Güzele herkes güzel demekle
Çirkinlik olur
İyiye herkes iyi demekle
Kötülük olur
..............
...........
.............
...............
................
Bilge kişi sükunetle yönetir
Telefuz etmeden öğretir
Varlıklara karşı kayıtsız değildir ancak
Onları benimsemeden herbirini doyurur
Kibirlenmeden görevini yerine getirir.
Kendisine bağlanmadan eserini tamamlar
Ona bağlı kalmadığı için de
Ayakta kalır.
Lao Tzu-Öğretiler (Sevdiğim filozoflardandır)
" Gelmezler. Gelmedikleri yetmezmiş gibi gitmemişlerdir de. Yalnızca kürkün için derini yüzüp çırılçıplak bırakmışlardır seni.
Tam o terk anında patlar yüreğinde siyahi havai fişek. Camyüzün olsa, hayata minnettar kalacaksındır.
Gereksiz bir umuda niçin saygı duyulabilir ki?
Yaratıcılıklar, sessizlikle tanımlı ihanetlerde kullanılmaktadır anladığın kadarıyla. Her hüzün teşhircidir.
Hüzünleri, müzik klibi olarak çeker onlar. Çocuğum olsa adını buğu koyardım.
Çocuğum olsa, içinde kelebek beslerdim. Ava çıkardım: kendimi vururdum."
Küçük İskender - İkizler burcu hikayeleri Sayfa;80.
"Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."
~
"Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazan hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim."
~
"Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca.. Kollarıyla bizi sarar...Süngümüzü düşürür...Sorgulamadan peşlerinden gideriz...Ve hiçbir zaman pişman olmayacağımızı biliriz"
~
"Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar..."
~
“Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.” dedi. “Bu eksiklik sana değil, bana ait…Bende inanmak noksanmış… Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum…Bunu şimdi anlıyorum.Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar…Ama şimdi inanıyorum… Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum… Seni istiyorum…İçimde müthiş bir arzu var… Bir iyi olsam!”
~
''Hiçbir şey beni, hakkımdaki bir kanaati düzeltmek mecburiyeti kadar korkutmazdı.''
''Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım ondan kaçmak olurdu.''
''Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim... Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.''
~
"...Başkasıne merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur..."
"...Çünkü müphem bir his bana, kim olursa olsun bir insanı tamamen gördükten ve gördüklerini kendinden saklamadıktan sonra, ona hiçbir zaman büsbütün yaklaşılamayacağını fısıldıyordu."
" 'demek beni kıskanmıyorsunuz ha?' dedi 'beni sahiden bu kadar çok mu seviyorsun?' "
"İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir."
" 'benim beklediğim aşk başka!' dedi. O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!"
"...Ve cemiyetin haksız ve mantıksız bağlarına, batıl hükümlerine isyanın en iyi şeklini cinsi arzularını başıboş bırakmakta bulunduklarını zanneden genç kızlar..."
"Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar mesut çok mesut edebiliyor?"
"...Kadınların hiçbir zaman sahiden sevemeyecekleri neticesine varıyordum. Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilemeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu."
"Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim."
~
Devamı gelecek sayıda.
Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali.
" Ona Tanrı'nın bile koparamayacağı bağlarla bağlıyım. Eğer günün birinde yanağında bir meltem hissederse, bu, nefesim olabilir. Şayet bir gece, serin bir esinti saçlarını okşarsa, bu, yanından geçen gölgem olabilir. "
-
Vipond, Komutan Albin'le birlikte malikanesine döndükten sonra, ona "Biliyor musun Albin" dedi, "yaşlandıkça aşkın en gözle görülür belirtileri bana arkadaşlıktan ziyade nefret gibi gözükmeye başladı."
-
Tanrı'nın Sol Eli | Paul Hoffman