İçki, uyuşturucu, erkekler, basılmalar - Lindsay Lohan 21.Yüzyıl’da tipik bir ünlünün yaşaması gereken hayatı yaşıyor.
21 yaşındaki aktris, yaşadığı her türlü olumsuzluğa rağmen “Benim işim oyunculuk. Yedi yaşımdan beri bunu yapıyorum ama insanlar nedense bunu görmüyor da yağmurda kayıp düşmüş halimle ilgileniyor” diye sızlanıyor.
Popüler olmak, daha da önemlisi popüler kalabilmek adına her türlü danışıklı dövüşü yapan ve tuvalette doğal ihtiyaçlarını giderirken bile ‘medyanın kendisini takip etmesini’ isteyen fakat sonrasında sanki bunların sorumlusu kendisi değilmiş gibi suçu başkalarına atan tipik bir ‘ünlü olma’ tutkunu Lohan.
Masumu oynayarak prim toplama arzusu İngiliz ergen kızlarını etkiliyor olabilir ama estetik ve sanatsal açıdan birikim sahibi insanları etkilemesi için “Ben Avrupa’nın kültürüne hayranım” diye boyundan büyük laflar etmek yetmez.
Lindsay Lohan’ın bu gerçeği öğreneceği günler de gelecek mi? Bekleyip göreceğiz, tabii bu arada yapacak daha iyi bir işimiz yoksa...
En son olarak bir İngiliz gazetesine verdiği röportajda Christa D'Souza adlı gazetecinin bütün çanak sorularına rağmen (söz konusu gazeteci bu aptallık senaryosunun yazarı mıydı yoksa sadece bir figüranı mı? Orasını da bilemiyoruz) Lindsay Lohan kendini gülünç duruma düşürme konusunda olağanüstü başarılı olmuş görünüyor.
Yazılanlara bakılırsa New York’ta yeni bir albüm kaydediyormuş, ama adı belli değil. Kendisi yeni bir televizyon dizisi çekecekmiş ama dizinin konsepti ve adı o kadar büyük bir sırmış ki bu henüz en yakın arkadaşlarına bile detaylarını vermemiş.
“Ünlü olmanın bedeli buymuş demek ki?” sorusuna sazan gibi atlayan Lohan’ın zeka seviyesi de verdiği cevaptan anlaşılıyor zaten: “Çok zor bu işler ama ne yaparsınız ki insanlar yapacaklarını yapıyor sonuçta..”
Zeka dolu cevaplarıyla bizleri şaşırtmaya devam eden Lohan “En iyi arkadaşınız kim?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Hmm, zor soru. Jeni en iyi arkadaşlarımdan biri. Bir diğeri de Patrick. Evet, Sam Ronson da var. Bir de Calvin Klein’daki arkadaşım Lauryn Flynn’ı unutmamak lazım. Londra’dayken Bryan Adams’a çok yakınım ah tabi bir de annem var en iyi arkadaşım”
En iyi arkadaşının kim olduğunu bilmekten aciz bu genç kadının hayatın herhangi bir şeyini doğru olarak bilmesi mümkün olabilir mi acaba diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Röportajın son cümlesi gene çocukça bir bönlükte dökülüyor Lohan’ın dudaklarından: “Bilirsiniz işte insanlar benim şöylşe veya böyle olduğumu düşünebilir. Ama ben kötü bir insan değilim, gerçekten değilim..”
