Alternatifim Cafe

Osmanlı padişahları

Discussion started on Osmanlı Tarihi

SULTAN ÜÇÜNCÜ OSMAN

Babası: İkinci Mustafa
Annesi: Şehsuvar Valide Sultan
Doğumu: 2 Ocak 1699
Vefatı: 30 Ekim 1757
Saltanatı: 1754 – 1757 (3) sene

Üçüncü Osman İstanbul’da doğdu. Terbiyesi ile çok dindar olan annesi meşgul oldu. Çok cömert birisi idi. Fakirlere son derece şefkat gösterirdi. Hattatlığa çalıştı ve çok güzel yazılar yazdı. Hazreti Peygamberimizin Kademi Şeriflerini tersim ederek, yanına bir de tuğra yaptıktan sonra, Eyüp Sultan Türbesine hediye etti.

Üçüncü Osman sert asabi ve tez hüküm veren bir mizaca sahipti. Kadınlara karşı çok dikkatliydi. Sarayda gezinirken, ökçeleri çivili ayakkabı giyer, gezdikçe ayak tıkırtılarını duyan kadınlar odalarına kaçarlardı. Tahta çıktığında 56 yaşına yaklaşıyordu.

Zamanındaki mühim hadiseler şunlardır: 1755’te Haliç dondu. Aynı sene İstanbul'un yarıdan çoğunun zarar gördüğü bir yangın oldu. Bir sene sonra ikinci bir yangında da 4000'e yakın ev yandı. Birinci Mahmud'un yaptırdığı Nuruosmaniye Camii bu devirde (1755'te) ibadete açıldı.

Devrinin Şeyhülislâmları: Feyzullah Zâde Murtaza Efendi, Vassaf Abdullah Efendi, Damadzâde Feyzullah Efendi, Dürrizâde Mustafa Efendilerdir.

Üçüncü Osman 58 yaşını geçtiği bir sırada vefat etti. Cenazesi Yeni Camii yanındaki Sultan Mahmud Han'ın yanına defnedildi. (Allah rahmet eylesin.) Reisül - Hattatıyn Eğrikapılı Hoca Mehmed Rasim Efendi (H. 1169), Şeyh Ekici Mehmed Efendi, Üçüncü Osman zamanında vefat etmişlerdir.

Çocuğu yoktu.
#26 - Eylül 20 2008, 03:18:34
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN ÜÇÜNCÜ MUSTAFA

Babası: Üçüncü Ahmed
Annesi: Mihrimah Sultan
Doğumu: 28 Ocak 1717
Vefatı: 21 Ocak 1774
Saltanatı: 1757 – 1774 (17) sene

Üçüncü Mustafa orta boylu, iri gözlü, yassı burunlu ve siyah sakallı idi. Heybetli ve kuvvetli bir vücuda sahipti. Çok iyi bir tahsil yaptı. Çok çalışkan ve cömert bir insandı. Bilhassa şiirde büyük kabiliyeti vardı. (Cihangir) mahlasıyla yazdığı şiirler pek maruftur. Meşhur Şiirlerinden birisi şudur:

Yıkılıp dur bu cihan sanma ki bizde düzele,
Devlet-i çerh-i deni verdi kamu müptezele.
Şimdi ebvab-ı saadetle gezen hep hezele,
İşimiz kaldı hemân merhamet-i Lem Yezel'e.

Astronomi ile meşgul oldu. İslâm ve Osmanlı tarihlerini gayet geniş olarak tetkik etti. Memleketine en büyük felâketin Rusya'dan geleceğini çok iyi bildiğinden, müdafaa için geceli gündüzlü çalışarak, her türlü hazırlığı yaptı. Muharebelerde sarf edilmek üzere iç ve dış hazineyi altın ile doldurmuştu. Tahta çıktığında 40 yaşında idi. Devletin büyük bir ıslahata ihtiyacı olduğunu çok iyi bilen ve bu hususta mühim hamleler yapan bir hükümdardı. Süveyş Kanalı'nı bile açtırmayı düşünüyordu. Fakat iş başına getirecek kıymetli kimseleri bulamamanın üzüntüsü içindeydi.

