Alternatifim Cafe

Allah'ı Kim Yarattı?[hâşa]

Discussion started on İslam Dünyası



Bütün varlıkları Allah yarattı. Öyleyse Allah'ı kim yarattı? {hâşa}

--------------------------------------------------------------------------------

Zamanımızda saf zihinleri bulandırmak, körpe dimağları ifsat etmek için ortaya atılan sorulardan biri de "Bu mahlûkatı Allah yarattı, peki ya Allah'ı -hâşâ- kim yarattı?" sorusudur.

Aynı soru müşrikler tarafından bizzat Peygamber Efendimize (asm.) sorulmuş ve bu soru üzerine Cebrail (as.), Allahü Azîmüşşân'dan İhlâs Sûresini cevap olarak getirmiştir. Bu sûre ile şirkin bütün nevileri kökünden kesip atılıyor, tevhidin bütün mertebeleri en güzel bir şekilde izah ve ispat ediliyordu. Resûl-i Ekrem (asm.) Efendimiz de bu soruyu soran kimselere yine İhlâs Sûresi ile cevap verilmesini beyan buyurmuşlardır.(1)

Biz de Resûlulluh'a (asm.) ittiba ederek bu soruya İhlâs Sûresi ile cevap vereceğiz. Cenâb-ı Hak İhlâs suresinde kendisini kullarına şöylece bildirmektedir:


"De 'ki O Allah'dır, bir tektir. (O) Allah'tır, Samed'dir. Tevlid etmediği gibi, tevellüd de etmemiştir. Hiçbir şey O'nun dengi (ve benzeri) değildir."



Bu sûre Allah'ın varlığının, birliğinin, eşi ve dengi olmadığının en güzel, en cami, en güzel bir ifadesidir ve Kur'ân-ı Kerîm'in tevhid noktasında bir özeti gibidir. Bu konudaki diğer âyet-i kerîmeler, bir bakıma bu sûrenin tefsiri hükmündedirler.

"De ki: O Allah'tır, Ehad'dir."


Âyet-i kerîmedeki Allah lâfzı Cenâb-ı Hakk'ın zâtına işaret etmekte, Ehad ise, O'nun birliğini ifade etmektedir. Burada şunu belirtmek gerekir ki, Ehad ism-i şerifi "adet olarak" bir demek olmayıp, "yegâne birdir", "tek birdir", "şeriksiz birdir", "kendinden başkası hep mahlûk olan bir" manasına gelir. Yâni O'ndan başka bütün birler adet olarak birdirler, mahlûkturlar, mümkindirler.

Cenâb-ı Hakkın zâtının bir olduğunu, kudsî mahiyetinin hiçbir mahiyete benzemediğini, mekândan ve zamandan, cisimden ve cisme ait bütün özelliklerden münezzeh olduğunu ifade eder.

Cenâb-ı Hakk'ı "Ehad" olarak bilen bir insan O'nu kimin yarattığı gibi bir sorunun ne kadar saçma olduğunu hemen anlar. Böyle bir mü'mini hiçbir vehim ve vesvese şüpheye ve tereddüde düşüremez.

"Allah Samed'dir."

Yâni, O hiçbir şeye muhtaç değildir, herşey O'na muhtaçtır. Bütün istek ve arzulara cevap veren, bütün ihtiyaçları gideren yegâne merci O'dur.

"Lem yelid"


Yani, Ehad ve Samed olan Allahü Teâlâ, evlâd sahibi olmaktan, doğurmaktan ve bölünüp - parçalanmaktan münezzehtir.

"Allahü Teâlâ, Ehad, Samed olduğu için tecezzi etmez, O'ndan ne bir cüz, ne bir cevher, ne bir madde kopup ayrılmaz, çıkmaz ve O'nun cinsi, nev'i, benzeri olmaz, hiçbir ihtiyacı eksiği, gediği bulunmaz. Ancak O'nun ilminde bulunan mümkinattan dilediği O'nun yaratmasıyla husule gelir. 'Ol' demesiyle olur."(2)

O Vahid-i Ehad bölünme ve parçalanmadan münezzeh olduğu için, kendi zâtından bir ilâh sudur etmesi muhaldir. Mahlûkatını ilmi, iradesi, kudreti ile yaratır. Yarattığı mahlûkatın O'na denk yahut O'ndan güçlü olması muhaldir.

"Ve lemyuled"

Yâni, bir başkasından doğmamıştır, sonradan olmamıştır; evveli yoktur, ezelîdir. O'nun olmadığı bir zaman tasavvur edilemez.

