Alternatifim Cafe

''Can'' Sıkıntısı -Kendime Sitemim-

Discussion started on Sizden Gelenler

Çaresizlik denilen kara ve sinsi uykusuz gölge büyüdükçe, ışık ve güneşin savaşçıları siner kaya diplerine… Derken, damarlarda teneffüs edilen her oksijen tanesi birer zehir gibi umutsuzluğa yakar kendini…

Enerjisi, getirisi, verimi ümitsizlik, huzursuzluk olur…

Evvela, bütüncüllüğü, ebediliği temsil eden vatan toprağı üzerindeki toplum ile, ezelliği, bedelleri temsil eden arzın altındaki aziz şehitleri, büyük bir hüsran ağına düşürmek gereklidir…

Güven uyuşmuşluğunun ve sükunet halinin, acı veren düşüncelerden ürken ademlerin başına; dağıtılan damıtık ve kutsi! üç beş nasihat taneciğiyle, göğüs geremedikleri fukaralığın, sineye çekemedikleri haksızlığın görkemli lakırdılarında serpilmesi,
Esasında benlikleri, fikirleri ve kalpleri, samimiyetsiz ıslah etme (ehlileştirme!) emelinden ileri gelir…

Ertesinde ise;

Konuşmanın boğazları, sesleri, şükürcü yutkunluğu yırttığına,
Düşünmenin benliğe seri gelen ve güvenilir duran itikadı bozduğuna,
Gayretin, alın terinin emeği ve bereketi rüsvalaştırdığına,
Sorguların, yersiz ve densiz hatta hayasız kurguların oyuncağı olduğuna,
İnanmanın, çağı başlar …
#26 - Haziran 03 2008, 15:57:26
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Çok özledim seni.. Ama gelip te bunu yüzüne söylemeye yüzüm yok artık.
Uzaktan izlediğimle yetinicem seni, resimlerinle avunucuam
Eğer dayanamaz feryad ederse kalbim, bi yolunu bulup onu susturucam.
Kalbine giden yolda, hani o durdurduğun tehlikeli kavşakta, yeşil ışığı yakmadığın sürece ben ayağımı gaz pedalına yaklaştırmıycam.
Dedim ya, Uzaktan dokunucam sana..
Sanma ki diğerleri gibiyim veya, veya ben o klişeler içinde kaybolmuş, boşa doluya sıkan bir gencim.
Hayır, emin ol ki değilim..
Sen bana 'ufuğa bak ama geri dönmiycem' desen de ben seni yine beklerim.
Kalbim sustu evet, sen dedin ve sustu..
Ama her an sesini duyurmaya programlandı, öyle ayarlandı..
Ne kadar karışık olduğumu bilsen keşke..
Fırtınalar arasından çıkıp gelsem, sen aynı yerde bekler misin ? sorusuyla yanıp tutuşan ben..
Deli dolu olan ben artık yarım kalmış gibi..
Neyse.. saatin kaç olduğunu bilmeden..
5 e 20 varken, sen yine o kurmaktan vazgeçemediğim düşümün prensesi...
Tek bilmeni istediğim, sen ne desen ve ne yapsan da ben seni herzamanki yerimde bekliyor olucam.
#27 - Ağustos 15 2008, 04:41:58
« Son Düzenleme: Aralık 07 2010, 01:50:36 Gönderen: Tylers »
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

müthişsin... :okey herkes yazamaz böyle şeyleri mesela ben  :Ç
#28 - Ağustos 15 2008, 05:21:20
İmzanız kural dışı.

genelde şiirleri pek sevmem ama güzel kusuyorsun sen (6)
#29 - Ağustos 17 2008, 13:39:40
Hayat aslında basittir, zorlandığında bas ittir olmuyosa hasss.. (6)

güzelmiş :D
#30 - Ağustos 17 2008, 14:41:13
lan yüzüme bakma malca konuşmuyorum arapça

Oyh ..
Daha yeni okudum. Çok güzel yazmışsın.



Çok özledim seni.. Ama gelip te bunu yüzüne söylemeye yüzüm yok artık.   Böhühüyy :(
...
#31 - Ağustos 17 2008, 14:47:46

Beğenmenize sevindim arkadaşlar =) .. Mutlu oldum şimdi bak..

Oyh ..
Daha yeni okudum. Çok güzel yazmışsın.



Çok özledim seni.. Ama gelip te bunu yüzüne söylemeye yüzüm yok artık.   Böhühüyy :(
...


