Alternatifim Cafe

Zeki Müren

Discussion started on Türk Sanat Müziği

Bursa'da başladığı orta öğrenimini İstanbul'da Boğaziçi Lisesi'nde tamamladı. İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pekçok kez sergiledi.

Zeki Müren, Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usül dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken Agopos Efendi (sinema yönetmeni ve senaryo yazan Arşavir Alyanak'ın babası) ile udi Kirkor'dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan yararlandı.

1950'de sınavla İstanbul radyosu'na girdi. İstanbul radyosunda 1951'de, canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bundan sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak okumaya başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.

Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar'ın "Bir muhabbet kuşu" güfteli şarkısıdır. Müren 1955'te "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü[1] kazandı.

Zeki Müren Türkiye'de en çok konser veren ses sanatçısıdır. Bir yılda yüz konser verdiği dönemler olmuştur. Kendisine 'sanat güneşi' ünvanı verilmiştir. Yabancı ülkelerde de birçok konser vermiştir.

1958 yılında yedek subay olarak İstanbul Ordu Temsil Bürosu'nda askerliğini yaptı.
Müzik hayatı [değiştir]

İki yüz dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen" (nihavend), "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur.Unutulmaz Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne almıştır.

Zeki Müren 1954'te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticari başarı kazanan bu filmden sonra şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği on sekiz filmde daha oynadı. 1955'te de Arena Tiyatrosu'nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda da baş roldeki oyuncuydu. Ayrıca 'Bıldırcın Yağmuru' isimli bir şiir kitabı da vardır.

Zeki Müren hakkında en az yazılan ve tartışılan bir görüşe göre kendisi ABD'nin çok tanınmış pianistlerinden Wladziu Valentino Liberace'yi taklit etmekteydi. Gerek saç şekli gerekse konserlerindeki giysi seçimlerine bakılırsa bu benzerliği ve taklidi inkar etmek imkansıza yakındır. Yine iddia edilen odur ki kendisi Wladziu Valentino Liberace'nin tarzını Ferdi Özbeğen'e telkin etmiş ve uyarlamış ve böylece ülkemizde bir ilk, pianist-şantör kavramı yerleşmiştir. Öyle ki, hayatı boyunca kendisine "Zeki Bey" veya "Paşa" diye hitap edilmiş ve kendisi de bunun böyle olmasını istemiştir.
Son dönemler [değiştir]

Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı. Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı. 24 Eylül 1996 Salı günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Cenazesi görülmemiş bir halk kalabalığının katılmasıyla büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa'da Emirsultan mezarlığındadır.

Vasiyetinde mirasının en büyük bölümünü Mehmetçik Vakfı'na bıraktı.

(*) Resmi doğum tarihi 1931 yılı olsa da, Zeki Müren 1933 yılında doğmuştur. O yıllarda ortaokula 12 yaşında başlanabildiği için ortaokula erken gidebilmek için yaşını büyütmek durumunda kalmıştır.
#1 - Eylül 18 2009, 03:02:24
Kimseyi tanıyamıyorum. Daha doğrusu kendimi tanıyamıyorum . Ben kimimki sizleri tanıyayım.

Zeki Müren ve rock ?
Hmm.
#2 - Eylül 18 2009, 03:09:12

Eskidir, iyidir, güzeldir ama yok yahu, ben göremiyorum O'nda güneşliği. Alıp götürmüyor yani sesi, işlemiyor bünyeme. Ama tabii saygımız sonsuz, +rep.
#3 - Eylül 18 2009, 13:30:19
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Hevai

''Beklenen Şarkı'', ''Azize'',''Kıskanırım seni ben'' beni benden alıp götürür uzaklara.
Kendimi bildim bileli Zeki Müren dinlerim babam sayesinde. Özellikle bu aralar çok dinler oldum.
#4 - Eylül 22 2009, 18:34:42
« Son Düzenleme: Eylül 22 2009, 18:36:00 Gönderen: _Vaveyla_ »

Gökbige

Severim arkadaşım. Evet, çok severim şarkılarını. Türk Sanat Müziği'ne adını kazıtmıştır. Şarkıları aşkı en deli anlatan şarkılardır.
#5 - Eylül 22 2009, 21:14:06

düş #

Yazdığı şiirlerde pek bi güzelmiş. =)

yıldızları gökyüzünde sever aşıklar
ben, hepsi düşsünler isterim, tek tek...
muradım seni dilemek...
#6 - Ekim 10 2009, 16:11:35

Tuti-i Mucize Guyem'i en iyi Zeki Müren söyler.
#7 - Nisan 16 2010, 22:04:28
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
 

Zeitgeist

Her gün bu adamın şarkılarıyla uyanıyorum annem sağolsun. İster istemez çoğu şarkısını ezberledim bu sebeple. Mutsuz muyum? Hayır.
#8 - Nisan 16 2010, 22:48:24

Hafız söler,ben dinler,zeki de vokal yapar.
#9 - Nisan 19 2010, 15:26:14
''  Kaybedecek neyin var,ihtimalinden başka...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.