1766 senesinde olan zelzelede yıkılan Fatih ve Eyyüb Sultan Camilerini ve bütün İstanbul'u adeta yeniden imar etmiştir. Kara ve Deniz Mühendishaneleri onun zamanında kurulmuştur. (1764) 1768'de Rusya ile savaş başladı ve 1774 senesinde bitti. Savaş neticesinde Kaynarca Anlaşması yapıldı. Büyük ve önemli ölçüde toprak kaybı oldu. Devletin esas gerileme devri de bundan sonra başladı. Rus savaşında üzüntüsünden hastalanmış ve vefat etmiştir. Vefatında 57 yaşına yaklaşıyordu. Lâleli Camii 4 sene içinde bu devirde inşa edildi. Şeyh Abdullah Kaşkar’ı bu devirde vefat etmiştir ve Eyüp'de medfundur.

Erkek Çocukları: Üçüncü Selim, Mehmed.
Kız Çocukları: Şah Sultan, Fatma Sultan, Bekhan Sultan, Fatma Sultan, Hibetullah
#27 - Eylül 20 2008, 03:19:09
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN BİRİNCİ ABDÜLHAMİD

Babası: Üçüncü Ahmed
Annesi: Rabia şermi Sultan
Doğumu: 20 Mart 1725
Vefatı: 7 Nisan 1789
Saltanatı: 1774 – 1789 (15) sene

Birinci Abdülhamid İstanbul'da doğdu. Annesi ona kuvvetli bir tahsil yaptırdı. Zamanındaki mevcut tarihlerin, hepsini gözden geçirdi. Hat sanatı ile de meşgul oldu. Çok hassas ve nazik bir insandı. Zamanında birçok ıslahat ve imar hareketlerinde bulunmuştur.

Osmanlı Devleti'nin gerilemeye başladığı bir zamanda padişahlık yapması onun şahsiyetine gölge düşürmemiştir. Tahta çıktığında geleneklerin dışına çıkarak cülus bahşişi dağıtmadı. Devrindeki bazı mühim hadiseler:1775'de İran savaşı başladı ve 1779'da bitti. Tarafların kan akıtmaktan başka hiç bir menfaati olmadı.1787'de Almanya ile savaş başladı. Almanlar çok ümitlerle girdikleri bu savaşı kaybettiler.

1779'da Aynalıkavak Anlaşması yapıldı.1783'de Kırım Hanlığı sona erdi.1787'de Rusya ile yeniden savaşa girildi.1788'de Almanya'ya karşı Sebes Zaferi elde edildi. Bu zaferden sonra Birinci Abdülhamid'e Gazi unvanı verildi. Alman harbinde düşen, Özi faciası meydana geldi ki, bu kaleyi ellerine geçiren Almanlar tek fert bırakmadan sivil ve asker bütün halkı öldürdüler. 25.000 nüfusu olan Özi halkını tamamen imha ederek ellerine geçirdiler. Birinci Abdülhamid'e bu haber gelince üzüntüsünden felç oldu. Kısa bir zaman sonra da vefat etti. Vefatında 64 yaşını henüz bitirmişti. Cenazesi Bahçekapısındaki türbesine defnedildi.

Silsile-i Saadât-ı Nakşibendiyye'den Şemssüddin Habibullah (k.s.) Hazretleri (H. 1195)bu devirde vefat etmiştir.

