Alternatifim Cafe

Sinema Dünyasından Haberler

Discussion started on Sinema

Venedik'i 'Black Swan' açıyor
Jüri başkanlığını Quentin Tarantino'nun üstleneceği 67. Venedik Film Festivali'nin açılışını Darren Aronofsky imzalı 'Black Swan' yapacak.
Dünaynın en prestijli üç festivalinden birisi olan Venedik film Festivali'ne (Diğer ikisi Cannes ve Berlin) geri sayım başladı.

Bu yıl 67. kez düzenlenecek festivalde Altın Aslan jürisinin başkanlığını Quentin Tarantino yapacak.

En iyi ilk filme verilecek Luigi De Laurentiis ödülünün jüri başkanlığını ise Fatih Akın üstlenecek.


Festivalin açılışını 1 Eylül'de 'Pi', 'Requiem for a Dream/ Düşlere Bir Ağıt', 'The Fountain/ Kaynak', 'The Wrestler' filmlerinin yönetmeni Darren Aronofsky imzalı 'Black Swan' yapacak. Natalie Portman, Vincent Cassel ve Winona Ryder’ın başrolünde olduğu 'Black Swan', bir balerinin genç rakibiyle aralarında yaşanan çekişmeyi konu alıyor.

Hong Konglu usta yönetmen John Woo’ya 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nün verileceği festivalin ‘Venice Days’ bölümünde, Türkiye’den Seren Yüce’nin ‘Çoğunluk’ isimli filmi gösterilecek. Seren Yüce, Fatih Akın’ın jüri üyesi olduğu Günç Aslan ödülünün de adayları arasında.

Büyük ödül Altın Aslan için yarışacak tüm filmler ise şöyle:

Black Swan - Darren Aronofsky (ABD)
La Pecora Nera - Ascanio Celestini (İtalya)
Somewhere - Sofia Coppola (ABD)
Happy Few - Anthony Cordier (Fransa)
La Solitudine Dei Numeri Primi - Saverio Costanzo (İtalya, Almanya, Fransa)
Ovsyanki - Aleksei Fedorchenko (Rusya)
Promises Written In Water - Vincent Gallo (ABD)
Road To Nowhere - Monte Hellman (ABD)
Balada Triste De Trompeta - Alex De La Iglesia (İspanya, Fransa)
Venus Noire - Abdellatif Kechiche ( Fransa )
Post Mortem - Pablo Larrain (Şili, Meksika, Almanya)
Barney's Version - Richard J. Lewis (Kanada, İtalya)
Noi Credevamo - Mario Martone (İtalya, Fransa)
La Passione - Carlo Mazzacurati (İtalya)
13 Assassins - Takashi Miike (Japonya)
Potiche - François Ozon (Fransa)
Meek's Cutoff - Kelly Reichardt (ABD)
Miral - Julian Schnabel (ABD, Fransa, İtalya, İsrail)
Norwegian Wood - Anh Hung Tran (Japonya)
Attenberg - Athina Rachel Tsangari (Yunanistan)
Detective Dee and the Mystery of Phantom Flame - Tsui Hark (Çin)
Drei - Tom Tykwer (Almanya)
#426 - Ağustos 01 2010, 18:39:49
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Bakanlığın baskısıyla 'Fotoğraf'a sansür
Yeni Sinema Hareketi, Kazım Öz'ün 'Fotoğraf' adlı filmini, Kültür Bakanlığı’nın uyguladığı baskı nedeniyle Polonya’da düzenlenen festivalin programından çıkarılmasını kınayan bir bildiri yayınladı.
Kazım Öz, 'Fotoğraf'a uygulanan sansür nedeniyle son filmi 'Şavaklar'ı festivalden çekti.
''SANSÜRÜ KINIYORUZ!

Yeni Sinema Hareketi olarak, Polonya’da düzenlenen Era New Horizons (Yeni Ufuklar) Film Festivali’nde gösterilmesi planlanan Kazım Öz’ün yönettiği “Fotoğraf” adlı filmin, festivale destek sağlayan T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın festival yönetimine uyguladığı baskı nedeniyle festival programından çıkarılmasını şiddetle kınıyoruz. Kazım Öz’ün “Şavaklar” adlı filmini festivalden çekerek sansüre karşı gösterdiği tepkiyi destekliyoruz. Polonya’da görevli kültür ataşesi aracılığıyla filmin siyasi içeriği bahane edilerek festival yönetimine filmin programdan çıkarılması için sözlü baskı yapıldığı ve bundan dolayı filmin festival programından çıkarıldığı, festival yönetiminin filmin yapımcılarına yazdıkları e-mektuplarda açıkça ifade edilmektedir. Yeni Sinema Hareketi olarak bakanlık yetkililerden, açıkça sansür anlamına gelen bu uygulamayla ilgili açıklama yapmalarını talep ediyoruz.

Daha önce de benzer bir sansürün Hüseyin Karabey’in yönettiği “Gitmek” adlı film için, 2008 yılında İsviçre’de yine T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen ‘Culturescapes-Türkei’ adlı organizasyonda uygulanmaya çalışıldığını unutmadık. “Fotoğraf” filmiyle ilgili yaşadığımız bu son olay bu tarz baskı ve sansüre yol veren anlayışın kaygı verici bir şekilde devam ettiğini göstermektedir. Yurtdışında ülkemiz sanatıyla ilgili düzenlenen etkinliklere destek olmak devletin bir görevi olmakla beraber bu etkinliklerin sanatsal içeriğine sansür anlamına gelecek müdahalelerde bulunmamak da tüm politikacılar ve bürokratlar için ahlaki bir sorumluktur. Tüm yetkilileri bu sorumluluğun farkında olmaya davet ediyoruz. ''

Yeni Sinema Hareketi şu isimlerden oluşmaktadır:

Aslı Filiz, Belma Baş, Belmin Söylemez, Derviş Zaim, Emre Yeksan, Haşmet Topaloğlu, Hüseyin Karabey, İnan Temelkuran, Mahmut Fazıl Coşkun, Mehmet Eryılmaz, Murat Düzgünoğlu, Nadir Öperli, Nida Karabol, Orhan Eskiköy, Özcan Alper, Özgür Doğan, Pelin Esmer, Selim Evci, Serkan Acar, Serkan Çakarer, Sevilay Demirci, Seyfi Teoman, Seyhan Kaya, Tarık Tufan, Tolga Esmer, Yamaç Okur
#427 - Ağustos 01 2010, 18:40:34
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Disney Miramax'ı sattı
Walt Disney, Miramax Film'i 660 milyon dolar bedelle Filmyard Holdings'e sattı.
New York Times ve Los Angeles Times'ın haberine göre, iki şirket dün satışla ilgili anlaşmayı imzaladı. Filmyard Holdings Walt Disney'e ilk ödeme olarak 40 milyon dolar verdi.

