Alternatifim Cafe

Francis Ford Coppola

Discussion started on Yabancı Sanatçılar

Sinemanın en tanınmış, efsane katına yükselmiş, kendisiyle çalışmak için oyuncuların ölüp bittiği müdürlerinden biridir Francis Ford Coppola. Bir kere şu isme bir bakar mısınız! Bu kadar oturaklı ve karizmatik üç isim arka arkaya sıralanınca insanın başarısız olması imkânsız gibi sanki... Saygıda kusur edilmeyesi, çok takdir edilesi, tam bir usta. 5 Akademi Ödülü sahibi, aynı zamanda yapımcı ve senaryo yazarı.

1939 Detroit doğumlu Francis Ford Coppola, İtalyan Amerikan kökenli bir ailenin evladı. Doğumundan bir süre sonra New York’a taşınmışlar ve Coppola orada büyümüş. Besteci bir babanın oğlu olarak sanata yakınlık duymuş ve Hofstra Üniversitesi’nde tiyatro, UCLA’da sinema okumuş. Öğrenciyken çektiği kısa filmleri 1960’ların başında yaptığı düşük bütçeli film “Dementia 13” izlemiş.

Piyasaya hitap eden ilk filmi, “You’re a Big Boy Now” olmuş. Bu, ona bir Broadway müzikali olan “Finian’s Rainbow”un sinema versiyonunu yapma fırsatını vermiş. Başrolünde Fred Astaire olan bir filmi yönetmek, kariyerine olumlu bir yön vermiş haliyle. Gerçi çekimlerin tümünü istediği gibi yapamamış; özellikle açıkhava sahnelerinde sorunlar yaşanmış ama olsun... Filmin esas kızı Petula Clark’ın bu filmle “en iyi kadın oyuncu” dalında bir Golden Globe adaylığı kazanması, yönetmenin prestijini artırmış.

1971’de, II. Dünya Savaşı’nda bir generalin kariyerini anlattığı filmiyle “en iyi uyarlama senaryo” Oscar’ını kazanmış Coppola. Filmin adı “Patton”muş. Ama asıl patlamayı, 1972 tarihli “The Godfather” ile yapmış. Mario Puzo’nun “Baba” romanını yazarla birlikte yazdıkları senaryoyla filme çeken Coppola, 1974’te filmin ikincisini, senaryoyu yine Mario Puzo ile birlikte yazarak yönetmiş ve her ikisi de “en iyi film” Oscar’larını kazanmışlar. “The Godfather” ile “en iyi yönetmen” dalında Oscar’a aday olmuş, onu kazanamamış ama “en iyi senaryo” ödülünü almış. Gerçi hıncını ikincisinde çıkarmış, “en iyi yönetmen” heykelini de kucaklamış Coppola. Yetmezmiş gibi “en iyi yapımcı” ve “en iyi yazar” ödülleri de onun olmuş.

İki “Baba” arasında, başrolünde Gene Hackman’ın yer aldığı “The Conversation” filmini yöneten Coppola, bu filmin de Oscar’a aday olması dolayısıyla, aynı sene içinde iki filmi “en iyi film” dalında Oscar’a aday olan ilk sinemacı olmuş. “The Conversation”, 1974’te Cannes Film Festivali’nin de galibi olmuş.

Aile üyeleri ile çalışmayı seven yönetmenlerden olan Coppola, kızkardeşi Talia Shire’ı “Godfather” serisinde Connie Corleone rolünde oynatmış. Serinin sonuncusunda görünen kızı Sofia, bugün başarılı bir yönetmen. Coppola’nın önemli filmlerinden 1986 yapımı “Peggy Sue Got Married”de de önemli bir rolü varmış Sofia’nın. Zaten bu filmin başrolünde gördüğümüz ünlü aktör Nicolas Cage de Coppola’nın yeğeni. Babası Carmine, “The Godfather”, “The Godfather Part II” ve “Apocalpyse Now” başta olmak üzere oğlunun bazı filmlerinin müziklerini yapmış.

“Apocalpyse Now” demişken… Vietnam Savaşı ile ilgili, hatta durun, genel olarak “savaş” kavramına dair yapılmış en iyi filmlerden biri olan 1979 tarihli “Apocalpyse Now”un çekim hazırlıkları Coppola’ya oldukça büyük zorluklar çıkarmış. Fırtınalar, oyuncuların kişisel sorunları, başrol oyuncusu Martin Sheen’in geçirdiği kalp krizi, yine başrol oyuncusu Marlon Brando’nun hazırlıksız olması, kendi sağlık sorunları derken epey kıvranan Coppola, yine de bu işten yüzünün akıyla sıyrılmış. Başlangıçta eleştirmenleri ikiye bölen film, zamanla Hollywood’un en başarılı filmlerinden biri olarak tarihe geçmiş. Cannes’dan ve Akademi’den toplam üç ödül de göstergesi.

1982’de “One from the Heart” müzikalini, ardından en önemli filmlerinden ikisi olan 83 yapımı “Rumble Fish” ve 84 yapımı “The Cotton Club”ı çekmiş. 1986’da, George Lucas ile birlikte başrolünde Michael Jackson’ın olduğu kısa metrajlı bir Disney yapımı olan “Captain Eo”yu yönetmiş. Bu film, sadece 17 dakika sürmesine rağmen o dönem için dakika başına hesaplandığında en fazla para harcanmış olan sinema yapımıymış.

1992 yapımı “Bram Stoker’s Dracula” ve 1997 tarihli “The Rainmaker”, yönetmenin yakın dönemde yönettiği diğer önemli filmler. 1990 yılında, “The Godfather” serisinin sonuncusu tamamlanmış. İlk ikisinin yanında bir nebze sönük kalsa da yine de Coppola’nın kariyerinin en önemli çalışmalarındandır şüphesiz.

Ünlü sinemacının oğlu Roman Coppola, film yapımcısı ve müzik video yönetmeni olarak kariyerini sürdürüyor. Henüz Nicolas Cage kadar olmasa da kendine oyuncu olarak hatırı sayılır bir yer edinmeye başlayan genç oyuncu Jason Schwartzman da Coppola’nın bir diğer yeğeni.

Kaliteli şarap yapımı için üzüm yetiştirmek, makarna ve makarna sosu üretmek, otel ve restoran işletmek, kısa hikâyeler yayımlayan bir dergi çıkarmak gibi yan işleri de olan Coppola, Orta Amerika’da yer alan Belize ülkesinin de onursal elçiliğini yürütüyor.

“Star Wars”un yönetmeni George Lucas, serinin ünlü karakteri Han Solo’yu yaratırken Coppola’dan ilham aldığını söylüyor.

Filmlerinin başında genellikle jenerik bulunmaz, çünkü Coppola olayı şöyle bir özetlemeyi tercih eder. Baş karakterlerinin çoğu zaman bunalımlar ve bir şekilde sefil hayatlar içinde sürüklendiği filmleri yöneten Coppola, işini oldukça gerçekçi yaptığından olsa gerek, oyuncularını depresyona sokmasıyla da ünlüdür. Baş karakterlerin irili ufaklı fiziksel defoları da illa ki bulunur.


#1 - Ekim 08 2007, 15:10:49
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.