Sağol Aysun'm..
--

Yine günün en absürt saatlerinden biri..
Ve yine ben seni düşünüyorum, gün doğumu daha yeni..
Aklıma geldikçe o gözlerin,
Uykumu kaçırır, sabahı beklerim..
Uykuyu unutur gözlerim, tavana bakar,
Düşümde özlerim seni, tavandaki boya akana kadar...
Sarar içimi yalnızlığın, gözlerim sığınacak bir liman arar..
Olmadı beklerim açık denizlerde, kalbim sana tekrar susar.
İçemem bir türlü, çekemem içime öyle güzel bir nefes..
Hevesle dolamaz kalbim..
Özgürlüğünü unutan bir kuşun bulunduğu yer gibi her yanım kafes..
Sabahı beklerim, gelmezsin. Gün batar yine yoksun ?
Sormazlar mı adama ''Can bunun peşinden niye koşsun ?''
'Aşk' derim soruya cevaben. 'Bırak' derler.. 'Anca böyle kendini avutsun'
Olsun =) Ben yine ağzımdan düşürmem o iki kelimeyi;
Aşk olsun...

#32 - Ağustos 22 2008, 06:37:14
« Son Düzenleme: Aralık 07 2010, 01:51:20 Gönderen: Tylers »
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Bir anlamı yoktu sanki hiçliğimin.
Manidar olan pek bir şey yoktu zaten bünyemde.
Yokluğu simgeler her yudumu içtiğimin.
Öylece sayıkladığım ismin künyemde..
Üzerimde anlamsız bakışlar..
Adama tren muamelesi gösterir tipler..
Ne desem boş.
Parçalanmış yüreğimden geriye kalan sıkıntılı hissiyatlar,
Pek bir şey çağrıştırmadığı için dökülmüyor artık cümleler..
Hissiz mi kaldım ne?
O da mı yitti, gitti elimden..
Çaresizliğim bana kalan demirbaş.
Kekeme misali yüreğim,
İki nefes anlatacak diye çırpınmakta.
Ne yapsam da dillendirsem bu ruhu?
Koparıp atsam künyeyi, silsem kalıntıları..
Ne işe yarar sanıyorsun ki?!
Ardından geçer üç beş gün..
Sonra yine burda dökersin can sıkıntılarını..
Olmayan canının sıkıntılarını.
Göçüp giden canının yarattığı hezeyanları..
Bir yerde, birilerinde kalan sızılarının sıkıntıları altına saklanır;
Sahte canınla bi sıkımlık yaşamaya devam edersin!
Canına yandığımın dünyasında cansızlığına yanar, sıkıntılarınla caz yaparsın!
Adını da cansızlığımın iç çekişleri / can sıkıntılarım, koyarsın.
...
..
.

He de geç misali, canına tak ediş hali, yitişin edebi meali ..






Tebrikler Can.. Kaleminin bu kadar anlamlı çizikler attığının yeni farkına vardım. Bu benim kusurum, affola. Başlığını görünce içimden gelenleri döktüm ben de.. Görüntü ya da gürültü kirliliğine sebebiyet vermem umarım.

İster sıkıntı anı, ister neşelenme anı.. 'Can'ını dişine tak, yaz. (:

Edit: Emeğine sağlık, uğraş meyvesi sonuçta.
#33 - Ağustos 26 2008, 01:43:03
« Son Düzenleme: Ağustos 26 2008, 01:47:14 Gönderen: _cAnDy_ »
||  İçimde bir yerde düello var, seyredaldı elalem.  ||

Hayat bazen sans vermez, vermiyo iste. Ya yanlis bi zamanda cikariyo karsina "o"nu ve biseyler icin gec kalinmis oluyo ya da yanlis insani cikariyo karsina, seni aslinda hic haketmeyeni* ve sevmeyi bi türlü beceremeyeni*. Ne tuhaf sonu olmadigini bile bile yine de vazgecememek. Karsindaki ne kadar "unut, sevme, olmaz" vs. dese de hic kolay degil biliyorum. Ama kalp iste, ne kadar söz gecirebilirsin ki?!.. O yüzden zamana birakiyoruz ya zaten bi cok seyi. O cözüyo bizim cözemediklerimizi. En azindan yavas yavas dindiriyo acilari. Bi gün tamamen de unutturur belki.
Aaaah bea su ask* ne kadar cok yakabiliyo insanin canini. Pooff..
Neyse sustum ben artik, sacmaladim sanirim gece gece =)

Ama susmadan önce yorumumuda yapiim, söz sonra tamamen suscam. =)
Can..
Harbi cok güzel yazmissin. Insan icindekileri ancak bu kadar güzel dökebilir kagida. Ellerine, emegine, yüregine saglik.

