Alternatifim Cafe

Dünya Dönüyor => Edebiyat => Kitap => Konuyu başlatan: barbie9138 - Mayıs 17 2008, 11:17:46

Başlık: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: barbie9138 - Mayıs 17 2008, 11:17:46
Kitaplarda üst üste 2-3 kere okunulan bölümler vardır. Sizi etkiliyen bölümlerden kesitler sunmanızı istiyorum.



     gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakn olan aydınlıktır, aydınlıktadır. uzağın payına karanlık düşer. zaten karanlığı kimse yakından görmek istemez.

    Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka 'gözbebeğim!' diye hitap edilir. ( Elif Şafak-Mahrem)
 

                                             
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Kıvırjıq - Haziran 04 2008, 15:24:19
Buket Uzuner'in Kumral Ada-Mavi Tuna'sında Aras'ın öldüğü bölüm beni çok fazla etkilemişti...Birkaç gün etkisinden kurtulamadım ve defalarca da aynı bölümü okudum... :bye
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Klytie - Haziran 04 2008, 16:31:01
Beni en etkileyen kitap olan "Tutunamayanlar"dan bir kaç satır iliştireyim ben de.

'Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazılmışlar oysa.
Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldigimla kaldim...'

" Önce kelime vardı, kelimeden önce yalnızlık vardı. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık... Kelimenin bittiği yerde başladı; kelimeler söylenemeden önce başladı. Kelimeler, yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu."

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: barbie9138 - Haziran 06 2008, 18:01:51
En yakın zamanda okumayı düşünüyordum ''Tutunamayanları'' Bu güzel satırları görmek okuma aşkımı depreştirdi.

'Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazılmışlar oysa.
Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldigimla kaldim...'

Çok hoşuma gitti.

Teşekkürler Klytie   :)
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: dovee - Haziran 08 2008, 22:05:47
Kalem Arkası Ayrıntılar
Özürlülere yönelik bir seminer için Abant'a geldim. Seminer bitti ve ben az önce fark ettim, "Dış görünüş mühim değil!" diyenlerin içinde, buna en çok inananların kör insanlar oldugunu. Ve az önce fark ettim yine; hiçbir önyargısı olmayan bu insanlara bizim 'özürlü' dediğimizi!
Erdal Demirkıran- Yerim Seni ÖSS
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: barbie9138 - Temmuz 02 2008, 23:41:56
Bir yarın düşleriz hep, bir türlü bugüne kavuşmayan
Bir zafer düşleriz hep, aslında gerçekleşmesini istemediğimiz

Yeni bir gün düşleriz, yeni bir gün başlamışken bile

Kavgalardan kaçarız, uğruna dövüşmemiz gerekse de

Ve biz hâlâ uyuyoruz.

Çağrıları duyarız, ama gerçekten önemsemeyiz asla

Gelecek için umutlanırız, ama gelecek bir plandan ibarettir yalnızca

Bilgeliği düşleriz, ama her gün kaçıp uzaklaşırız yanından

Bir kurtarıcı gelmesi için yalvarırız, ama bizim elimizdedir kurtulmak

Ve biz hâlâ uyuyoruz.

Ve biz hâlâ uyuyoruz

Ve biz hâla yakarıyoruz

Ve biz hâlâ korkuyoruz

Ve biz hâlâ uyuyoruz.

Ölü Ozanlar Derneği
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Klytie - Temmuz 03 2008, 09:49:20
Ray Bradbury / Fahrenheit 451

Eğer adamın politik bakımdan mutsuz olmasını istemiyorsan, ona iki yönlü bir soru verme, tek yönlüsünü sor. Daha da iyisi hiç sorma. Bırak savaş diye bir sözcük olduğunu unutsun. Eğer hükümet yeterli çalışmıyorsa, çok işi varsa, vergiler deli gibiyse bırak öyle kalsın, bunun için insanların endişelenmesi daha mı iyi? Sakin ol, Montag. Onlara yarışmalar düzenle, en tutulan şarkıların adlarını sor, devletlerin başkentlerinin adlarını sor, geçen yıl Iowa’da ne kadar mısır yetiştirilmiş, onu sor, bilsinler kazansınlar. Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur. Öyle lanet olası olaylarla onları donat ki, kendilerini bilgileriyle gerçekten parlak kişiler sansınlar. Böylece düşündüklerini zannetsinler. Hiç kımıldamadan hareket ettiklerine inansınlar. O zaman mutlu olacaklardır, çünkü bu tür olaylar ve konular hiç mi hiç değişmezler. Onlara felsefe, sosyoloji gibi esnek konular verme, olayları bağdaştırmak için. O zaman melankolik olurlar. Bugün birçok adamın yapabildiği gibi, TV antenini ayırıp, yeniden birleştiren kişi, tüm evreni ölçüp biçen, eşitlik arayan kişiden çok daha mutludur.


Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mihayloviç - Temmuz 04 2008, 00:02:32
Bugün bizi boğmak için kullandığınız eller yarın bizim elimizi sıkacaklar, hem de içten bir dost sıkışıyla! Sizin gücünüz altına ve paraya dayalı mihaniki bir güç. Bugün, sizi birbirine düşman bireylerden örgütlenmiş bir topluluk halinde topluyor. Oysa bizim gücümüz her zaman artan, her zaman yaşayan bir güç. Mazlumlar arasında doğan doğal bir birlik gücü! Siz ne yapıyorsanız cinayettir. Çünkü ulusu ezmekten, tutsaklaştırmaktan başka bir düşünceniz yok. Oysa bizim harcadığımız çabalar dünyayı zalimler, ifritler elinden kurtarmaya harcanmaktadır. O ifritler ki hep sizin düşmanlığınız, yalanlarınız, hırslarınız, tamahınızla meydana gelmiştir. Kısa zaman sonra, işçi ve köylü kitlesi özgürlüğüne kavuşacak, özgür, ahenkli ve heybetli bir dünya yaratacak. Ve bu olacak!

Pavel bir an sustu. Sonra, daha gür bir sesle sözünü sürdürdü:

- Bu olacak!

Maksim Gorki
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mihayloviç - Temmuz 04 2008, 00:18:08
- Hey, İvan! diye bağırdı. Sizin bütün Rus askerlerin adı İvan'dır. Seninki de İvan mı?

Tolstoy
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Terpsikhore - Temmuz 04 2008, 00:28:01
İstanbul'da bahar!İstanbul...yılların içinde,Piraye giderek bedeninden sıyrılıyor,İstanbullaşıyordu Nazım'ın gözünde.Sanki şehri ve karısı yekvücut olmuşlardı.Birine dokundu muydu onu okşuyordu,birini öperse,diğeri ürperecekti...

Ayşe Kulin ... İçimde Kızıl Bir Gül Gibi
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: barbie9138 - Temmuz 04 2008, 01:06:22
Katlanmış kağıttan kesilerek yan yana çoğaltışmış kağıt bebekler gibi birbirinin aynı olan bu kadınlar, yıllar yılı yan yana  yaşamaktan, hep aynı kelimelerle düşünür, aynı kelimelerle konuşur hale gelmişlerdi. 

syf 231 Murathan Mungan-Üç Aynalı Kırk Oda
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Klytie - Temmuz 04 2008, 17:56:50
"Ve ben senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiçbir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyordum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. Ve bulaşıkları yıkadım. Ve bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla. Ve bana bütün yaptıklarını aklımda tuttum... Ve önce kelime vardı sen, önce vitrin var dedin."

"En büyük hazinemiz aklımızdır"

"Üç yanı denizlerle çevrili olan ülkemizin…” “İki buçuk yanıdır, oğlum Salim.” Salim iki numara traşlı kocaman başını kaldırdı: “o ne demek oluyor Hikmet Amca?” “Güney sınırlarının yarısı karadır da ondan.” “Yapma Hikmet Amca öğretmen kızar böyle şeylere.” “Kızmaz oğlum gerçeklere kızılmaz.”

''Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu gerçeğe inanmak istememişler ve uzun süre, 'yahu insanlık öldü mü?' diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ' insanlık öldü mü?' ya da ' insanlık ölür mü?' biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır; herkes, insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. Bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. Evet, insanlık artık aramızda yok. İnsanlıktan uzun süredir ümidini kesenler, ya da hayatlarında insanlığın hiç farkında olmayanlar bu haberi yadırgamamışlardır. Fakat, insanlık âleminin bu büyük kaybı, birçok yürekte derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki, bazıları artık insanlık olmadığına göre bir âlemden de söz edilemeyeceğini ileri sürmeye başlamışlardır. Bize göre, böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit henüz erkendir. İnsanlık artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde her zaman yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar insanlığın olduğunu, bizim gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir.İnsanlığın güzel ve çekingen yüzünü ben de görür gibi oluyorum. Zavallı insanlık kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve insanlık için bir şeyler yapmaya çalışanları sevgiyle izlerdi. Bu gün için insanlık ölmüşse de, onun ilkeleri akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamaya devam edecektir. İnsanlıktan paylarını alamayanlar için, o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun yaşamasına şaşılıyordu"


Oğuz Atay / Tehlikeli oyunlar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Lyssa Hypnos - Temmuz 05 2008, 21:45:26
" Ölüm dünyayı geçmekten başka bir şey değildir, tıpkı dostların denizleri geçtiği gibi; birbirlerinde yaşarlar hala. Çünkü hep varolmalıdır, her daim her yerde varolanın içinde sevenler ve yaşayanlar. Bu ilahi aynada birbirlerini yüz yüze görürler; hem serbest, hem lekesizdir sohbetleri. Dost kucağıdır bu; öldükleri söylense bile dostlukları ve cemiyetleri, esasında daima korur varlığını, ölümsüzdür çünkü. "

William Penn | Yeni Yalnızlık Meyveleri
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: PosiTive - Temmuz 06 2008, 14:57:07
''...Bir milletin büyük bir çoğunluğu daima sözün gücüne inanır. Bütün büyük hareketler, insanı ihtiraslarının ve ruhi durumlarının yanardağ patlamaları gibi olmuştur. Fakat hiçbir zaman estetikçilerin ve salon kahramanlarının limonata kamışları bu işleri görememişlerdir.''
-Adolf Hitler-Mein Kampf-

''...Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mühim olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, ortada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır... Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur...
''
-Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna-
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mihayloviç - Temmuz 06 2008, 15:09:23
Uğuldama yeşil orman, anne orman. Düşünmesine engel olma babayiğit delikanlının. Yarın sabah ben sorguya çıkacağım. En yaman hakimin karşısına, çarın... Bir bir soracak bana çar babamız: Söyle bakalım delikanlı, köylü çocuk. Söyle, kimlerle çıktın yağmaya, soyguna? Çok muydu arkadaşların? Söyleyeceğim sana ey çar, gerçektir tüm sözlerim: Dört arkadaşım vardı benim. Birincisi; karanlık gece. İkinci; keskin bir bıçak. Üçüncüsü; sadık atım. Dördüncü yoldaşım ise yaman bir yay; kızgın oklardı habercilerim. Bana diyecek ki çar: Aferin sana delikanlı, köylü çocuk. Soygunda olduğu gibi söz söylemekte de ustasın! Buna karşılık bende, bir meydanın ortasında sana layık bir yapı, üç direk bir kiriş bağışlayacağım!

Puşkin
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: PosiTive - Ağustos 25 2008, 12:41:02
Michael Ende- Ayna içinde ayna

Bağışla beni daha yüksek sesle konuşamam.
Beni ne zaman duyacaksın, bilmiyorum.
Acaba bir gün beni duyacak mısın?
Benim adım Hor.
Yalvarırım sesime kulak ver. Ve bana olabildiğin kadar yakın ol, lütfen. Her zaman olduğu gibi, şu anda da buna çok ihtiyacım var. Ayrıca, kendimi sana ifade etmenin başka yolu yok. Biliyorum ki, dileğimi yerine getirmeye karar veriğinde açıklaman gereken birçok sırrın da olacak. Sesim tükediğinde senin sesine ihtiyacım var.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Janus. - Ağustos 25 2008, 13:16:05
paulo coelho - zahir :

Aşk evcilleşmemiş bir güçtür.Onu kontrol etmeye çalıştığımızda bizi yok eder.Onu hapsetmeye çaıştığımızda o bizi esir alır.Onu anlamak için çabaladığımızda kendimizi kaybolmuş ve şaşkına dönmüş hissetmemizi sağlar.

Hepimiz büyüyor ve şekil değiştiriyoruz.Düzeltilmesi gereken zayıflıklarımız fark ediyoruz , her zaman en iyi çözümü bulamıyoruz ama duvarları ya da kapıları veya pencereleri değil içimizdeki boşluğu , içinde ibadet ettiğimiz ve bizim için en sevgili ve önemli olanı beslediğimiz boşluğu şereflenirmek için herşeye rağmen dimdik ve dürüst biçimde ayakta kalmak için çabalamayı sürdürüyoruz.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: barbie9138 - Ağustos 25 2008, 22:45:11
Bir seyyahla, onun çölde karşılaştığı yırtıcı hayvanları anlatan o şark masallarını kim bilmez ki. Seyyah, hayvandan kurtulmak için susuz bir kuyuya atar kendini. Orada, kuyunun dibinde bir ejderha görür. Onu yutmak için ağzını açmıştır. Yırtıcı hayvan tarafından parçalanmamak için yukarıya çıkmaya cesaret edemezken ejderha tarafından da yutulmamak için aşağıya atlayamayan bu zavallı, kuyunun duvar taşları arasındaki bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur. Elleri uyuşur ve az sonra, her iki tarafta bekleyen felaketin kucağına düşeceğini hisseder, ama hala sımsıkı yapışıp durmaktadır dala. O sırada biri beyaz biri kara iki farenin onun tutunduğu dalın çevrisinde dolaşıp dalı kemirmekte olduklarını görür. Birkaç dakikası vardır. Dal kopacak ve o da canavarın ağzının içine düşecektir. Seyyah bunu görür ve kurtulma şansının olmadığını bilir. ama havada debelendiği sürece, çevresine bakınmaktadır. Çalının yapraklarından bal damlaları görür. Dilini uzatıpbunu yakalamaya koyulur. işte ben de aynı, beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim halde, hayatın dallarına tutunuyorum ve bu azaba niye düştüğümü bir türlü aklım almıyor ve şimdiye kadar bana teselli vermiş olan balı emmeyi deniyorum. Ama bal bana tat vermez oldu artık; beyaz ve siyah fareler gece gündüz tutunduğum dalı kemirmekteler...

