Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.çok komik
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama.
Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: - ciddi vurdum napacan?!
Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da
Yemgelçek çok güzel olmuş elerine sağlık
Nasreddin Hoca, bir gün esegiyle odun getirir. Hava da cok sicak oldugundan hem kendisi hem esegi kan ter icinde kalirlar. Hoca odunlari indirir, yerlestirir.
Karisina:
- Hatun, esek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
Karisida o gün yorgun oldugundan:
- Efendi, benim isim var, sen yemleyiver, der.
Hoca sicaktan iyice bunalmis vaziyette kendini minderin üzerine atar.
- Olmaz! Hic halim yok, veremem, sen ver der.
Esegin yemini sen vereceksin ben verecegim derken is kizisir. Epeyce tartisirlar.
En sonunda Hoca:
- Pekala! Öyleyse aramizda bahse tutusalim. Kim önce konusursa esege o yem versin. Anlastik mi? der.
Karisi teklifi kabul eder. Ikisi de birer köseye cekilirler.
Az sonra kadin, el isini alarak komsuya gider. Hoca birsey diyemez.
Aradan biraz zaman gecer. Eve bir hirsiz girer. Hoca'yi görünce kacacak olur. Ama Hoca'dan hic ses ve tepki gelmedigini anlayinca kacmaktan vazgecer.
Ortalikta ne var ne yoksa koca bir cuvala doldurur. Hoca'nin gözleri önünde cuvali yüklenerek evden cikar.
Karisi epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Esyalarin yerinde yeller esmektedir. Telasla:
- Bu ne hal? Efendi! diye ciglik atar.
Hoca yattigi yerden dogrularak:
- Haydi bakalim Hatun, bahsi kaybettin. Esegin yemini sen vereceksin! der.
_____________________________________________________________
kibir yok
Nasreddin Hoca'ya yapilan sakalar tukenip bitmezdi. Aksehir'liler bir gun Hoca'ya takilir ve sorarlar.
-Hocam senin evliyalar katinda ulu bir kisi oldugun soylenir asli var midir?
Hoca'nin boyle bir iddiasi elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar;
-Her halde oyle olmali.
-Boyle kisiler zaman zaman mucizeler gostererek bu ozelliklerini herkese kanitlar. Hoca madem kabullendin goster bir mucize gorelim!
Hoca;
-Pekala simdi size bir numara yapalim der karsisinda durmakta olan cinar agacina;
-Ey ulu cinar cabuk yanima gel!...
Tabii ne gelen agac var ne giden. Hoca yurumeye baslar agacin yanina varir. Aksehir'liler;
-Ne oldu Hoca agaci getiremedin, kendin oraya gittin! diye gulunce,
Hoca;
-Bizde kibir yoktur, dag yurumezse abDal yurur der.
_______________________________________________
Sanane
Birgün nasreddin hoca eve doğru yürüyormuş bir arkadaşı arkadan seslenmiş aman hoca gördünmü biraz önce geçen helva kazanını ağzına kadar doluydu.Hoca istifini bozmadan banane demiş.Arkadaşı ama hoca helve kazanı sizin eve gidiyordu buna ne dersin demiş hoca yine istifini bozmadan ozaman sanane demiş.
Evlilik ne demektir?
Bir gün Nasrettin Hoca'ya soruşlar;
-Hoca, evlilik ne demektir?
-Gunduzleri cifte hirlama, geceleri cifte horlama!