Aslında en olabilecek zamanda karşıma çıktı diyebilirim 'o' .. Neden dersen; şu aralar tam sevgiye aç olduğum veya sevgi saçmaya ihtiyaç duyduğum anlar onu düşünüp bir nebze doyurabilmekti amaç şu yüreğimi..
Kesinlikle o kişi haketmeyen değil gayette sonuna kadar sevilmeyi hakeden olmuştur hep .. En azından benim sevgimi ... =)
Bu arada saçmaladığın falan yok. Ben seni çok ama çok iyi anladım ve tabi ki sen de beni .. Çok sağol herşey için..

Bir anlamı yoktu sanki hiçliğimin.
Manidar olan pek bir şey yoktu zaten bünyemde.
Yokluğu simgeler her yudumu içtiğimin.
Öylece sayıkladığım ismin künyemde..
Üzerimde anlamsız bakışlar..
Adama tren muamelesi gösterir tipler..
Ne desem boş.
Parçalanmış yüreğimden geriye kalan sıkıntılı hissiyatlar,
Pek bir şey çağrıştırmadığı için dökülmüyor artık cümleler..
Hissiz mi kaldım ne?
O da mı yitti, gitti elimden..
Çaresizliğim bana kalan demirbaş.
Kekeme misali yüreğim,
İki nefes anlatacak diye çırpınmakta.
Ne yapsam da dillendirsem bu ruhu?
Koparıp atsam künyeyi, silsem kalıntıları..
Ne işe yarar sanıyorsun ki?!
Ardından geçer üç beş gün..
Sonra yine burda dökersin can sıkıntılarını..
Olmayan canının sıkıntılarını.
Göçüp giden canının yarattığı hezeyanları..
Bir yerde, birilerinde kalan sızılarının sıkıntıları altına saklanır;
Sahte canınla bi sıkımlık yaşamaya devam edersin!
Canına yandığımın dünyasında cansızlığına yanar, sıkıntılarınla caz yaparsın!
Adını da cansızlığımın iç çekişleri / can sıkıntılarım, koyarsın.
...
..
.

He de geç misali, canına tak ediş hali, yitişin edebi meali ..






Tebrikler Can.. Kaleminin bu kadar anlamlı çizikler attığının yeni farkına vardım. Bu benim kusurum, affola. Başlığını görünce içimden gelenleri döktüm ben de.. Görüntü ya da gürültü kirliliğine sebebiyet vermem umarım.

İster sıkıntı anı, ister neşelenme anı.. 'Can'ını dişine tak, yaz. (:

Edit: Emeğine sağlık, uğraş meyvesi sonuçta.

Elif bu nedir böyle ? Beni benden aldığının farkında mısın ? =) Aşırı derecede güzel dökmüşsün içini çok teşekkür ederim.
Şu kalemini kağıda olmasa bile illaki bir yerlere değdir. Çünkü mürekkebi çok ayrı bir renkte ve güzel..

Ayrıcana estağfirullah ne kusuru ? Ne kirliliği ? Bir daha görmiyeyim o tür yazılarını (6)
--

Bu sefer sizlere alıntı ama beni tam manasıyla anlatan bir şiiri sunuyorum.
Her kimse yazan, elinden öperim..

Sadece bir kez olsun
Ve hatta bir can sıkıntısında beni düşün...
De ki ...
'Gerçekten sevdi mi beni ?'
Hep cevapsız kalsın bu soru sende...
Ve hatta bir başka can sıkıntısında
Bana gel...
Hiç bir şey söyleme...
Tek bir sorum dahi olmasın sana
Tıpkı sana ihtiyacım olduğunda yaptığım gibi.
Kapatıp gözlerimi, sadece varlığını hissedeyim...
Sonra sen yine sus...
Hem ben zaten bilirim ki...
Susmaların hep gidişindir senin..
--

#34 - Ağustos 26 2008, 03:26:39
« Son Düzenleme: Ağustos 26 2008, 03:29:33 Gönderen: ~ туℓєя_ѕ ~ »
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Gerçekten çok güzel yazmışsın Can Abi (umarım Can Abi dememde bi sakınca yoktur :) ) Canı sıkıldığında daha iyi yazar insan. Ama bu kadar güzel yazılabileceği aklıma gelmezdi :) Bizi de bu yazılarından mahrum bırakmayıp buraya koyduğun için ayrıca teşekkür ederim sana :)
Her ne kadar canın sıkıldığında bu güzellikler ortaya çıkıyor olsa da umarım bir daha canını sıkacak bir olay olmaz.. =) Olursa da gene yaz, yaz ki içinde kalıp sana zarar vermesin..