Filmyard Holdings böylece aralarında ''Chicago'', ''Aşık Shakespeare'' ve ''İhtiyarlara Yer Yok'' gibi filmlerin de yer aldığı 700 filmin haklarını da satın almış oldu.

Miramax, 1979'da medya dünyasının tanınmış isimleri Bob ve Harvey Weinstein kardeşler tarafından New York'ta bağımsız bir şirket olarak kurulmuş, 1993'te 80 milyon dolar karşılığında Disney'e satılmıştı.
Haberin devamı ↓reklam

Adını, Weinstein kardeşlerin anne babasının isimleri Miriam ve Max'tan alan şirket, ''Amelie'', ''Ucuz Roman'' ve ''Kill Bill'' gibi son yılların kült filmlerinin yapım şirketi olarak dikkat çekiyordu.
#428 - Ağustos 01 2010, 18:40:59
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

'Homeros' Nuri Bilge Ceylan'ın oldu
Çanakkale'de 47. Uluslararası Troia Festivali kapsamında verilen 'Homeros Bilim, Kültür ve Sanat Ödülü'ne bu yıl Nuri Bilge Ceylan layık görüldü.
İlki 1963 yılında gerçekleştirilen ve 47. yaşına basan Uluslararası Troia Film Festivali'nin bu yıl, 9 - 13 Ağustos tarihleri arasında yapılacağını bildirildi.

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, festivali, ''Barış, kültürümüz olsun'' temasıyla sürdürdüklerini, bu sloganın özellikle bu yıl daha büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Gökhan, Türkiye'de barışın zedelenmesine yönelik bir takım hareketler, olaylar ve bunu körükleyen anlayışlar karşısında, barışın ne kadar önemli olduğunun giderek farkına varıldığını belirtti.

Çanakkale'de barışı korumak üzere gerekli özeni gösterdiklerini, kimseyi ötelemeden, bu kentte yaşayan her canlı ve insanı kardeş bilerek yönetime devam edeceklerini vurgulayan Gökhan, bu titizliklerini festivale yansıtmaya da çalıştıklarını kaydetti.


Gökhan, şunları bildirdi:

''Yöresinin ve ülkenin tanıtımına katkıları ve özellikle barışa yönelik çabaları dolayısıyla bu ödülün Nuri Bilge Ceylan'a verilmesini uygun bulduk. Kendisi 'Üç Maymun' filmiyle Cannes Film Festivali'nde, en iyi yönetmen ödülünü kazanmıştı. Orada ödülünü alırken güzel bir söz söylemişti. 'Benim yalnız ve güzel, tutku içinde sevdiğim ülkeme' diye bir cümlesi vardı. Bu çok anlamlı ve duygusal bir cümleydi. Dolayısıyla ona bu cümleyle bir kez daha anımsamayı istedik.''
#429 - Ağustos 01 2010, 18:41:54
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Turistlerin rehberi Bora oldu
Berlin Film Festivalinde 'Altın Ayı' ödülünü kazanan 'Bal'ın minik oyuncusu Bora Altaş, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekiyor.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu tarafından Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde çekilen 'Altın Ayı' ödüllü 'Bal''ın minik oyuncusu Bora Altaş, bölgeye gelen turistlerin ilgi odağı oluyor.

Turist kafileleri filmin çekildiği yerleri Bora ile birlikte gezerken, fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyorlar. Turistler filmin çekildiği bölgelere ilgi gösterirken minik Bora onlara eşlik ederek tur rehberi gibi bölgenin tanıtımını yapıyor.

Bora Altaş, ilginin kendisini mutlu ettiğini belirterek, ''Haftanın iki günü büyüklerimle beraber filmin çekildiği yerlere gidiyoruz. Buraları gelen turistlere anlatıyorum. Bana rehber diyorlar. Turistler benimle yakından ilgileniyor'' dedi


Bora, ''Çamlıhemşin çok güzel bir yer. Film ile birlikte herkes gördü. Bu filmi çeken büyüklerime teşekkür ediyorum. Bana da görev verdikleri için çok mutluyum. Eğitimimi tamamlayarak, daha güzel filmlerde oynamak istiyorum'' diye konuştu.
#430 - Ağustos 01 2010, 18:42:22
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

'Türkiye'de mutluymuşuz gibi davranıyoruz'
16. Saraybosna Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil eden 'Vavien'in yönetmenleri Taylan Kardeşler, ''Festival için değil, seyirci için film yapıyoruz... Türkiye'de mutluymuşuz gibi davranıyoruz, ama alttan alttan kötü sorunlarımız var'' diye konuştular.
- Avrupa'nın en başarılı film festivallerinden olmaya aday 16. Saraybosna Film Festivali'nde Türkiye'yi temsil eden Vavien'in iki yönetmeninden biri Yağmur Taylan, "Biz filmleri festival için değil seyirci için yapıyoruz ama burası bir buluşma noktası" dedi.

Yağmur ve Durul Taylan kardeşlerin yönetmenliğini yaptığı, senaryosunu Engin Günaydın'ın yazdığı Vavien filminde tiyatrocu Günaydın, başrolü Binnur Kaya ile paylaşıyor.

Yönetmen Yağmur Taylan, bir aile hikayesi olduğu için izleyicinin Vavien'i kendisine yakın bulabileceğini söyledi. Taylan, "Aile her yerde aynı. Filmde yaşananlar Anadolu kasabasında da geçebilir, şehirde de geçebilir, Avrupa'da veya ABD'de de yaşanabilir. Reaksiyonlar da aynı verilebilir, bu nedenle Saraybosna'daki izleyici filmi kendine yakın bulması mümkün" dedi.

Taylan, Vavien'in çekimlerinin, Tokat'ın Erbaa ilçesinde yapıldığını ve çok keyifli geçtiğini belirterek, "Başta bir kene korkusu vardı ama sonradan büyük bir şey olmadığını anladık" diye konuştu.

AVRUPA'DA KATILDIĞIMIZ İLK BÜYÜK FESTİVAL

Yağmur Taylan, film olarak Avrupa'da katıldıkları ilk büyük festivalin Saraybosna olduğunu belirterek, festivalin, filmlerin ve jürinin kalitesini övdü. Taylan, "Biz filmleri festival için değil seyirci için yapıyoruz, ama burası bir buluşma noktası. Buradaki tepkiler sadece profesyonel anlamda bizim için önemli, yoksa normal seyircinin düşüncesi bizim için daha anlamlı. Festival çok gelişmekte olan bir festival. Saraybosna tam bir kavşak gibi. Burada olmaktan çok mutluyuz. Önemli bir festival olduğu çok belli. Hem organizatörler hem de katılımcılar festivali çok ciddiye alıyorlar." dedi.