Erkek Çocukları: Dördüncü Mustafa, İkinci Mahmud, Murad, Nusret, Mehmed, Ahmed, Süleyman.
Kız Çocukları: Esma, Emine, Rabia Alimşah, Dürrüşehvar, Hibetullah Fatma, Melikşah,
#28 - Eylül 20 2008, 03:19:45
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN ÜÇÜNCÜ SELİM

Babası: Üçüncü Mustafa
Annesi: Mihrişah Sultan
Doğumu: 24 Aralık 1761
Vefatı: 28 Temmuz 1808
Saltanatı: 1789 – 1807 (18) sene

Üçüncü Selim İstanbul'da doğdu. Sarayda çok güzel bir Şekilde yetiştirildi. Edebiyata ve güzel yazı yazmaya çok meraklı idi. Yazmış olduğu hat ve levhalardan bazıları cami ve türbelerde asılmıştır. Arapça ve Farsça lisanlarına fevkalade vakıftı. Çok merhametli ve nazik tabiatlı idi.    

Devrinde olan mühim hadiseler: 1791’de Avusturya ile Ziştovi, 1792'de de Rusya ile Yaş anlaşması yapıldı.1793'de Nizam-ı Cedid askeri teşkilâtı kuruldu.1798'de Napolyon'un Mısır'a saldırmasıyla, Fransa ile savaş başladı. 1799'da Rusya ve İngiltere ile ittifak yapıldı. Napolyon'a karşı meşhur Akka müdafaası yapıldı. Cezzar Ahmed Paşa Mısır'da Fransızlara boyun eğdirdi. Bazı iddialara göre Napolyon bu devirde Müslüman oldu.1801'de Fransızlar Mısır'ı mecburen boşalttılar. 1802'de Fransa ile Paris Anlaşması yapıldı. Aynı senelerde Arabistan'da (Vehhabilik) isimli batıl mezhebin faaliyetleri görüldü. Vehhabiler üç ay müddetle Mekke'yi ve Medine'yi işgal ettiler. Bütün mübarek şahsiyetlerin kabirlerine hakarette bulundular, yakıp yıktılar.1806'da Sırp ihtilâli oldu ve Ruslarla savaş başladı.1807'de Kabakçı ihtilâli oldu. Bu ihtilâlle Üçüncü Selim tahttan indirildi. Bir sene sonra da 46 yasında iken şehid edildi. (Allah rahmet eylesin.)

Dini, vatanı ve milletine çok düşkün olan Üçüncü Selim, aynı zamanda şairdi. Kırım'ın Rusların eline geçtiğinde şu içli mısraları söylemiştir:

Kalalım mı kılıç altında öyle
Oturmak dinimizde var mı böyle
Esir etmiş nice tatarı bir bir
Kırım Rusya'da kalsın mı söyle
OI Moskof'tan varıp öcüm alayım
Ya düşman içre helâk olam şöyle.
Telgraf ve Litoğrafya bu devirde icad edilmiştir.

Çocuğu yoktu.
#29 - Eylül 20 2008, 03:20:19
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN DÖRDÜNCÜ MUSTAFA

Babası: Birinci Abdülhamid
Annesi: Ayşe Saniye Perver Sultan
Doğumu: 8 Eylül 1779
Vefatı: 16 Kasım 1808
Saltanatı: 1807 – 1808 (1) sene

Dördüncü Mustafa İstanbul'da doğdu. Yetişmesi ile annesi meşgul oldu. İyi bir tahsil yaptırdı. Diğer padişahlar gibi o da hattatlığa çalıştı. Gayet güzel yazıları vardır. Osmanoğulları içinde Beşinci Murad'dan sonra en az padişahlık yapanlardan birisidir.
Kabakçı Mustafa, Üçüncü Selim'in yenileşme hareketlerine karşı koyup mani olmak maksadı ile Üçüncü Selim'in de merhametinden istifade edince, Üçüncü Selim'i tahttan indirmişti.

Bunun üzerine asiler tarafından Dördüncü Mustafa padişah yapıldı. Asiler pek çok mühim mevkileri ellerine geçirdiler. Üçüncü Selim tarafından kurulmuş olan Nizam-ı Cedid'in ileri gelenleri Ruscuk'ta bulunan Alemdar Mustafa Paşa'nın yanında toplandılar. Alemdar Mustafa Paşa büyük bir kuvvet halinde İstanbul'a gelerek asileri temizledi ki, Üçüncü Selim'in şehid edildiği öğrenildi. Bunun üzerine İkinci Mahmud'u tahta çıkardı. Dördüncü Mustafa zamanında Ruslarla savaşa devam edildi.