Neyse fazla uzattım sanırım.. Tekrardan tebrikler Can Abi =)
#35 - Eylül 03 2008, 12:37:13

Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..
--

Ne yazsam.. Bilmiyorum.
İçimi dökücek kadar geniş harf kapasitesine sahip değil malesef bu site..

Bir insan en *** olduğun anlarda hep ne *** yiyeceğini bilemez. Hah işte tam o pozisyondayım bende.
Böyle biri çıksa gelse de hadi seni uzaklara götüreyim dese.. Kimseden habersiz, ıssız bir yere. Sonra orda seni bırakıp geri döneyim dese.
Şuan kabul etmmemem için bir neden yok sanırım..

Belki orda bi *** olabilirim. *** olamasam bile çabalarım. En azından *** gibi bir duyguyu içimde barındırmaz, *** kendi içinde yaşar, *** bütünleşebilirim. *** gibi bir duygu halinin acısını hissetmem, *** bağışıklık kazanırdım.
Böyle *** bi hayal benimki de..

#36 - Eylül 03 2008, 23:57:59
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Öyle *** bir halet-i ruhiye, melankoli gecelerinde. Elini uzatıyor keder, bir yudum hüzün avuç içinde;
İçsem, işleyecek içerime. Gitsem, öleceğim o an içinde. Kalsam, doyacağım serzenişe.

Hal çare?

Gece, üstüme gelme.





Canım devam eyle, selametle.
#37 - Eylül 04 2008, 00:28:15

Vay be bunları sen mi yazdın? Çok güzelmiş Çok begendim ve seni kusturan da nasıl biriymiş böyle .
#38 - Eylül 04 2008, 00:30:55
Allah'ın BİLDİĞİNİ VARSIN KULLARIDA BILSIN....

Öyle *** bir halet-i ruhiye, melankoli gecelerinde. Elini uzatıyor keder, bir yudum hüzün avuç içinde;
İçsem, işleyecek içerime. Gitsem, öleceğim o an içinde. Kalsam, doyacağım serzenişe.

Hal çare?

Gece, üstüme gelme.





Canım devam eyle, selametle.
*** bir halet-i ruhiye ile girdiğim için siteye *** harici kelimelerin fazla olmasını da pek tabii düşünmemek gerekli. Zira güzel şeylerden, temiz şeylerden bahsedebilmek için önce o halet-i ruhiyeden bir an önce kaçmak lazım.

İsterim devam etmeyi canım ama ke??ke devam etmesem. Keşke şu ruh halimden çıkabilsem, unutabilsem. Anlatabildim dimi =)

Vay be bunları sen mi yazdın? Çok güzelmiş Çok begendim ve seni kusturan da nasıl biriymiş böyle .

Teşekkür ederim öncelikle
Evet kendi yazımsı şiirlerim ama 'vay'lık birşeyin olduğunu sanmıyorum. Çünkü ben ne mükemmel bir yazar ne de bir edebiyat aşığıyım.
İçimde ne tür bir karmakarışıklık var ise onların yansıması. Kağıda dökmek herkesin harcı değildir ama ben bunu bir nevi kırmış biri olarak aklıma estikçe eklerim, dökerm, kusarım. Öyle yani..
Ve o beni son zamanlarda kusturan meşhura gelirsek. Keşke kusturtacak kadar sevmeseydim onu.
Keşke böyle bir konuya bunları yazıyor olmasaydım ve siz de beğeniyor olmasaydınız.