Taylan, festival çerçevesinde geldikleri Saraybosna'da binaların duvarlarındaki kurşun delikleriyle savaşın izlerini halen görebilmenin mümkün olduğunu söyledi. Tarihi Başçarşı'nın Türkiye'yi kendilerine çok hatırlattığını ifade eden Taylan, kentin, doğduğu yer Bursa'ya çok benzediğini belirtti. Yönetmen Taylan, "Saraybosna bizde garip hisler uyandırıyor. Bir yandan çok modern Avrupalı bir şehir, bir yandan da bizden çok öğe var. Doğası, mimarisi çok güzel. Türkiye'de kentlerin mimarisinden çok rahatsızız. Keşke bizim şehirler de böyle olsaymış, aslında olabilirmiş." diye konuştu.

TÜRKİYE'DE MUTLUYMUŞUZ GİBİ DAVRANIYORUZ
Filmin yönetmenlerinden Durul Taylan da, Vavien filmiyle seyircinin kendi hayatıyla ilgili bir şeyleri sorgulamalarını istediklerini belirterek, "Türkiye'de mutluymuşuz gibi davranıyoruz, ama alttan alttan kötü sorunlarımız var. Bunlarla yüzleşmediğimiz, kabul etmediğimiz sürece bu problemler sürecek. Vavien buna aile ölçeğinden bakıyor" dedi.

GEÇMİŞ HAYATIMI DEĞİŞTİRMEK İSTEDİM
Avrupa Yakası dizisindeki "Burhan Altıntop" tiplemesiyle de bilinen, Vavien filminin senaristi ve başrol oyuncusu Engin Günaydın, "Ben, bu filmle geçmiş hayatımı değiştirmek istedim" dedi.

Vavien'in "gel-git" anlamına geldiğini belirten Günaydın, filmin aslında her insanın kendi içerisinde yaşadığı bir duygu olduğunu belirterek, "İnsanın zihin dünyası biraz Vavien gibi de çalışıyor. Ben de hem iş hem de özel hayatımda Vavien'ler (gel-gitler) yaşıyorum. Bu gel-gitler sabahleyin başlar, gece ışıklar sönünceye kadar devam eder. Zihin insanı her zaman oyuncak eder." dedi.

Senaryoyu yazarken bir mesaj verme düşüncesi taşımadığını söyleyen Günaydın, "Mesajı bir büyüklük göstergesi olarak görüyorum, ben o kadar büyük birisi değilim. Sinemadaki mesaj kaygısı çok hoşuma giden bir durum değil. Herkes kendi mesajını kendisi oluşturur" diye konuştu.

Engin Günaydın, filmde hem senarist hem de başrol oyuncusu olmasıyla ilgili de "Senaryo daha çok tercih ettiğim bir durumdur. Çünkü yazarken tek başına sıkıntıları yaşıyorsunuz, oyuncu daha kalabalık, ben kalabalık seven birisi değilim. Utangaç birisi olduğum için oyunculuk yapmakta zorlanıyorum. Senaryo yazmayı, oyunculuğa tercih ederim" dedi.

Vavien filminin konusu kısaca şöyle:

"Celal, karısı ve çocuğuyla mutsuz bir aile hayatı sürüyor. Abisi Cemal'le birlikte ortak oldukları elektrik dükkanında da işler pek iyi gitmiyor. Birçok yere borcu bulunan Celal ve Cemal'in tek eğlencesi Samsun'da pavyona gitmektir. Pavyonda çalışan Sibel Ceylan'a olan aşkı, Celal'in başına dert açıyor. Celal'in eşi Sevilay, 15 yıldır Almanya'da yaşayan babasının gönderdiği paraları biriktirerek saklıyor. Celal'in bu sırrı bildiğinden habersizdir. Zaten mutsuz bir hayat süren Celal, bu paranın kurtuluşu olduğunu düşünerek eşini öldürme planları yapar. Ancak ortaya çıkan gelişmelerle eşinin kendisine sevgisini anlar."

Vavien, daha önce 29. İstanbul Film Festivali kapsamında verilen Altın Lale Ödüllerinde Ulusal Yarışmada En İyi Film Ödülü'nü almış, ayrıca Sinema Yazarları Derneğince En İyi Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Müzik ve En İyi Sanat Yönetmeni kategorilerinde ödüllendirilmişti.
#431 - Ağustos 01 2010, 18:43:11
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Dalay Lama'yı bir filmimde oynatmak isterdim'
Yeni filmi 'Paris'te Geceyarısı'nın çekimlerini sürdüren Woody Allen, ''En çok Dalay Lama ve Kraliçe II. Elizabeth'i bir filmimde oynatmak isterdim'' dedi.
 Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, model eşi Carla Bruni'nin Paris'te gizlice başlayan film çekimini bugün kenardan izledi.

Amerikalı yönetmen Woody Allen'ın (74) ''Paris'te Geceyarısı'' adlı romantik komedisinde müze müdürü olarak rol alan Carla Bruni için usta yönetmen için övücü sözler söyledi.

Seyaryo yazarı, oyuncu, stand-upçı, oyun yazarı, öykücü yönetmen Allen'ın son filminde Bruni'nin yanı sıra Fransız oyuncu Marion Cotillard ile Amerikalı oyuncular Owen Wilson ve Rachel McAdams rolleri paylaşıyor.


''Paris'te Geceyarısı'' filminin çekimleri, Paris'in yoksulca mahallelerinden birindeki dar sokakta, pencerelerine kara perdeler çekilmiş bir binada 27 gün önce başladı.

Romantik komedi tarzındaki film, iş için Fransa'ya gelen bir ailenin hikayesini anlatıyor. Çekimin yapıldığı mahalle halkı, bu kadar ünlü kişileri bir araya getiren filmin çekimlerinde şimdiye kadar ''kimseyi görmediğinden'' yakındı.

2011 yılında gösterime girecek filmde Adrien Brody, Michael Sheen, Kathy Bates, Tom Hiddleston, Alison Pill ve Elsa Pataky gibi oyuncular da bulunuyor.

Woody Allen, internetteki demecinde ''En çok Tibet ruhani lideri Dalay Lama ve Kraliçe II. Elizabeth'i bir filmimde oynatmak isterdim'' dedi.
#432 - Ağustos 01 2010, 18:43:49
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

'Yabancı' büyük ödül için finalde
Sibel Kekilli'nin başrol oynadığı 'Yabancı', AP sinema ödülü için finalde yarışacak.
Avrupa Parlamentosu (AP) sinema ödülü 'Lux' için 3 finalist film, Venedik Film Festivali'nde belirlendi.

Yönetmenliğini ve senaristliğini Almanya'da yaşayan Türk asıllı yönetmen Züli Aladağ'ın Avusturyalı eşi Feo Aladağ'ın yaptığı "Yabancı" (Die Fremde) filmi finalistler arasına girmeyi başardı.