Dördüncü Mustafa bir yıl iki ay saltanatta kaldı. İkinci Mahmud tahta çıkınca Topkapı Sarayının bir dairesinde oturmaya mecbur edildi. Bazı kimselerin İkinci Mahmud'u indirip, Dördüncü Mustafa'yı tahta çıkarmayı tasarlamaları üzerine, ulemadan fetva alınarak öldürüldü. Cenazesi babası Birinci Abdülhamid'in Bahçe kapısındaki türbesine defnedildi.
Vapurun icadı bu zamanda olmuştur.

Emine Sultan isminde bir kız çocuğu vardı.
#30 - Eylül 20 2008, 03:20:57
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN İKİNCİ MAHMUD

Babası: Birinci Abdülhamid
Annesi: Nakşidil Valide Sultan
Doğumu: 20 Temmuz 1785
Vefatı: 30 Haziran 1839
Saltanatı: 1808 – 1839 (31 ) sene

İkinci Mahmud İstanbul’da doğdu. Diğer padişahlar gibi kuvvetli bir tahsil gördü. Tahta çıktığında 23 yaşında idi. Üçüncü Selim'in, öğrenimine bizzat önem vererek yetiştirdiği kıymetli bir şahsiyetti. Hattat, bestekâr ve şairdi.(Adli) mahlasayla şiirler yazmıştır.
Cesur, temkinli, sabırlı ve azimli bir tabiata sahipti. Dağılan Nizam-a Cedid askerinin yerine Sekbân-a Cedid askeri teşkilâtını kurdu. Çok geçmeden asiler ayaklanınca, bu ocağa kendiliğinden dağıttı.

1808'de ayaklanan asiler, Alemdar Mustafa Paşa’yı öldürdüler. 1812'de Ruslarla Bükreş Antlaşması yapıldı.1813 senesinde, Mekke ve Medine'de mukaddes yerlere hakaretlerde bulunan Vehhabiler temizlendiler. Osmanlı İmparatorluğu yakılıncaya kadar bir daha huzursuzluk çıkaramayacak hale getirildiler.1821'de Yunan İhtilâli oldu. Binlerce sivil halk öldürüldü.1826'da Yunan İhtilâli bastırıldı. Yeniçeri Ocağı, Seyhülislâmın fetvası, ulema sınıfı, asker ve halkın ayaklanması ile tamamen ortadan kaldırıldı Bu olaya tarihçiler Vak'ay-ı Hayriye diye isim verdiler. 1827'de Rus savaşı yeniden başladı. 1829'da Edirne Anlaşması yapıldı. 1831 ve 1839'da Mısır isyanları oldu.

1839 senesinin Temmuz ayanda İkinci Mahmud vefat etti. Hayatı boyunca uğraşmış olduğu elim hadiselerin tesiriyle üzüntüden verem olmuş ve bu hastalıktan vefat etmişti. Cenazesi Divan yolundaki türbesine defnedildi.

İkinci Mahmud her sahada çok geniş çalışmalarda bulundu. Birçok yeni mektepler açtı. Büyük binalar inşa ettirdi. İstanbul’daki bütün büyük camilerin tamirini yaptırdı. Un kapanı Köprüsü de onun zamanında yapıldı. Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptırdı ve Mescid-i Aksa'yı da tamir ettirdi. Sümbülzâde Vehbi ve Keçecizâde İzzet Molla Efendi bu devirde vefat etmişlerdir.

Erkek Çocukları: Abdülmecid, Abdülaziz, dört adet Ahmed isimli şehzade, Bayezid, Abdülhamid, Süleyman, Mehmed, Murad, Nizameddin, Mehmed, Abdullah; Osman.