Sevmek bir yandan da pişmanlıktır. Keşkeleri hayatımızdan çıkaramıyacağımıza göre bazı duygularımızı söküp atmak en iyisi olucak.
Herneyse daha fazla saçmalamadan çıkayım konudan.
#39 - Eylül 04 2008, 02:13:07
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Anlatmana gerek bile olmadığından sebep karalanmış cümlelerdir onlar. Bahsedilmese dahi hüznün varlığını sezer oldum, kaldı ki gayet güzel ifade etmişsin kendini. Anlayabiliyorum seni.
Hayatın bir kısmı zati *** olmalı, sonrasında güzelliği bulmalı. Ama bil, yalnızca acı değil yazdıran. En yakın zamanda görebilmeyi umud ediyorum ve diliyorum kelimeler içinde neşenin barınmasını.  (:
#40 - Eylül 04 2008, 12:14:45

Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..

sadece forumdan bi üye.. adının Can olduğunu ve benden büyük olduğunu biliyorum, o yüzden öyle hitap ettim.. bi de bunları okuduktan sonra kayıtsız kalmayıp yorum yazmak istemiştim.. sadece o kadar.. :)
#41 - Eylül 04 2008, 13:14:33
« Son Düzenleme: Eylül 04 2008, 15:29:09 Gönderen: oronra »

Anlatmana gerek bile olmadığından sebep karalanmış cümlelerdir onlar. Bahsedilmese dahi hüznün varlığını sezer oldum, kaldı ki gayet güzel ifade etmişsin kendini. Anlayabiliyorum seni.
Hayatın bir kısmı zati *** olmalı, sonrasında güzelliği bulmalı. Ama bil, yalnızca acı değil yazdıran. En yakın zamanda görebilmeyi umud ediyorum ve diliyorum kelimeler içinde neşenin barınmasını.  (:

Neşem ile benliğim arasındaki bağlantıyı sağlayan kablolarda kopukluk var. Şu sıralar ara sıra kablolar birbirine değdiğinde ben de kendime gelebiliyorum. Yapımını sordum, zamandır malzemesi dediler. Zaten biliyosun, 1 ay sonra o zamanı bol bol bulucam ben =)
Herşey için çok sağol ve senin için neşemi katıcam birgün yazılarıma, söz.

Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..

sadece forumdan bi üye.. adının Can olduğunu ve benden büyük olduğunu biliyorum, o yüzden öyle hitap ettim.. bi de bunları okuduktan sonra kayıtsız kalmayıp yorum yazmak istemiştim.. sadece o kadar.. :)

Ben ya karşıdan bayağı bir salak görünüyorum ya da sen dersine fazla çalışamadan gelmişsin. %1 oranında günahını alabiliyor olabilirim ama geri kalan yüzde için üzgünüm arkadaşım. Eğlenmene izin vermiyeceğim bu konuda. (oronra)
--

Hiç olmadık birşeye kalkıştım bu gece -saate bakarsak artık sabah- .. Hikaye yazdım. Aşk hikayemi =)

Bi'gün yeşilliklerle bezenmiş kocccaman bir alana, bahçeye denk geldim. İlk gördüğüm an da güzelliğine o kadar hayran kalmıştım ki, içine girmeden saatlerce karşıdan izlemek istedim. Zaten çitaları yüksek ve kapısı kapalıydı, girmem imkansızdı.
Bahçenin güzelliğini dışardan görüp kıskanalım diye sanki özellikle çıta konulmuştu. Duvar örülseydi bu güzellikten haberdar olamıyacaktım -belki de- ..
İzledim.. İçinde bulunan ağaçlara ve o ağacın dallarındaki meyvelere bakakaldım. Çünkü ben gerçekten hem bu bahçenin güzelliğine hem de meyvelerine 9 aydır açtım.
Bir yolunu bulmalıydım, girip görmeliydim o güzelliği, yaşamalıydım, tatmalıydım bu tadı.
Zaten çok uzun sürmedi bu planlarım.
Bahçenin hemen yanında o bahçeyi korumakla mükellef olduğunu sandığım kişinin yanına gitmeye karar verdim.
Sordum; 'Kapı neden kapalı ? Kimin bahçesi ki burası ?'
Malum kişi - O bahçe satıldı, hem de o güzellikleri yok etmek isteyen birine satıldı. Şu gördüğün bütün ağaç ve çiçekleri yok edip yerine beton dökecek, güzelliği bitirecek.
Malum kişi - Peki bu bahçenin önceki sahibi buna nasıl razı geldi ? Bilmiyor muydu alan kişinin böyle yapacağını ?
Malum kişi - Biliyordu bilmesine ama karşı taraf daha güzel şeyler vaadetmiş. O bahçenin daha güzel olacağını söylemiş. Yoksa eminimki satmazdı. Şimdi bu bahçenin satılmasına razı olan kişi bu kapıda hergün bekleyip, bahçenin yok oluşunu izliyor. Başkası da girip üzülmesin diye kapıda bekliyor
Sordum - Yani... Sen ?
Malum kişi - evet o bahçeyi başkasına bile bile ben verdim. Bahçeyi yolup biçmesine, betonlaştırmasına izin verdim. Bana o kadar güzel anlatmıştı ki hayalindeki bahçeyi, kandım..Kendi güzelim bahçemi verdim.
Sordum: Ve sen de artık senin olmayan bu bahçeye bir başkasının girip üzülmesini istemiyorsun. Şimdi sen de ben de yenilmiş mi oluyoruz ?
Malum kişi - malesef..
--