İtiraflarım - Tolstoy
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: PosiTive - Eylül 01 2008, 14:05:58
Bir kol saatini kurmak için açıklayıcı bilgilere önsöz

Bunu iyi düşün: sana bir saat hediye edildiğinde, çiçeklenmiş küçük bir cehennem, gülden bir zincir, bir hava hücresi hediye edilmiş olur. Mutlu doğumgününde sana hediye edilen bir saat değil sadece, kullanacağını umuyoruz, iyi bir marka, değerli bir taştan İsviçre malı, bileğine takacağın ve artık hep seninle olacak bir saat degil sadece sana sunulan-bilinmiyor, en korkuncu da bilinmemesi-evet sana sunulan kendinin geçici ve dayanıksız yeni bir parçası, sen olan ama bedenin olmayan bir şey tıpkı bileğine yapışmış umutsuz küçük bir kol gibi, kayışını bedenine bağlaman gerek. Onu her gün kurma zorunluluğu, bir saat olmayı sürdürebilmesi için onu kurma görevi hediye ediliyor sana, kuyumcu dükkanın vitrininde, radyo anonslarında, duvar saatinin gonglarında saatin doğru olup olmadığını kanıtlama takıntısı hediye ediliyor sana. Onu kaybetme, onu çaldırma, onu düşürme ve kırma korkusu hediye ediliyor sana. Markası ve onun diğerlerinden daha iyi olduğu güvencesi hediye ediliyor sana, saatini diger saatlerle karşılaştırma eğilimi hediye ediliyor sana. Sana bir saat hediye edilmiyor, aslında sensin hediye edilen, saatin doğumgününde.

Julio Cortazar Açıklayıcı Bilgiler El Kitabi
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Alberta - Kasım 15 2008, 13:40:37
Maksim Gorki' nin 'Çocukluğum' kitabından, çok beğendiğim iki kesit:


"Ama çoğunlukla dayanılmaz bir sıkıntı duyuyordum. Sanki çok ağır bir şey vardı sırtımda, sanki karanlık ve derin bir çukurda yaşıyordum; artık duyarlılığını kaybetmiş, kör ve ölü biriydim."

"Günlük yaşantının durağan akışı içinde, mutsuzluğun kendi de bir bayram, yangınsa bir eğlence onlar için. Anlamsız bir yüzün üstünde, bir yara bile süse benzer."
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Anterrabae - Kasım 22 2008, 11:25:53
Şimdi, bu acıya bir son vermesi, kendisini terk etmesi, sonsuzluğa bırakıp gitmesi için birbirine yalvaran iki yüreğiz artık.. "Ayazda İki Yürek" gibiyiz... Sen benim şizofren aşkımsın... Bense senin sızlayan vicdanın...
Affet beni sevgilim... Verdiğim sözleri tutamadım...

Şizofren Aşka Mektup*Cezmi Ersöz.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: böqürtlenli_reçel - Kasım 29 2008, 01:03:33
Aynalar şehrine geldim çünkü benden evvel yazılmış hikayenin içindeyim.
Aynalar şehrindeyim çünkü kim olduğumun peşindeyim.

Elif Şafak-Şehrin Aynaları..
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Zehr-i Zakkum - Aralık 27 2008, 14:07:03
''Ne diyebilirim ki sana,varlığın sırları saklı senden ,benden ;bir düğüm ki ne sen çzöebilirsin ne ben.Bizimki perde arkasında dedikodu ;bir indi mi perde,ne sen kalırsın ne de ben.''


''Ömer, o bakışı tutmak,içine çekmek,hiç bırakmamak istedi.Kalabalıığn farkına varmadığı kısacık bir an,aşık içinse bir sonsuzluktu bu.Zamanın iki yüzü var,dedi kendi kendine Hayyam.iki boyutu;uzunluğunu güneşin seyri belirliyor,kalınlığını ise tutkular.''


Amin Maalouf ||Semerkant ..
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Lyssa Hypnos - Nisan 06 2009, 16:46:16
" Her şey yok olsaydı ve bir tek o kalsaydı da ben var olmaya devam ederdim. Her şey yerli yerinde kalsa ve bir tek o yok olsaydı bütün kainat tümüyle bana yabancı bir yer olurdu. " -Catherine-

" Onun da benimle birlikte öleceğini bilseydim bir an bile beklemez, kıyardım canıma! " -Catherine-

" Şayet Edgar benim, ben de onun yerinde olsaydık, ondan hayatımı zehir eden bir kinle nefret etmeme rağmen, gene de ona elimi kaldırmazdım. Sen istediğin kadar bana inanma! Catherine istediği sürece, kendisini onun dostluğundan yoksun bırakmazdım. Ne zaman ki, Catherine, ona karşı ilgisini yitiriyor, o zaman onun kalbini söker, kanını içerdim! Ama o zamana kadar, şayet dediklerime inanmıyorsan demek ki beni tanıyamamışsın, o zamana kadarsa onun saçının tek bir teline dokunmaktansa işkenceyke ölmeyi tercih ederim. " -Heathcliff-

" Edgar o çelimsiz haliyle Catherine'i bütün varlığıyla sevse bile, yine de seksen yılda bile benim Catherine'i bir günde sevdiğim kadar sevemez. " -Heathcliff

" Hayatım olmadan yaşayamam. Ruhum olmadan yaşayamam! " -Heathcliff

Uğultulu Tepeler | Emily Bronte
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: La Loca - Nisan 17 2009, 01:14:33
Yitip gitti çocukluğum
İlk yürümeyi öğrendiğimde
Hayal kırıklıkları battı ayaklarıma
Tahta bir tabancam vardı
Çocukluğuma dayadım namlusunu
Yaşamak için büyümem gerekiyordu
Masallar dinlerdim uyumadan önce kendimden
Hep iyiler kazanır,kötüler yaşardı hayatlarını
Krmızı başlıklı kız beni kurtla aldatırdı
Ve Üç Silahşörlerin üçü de D'artagnan'a kıl olurdu
Nice Güliver gördüm ben devler ülkesinde dev
Cüceler ülkesinde cüceymiş gibi yapan
Meğer perukmuş Rapunzel'in saçları
Yedi cücelerin yedisi de aynıymış
Ve yedisi de hastaymış Pamuk Prenses'e
Kendini bile aydınlatmazmış Aladdin'in lambası
Ama her dileği olurmuş her nasılsa
Kırk Haramiler kazanır Ali Baba yermiş hepsini
"Kral çıplak" demiş
Kıçında donu olmayan bir çocuk.

Ömer Faruk Dizdar - Şizofreni Mektuplar.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Dionysus. - Nisan 18 2009, 13:17:34
Edward fısıldadı, "Reneesme."
Demek Bella yanılmıştı.Onun düşündüğü gibi bir oğlan değildi.Çok da şaşırmadım, zaten ne hakkında yanılmamıştı ki?
Kanlanmış gözlerinden gözlerimi ayıramadım ama ellerinin hafifçe kalktığını hissettim."Bana.." dedi kırık bir fısıltıyla."Onu bana ver."
Sanırım, istediği ne kadar aptalca olursa olsun Edward ona asla hayır demeyecekti, bunu biliyordum.Ama onu şimdide dinleyeceği aklıma gelmemişti.O yüzden onu durdurmak için düşünmedim bile.
Koluma sıcak birşey dokundu.Bunun hemen benim dikkatimi çekmesi gerekiyordu.Hiçbirşey bana sıcak gelmezdi ki.Ama gözlerimi Bella'nın gözlerinden ayırmadım.Gözlerini kırpıp açtı, sonunda görebiliyor gibiydi.Titrek bir inleme gibi çıkan sesiyle bir melodi mırıldanır gibi konuştu.
"Renes..me.Çok...güzel."
Ve sonra acı içinde nefesini tuttu.

Son kez atan kalbi bir an sessizliğe gömüldü.
Hemen ellerimle kalbine masaj yapıp, ritmi tutabilmek için içimden saymaya başladım. Bir.İki.Üç.Dört.


--

Sanki onu öpüyor gibiydi.Dudaklarını hafifçe boynuna, bileklerine ve kolundaki kıvrıma dokunduruyordu.Ama ben dişleri defalarca onu ısırırken çıkan ıslak yırtılmayı duyabiliyordum, sıvıyı vücudunda olabildiğince çok noktaya yaymaya çalışıyordu.Donuk dilinin kanayan kesikleri süpürdüğünü görebiliyordum ama bu görüntü beni öfkelendirmeden ya da midemi bulandırmadan, ne yaptığını anlamıştım.Dilinin dokunduğu yerdeki kesikler kapanıyordu.Böylece zehri ve kanı içeride tutuyordu.

2. Kısım, Jacob.
18. bölüm; Bunu Anlatacak Söz Yok.
Şafak Vakti.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Inkheart - Nisan 18 2009, 14:19:33
pHen fiqan die bir kiTabın her böLümeüne bayıLmıShdım ve kiTabı tekRar tekrar oquMaqk isDi0orum aMa 0oqKuyamı0orum o yüzxden özeTien baqı0orum çünkü kiTap arKadasımDAaaaa :'(
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: beterböcek - Nisan 20 2009, 09:51:32
hamuş’ derdi Mevlana kendine.Yani suskun.Düşündün mü hiç bir şairin ,hem de namı dünyayı sarmış bir şairin,yani işi gücü,varlığı,kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın,nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini…?’’

ELİF ŞAFAK - AŞK
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Haziran 12 2009, 19:26:19
Akıl vermeyi sevmem,ama bu kez kendi deneyimleriyle öğrenmiş bir adam olarak,gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim. Bize gereken gerçektir,büyüden,rüyadan arınmış bir gerçek.İçinize işleyen bakışlara kanmayın,hiçbir bakış masum değildir. Buna çocuklarınki de dahil.Tatlı söze inanmayın yalansız söz olmaz. Şarkılara,şiirlere,romanlara,oyunlara,filmelere kulak asmayın;onlar olanları değil olması gerekenleri söyler.

Ahmet Ümit-Kukla
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Haziran 13 2009, 11:56:03
- Tanrıya, bize, acılar kadar sevinçleri, kötülükler kadar iyilikleri de aynı güçte hatırlatacak bir hafıza bahşetmesi, bizi kendi hafızamızdan ve ilişkimizden koruması için yakarmaktan başka elimizden ne gelir?

- Kendimiz olduğumuz anları unutmak, kendimizi başkası sandığımız anları hatırlamak isteriz.
Ama atlarımız ne yazık ki umduğumuz kadar uysal değildir, beklenmedik anlarda şahlanarak, kişneyerek, istemediğimiz yollara saparak, birbirlerinin yerine geçerek bizi, duvarları bizim benliğimizden örülmüş büyük hapishanenin içinde döndürür dururlar.
O hapishanenin dışına çıkamazlar.
Kendi gerçek kimliğini anlatan kimseye, belki de o yüzden, rastlamadım bugüne dek.



Ahmet Altan - İçimizde Bir Yer
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: grmysg - Haziran 30 2009, 20:56:43
.....sonraki bir yıl beni izliyormuşsun gb davrandm.. :ask  ..nişanlıya mektuplar victor hugo
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: hayalperest - Temmuz 03 2009, 19:57:54
Leylâ İçin Şiir'den

...

Leylâ’yı ilk kez ne zaman gördüğümü bile anımsamıyorum. Âşık olmadan önce yüzlerce kez görmüş olmam gerekir. İlkokula başladığım yıl taşınmıştık o eve, onlarsa çok eskiden beri orada oturuyorlardı. Ama besbelli dikkatimi çekmemiş. Dikkatimi çeker çekmez de âşık olmuşum herhalde. Yani, onu görür görmez sevmedim, sever sevmez gördüm belki. Aşkım o kadar uzun sürdü ki –sürüyor ki- başlama ânını yakalamak hem olasız, hem de gereksiz. Doruk anlarını yakalıyor belleğim. Sürekli o doruk anlarında dolanıp duruyor.
YOL AĞIZLARINDA
DAĞLARA TIRMANIRKEN
Leylâ’yı özlüyorum, Leylâ’yı istiyorum.
...



Pınar Kür - Akışı Olmayan Sular
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: hayalperest - Temmuz 03 2009, 22:46:40
Yaslı gittik şen geldik
Yedi tepeden geldik
Aç koynunu bezirgan
Bonjur demeden geldik



Tutunamayanlar'dan
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Temmuz 03 2009, 22:54:00
Güzele herkes güzel demekle 
Çirkinlik olur
İyiye herkes iyi demekle
Kötülük olur
..............
...........
.............
...............
................
Bilge kişi sükunetle yönetir
Telefuz etmeden öğretir
Varlıklara karşı kayıtsız değildir ancak
Onları benimsemeden herbirini doyurur
Kibirlenmeden görevini yerine getirir.
Kendisine bağlanmadan eserini tamamlar
Ona bağlı kalmadığı için de
Ayakta kalır.


