Dünya Dönüyor => Felsefe => Psikoloji => Konuyu başlatan: ...LaL... - Eylül 11 2006, 05:05:08
Başlık: Narsistik Kişilik Bozukluğu...
Gönderen: ...LaL... - Eylül 11 2006, 05:05:08
Aşağıdakilerden en az besinin varlığı ile erişkinliğin erken dönemleri de başlayan , üstünlük hisleri, beğenilme ihtiyacı ve kendini başkasının yerine koyamayıp, insanlara uygun yaklaşımlarda bulunamama ile seyreden bir rahatsızlıktır.
1-Kendisinin başkalarından çok daha önemli olduğu duygusu içindedir. ( gösterdiği başarıları , sahip olduğu becerilerini çok daha olağanüstü olarak görüp, yeterli bir temeli olmamasına karsın çok değerli ve yüksek bir şahsiyet olarak bilinmeyi bekler.)
2- Düşünceleri ,hayalleri büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel , sonsuz sevgi üzerinedir.
3-Özel, benzeri olmayan biri olup, kendisini ancak çok zeki ve ustun nitelikli kişilerin anlayabileceğini düşünür ve sadece bu kişilerle ilişki kurup, dostlarını bu kişilerden seçmeyi düşünür.
4-Çevresindekiler tarafından çok beğenilmeyi bekler.
5-Hak ettiği duygusu içindedir. Sahsına özel, başvuran diğer kişilerden farklı bir tedavi uygulanacağı düşünceleri ve davranışları içindedir.
6-Diğer insanlarla karşılıklı ilişkilerinde bencilce, çıkar düşünerek hareket eder. Başkalarının zaaflarından yararlanıp, hedeflerine ulaşmayı gözetir.
7-Kendini diğer kişilerin yerine koyup, onların hissettikleri , düşündükleri ya da ihtiyaçları konularını anlamaya ve bunlara saygı duymaya isteksizdir.
8-Genellikle başkalarının başarıları, yaptıkları , değerleri ve onların genel olarak varlıklarını kıskanabilirler. Diğerlerinin de kendilerini kıskandığını düşünürler.
9-Kendini beğenmiş, ukala ve küstahça tutumlar içine girerler.
Kendilerinin çok önemli , vazgeçilemez oldukları seklinde bir düşünce içerikleri vardır. Halk arasında"Büyük dağları ben yarattım" denen tavırlar içindedirler, gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. Bunların karşılığında bekledikleri ilgi, övgü , hayranlık ifadeleri ile karsılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve mutsuzluk dönemleri yasayabilirler. Başkalarının da kendi başarılarındaki katkısını gözardı edip, onları hesaba katmazlar. Otorite ya da üst düzey kişilerle ilesin kurmak için çabalayıp, bağlantı kurdukları bu kişilere abartılı nitelikler atfederler. Bu şekilde kendilerini de bu kişilerden varsayarlar. Daima bir kurumun en yetkilisi ( başhekim, profesör, mudur, komutan, işveren vs.) gibi en yetkili ile iletişime geçip, diğerlerinin fikirlerine aldırmazlar.
Devamlı olarak birselde ne kadar iyi oldukları, oradakilerin kendilerini nasıl el üstünde tutup, değer verdiği, sevgi ve saygıyla karşılandığı üzerinde düşünürler. Çevrelerinden sürekli övgü, alkış beklerler. Sıra beklemek, izin istemek, yol vermek onların sözlüğünde olmayan kavramlardır. Çünkü kendilerine göre hersele hakları vardır ve daima bir öncelikleri olduğu düşüncesi içindedirler. Başkalarından bu konularda destek ve yardim göremediklerinde öfkelenirler. Başkalarını kendi isleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir, yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kişilerden seçerler (en güzel ,en tanınmış kişiyle görünmek, arkadaşlık etmek, bu amaçla o tur kişilerin bulunduğu sosyal klüp, derneklere girip,faaliyetlerde bulunmak gibi).
Diğer kişilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aşağılayıcı, eleştirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, kendinin karsılaştıklarını derinlemesine aktarmaya çalışarak cifte standart uygulayabilirler. Herkesin başarısına haset edip, onların hiç birsele layık olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düşünürler.
Kendilerine yapılan en ufak yapıcı eleştiri ya da düzeltme,ekleme ve öneri bu kişileri ağır bir şekilde yaralayabilir. Bu durumda küçük duşmuş, mahvolmuş ,ortada bırakılmış hissedebilirler. Bu durumda aniden hiddetlenip, kırıcı olabilirler. Bunlardan ötürü sosyal ilişkileri bozuk olup başarıları devamlı olamaz. Başkaları ile yarışma gerektiren islerde yenilme riski nedeniyle ,bu islere karsı isteksizlikleri is ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düşmelerine yol açabilir.
Birlikte bulunabilen rahatsızlıklar: -Majör depresyon
Kimlerde görülebilmektedir: Vakaların yarıdan çoğunu erkekler oluşturmaktadır. Toplumda % 1 den daha az oranda görülmektedir.
