Alternatifim Cafe

Gözyaşı döken iki korsan

Discussion started on Hikâye ve Denemeler..

aşkın yolunda dizlerin yamalanırken
düşün…
yaşam, akıp giderken parmak uçlarından ıslık gibi
hafif,
hafif bir rüzgâr gibi kulak memelerini okşarken sevgilinin dudakları,
düşün…
düşün, sağlam bir randevudan köpüklü kahveni yudumlarken yutkunduğun sözlerini..


söyleyemediğin onca şey yumruk gibi büyürken yüreğinin atar damarlarına komşu yerinde, gözlerinden süzülen yaşın, yeni yaşın olabileceğini hesaba katmadan, dilinde söndürdüğün izmaritlerin suskunluğunun adı olduğunu,
düşün…

aynı havayı soluduğun insanlarla
yine aynı evrenin bir yerinde köşe kapmacılık oynarken hissettiğin ödeşmişlik duygusunun bir gün mutlu aşk rolünde karşına çıkacağını,
cüzdanının kartlıklarına sevdiğinin vesikalık resmini yerleştirirken damağında ıslanan hazzın, yine bir gün seni sırılsıklam ıslatacağını, sıtmaya tutulmuş parmaklarından birkaç aşk sözcüğü dökülsün diye odanın ışığını kapattığını, ve yine aynı gece, gizliden içtiğin sigaranın seni bir gün o karanlığa hapsedeceğini bile bile çektiğini içine;
düşün..



onsuzluğun yarattığı siste ne ola ki?
bir şiir vardı der geçersin…
gün gelir
bir başka mevsimde karşılaşırsın
ya kan içinde
ya ter…
ne zaman solgunlaşırsa dalgın bakışlarımız
o vakit düşmez mi gözlerimizin önüne sevdiğin
sevdiğim
sevdiklerimiz…


anlatılamamış zamanları yazmıyor muydu tarih?
ihanet,
ölüme benzer yanıyla,
fazlasıyla soğuk değil miydi?
bir kolu kırık mutluluklarının yerini protez gülümsemeler alırken
küçülmüyor muydu düş okyanusların?
her şey birer birer hayal olurken hem de!
hem de onca hayali bir kutuya sığdırmak zorundayken…
anlıyor musun bilmiyorum ama, bir önceki gün gördüğün yeşil otobüs durakları artık yok. tophanede içtiğin nargileyi süsleyen sohbetler de yok…
liseli aşklarımızı da
yıldızların altında
mehtaba çıkarken kaybettik.
kimsenin bilmediği rutubet kokan izbe köşelerinde pazarlandılar
ama bil ki
bir onlar anlatamıyor artık
yıldızların altında
mehtaba çıkarken öptüğümüz dudakları…

göz bebeklerinin derinliklerinde çarpışan kahverengi iki korsan düşün
birbirini yaralayan…
sen uyurken üstlerine çöken karanlığı fırsat bilen, sabaha kadar göz yaşı döken iki korsan (!)
düşün, bir rüyayı emanet ettiğin
sonra büyük fırtınalarda kaybettiğin
uyanınca
işte bu yüzden hatırlayamadığın gerçekleri (!)


sevişmek için yaratılmamış dudakların ayrıldığı yere bırakılan küçük notlar gibi yaşamın artık…
hadi uyan,
aynı havayı seninle birlikte solumaya hazır bedenler öldürülmeden.
ve düşün sağlam bir randevudan köpüklü kahveni yudumlarken yutkunduğun sözlerini..



Kaan Özer
#1 - Mart 09 2009, 19:45:14
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.