Kız Çocukları: Emine Sultan, Hamide Sultan, Hayriye Sultan, Sali Sultan, Saliha Sultan, Ayşe Sultan, Atike Sultan, Fatma Sultan, Münire Sultan, Fatma Sultan, Mihrimah Sultan, Adile Sultan.
#31 - Eylül 20 2008, 03:21:32
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN BİRİNCİ ABDÜLMECİD

Babası: İkinci Mahmud
Annesi: Bezmiâlem Valide Sultan
Doğumu: 25 Nisan 1823
Vefatı: 25 Haziran 1861
Saltanatı: 1839 – 1861 (21) sene

Abdülmecid İstanbul'da dünyaya geldi. Babası ona iyi bir tahsil yaptırmak için çok titiz davrandı. Kendisi biraz zayıfça idi. Çok zeki, terbiyeli, merhamet ve şefkatli bir kimseydi. Tahta çıktığında 16 yaşındaydı. Yeni gelişmeleri çok sıkı bir şekilde takip eder ve hemen Devlet-i Aliyyede tatbik edilmesini isterdi.

Devrinde olan önemli olaylar: 1839 senesinde Gülhane Hattı Hümayunu okundu. 1846'da Mustafa Reşid Paşa Sadrazam oldu. Maarif alanında pek çok ilerlemeler oldu. Birçok meslek okulları açıldı. 1848'de Macar isyanı dolayısıyla Macaristan'dan çok sayıda ilticalar oldu. Eflak ve Boğdan'da ihtilal oldu. Mübarek yerler meselesi ortaya çıktı.1853'de Rusya harbi başladı. Sinop baskını oldu. 1854'de Ruslar karada büyük kayıplar verdiler. Meşhur Silistre müdafaası yapıldı 've Ruslar bozuldu. Yerköyü Muharebesi kazanıldı. Fransa ve İngiltere de Türkiye yanında yer aldılar ve Kırım'a çıkarma yapıldı.1855'de Sivastopol alındı. Telgraf ve demiryolu hatları yapıldı. 1856'da Paris Anlaşması yapıldı. Ruslara karşı büyük menfaatler sağlandı. Abdülmecid Dolmabahçe Sarayı'nı yaptırdı ve Ortaköy'deki Mecidiye Camiini inşa ettirdi.

25 Haziran 1861'de babası gibi verem hastalığına tutularak vefat etti. Öldüğünde 38 yaşındaydı. Fatih'teki Sultan Selim Camii avlusundaki türbesine gömüldü.

Silsile-i Saadât-ı Nakşıbendiyye'den Hâfız Ebü Said Sâhib (k.s.) Hazretleri bu devirde vefat etmiştir.

Erkek Çocukları: Ahmed, Mehmed Burhaneddin, Bahaüddin, s2üştü Mehmed, Seyfüddin, Osman, Ziyaeddin Mehmed, Abid Mehmed, Abdüssamed Mehmed, Fuad Mehmed, Nureddin, Vamuk Mehmed, Abdülhamid, Mehmed Vahidüddin, Süleyman, Kemaleddin, Nizameddin, Mehmed Reşad.

Kız Çocukları: Bedihe, Behice, Samiye, Mediha,Refia, Şehime, Sabiha, Aliye, Fatma, Cemile, Seniha, Fehime, Mühibe, Mukbile, Münire, Naime, Neyyire, Behiye.
#32 - Eylül 20 2008, 03:22:06
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN ABDÜLAZİZ

Babası: İkinci Mahmud
Annesi: Pertevniyal Valide Sultan
Doğumu: 8 Şubat 1830
Vefatı: 4 Haziran 1876
Saltanatı: 1861 – 1876 (15) sene

Sultan Abdülaziz İstanbul’da doğdu. Çok kuvvetli bir tahsil gören padişahın edebi kültürü de gayet genişti. Uzun boylu, değirmi yüzlü, kumral sakallı ve geniş omuzluydu. Vücudu pek iri ve heybetli idi. Cihan pehlivanları ile güreşebilecek kuvvete sahipti.

