Alternatifim Cafe

Trip Hop Nedir?

Discussion started on Trip Hop

Trip Hop dosyası

Elektronik müziğe bugüne dek bulaşmadıysanız, öncelikle “Hangi dünyada yaşıyorsunuz siz kuzum?” demeliyiz, yoksa içimizde kalır. Gerçek şu ki, “Speed garage’dan ziyade tech house dinliyorum” diyecek kadar ukala, en hip mekanların birinden ötekine sekmek için hafta sonunu sabırsızlıkla bekleyecek kadar yerinde duramayan bir dinleyici değilseniz, biraz yardıma ihtiyacınız var. Progressive trance’den girip endüstriyel techno’dan çıkmak niyetindeyiz, ancak acele etmeyelim, her şeyin bir sırası var. Isınma turlarını trip hop ile atacağız. Yazıda geçen isimlerden birkaç şarkı download etmek size yardımcı olabilir.

Trip hop nedir?

En başta bunu açıklamalıyız. Trip hop, acid jazz, hip hop ve breakbeat’in bir karışımı. Kışkırtıcı, bazen tüy gibi hafif, bazen ruhunuzu karartacak kadar ağır, duygusal, derin ve seksi bir müzik. Karakteristik özellikleri temposunun yavaş olması (genelde dakikada 120 vuruştan, yani 120 bpm’den az), piyano, saksofon ya da trompet gibi nefesli çalgılar, kontrbas gibi akustik enstrümanların kullanılması, karanlık ve minimalist bir orkestrasyon, melankolik bir ruh hali diyebiliriz. Vurucu kadın vokaller ise kaçınılmaz. Eski politik konuşmalar, film ya da radyo yayınları gibi medya arşivlerinden sample’lar kullanmak da oldukça sık görülen bir durum. Aslında trip hop şöyledir böyledir demek oldukça güç, çünkü biçimden biçime girmeye müsait; müzisyenin duygusal durumuna göre rahatlıkla bambaşka türlere benzeyebiliyor. Bazı grupları dinlerken ayaklarınızla ritm tutmamak mümkün değilken, bazıları kan basıncınızı düşürebiliyor.

Biçimden biçime girme konusundan bahsetmiştik. Yumuşak yaylılar, uysal davullar, alttan tatlı tatlı duyulan baslar ve fısıldayan kasvetli kadın vokallerden müteşekkil trip hop şarkıları olabildiği gibi, gürültülü, “sıkıysa al bakalım” tavırlı turntable’lı, bas temelli, hip hop vuruşlu ve erkek rap vokalli daha hırçın örnekler de hiç de az değil. Aslında bu ikisinin verimli bir kırması ideal trip hop olarak nitelenebilir.

Hicranla yanar şu kalbim…

Trip hop’u içinde barındırdığı ruh ve sunduğu mesajlar yönünden de ele alabiliriz. Trip hop liriklerinin belirli bir konu üzerinde yoğunlaşma eğilimi olduğunu söylemek yanlış olacaksa da genellikle hissi meselelerin irdelendiği görülebilir. Genel olarak aşka ilgili duygular, aşkın kaybedilmesi, ilişkiler, şehir hayatının yarattığı sıkıntılar favori konular gibi görünüyor. Konuların ele alınışı da kasvetli, sıkıntı verici ve pişmanlık dolu oluyor genelde. Elbette trip hop’un, sadece bütün gece uyumayan kırık kalplerin depresyonun farklı aşamalarında gezinirken dinledikleri müzik olduğu gibi bir genelleme yapmak hatalı olur, ama böyle bir tablonun ideal fon müziği olduğunu inkar edemeyiz. Hayatın iyi anlarını, yaşanması gereken deneyimlerini konu alan gruplar da var elbette, ama onların albümlerinde bile en az birkaç tane “giden aşk büyük olur” konulu şarkı mutlaka mevcut. Bizim kısaca mutlu ve mutsuz olarak yapabileceğimiz ayrımın esası “terrified” ve “non-terrified”. Ancak dikkat ederseniz pozitif müzik yapıyor gibi görünen Morcheeba gibi grupların şarkılarının altyapıları ve sözleri haddinden fazla karanlıktır.

Yaşımız tutuyor mu?