Bu ayet, Allahü Teâlâ hakkında babalığı, analığı, başkasından doğmuş olmayı reddetmekle, başta Hıristiyanların "teslis" akidesi olmak üzere her türlü velediyet fikrini reddeder.

"Ve lemyekün lehu küfüven ehad."

Yâni, hiçbir şey O'nun dengi (ve benzeri) değildir. Merhum Elmalılı Hamdi Efendi, bu âyetin tefsirinde şöyle buyurur:


"Ne evvelinde doğuran bir sabıkı, mafevki, ne de âhirinde doğmuş, doğacak bir lâhiki, matahtı olmadığı gibi, O'na kadr ü şânında beraber olacak hiçbir vech ile hiçbir denk, ne zâtta, ne sıfatta hiçbir müsavi, hiçbir mümasil; ne zıtlaşacak, ne birleşecek hiçbir eş, ne arkadaş, ne rakip hiçbir şerik ü nazır olmamıştır ve olamaz. Yâni, ezelde olmamıştır. Ondan başka bir Vâcib-ül Vücûd daha yoktur, ezelde olmayınca sonradan lâyezelde olması muhal bulunduğunu da ihtara hacet yoktur. Çünkü sonradan olanda ne kadar kemâl farzedilse mümkün, hadis, mahlûk olacağı için O'na müsavi, O'na beraber olamaz." (3)


Sûrenin önceki âyetleri tevhidin bütün mertebelerini özet olarak ifade ettiği gibi, bu âyet-i kerîme de Cenâb-ı Hakk'ın Zâtında benzeri, fiillerinde ortağı ve sıfatında benzeri bulunmadığını beyan ile şirkin akla gelebilecek bütün türlerini reddetmektedir.

İhlas suresinin kısa bir açıklamasını verdirten sonra söz konusu soru hakında şunları da ifade etmekte fayda görüyoruz:

Şu varlık aleminin yaratıcısı ancak ve ancak vücudu vâcib, ezelî ve ebedî, zâtında ve sıfatlarında benzeri bulunmayan Allah'dır. Elbette, O Zât-ı Akdes hakkında böyle bir soru sorulamaz. Çünkü kim yarattı sorusu ancak mahlûkat için sorulabilir.

Allahü Teâlâ Ehad'dir; birdir, zatında şeriki yoktur.
Allahü Teâlâ Samed'dir. Bütün mahlûkat yaratılmalarında, devam ve bekalarında, idare ve tedbirlerinde her an O'na muhtaçtır. Hiçbir şeye muhtaç olmayan O Ehad ve Samed hakkında böyle bir soru sormak O'nu tanımamanın, bilmemenin bir ifadesidir.

Allahü Azîmüşşân doğmadan ve doğurulmadan münezzehtir. Ezelî ve ebedî olan ve kendisinden üstün bir varlık tasavvur edilmeyen O Zât-ı Zülcelâl'in, bir başkasının tesiri ile, vücuda gelmesi nasıl tevehhüm edilebilir?

Allahü Teâlâ'nın eşi, benzeri, dengi ve küfüvvü yoktur. Ne ulûhiyyetinde, ne rubûbiyetinde, ne mabudiyetinde, ne hallâkiyetinde ve ne de hâkimiyetinde O'na denk ve misil olacak hiçbir varlık düşünülemez. Zerre kadar aklı olan bir insan böyle bir Zât hakkında bu çelişkili sorunun sorulamayacağını bilir.
Evet, "Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" sorusunda açık bir çelişki vardır. Şöyle ki: Allahü Teâlâ Hazretleri'nin vücudu zâtidir. Ezelî ve ebedîdir. Eşi ve benzeri yoktur. Herşeyi yaratan ve herşeyin kendisine muhtaç olduğu bir Zata yaratılma izafe edilirse çelişki ortaya çıkar. Hakikatlerin zıddına dönüşmesi gerekir.


"İnkılâb-ı hakâik, ittifaken muhaldir ve inkılâb-ı hakâik içinde muhal-ender muhal, bir zıddın kendi zıddına inkılâbıdır. Ve bu inkılâb-ı ezdad içinde bilbedahe bin derece muhal şudur ki: Zıt, kendi mahiyetinde kalmakla beraber, kendi zıddının aynı olsun."(4)


Soru bu hakikatin ışığında incelendiğinde şu tezatlar ortaya çıkar:
Allahü Teâlâ'nın -hâşâ- yaratıldığı vehmedilirse o halde, O Zât-ı Mukaddes'in hem ezelî, hem hadis (sonradan yaratılmış), hem Hâlık, hem mahlûk, hem sonsuz kadir, hem sonsuz âciz, kısacası, hem ulûhiyetin sonsuz kemâl sıfatlarına, hem de mahlûkiyetin sonsuz eksik sıfatlarına sahip olması lâzım gelir.