Aynı zamanda bestekâr, şâir ve ressamdı. Memleketin imarı için birçok çalışmalar yapmıştır. Yaptırmış olduğu savaş gemilerinin planlarını çoğu zaman kendisi çizmiştir.

Devrinde olan önemli olaylardan bazıları:1863'de Mısır ve 1867'de Avrupa seyahatlerine çıktı. 1868 'de Şurayı Devlet kuruldu. 1869'da Süveyş Kanalı açıldı. 1871'de Mithat Paşa sadrazam oldu. Fakat iki ay sonra, bütçede açık olduğu halde açık olmadığını söyleyip yalanı meydana çıkınca, sadrazamlıktan azledildi.1874'de Hüseyin Avni Paşa sadrazam oldu. Bir yıl sonra azledilince, bu kindar adamın kini padişaha karşı son haddine vardı. Abdülaziz çok büyük bir adam kıtlığı ile karşı karşıya bulunuyordu. Kime vazife vereceğini bilemiyordu. Hiç bir işe yaramadıkları alenen ortaya çıkmış olan Mithat Paşa, Mahmud Nedim ve Hüseyin Avni Paşaların teşvikleriyle başlayan bir nümayiş ihtilâle döndü. Abdülaziz'i tahttan indirdiler. Tahttan indirilmekle de kalmayarak intihar süsü verip zorla öldürdüler. Hâlbuki bu büyük padişah, zamanında Osmanlı Devletini, askeri bakımdan Dünyada ikinci veya üçüncü duruma getirmişti. Çok çalışkan, gayretli, dindar ve ilerisi için büyük ümitler taşıyan bu büyük Hakan, şahsiyetleri çok düşük olan bazı siyasiler tarafından, tahttan indirilmesi devletin bu kritik günlerinde felâket oldu. Bütün mal varlığı çapulcular tarafından yağma edildi.

5 Haziran 1876 senesinde şehid edildiği zaman 46 yaşında bulunuyordu. Cenazesi Divanyolu'ndaki Sultan Mahmud Türbesine defnedildi.

Erkek Çocukları: Selim Mehmed, Mahmud Celaleddin, Mehmed Şevket, Seyfeddin, Sehzade Yusuf İzzeddin, Salahaddin, Abdülmecid.

Kız Çocukları: Saliha Sultan, Emine Sultan, Nazime Sultan, Esma Sultan, Emine Sultan, Fatma Sultan, Münire Sultan.
#33 - Eylül 20 2008, 03:23:36
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


BEŞİNCİ SULTAN MURAD

Babası: Suttan Abdülmecid
Annesi: şevk efzâ Kadın Efendi
Doğumu: 21 Eylül 1840
Vefatı: 29 Ağustos 1904
Saltanatı: 1876'da (93) gün

Beşinci Murad da İstanbul'da doğdu. Değerli âlimler tarafından yetiştirildi. Şiir ve Nesir üzerinde çalışmalar yaptı. Tahta çıktığında 35 yaşında idi. Sultan Abdülaziz'i tahttan indirenler onu padişah yaptılar. Tahta çıktığı zaman akli muvazenesi tamamen bozuldu. Dünyanın en mütehassıs doktorlarına teslim edilmesine rağmen iyileşemedi.

Zamanında Osmanlı Tarihinin en büyük cinayeti işlenmiştir. Hüseyin Avni Paşa, Mithat Paşa ve kafadarları, bir başka ihtilâl olur da Sultan Abdülazizi tekrar tahta çıkarırlar korkusu ile Sultanı hapsettikleri Feriye Sarayında hunharca şehid ettiler. Bu hadiseden 11 gün sonra, Binbaşı Çerkez Hasan Olayı oldu. Bir kabine toplantısında Sultan Abdülaziz'in kayınbiraderi olan Binbaşı Hasan Bey, Hüseyin Avni'yi, Hariciye Naziri Raşit Paşa'yı ve bir de subayı öldürdü. Böylece Hüseyin Avni'den eniştesinin intikamını almış oldu. Devlet bu devrede Rüştü Paşa tarafından idare edilmekteydi. Bu sırada ise devletin en büyük felâketi olan Osmanlı - Rus Harbi başlamak üzereydi. Beşinci Murad Abdülaziz ile beraber Avrupa seyahatine çıkmış ve bilhassa Fransa'yı yakından tanır hale gelmişti. Mükemmel bir Fransızca biliyordu. Müsikişinastı. Fakat bütün bu meziyetleri tahta çıktığında bir işe yaramadı. Akli muvazenesi bozulduğu için, devletin ileri gelenleri onu tahttan indirmek mecburiyetinde kaldılar. Hayatının sonuna kadar Çırağan Sarayında oturdu. Bir müddet sonra aklı tamamen düzeldi. Hayatı Çırağan Sarayında geçti. Yine bu sarayda 64 yaşında iken vefat etti. Yeni Camii yanındaki türbeye gömüldü.

