Alternatifim Cafe

Dünya Dönüyor => Tarih => Cumhuriyet Tarihi => Konuyu başlatan: itaatsiz - Aralık 21 2006, 15:36:08

Başlık: Türk İstihbarat Teşkilatları
Gönderen: itaatsiz - Aralık 21 2006, 15:36:08

Teşkilât-ı Mahsusa

1913 yılında Sultan Mehmet Reşat'ın yayımlanmayan ve resmi olmayan bir fermanıyla Savaş Bakanlığı (eski adıyla Harbiye Nezareti) bünyesinde İttihat ve Terakki tarafından kurulan Osmanlı Devleti'nin ilk gizli haber alma örgütüne verilen addır. Örgütün ilk daire başkanı Süleyman Askeri Bey, ikinci başkanı Ali Başhampa, son başkanı Hüsamettin Ertürk'tür. Misyonu Arap ayrımcılığı ve batı emperyalizmine karşı mücadele etmek idi.

Kurulma amacı Osmanlı Devleti'nde dağılma döneminde ortadoğu üzerinde odaklanan yabancı haber alma faaliyetlerinin izlenebilmesi için bireysel bazda ve sınırlı nitelikte sürdürülen haber alma çalışmalarının bir merkezden organize biçimde yürütülmesine duyulan ihtiyaçtır. Birinci Dünya Savaşı sırasında askeri ve paramiliter hareketler gerçekleştirerek önemli görevler üstlenen bu örgüt, savaşın sona ermesiyle 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında dağılmıştır.

Örgütün kurumsallaşması Balkan Savaşı'ndan sonra ivme kazanmıştır. Örgüt çoğunlukla iktidarı devirmeyi planlayan ve düşmanla işbirliği içerisinde olan güçleri bastırmakta kullanılmıştır. Örgütün, resmi kuruluş tarihi 1913 yılı olsa da, Enver Paşa komutasında 1903 yılına kadar uzanan bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir. Enver Paşa savaş bakanı (Harbiye Nazırı) olmasından kısa bir süre sonra Teşkilât-ı Mahsusa'yı resmi statüsüne kavuşturmuş, dönemin yetenekli subaylarını örgüte üye yapmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında bu subaylar Kafkasya, Mısır ve Mezopotamya'daki özel askeri operasyonlarda kullanılmışlardır. 1915 yılındaki Süveyş Kanalı operasyonu buna bir örnektir. Bu operasyonda özel birlikler Osmanlı ordusunun ileri uçlarındaki vahaları ele geçirip tampon bölge oluşturmuşlardır. Birinci Dünya savaşında Arabistan, Sina Yarımadası, Yemen ve Kuzey Afrika'daki özel operasyonları örgütün efsanevi ismi Kuşçubaşı Eşref Bey (Eşref Sencer Kuşçubaşı) idare etmiştir.

Örgütün haber alma alanındaki alt yapı ve tecrübe eksikliğiyle beraber savaş yıllarının ekonomik koşulları örgüt üyelerini istihbarat çalışmalarından çok çatışmalara yöneltmiştir. Teşkilatla ilgili tek akademik araştırmanın yazarı Philip Stoddart, birimin zirvede olduğu dönemde, örgüte kayıtlı 30 bin üye bulunduğundan bahsetmektedir. Stoddart'a göre, Teşkilat-ı Mahsusa, Ermenilerin sınır dışı edilmesinde herhangi bir rol oynamamıştır.

14 Kasım - 23 Kasım 2005 tarihleri arasında Yeni Şafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu tarafından Teşkilât-ı Mahsusa hakkında 10 bölümlük bir yazı dizisi yayınlanmıştır.** Bu yazı dizisine göre Teşkilât-ı Mahsusa'da görev yapmış ünlü kişilerden bazıları şunlardır:

Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa, Binbaşı Süleyman Askeri, Eşref Kuşçubaşı, Teğmen Yakup Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, Ismail Canbulat, Piyade Subayı Rasuhi Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, Arabistan'da Ibnür Reşit, Nuri ve Halil Paşalar, Ali Fethi Okyar, Hacı Selim Sami, Kel Ali lakaplı Ali Çetinkaya, ilk tayyareci şehitlerden Sadık Bey, Çerkez Reşit Bey, Fuat Bulca, Nuri Conker, Rauf Orbay.


**>İlgili yazı dizisi için: http://www.yenisafak.com.tr/diziler/teskilat/index.html (http://www.yenisafak.com.tr/diziler/teskilat/index.html)


Karakol Cemiyeti

Osmanlı istihbarat örgütü.
İstanbul’un işgalinden sonra milli uyanışın başlaması ile kişiler kendi kendilerine çeşitli örgütler kurmuşlardır. Bu örgütlerin birisi de kimilerine göre de hala yaşayan ‘karakol’ örgütüdür. Bu örgüt ve diğer örgütler birleşmesi ile MİT adını almışlardır.