Soru böyle sonsuz çelişki ve zıtlıklar taşıdığı gibi, birçok imkansızlıkları da içine almaktadır. Bunlardan sadece birisi olan "Teselsülün muhaliyeti"ni nazara vermekle yetineceğiz.

Bir an için O Vâcib-ül Vücud hakkında böyle bir soru sorulduğu farzedilse, o zaman bu soru o noktada kalmaz. Yâni Cenâb-ı Hakk'ı yarattığı vehmedilen o halikın da bir halikı, onun da halikı... sorulur. Böylece soru silsile haline sonsuza kadar gider. O hâlde bu sorunun mahiyeti muhale, imkânsızlığa dayanır ve böyle bir soru sorulamaz.

Teselsülün muhal olduğuna dair bazı misaller takdim edelim:

On-onbeş vagonlu bir tren düşününüz. Bu vagonlardan herbirisini bir önceki vagon çeker. Ve nihayet iş lokomotife dayandığında artık "lokomotifi kim çekiyor?" diye bir soru sorulamaz. Zira, çekip fakat çekilmeyen bir lokomotif olmazsa bu nizam bozulur ve hareket meydana gelmez.

Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir. Şeker fabrikasmdaki âletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgâhları gösterilecektir. Sonunda mes'ele bir zatın ilmine, iradesine ve kudretine dayanmazsa, tezgâhın da tezgâhı sorulacak ve teselsüle gidilecektir.

Diğer taraftan bir elma, tabiri caiz ise, elma fabrikası olan ağacında yapılmaktadır. Bu ağaç ise kâinat fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacının da, kâinatın da yapılması sonsuz bir ilim ve kudret sahibine verilmezse, kâinat fabrikasına da bir fabrika, o fabrikaya da bir fabrika gerekecek ve çıkmaza girilecektir.

Bir nefer emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve başkumandan da padişahtan alır. "Ya padişah kimden emir alıyor?" şeklinde bir soru sorulamaz. Zira padişah da birinden emir alsa, o da raiyyet derecesine iner ve emir aldığı zât padişah olur. Bu durumda birinci şahıs padişah değildir ki: "Padişah kimden emir alıyor?" diye bir soru sorulabilsin. Padişah denilince, emir veren, fakat emir almayan bir hükümdar akla gelir.

Bu misâllerden anlaşıldığı gibi, bu kâinatın yaratılışının; zâtı, esması ve sıfatlarıyla ezelî ve ebedî olan Allah'ın ilim, irade ve kudretine dayanması zaruridir.


"Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" diye firavunâne soru soranlar "teselsülün muhal oduğunu" bilmediklerini ve nefisleriyle bir demogoji yaptıklarını açığa vurmuş olurlar
.

--------------------------
Dipnotlar:
(1) Hak Dini Kuran Dili, 9/6272; Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu'l-Gayb, Akçağ Yayınları: 23/554-555.; Suyûtî, Lübâbun-Nukûl, 11,199-211; Alusi, XXX, 27O-27I
(2) Elmalılı Hamdi Yazır H.D.K.D., Cilt 9, s. 6321
(3) Elmalılı Hamdi Yazır a.g.e., s. 6333
(4) Said Nursî, Sözler s. 65

Mehmet Kırkıncı
#1 - Aralık 21 2007, 17:36:55
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

Valla ne diyeyim arkadaşım.. Allah senden ve senin gibilerden razı olsun =) Umarım bazı bazılarına tokat gibi gelmiştir ki bir daha SAÇMA-SAPAN konularla yer kaplamasınlar şu sitede..
#2 - Aralık 21 2007, 17:55:00
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

night

Allah razı olsun

anlamayan yine anlamaz ama tabiri caizse bu yazıyla bir kez daha Allah'a ve O'nun emir ve yasaklarına körü körüne bağlanmadığımızı göstermiş oldun :)
#3 - Aralık 21 2007, 20:08:39

_DaRkdreams_

Valla hiç bir cevap alamadım .
Ne diyim
(6)
#4 - Aralık 21 2007, 20:16:19

night

kalbine, gözüne, kulağına perde inen insanlar Allah hidayet vermedikten sonra herşeyi gözleriyle görseler de anlayamazlar.... Allah hidayet nasip etsin
#5 - Aralık 21 2007, 20:48:08

Tevbe : 87 :" ...Kalplerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar "


#6 - Aralık 21 2007, 20:51:15
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

_DaRkdreams_

Bunu anladım işte :artis
#7 - Aralık 21 2007, 20:53:52

Tevbe : 87 :" ...Kalplerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar "



Peki 88. ayetinde ne yazıyor?

