Ersin Karabulut (d. 3 Haziran 1981, Eminönü, İstanbul) Türk çizer.
3 Haziran 1981'de İstanbul - Eminönü'nde doğdu. Babası da kendisi gibi hayatını çizerek kazanıyordu. Bayrampaşa ilköğretim okulunu ve Vatan Anadolu Lisesi'ni bitirdi. 16 yaşında ilk karikatürü, Pişmiş Kelle dergisinde yer buldu. Daha sonra çizdiği köşeler yayınlanmaya başladı. Bir Süre Gırgır ve Ördek dergilerinde de çizdi. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik bölümüne girdi. İkinci sınıfta Lombak dergisinde ve daha sonra da Penguen dergisinde çizmeye başladı.
Yakın zamana kadar Penguen dergisindeki "Sandık İçi" isimli köşeyi çizmekteydi, çizgi-öykü tarzında çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, Sandık İçi adlı bir kitabı bulunmaktadır.
2007 Ağustosunda, Yiğit Özgür ve Memo Tembelçizer gibi bir grup çizerle birlikte, yeni bir dergi çıkartmak üzere, Penguen'den ayrılmış ve 5 Eylül' de Uykusuz adlı dergiyi çıkarmaya başlamışlardır. Şu anda İstiklal Caddesinde oturuyor.
Başlık: Ynt: Ersin Karabulut
Gönderen: california - Aralık 22 2007, 16:40:19
eheh biliorum istikalde oturduğunu ve buna çok memnun olduğunu,anlattı geçenlerde köşesinde.zaten o kadar bizden biri ki,her şeyini bildiğim dost gibi.sandıkiçiyle bize kendi hayatını,yüreğini açmış bir insan.aa bunu ben de yaşadım,aynısı ya ersin,bu kadar da olmaz diyerekten okuyorum her hafta.ve evet,ilk onu okuyorum,onu çok yakın buluorum kendime. aslında..ersin karabulut deyince yazmak istemedim çünkü o benim için çok şey.kendine çok şey ifade den biri hakkında yazmak çok güç,kitlenip kalıyorsun.o yüzden uzatmayacağım daha fazla,çünkü kendime işkence oluyor,farketttim. seviyorum ersini hem de çok,içtenliğini de,anlatımını da,hayatını da... sakın takmasın aa atıosun sallıosun dienleri.
kendini hep kötü çizen ama aslında çok yakışıklı olan bir karikatürist kendisi özellikle de ersinin baloncukları çok orjinal ve hoşş :D çok seviyorum kendisini+karikatürlerini :D
Fazlasıyla sempatik olduğunu düşünüyorum. Sürekli giydiği, tabiri caizse, üzerinden ameliyatla alınacak olan çizgili tişörtünü böğrümüze bastık artık. O tişörtü bana verebilir, yastık kılıfı olarak kullanabilirim ve her daim koklayabilirim onun terlerini. -_-
Uykusuz'u almamdaki baş sebep, ilk onun köşesini açarım, okurum zati. Okurken, dünyadan kendimi soyutluyorum lan.
gerçekten çok güzel yazıyor bu adam yeraltı öyküleri(lombak) hastası olduğum bir yazı okurken eh eh ene noluyo ha diye tepkiler verdirtiyo şahsen bana beğendiğim bir yazar
Peşinden ergen kızlar gibin "ersiiiinnğ" diye bağırarak koşabilirim.Ya da dergiye gidip "ben geldim ersinğğ." diye boynuna atlıyark şizo modunda takılabilirim.O derece bi bağlılık bu.Çizimlerinde en ufak ayrıntıyı bile ufak ayrıntısına kadar çizebilir.Günlük olayları kendi üslubuyla o kadar güzel anlatır ki.Bu yüzden okunasıdır öyküleri.Hatta tekrar tekrar okunasıdır.Mizahın çok farklı yerindedir; sıradan gibidir ama değildir.Kısacası severim,ölürüm.
Okurlarıyla samimi, organik bir bağ kurduğu sanılan fakat okurlarına zerre önem vermeyen, samimiyetlik adı altında komplike olmak için uğraşlar veren, yapmacık, yaman, adamakıllı şımarık çizer.
bi arkadaşım ona vermek istiyo mesela çok etkiliyo bu çiser ama bi arkadaşıma da söz vermiş bu hafta sayfamda senden bahsetçem diye, sösünü tutmamış işte. önem vermiyo işte bence de. yani.
Başlık: Ynt: Ersin Karabulut
Gönderen: Jane Eyre - Kasım 13 2009, 23:14:12
bu kadar sevimli bi adam kendini neden böyle mal mal şişko, göbekli, gıdısı sarkmış şekilde falan çiziyor anlamıyorum. ama kıvırcık saçları ve baloncukları yeter onun. bildiğin şeker; at ağzına damağın ve dilinin arasında erisin ersin.
'Aaa aynı ben' insanı.Sandıkiçi güzeldir ama penguen'deki duygusallığını yitirmiştir.Kendisi de bunun farkındadır.Ayrıca köşesindeki çizimlerle penguen'deki kadar uğraşmadığı da görülen bir gerçektir.Taramaları harikadır.Bazen tiksindiğim olsa da samimiyetine inanmak istediğimdir,evet bütün bunların bütünüdür benim içim o.