Alternatifim Cafe

Göçün Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri

Discussion started on Asya Türk Tarihi

GÖÇÜN OSMANLI İMPARATORLUĞU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
 

Yüzbinlerce Kafkasyalı göçmenin sel basar gibi akıp gelmesi, elbette ki, imparatorluk ülkesinde yerleşik olan insanların yaşamı üzerine pek büyük bir etkide bulundu. Hemen kendini gösteren etki, imparatorluğun Karadeniz limanlarında [liman kentlerinde, göçmenlerin getirdiği] hastalıkların yayılmasıydı. Çerkesler, Trabzon’a gelirken, kendileriyle birlikte tifüsü de getirmişlerdi;   şartlar  bir aralık öylesine kötüleşti ki [Trabzon’un] bütün halkı, kentten kaçtı. Ticaret hayatı tümüyle felce uğramıştı ve ekmek kıtlığı baş göstermişti. Samsunda bile olağan zamanlara göre daha az ekmek bulunabiliyordu, çünkü bu kentte bütün fırıncılar fırınlarını kapamış, Çerkesler’in getirdiği tifüs ve çiçek hastalıklarına yakalanmamak için [kentten] kaçmışlardı.

 

Aralık ile 1864 yılı Şubatının ortası arasındaki dönemde Trabzon'da hastalık nedeniyle ölenlerin sayısına ilişkin olarak Tablo l’de aktardığımız sayılar gösteriyor ki yörenin yerlileri, her ne kadar göçmenler arasında görüldüğü kadar yüksek oranda ölüm felâketine uğramamış idiyseler de, kendi geleceklerinden pek korkmalı idiler.

TABLO 1

Trabzon’da 1  Aralık  1863–17  Şubat  1864  arası  döneme   hastalık  nedeniyle gerçekleşen  ölümler
 
Göçmenlerden
 3.000
 
Yerli Türklerden
 470
 
Yerli Rumlar’dan
 36
 
Yerli Ermeniler’den
 17
 
Yerli Katolikler’den
 9
 
Avrupalılardan
 9
 

 

 

Çerkesler’in iskân edildiği her yerde, yerli müslümanlar arasında da böylesine [yüksek sayıda] ölümler görüldü. Önceleri, sığıntılar, kamplarda ya da kamu yapılarında, ticaret yapılarında bir arada olmak üzere yerleştiriliyordu. Daha sonra kırsal alanlara dağıtıldılar ve kamplarda yoğunlaşmış hastalığı yaydılar:

 

Haziran ayında, içlerinde ishalin [dizanteri kastediliyor] ve tifüs'ün pek yayılmış bulunduğu 2000 Çerkes göçmen, Uşak'a geldi. Bunlar önce han'lara ve yerlilerin [zaten] kalabalık sayıda insan oturan evlerinde barındırıldılar, ama sonra kentin kuzeydoğu yanındaki köylere dağıtıldılar. Bunların yerli halkla temasa gelmesi, önce barsak rahatsızlıklarını, çok geçmeden de tifüs'ü yaydı. Altı aylık bir süre içinde (Hazirandan Kasıma kadar) 500 müslüman hastalığa yakalandı, bunlardan 200'ü öldü; Hıristiyanlardan da 100'ü hasta oldu ama onların içinde yalnız 20'si öldü.

 

Tüm imparatorluk ülkesindeki köylerde, Çerkesler’in göçmen gelişinin etkileri duyuldu. Osmanlılarda, yeni gelenlerin iskânı sorunuyla başa çıkmak için ne yeterli finans kaynağı ne de yönetim örgütünde uzman insan gücü vardı; bu nedenle, kendi yörelerine gönderilen Çerkesler’in derdine derman olma işi yerel birimlere bırakıldı. Köylülerin çalışmasıyla ve giderini üstlenmesiyle, evler yapıldı, tahıl sağlandı; onlara [yerlilere] kendi çileleri için üstelik bir de bedel ödemek zorunda bırakılmışlar gibi gelmiş olmalı, çünkü Çerkesler’in iskân edildikleri yörede talana giriştikleri söylentisi çabucak yayıldı. Köylü takımından, evvelce var olmayan bir yükümlülük getirilmesiyle yeni ödemeler istenmesi besbelli ki öfkeye yol açar; ama, kendilerinden korkmak için nedenleri varken yanı başlarına iskân edildiğini gördükleri bazı kimseler [göçmen gelmiş Kafkasyalılar] için bir de kendilerinin [gider katkısı vb. olarak] ödeme yapma zorunda kalmaları, iskân alanı seçilmiş köylerin nice zamandır ne çileler çekmiş Anadolulu, Bulgar, Suriyeli köylülerine bile katlanılmaz, ölçüde aşırı ağır gelmiş olsa gerek.

 

Kafkasya limanlarının Ruslarca ele geçirilmesi ve gerek kentlerde gerek kentlerin art ülkelerinde müslüman nüfusun yerine Hıristiyanların geçirilmesi çok büyük ekonomik kopukluklara yol açtı. Doğu Karadeniz yöresinde geleneksel ticaret ilişkilerinin çoğunu müslüman tacirler yürütmekteydi; Rusya, Müslümanların ticaret etkinliği son bulsun diye elinden ne geliyorsa yaptı. Rus eylemleri çoğu kez zorbaca hatta katilce idi. Osmanlıların kıyı ticareti yürüten takaları Ruslarca tahrip ediliyordu ve bu da geleneksel modelde balıkçılık ve ticaret etkinliğine zarar veriyordu. Ama Rusların Müslümanlarca yürütülen ticarete karşı sürdürdüğü etkinliğin ağırlıklı kaynağı Yönetim Örgütü idi. Abazalar’ın göçe çıkması sıralarında, Karadeniz kıyısında yaşayan Türk ticaret adamlarına yasa dışı vergiler yüklendi. Tacirlere, eğer bu vergileri ödemezlerse kendilerinin de Abazalar’ın yanı sıra ülkeden kovulacakları söylendi.

#1 - Mayıs 07 2006, 00:39:38
İmza kural dışı.

Daha neler söylenecek ...
#2 - Mayıs 24 2006, 17:09:14
...SENİN MARKA OLDUĞUN YERDE FİYATLARI BEN BASARIM...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.