Lao Tzu-Öğretiler (Sevdiğim filozoflardandır)
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: ScHıZoFr3n - Temmuz 07 2009, 13:20:23
şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır adlı kitapta
hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar hiç yaşamamış gibi de ölürler diye bir satır vardı çok hoşuma gitmişti
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Zeitgeist - Temmuz 10 2009, 19:53:10
  Hala sorumdan kaçıyorsunuz Josef. Kendi yaşamınızı tam anlamıyla yaşadınız mı? Yoksa yaşam mı sizi yaşadı? Siz mi seçtiniz? Yoksa, o mu sizi seçti? Sevdiniz mi? Yoksa pişman mı oldunuz? Yaşamınızı tamamlayıp tamamlayamadığınızı sorarken anlatmak istediğim buydu. Yoksa boşa mı harcadınız? Babanızı ailenin başına  gelen bir felaket yüzünden çaresiz bir halde dua ederken gördüğünüz rüyayı hatırlayın. Siz de onun gibi değil misiniz? Siz de çaresiz bir halde, asla yaşayamadığınız bir hayatın yasını tutmuyor musunuz?

Nietzsche Ağladığında.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: frekanss - Temmuz 10 2009, 21:45:26
''Zaten bu işçilerin ve kadınların çoğunun dürüst ve başkalarının mallarına saygılı olmaları normaldir. Bu duygular, çocukluklarından beri onların kafalarına, ana ve babaları tarafından kıçlarına yeterince vurula vurula yerleştirilmiştir. Öyle olunca da, erdem içlerine kıçlarından girmiştir.''

Anatole France - Tanrılar Susamışlardı
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Temmuz 17 2009, 14:59:20
Yaşam öylesine güç bir çaba ki çocuk. Her gün yeni başlayan bir savaş;
mutluluk anları ise kısacık ayraçlar, sonradan bedelleri acıyla fazlasıyla ödenen.


Doğmamış çocuğa mektup / Orıanna Fallacı
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Temmuz 17 2009, 15:20:59
" Bir insana aşık olmak onu kalabalığın içinden çekip çıkarmak, çokluğun içinde tek kılmak ve sonra aynı hızla o teklik içindeki çokluğu keşfetmek ise eğer, öncelikle yüzler arasında bir tek yüze aşık oluruz; sonra da aynı yüzün içindeki pek çok yüzü keşfetmeye başlarız ürpertiyle. Keşfettiğimiz her yeni yüzle, ilk gördüğümüz yüzden biraz daha uzaklaşırız. Sevdiğimiz kişinin yüzünün çoğulluğu, belirsizliği, silinebilirliği içten içe huzursuz eder bizi. Bu yüzden olsa gerek, onlar derin uykudayken uzun uzun seyrederiz sevdiklerimizin yüzlerini. Ruhlarının yedi kat derinliğine açılan kapıların orada bir yerde saklı olduğunu içten içe sezinlediğimiz için... Gün boyu bizden sakladıkları yüzlerini görmek, gördüklerimizin sırrına erebilmek için.. "

Elif Şafak || Med-cezir
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Temmuz 17 2009, 18:03:56
"........Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."

Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: düş # - Temmuz 30 2009, 19:56:21
Ne düşündüğünü bilmiyorum.. Ama nereye gidersen git seninle geleceğimi bil.. Bazı karşılaşmalar kaderden başka bir şey değildir ve söyle bana bunu kim değiştirebilir?

Başucumda Müzik / Kürşat Başar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Anopheles - Ağustos 02 2009, 20:09:37
Kendini boşuna harcamış olur insan, dilediğine ulaşıp da sevinç duymazsa. Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, yıkmakla kazandığın yapmacık bir mutluluksa.

Macbeth
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Anopheles - Ağustos 07 2009, 23:08:55
*Sesim tükendiğinde senin sesine ihtiyacım var.
*Kimse umudunu kaybetmiş birinin sonunun nereye varacağını bilemez...
*Hayat bir tekrardır. Hangi hakla bunun dışında tutulmayı bekliyorsunuz ki?


Ve daha bir çok tadı yerinde cümle.. =) Ayna içinde ayna-Bir labirent
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: frekanss - Ağustos 08 2009, 00:16:05
"Peki albayım, vazgeçtim: Önce hiçbir şey yoktu. Bütün evren, kelimesiz bir tekdüzelikten ibaretti. Fakat o sırada kelime icat edilmediği için, bu bölümü anlatamıyoruz. Tanrı, bir süre sonra, tekdüzelikten sıkıldığı için durgunluğu yarattı. Sonra durgun yaratıldı. Bu sıfat tek başına var olmadığı için, durgun denizler ve durgun havalar ve durgun karalar ortaya çıktı. (Sadece bir dilbilgisi zorunluluğu yüzünden.) Durgunluk bulut getirmediği için denizler her zaman mavi ve durgunluk havayı karıştırmadığı için dalgasızdı. Hareket olmadığı için büyüme yoktu. Ne yükselme vardı ne genişleme. Kimse kimseyi geçmiyordu. Yarışma icat edilmemişti. Ve Tanrı, Hüsamettin Tambay'ın ilk atasını, insanı yarattı."

Oğuz Atay - Tehlikeli Oyunlar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: düş # - Ağustos 15 2009, 10:46:00
"Bir özgürlüğe mâl olmuş hayat, hayat değildir; bir hayata mâl olmuş özgürlük de özgürlük değildir."

Mavi Ev / Kahraman Tazeoğlu
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Bsra.. - Ağustos 21 2009, 12:43:07
Aşkın gerçeğinden vazgeçtik tıpkı basımlarına da razıyız..
               
      Aslı Erdoğan / Bir delinin güncesi               
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: düş # - Ağustos 29 2009, 14:38:38
" Göreviniz bittiğinde görüyorsunuz ki ölmemişsiniz, ölümü cebinizden çıkarmaya başlıyorsunuz. "

" Bittiğinizi ne zaman hissedersiniz? " Bir an bitmişsinizdir. Hemen aklınıza şu soru gelir, " Bir adım daha atabilir miyim? " Hemen ardından atabileceğinizi fark edeceksiniz.

Kan Uykusu / Serdar AKİNAN
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: emRivaki - Ağustos 29 2009, 14:46:07
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisi ne? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?... Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?... Hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır: kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun...   sabahattin Ali-değirmen
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: frekanss - Ağustos 29 2009, 16:54:02
Davranışlarında genellikle hep böyle geç kalırdın. Karımdan ayrılıp sana sığındığım zaman da, "Geceleri eve geç geliyorsun," gibi, yıllarca önce söylenmiş olması gereken sözlerle beni tedirgin ederdin. Oysa babacığım ben evlenmiştim, ayrılmıştım, çocuğum bile vardı; yani bir bakıma senin durumundaydım. Sen de yıllarca önce bazı işlerini bahane ederek büyük şehire gidip bizi günlerce yalnız bırakmaz mıydın? Ben de işte öyle olmuştum babacığım: 'İstediğim gibi yaşamak' diyebileceğimiz bir işim çıktığı için evden, kendi evimden ayrılmıştım.

Oğuz Atay - Korkuyu Beklerken
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: kuzeen - Eylül 03 2009, 12:43:23
" Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.Akıl temkinlidir.Korka korka atar adımlarını.' Aman sakın kendini! ' diye tembihler.Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ' Bırak kendini,ko gitsin! '
Akıl kolay kolay yıkılmaz.Aşk ise kendini yıpratır,harap düşer.Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur.Ne varsa harap bir kalpte var! "
Elif Şafak - Aşk
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Zifir. - Eylül 04 2009, 20:40:26
Bazen Dünya'nın bir kasa olduğunu düşünüyorum.Tanrı'nın parasını sakladığı bir kasa.Para biriminin insan olduğu bir evrendeki küçük bir kasa.Tanrı'nın paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük felaketler,savaşlar ve ölümler oluyor.Ölenler harcanıyor,kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor.

Hakan Günday-Pi-ç.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Eylül 24 2009, 18:56:33
Bundan sonraki aylar boyunca,günlük evrensel kutlama törenlerimizde onurlandırılacak pek çok ve değişik yiyecek çeşidi çıktı karşımıza. Kanguru,vahşi at,kertenkeleler,yılanlar,böcekler,her renk ve boyda solucanlar,karıncalar,termitler,karıncayiyenler,kuşlar,balıklar,tohumlar,cevizler,meyveler,sayılamayacak kadar çok bitki ve hatta bir timsah yedik.

''Etkilenmek'' kelimesi hafif kalır bence. Etkisi direk mideye dokundu.(6)
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: LadyMacbeth - Eylül 25 2009, 00:58:57
Sanki bir hayvan, karnının içinde, bağırsaklarında dolanıp duruyor ve ona fısıldıyordu: "İntihar et!"

Jean-Christophe Grangé // Koloni
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Ekim 05 2009, 21:54:58
* Hayatta şunu anladım ben; yaptığımız saçmalıkların çoğunda başrolü korku oynuyor. Suçluyu kazıyalım, altından korku çıkacaktır. Hayatını mahveden hatalar yapan insana yakından bak; her yanlış adımının yanı başında korkular sana el sallar.


** Hiçbir zaman özel biri gibi hissetmedim kendimi. Karşıma çıkan en değerli insanlar bile Kafka'nın kitaplarını okumuş ama onların aslında komik olduğunu anlayamamış gibi davranıyorlardı. Tam olarak ne kastettiğimi uzun uzun anlatabilirim aslında ama canını sıkmak istemediğimden şimdilik burada kesiyorum.

Söylemek istediğim şu: İnsanlar seni ve hatalarını unutacaklar.


*** Yalnızlık ne kaderin trajik bir oyunu, ne de övülecek bir şey. Daha çok bizi besleyen, kor bir çekirdek: Sahip olunca istediğin kadar unutabilir, istediklerini hatırlayabilirsin. O zaman ne unuttukların ne de aklında kalanlar sana acı verebilir. Hatta acının kendisi bile veremez sana acı. En fazla bir tutam baharat gibi, hayatın tadını derinleştirir.


**** Sizi kaybettiğimi bile yıllar sonra anladım.

Oysa on sekizime girdiğimde, bir mektup almıştım babamdan.

"İnsan her sabah kendisini yeniden okuyabilmeli" diyordu bir yerinde. "Tıpkı kapına bırakılmış bir gazeteyi okur gibi, kendine taze ve merak dolu gözlerle bakabilmelisin. O zaman her şey asıl derinliğine kavuşacak."


* Sayfa 57
** Sayfa 63
*** Sayfa 84
**** Sayfa 85

Tuna Kiremitçi - Küçüğe Bir Dondurma
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: düş # - Ekim 06 2009, 09:28:27
siz ne isterseniz düşünün ben yalanları severim, düşleri, umutları, kimseye zararı olmayan beyaz yalanları..

başucumda müzik - kürşat başar

plakları karıştırıyorum hiç bir müzik uymuyor bu geceye..

kalbimden akan bu kanla da yaşayabilirim ancak sen olduğunda..

sen olsaydın yapmazdın biliyorum - kürşat başar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Zifir. - Ekim 06 2009, 12:00:30
Büyük kıtanın bittiği yerde
Gizlenen adanın kendisi değil
Adanın altındakidir!
Kan adaya yayılır
Ada kana boyanır
Hazinenin kapağı açılınca
Bi'rûn Şatan Uyanır!

Orkun Uçar-Zifir
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Ekim 06 2009, 15:18:02
Sabahları ,
hasta uyanmanı istiyorum.
Hastaysan ,
yaşıyorsun demektir.


Burçak Çerezcioğlu - Mavi Saçlı Kız.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Armoni - Ekim 07 2009, 20:32:26
Kitaplardır.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mathilda* - Ekim 07 2009, 21:28:52
Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora
doğru her türlü karanlık rengin kıpraştırdığı bir gökkuşağı; sevdiğin
tarafından sevilmediğin endişesinin yarattığı keder, istediğine
dokunamamanın getirdiği huzursuzluk yalnızlık duygusu, beğenilmediğine
inanmanın yarattığı aşağılanma, bir başkasının sana tercih edildiğini
düşünmenin getirdiği eziklik ve öfke, alay edilme korkusu, benliğine olan
güvenini kaybetme sonucunda kendini değersiz görme, bir başkasının
beğenisine muhtaç olduğunu hissetmenin zavallılığı. Bütün bu karanlık, bu
yok edici duygular demirden bir kapak gibi kapanır üstüne. Kendini tutsak,
kıskandığını özgür görürsün... Sen kımıldayamazken onun her an başka biriyle
oynaştığını hayal edersin. Şüphelerin bilenir. Hayaller uydurursun. Belki de
kendini çok aşağılanmış bulduğundan, kendinden intikam almak ister gibi,
canını en çok yakacak hayalleri yaratırsın zihninde, onun bir başkasıyla
nasıl seviştiğini, neler fısıldadığını, neler yaptığını en ince ayrıntısına
kadar canlandırırsın aklında. İyi haberlere inanmakta güçlük çekersin, kötü
haberlere ise inanmaya hemen hazırsındır.


'Kristal Denizaltı - Ahmet ALTAN
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mathilda* - Ekim 07 2009, 21:34:59
"Eğilimlerim üzerinde senin tasarruf hakkın olamaz. Hayatta ki tek büyük kazancım kendim olarak kalmaktır ve bu dünya da başka bir mutluluk da istemiyorum !"

