Anlatmana gerek bile olmadığından sebep karalanmış cümlelerdir onlar. Bahsedilmese dahi hüznün varlığını sezer oldum, kaldı ki gayet güzel ifade etmişsin kendini. Anlayabiliyorum seni.
Hayatın bir kısmı zati *** olmalı, sonrasında güzelliği bulmalı. Ama bil, yalnızca acı değil yazdıran. En yakın zamanda görebilmeyi umud ediyorum ve diliyorum kelimeler içinde neşenin barınmasını. (:
Neşem ile benliğim arasındaki bağlantıyı sağlayan kablolarda kopukluk var. Şu sıralar ara sıra kablolar birbirine değdiğinde ben de kendime gelebiliyorum. Yapımını sordum, zamandır malzemesi dediler. Zaten biliyosun, 1 ay sonra o zamanı bol bol bulucam ben =)
Herşey için çok sağol ve senin için neşemi katıcam birgün yazılarıma, söz.
Kimsin sen acaba ? Anladın sen onu oronra ..
sadece forumdan bi üye.. adının Can olduğunu ve benden büyük olduğunu biliyorum, o yüzden öyle hitap ettim.. bi de bunları okuduktan sonra kayıtsız kalmayıp yorum yazmak istemiştim.. sadece o kadar..
Ben ya karşıdan bayağı bir salak görünüyorum ya da sen dersine fazla çalışamadan gelmişsin. %1 oranında günahını alabiliyor olabilirim ama geri kalan yüzde için üzgünüm arkadaşım. Eğlenmene izin vermiyeceğim bu konuda. (oronra)
--
Hiç olmadık birşeye kalkıştım bu gece -saate bakarsak artık sabah- .. Hikaye yazdım. Aşk hikayemi =)
Bi'gün yeşilliklerle bezenmiş kocccaman bir alana, bahçeye denk geldim. İlk gördüğüm an da güzelliğine o kadar hayran kalmıştım ki, içine girmeden saatlerce karşıdan izlemek istedim. Zaten çitaları yüksek ve kapısı kapalıydı, girmem imkansızdı.
Bahçenin güzelliğini dışardan görüp kıskanalım diye sanki özellikle çıta konulmuştu. Duvar örülseydi bu güzellikten haberdar olamıyacaktım -belki de- ..
İzledim.. İçinde bulunan ağaçlara ve o ağacın dallarındaki meyvelere bakakaldım. Çünkü ben gerçekten hem bu bahçenin güzelliğine hem de meyvelerine 9 aydır açtım.
Bir yolunu bulmalıydım, girip görmeliydim o güzelliği, yaşamalıydım, tatmalıydım bu tadı.
Zaten çok uzun sürmedi bu planlarım.
Bahçenin hemen yanında o bahçeyi korumakla mükellef olduğunu sandığım kişinin yanına gitmeye karar verdim.
Sordum; 'Kapı neden kapalı ? Kimin bahçesi ki burası ?'
Malum kişi - O bahçe satıldı, hem de o güzellikleri yok etmek isteyen birine satıldı. Şu gördüğün bütün ağaç ve çiçekleri yok edip yerine beton dökecek, güzelliği bitirecek.
Malum kişi - Peki bu bahçenin önceki sahibi buna nasıl razı geldi ? Bilmiyor muydu alan kişinin böyle yapacağını ?
Malum kişi - Biliyordu bilmesine ama karşı taraf daha güzel şeyler vaadetmiş. O bahçenin daha güzel olacağını söylemiş. Yoksa eminimki satmazdı. Şimdi bu bahçenin satılmasına razı olan kişi bu kapıda hergün bekleyip, bahçenin yok oluşunu izliyor. Başkası da girip üzülmesin diye kapıda bekliyor
Sordum - Yani... Sen ?
Malum kişi - evet o bahçeyi başkasına bile bile ben verdim. Bahçeyi yolup biçmesine, betonlaştırmasına izin verdim. Bana o kadar güzel anlatmıştı ki hayalindeki bahçeyi, kandım..Kendi güzelim bahçemi verdim.
Sordum: Ve sen de artık senin olmayan bu bahçeye bir başkasının girip üzülmesini istemiyorsun. Şimdi sen de ben de yenilmiş mi oluyoruz ?
Malum kişi - malesef..
--
Benim aşk hikayem de böyle işte..
Artık hikaye içindeki isim ve kavram değişikliğini siz çözersiniz.