AP üyelerinin oylarıyla seçilecek "Lux" ödülü için yarışacak diğer iki film, yönetmenliğini Filippos Tsitos'un yaptığı Almanya-Yunanistan ortak yapımı "Akadimia Platonos" ve yönetmenliğini Olivier-Masset-Depasse'ın yaptığı Belçika, Fransa ve Lüksemburg ortak yapımı "İllegal" oldu.


Oyuncuları arasında Sibel Kekilli, Nizam Schiller, Derya Alabora ve Settar Tanrıöğen'ın bulunduğu "Yabancı", bir namus cinayetini konu alıyor.

Evlenerek Almanya'dan ayrılıp İstanbul'a yerleşen Umay, aile içi şiddetten kaçarak, Berlin'de yaşayan anne babasının yanına sığınıyor. Ancak ailesi, "namuslarını lekelediği" gerekçesiyle genç kadını dışlıyor. Umay'ın kendi hayatını yaşama kararı ise bir anlamda ölüm fermanına imza attığı anlamına geliyor.

EN İYİ KADIN OYUNCU KEKİLLİ
Dünyanın en önemli bağımsız film festivallerinden Tribeca Film Festivali'nde bu yıl "en iyi film" ödülünü alan "Yabancı", baş rol oyuncusu Kekilli'ye de "en iyi kadın oyuncu" ödülü kazandırmıştı.

AP'nin sinema ödülü "Lux", dağıtılmaya başlandığı 2007 yılında Türk asıllı ünlü Alman yönetmen Fatih Akın'ın "Yaşamın Kıyısında" filmine verilmişti.

AP üyelerinin oylarıyla seçilecek 2010 "Lux" ödülünü kazanan film, 24 Kasım'da Strasbourg'da açıklanacak.

"Lux" ödülü kazanan filmlerin AB'nin 23 resmi diline çeviri masrafları, AP tarafından karşılanıyor.
#433 - Ağustos 01 2010, 18:44:38
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Ajan Jolie dünya turunda
Hollywood’un en başarılı kadın oyuncuları arasında gösterilen Oscar’lı yıldız Angelina Jolie, yeni filmi ‘Salt’ın tanıtım turnesi kapsamında önce Moskova ardından Tokyo’daydı.


Gittiği her yerde hayranları tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan Angelina Jolie, yeni filminde Rus casusu olmakla suçlanan ve adını temize çıkarmaya çalışan bir CIA ajanını canlandırıyor.

Avusturyalı yönetmen Phillip Noyce tarafından çekilen ve maliyeti 100 bin dolar olan filmin ilginç bir yanı da Salt karakterinin öncelikle Tom Cruise için tasarlanmış fakat daha sonra cinsiyetinin değiştirilmiş olması.

Geçtiğimiz haftasonu gösterime giren ‘Salt’ gişede ‘Inception’ın gerisinde kaldı. ‘Inception’ ikinci haftasında 43.5 milyon dolar hasılat yaparken, ‘Salt’ ilk haftasında 36.5 milyon dolarla ikinci sırada.
#434 - Ağustos 01 2010, 18:45:01
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

'Festival savaşın yaralarını sarıyor'
Bosna-Hersek'e gelen yönetmen Semih Kaplanoğlu, bu yıl 16. kez düzenlenen Saraybosna Film Festivali'nin, savaşın yaralarını sarması ve Bosna'nın kendisini dünyaya anlatması açısından çok önemli bir fırsat oluşturduğunu söyledi.
60. Uluslararası Berlin Film Festivali'nde "Bal" filmiyle Altın Ayı ödülü kazanan ve Saraybosna Film Festivali'nde, filmi izleyiciyle buluşan Semih Kaplanoğlu, Saraybosna Film Festivali'ne üçüncü kez katıldığını ifade ederek, festivalin Balkanlar bölgesinin en büyük festivali olduğunu kaydetti.

Kaplanoğlu, festivalde ''Bal'' filminin Bosnalı seyirciyle buluşmasının çok keyifli ve güzel olduğunu belirterek, ''Saraybosna halkı bizi bağrına basıyor, severek karşılıyor. Burada Türkler olarak özel konuk muamelesi görüyoruz. Çok güzel konuşmalar, buluşmalar meydana geliyor'' dedi.

Festivalde birçok uluslararası yapımcı, sinemacı ve oyuncunun biraraya geldiğini kaydeden Kaplanoğlu, ''Festival, savaşın yaralarını sarması açısından ve Bosna'nın kendisini dünyaya anlatması için çok önemli bir fırsat'' diye konuştu.


Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaşı, katliamları ve soykırımı o yıllarda çok acı bir şekilde izlediğini söyleyen Kaplanoğlu, şunları kaydetti:

''O dönem gerçekten içimiz çok acıdı, üzüldük, elimizden gelen yardımları yapmaya çalıştık. Burayla ilgili film yapılması konusunda, Bosnalıların söyleyecekleri çok önemli. Onların kendilerinin yapacağı filmlere biz yardımcı olabiliriz.''

Kaplanoğlu, bu nedenle Bosna'daki savaşla ilgili Bosnalı yönetmenlere büyük görev düştüğünü belirterek, ''Belki bizler burada Osmanlı dönemine ait filmler yapabiliriz, o dönemki hayatı anlatmaya dair'' dedi.

TÜRKİYE'Yİ VAVİEN TEMSİL EDİYOR

23 Temmuzda Oscar ödüllü Bosna-Hersekli yönetmen Danis Tanoviç'in yeni filmi "Circus Columbia'nın" dünya prömiyeriyle başlayan 16. Saraybosna Film Festivali'nde Türkiye'yi Yağmur ve Durul Taylan'ın yönettiği, senaryosu tiyatrocu Engin Günaydın'a ait "Vavien" filmi temsil edecek. Engin Günaydın, Binnur Kaya, Settar Tanrıöğen, İlker Aksum ve Serra Yılmaz gibi oyuncuların rol aldığı "Vavien", 28 Temmuz'da Devlet Tiyatrosu Salonu'nda gösterilecek.

Festivale katılan Türk filmlerinden, "Bal" ve "Kosmos" ile "Kamerayla İzdivaç" izleyiciyle buluşurken, "Kars Öyküleri" 28 Temmuz'da izlenebilecek.

Festival 31 Temmuz'a kadar devam ederken, 10 filmin dünya prömiyeri yapılacak ve sinemaseverler 200'den fazla film izleyebilecek.
#435 - Ağustos 01 2010, 18:45:37
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

'Çınar Ağacı'nda buluştular
Nurgül Yeşilçay ve Nejat İşler'i ilk kez bir araya getiren 'Çınar Ağacı'nın çekimleri başladı.
'Büyük Adam Küçük Aşk', 'Saklı Yüzler' filmlerinin yönetmeni Handan İpekçi'nin yazıp yönettiği, 'Çınar Ağacı' adlı filmde dev kadro buluştu. Nurgül Yeşilçay, Nejat İşler, Celile Toyon, Meral Okay, Ebru Özkan, Settar Tanrıöğen, Hüseyin Danyal, Ragıp Savaş ve birçok sürpriz isim filmde yer alıyor.