Dünyayı Değiştiren Kadınlar - Norgard Kohlhagen,
Bettina Von Arnim
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Dil-Nişîn - Ekim 07 2009, 21:53:02
'Hayatımızı renklendirmiş küçük şeylerin yok olacağını, olabileceğini, ilk kez o duvarların boşluğunu hissedince anladım. Geçmişimizi oluşturan o dikkate değmez, sıradan, önemsiz, alelade şeyler bir aradayken meğer ne kadar anlamlıymış.'

Ayfer Tunç - Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: kuzeen - Ekim 10 2009, 18:53:27
gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak,hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir.Karanlık ve uzaklıklar büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür.Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.

Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için,maşuka "gözbebeğim !" diye hitap edilir. -ELİF ŞAFAK / Mahrem
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Fade - Ekim 14 2009, 13:56:59
pHen fiqan die bir kiTabın her böLümeüne bayıLmıShdım ve kiTabı tekRar tekrar oquMaqk isDi0orum aMa 0oqKuyamı0orum o yüzxden özeTien baqı0orum çünkü kiTap arKadasımDAaaaa :'(

Emosun anladık da, duygusal görünmek için bu kadar basit şeylere ağlamana ne gerek var ki?

Ben de Zar Adam'ın reklamını yapıyım bari. :)

"Ahmakları takdir etmek için ahmak, sürüyü takdir etmek için sürünün içinde olmak gerekir."
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: düş # - Ekim 15 2009, 13:00:44
Gelecek, gökteki bulutlar gibi uzaktı. Hatta sonsuz uzak. Hatta gelecek diye bir şey yok gibiydi. Olup olmayacağı belirsiz, müphem bir gelecek uzanırdı insanların önüne.

Sessiz sedasız yaşardı çoğunlukla insan. İçinde fokur fokur kaynayarak. Sessizce duran bir kedi sessizce duruyordu ama sessizce duran bir insan sessizce konuşuyordu. İçinden. Bir mabedin önündeki sessizliğe bürünerek.

İnsan: Dalıp giden ve çoğunlukla da dalıp gittiği yerde yaşayan varlık.

Acılarımız düşünceye dönüşünce iyileşmeye başlar.



Giderken Bana Bir Şeyler Söyle - Mustafa Ulusoy.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: earanecarnesir - Ekim 24 2009, 17:04:26
Kiyas ve Kayra'dan.

Kinyas:
"Benim adım Kinyas. Gün ağrıyor. Başım ağrıyor. İsmimi kendime ben verdim. Bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. Bütün insanlara kızgınım. Yaşadıkları için. Hayattan midem bulanıyor... Ateşle oynarım. Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. Benim adım Neron. Geceleri, çaldığım arabalarla gezerim. Tokyo'da doğdum. İki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. Sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. Benim adım Steve McQueen. Bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. David Bowie'yi rüyamda gördüm. Sabah bir gözüm yoktu. Şiir yazdım. Tam üç tane. Birini rendeleyip makarna sosuma kattım. Diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. Biraz zaman kazandım böylece. Sonuncusunu ise şimdi yazdım. İşte geliyor:

Sözlerimin sonunu duymadığın zaman.
Cümlelerimin sonunu duymadığın zaman.
Değiştiriyorum son kelimelerimi.
Değiştiriyorum sonumu.

Azil'den;
"sevgi, tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. biri düşerse diğerlerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu. ancak sevgi, kesilemeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağı çeker."

ve "asil yaşayan adil ölmez."


ve daha niceleri, kitaplarımı kurcalamam lazım iyice.

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Tári Elensar - Kasım 10 2009, 19:59:26
" Gelmezler. Gelmedikleri yetmezmiş gibi gitmemişlerdir de. Yalnızca kürkün için derini yüzüp çırılçıplak bırakmışlardır seni.
Tam o terk anında patlar yüreğinde siyahi havai fişek. Camyüzün olsa, hayata minnettar kalacaksındır.
 Gereksiz bir umuda niçin saygı duyulabilir ki?
Yaratıcılıklar, sessizlikle tanımlı ihanetlerde kullanılmaktadır anladığın kadarıyla. Her hüzün teşhircidir.
Hüzünleri, müzik klibi olarak çeker onlar. Çocuğum olsa adını buğu koyardım.
Çocuğum olsa, içinde kelebek beslerdim. Ava çıkardım: kendimi vururdum."


Küçük İskender - İkizler burcu hikayeleri Sayfa;80.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Tári Elensar - Kasım 25 2009, 00:36:29
Başkalarının omuz silktiği, gülüp geçtiği garipliğini, dalgınlığını,
ıssızlığı arayışını, sessizliğini ansızın anladım. Akşamları neden o
tepeye çıkar, gecelerini neden o ırmak kıyısında geçirir, neden
başkalarının duymadığı o seslere kulak kabartırdı, gözlerinde o
kıvılcım neden parlardı, kaşları neden kalkardı öyle, hepsini anladım.
Sevdalı bir adamdı bu. Çektiği sevda da başka bir sevdaydı, derin bir
sevda yaşamaya, toprağa duyulan sevda. Kendi içinde saklıyordu onu,
kendi türküsünde saklıyordu  o sevda, Daniyar'ın kılavuzuydu,
ışığıydı. Kayıtsız bir insan, sesi ne kadar güzel olursa olsun, onun
söylediği gibi türkü söyleyemezdi.

-Cengiz Aytmatov - Cemile-
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Heart of the Ocean - Kasım 25 2009, 00:44:57
..bu bedensel bir açlık olsaydı, onun çaresi vardı, bir erkekler sevişir, o kaba ve sıradan açlığı doyurabilirdi.
ama bu bir açlık değildi, bu sürgündeki bir insanın kendi ülkesini, kendi yemeklerini, kendi alıştığı lezzeti özlemesi gibiydi;
karnını doyurmak bu özlemi yatıştırmaya bu arzuyu dindirmeye yetmiyordu...
Ahmet Altan / Aldatmak.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Janus. - Kasım 25 2009, 01:58:11
  Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım; yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım ben
 
  Deneyimlerimle, içine aşk karışmamış her ilişkinin iyi gittiğini, aşkın ise bütün ilişkiyi karmaşık hale getirdiğini anlamıştım; buna rağmen kendimi tutamayıp gene aşkın o çetrefil, hırpalayıcı, karışık, acılarla dolu, vahşi, bencil ve düşmanca yollarında gezinmeye dalıyordum; iyinin ve kötünün bu kadar açık biçimde önümde durduğu bir seçimde neden kötü olanı, yani aşkı seçtiğimi kavrayamıyorum. Tek bildiğim, aşk, bütün bu tehlikeleri göze aldıracak kadar çekiciydi ve o çekiciliğin kenarında dolaşıp biraz eğlenip sonra yoluma devam ederim dersen, farkına bile varmadan sınırı aşıp aşkın ormanlarına dalıveriyordun.

Ahmet Altan-Tehlikeli Masallar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Fade - Kasım 26 2009, 20:41:59
"...En küçük parçamızı istihzaya emanet edemeyiz. Haindir. Oynar ve elinden düşürür. Merhamete hiçbir zaman vekalet edememiştir. Dibe inemez. Fenomende kalır. Zıtlıkların kavuştuğu noktadan uzakta, görünüşler planında eğlenir ve oyalanır. Sevimli, fakat sadisttir istihza. Öperken ısırır. Bazen de koparacak kadar."
Peyami Safa - Yalnızız.  
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Any_one - Kasım 26 2009, 20:58:50
''Kötülerin öldükten sonra nereye gittiğini biliyor musun?''
Cevabım hazırdı: ''Cehenneme giderler.'' Bu aynı zamanda ortodoksların verdiği gibi bir cevap olmuştu.
''Peki cehennem nedir? Bana bunu anlatabilir misin?''
''Ateşle dolu bir çukur.''
''Peki sen o çukura düşüp sonsuza kadar orada yanmak ister misin?''
''Hayır efendim.''
''Buna engel olmak için ne yapman gerekir?''
Bir an durup düşündüm; ancak sonra verdiğim cevaba karşı çıkıldı. ''Hep sağlıklı olup ölmemem gerekir.''

gülümsemiştim o yaştaki çocuğun böyle bir sohbeti sonucunda. Jane Eyre - Charlotte Bronte. daha vardır da, hiç uğraşamam. belki sonra eklerim bir şeyler.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: LadyMacbeth - Aralık 13 2009, 02:24:40
"Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını ben anlamıştım, ama henüz o, bunu bilmiyordu. Anlamasın diye elindeki taşa sakladım gözlerimi. Bunu hissetmiş olmalı ki o taşı bana armağan etti ve aslında gözlerimi bana geri verdi."

...

"En acıtıcı yara, asıl yanılanın insanın kendisi olduğunu anlamasıdır. İzi hiç silinmeyen tek yara, kendine ihanet eden bilinç tarafından kanatılmıştır. En güç affedilen hata, insanın kendisine ait olanlardır aslında..."



Buket Uzuner // Kumral Ada Mavi Tuna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: earanecarnesir - Aralık 15 2009, 15:22:36
okumakta olduğun ziyan kitabından altını çizdiğim bazı yerler.


Kar seviyesi! Önce ayaklar gömülür, sonra bilekler görünmez olur. Dizler, bacaklar, ahırlar. Kar, diri diri gömer. Önce yumruğunla savaşırsın. Karı geldiği yere göndermek için yumruğuna doldurur, havaya fırlatırsın. Sonra kürek. Yirmi askere bir kürek. Kırk kola bir adet! Belki bir de çekiçten bozma bir kazma. Küreklersin! Kazmalarsın! Kar yağar! Gömene kadar. Yağmur yağar, boğana kadar. Rüzgar eser, ayaklarını yerden kesip savurana kadar. Dinlesen dünyayı, duyacaksın: insanoğlu insan, *** git buradan! Ama inat edersin. Yaşayacaksın. Yer çekimi var. Gidecek bir yer yok. Mars çok uzak! İnsanın dünya üzerindeki yaşamı bir rodeo! Hortumlar, çığlar, seller, depremler. Elinde kürek, savaşırsın. Burası benim evim, diye bağırırsın. ***! Burası bir ev değil! Burası hiçbir şey değil! Dünya, insanın kabuğu değil. Burası bizim yuvamız değil. Biz, yer çekimiyle dünyaya zincirlenmişiz. Kim bilir nereden kovulduk? Cennetten mi? Hiç sanmıyorum! Hem de hiç!


-

Beyazdan nefret ederiz. Dünyanın en açık rengi, kasvettir bizim için. Çünkü yağan, kar değil, havanın kendisidir. Bu yağmanın altında soğuktan dilimiz dişimize yapışır. Yer çekiminden nefret ederiz. Kar tek verimli tohumdur. Nereye düşse orada bembeyaz ağaçlar biter. Arada eti sıyrılmış balık gibi duran siyah kılçıklı ağaçlar da vardır. Ama onlar da öyle çirkindir ki baktığımız yerden boğazımıza batarlar. Beyaz kasvet! Her yanımız kardır. Beyazdan öylesine nefret ederiz ki bir bardak sıcak süte bile dokunmaktan korkarız. Biz havadan ve durumundan da nefret ederiz. Çünkü hayatlarımız onlara bağlıdır. Havaya asılı kuklalar olarak ısınmak için iplerimizi yakarız.
ı

Aklım bir bataklıktı. Her şeyi içine çekiyordu. Ne zaman geri bırakacağıysa belirsizdi. Kalemi saplayıp, kağıttan akacak kanın sıcaklığıyla ısınmayı umuyordum. Kafamı dilimleyip, her bir bilimi kızartmak istiyordum.


Yoksulluk, asker. Bağırır. Çarpar ve devirir. Çığlık atar, küfreder. Ama yoksulluk kördür. Bindiği atı yemeye mecbur eden adamı tanımaz. Yoksulluk, düşmeden yürüyebilmesi için zenginliğin altına serilmiş kırmızı halıdır.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Fade - Aralık 20 2009, 16:03:20
Evet, sevgili Lotte, ben sana herşeyi bulur getiririm; yeter ki sen benden iste. Hem, çok çok iste, sık sık iste! Yalnız senden bir ricam var; bana yazdığın mektubun mürekkebini kurutmak için üstüne kum serpme. Bugün mektubu dudaklarıma götürdüğümde kumlar dişlerimin arasında çatırdadı.

Genç Werther'in Acıları - Goethe
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: LadyMacbeth - Aralık 20 2009, 23:51:13
"Çünkü aşkın doğası çocuksudur ve işte bu yüzden geride kalan, gideni fena halde özlemektedir."

...

"Yorgun gülümsedi. O zaman hüzün saçıldı her yana. Üstüme bulaştı. Elledim. Kumral renkteydi."

...

"Ama bir erkek yaşamı boyunca aslında bir tek kadını sever. Önce ve sonrakiler birer arayış, kaçış ve aldanıştır."

...

"Bazen hayat sahnesindeki bir oyuncunun oyunu terk etmesi bütün eseri nasıl da altüst edebiliyor. 'Her ölüm, erkendir.' diyen şair haklıydı."

...

"Tuhaf değil mi, duyguların kıkırdaktan yapıldığını sanırdım ben. Oysa kemiklerimi kırdılar!"

Buket Uzuner // Kumral Ada Mavi Tuna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: LadyMacbeth - Ocak 03 2010, 16:50:50
"70'lerin çocukları, eriklerin dallarını kırdı, ama hatıralarında acı çekirdeğiyle birlikte yedikleri eriklerin lezzeti kaldı."

Ayfer Tunç // Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek

...