#8 - Aralık 21 2007, 21:00:26
İmzanız kural dışı.

night

Tevbe/88: "Fakat Peygamber ve onunla beraber bulunan mü'minler, mallarıyla ve canlarıyla cihada atıldılar. Ve işte bütün hayırlar. onlarındır. Ve kurtuluş bulanlar da işte onalardır."

neden sordun?
#9 - Aralık 21 2007, 21:05:36

Merak işte..!Ne yaparsın.!
#10 - Aralık 21 2007, 21:10:40
İmzanız kural dışı.

night

umarım anlamışsındır...!
#11 - Aralık 21 2007, 21:15:36

Tabı kı..!
#12 - Aralık 21 2007, 21:26:25
İmzanız kural dışı.

Sizin gibilere sadece acıyorum . . İyice gözden düşünüyosunuz.. Birde anlamadığınızla gurur duyun aferin...
#13 - Aralık 21 2007, 21:40:42
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

_DaRkdreams_

Sizin gibilere sadece acıyorum . . İyice gözden düşünüyosunuz.. Birde anlamadığınızla gurur duyun aferin...
Sen kimsin de bana acıyorsun , o hakkı sana kim veriyor diye sorasım var genç .
Sen böyle diyincede gözden düşüyorsun merak etme , dinde benim gözümden düşüyor iyice , namazını kılana , orucunu tutana saygım var bir şey demiyorum , niye kılıyon lan demiyorum , demem de .

"Saygı" denen bir şey mevcut bende , aceba sende mevcut mu ? .
Ayrıca eğer ahiret denen bir şey varsa ben öldüğümde olan bana olacak , senin acımanın bana bir yararı ya da zararı olmayacak .
"Bre kafir tüüüüüh allahsız kitapsız" diyen cahil kesim , insanı dine aşılayacağı yerine dinden uzaklaştırıyor .


Ki siz bunun farkında değilsiniz , artistik yapmayınız diyeyim ben .
Din tartışmasıda fazla baydı beni bugün .
Öf .
#14 - Aralık 21 2007, 21:46:48

night

Sizin gibilere sadece acıyorum . . İyice gözden düşünüyosunuz.. Birde anlamadığınızla gurur duyun aferin...
Sen kimsin de bana acıyorsun , o hakkı sana kim veriyor diye sorasım var genç .
Sen böyle diyincede gözden düşüyorsun merak etme , dinde benim gözümden düşüyor iyice , namazını kılana , orucunu tutana saygım var bir şey demiyorum , niye kılıyon lan demiyorum , demem de .

"Saygı" denen bir şey mevcut bende , aceba sende mevcut mu ? .
Ayrıca eğer ahiret denen bir şey varsa ben öldüğümde olan bana olacak , senin acımanın bana bir yararı ya da zararı olmayacak .
"Bre kafir tüüüüüh allahsız kitapsız" diyen cahil kesim , insanı dine aşılayacağı yerine dinden uzaklaştırıyor .


Ki siz bunun farkında değilsiniz , artistik yapmayınız diyeyim ben .
Din tartışmasıda fazla baydı beni bugün .
Öf .
ben sana kötü bir şey söylemiyorum burada seni yargılamıyorum ancak sen, düşüncelerimizin zıtlığından dolayı böyle algılıyorsun, yazdıklarıma tersinden yaklaşıyorsun işte bu yüzden anlaşamıyoruz. yazdıklarıma zıt cevap vereceğine dediklerimi düşünüp, sorular sorsan daha rahat anlaşırız.
#15 - Aralık 21 2007, 21:56:11

_DaRkdreams_

Ben sana demedim dikkatini çekerim .
#16 - Aralık 21 2007, 21:59:11

night

olsun biliyorum ama bana karşı da aynı tavırlar içerisindesin yanlış mı anladım?
#17 - Aralık 21 2007, 22:01:22

Ahanda bi saniye durunuz =)) Herkes sussun =)) Ne oluyoruz ya ??

