Hayatın kuklaları,
Zamanın manevraları.
Kendine asla söyleyemediğin gerçekler.
Yalanlar, yalanlar…
Buruk bir tat veren.
Gerçeklik düzeyi kanıtlananlar.
Kurtuluş diye bir olay yok.
Hayat iplerini bırakmıyor.
Önce omuzların havaya kalkıyor
Sonra kollar ve bacaklar.
Bir ileri bir geri,
Aşağı ve yukarı...
Çizgin belli değil, düzlemin onun ellerinde.
Sahibin hayat
Diyor ki;
Tüm geçmişini yırtıp at!
Karanlıkları kuyuya dök, ıslansın.
Bazı acıları serinletmek lazım.
Olmuyor, olmuyor!
Karanlıklar ölünce beyazlar yalnız kalıyor.
Tertemiz ruhlara renk(!) lazım.
Sanırım ıslak karanlıklar ruhları kendine getirir.
Foş ve derin sessizlik.
Ardından alt düzeyde bir reenkarnasyon.
Sus, otur, yürü ve konuş, piyon!
Kavramsal bir boşluk.
Nokta.