"Kötülükle başlayan, kötülükle pekişir. Shakespeare - Macbeth"

" 'Bari biraz çıksam...' dedi Brolin, bir çalımla, alaycı. İçinde, annesinin sesi yankılandı: 'Sen kendine yardım etmezsen, kimse gelip kapını çalmaz. Hayat filmlerdeki gibi değil, her şey mutlu sonla bitmez!'
Ve bütün kötüler sonunda kaybetmiyor!"

"Beni anlamıyorsunuz. Beni anlayabilecek durumda değilsiniz. Ben sizin bilgi birikiminizin ötesindeyim. Ben 'iyiliğin' ve 'kötülüğün' ötesindeyim.  -Richard Ramirez on dört cinayetten ölüme mahkum edildiği mahkeme sırasında- "

Maxime Chattam // Kötü Ruh

...

"Bitkilerin arasına gizlenmiş bir İskandinav perisinin cırtlak sesiyle kendisine şöyle dediğini düşledi: 'Gölgelerden yürüme... Gölgenin içinde korkunç bir şey var...' "

Maxime Chattam // Kara Büyü
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: frekanss - Ocak 03 2010, 17:18:55
Söylediklerimi beyninde değiştirebilirsin, söylemediklerimi işine geldiği gibi kurgulayabilirsin. Güzelliği, doğruluğu ya da başka bir özelliği seni rahatsız eden sözlerimi unutmayı, unutmuş gibi yapmayı tercih edebilirsin. Sözümün teknesinden inip o yükselen alçalan kendi anlam denizinin sularına dalabilirsin. Ben sana sardunya çiçeklerinin bende uyandırdığı aidiyet duygusunu anlatırken belki de sen sardunya saksısını kırdığın Hatice Teyze'nin yanağına yaklaşan kocaman elini görürsün. Durduramam o eli.
Hatırlanmaya değer ya da istenildiği halde unutulamayan sözler ancak soluğun dili paylaşılmışsa söylenebilir. Soluk bu ortak anlamları yüklenir ve biraz daha hacimlenir. İç çekişini duyarım. İstemediklerim buldu beni. Soluğumu tutar, büküveririm Hatice Teyze'nin elini.
Kentim soluk alır rüzgarla. Yaprakları sürükler kaldırım boyu. Bazen yağmur, bazen de deniz serper yüzümüze. Soluğumuz kahkaha olur. Geçmiş gülüşlerimiz vardı sahi. Çınlar aynı anda.

Karin Karakaşlı - Başka Dillerin Şarkısı
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: earanecarnesir - Ocak 04 2010, 02:21:45
"Ancak bizim gibi kıymetli zamanlarının bir kısmını geçimini sağlamaya, diğer kısmını eğlenceye ayırmış gençlerin mezarlıklarla uğraşmaya zamanı mı olur?"

Amak-ı Hayal'den kendimi hatırlatan bir cümle.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Ocak 12 2010, 19:51:08
*Uykumda gülüveriyormuşum, bir uyandım ki; Etraf kâbus.

**Ortalama insan yaşadıklarının, daha çok da yaşadığına inandığı 'şey'lerin gölgesinde tutamak arar. Onun geçtiği yollardan geçen, onda biriken yaşantılar toplamını taşıyan, onun kadar yanılıp aldanarak yanılmamayı ve aldanmamayı öğrenen, kafasını gözünü yara yara hayatın gerçek çehresini keşfeden birinin karşısında kelimeler, kavramlar, imgeler gerçeklikten yoksun, havada ve askıda duran, kilidi kaybolmuş anahtarları çağrıştıran hoş (ve boş) birer araç olarak kalmanın ötesinde bir anlam taşımazlar.

*** Protez dünyanın içi doldurulmuş insanı, ortasında yaşadığımız cemaatin merkezinde duruyor. Periferide kalan kültürlerde, hayatı kuşatan neredeyse bütün biçimlere maruz kalınması o insanları saldırgan bir kimliğe taşıyor. Aslında, burada savaş halinde yaşandığını peşinen bilmek gerekiyor. Nicedir. Alternatif değer ve yaşama üslubu öğretmenin yolu yordamı sınırlıdır: Savunmayı saldırıya dönüştürmeden burca çekilmek belki de tek çözüm. Adalara, inlere, dağ köylerine çekilemez herkes - ricadı zorunlu saymamak ön koşullardan biri-. Bulaşmadan, sağır ilişkilerin düz ve diyagonal darbelerinden korunarak yaşanabilir mi?
Ne ölçüde?


Enis Batur - Küçük Kıpırtı Tarihi (Köşebentler)
*Syf: 22
**Syf: 48
***Syf: 51

Fena anektodlar var bu kitapta. Başlarındayım henüz, ona rağmen zar zor seçtim buraları, üşenmesen 55 sayfanın tamamını yazardım ki sanırım böyle giderse kitabı direkt olarak buraya aktaracağım ben.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: LadyMacbeth - Ocak 15 2010, 22:37:10
Terk edilmişlik burada zamanla gri renkli bir acı yuvası oluşturmuştu. Burada yaşam, çürümüş muşambaların üzerindeki çiziklerden, alçı duvarın içinde kaybolmuş bir çivi deliğinden ibaretti.
...
İnsanlar pek akıllarına getirmezler ama şunu bilin ki eklembacaklılar ailesinin çok küçük bir bölümü, bir kedinin büyüklüğüne ulaşacak olsa, insan türü yeryüzünden silinip gider, bu kusursuz leşçiler hepimizi yiyip bitirir.

Maxime Chattam - Kara Büyü
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: earanecarnesir - Ocak 20 2010, 23:25:46
Taşta kan vardı, gökyüzünde dolunay, bahçede toprak kokusu… Ürkütücü bir serinlik içinde yüzüyordu ağaçlar… Kış güllerinin katmerleme vaktiydi, nergislerin tazelenme demi… Yedi kişi girmişti bahçeye… Yedi öfkeli yürek, nefretin ele geçirdiği yedi akıl, yedi keskin bıçak... Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanlarının bulunduğu tahta kapıya...

Taşta kan vardı. Bahçede ürkütücü bir serinlik. Cinayetin tek tanığı dolunaydı. Hiç şaşırmadan, ürpermeden, korkmadan bakıyordu uzun boylu kavak ağaçlarının ölü yapraklarının arasından. Yedi kişiden en genç olanı vurmuştu kapıya, en yaşlı olanı çağırmıştı içeridekini. Yedi kişinin yedisi birden saplamıştı bıçaklarını içerden çıkana.

Taşta kan vardı, insanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükûnet... Bir bebek ağlıyordu uzaklarda bir yerlerde, bir bebek kıpırdanıyordu evlerden birinde. Genç bir kız uyuyordu uzaklarda, genç bir kızın bedeni ağır ağır çürüyordu toprağın altında. Yedi kişiden en genç olanı saplarken bıçağı adama, kıpırdandı mezarda çürümekte olan genç kızın körpe bedeni, bir gülümseme yayıldı ölümün bile örseleyemediği yüzüne. Yedi kişiden en genç olanı, saplarken bıçağı, bir oh çekti genç kız boğazında düğümlenip kalmış son nefesinden.

Taşta kan vardı, yedi bıçak, yedi yara açmıştı... yedi kızıl fıskiye. Yedi kez sarsılmıştı adam, yedi kez sarsılmıştı bıçağı saplayan yedi kişi.
Ama yerin altındaki körpe kızın bedeni kıpırdamıyordu artık. Genç kızın bedeni gibi yerin üstü de sessizdi şimdi. Sanki dünyanın son vaktiymişçesine canlı cansız ne kadar mahlûkat varsa susmuş, kıpırtısız kalmıştı. Taştaki kan kıpırtısızdı.
Taştaki kanın içinde sönmekte olan dolunay kıpırtısızdı. Uzun boylu kavaklar, katmerlenen kış gülleri, tazelenen nergisler, toprak kokulu bahçe... Canlı cansız ne kadar mahlûkat varsa hepsi susmuş, hepsi hapsolmuştu taştaki kanın içinde...
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Armoni - Şubat 06 2010, 22:21:01
"Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."
~
"Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazan hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim."
~
"Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca.. Kollarıyla bizi sarar...Süngümüzü düşürür...Sorgulamadan peşlerinden gideriz...Ve hiçbir zaman pişman olmayacağımızı biliriz"
~
"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar..."
~
“Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.” dedi. “Bu eksiklik sana değil, bana ait…Bende inanmak noksanmış… Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum…Bunu şimdi anlıyorum.Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar…Ama şimdi inanıyorum… Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum… Seni istiyorum…İçimde müthiş bir arzu var… Bir iyi olsam!”
~
''Hiçbir şey beni, hakkımdaki bir kanaati düzeltmek mecburiyeti kadar korkutmazdı.''
''Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım ondan kaçmak olurdu.''
''Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim... Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.''
~
"...Başkasıne merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
"...Çünkü müphem bir his bana, kim olursa olsun bir insanı tamamen gördükten ve gördüklerini kendinden saklamadıktan sonra, ona hiçbir zaman büsbütün yaklaşılamayacağını fısıldıyordu."
" 'demek beni kıskanmıyorsunuz ha?' dedi 'beni sahiden bu kadar çok mu seviyorsun?' "
"İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir."
" 'benim beklediğim aşk başka!' dedi. O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!"
"...Ve cemiyetin haksız ve mantıksız bağlarına, batıl hükümlerine isyanın en iyi şeklini cinsi arzularını başıboş bırakmakta bulunduklarını zanneden genç kızlar..."
"Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar mesut çok mesut edebiliyor?"
"...Kadınların hiçbir zaman sahiden sevemeyecekleri neticesine varıyordum. Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilemeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu."
"Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim."
~
Devamı gelecek sayıda.

Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Anterrabae - Şubat 06 2010, 22:37:49
Lale ile acı gerçekler mutlu düşlere, paslı demirler parlak gümüşlere, yavuz bakışlar tatlı gülüşlere döner birden; lale ile uğruna can verilecek bir sevgili yaşar içimde. Lale, bağrıma taç ve ben ona muhtaç.
Kapa gözlerini ve dinle sakî, bir İstanbul lalesinin çığlıklarını duyuyor musun?!.. İstanbul'a çıkmayan bir lale yolu, laleye çıkmayan bir İstanbul kadar kayıptır, yitiktir. Rüzgarları toplayan hüzünler aşklar yoksa İstanbul bahçelerinde ve bir kabir başında ışıklar yas tutar gibi laleler ağlar seher vakitlerinde.
Uyan sakî, lale devrindeyiz!..


İskender Pala - Katre-i Matem

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: earanecarnesir - Şubat 08 2010, 23:53:42
''aynı zihinde yer alan karşıt düşünceler birbirini yok eder ve ışığa dönüşürler.
herhangi bir düşünce, karşıtıyla karşılaşırsa özgün halinden eser kalmaz. karşıtından mutlaka etkilenir ve değişir. bu da yok olduğu anlamına gelir. aynı zihindeki karşıt düşünce baskısına çelişki denir. zihin, çelişki karşısında birbirini parçalayan düşünceleri ölümlerine terk etmek zorundadır ve üçüncü düşünceyi üretmelidir. zihin, yok olanların bıraktığı yeri üçüncülerle doldurmalıdır. aynı takdirde karşıt düşüncelerin aynı anda yok olmasıyla boşalacak olan zihinde davranışa dönüşecek hiçbir şey kalmayacaktır. ve davranışın gözlemlenmediği beden her anlamda felçli sayılacaktır. insanların en büyük hatası, bu kuralı görmezden gelmeleri ve karşıt düşüncelerin birbirlerini öldürmesine izleyici kalmalarıdır. hayatın karşılarına çıkardığı seçim kavşaklarında dolanarak ölmelerinin nedeni, karşıt düşüncelerin çarpışmalarından kaynaklanan ışıktan gözlerini alamadıkları için körleşmeleridir. kör ve felçli. kim böyle olmak ister?''



Azil - H.G
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Lyssa Hypnos - Şubat 18 2010, 16:52:43
" Ona Tanrı'nın bile koparamayacağı bağlarla bağlıyım. Eğer günün birinde yanağında bir meltem hissederse, bu, nefesim olabilir. Şayet bir gece, serin bir esinti saçlarını okşarsa, bu, yanından geçen gölgem olabilir. "

-

Vipond, Komutan Albin'le birlikte malikanesine döndükten sonra, ona "Biliyor musun Albin" dedi, "yaşlandıkça aşkın en gözle görülür belirtileri bana arkadaşlıktan ziyade nefret gibi gözükmeye başladı."


-


Tanrı'nın Sol Eli | Paul Hoffman
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Mart 01 2010, 00:39:45
- Ben varoluşların dansıydım, o prenslerin anarşisti. Ben çok zengin olmak istiyordum, o ise serseri. Ben onu sevenlerden nefret ediyordum, ama o herkese beni sevmelerini söylüyordu...

~

- Ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor.

~

- Vazgeçilmez olana saplandım, çukura düştüm; aslan kafesine. Alkışlanacağım bir tek gün için mi bu çırpınışlar, beni sevdiğini söyleyeceğin gün için mi... Yazmak beni sokaklara tüküren or.spu yaptı. Başka kostümlerle, başka başka örtülerle, kendimle yalancıktan arkadaş oldum. Veda'kar oldum dostlarıma. Oturmuş içimi yalayan bir sığınak kusuyorum. Baştan beri yalancıyım; bak ölüme bile inandım.