Ben acaba kime zorbalık taslamışım ? Veya ''Höst lan niye namaz kılmıyon'' gibi sözler mi sarfettim ? Benim yazdığımın arapçada veya ingilizcede başka anlamları mı var ? (Varsa söleyin ona göre konuşayım =P)

Sen burda, Kur'an da yazan bir ayeti, sanki babanın oğlu sana ders verirmişcesine sana söylemiş gibi hiç bi yerine takmadan DALGA GEÇİYOSAN sana acımaktan başka hiç birşey yapamam.. Dalga geçtiğin şey herhangi birinin emri-sözü-yazısı değil ! İnanmıyosan saygı duy...
Kime tavır koyuyosun ya ? Namaz kıl emrini ben verdim sanki !? Kitaba saygın olsa bunu yapmazsın ! 2 li oynamayalım oke ? Burda kimin ne olduğunu çok iyi görüyoruz ! Şuncacık kapasitenizle DİNİ DEĞERLERİ SORGULAMAYIN...

Önce git 2 gıdım harca paranı Kur'an al oku ve sonra anlamadığını, kafana yatmadığını gel sor.. Buraya kafanı estiği gibi.. ''o neden bölye.. şu nasıl olmuş.. ben böle düşünüyom'' vs...

Çürüteceğin bir teori varsa, önce onu araştırmalısın.. Ağaçtan elma koparmadan ONA KURTLUDUR DİYEMEZSİN ! Dinden bir habersin bari dalga geçme...
#18 - Aralık 21 2007, 22:10:15
« Son Düzenleme: Aralık 21 2007, 22:11:17 Gönderen: ~ туℓєя_ѕ ~ »
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

Tamam neyse üstteki fazla ağır oldu . . Bunun için özürdileyebilirim. Çünkü düşünüyorum, ''ben sert oldukça herkes sert olucak''... bunun bi sonu yok . .

Benim inanmayanada saygım var ama olayların bazen hafife alınması üzüyor ve üzüncede haliyle hır çıkıyor... 2 tarafta inat olursa köprü geçilmez haliyle.. Sana zorla inancaksın demedim.. dememde merak etme...

Sadece şunun cevabını merak ediyorum.. Sen inanmak istiyorsun ve kanıt göremediğin için 2 lemdemi kalıyorsun yoksa direkt hayır varlığını kabullenmek istemiyorum diyenlerdenmisin... net bi cevap alabilirsem sevinicem =)

Ona göre ben de susarım...Tekrardan sorry... ağır oldu üstteki...
#19 - Aralık 21 2007, 23:14:54
Gidişim biraz suskun ama ''Dönüşüm'' böcek olucak.

Gregor Samsa

zsem

seni cok ii anlıyorum anlamamak da ısrar ettiklerine üzülüyorsun haklısın ztn üzücü acınımsı durum bu yani kimse kimseye acımıyor duruma acınıyor..
neyse araya girmis gibi olmayayayım...
konunun acıklaması ayetlerle oldugu icin ztn sorun olmuyo tesekkürler Allah razı olsun kuRRet-üL ayn
#20 - Aralık 21 2007, 23:27:05

Aslında şöyle düşünülesi.İslam dininin uygun gördüğü davranışları yapmamadan öte iki kesim var şu anda kendi ile çelişen.Biri dinine sıkı sıkıya bağlanaıp dünyevi işleri gözardı edenler,diğerleride inandığı şeyler olupta bazı davranışlarını yerine getirmeyenler.Fakat zamanla bu insanlar içlerindeki uç noktalra daha da yakınlaşırken birbirlerinden uzaklaştılar.Dini kullanıp ona günah buna sevap diyen aydınlık semkesi altında herşeye hunhar zina şudur budur diyenlerin sayesinden bu inanmayan uç noktalar iyice köreldi.Tabiki ana neden bu değil ama tetikleyen körükleyen bu.İki tarafada söylenecek söz çok aslında.Dini vecibelerini yerli yerinde getirmek herkes için aslında en hayırlısı ama çevre faktöründen ötürü dünyevi işlere daha fazla yatkınlık gösterenler bir ceğhe aldılar bu gerici zihniyete karşı.Aslında onlar içinde en büyük sorun buydu.Dini kişiler ile bir tuttular günümüze kaldılar.Bende çoğu zaman tuttum.Tutanlarda var hala.Din iman para insanın kendisindedir.Her görüşe saygı duyulmanın altında ucuz düşünceler olmadıkça saygı göstermeli.
Bence dindar kesim biraz daha aydınlanmalı.İnancı dindar kesim kadar yoğun olmayanlarda dini kişilerden uzak tutmalı.