Şimdi trip hop’un tarihi hakkında birkaç şey söyleyelim. ‘90’ların başlarına gidelim şöyle bir. 1990’dan önce de Wild Bunch ve Smith&Mighty gibi gruplardan söz edilebilir. Ancak ‘90’ların başları kesinlikle bu müzikte bir dönüm noktasıdır. Cup of Tea, Ninja Tune, Mo Wax gibi plak şirketleri downtempo, lo-fi, dub gibi yeni türlere ait plaklar çıkarmaya başlamış, elektronik müzik bir anlamda çiçek açmıştır. O sıralarda bu müziğin seyreltilmiş melodik hip hop olarak anıldığını söyleyebiliriz. Bir süre “Bristol hip hopu” olarak isimlendirildikten sonra, 1995 civarlarında İngiliz müzik endüstrisi artık bu müziğin kendine özgü bir ismi olması gerektiğini düşünür ve trip hop ismi ortaya çıkar. Neden ‘trip’ ve neden ‘hop’ olduğu konuları çok açık sanırız.

İsim vermek gerekirse…

İlk ve en önemli trip hop grupları / projeleri olarak Smith & Mighty, Dj Shadow, Portishead ve Massive Attack isimlerini saymamız gerek. Massive Attack’in kurucu üyelerinden olan ve sonra solo çalışmaya başlayan Tricky de bu isimlere eklenmeli hatta. Massive Attack’in ilk albümü “Blue Lines” hala en başarılı debut albümlerden biri sayılır. Smith & Mighty elektronik/dub akımından, Dj Shadow turntable/mc akımından, Portishead cazdan ve Massive Attack elektronik akımından etkilenmişti. Tricky ise hip hop/rap’e yakın duruyordu. Bu beş isim, trip hop’un temellerini attılar, bir anlamda trip hop’u yarattılar. Bu isimlerin ortak özelliği, hepsinin Londra’ya 150 km kadar uzakta bulunan Bristol adlı bir şehirde yaşıyor olmalarıydı. Bu yüzden trip hop “Bristol Sound” olarak da anılır ve Bristol müzikseverlerin kutsal şehirlerinden biridir. Bristol’un pek de güzel olmayan kasvetli bir şehir olması orada yaşayanlar için talihsiz bir durum olsa da, müzikal anlamda gayet iyi bir durum gördüğünüz gibi. Bu grupların neden hep birbiriyle alakalı olduğu da (Wild Bunch, Massive Attack ile Tricky’nin ortak çalışmasıydı, Blue Lines’ın prodüksiyonuna Portishead’ın Geoff Borrow’u yardım etmişti vs vs) böylece açığa çıkıyor.

Tamam, sevdim, istiyorum…

Trip hop’a bir yerinden bulaşmak için türün klasiklerinden başlamak gerekiyor. Massive Attack - Mezzanine, Portishead – Dummy, Tricky – Maxinquaye klasiklerin kutsal üçlemesi olarak nitelenebilecek albümler. Bunların dışında Archive, Dj Shadow, Hooverphonic , Sneaker Pimps, Gus Gus, Goldfrapp, Dj Krush, Attica Blues, Coldcut, Baby Fox, Dj Cam, Esthero, Emiliana Torrini, Fishman, Lamb ve Morcheeba türün öncüleri sayılabilir. Alpha, Mandalay, Mari Mari, Mono, The Aloof, Cibo Matto gibi önemli isimler de vardır ama bunları “post trip hop” olarak anmak daha doğru gibi geliyor bize, çünkü bu grupların müziklerinde ambience, R&B, brit-hop, breakbeat, drum n'bass, acid jazz, new age gibi türlerin etkileri yoğun olarak hissetmek mümkün.

Yazımızdan sonra kendinizi trip hop’a yakın hissettiyseniz, “Hah bu sound beni anlatıyor” diyorsanız üstte adı geçen grupları en yakın müzik marketinizden veya internetten edinmeye çalışın, bize müteşekkir kalacaksınız, hatta “Daha yok mu?” diyeceksiniz
#1 - Ağustos 24 2008, 15:22:00
« Son Düzenleme: Kasım 15 2009, 22:19:51 Gönderen: Lalena »
Bu içindeki; olmayan beyninin değil aşk'sızlıktan guruldayan midenin sesi.
Sana hayvan dediğimde hayvanlar alınmıyor da sendeki bu tavır neyin nesi ?!


sürmeli çocuk

ilk defa duydum desem yalan olmaz (6)
#2 - Ağustos 24 2008, 23:09:15

Güzellikler geç farkedilir :D
Harbi süper bişi yaa...
#3 - Kasım 22 2008, 15:57:47

Evet Bn de ilk defa duyuyorum ..
#4 - Şubat 27 2009, 16:40:26

kolo bir kere triphop tarzında yapmayı düşünüyorum demeseydi,benim bu konuda işim yoktu;)
#5 - Mayıs 30 2009, 00:56:12
yağma yağmur sağnak,bu sağnak için yok sığınak!