~

- Gördün mü, dualar bir işe yaramadı anne. Boşuna içirdin okunmuş suları bana. Ne sevgilimin kalbi oldu o dualar ne de ölen kardeşlerimin. Elimde olsa herkesi öldürürdüm. Bir katil bile olmadan, bir katile yakışan ne varsa yapardım. Yine de siz sekizincisinin spor ayakkabılarını Adnan'a verin, pijamalarını hatıra olarak saklayın. Ayten onuru için ölen aşkına ağlasın. Çok değil, ama biraz ağlasın. Kalbim geriye alınamayan bir saat gibi, hatırladıkça sızlayan binlerce göze bölünüyorum.

~

- Ölümün üzerinde bir leş kargasıdır zaman. Gece kuşlarının son nakaratı koğuşlara dalar. Gıcırdayan ranzalar göz oyuklarının şarkısına katılır. Oysa orada yuva yapıyor sessizlik sinsice.

~

- Yalan, ağdalı bir salyadır televizyon. Çabucak sızar odaya; bürokratların kravatına sıçrayan kanı temizler. Hemen sehanın üzerindeki muhallebinin içine düşer. Ölüm, annen seni görmeye geldi; hadi avluya çık, ekrana çık, gazete başlıklarına çık, tuvalete çık.


Bunca zamandır böylesine içime işleyen bir kitap daha okumamıştım ben. En büyük armağanım, hazinem oldu, Tari'ce verilen. Okudukça işlemeye devam ediyor. Her bir kelimesi bir diğerinin anlamına anlam katmış resmen. Bu arada Or.spu Kırmızı kitabın adı, Umay Umay imzalı.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Mart 01 2010, 14:49:30
Denizin üzerinde, kibrit kutularından bir ev kur bana. Tuzlu su, bütün kibrit uçlarını sakinleştirir. Yangınsız, tutkusuz, şehvetsiz kalırız öylece. Belki, işte belki o zaman aşık oluruz ikimiz, sen bana, ben sana.
~
Ben kendimi yakarak öğrenirim
sarı ve sıcak öğrenirim
yalayarak, tükürerek
durup kusarak öğrenirim

~
Hayatımdaki o işaret kayıp gidiyor gökten; gündüze karşıysa yapayalnızım. Parlak bir hediye paketine sığdı kalbim. Çocukluğum, papuçlarıma bulaşmış mürekkep lekelerini çıkartmakla geçti. Ayakkabılığa atılmıştı mucizem... Ona da sordum; ancak bir anı yanıt verebilir diye. Ama, bir anının yatışmamış öfkesini buldum.
~
Birbirimizle hiç ama hiç konuşmadığımız sözcükler var ya... Ben onların sırça köşkünde partiler düzenliyorum. Gözyaşı döküyorum patlamayan kestanelerin karşısında. Vapur yanaştığında aşkım da burada olacak diyorum. Kimse anlamıyor olacakları.
~
Artık özgürüm, öyle yalnızım ki...
~
Seninle ölmek ne güzeldi. Balkonları temizlerken sol kolum kırıldı. Kan oturuyor gözlerime, yorgun sarı pullar uçuşuyor, midem bulanıyor; seninle sessiz boşluğu yaşayışıma... Durup, zenci bir yosma olduğumu düşünüyorum. Öyle siyahım ki; şaşırtmıyor benii görünmezliğin şiiri... Artık özgürüm, öyle yalnızım ki...
~
Karyolaların altına giriyorum. Perdelerin arkasına saklanıyorum. Saksıların dibine düşüyorum. Öleceğimi bilsem tekrar ederdim sana bütün yazdıklarımı. Ama yeniden sevemezdim ki... Yüzde yüz fazlasından bir umut düşmüyor gözlerimin hanesine. Bir ağlayış ki; düşün, adını telaffuz edemeyen bir pazar esnafının serasında, ekşi birer elmayız ikimiz.
~
Her aşk bir or.spu yaratıyor. Bense beyaz duvaklar, dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum. Ben de oluyorum, o senin kendin için korktuğun yerde.
~
Üzerime yığılan demir kapıların altında zayıfım. Aşktan tüle dönüşen bir saatin, kırık kalıntısıdır bu... Yalandan doğurdu annem beni. Ben de çocuğumu bir yalandan sıyırıp aldım. Çikolata kağıtlarına karalanıyorum; yüzünün dağılan kısmına karalanıyorum. Bir sokak p.çi, temiz mi silinmiş mi belli olmayan kağıda, yazılamayan şiirin gölgesini düşürüyor. O çocuğu gördüm; çöğlüğün yanında martılarla birlikte bağırıyordu.
~
Elveda mürekkep kalem...
Elveda şehrin ışıklarıyla boğulan balık...
Elveda Beyazıt Meydanı'nda öldürülen çocuklar...
Elveda dokunmaya kıyamadığım sabah güneşim. Sırf bu yüzden seni yıllarca yastığımın altında saklayacağım.

~
Bir, iki, üç, dört, beş... altı değil. Hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun.



Umay Umay - Or.spu Kırmızı
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Proculianus - Mart 01 2010, 20:37:07
Dağ, tepe/ bayır, ova/ su ve toprak/ ateş ve hava/ Senin kokunla yoğrulmuş/ buram buram sen kokmakta/ her nefeste/ her iç çekişte/ ve her özlemde/ seni/ sade seni/ soluyorum/ senin karşında utanmaktan değil/ seni utandırmaktan/ korkuyorum/ öyle bir sapa yola/ soktun ki/ beni/ öyle bir yolda rehberlik ettin ki/ hep ışığı gömemek için/ görüp de gün ortasında çırılçıplak kalmamak için/ yalvardım durdum/ en nihayetinde/ dönüp dolaşıp vardığım yerde/ senden/ bir senden/ uzak düştüm/ ayrı düştüm/ belki de ilk kez o zaman bölündüm
...


Bugün sana nazım geçmedi.
Yazık ki bu demde sana nazım geçmedi.
De bana vuslatımıza daha çok var mı?


Hani halkanın ucunda/ kavuşacaktım sana/ hani bir iken ayrı düşmüştük/ ve çok iken bir olacaktık/ sonunda/ çoktan razı idim oysa/ razı idim gecenin matemine/ karanlığı fırsat bilene/ ve korkaklığıma/ ve karabasanlarıma/ oyun oynar gibi yaşar giderdim/ kuş avlardım/ kuşları deli gibi kıskanırdım ya/ bırakmadın/ bırakmadın ki kendimden kaçaydım/ koyvermedin/ koyvermedin ki sürsün bu devran
...



Döndü halka/ döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/ tuttu toprağı kucakladı/ eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atladım/ köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan/ ben oldum


Balçıktan çıktım ben/ balçıktan yoğurdum kendimi/ içerdeki dışa taştı/ dıştaki içe çekildi/ görünen görünmeyene sataştı/ görünmeyen görünene diş biledi/ siyah halka/ sarı halka ile yer değiştirdi/ çekildim bir köşeye/ sessiz sedasız/ baktım olan bitene/ seni gördüm kaderimde/ ebrunun halkalarını saydım/ tastamam dört etti/ halkalardaki kıvrımları hesapladım/ tastamam senin ismin etti/ isminin yanına beni de kazı dedim/ boyalar isyan etti


Bir de baktım ki/ ben ben değilim artık/ suretim başka bir suret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/ kusur ettim/ affola


İsimler ki büyülüdür/ sade büyülü mü/ isimler hem de büyücüdür/ sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ ismini “fasl-ı hazan” koyalım/ söndüğü yerde aradığını bulasın/ lâkin fasl-ı hazan demek/ fasl-ı hüzün demek/ söndüğü yerde/ sana kavuşmam gerek/ onun söndüğü yerde/ benim tutuşmam gerek


Elif ŞAFAK – PİNHAN
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Mart 02 2010, 21:06:56
- O gece koaman, boş bir meydandan geçtim, o geceden sonra kocaman, boş bir meydan kaldı içimde.
~
- Böyle yatsak, sonsuza dek, birbirimize dokunarak, herkesten, her şeyden uzakta, tam burada, geçmişin ağır örtüsünün ve geleceğin tanımlanmamış belirsizliğinindışında birbirimizle kurduğumuz bu tuhaf, gizemli bağlantıyı koruyabilsek...
~
- Senin gülümseyişinin gölgesi kırmızı.
~
- Yeryüzünde hiçbir düş ülkesi, bir düş alanı kalmayışı ne tuhaf.


Konuştuğumuz Gibi Uzaklara - Kürşat Başar
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: frekanss - Mart 02 2010, 21:30:31
Asansör harekete geçince, genç adam kadına "Ayaklarıma bakıyorsunuz" dedi
"Affedersiniz, anlamadım" dedi kadın.
"Ayaklarıma bakıyorsunuz, dedim."
"Özür dilerim. Ben yalnızca yere bakıyordum" dedi kadın ve yüzünü asansör kapısına doğru çevirdi.
"Ayaklarıma bakmak istiyorsanız, söyleyin" dedi genç adam. "Ama öyle allahın belası bir sinsilik etmeyin."
"Burada ineyim lütfen" dedi kadın çabuk çabuk, asansör görevlisi kıza.
Asansör kapıları açıldı ve kadın arkasına bakmadan çıktı gitti.
"Yahu, şu iki normal ayağa bakmak için en küçük lanet bir neden bulamıyorum" dedi genç adam. "Beş lütfen." Cebinden oda anahtarını çıkardı...


J.D. Salinger - Dokuz Öykü
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Lyssa Hypnos - Mart 23 2010, 21:15:50
   "Evdeki değerli şeyleri alıp götürürken," diye cümleye başladı Harry ama Mundungus bir kez daha sözünü kesti.
   "Bütün o döküntü Sirius'un hiç umurunda değildi -"
Pıtır pıtır koşturan ayakların sesi duyuldu, bakır ışıldadı, bir tangırtı yankılandı ve acı dolu bir feryat yükseldi: Kreacher Mundungus'a doğru koşup elindeki tencereyi kafasına indirmişti.
   "Çek şunu üssümden, çek şunu, biri onu kitlemeli!"diye çığlık attı Mundungus, Kreacher ağır dipli tencereyi yine kaldırırken sinerek.
   "Kreacher, hayır!" diye bağırdı Harry.
Kreacher'ın ince kolları, hala havada tuttuğu tencerenin ağırlığıyla titriyordu.
   "Belki bir tane daha vursam, Efendi Harry, şans getirsin diye?"

 Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'ndan. Ne zaman bu bölümü okusam karnıma ağrılar giriyor.  (6)
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Mart 30 2010, 22:33:25
- İnsan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde, 'Korkma' desin diye.

- O kadar çok güzel insanın ölümünü gördüm ki, öğrendim: Ne yaparsan yap sadece bir hikaye kalıyor geriye. Anlatılınca yalan gibi, hiç olmamış gibi gelen.

- Herkes kendi günahını unutur, ama kimse alacağı intikamı unutmaz.

- Beyrut'ta yaşayan herkes eninde sonunda Beyrut'a benzer. Unutmaya çalıştığı tek bir şey vardır ve bir tek onu çıkaramaz aklından.

- Yara çünkü Filipina, en canlı yerindedir gövdenin. Hareket oradadır. Can, tam yaradadır. Biz, yani kimilerimiz, kan gibiyiz. Yaranın olduğu yere doğru akıyoruz. Başka türlü akmayı bilmiyoruz. Bizim için hayat orada. Dünyanın canı neresinden yanıyorsa, başkent orası.

- Artık dünyayı değiştirmek için küçük şeyler yapabiliyorsak, bunun tek nedeni dünyanın küçülmüş olmasıdır habibti! Bizim değil!

- Bana bak kızım, biz bu memleketin ortak günahıyız.

- Dünya bir gün Beyrut olacak.



Ece Temelkuran - Muz Sesleri
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mercey - Nisan 06 2010, 20:23:27
Ben bir resim yaptım.
Beyazdı boyam; Siyah bir tuval kullandım.
Üç gözlü cerenler çizdim, cerenlerin gözlerini ahlaksızca boyadım.
Üç ceren vardı; üçer gözlü.
Toplam dokuz göz; dördünü senle bana ayırdım; beş tanesini toprağa gömdüm, suladım.

Ben bir heykel tıraşladım.
Çelikti malzemem; Tahtadan, sapı plastik bir çekiç kullandım.
Üç ağızlı tanrılar yarattım, tanrıların ağıçlarını kumaştan rujlarla kapattım.
Üç tanrı vardı, üçer ağızlı.
Toplam dokuz ağız; ikisini senle bana ayırdım; yedi tanesini çöpe attım.

Ben bir şiir yazdım.
İçinde kurşun yoktu kalemimin; Kağıt yerine evimin duvarlarına yakınlaştım.
Üç kelimeden oluşan mısralar yakaladım, mısraların kafiyelerini serbest yalnızlık ilkesine bağladım.
Üç kelime vardı; üçer özneli.
Toplam dokuz özne; ikisini seninle benim ayrılığımıza ayırdım; geri kalanlarını azınlıklara dağıttım.

Ben bir aşk yaşadım.
Sahiciydi kalbim; Ölümüne güzel bir hayat kullandım.
Üçüncü kişiyi, yani senin aşık olduğun o insanı sana olan bağlılığımla kutsadım.
Onun da belki üçüncü kişisi vardı; üçüncü kişilere düşkün.
Toplam milyarlarca ilişki; milyarlarca ihanet ve tutku;
Bir tanesini kendime ayırdım; seninle onu, gitmeniz için ansızın serbest bıraktım.



Küçük İskender - Necronomicon, Ölüm Kitabı.

