TARİH BİLMEMEKTEN DOLAYI REDDETME VARDIR
Hak-İş Ocak 1999, s. 16-17/40.
İlber Ortaylı
Bizim memlekette tarih tetkikatı zayıftır. Büyük sentezler yapılmamıştır.
Bu tarihi aktaracak ana ve ara araçlar yoktur. Bu dediğim araçlar, Avrupa tarihinde tarihi tiyatrodur, tarihi romandır. Mesela bir takım sairler tarihçidir, Schiller gibi, Goethe gibi, Puşkin gibi, Corneille gibi. Dolayısıyla tarih kitlelere böyle bir takım âlimlerin sentezlerinden, monografilerinden ve aynı zamanda bu tip yazarların kaleminden geçer. Sonra tarihi film çeviren büyük rejisörleri vardır. İşte Passolini bunlardan biridir. Macar Szabo da böyle biridir. Mesela Einstein vardır, kendine göre Sovyet devrinde çarpıtılmış milliyetçi-Marksizm arası bir tarih görüsünü perdeye yansıtır ama iyi rejisördür. Sonra Aleksei Tolstoy bu devirde böyle biridir. Bizlerin bu gibi araçları yoktur. Bu dallar bizde çok zayıftır. Dolayısıyla bir kere doğru dürüst tarihi ressamımız yoktur. Bu çok önemlidir. Bir Repin yoktur, bir Suriko yoktur. Adam, tablosuna baktığında Rusya tarihinin bir safhasını hazmedeceğiniz, bütün çelişkisi ve bütün tutarlılığıyla-tutarsızlığıyla görebileceğiniz bir ressamdır. Dolayısıyla bizim milletimiz tarih bilmez. Çok iyi yetişmiş uzmanlar da bilmez. Mesela bir takım tabipler bilmez, bir takım mühendisler bilmez.
Tarih hiçbir şekilde bu millete okutulamamıştır. Benimsetilememiştir, sevdirilememiştir. Tarih bilmemekten dolayı tarih reddetme vardır. Bu çok barizdir. Bazı tarihçilerimiz diyor ki, "Osmanlılar Arapça kullanmış, Farsça kullanmış." Hâlbuki Osmanlının Arapça bileni, buğun bizim İngilizce bilenimiz kadardır. Bunun sıkıntısını çekmişlerdir. İşte diyor, 'Dilimizi ihmal etmiş'. Ne edecek? Başka dil bildiği yok ki adamın. İşte diyor; 'Yobazlar çok hâkimdi, bizi Geri bıraktırmış'. Şimdi bir yobaz var tabii. Yobazsız toplum olmaz ama Osmanlı, yobazı kılıçla bir anda ortadan kaldırmayı bilendir. Yani Üstüvani Mehmet Efendi taifesine Koprulu'nun yaptığı belli. Osmanlı idaresi bu konuda kimseye pabuç bırakmaz.
Bir takımadamlar isin kolayına sapıyorlar. Mesela simdi ben fizik yahut matematik bilmiyorum, mühendislik bilmiyorum. Rahat bir şekilde mühendisliğin dünyayı mahveden bir disiplin olduğunu ileri sürebilirim. Taraftar da toplarım, bütün bu cevre kirlenmeleri falan bunların eseridir derim. Otomobili buldukları anda zaten mahvettiler dünyayı seklinde görüşler de var yani, onu da söyleyeyim. Bunlar deli saçması değildir. Bir tarafı da ciddidir.
Ama bir yere varamazsın bununla. Mühendislik bu dünyayı mahvetmiştir, o zaman mühendisliği bos ver diyebilirim. Var bunu diyen deliler, yarı akıllılar da var, akıllıya yakın adamlar da var. Ama bu doğru değil tam anlamıyla. Bunun gibi bir şeydir.
Veya daha aşırı insanlar da var, "Hiçbir tabibe lüzum yok, Allah bilir, kocakarı ilacı veya dua yeterlidir" derler. Burada gülüp geçtiğimiz şey, maalesef bizimki gibi bir toplumda tarih bilmeyen, insanların tarih düşünmeye, tarihi analiz yapmaya alışmadığı bir toplumda ciddi neticeler doğuyor.