You never walk alone.
#6 - Kasım 15 2014, 11:39:05

sabunkopugu

Trip Hop dosyası

Elektronik müziğe bugüne dek bulaşmadıysanız, öncelikle “Hangi dünyada yaşıyorsunuz siz kuzum?” demeliyiz, yoksa içimizde kalır. Gerçek şu ki, “Speed garage’dan ziyade tech house dinliyorum” diyecek kadar ukala, en hip mekanların birinden ötekine sekmek için hafta sonunu sabırsızlıkla bekleyecek kadar yerinde duramayan bir dinleyici değilseniz, biraz yardıma ihtiyacınız var. Progressive trance’den girip endüstriyel techno’dan çıkmak niyetindeyiz, ancak acele etmeyelim, her şeyin bir sırası var. Isınma turlarını trip hop ile atacağız. Yazıda geçen isimlerden birkaç şarkı download etmek size yardımcı olabilir.

Trip hop nedir?

En başta bunu açıklamalıyız. Trip hop, acid jazz, hip hop ve breakbeat’in bir karışımı. Kışkırtıcı, bazen tüy gibi hafif, bazen ruhunuzu karartacak kadar ağır, duygusal, derin ve seksi bir müzik. Karakteristik özellikleri temposunun yavaş olması (genelde dakikada 120 vuruştan, yani 120 bpm’den az), piyano, saksofon ya da trompet gibi nefesli çalgılar, kontrbas gibi akustik enstrümanların kullanılması, karanlık ve minimalist bir orkestrasyon, melankolik bir ruh hali diyebiliriz. Vurucu kadın vokaller ise kaçınılmaz. Eski politik konuşmalar, film ya da radyo yayınları gibi medya arşivlerinden sample’lar kullanmak da oldukça sık görülen bir durum. Aslında trip hop şöyledir böyledir demek oldukça güç, çünkü biçimden biçime girmeye müsait; müzisyenin duygusal durumuna göre rahatlıkla bambaşka türlere benzeyebiliyor. Bazı grupları dinlerken ayaklarınızla ritm tutmamak mümkün değilken, bazıları kan basıncınızı düşürebiliyor.

Biçimden biçime girme konusundan bahsetmiştik. Yumuşak yaylılar, uysal davullar, alttan tatlı tatlı duyulan baslar ve fısıldayan kasvetli kadın vokallerden müteşekkil trip hop şarkıları olabildiği gibi, gürültülü, “sıkıysa al bakalım” tavırlı turntable’lı, bas temelli, hip hop vuruşlu ve erkek rap vokalli daha hırçın örnekler de hiç de az değil. Aslında bu ikisinin verimli bir kırması ideal trip hop olarak nitelenebilir.

Hicranla yanar şu kalbim…

Trip hop’u içinde barındırdığı ruh ve sunduğu mesajlar yönünden de ele alabiliriz. Trip hop liriklerinin belirli bir konu üzerinde yoğunlaşma eğilimi olduğunu söylemek yanlış olacaksa da genellikle hissi meselelerin irdelendiği görülebilir. Genel olarak aşka ilgili duygular, aşkın kaybedilmesi, ilişkiler, şehir hayatının yarattığı sıkıntılar favori konular gibi görünüyor. Konuların ele alınışı da kasvetli, sıkıntı verici ve pişmanlık dolu oluyor genelde. Elbette trip hop’un, sadece bütün gece uyumayan kırık kalplerin depresyonun farklı aşamalarında gezinirken dinledikleri müzik olduğu gibi bir genelleme yapmak hatalı olur, ama böyle bir tablonun ideal fon müziği olduğunu inkar edemeyiz. Hayatın iyi anlarını, yaşanması gereken deneyimlerini konu alan gruplar da var elbette, ama onların albümlerinde bile en az birkaç tane “giden aşk büyük olur” konulu şarkı mutlaka mevcut. Bizim kısaca mutlu ve mutsuz olarak yapabileceğimiz ayrımın esası “terrified” ve “non-terrified”. Ancak dikkat ederseniz pozitif müzik yapıyor gibi görünen Morcheeba gibi grupların şarkılarının altyapıları ve sözleri haddinden fazla karanlıktır.