Handan İpekçi'nin 1 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı senaryo ile Nurgül Yeşilçay ve Nejat İşler ilk kez bir sinema filminde bir arada olacak.

İşler ve Yeşilçay daha önce 'Anlat İstanbul'da bereber yer almışlardı ama proje 5 filmden oluştuğu için İşler 'Pamuk Prenses', Yeşilçay, 'Uyuyan Güzel' adlı bölümde oynadı.


Kamerasını aile değerlerine çeviren 'Çınar Ağacı', klasik Türk filmlerinin izinden giden bir film olarak tanımlanıyor.

Çekimleri İstanbul'da başlayan Çınar Ağacı yeni sinema sezonunda vizyona girecek.

#436 - Ağustos 01 2010, 18:46:09
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Abraham Lincoln film oluyor
Tony Kushner’in şu sıralar taslak senaryo üzerinde çalıştığı filmde, ABD tarihinin filme çekilmekten bıkılmayan iç savaş dönemi anlatılacak.


Amerika Birleşik Devletleri’nin simge yönetmeni Steven Spielberg, ABD’nin simge başkanı Abraham Lincoln’ün hayatını filme çekmeye hazırlanıyor. Tony Kushner’in şu sıralar taslak senaryo üzerinde çalıştığı filmde, ABD tarihinin filme çekilmekten bıkılmayan iç savaş dönemi anlatılacak. En son Abraham Lincoln rolünü canlandırmak üzere Liam Neeson’la görüşüldü, fakat Neeson’un dediğine göre anlaşma sağlanamamış. Şu sıralar War Horse adlı, yine iç savaş odaklı bir hikayeyi filme çekecek olan Spielberg, Lincoln filmi ile ilgili bilgi vermekten kaçınıyor. Bir Lincoln projesiyle de şu sıralar Robert Redford uğraşıyor. The Conspirator adlı Lincoln odaklı film Lincoln’ün suikastine odaklanacak. Redford’un da Lincoln filmi çekmesinden hoşnut olduğunu belirten Spielberg, Dreamworks’un Lincoln projesinin çok farklı olduğunu söylüyor. Spielberg’e göre, tarihsel bir şahsiyet olarak Abraham Lincoln bitip tükenmez bir kaynak. Amerika Birleşik Devletleri’nin on altıncı başkanı ve Cumhuriyetçi Parti’nin ilk başkanı olan Abraham Lincoln köleliğe karşı verdiği mücadele ve aforizmalarıyla ününü hala sürdüren ABD başkanlarından.

#437 - Ağustos 04 2010, 10:07:05
Ölme diye nefesini dinledim.Sen aldın ben verdim,ben verdim sen aldım.
Yoksa uyuduğumu sanacaktın. Uyanma diye ben öldüm.
Ölmezsem uyanacaktın.

Danny Boyle’dan OSCAR manevrası
Filmde başrolü James Franco canlandıracak.


2009 yılı OSCAR ödüllerinde Slumdog Millionaire filmiyle ödülleri toplayan Danny Boyle post prodüksiyon aşamasında olan 127 Hours filminin vizyon tarihini 5 Kasım 2010 olarak belirledi. Kasım ve aralık ayları OSCAR ödüllerinde oy kullanacaklar için önemli bir tarih. Yapım şirketleri genelde akademi ödüllerinde öne çıkarmayı düşündükleri filmleri kasım ve aralık ayında vizyona çıkarır. Buradan da anlıyoruz ki Danny Boyle ve yapım şirketi Fox Searclights bu seneki OSCAR ödüllerinde iddialı olacaklar. Dağcı Aron Ralston’un tırmanış yaptığı bir sırada dağda mahsur kalmasını ve 127 saat boyunca verdiği ölüm kalım savaşının anlatıldığı filmde başrolü James Franco canlandıracak.

#438 - Ağustos 04 2010, 10:08:05
Ölme diye nefesini dinledim.Sen aldın ben verdim,ben verdim sen aldım.
Yoksa uyuduğumu sanacaktın. Uyanma diye ben öldüm.
Ölmezsem uyanacaktın.

Disney Miramax’ı satıyor
Eğlence devi Walt Disney stüdyoları 1993 yılında bünyesine kattığı Miramax'ı elden çıkarma kararı aldı.


Eğlence devi Walt Disney stüdyoları 1993 yılında bünyesine kattığı Miramax film yapım şirketini 660 milyon dolara bir grup özel girişimciye sattı. Pulp Fiction, No Country for Old Man gibi unutulmaz filmleri yapan, 90’lı yıllar sinemasının kilit yapım şirketlerinden Miramax’ın satılması için Disney uzun süredir potansiyel alıcılarla görüşme yapıyordu. Geçtiğimiz haftalarda bilgisayar oyunu şirketi Playdom’u satın alan Disney’in yeni stratejisi de yavaş yavaş şekilleniyor. “Miramax’ın başarılarından gurur duyuyorum. Ama yeni stratejimiz Disney, Pixar ve Marvel üçlüsü altında büyük sinema filmleri geliştirmek” diyen Disney CEO’su Robert Iger Disney’in yeni satın alma stratejileri geliştirmek istediğini vurguladı. 1979 yılında Bob ve Harvey Weinstein tarafından kurulan Miramax şirketi 1993 yılında Disney stüdyoları bünyesine katıldı. Weinsteinlar ise yapılan anlaşmaya göre Miramax’ın yürütücülüğünü devam ettiriyorlardı. 2004 yılında Michael Moore’un Bush karşıtı Fahrenheit 9/11 nedeniyle Disney ve Weinsteinlar arasında büyük bir kavga çıkmıştı. Weinsteinlar’ın Miramax’tan ayrılıp kendi yapım şirketleri The Weinstein Company’i kurmasıyla kan kaybeden Miramax’ın bütçesinde Disney tarafından büyük kesintiler yapılmıştı. Miramax ismi, Weinstein kardeşlerin anne ve babasının ismi Miriam ve Max’tan geliyor.
#439 - Ağustos 04 2010, 10:08:53
Ölme diye nefesini dinledim.Sen aldın ben verdim,ben verdim sen aldım.
Yoksa uyuduğumu sanacaktın. Uyanma diye ben öldüm.
Ölmezsem uyanacaktın.

Büyük besteci Udo Kier'le hayat buluyor
Ali Özgentürk'ün ünlü besteci Bela Bartok'un hayatını anlattığı filmde Bartok'u Udo Kier canlandırıyor.



 Yönetmen Ali Özgentürk, 1945'te hayatını kaybeden Macar besteci Bela Bartok'un yaşamından kesitler sergileyeceği filmin çekimlerine İzmir'de başladı.