Her ne ötürü olursa olsun inançsızda olsa bir kaç kişi yüzünden dini alet edip dalga geçilmemeli.Bununla beraber inançlı görüşte karşısınadki zıt görüşe asarım keserim tavrıyla haraket etmemeli.

Bunca insanın inandığı dinler kurallar inançlar varken inançsızlık bir yol değildir elbet.Kişisel görüşürüm genele sözüm.
#21 - Aralık 21 2007, 23:41:19

Çürüteceğin bir teori varsa, önce onu araştırmalısın.. Ağaçtan elma koparmadan ONA KURTLUDUR DİYEMEZSİN ! Dinden bir habersin bari dalga geçme...


Kesınlıkle bu söze katılıyorum..!Kimse burda kahve bilgisinden gelerek veya kendı bildiğini okuyarak gelecekse otursun köşesinde..Önyargı hayatın olmazsa olmazı ama seni felakete götürcek bir araçtır..!Bunu bence herkesın bilmesi lazım.!
#22 - Aralık 22 2007, 19:11:59
İmzanız kural dışı.

İşin asLı bu tarz soruLarı soran insanLara karşı yapıLan tavır.
Dinimizi güzeLce,sakince,neyin neden oLması gerektiğini veya oLmaması gerektiğini anLatabiLseydi insanLar eminim bu tarz soruLar kimsenin akLında oLmazdı.
İsLam dininde asLa zorLama yoktur.Sen neden namaz kıLmıyosun?Neden başını örtmüyosun?gibi soruLar
Namaz kıLıcaksın, başını örteceksin demek sadece insanı dinden soğutur.
Çevrenizde size bu tarz soruLarı soran biriLeri varsa eğer onLarı pek kafanıza takmayın derim
İnsan insan için namaz kıLmaz,insan insan için oruç tutmaz.
Eğer ki içinizden geLiyorsa bunLarı yapın,ALLah'ın bizim ibadetLerimize ihtiyacı yok
Fakat bizim ibadet etmeye ihtiyacımız var, Cennet ve cehennem niye yaratıLsınki o zaman?
Bu dünya geLip geçici ve sadece bir sınavdan ibaret, zamanınızı iyi kuLLanın derim naçizane fikrim ;)
#23 - Aralık 28 2007, 21:40:44
...Senin aydınlığındır ay'a ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir ay'sın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem...

İsLam Dinine giRmek için bi insanı zoRLayamayız..zoRLama dine sokmada yoktuR sadece..
ama MüsLüman oLan bi insan namaz kıLmak,oRuç tutmak vs zoRundadıR..
#24 - Aralık 28 2007, 23:59:39
« Son Düzenleme: Aralık 29 2007, 00:55:12 Gönderen: kuRRet-üL ayn »
"Başına siyah bir örtü iniyor usulca.Setr.Ucu,ardınca sürünürken,üzerinde adım attığı taşlar inliyor.Hayret! O kadar mı ağırmıştı? O kadar mı yaralanmıştı? O bilmiyor.Taşlar biliyor."

eslem

Göreceli kavramlar bi hayli fazlaymış.Mesela biz İhlas suresinde Rabbin (c.c) kendini anlattığıyla mutmain olurken,diğer yanda kütüphane dolusu kitap okuyup kalbi yatışmayan kişiler olabiliyor.Bu noktada 'Şüphesiz biz ona yolu gösterdik,ister şükredici olsun,ister nankör' ayet-i kerimesi devreye giriyor.Ve diyoruz ki 'Lekum dinikum ve liye din' 'Sizin dininiz size,benim dinim bana'
Varsın siz bir dininiz olmadığını söylüyor olun.

Ayrıca İslam'ın sorunu ateizmle değildir.Tarih boyunca da insanların sorunu hep yaradanın vahdaniyeti ile,ona ibadette araya giren aracılar ile olmuştur.Nitekim Mekke'li müşriklerin Allah'a inançlarının tam olduklarını biliyoruz.Kur'an'ı incelersek genel manâda şirki işlediğini görürüz.Bu konu uzar gider.

Jeremy arkadaşımızın da sadece biraz kafası karışmış,ilerleyen yaşlarında suların durulacağı kanısındayım.Öyle olmasa inanmadığı Tanrı adına yemin eder mi? :)
vesselam


#25 - Ocak 07 2008, 23:31:53
« Son Düzenleme: Ocak 07 2008, 23:39:46 Gönderen: eslem »

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.