için Anadolu'nun çeşitli vilayet ve sancaklarına ne miktarda zahire göndermeleri gerektiği hakkında çeşitli yazılar göndermiştir. Bu amaçla Niğde Mutasarrıflığından verilen cevapta, 500.000 kilo kuru sebzeden ancak 150.000 kilo kadarının karşılanabileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine Dahiliye Nezareti geriye kalan 350.000 kilonun da temin edilmesine çalışılmasını Ankara Valiliği'nden istemiştir.

23 Temmuz 1915 ile 5.Ordu'nun iaşe durumunun şu şekilde olduğu ortaya çıkmaktadır:

Genel olarak                         173.6              621.5            2.549 ton

Anadolu yakasında              525.6              780.5              l.222 ton

Rumeli yakasında                 699.2              1.402              3.771 ton

 

Bu sırada 5.Ordu'nun insan mevcudu 218.431 ve hayvan mevcudu 64.913 olarak tespit edilmiştir.

Başkomutanlık Vekaleti, 1915 yılında en hassas bölge olan Çanakkale ve çevresini her türlü ikmal maddelerinde olduğu gibi beslenme yönünden de büyük imkanlarla donatmıştı. Bunun en açık örneği 28 Eylül 1915'te ilgililer tarafından yapılan inceleme sonucunda oluşturulan raporda görülmekledir. Bu raporda ordunun elinde bulunan iaşe miktarının 3.509.931; hayvanların  ihtiyacı olan yemlik, arpa, yulaf, burçak v.s.nin 1.389.682 kilo ve ot, saman, kepek vb.nin de 1.880.734 kilo olduğu belirtilmektedir. Bu tarihte ordu mevcudu da şu şekilde idi.

  İNSAN
 HAYVAN
 
Şimal (Kuzey) Grubu
 58.351
 18.657
 
Cenup (Güney) Grubu
 65.679
 14.600
 
Anafartalar Grubu
 109.237
 28.939
 
Asya Grubu
 20.445
 7,119
 
Müstahkem Mevki
 17.600
 2,764
 
Menzil Komutanlığı
 15.812
 6,921
 
Toplam
 287.124
 79
 

1915 Sonbaharında Harbiye Nezareti. Dahiliye Nezaretine soğukların başlaması dolayısıyla 5. Ordu efradı için. pekmez ve kuru üzüme şiddetle ihtiyaç duyulduğunu belirterek, bu maddelerin temini için Hüdavendigar Vilayeti ile Karesi Mutasarrıflığı nezdinde gerekli girişimlerin yapıldığını belirtmiştir. Ancak Karesi Sancağından alınan cevapta, Erdek'le yetişen üzümlerin şarap üretimi için kullanılacağı ve  diğer  bazı nedenlerle de istenilen miktardaki kuru üzüm ve pekmezin   gönderilmeyeceği kaydedilmiştir. Bunun üzerine Harbiye Nezareti, 5. Ordunun acil bir şekilde bu maddelere ihtiyacı bulunduğunu ve şarap üretiminden vazgeçilmesi. üzümlerin pekmez üretiminde kullanılması gerektiğini belirtmiştir. Harbiye, ayrıca Dahiliye Nezareti'nden ilgili yerlerden temin edilecek kuru üzüm ve pekmezin 5. Ordu efradına ulaştırılması için Bandırma Ambarı'na gönderilmesini de istemiştir.

Bu dönemde ayrıca Dahilîye Nezareti, gördüğü lüzum üzerine vilayetlere ve sancaklara gönderdiği bir yazıda, ordu hayvanlarının beslenmesi için önemli miktarda samana ihtiyaç duyulduğunu ve illerin ne miktardaki samanı  sağlayabileceklerini bildirmelerini istemiştir. Bunun üzerine Anadolu'daki birçok il ve sancak, temin edebileceği miktarı merkeze bildirmiştir. Karesi Sancağı da verdiği cevapta azami olarak 4.000.000 kilo samanın Bandırma'ya gönderildiğini ve bunun büyük çoğunluğunun ordu yetkililerine teslim edildiğini belirtmiştir.

Bu sırada Dahiliye Nezareti, Kala-i Sultaniye Mutasarrıflığı'ndan da. 5. Ordu efradının iaşe ve hayvanlarının ihtiyacı olan ot ve  samanın  sağlanması için gerekenin yapılması istenmiştir.