Bartok'u 200'den fazla filmde rol alan, 'Drakula', 'Frankenstein', 'Blade', 'Karanlıkta Dans' gibi birçok önemli filmde rol alan kült oyuncu Udo Kier canlandırıyor.

Türkiye'de bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen aktör Udo Kier, "İzmir çok güzel bir kent. Aydınlık, sıcak. Bu kenti çok sevdim. Bu yıl 6 ay içinde dünyanın 4 ayrı ülkesinde 4 ayrı film çektim. Ama Bela Bartok'un yaşamının çekildiği filmde rol almak benim için çok önemli" dedi.


İzmir'de çekimleri devam eden film tamamlandığında, dünyanın birçok ülkesinde aynı anda gösterime girecek.

1945 yılında hayatını kaybeden Macar besteci, piyanist ve Doğu Avrupa halk müziği derleyicisi Bela Bartok, budun müzik biliminin kurucularından biri aynı zamanda.

Budapeşte Also sprach Zarathustra"nın ilk dinletisinde tanıştığı Richard Strauss'un müziğinden etkilenen Bartok, hep halk müziğine yakın oldu.

1909'da evlendiği karısı Marta Ziegler'e adadığı tek operasını 1911'de yazdı. 1923'te eşinden ayrıldı, Ditta Pasztory adındaki piyano öğrencisiyle evlendi.

Bartok, 1936 yılındaki Türkiye gezisinde Adnan Saygun ile birlikte Anadolu'yu dolaşmış ve özellikle Osmaniye yöresindeki türküleri birlikte notalamışlardı.

Nazilere karşı olduğu için Avupa'dan ayrılan Bartok'un ABD'ye göçettikten sonra hiçbir zaman kendini orada rahat hissetmediği ve yeni şeyler yazmakta zorlandığı biliniyor.

New York'ta kemik kanserinden ölen Bartok'un naaşı Macaristan'da komünizmin sona ermesinden sonra New York'Tan, Budapeşte'ye gönderilmiş ve devlet töreni ile Farkasreti Mezarlığı'na gömülmüştü.
#440 - Ağustos 23 2010, 14:00:44
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Woody Allen: Sarkozy seti basmadı
ABD'li ünlü yönetmen Woody Allen, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin, filminde oynayan eşi Carla Bruni’yi kıskandığı için seti bastığına yönelik iddiaları yalanladı.


''Paris'te Geceyarısı'' (Midnight in Paris) adlı filminin çekimleri için Paris'te bulunan Woody Allen, İtalyan Corriere della Sera gazetesine telefonda verdiği röportajda, alan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin eşi Carla Bruni'yle çalışmanın çok kolay ve keyifli olduğunu söyledi.

Bruni'nin ''yeteneksizliği'' nedeniyle bazı sahnelerin çekimini 30 kez tekrarlamak zorunda kaldığı yönündeki iddiaları yalanlayan Allen, ''Bu iddialar sadece abartılı değil, ayrıca tamamen hayal ürünü. Gerçekle hiçbir ilgisi yok'' diye konuştu.

Carla Bruni'yle yapılan iki günlük çekimler sırasında 10'dan fazla tekrarlanan sahne olmadığını belirten Allen, ''Bayan Bruni sette oldukça profesyonel davrandı. Ona verdiğim rolü o kadar iyi oynadı ki her karesi filmde yer alacak, hiçbir şey atılmayacak" dedi.


SARKOZY SETİ BASTI MI?

Nicolas Sarkozy'nin, Owen Wilson ile Carla Bruni'nin yakınlaştığı bir sahnenin çekimleri sırasında kıskançlık krizi geçirip gece yarısı seti bastığı yönündeki iddiaları da yanıtlayan Woody Allen, sette bu tür bir skandal yaşanmadığını belirtti.

Allen, eşinin nasıl rol yaptığını merak eden Başkan'ın bir akşam çekimleri izlemek için sete geldiğini ve setin kenarında oturduğunu belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'e, eşinin repliklerini duyması için kulaklık verildiğini de ifade eden Allen, Başkan'ın oldukça memnun kaldığını söyledi.

Ünlü yönetmen, Bruni'nin rolünün gazetelerde iddia ettiği gibi ''sessiz'' olmadığını da sözlerine ekledi.

CAMİ PROJESİNE DESTEK

ABD Başkanı Barack Obama'nın, 11 Eylül terör saldırısında yıkılan ikiz kulelerin bulunduğu ve bugün ''sıfır noktası'' olarak adlandırılan yerin yakınında cami inşa etme projesine verdiği desteğe ilişkin de düşüncesi sorulan Woody Allen, ''Bu, demokrasimiz açısından büyük bir fikir'' dedi.

Bunun, Cumhuriyetçilerin savunduğu gibi terörizme yönelik bir destekmiş gibi algılanmaması gerektiğini vurgulayan Allen, ''Obama son derece Amerikanvari birşey yapıyor, herkesin din özgürlüğünü savunuyor'' diye konuştu.
#441 - Ağustos 23 2010, 14:01:47
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Almodovar ile Banderas yeniden
Oscar ödüllü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, yeni filmi için 23 Ağustos'ta motor diyecek. 10 milyon Euro bütçeli filmin başrol oyuncusu Antonio Banderas.


 İspanyolların Oscar ödüllü ünlü yönetmeni Pedro Almodovar, "La piel que habito" (Giyilen Deri) adlı yeni filminin çekimlerine 23 Ağustos'ta başlıyor.

En son 1990'da rol aldığı "Bağla Beni!" adlı filmden 20 yıl sonra tekrar Almodovar ile çalışacak olan ünlü İspanyol aktör Antonio Banderas, "La piel que habito" filminin baş rol oyuncusu olacak.

Profesyonel sinema kariyerine neredeyse Almodovar ile başlayan Banderas, geçmişte Almodovar'ın "Tutku Labirenti" (1982), "Matador" (1986), "Arzunun Kanunu" (1987), "Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar" (1988) adlı filmlerinde rol almıştı.


Çekimleri 11 hafta sürecek "La piel que habito" filminde, Banderas dışında Marisa Paredes, Elena Anaya, Jan Cornet, Robert Alamo gibi oyuncular rol alacak.

Bütçesi 10 milyon Euro olarak açıklanan filmin büyük bir bölümü, İspanya'nın kuzeybatısındaki Santiago de Compostela kenti çevresinde çekilecek.