Erkek Çocukları: Mehmed Selahaddin.
Kız Çocukları: Fehime Sultan, Fatma Sultan, Hadice Sultan.
#34 - Eylül 20 2008, 03:24:20
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD

Babası: Sultan Abdülmecid
Annesi: Tirimüjgan Kadın Efendi
Doğumu: 21 Eylül 1842
Vefatı: 10 Şubat 1918
Saltanatı: 1876 – 1909 (33) sene

İkinci Abdülhamid İstanbul'da doğmuştur. Uzun boylu, buğday benizli, siyah ve sık sakallıydı. Kaşlarının üzeri hafifçe çıkıntılı ve gözleri de siyahtı. Devrinin en kıymetli âlimlerinden, çok iyi bir tahsil yaptı. Kuvvetli bir hafıza ve basirete sahipti. Gayet güzel ve düzgün konuşurdu. Deha derecesinde bir siyasete sahipti. Aynı zamanda çok cesur bir padişahtı. Spor yapmaktan hoşlanırdı. Gayet güzel silah ve kılıç kullanırdı.

Son derece takva idi. Tasavvufa ait geniş bilgisi vardı. Padişahlığı zamanında yıkılmak üzere olan devleti ayakta tutacak en iyi tedbir ne ise onları hiç tereddüt etmeden yerine getirdi ve devletin yıkılmasını tam 33 sene geciktirdi. Devrinde yapmış olduğu işleri, bazı aydın geçinen tabaka hariç, herkes takdirle karşılıyordu. Aleyhine her türlü iftiralar en kötü isnatlar uyduruluyor ve Avrupa devletlerinin himayesinde yaşayan çeyrek aydın bile olamayanlar gazetelerinde, durmadan bu iftira ve isnatları yazıyorlardı. Hiç yılmadan ve bıkmadan Devlet-i Aliyyeyi 33 sene idare etti.

Dünya savaşın çıkacağına inanıyor, çıktığında ise Osmanlı Devletini kurtaracak şeyin, ancak denizlerde kuvvetli bir devletin yanında savaşa katılmak olduğunu düşünüyordu. Tahttan indirildiğinden hemen sonra bu görüşünün tam zıddı yapılmış koca devlet de tamamen yıkılmıştı. Prens Bismark'a göre 100 gram aklın 90 gramı Abdülhamid Han'da, 5 gramı kendisinde, 5 gramı da diğer siyasilerdedir. En büyük talihsizliği devleti en kötü şartlar altında eline almış olmasıdır. Tahttan indirildikten sonra zaman ilerledikçe, aleyhinde olup da pişman olmayan hemen hemen kalmamış gibiydi. Son derece dindar ve namuslu idi. Zevk ve sefaya düşkün değildi. Abdestsiz olarak hiç bir devlet işine imza atmadığı meşhurdur. 1908 senesinde düzmece bir irtica olayı bahane ederek tahttan indirdiklerinde yüksek bir veli derecesinde olan Büyük Hakan: "Bu Cenabı Hakkın takdiridir." Diyerek elinde muazzam kuvvetler olduğu halde müdahale bile etmeden tahtını terketmiştir.