Ve daha neler neler...
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Lyssa Hypnos - Nisan 25 2010, 16:53:42
Kuklayı, şöyle bir sars, tozlarından silkele, ayna karşısına sürükle. Yüzünü gözyaşı izlerinden arındır, gündelik katılık maskesini tak ki, insan içine çıkmaya hazır olsun. Pudralarla, farlarla, kat kat boyalarla kapat ölüm solgunluğunu, yoksa insanların dünyasına sızamazsın.
-
Ben canlıyım, bir mumya değilim ki.. Hayatın kendisini istiyorum..
-
Gerçeği söylemiş olur gölgeden söz eden.
-
Hiçbir şey kortuğun kadar kötü değildir, derlerdi, insan soyunu tanımayanlar, acının bir başlangıcı bir de sonu olduğuna inananlar.. Hep aşina uçurumların tepesinde dolandıklarından, Korkunç'un sonsuz çemberlerine yakalanmayanlar.. "Eninde sonunda şafak söker," derlerdi. Hem geceden başka nerde bekleyebilirdik şafağı?
-
Bir mucize gibi bakabileyim diye hayata, gözlerini bende bıraktın.
-
Gün doğmadan üç kez ele vereceksin beni. İlk ikisinde farkında bile olmadan.
-
Bir söylenti dolanır, herkes bir şey anlatır, bir melek var. Ama meleği tam betimleyemezler, çünkü herkes sadece bir yanını görmüştür. Hepsi binadan çıkarlar ve zıt yönlere dağılırlar. Bir saniye bile birbirlerinin gözlerine bakamazlar. Halbuki baksalar ve konuşsalar, melek belki ölmeyecek. Ama melek işkencede ölür.
-
Kendimi kesiyorum. Acıması için değil, acımaz zaten. Acı ertesi gün geri gelir ve geri geldiğinde bir geçmişe dönüşür.
-
Onu son gördüğümde ağırlaşmışcasına öne düşmüştü başı. Saçları alnını, gözlerini örtüyordu. En korktuğum, o an bakışlarını yerden kaldırıp bana bakmasıydı. En korktuğum.. En çok istediğim de buydu, bakması, görmesi, bir sözcük mırıldanmasıydı. Bir işaret, bir sitem, bir veda.. Hiçbirini yapmadı. İşte böyle bıraktı gözlerini bende. Bırakacak başka kimsesi olmadığı için.
-
Kimdi peki benimle, benim gecemde konuşam o ses? Kimdi o zaman hepimizin adına konuşan? Hiçkimsenin adına ölen?
-
Sonra senin sesini tanıdım, sende cisimlenen kendi sesimi.Tuhaf, en korktuğum, ağlaman, yalvarman, çökmendi. Hiçbirini yapmadın. Sanki ölüm, kendim için alıkoyduğum fazlasıyla dramatik bir son, edebi bir noktaydı. Ama sen, şafağın sökmediği bir cümlenin orta yerinde kalakaldın. Kül rengi pırıltılarla gözlerinde.. Direncinin son mumunu yakıp şafağa doğru uzattın.
-
Başın öne düşmüştü. Yaralarına yapıştırdıkları kağıt ruloların ortasında tuhaf bir çiçeklenmeyi başarıyordun sanki. Dalların gizlediği iki ıslak, yalnız yıldız gibiydi gözlerin. Bende unuttun onları. Teker teker dalları araladım. Günler, geceler boyu, yıllarca araladım. Bitirdiğimde sen çoktan gitmiştin.
-
Sonunda gülmeye başladı, zincirlerinden boşalmış, korkunç bir kahkahayla, kendi öyküsünden geri çekildi. Silip attı ismini hayat denilen alaşımdan. O devasa, bulanık, anlaşılmaz tablodan kendini kazıp çıkardı, dünyayı, boş beyaz bir kağıtmış gibi, yeni başlayan güne saldı.
-
Çok erken açtın kanatlarını, birini ışığa, birini karanlığa açtın.
-
"GÖZLERİNİ UNUTTU BENDE!" diye bağırırdı ansızın, var gücüyle. Kendi sesinde boğulur gibi olur, boğazına takılı kalmış bir taşı yutmaya çalışırcasına art arda soluk alırdı.
-
Kalbini, onu bu ıssız yollara sürüklemiş kalbini avuçlayıp çıkarmaya, sesini en çok ona duyurmaya çalışıyormuş gibi göğsünü sıkardı: "Korkma, demeliydim kendime. Korkma, gebermezsin. Sabredin biraz, gebereceğim."
-
Al onu, lütfen. Al onu BENDEN!

Aslı Erdoğan | Taş Bina ve Diğerleri
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: kR0niq_caDı_ - Mayıs 10 2010, 18:03:01
*Eğer Yüzün Hayatın Ağır Tokatlarından Şiştiyse, Gülümse ve Şişman Bir Adamışsın Gibi Davran.
 Chris Clave // Küçük Arı



*Kıçındaki Bir Mermi Kalbindeki Bir Mermiden Çok daha İyidir.
 Koloni // Jean Christophe Grang
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: arsenik - Mayıs 16 2010, 17:04:47
''Ben felsefeyi sizin için yaptığımı iddia etmiyorum, oysa siz Doktor, sizi motive eden şeyin bana hizmet etmek, acımı dindirmek olduğunu söylüyorsunuz. Bunların insan motivasyonuyla uzaktan yakından ilgisi yok. Bunlar rahiplere özgü propagandalarla kurnazca yönetilen köle zihniyetinin bir parçası. Daha derinlere inip motivasyonunuzun kaynağını bulun! Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanların bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir. Bu yorum sizi şaşırttı mı? Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz. Ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz: Siz sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil. O hâlde, bana neden hizmet etmek istediğinizi tekrar sorabilir miyim? ''
~Nietzsche Ağladığında
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: pigmente villonodüler sinovit - Mayıs 17 2010, 11:49:58
Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kah çığlık çığlığadırlar, kah sesleri işitilmez.
Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgar sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz..
-
Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar, kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar,  belki açmazlar.
-
Ölümsüzleşmek milyonlarca budalanın dudağında tebessümleşmek ve binlerce yıl anlaşılmadan tekrarlanmak, kirlenmek, genelleşmek. Edebiyet, cehennemin ta kendisi.
-
Zeka rüzgarda unutulan mum, bencillik fanus. Senin fanusun yok. Ve şuurun hasta bir hayvanın korkularını aksettiren kırık bir ayna.
-
Önce sükut vardı, kelam değil. " Tanrı sükuttur " diyor bir Hint bilgesi. Söz, iki sonsuz arasında bir çırpınış. Hayat gibi sıcak ve dost. Kutupların sessizliğinden bana ne ?
-
Mezar taşlarına şiir okumak, güzel; taşlar ayakta dinler sizi. Çölde vaaz etmek mutluluk! Kumlar perestişle ürperir.


Cemil Meriç / Bu Ülke.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Mayıs 17 2010, 16:59:39
Acı bir haber şarap değildir ki yıllandıkça güzelleşsin! O bir hançerdir, keskin mi keskin! Bugün de bizi deşer, altı ay sonra da; en iyisi bugün bizi deşmesidir! Bugünkü acıyı yarına bırakma! Yarın bugünden daha güçlü olmayacaksın unutma!

[ Mehmet Murat İldan ]
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Siиέм - Mayıs 31 2010, 21:39:13
Sınırsız ve çocuksu sevişme zevkimizin dışında, beni ona bağlayan şey neydi? Ya da niye onunla bu kadar içten bir şekilde sevişebiliyordum? Aşkı doğuran şey, sevişme zevkimiz ve sürekli tekrarlanan bu istek miydi, yoksa bu isteği karşılıklı doğuran ve besleyen başka şeyler mi? ...

Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 23 2010, 00:32:47
üç yıl hiç görüşmedikten sonra. annemin oralarda biryerlerde olmasına, pek yakın olmamasına alışkınım. herşey acısızdı bu şekilde. şimdi bir şeyin yerini değiştirirsem, başladığım yere dönmekten korkuyorum. düşünebildiğim tek plan "hiçbir şey yapmama planı". eğer bu harekete geçememe korkusuysa cevabım kauçuk damgalı bir "harekete geçememe korkusu". başa çıkamadığım, babamın hiçbir yerde olmaması; annemin biryerlerde olması değil. kelimelere dökemesem de ne demek istediğimi biliyorum.

9.rüya- david mitchell
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 24 2010, 01:48:33
dünyada bir tek insana inanmıştım. o kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. ona kızgın değildim. ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. ama bir kere kırılmıştım. hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi. sonra, aradan seneler geçtiği halde, nasıl hâlâ ona bağlı olduğumu gördükçe, ruhumda daha büyük bir infial duyuyordum.


|| sabahattin ali - kürk mantolu madonna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 24 2010, 18:44:17
şehadet eden parmağımı ışığa çevirip de gördüklerimi gösterebileceğim kimsenin kalmadığını artık farkedince; cellat taşına başını uzatan bir cellat ya da kendi ölüm fermanını taşıyan bir ulak ve ya enkaz altında çığlığını duyuramayıpda ses vermekten henüz sağken vazgeçen kazazedenin ümitsizlik sükunetinde, yitirecek hiçbirşeyi kalmamış olanlara mahsus baş eğişle baş eğdim. acıyan yerlerimin daha az acıyacağına dair ümidimi tümden yitirdim. kaçmadım artık yaralarımdan. yanarak varolmayı kabullenmekle sönerek yok olmak arasında yapılacak seçimden ibaretti bütün hikâye. yitirdim zannedip de bulanlarla, buldum zannedip yitirenler arasında nerede durduğumu artık merak etmedim.
beni suyun üzerinde tutan ellerden kesildi elim. öylece gömüldüm derin karanlıklara. indirdim savunağım olan tüm perdeleri. sessizce yenilgiye evet dedim..


isimle ateş arasında- nazan bekiroğlu
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 25 2010, 00:42:07
kelam hangi perdesinden kopuyordu ki kalbin, sözü taşıyan nefese artık ondan başka isim için izin verilmeyecek olduğunu acıyla fark ettim.
içimden, dol, dedim, bütün boşluklarımı doldur tek başına ne olursun.
bütün boşluklarım ezelden bu yana ne birikmişse onunla doldu. dolsaydı boşluklarıma nur, ne olurdu!
zayıf yaratılmış kalp, belli ki yasaların da ahlakın da üzerindeydi.

isimle ateş arasında- nazan bekiroğlu
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 25 2010, 11:53:52
seni seviyorum demek ruhun ve bedenin bütün zerreleri zikre susamışken söylenmezse ölmek demekti. söylemem değildi mesele, söylemezsem ölmemdi..

isimle ateş arasında - nazan bekiroğlu
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Haziran 27 2010, 15:13:34
...muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu.. biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu. bütün çekingenliklerim yok olmuştu. bu kadının karşısında her şeyimi ortaya dökmek, bütün iyi ve fena, kuvvetli ve zayıf taraflarımla, en küçük bir noktayı bile saklamadan, çırçıplak ruhumu onun önüne sermek için sabırsızlanıyordum.


|| sabahattin ali - kürk mantolu madonna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: sessiz yalnızlık - Temmuz 29 2010, 19:27:17

ve insan kendini mahrum bırakır bazen aşktan. geçmişteki kara mutsuzluklar ve acılar engel olur sevmene. gözlerinden bir damla yaş süzülür ve düşer narin yanaklarından dudaklarına doğru. dudaklarına yalnızlığın tuzlu tadı değer... 



|| rahmi vidinlioğlu - şizofreni yalnız oynanmaz.

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Mathilda* - Temmuz 29 2010, 19:41:35
İçinden Mısır geçen Nil bestesi, yine Yûsuf'un gözleri
bir muamma ki Yûsuf'un gözlerini
bileydi de öleydi âh, siyah
bir leylâ olan Yûsuf'un gözlerini
simsiyah bir leylâ olan Yusûf'un gözlerini ..


Yusuf ile Zülayha - Nazan B.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Armoni - Ağustos 03 2010, 14:18:21
Anlıyordu tabi. Ona daha iyi davranılamazdı. Onu beğeniyorlardı, geleceği parlak bir genç olarak görüyorlardı. Yalnız Metin değil, bir çok insan, onun hayatın gerçeklerinden koruyordu. Selim'in ilgi duyduğu başka kızlar da vardı. Hepsi Selim'i beğeniyorlardı: onun sözlerini ciddi bir tavırla başını sallayarak dinliyorlardı. Çok doğru söylüyordu. Ne güzel ifade ediyordu. Ona hak vermemek imkânsızdı. Bu yaşta bir gencin böyle esaslı sözler etmesi ne güzeldi. Böyle ciddi ve ağırbaşlı bir insana ancak hayranlık duyulabilirdi. Başka bir şey duyulamazdı. Bu nedenle bütün kızlar, bu ciddiyet ve ağırbaşlılığa kendilerini layık görmedikleri için, daha hafif genç erkeklerin koluna girerek uzaklaşıyorlardı.

Tutunamayanlar / Sahife; 436.

Son söz. Üzerine konuşulamayan şeyler hakkında susmalı Wittgenstein'ın da dediği gibi. (:
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Esperanza. - Eylül 13 2010, 03:02:37
'Nasıl yaşayacağımızı yaşarken öğreniyoruz. Yaşamak istediğimiz hayat, yaşadığımız hayat ve yaşamamız istenen hayatın iç açılarının toplamından 'ortaya karışık' bir hayat çıkarıyoruz kendimize.'
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Janus. - Eylül 14 2010, 02:52:04
keşke zaman hiç ayılmasa.
düz çizgide dümdüz yürümeyi hiç başaramasa.
keşke hep yalpalasa, saçmalasa,parçalasa.
biz de bakıp bakıp yaptıklarını kınasak
ve bir daha hiçbir şeyimizi ona havale etmeye kalkmasak..