Benim aşk hikayem de böyle işte..
Artık hikaye içindeki isim ve kavram değişikliğini siz çözersiniz.
#42 - Eylül 05 2008, 05:06:44
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Ah be Can'ım, neden yapıyorsun bunu kendine diye soramıyorum bile artık sana. Bu kadar üzülmene de dayanamıyorum ya neyse. O malum kişi inşallah, gelir alır seni, bende seviyorum der. O sıyrılır kendi azabından, sende..
#43 - Eylül 05 2008, 10:29:14
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..

sadece forumdan bi üye.. adının Can olduğunu ve benden büyük olduğunu biliyorum, o yüzden öyle hitap ettim.. bi de bunları okuduktan sonra kayıtsız kalmayıp yorum yazmak istemiştim.. sadece o kadar.. :)

Ben ya karşıdan bayağı bir salak görünüyorum ya da sen dersine fazla çalışamadan gelmişsin. %1 oranında günahını alabiliyor olabilirim ama geri kalan yüzde için üzgünüm arkadaşım. Eğlenmene izin vermiyeceğim bu konuda. (oronra)


Yazılarla yanlış anlaşılmak çok kolay oluyor. Zaten konuyu eğlenmek için okumadım. Sadece yazdığın yazılar güzel geldi ve ben de onu belirtmek istemiştim.
Forumda yorumlarını beğenerek takip ettiğim birinin beni böyle yanlış anlaması da beni üzdü...
Neyse bu atışmalar bu konuya daha fazla zarar vermesin.
Bundan sonra yazdığım yorumlarda yanlış anlaşılmamak için yazdıklarımı tekrar tekrar okumam gerekecek sanırım...
#44 - Eylül 05 2008, 12:34:37

Ah be Can'ım, neden yapıyorsun bunu kendine diye soramıyorum bile artık sana. Bu kadar üzülmene de dayanamıyorum ya neyse. O malum kişi inşallah, gelir alır seni, bende seviyorum der. O sıyrılır kendi azabından, sende..
Canım benim üzülme sen yaf .. İyi olduğumu biliyosun :Ç

Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..

sadece forumdan bi üye.. adının Can olduğunu ve benden büyük olduğunu biliyorum, o yüzden öyle hitap ettim.. bi de bunları okuduktan sonra kayıtsız kalmayıp yorum yazmak istemiştim.. sadece o kadar.. :)

Ben ya karşıdan bayağı bir salak görünüyorum ya da sen dersine fazla çalışamadan gelmişsin. %1 oranında günahını alabiliyor olabilirim ama geri kalan yüzde için üzgünüm arkadaşım. Eğlenmene izin vermiyeceğim bu konuda. (oronra)


Yazılarla yanlış anlaşılmak çok kolay oluyor. Zaten konuyu eğlenmek için okumadım. Sadece yazdığın yazılar güzel geldi ve ben de onu belirtmek istemiştim.
Forumda yorumlarını beğenerek takip ettiğim birinin beni böyle yanlış anlaması da beni üzdü...
Neyse bu atışmalar bu konuya daha fazla zarar vermesin.
Bundan sonra yazdığım yorumlarda yanlış anlaşılmamak için yazdıklarımı tekrar tekrar okumam gerekecek sanırım...
Tamam birşey demiyorum sustum. İstediğin gibi takil.
Sanki benim sitenin tdk müfettişi. Yaz yazabildiğini...
--

Yazmıycam artık.. İlham milham gelmediğniden değil. Yeter artık içimin içine ettiğim.
Mutluyum, huzurluyum...
Mutluyum ve huzurluyum . . .
#45 - Ekim 03 2008, 05:39:24
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Yemini yutmak ya da bir sözü. Yazmıyacam dedim lakin farkında olmadan bu şekilde doldurmuşum ben kendimi, anlamamışım bile...
Mutluymuşum meğersem...