2009 yılında hayatını kaybeden Fransız yazar Thierry Jonquet'in "Tarantula" adlı romanından esinlenerek sinemaya uyarlanan "La piel que habito", karısını bir trafik kazasında kaybeden ünlü bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.
#442 - Ağustos 23 2010, 14:02:27
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Örümcek Adam'ın sevgilisi kim olacak?
Yeni Spider Man’in çekimleri aralık ayında başlıyor. Andrew Garfield’in Peter Parker rolüyle kamera karşısına geçeceği filmde yeni Mary Jane'in kim olacağı merak konusu...
 Daha önce Tobey Maguire (Peter Parker) ve Kristen Dunst’ın (Mary Jane Watson) başrollerini oynadığı ‘Spider-Man’, aralık ayında ‘(500) Days of Sumer'la tanınan, Marc Webb tarafından tekrar çekiliyor.

‘The Other Boleyn Girl’ filmindeki rolüyle beğeni toplayan Andrew Garfield’ın Örümcek Adam’ı oynayacağı filmin kadın başrol oyuncusu ise henüz belirlenmedi.

Mary Jane’i canlandıracak adaylar arasında Ophelia Lovibond, Lilly Collins, Teresa Palmer, Emma Roberts ve Mary Elizabeth Winstead yer alıyor.

Adı henüz konmamış olan üç boyutlu yeni Örümcek Adam filmi Peter Parker'ın hikayesinin başlangıcını anlatacak. Çekimleri Aralık ayında başlayacak olan film, 2012 Temmuz'unda sinemalarda gösterime girecek.
#443 - Ağustos 23 2010, 14:12:49
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Cem Yılmaz 'Yahşi Doğu' ile geliyor
Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur ve Zafer Algöz'ün başrolünde yer aldığı 'Yahşi Batı'nın devamı 'Yahşi Doğu' geliyor. Kadroya Uğur Yücel de katıldı...


Cem Yılmaz'ın 2009 yapımı filmi 'Yahşi Batı'nın devamı 'Yahşi Doğu'nun çekimleri önümüzdeki günlerde başlayacak.

Filmin güçlü oyuncu kadrosuna usta oyuncu Uğur Yücel'in de katıldığı belirtildi. 'Yahşi Batı'nın kadrosunda Cem Yılmaz dışında Ozan Güven, Demet Evgar, Zafer Algöz, Özkan Uğur gibi isimler yer almıştı.

'Yahşi Batı' 2 milyon 322 bin 826 seyirci tarafından izlenmiş ve 20 milyon lira hasılat yapmıştı.


1800'lü yılların sonunda iki Osmanlı'nın, dönemin padişahı tarafından gönderildikleri Amerika görevi sırasında başlarına gelen olayların anlatıldığı komedi filminin sonunda kahramanlar Aziz Vefa ile Lemi Galip, Amerika’yı karıştırdıktan sonra, kendilerini bu seferde Osmanlı Devleti’nden başka bir hediye götürmek üzere Çin‘de buluyorlardı.

Yani 'Yahşi Doğu' maceranın kaldığı yerden, Çin’den devam edecek.
#444 - Ağustos 23 2010, 14:13:34
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Tron Efsanesi için gerisayım başladı
Walt Disney Pictures 'Tron Efsanesi’nin dünya çapındaki geri sayımını başlattı. Filmden 20+ dakikalık 3 boyutlu sahneler tüm dünyadaki seyircileri 'Tron Gecesi: 3 Boyutlu Bir Deneyim' ile sallayacak


 Tron Efsanesi 28 Ocak 2011’de gösterime girecek.

Geri sayım süresince her hafta Walt Disney Company, filmin dünya çapında gösterime girmesine hazırlık amacıyla film içeriği, ürünler ve duyuruların bulunduğu heyecan dolu yeni Tron etkinlikleri düzenleyecek. Etkinlikler arasında bir 'Tron Gecesi' de yer alıyor.

28 Ekim 2010’da düzenlenecek olan Tron Gecesi, dünya çapındaki seyircilere “Sistem”’e (Grid) ve Walt Disney Pictures’ın son teknoloji ürünü macerası “Tron Efsanesi “ dünyasına giren ilk kişiler olma fırsatı tanıyacak. Tron Gecesi’nde heyecanla beklenen

3 boyutlu sinema salonları heyecan dolu, daha önce hiç izlenmemiş olan 3 boyutlu sahneleri özel gösterimle sunacak.

Walt Disney Studios Motion Pictures Prodüksiyon Başkanı Sean Bailey, “Hayranlara Tron Efsanesi’nin önceden 3 boyutlu özel bir gösterimini izletebilmek çok heyecan verici. Tüm dünyadaki izleyicilerin, yönetmen Joe Kosinski’nin yarattığı görsel açıdan çarpıcı ve teknoloji harikası dünyayı tecrübe etmeleri için sabırsızlanıyoruz” dedi.

28 Ekim’deki Tron Gecesi etkinlikleri ücretsiz gerçekleştirilecek.Türkiye’de ise www.ntvmsnbc.com işbirliğiyle Tron Gecesi gösterimleri AFM İstinyePark ve Cinebonus Nautilus Sinemaları’nda seyirciyle buluşacak.Gösterime katılım, www.ntvmsnbc.com'a ilk başvurana hizmet önceliği esasıyla dağıtılacak.

“Tron Salıları”— gösterim gününe kadar 10 hafta boyunca her Salı, yeni özel videolar ve film görüntüleri, kamera arkası görüntüler, fragmanlar da dahil olmak üzere, tüm dünyada internet ortamlarında ve belirlenmiş yayın organlarında yayınlanacak. “Tron Salıları” ile ilgili en son haberleri almak için disney.com ve facebook.com/TRON adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

MÜZİKLER DAFT PUNK'TAN
• EMI Türkiye, müziklerini Fransız elektronik müzik ikilisi Daft Punk’ın yaptığı Tron Efsanesi resmi film müziklerini 26 Kasım’da piyasaya sürecek.

• Disney Tüketim Tüketim Ürünleri Aralık ortasından itibaren Aralık ortasından itibaren Tron Efsanesi ürünlerini çeşitli kategorilerde (oyuncak, ev tekstili, giyim, yayıncılık gibi...) raflara çıkartıyor olacak.

Mobil içerikleri ise Aralık ayı itibariyle tüketicilerle buluşacak. Mobil içerikler ise Aralık ayından itibaren tüketicilerle buluşuyor olacak.

• 7 Aralık'ta Disney Interaktif Stüdyoları bir sonraki neslin bilgisayar oyunu, “Tron Evrim”ini tüm oyun konsollarında, Windows PC’de ve el bilgisayarlarında piyasaya sürecek.

• 6 Ocak 2011’de ise Disney Interaktif Stüdyoları bir sonraki neslin bilgisayar oyunu, “TRON Evrim”ini tüm oyun konsollarında, Windows PC’de ve el bilgisayarlarında piyasaya sürecek.