5 Şubat 1919 tarihinde kurulan Mütareke döneminin ilk gizli direniş grubu, İstanbul`da kurulan Karakol Cemiyeti`dir. 1918 Ekim sonları veya Kasım başlarında Talât Paşa`nın direktifi ile kurulan Cemiyet`in kurucuları arasında, Kurmay Albay Kara Vâsıf, Emekli Yüzbaşı Bahâ Said, Albay Galatalı Şevket ve Yenibahçeli Şükrü Beyler gibi İttihadçı kişiler bulunmakta idi. Kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını tamamlayan Karakol Cemiyet`in Millî Mücadele`ye yaptığı en büyük hizmet, İstanbul`dan Anadolu`ya silâh ve cephane ile subayların kaçırılmasını sağlaması, İngiliz Muhibleri Cemiyeti gibi kuruluşların plânlarını ve faaliyetlerini Mustafa Kemal Paşa`ya haber vermesi olmuştur. Ancak Cemiyet, Bolşevikler ile gizli ilişkilere girmesi ve kendi başına Millî Mücadele`ye sahiplenme çalışmalarında bulunması sebepleriyle Anadolu Ordusu kadrosuna dahil edilmemiş, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul`un İtilaf Devletleri tarafından işgali sırasında da liderlerinin tutuklanmaları ile büyük bir darbe yemiş ve nihayet Erzurum ve Sivas Kongreleri`nin kararlarını uygulamak için seçilen Heyet-i Temsiliye`nin emri üzerine faaliyetlerine son verilmiştir.



Müsellâh Müdâfaa-i Milliye 

Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın direktifleriyle kurulan istihbarat teşkilatı. TBMM Hükümeti, 3 Mayıs 1921 tarihinde kısa adı "M.M." (MİM MİM) olan bu örgüte resmiyet kazandırmıştır. İstanbul'un kurtuluşundan sonra, örgütün faaliyetleri, 5 Ekim 1923 tarihinde sonlanmıştır.


Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti

Türk istihbarat örgütü. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın 6 Ocak 1926 tarihli emri doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk istihbarat kuruluşu olan Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti (M.E.H./MAH) kurulmuştur. Teşkilât, 5 Ocak 1927 tarihinde şeklen İçişleri Bakanlığı'na bağlanmıştır. 6 Ocak 1926 - 5 Ocak 1927 tarihleri arasındaki bir yıllık dönem çalışmaları, dönemin yöneticileri tarafından Riyâset'in kuruluşuna hazırlık dönemi olarak değerlendirilmiş ve bir gün sonraki 6 Ocak 1927 tarihi MAH'ın kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir.

Kuruluşuyla başkanlığına Şükrü Âli Ögel'in getirildiği MAH, Millî İstihbarat Teşkilâtı mensupları için bir simge olarak önemini korumakta ve MİT'in tarihi kökleriyle gelecek arasında kuvvetli bir bağ oluşturmaktadır.

MAH, duyulan ihtiyaçlara bağlı olarak zaman içerisinde birkaç kez küçük yapısal değişiklikler geçirmiş ve 1965 yılına kadar Türkiye'nin istihbarat faaliyetini başarıyla yürütmüştür.

Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her konuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, 22 Temmuz 1965 tarihinde TBMM tarafından 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun adı Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) olarak değiştirilmiştir.



Milli İstihbarat Teşkilatı

Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine ve Millî gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve muhtemel tehditler hakkında bilgi toplamak, önlem almak ve gerekli durumlarda ilgili makamları uyarmakla görevli teşkilâttır.

Atatürk'ün 1925 yılında "...muasır devletlerde olduğu gibi, bizde de modern bir istihbarat teşekkülü kurmak mecburiyetindeyiz..." direktifi doğrultusunda kurulmuştur.

Devletin millî güvenlik politikasının hazırlanmasıyla ilgili her konuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, 22 Temmuz 1965 tarihinde TBMM tarafından 644 sayılı kanun kabul edilmiş ve bu kanun ile kuruluşun adı Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) olarak değiştirilmiştir. Kanun ile MİT'in bir Müsteşar tarafından yönetilmesi ve Müsteşar'ın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde sadece Başbakan'a karşı sorumlu olması öngörülmüştür.

MİT, yaklaşık 19 yıl süre ile faaliyetlerini 644 sayılı kanun hükümleri doğrultusunda yürütmüş, ancak süratle değişen ve gelişen koşulların ışığında yeni bir yasal düzenlemeye gidilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu amaçla, 1 Kasım 1983 tarihinde 2937 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu" çıkarılmış olup, kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Halen milli hedeflere ulaşmada her çeşit teknolojik gelişmenin de yakın takipçisi olan MİT, deneyimli mesleki ve teknik kadrolarıyla, modern bir yapı içerisinde, çoğulcu demokrasinin, hukukun gereklerine uygun ve yansız olarak, insan hakları ilkelerine bağlı bir anlayış doğrultusunda, yasanın verdiği görevleri başarı ile becermektedir.
Başlık: Ynt: Türk İstihbarat Teşkilatları
Gönderen: _Asİ_ - Temmuz 23 2007, 09:54:46
içlerinde oluşan catlaklar nedeniyle eskisi kadar güvenilir bir sistem değil kanımca.