Aslında bu başlığa şuan bunları yazıyor olmamın sebebi, işte sözlükteki kendi başlığıma girince birilerinin kalp krizi geçirme oranını yükseltiyor olmam. 100'e yaklaşınca halilyle böyle bişeyler oluyor insanlara. Bi sinir, bi töbe estf.. acaip birşey oluyor, anlamıyorum..
Herneyse ya, ben diyeceğimi deyip çıkıcam zaten şimdi. Yatağıma uzanıcam=) (Adriana'sız =P)

İçim dolu dolu yine ey yalnızlık... Dolu derken, kıpır kıpırım manasını içerdiğinden değil, dertlerimin vücut içinde eşit ağarlıkta yayılması ve haliyle doluluğunu hissettirmesinden dolayı. Aslında farkettiniz siz de ilk cümlemden değil mi? Dertlerimin ya da dertlerin ayrıntıda beslendiğini. Yani... moron gibi yüzeysel düşünüp ot gitmek varken, hayatın neden anlamsız olduğunun araştırmasına girip kafa z.kmek asıl moronluktur. Bırak lan işte. Cüneyt Arkın kurtarsın, sana ne? Gerçi ona bırakıldı da ne oldu? Hah! Bak işte gördün mü yine yaptım... Sorguladım bi *** benzemeyen minimal şiir tadındaki filmi bile...  Kötüyse kötüdür, niye atlarım üstüne? Niye kafa yorarım inanın anlam veremem... İdeoloji nedir bilmesem, tayyip ne zaman seçildi bilmesem, cern deneyi patlatılacağı zaman birşey olmasın diye kapıyı kitlesem, uranyumdan koşarak kaçsam ne vardı? Niye olamadım böyle rahat, gamsız, ot... Özenirim işte. Yo, yo, yo... İroni arama burada. Cidden özeniyorum ya. Kafayı hiç birşeye takmayan adam gıptayla bakarım herzaman...

Dert, dert, dert. Aşkı, ailesi, yaşam zorluğu vs vs.. Hepsinin toplamına verilen isim. Ehehe, yine tanım yaptım. Beni gidi ben. Çok pis hava atarım uluda yazar olduğumu üstü kapalı anlatarak değil mi? Sokakta nasılım bilemezsiniz zaten sitede böyleysem, dimi? Kızlar peşimden koşuyor anasını satim. Aaaa bak bu alterdeki teylır, uludaki ashaf falan görceksiniz ya süper... Nasıl *** kalkık, nasıl... nasıl... aştım o konuda.

Ehhhhfffğğğfff... Sıkıldım vallahi. Bugünlük içimi döktüm ama iyiyim şimdi. Yarın dinç kalkıcam sanki yani bu yüzden yani bilmiyorum işte bir şekil... Düşünmeden yazmanın sonucu bunlar hep. Klavyeye bas hangi harf gelirse.
Hey sen, tam bi gerizekalısın dostum. O koca kıçının kafa tasının içindeki beyinden hiç bi farkı yok anlıyor musun? Vuuv, amerikan şeysini de verdim, o derece entellektüelim işte, düşünün...

Hadi gidelim...
#46 - Aralık 12 2008, 03:28:34
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Sildim.
#47 - Mart 23 2009, 23:34:11
« Son Düzenleme: Mart 24 2009, 18:21:07 Gönderen: ~ туℓєя_ѕ ~ »
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Adını koyamadığım hatta adını kimsenin koyamayacağı, karmakarışık duygular sarsa etrafını ve bir yere kıpırdayamadan öylece kalsan dakikalar, saatler, günler, aylarca...
Çaresiz olduğunu düşünsen, elini dahi kıpırdatmak istemesen, kaderin bir oyunu diyerek yere çömelip otursan, akışına bıraksan.
Ne kadar isyan-itiraz- etsen, ne kadar ''ben karışmam'' desen de içindesin ve mutlaka istemediğin bir akıntının gidiş yönüne doğru ilerliyorsun. Etliye sütlüye karışmadan olmuyor, yaşanmıyor böyle.
Sevildiğini bilmek mi yoksa sevdiğini bilmek mi güzel? Bunun arasında kalmak mı kötü? Ya da kim seviyor seni, kim senin gibi düşünüyor senin için?

