İskender & Liderlik
Pek az insana sadece var olmaktan daha yüce bir alınyazısı, zamanla devam eden bir ömürden ve bedensiz ruhun hiçliğinden daha yüksek bir ölümsüzlük nasip olmuştur. İskender de bu alınyazısına nail olmuş nadir insanlardan biridir. Şimdiye kadar tarihe damgasını vuran liderlerin belki de en önemlisidir. Onun adı bir dünya devrinin sonunu, bir yenisinin başlangıcını anlatır.
Babası Filip oğlunu sadece askeri konularda eğitmekle kalmayıp, zamanın en büyük düşünürü olan Aristotales’i ona hoca olarak tutmuştur. Bir çok kaynağa göre Filip, oğlu doğduğu vakit Aristotales'den bunu rica etmiş; kendisine şunları yazmıştı: “Onun doğmuş olduğuna değil, senin devrinde doğmuş olduğuna seviniyorum. Senin vereceğin eğitim ve bilgilerle bize layık olacak; günün birinde kendisine miras kalacak ödevi başarabilecek bir duruma girmiş bulunacaktır.” Fikirleriyle dünyayı fethetmiş Aristotales, kılıcıyla dünyayı fethedecek olan adamı terbiye ediyordu. Şüphesiz ki, bu onur, çok az kişiye nasip olmuştur.
Vizyon kazanması, yüksek özgüvene sahip olması, bilinmeyeni öğrenme duyguları & yüksek etkileme gücü (nüfuz) ve baskın (dominant) olması...
İskender Aristotales sayesinde zevk ve safhaya hor bakmayı, kuvvetine ölçü ve derinlik vermeyi öğrenmiş; Grek politikasını, kültürünü ve entelektüel yaşamını tanımıştır. İskender öğretmenine her zaman derin bir saygı beslemekle birlikte onun bütün görüşlerini kabullenmemiştir. Örneğin; Grek olmayanları onun gibi barbar saymamış, Persleri de Makedonyalılarla eşit saymış ve bu çizgide muamele etmiştir. Sadece 18 yaşındayken “Chaeronea” savaşında general olarak savaşmıştır ve sırf kendi cesurluğu ile kazanabildiği bu savaşla büyük bir şöhret kazanmıştı.
İnsanları etrafına toplaması, ortak bir hedef doğrultusunda yönlendirmesi, motive etmesi, üstün komuta yeteneği...
Böylece, İskender 20 yaşındayken babasının yerine geçmişti ve babasından Balkan dağlarından Ege kıyılarına kadar uzanan bir Makedonya’yı ve 60.000 kişiden oluşan orduyu miras almıştı. Hemen devletin idaresini sıkıca eline aldı. Orduda düzeni sağladı ve iç asayişi sağlamaya muvaffak oldu.
Sosyal Becerisi: Ortak zemin bulma ve yakınlık sağlama yeteneği, çalışanlarıyla duygusal bağ kurması...
İskender ilk iş olarak, Thessalia'yı zora başvurmaksızın iyilikle kazanmak istediği bu memleketi hiç kılıç sallamadan, keskin zekası sayesinde (kayaları oydurarak merdiven yaptırdı ve dağı aşarak direk Thessalia ovasına indi) aldı ve burada halka, tiranlık tehlikelerini daimi olarak kaldırmış olan babası Filip’in iyiliklerini hatırlatmış ve onlara gayet şerefli şartlar sürerek anlaşma yapmıştır. Buradan İskenderin ne kadar zeki, barışçı ve uzlaşmacı bir lider olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Daha birçok ülkeyide bu şekilde el geçirdi. 33 yaşında, 12 yıllık bir hakimiyetten sonra, ülkesini en güçlü ve en iyi kişiye bıraktığını söyleyerek öldü. Onun Ölümü kaçınılmaz olunca bütün askerleri ile yatağının yanında teker teker vedalaşmıştır. İskender, yetmiş tane yeni şehir kurmuş; böylece Grek etkisini dünyanın her yerine taşımış ve kolonileştirmeyi kendiliğinden başarmıştır. Yaşadığı çağda bütün medeni dünyayı idaresi altına almıştır. Hindistan'a kadar Grek adetlerinin yayılması, İskender’in fetihlerinin en önemli sonuçlarından biridir.
O, bir çeşit Helenistik Monarşi Devrini başlatmış; politik olarak olmasa da en azında ekonomik ve kültürel olarak, Gibraltar’dan Punjab’a kadar sosyal, kültürel ve ticari değişim için tek bir etki merkezi oluşturmuştur. Onun başarıları dünya tarihi açısından çok belirleyici birer nokta olmuştur. Roma imparatorluğu, Hırıstiyanlığın bir dünya dini olarak yayılması ve Bizans’ın bin yıllık tarihi İskender’in fetihlerinin birer sonucudur.
İskender'de, insanlığa yön veren diğer liderler (Atatürk, Napolyon..vb) gibi, güneşin sabir sıcaklığını veya denizlerin tuzluluk oranını değiştirmemiştir. Ancak, mevcut koşullar içinde, “rekabet üstünlüğüne dayalı stratejiler” üreterek ufukların ötesine ulaşabilmiş, adını tarihe altın harflerle yazdırmış bir yönetim ustasıdır.
O, gelmiş geçmiş bütün liderlerin en karizmatik, en akıllısı ve en cesaretlisi kabul edilmektedir ve onun askeri zekası ve başarılı politikası herkes tarafından şüphe götürmez bir şekilde kabul edilmektedir