1915 yılı içinde 5. Ordu'nun ihtiyacını karşılamak üzere Bandırma Ambarı'na çevre şehir ve kasabalardan başta çavdar, arpa, pamuk , mısır darısı , kepek, zeytinyağı, sabunluk yağ, sabun, bakla olmak üzere çeşitli iaşe maddeleri gönderilmiştir. Bu çerçevede Gönen'den 14 Ağustos'ta 12.278 kilo  ve 25 Ağustos'ta 20.082 kilo çeşitli zahire, Karesi'den 110.200 kilo arpa, 600 kilo mısır, 20.331 kilo burçak. 44.810 kilo nohut, 13.500 kilo bakla ve diğer bazı maddeler gönderilmiştir. Diğer taraftan Harbiye Nezareti. Balıkesir Mutasarrıflığı'na gönderdiği bir telgrafla buğday, arpa. yağ vs. erzak maddelerinin Bandırma'ya sevk edilmesini istemişti. Bandırma Ambarı'nda depolanan bu maddeler diğer ordu birlikleri ile birlikte 5. Ordu efradının ihtiyacı için de kullanılmıştır.

1915 yılı sonlarına doğru Çanakkale Cephesinde bulunan birliklerin lojistik olarak desteklenmesi için, harekatın seyrine göre yapılmış olan düzenlemelere göre meydana getirilen gruplar adına menzil hatları ve komutanlıklar yeniden oluşturulmuş ve ulaşımın hangi araç ye gereçlerle, deniz ve kara menzillerinden faydalanarak yapılacağı planlanmıştı.

Çanakkale Cephesi'nde 5. Ordu bölgesinde levazım ve cephane nakli için çeşitli yollar kullanılmakta idi; Saros ve Gelibolu yarımadasındaki ana ikmal yolu, İstanbul-Uzunköprü demiryolu ve Keşan'dan başlayarak Bolayır, Gelibolu ve Bigalı'dan geçerek Seddülbahir'de sona eren karayolu. Diğer taraftan deniz yolundan da faydalanılmış, ancak bazı zorluklarla karşılaşılmıştır. Anadolu yakasında ise Balıkesir-Balya-Yenice-Çan-Bayramiç-Ezine-Erenköy-Çanakkale karayolu ile Karabiga-Biga-Çan-Kirazlı-Çanakkale karayolu ve Biga-Beyçayırı-Lapseki karayolları ikmal için kullanılmıştır.
 
BÖLGENİN İAŞE DURUMU VE ORDUYU KATKILARI
 
Çanakkale ve çevresi savaş sırasında ordu birliklerinin ihtiyacı olan iaşenin sağlanması için önemli katkılar sağlamıştır. Ancak, nüfusun azalması sonucunda üretimin düşmesi, istenilen miktarın temin edilmesini bazen mümkün kılmıyor, hatta bazen eldeki imkânların bölge halkına bile yetmediği oluyordu. Bu durumda da ordunun elinde bulunan erzak halkın istifadesine sunuluyordu.

1915 Sonbaharında Kal'a-i Sultaniye sancağında üretilen hububat ancak bölge halkına yetecek kadar olduğundun. Meclis-i Vükelâ kararıyla Çanakkale'den zahire ihracının yasaklandığı görülmektedir.

Diğer taraftan 5. Ordu Levazımat  Dairesi, ordu efradının sebze ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olunması için bölge halkından   faydalanmak istemiştir.

Harbiye Nezareti 1915 Ağustos ayında Dahiliye Nezareti'ne gönderdiği bir yazıda, yetkililer tarafından mümkün olduğu kadar taze sebze tedarik edilerek 5. Ordu Levazım Dairesi'ne verilmesi için Kal'a-i Sultaniye Mutasarrıflığı'na gerekli emirlerin gönderilmesini istemiştir. Bunun üzerine Dahiliye Nezareti de bu isteği Kal'a-i Sultaniye Mutasarrıflığına iletmiştir.Ancak  Mutasarrıf Rauf Bey bölge halkının bir kısmının savaş dolayısıyla başka yerlere nakledilmesinden dolayı, mevcut taze sebzenin,  ancak halka yeteceğini ve ordunun ihtiyacı için yardımcı olunamayacağını kaydetmiştir.