Başlık: Ynt: Narsistik Kişilik Bozukluğu...
Gönderen: ...LaL... - Eylül 18 2006, 17:12:54
1 de eski zaman masalı var..
NERGİS İLE YANKI
Nergis dünyaya geldiğinde Su perisi olan anası Ona baktı da uzun uzun Ya bu dünya güzeli çocuk Göze gelirse diye meraklandı, Dar attı kendini falcının yanına, "Oğlumun ömrü uzun mu falcı baba?"
Falcı mavi saçlı periye dedi ki, "Evet, ama hiç görmezse kendini..."
Delikanlı Nergis on altısında Sevgilisiydi herkesin Ama hiçbiri bu talihsizlerin Sokulamamıştı yanına, Çünkü döndüğünü bilmiyordu dünya Büyümez gibi büyüyordu bervak otu Kunduz bilmeden acıkıyordu Görmeden bakıyordu geyik Güzelliğini bilmeyen güzellik Issızdı görkemi içinde Nergis büyüsü içinde donuk donuktu. Hani öğle saati amfitrit Sallanarak derin sularda Uyur ya ağır, kibirli, alıngan, Hani kayalık dağın doruğundan Göz açıp kapayıncaya kadar Yürek oynatırcasına iniverir ya Uçurum telaşsız ve yaban, Hani kaldırır başını orman dinler Gülümseme nedir bilmeyen yavru şahin, Hani papağanları ürkütür Tavşanları kovalar yavru kaplan...
Bir gün kurduğu ağlara doğru Sürerken ürkek geyikleri Söze ilk başlamayı bilmeyen Yankı Onu görüp vurulu verdi Ardına düştü Nergis'in gizlice Tutup yalvarmak isterdi Yalvarıp sarmak isterdi Ama Yankı'ydı o, biri söylerse ancak Ancak son sözleri yinelerdi.
Çevresinde bir şeyler sezinleyen Nergis Dedi ki "Kim var yanımda benim?" Yankı mutlu, ses verdi: "Ben'im"
Nergis bakınıp dört yanına Kimsecikler görmedi şaştı Çünkü görünmek için en uygun sözü bekleyen Ormana saklanmıştı.
Aldandı Nergis kendi sesine Bağırdı, "Gel birleşelim!" Yankı ses verdi gene "Birleşelim!"
Ve sarılmak için özlediğine, Çıktı ormandan.
Ama aldatıldığını anlayan Nergis Onu korku ile itti "Çek beni kucaklamak isteyen ellerini Ölürüm de sana öyle yar olurum." Yankı da son olarak dedi ki, "Yar olurum." Ve ormanın içlerine çekildi.
O günden beri ıssız mağaralarda Kendini yakıp bitiren Yankı İşittirir sesini bütün çağıranlara, Söylemek istediği içinde saklı, "Oda sevsin dilerim Tanrım Sevsin de kavuşamasın derim Tanrım"
Oralarda bir akarsu vardı Ne dağlarda otlamayı seven keçiler Ne çobanlar, ne bir sürü, ne bir kuş, Bozabilmişti duruluğunu bu suyun, Hiç güneş görmeyen bir kuyunun Serinliği gibi serin, ne bir yaprak yüzer Yüzünde, ne bir küçük titreyiş.
İşte av yorgunu Nergis Uzandı bir gün içmek için bu suya Görünce yüzünü birden bire suda Başkası sandı kendini, Başkası diye vuruldu kendine. Kalakaldı güzelliğinin önünde, Mermer bir yonuttu sanki yüzü Bir çizgisi bile oynamıyordu. Nergis kendini kucaklamak istiyordu, Seven de kendi, sevilen de. Kaç kez kollarını boş yere Suya daldırdı tutmak için bu başı, Açlık da ne , yorgunluk da ne, Hiçbir şey onu bu yerden ayıramadı.
Niye direniyorsun söylesene, Kaçıcı bir görüntü yakalamak için Sen dönünce yok olacak sevdiğin, Seninle gelir, seninle gider gördüğün, Sen kendinsin arkasından koştuğun, Niye direniyorsun söylesene!
Büyülenmiş, kendini seyrederken öyle Suya damladı gözyaşları Bir bulanıklık oldu suyun yüzünde Silinip uzaklaşmaya başladı Nergis, Sağlıcakla kal dedi ta derinden Nergis, Düştü bitkin başı çiçekli çimenlere.
Nergis'in ölüsü bulunamadı Düştüğü suda şimdi safran rengi Beyaz bir çiçektir artık adı.
Başlık: Ynt: Narsistik Kişilik Bozukluğu...
Gönderen: Elf - Mayıs 24 2007, 18:34:44
Benim bu.
Başlık: Ynt: Narsistik Kişilik Bozukluğu...
Gönderen: ölüm meleği - Ağustos 12 2007, 21:54:26
ve ayrıca sinir bozucu olup insanları bir anda allak bullak edebilme özelliğine sahiptirler.hasta oldukların kabullenemezler .bide narsis olduklarını gerine gerine söylerler.