Sana dayanmışken,
Falım fallanmışken,
Umut bedeni sarmışken,
Tam da inanmışken,
Gel!
Dilde tüy bitmeden,
Gücüm tükenmeden,
Boynum bükülmeden,
Gönül süzülmeden,
Gel!
Toprağım kurumadan,
Hasat solmadan,
Ekinim kararmadan,
Köklerim kaybolmadan,
Gel!
Yaram kabuk iken,
Sözüm söz iken,
Gelmelere teşne iken,
Daha vakit var iken,
Gel!
Zaman dolmadan,
Saatler durmadan,
Yolum sonu bulmadan,
Ayaklarım yorulmadan,
Gel!
Anılarım peşime düşmeden,
Geceler gündüze koşmadan,
Sevinç hüzne sarılmadan,
Gözlerim yaşa susamadan,
Gel!
Ruhum kıyafetini bulamamışken,
Gözlere nem düşmemişken,
Ayaklarım yolunu çizememişken,
Ellerim rüzgârı yememişken,
Gel!
Gönül kuşu uçmadan,
Dalları mesken tutmadan,
Adın dilimde dolaşırken,
Sesin kulağımda çınlarken,
Gel!
Saman olup yanmadan,
Yanmaya merak salmadan,
Ateşe gönül vermeden,
Küllere hasret kalmadan,
Gel!
Gel! dememi beklemeden,
Git! diyeceğimi düşünmeden,
Gel-git' leri soy üzerinden,
Ruhunu bana soyda gel.
Gel be huzur-u aşk!
Gel!
Gel Ey Seher! diye başlayan şarkılar gibi değil bende ki çağırış,
Biraz sesini yükseltir gönül,
Haddini aşar, yaptığı en fazla şey haykırış!
Burcu Oğuz- 103nisan2bin10