FİLM HAKKINDA...
“TRON Efsanesi” daha önce beyazperdede benzeri görülmemiş 3 boyutlu aksiyon dolu bir dijital dünyada geçiyor. Bir zamanlar dünyanın en ünlü bilgisayar oyunlarını yapan Kevin Flynn’in (Oscar ve Altın Küre ödüllü Jeff Bridges) gizemli kayboluşu, 27 yaşındaki asi oğlu Sam Flynn’in (Garrett Hedlund) peşini bırakmamaktadır. Sam, Flynn’s Arcade’den yalnızca babasının kendisine yollayabileceği tuhaf bir sinyali araştırırken, kendisini 20 yıldır Kevin’ın hapsolduğu dünyada bulur. Korkusuz savaşçı Quorra’nın (Olivia Wilde) yardımıyla, baba ve oğul görsel olarak –Kevin’in yarattığı- çarpıcı bir evrende bir ölüm kalım yolculuğuna çıkarlar. Bu evren, daha önce hayal bile edilmemiş araçlar, silahlar, mekânlar ve ayrıca onların kaçmasını önlemek için her şeyi yapabilecek zalim bir adamın da olduğu çok daha gelişmiş bir evren hâlini almıştır.

“Tron Efsanesi”nin yönetmeni Joseph Kosinski, senaristleri Eddy Kitsis ve Adam Horowitz. Karakterler Steven Lisberger ve Bonnie MacBird tarafından yaratıldı. Disney Digital 3D tarafından sunulan ve müziklerini Grammy Ödüllü elektronik müzik ikilisi Daft Punk’ın yaptığı “Tron Efsanesi” 28 Ocak 2011’de sinemalarda.
#445 - Ekim 16 2010, 11:29:35
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Altın Portakal'ın en iyisi 'Çoğunluk'
47. Antalya Altın Portakal Film Festivali ödülleri düzenlenen kapanış töreniyle sahiplerini buldu. Seren Yüce'nin 'Çoğunluk' adlı filmi en iyi yönetmen ve en iyi film ödüllerinin sahibi oldu.

47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde tüm dallarda ödül kazanan sanatçılar ve eserler açıklandı.

Türkiye'nin en uzun soluklu sanat etkinliği olan Altın Portakal Film Festivali'nin 47'ncisi Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi'nde düzenlenen Kapanış ve Ödül Töreni ile sona erdi.

Seren Yüce'nin 'Çoğunluk' filmi en iyi yönetmen ve en iyi film ödüllerinin sahibi oldu.


En iyi belgesel ödülünü 'Anadolu'nun Son Göçerleri' belgeseliyle Yüksel Aksu'nun kazandığı gecede, en iyi yardımcı erkek oyuncu, 'Kavşak' filmiyle Cengiz Bozkurt ve 'Saç' filmiyle Rıza Akın seçildi.

En iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü 'Kağıt' filmiyle Ayşen Gruda'ya giderken, en iyi görüntü yönetmeni ödülü de 'Saç' ve 'Gişe Memuru' filmleriyle Ercan Özkan'ın oldu.

En iyi erkek oyuncu ödülü 'Gişe Memuru' filmiyle Serkan Ercan ve 'Çoğunluk' filmiyle Bartu Küçükçağlayan arasında paylaştırıldı.

En iyi kadın oyuncu ödülü ise 'Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak' filmindeki rolüyle Claudia Cardinale'ye verildi. Törende bulunmayan Cardinale'ye kazandığı ödül telefonla duyuruldu.

En iyi senaryo ödülü, 'Atlı Karınca' filmi ile İlksen Başarır ve Mert Fırat'a verilirken, en iyi ilk film ödülü de 'Gişe Memuru' filmiyle Tolga Karaçelik'e layık görüldü.

Jüri özel ödülünü Sedat Yılmaz'ın yönetmenliğini üstlendiği 'Press' filmi aldı.

Sunuculuğunu Ebru Akel ve Engin Altan Düzyatan'ın üstlendiği gecede, küçük bir konser veren Özcan Deniz ve Hüsnü Şenlendirici'ye Orhan Şallıel yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşlik etti.

En İyi İlk Film: ''Gişe Memuru''
En İyi Yönetmen: Seren Yüce (Çoğunluk)
En İyi Senaryo: Mert Fırat-İlksen Başarır ''Atlıkarınca''
En İyi Görüntü Yönetmeni: Ercan Özkan ''Saç'' ve ''Gişe Memuru''
En İyi Müzik: Mircan ''Karbeyaz''
En İyi Kadın Oyuncu: Claudia Cardinale ''Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak''
En İyi Erkek Oyuncu: Serkan Ercan ''Gişe Memuru'' ile Bartu Küçükçağlayan ''Çoğunluk''
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Ayşen Gruda ''Kağıt''
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Cengiz Bozkurt ''Kavşak'' ve Rıza Akın ''Saç''
En İyi Kurgu: Aylin Zoi Tinel ''Gölgeler ve Suretler''
En İyi Sanat Yönetmeni: Nihat Düşko ''Hayde Bre''
Jüri Özel Ödülü: 'Press''
Behlül Dal Jüri Özel Ödülü: Aram Dilbar ''Press'' ile Zeynep Oral ''Atlıkarınca''
Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü: Elvan Albayrak Arca ''Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak''
Kent Konseyi Ödülü: ''Kavşak''
SİYAD Ödülleri:
Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması En İyi Film: ''Gölgeler ve Suretler''
Uluslararası Uzun Metrajlı Film Yarışması En İyi Film: ''Sineklik''

ULUSLARARASI UZUN METRAJLI FİLM YARIŞMASI ÖDÜLLERİ
En İyi Film: ''Güzel Bir Hayatı Düşlerken'' ve ''Tümen Nehri''
En İyi Yönetmen: Lancelot Von Naso ''Ateşkes''
En İyi Erkek Oyuncu: Nik Xhelilaj ''Arnavut''
En İyi Kadın Oyuncu: Emma Suarez ''Sineklik''
Gençlik Jürisi Ödülü: ''Vittorio Meydanı'nda Bir Asansörde Medeniyetler Çatışması''

DİĞER ÖDÜLLER
Halkın Portakalı: Son Helva (Karambol ekibi)
En İyi Belgesel: ''Anadolu'nun Son Göçerleri: Sarıkeçililer'' (Yüksel Aksu)
En İyi İlk Belgesel: ''Ofsayt'' (Reyan Tuvi), ''Herkes Uyurken'' (Erdem Murat Çelikler)
Belgesel Jüri Özel Ödülü: ''Ordu'da Bir Argonot'' (Rüya Arzu Köksal)
En İyi Kısa Film: ''Kar'' (Erol Mintaş)
Kısa Film Övgüye Değer Jüri Özel Ödülü: ''Dönüşü Olmayan Yolculuk'' (Güçlü Yaman)
Dijital Film Akademisi: ''Bisiklet'' (Serhat Karaaslan) ve ''Teneke'' (Bora Yüksel)
#446 - Ekim 16 2010, 11:30:35
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.