Elif Şafak - Mahrem
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: rx poine . - Eylül 14 2010, 15:15:21
ağlamak üzere olan cocuklar renkli , gürültülü seylere bakınca nasıl unutursa ağlayacağını öyle unuttu korkusunu.


ne yaparsan yap sadece bir hikaye kalıyor geriye. anlatılınca yalan gibi, hic olmamıs gibi gelen.


acı, insanları gövdelerinden dısına kacırır. acının gövdelerinden gecmesini beklemek icin etlerinden giderler insanlar. bazıları bir daha hic dönmez.


ama bilki, ölüm o kadar korkunc birsey değil aslında. hatta önemsizlesiyor yeterince gördüğünde. kendi ölümün bile önemsizlesiyor. 'eğer o kadar insan yapabildiyse bende yapabilirim' diyorsun.


bir insan bir insanda baska bir hayatın kapısını görünce asık olur.


insan yarası yarasına denk geleni seviyor demekki.


*muz sesleri.





41. sayfadan okumaya devam.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Esperanza. - Eylül 14 2010, 18:17:26
'Eğer insanın taktığı gözlüğün camlarına olumsuzluk sinmişse, tabii ki olumsuzluk görür baktığı her yerde.'

'Oysa şimdi tutkallıktan istifa etmiş, sabırlı ve sakin bir gözlemciye dönüşmüştü. Günler geceler geçiyor; olayların gelişimini tarafsız bir nazarla izliyordu. Kontrol edemediği şeyler için hayıflanmayı bırakalıberi bir başka kadın olmuştu. Daha vakur, daha yalnız, daha duyarlı biri.'

-Elif Şafak - Aşk-
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: derjavin - Eylül 14 2010, 22:05:49
...Buraya neden geliğimi şimdi anlamıştım : Onu ve onun kafasının içinden geçenleri burada daha iyi göreceğimi zannediyordum.
Fakat işte ben, şapkamı uçurmak isteyen rüzgârdan, uğuldayan ağaçlardan ve koşup giderken birçok şekillere giren bulutlardan başka bir şey görmüyordum.
Onun yaşadığı yerde yaşamak, onun gibi yaşamak demek değildi...
Bunu zannetmek için pek saf ve ancak benim kadar gafil olmak lazımdı.


Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: derjavin - Eylül 28 2010, 20:11:27
'Jack kendini ne kadar yalnız hissettiğini inkâr edemezdi ama gecenin dinlenmek için mükemmel bir zaman dilimi olduğu da bir gerçekti.
Gece kesinlikle uyuyan bir zaman değildi; tam tersi uyanışın, yaşama verilen bir selâmın sesini barındırıyordu içinde.
Günün sonu değil, devamıydı.
Karanlıktan ibaret değildi, muhteşem bir canlılığı vardı, sürekli devinen kendi ritmi, kendi sesleri, kendine özgü kokuları ve kendine ait semâsı...'

Işığın Söndüğü An - Jamie SAUL
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: bistick - Ekim 01 2010, 12:38:38
"Düzen,bir şeylerden paçayı kurtarmak için yapılan plandı.Düşünecek olursanız renk düzeni de bir tuzağın parçasıydı;çok pahalı bir yüzükle başlayan,mobilyacıya borçlanmak ve mortgage ödemeleriyle devam eden,ardından -iki kez tecrübe ettiği üzere- kadının tüm eşyaları alıp borçları arkasında bırakmasıyla Baltimore şehri duruşma salonunda son bulan bir tuzağın."

" 'Sen hep böyle yalancı mısın?' Amirin sesi sertti.'Yoksa bir sonraki evliliğin için formda mı kalmaya çalışıyorsun?' "

Laura Lippman-Histeri
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: bistick - Ekim 01 2010, 13:03:09
‎"Önce beni küçücük öptü.Sonra,
-Canım benim,dedi,herkes sana emanet,dikkatli ol,tetikte ol,sakın kaygılanma.
-Merak da etmeyeyim değil mi,dedim.
-Merak da etme.
-Başka ne yapmayayım?
-Sakın başka birine bana baktığın gibi bakma."

Nurdan Beşergil - Bana Baktığın Gibi Bakma
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: raskolnikov - Ekim 02 2010, 14:49:43
-  Devrin müslümanlarının bir çoğu  Aristo'yu sevmez. Çünkü Aristo Hz. Muhammed'in verdiği evrensel mesajı akılcılık yöntemiyle daha soyut bir şekilde ele aldı, anlatmaya çalıştı. Aslında hiç biriniz göremediği şey, Aristo ile Hz. Muhammed'in söyledikleri arasında ki benzerlik. Tüm bunları Aristo'nun yazdığı ' Mutlak Ebediyetin Kitabı' adlı risaliye de görebilir mukayese edebilirsiniz. Aslında Aristo da bir peygamberdi. Tanrının sesiyle yola çıkan, mutlak ebediyeti arayan ..

 Antony Josques - Uyanmışlar Tarikatı
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: fkuzum - Ekim 02 2010, 15:57:56
mutlu son...
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: pigmente villonodüler sinovit - Ekim 09 2010, 16:40:14
Düş kurmalı bir saate benzer
hedefe kendi kendine gider
sana sadece onu kurmak düş/er
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: pigmente villonodüler sinovit - Ekim 09 2010, 16:40:54
Düş kurmalı bir saate benzer
hedefe kendi kendine gider
sana sadece onu kurmak düş/er
b.d - ve kalp ve kovan ...
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: bistick - Ekim 09 2010, 18:45:49
" 'Magic is a bridge,' he said at last,'a bridge that allows you to walk from the visible world over into the invisible world,and to learn the lessons of both those worlds.'
'And how can I learn to cross that bridge?'
'By discovering your own way of crossing it.Everyone has their own way.' "

Paulo Coelho - Brida
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: bistick - Ekim 19 2010, 21:27:00
"Eskileri düşündüğümde niye böyle bir keder tadı kalıyor geriye?"

"Birlikte yatabilmek için halkevi yatakhanesinin yan yana çektiğimiz dar,iffet simgesi karyolalarının soğuk kenar kasnaklarının sırtımıza batmasını göze alıyoruz.Onun bedeninin yumuşaklığından yoksun kalmaktansa sırt ağrısı çekmek daha iyi."

"Ama Jill,zaman tüm sağalmaları yaraya dönüştürür ve sevme yeteneğiyle birlikte acı da büyür,diyor."

"Çevremdeki insanlara denk düşen kavramlarım kalmadı."

Anja Meulenbelt - Utanç Bitti
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Penguenss - Ekim 22 2010, 23:23:27
- Tanrıya, bize, acılar kadar sevinçleri, kötülükler kadar iyilikleri de aynı güçte hatırlatacak bir hafıza bahşetmesi, bizi kendi hafızamızdan ve ilişkimizden koruması için yakarmaktan başka elimizden ne gelir?

- Kendimiz olduğumuz anları unutmak, kendimizi başkası sandığımız anları hatırlamak isteriz.
Ama atlarımız ne yazık ki umduğumuz kadar uysal değildir, beklenmedik anlarda şahlanarak, kişneyerek, istemediğimiz yollara saparak, birbirlerinin yerine geçerek bizi, duvarları bizim benliğimizden örülmüş büyük hapishanenin içinde döndürür dururlar.
O hapishanenin dışına çıkamazlar.
Kendi gerçek kimliğini anlatan kimseye, belki de o yüzden, rastlamadım bugüne dek.



Ahmet Altan - İçimizde Bir Yer

Kesinlikle harika bir kitap (: benim adım kırmızıdan önce 2kere okuyup - kendime birşeyler katabildigim kitaplardan.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Gunes ve Ay - Ekim 27 2010, 19:49:29
Aşk kadar kolay değildi hikâyemden çıkan hisler. Bir ileri, bir geri savurdu bedenimi yıllarca. Onsuz olmak, onunla olmaktan çok daha güzeldi. Ne de olsa aşk dediğin, şu yüklediğimiz anlamlardan ibaretti. Belki onu gerçekten tanımış olsam bu kadar sevemezdim. Pinokyo'mdu o benim. Görüntüsünü bulup, içerisine bir ruh yerleştirdiğim... Herkesten ve her şeyden en kolay kaçtığım yerimdi benim. Ne gereksiz hırslara, ne de anlamsız egolarıma karıştırdım onu. Olduğu gibi sevdim, olduğu kadar tattım. O beni sevdi mi diye çok fazla düşünmedim. Benim onu sevmemle, onun sevgisinin ne alakası olabilirdi? O benim sonsuzluğum, ben ise onun için hiç bilemediği biri olmuştum. Sesimi duyuramadım, boğuldum. Sevgimi paylaşamadım, yoruldum. Aşkla beslenip, her seferinde ondan doğru doğdum. Aşkla büyüdüm ve sonunda yoğruldum. Eksileceğim korkusuyla adım atarken çoğaldım. Bu kadar sevebilmenin cesaretiyle ben "ben" oldum. Bir şey gördüm onun gözlerinde. Çok sıcak, tanıdık, aşktan ve varoluştan. Hiç inanmadım biteceğine. Bunu her nefeste dile getirmekten korkmadım. Benim aşkım o olduğu sürece değil, ben var olduğumca vardı. Anlamadı! Seni seviyorum demekle, yanında durmakla aşk olur sandı. Bana bir gün inanmadı, benim sevme tarzıma alışamadı.

Uzakken Yakın, arka kapak.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Horrorpheliac - Aralık 02 2010, 13:50:07
Geleceği geçmişten çıkarsam şimdiki zaman kalır. / Kinyas ve Kayra
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: jude - Aralık 02 2010, 13:59:14
"Serseriydik, tembeldik, günlerimizin sayılı olduğunu biliyorduk. Rahattık bu yüzden, ne kadar yeteneksiz olduğumuzu anlamalarını bekliyorduk. O gün gelene dek arada sırada birkaç dürüst saat çalışıp sistemin içinde varolmaya çalışıyor, geceleri hep beraber kafaları çekiyorduk."

Charles Bukowski - Factotum
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Horrorpheliac - Aralık 07 2010, 17:11:38
Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikâyenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bi filmdi... / Kayra.

Kinyas ve Kayra - Hakan Günday
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Hevai - Aralık 09 2010, 13:31:36
Kimseyi kendi ölçülerinle yargılama, herkesi kendi ölçüleriyle yargıla.

Ahmet Altan/İsyan Günlerinde Aşk
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Susanna Kaysen - Mart 07 2011, 00:35:10
Erasmus - Deliliğe Övgü kitabındaki her yer. zaten kısacık kitap. bundan sonra en iyi dostum Erasmus'tur.
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: gizehame - Mart 07 2011, 10:13:10
''Kapakları birer kelebek kanadı gibi çırpınan bu gözler, bu biraz aşağı sarkarak titreyen dudak ve bu bu bir çiçek kadar taze yüz
ona müthiş bir hüzün verdi.''

''Bu ne kadar güzel bir çocuktu yarabbi ve Yusuf onu ne kadar çok seviyordu.''

''Onu hariçte bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor, kendinin bir parçası; gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu.''

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: pigmente villonodüler sinovit - Temmuz 03 2011, 17:19:51
Hak veriyorum sana, ben de olsam tam da böyle terk ederdim beni...
Üzerime basa basa giderdim tıpkı senin gibi, tıpkı senin gibi bahane ederdim dünyevi hadiseleri. Ben de daha fazla katlanamazdım senin yerinde olsam, yerinde olsam vedalaşma sahnesine bile müsaade etmezdim hatta. Hadi yavaş yavaş koltuğuna geç sen, hareket vakti yaklaştı da işte, bakma o kurşuni gözlerinle bana öyle, silahla şaka olmaz neticede. Kana bulama, kirletme daha fazla hatıranı..

Özgür Gümüşsoy  / Bana Bir'aşk Zaman Ver

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Karaçalı - Kasım 11 2011, 19:46:59
Söyle bana Feride; bu kadar derin bir vefayı, bu kadar ince bir ruhu, bu küçük çalıkuşu göğsünün neresine saklamıştın?
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Karaçalı - Kasım 25 2011, 00:53:09
"demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir hududu, bir sonu olmamasını ne kadar isterdim. beni asıl, bu ümidin boşa çıkması üzüyor..."

Kürk Mantolu Madonna.

Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Armoni - Aralık 26 2011, 17:23:11
“Haykırmak istediğim çok şey var. Büyük kayıplar yıkacak değil bizi. Açıkça birbirimizle konuşamıyorsak ben  ağlamak, bağırarak ağlamak için bahçenin yeşillikleri gerisindeki odama geçiyorsam, biliyor musun, ne güzel ağıtlar içinde uyuyakalamamak?”
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Çeşm-i Siyah - Aralık 26 2011, 22:51:42
Sevgi kemale erince seven, mükemmelliğin yalnızca sevgilide olduğunu fark eder ve artık ona benzer bir şey bulamaz. Tıpkı bunun gibi sevginin başlangıcında seven feryat figan eder, ağlayıp inler, yanar yakılır, kalbindeki ateşin dumanı ağzından ah olarak çıkar. Ama sevgi kemale erip de sevenin varlığını ele geçirince artık inlemeler ve ağlamalar son bulur, seven latif bir cisme dönüşür; kusurluluk biter, paklık başlar. Yani ateşin alevi büyüdüğü vakit dumanı azalır, hatta kaybolur gider.

Şah & Sultan
Başlık: Ynt: Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler
Gönderen: Armoni - Haziran 09 2012, 00:09:44
“Eğleniyorlardı. Yaşıyorlardı. Ve ben, kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demeklik olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onların dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramafon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerliği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden birşey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.”

Sabahattin Ali | Kürk Mantolu Madonna