Etrafta o kadar insan varken yalnız olmayı başarabilmenin marifetine kapılıp iyice bunalımlara girmekten kurtarmalı insan kendini. Yalnızlığın hoşluğuna, güzelliğine bir raddeye kadar razı olunmalı, sonrası zarar diyerek kalabalığa karışmalı. İnsandan bahsediyoruz zira, vicdanı ve aklı olan, düşünen varlık. Sorun üretebildiği gibi sorunları da aynı anda belleğinden silebilen, acımasız, sevecen ve bazı zaman gerçekten canavara dönüşebilen canlı.
Bence yalnızlık kendini sadece kalabalıktan soyutlayıp, bir kuytuda düşünmek değil, kendini kalabalıktan uzaklaştırmadan o kalabalığa bakmak ve zaman geçtikçe içinde olmak için can atmaya çalışmak, o kalabalığa özlem duymaktır. Deniz kenarında yanında bira ve çerezin varken yalnız değilsindir. Karşı kentlerin ışıkları, sen, deniz ve bira vardır. 4'ünüz bu hayatın da içerisindesinizdir. 4'ünü de yaşarsıni doyarsın onlara. Hatta düşünüyorum da, günümüzde yalnızlık diye bir şey de kalmadı. Sessiz alanlar daralıyor, bitiyor. Bu durumun iyisini ve kötüsün sen seçecek, ona göre davranacaksın.
Yiyeceğin kazıklar seni bekliyor, yaşa hayatını...
#48 - Haziran 13 2009, 15:09:22
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Çok kırdım.. kırarken sadece ikiye bölseydim keşke. yapımı hem zahmetsiz hem de acısız olurdu yapılan için...
Ama öyle değil maalesef. ufaladım ben, görünmeyecek derecede küçük boyutlara böldüm, toplayamadım kimi zaman onları ve öylece bıraktım. Yahu farkındayım elbette bunların ama ne bileyim, kolumu kıpırdatmak gelmemişti içimden. şimdi hem kırık olan bi kolum hem de kırdığım parçalar var. ilk önce hangisini yapmak için uğraşmalı insan? şimdi bu soruya cevaben kol desem bencil mi olurum? işte ben bu kadar ayrıntıya inen biriyim. kolumu değil, döktüğüm parçaları toplasam ne kadar devam edebilirim kol ağrısıyla? Ya da birisinin benim kolumu sarması lazım, birine ihtiyaç duyuyorum evet. O sen de olabilirsin, sen de, sen de ve sen de... Neyse.

Bi kamyon kasasına, kasanın alacağı kadar buğday koyabilirsin. Dahasını da koyabilirsin aslında ama almaz, akar durur. Takdir edersin ki Allah da insana taşıyabileceği kadar yük vermiştir, vermeye devam eder. bir insanın dünyada yiyecek ekmeği varsa yaşar, yoksa zaten ecel kapıdadır. intihar etmek bunun için anlamsız gelir bana. yaşayacağın, göreceklerin varken kendi canına kıymak olmaz... ne alaka diyeceksin şimdi ilk paragrafla. o senin beynindeki kıvrıma bağlı, sen çöz banane...
Dert diyecektim, insanın da dert taşıma haznesi vardr, bellidir boyutu, alacağı dert miktarı. ama bazen öyle bi an gelir ki... sanki o dertlerin toplandığı yerin boyutu genleştirilmiştir. yaşadıkça ağırlaştırır, yürüyemez hale getirir insanı. işte insan tam bu esnada ya çıldırır ya da sabrını zorla ve yoluna devam eder. tek başına çıkamaz dost ya da sevgili eli lazımdır. Allah'tan onlar vardır ve yardıma koşarlar. yoksa insan bazen gerçekten dayanamıyor.

Aslında yazacaklarım da bunlar değildi ha.. ama çıktı işte. Neyse hadi uyusun herkes.
#49 - Haziran 23 2009, 03:21:16
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Evet işte tam bu anda susuyoruz ve bakıyoruz etrafa..
Aynı dertten müzdaripler ordusu yürüyor şafağa..
Belki sonunu bilmeden
Belki üzüleceğini bile bile gidiyor bir çoğu
Bak birileri varmış bile el sallıyor gelenlere
Bize diyorlar ki;
''BURASI DÜNYANIN SONU''...


Harika olmuş, özellikle bu kısımı çok beğendim (:
#50 - Eylül 05 2009, 21:44:49

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.