Diğer taraftan cephede çarpışan birliklerin iaşesi düzenli bir şekilde karşılanırken, kışa doğru bölge halkının sıkıntı içinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle Kala-i Sultaniye Mutasarrıfı Rauf Hey, Dahiliye Nezaretine durumu bildirmeye ihtiyaç hissetmiştir. Rauf Bey, sancağın her tarafında erzaka şiddetle ihtiyaç olduğunu, alınan olağanüstü tedbirlerin de buna bir çare olmadığını, gönderileceği bildirilen tohumluk hububatın acilen sevk edilmesini ve bu konuda kendilerine de bilgi verilmesini istemiştir. Bu arada Dahiliye Nezaretine, Kal'a-i Sultaniye sancağının tohumluk, yemeklik ve yemlik için muhtaç olduğu zahirenin daha önceleri ordu tarafından alındığı da hatırlatılmıştır. Sancağın zahire ihtiyacının Bandırma'dan deniz yoluyla karşılanabileceği kaydedilmiş ve bunun için de Levazımat-i Umumiye-i Askeriye Dairesi Başkanlığının yardımı talep edilmîştir.Harbiye Nezareti ise Dahiliye Nezaretinden Kala-i Sultaniye ahalisinin ihtiyacının, zahiresi bol olan diğer mahaller piyasalarından tedarik edilerek gönderilmesini, orduya ait olan zahireye ilişilmemesini istemiştir.

Bunun üzerine Dahiliye Nezareti Çanakkale halkının iaşesini Bursa, Karahisar. Kütahya ve Balıkesir'den karşılamaya çalışmıştır. Bu çerçevede 5.Ordu'nun Levazımat Dairesi, gerekli hububatı Bandırma'dan Karabiga'ya nakletmeye başlamıştır.

1915 yılı son aylarında Gelibolu yarımadasındaki çarpışmaların şiddeti iyice azalmış ve itilaf devletleri birlikleri yavaş yavaş çekilmeye başlamıştır. Bu nedenle Türk ordusunun mevcudunda önemli bir azalma görülmekte, ancak iaşe yönünden büyük bir artış olduğu gözlenmektedir. İtilaf  Devletleri kuvvetlerinin yarımadayı tamamen terk etmelerinden sonra 23 Şubat 1916 tarihinde Türk ordusunun mevcudu şu şekilde idi: İnsan sayısı: 192.193, hayvan sayısı: 53.521. Buna mukabil ordu ambar ve birliklerinde bulunan iaşe miktarı 6.313.5 tona ulaşmıştı.
 
SONUÇ:
 
Çanakkale Cephesi'nde çarpışan ordu birliklerinin, savaşın başından sonuna kadar her zaman aynı şekilde (ideal bir biçimde) beslendiğini, her vakit sıcak yemek bulduğunu ileri sürmek belki tam anlamıyla doğru olmayabilir, ancak genelde hiç bir gün aç kalmadığını söylemek mümkündür

Türk ordusunun Çanakkale'deki başarısında, dirayetli komutanların yüksek sevk ve idareleri yanında, diğer cephelere göre ulaşım hatlarının kısa oluşunun lojistik desteğin zamanında yapılmasının da büyük rolünün olduğunu belirtmek gerekir.

Birinci Dünya Savaşı'ndaki başarılara ve yenilgilere dikkatli bir şekilde bakıldığında, gelecekte kötü sonuçlar doğurabilecek olaylarla karşılaşılmaması için. "amaca ulaşmanın ancak harekâtla lojistik faaliyetlerin birlikte planlanması ve eksililiklerin önceden sağlanması" gerekliği görülecektir. Bu nedenle daha barış ortamında bulunulurken, idari faaliyetlerin uygun bir şekilde planlamasıyla birlikte, devlet ve millet olarak dış kaynaklara bağlılıktan kurtulmanın çarelerini arayıp bulmak, iç kaynaklara yönelmek gereği ortaya çıkmaktadır.Son olarak şunu söylemek mümkündür: Savaş meydanlarında lojistik desteğin yeterliliği ve miktarı, uygulanacak olan stratejiye ve taktiğe büyük ölçüde etki etmektedir. Lojistik destek veya bunun olmayışı seferberliğin, hatta savaşların sevk ve idaresine önemli ölçüde etki eden bir unsur olma özelliğini hep korumuştur. Günümüzde artık savaşların sonucunu belirleyici unsurun, ülkelerin ekonomilerinin gücüyle büyüklüğüne bağlı olduğu bilinen bir gerçektir.
 
#1 - Mayıs 07 2006, 02:43:18
İmza kural dışı.

şu tarihleri anlamıyom hiç ya...
#2 - Mayıs 23 2006, 22:41:12
A&A         Seni ÇOK seviyorum!!!!   



                    asenaa....

Aynen ama ne önemi var ki helal olsun bize...
#3 - Mayıs 24 2006, 17:47:20
...SENİN MARKA OLDUĞUN YERDE FİYATLARI BEN BASARIM...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.