Yaşımız tutuyor mu?

Şimdi trip hop’un tarihi hakkında birkaç şey söyleyelim. ‘90’ların başlarına gidelim şöyle bir. 1990’dan önce de Wild Bunch ve Smith&Mighty gibi gruplardan söz edilebilir. Ancak ‘90’ların başları kesinlikle bu müzikte bir dönüm noktasıdır. Cup of Tea, Ninja Tune, Mo Wax gibi plak şirketleri downtempo, lo-fi, dub gibi yeni türlere ait plaklar çıkarmaya başlamış, elektronik müzik bir anlamda çiçek açmıştır. O sıralarda bu müziğin seyreltilmiş melodik hip hop olarak anıldığını söyleyebiliriz. Bir süre “Bristol hip hopu” olarak isimlendirildikten sonra, 1995 civarlarında İngiliz müzik endüstrisi artık bu müziğin kendine özgü bir ismi olması gerektiğini düşünür ve trip hop ismi ortaya çıkar. Neden ‘trip’ ve neden ‘hop’ olduğu konuları çok açık sanırız.

İsim vermek gerekirse…

İlk ve en önemli trip hop grupları / projeleri olarak Smith & Mighty, Dj Shadow, Portishead ve Massive Attack isimlerini saymamız gerek. Massive Attack’in kurucu üyelerinden olan ve sonra solo çalışmaya başlayan Tricky de bu isimlere eklenmeli hatta. Massive Attack’in ilk albümü “Blue Lines” hala en başarılı debut albümlerden biri sayılır. Smith & Mighty elektronik/dub akımından, Dj Shadow turntable/mc akımından, Portishead cazdan ve Massive Attack elektronik akımından etkilenmişti. Tricky ise hip hop/rap’e yakın duruyordu. Bu beş isim, trip hop’un temellerini attılar, bir anlamda trip hop’u yarattılar. Bu isimlerin ortak özelliği, hepsinin Londra’ya 150 km kadar uzakta bulunan Bristol adlı bir şehirde yaşıyor olmalarıydı. Bu yüzden trip hop “Bristol Sound” olarak da anılır ve Bristol müzikseverlerin kutsal şehirlerinden biridir. Bristol’un pek de güzel olmayan kasvetli bir şehir olması orada yaşayanlar için talihsiz bir durum olsa da, müzikal anlamda gayet iyi bir durum gördüğünüz gibi. Bu grupların neden hep birbiriyle alakalı olduğu da (Wild Bunch, Massive Attack ile Tricky’nin ortak çalışmasıydı, Blue Lines’ın prodüksiyonuna Portishead’ın Geoff Borrow’u yardım etmişti vs vs) böylece açığa çıkıyor.

Tamam, sevdim, istiyorum…

Trip hop’a bir yerinden bulaşmak için türün klasiklerinden başlamak gerekiyor. Massive Attack - Mezzanine, Portishead – Dummy, Tricky – Maxinquaye klasiklerin kutsal üçlemesi olarak nitelenebilecek albümler. Bunların dışında Archive, Dj Shadow, Hooverphonic , Sneaker Pimps, Gus Gus, Goldfrapp, Dj Krush, Attica Blues, Coldcut, Baby Fox, Dj Cam, Esthero, Emiliana Torrini, Fishman, Lamb ve Morcheeba türün öncüleri sayılabilir. Alpha, Mandalay, Mari Mari, Mono, The Aloof, Cibo Matto gibi önemli isimler de vardır ama bunları “post trip hop” olarak anmak daha doğru gibi geliyor bize, çünkü bu grupların müziklerinde ambience, R&B, brit-hop, breakbeat, drum n'bass, acid jazz, new age gibi türlerin etkileri yoğun olarak hissetmek mümkün.

Yazımızdan sonra kendinizi trip hop’a yakın hissettiyseniz, “Hah bu sound beni anlatıyor” diyorsanız üstte adı geçen grupları en yakın müzik marketinizden veya internetten edinmeye çalışın, bize müteşekkir kalacaksınız, hatta “Daha yok mu?” diyeceksiniz hd fondöten

aslında kulak aşinalığım vardı ama deneyebilecek kadar çok bilmiyordum daha doğrusu başlandıç için kimleri dinlemek istediğimi ya da dinlemem gerektiğini bilmiyordum oyüzden bu yazı çok yardımcı oldu, çok teşekkürlerrrr  :kisss
#7 - Ağustos 25 2015, 14:17:32

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.