Tahttan indirilmesinde birinci derecede Yahudilerin rolü vardı. Çünkü daha o zamanlar Yahudiler Filistin'den toprak istemişler, Sultan Abdülhamid de reddetmişti. Siyasi ve diplomatik hadiselerin en çok olduğu devir şüphesiz Abdülhamid Han devridir. Bu büyük padişaha, bütün tarihi hakikatler ortaya çıkmış olmasına rağmen, hala iftira edenlere rastlamak mümkündür. Tahta çıktığında, amcası Sultan Abdülaziz'in intihar edip etmediğini tesbit etmek için bir mahkeme kurdurmuş ve kurulan bu mahkemede; Hüseyin Avni, Mithat Paşa ve daha bazılarının öldürttüklerini tesbit ettirmiş. Bunun üzerine Mithat Paşa'nın idam edilmesini, Gazi Osman Paşa ve Ahmed Cevdet Paşa gibi büyük dâhiler bile istemiş olmalarına rağmen idam cezasını müebbet hapse çevirmiştir.

Yeryüzünün son bağımsız Müslüman Türk Devletinin Hükümdarı İkinci Abdülhamid'e Cuma selamlığında camiden çıkarken atılan bombanın fitilini bir şahıs değil, koca bir ehlisalip cephesi ateşlemişti. O gün gaflet içinde bulunan bazı aydınlarımız, bu arada şâir Tevfik Fikret suikastçının şahsında ehlisalip cephesine kaside yazıyorlardı. Çocuğu Halük'a verdiği terbiye ile onu ancak papaz yapabilen bir şâirin bu açık ihanet vesikası çok acıdır.

Abdülhamid neler yapmıştır:
Polis teşkilâtını geliştirdi. Komiserlik ve başkomiserlik makamlarını ihdas etti.

Savcılık müessesesini kurdu. Ceza ve Ticaret usulü kanunlarını çıkarttı.
Askeri dikimevleri, tersaneler, feshaneler kurdurdu.

İstanbul, İzmir limanlarını tesis etti.

Taht'a çıktığı zaman 252 milyon altın borcumuzu taht'ı bıraktığında 30 milyon altına indirdi.

Hereke Halı ve Dokuma, Beykoz Deri, Yıldız Çini, Cibali Tütün, Yedikule İplik ve Havagazı, Kireçburnu Tuğla, Çubuklu Carrı, Istınye Buz Fabrıkalarını işletmeye açtı.

Zirai alanda haralar, örnek çiftlikleri tesis etti. Ziraat, Baytar, İpek böcekçilik, Halkalı Ziraat, Orman ve Maden, Ticareti Bahriye, Mülkiye, Hukuk, Sanayii Nefise, Tıbbiye, Ticaret ve Hendesei Mülkiye, Dârü' I-muallim, Dârülfünian gibi her dereceden okulları açtırdı ki bugün hepsi kullanılmaktadır.

Köylerdeki ilkokulların dışında 300 tane ortaokul açtırdı ki bu okullarda yabancı dillere kadar birçok yeni dersler okutuluyordu.

Arkeoloji, Askeri Müze, Yıldız Müzesi, Yıldız ve Beyazıt Kütüphaneleri yine o devirde açıldı.

Gureba Hastanesi, Hamidiye Etfal Hastanesi, Yıldız Askeri Hastanesi o devirde hizmete girdi.

Kuduz Müessesesi o devirde açıldı, bugünkü Darülâceze yine o devirde hizmete girdi.

Hamidiye çeşmeleri ve Terkos Su Şirketini yine Abdülhamit kurdurdu ve Kırkçeşme ile Halkalı Suları'nın ıslahı yine Abdülhamid'e nasip oldu.

Tahttan indirildikten sonra Selanik’e sürülmüş, birçok işkenceler yapılmış ve Selanik’in düşman işgali altında kalma ihtimali çıkınca İstanbul'a Beylerbeyi Sarayı'nda oturmaya mecbur edilmiştir.

Büyük Hakan 1918 senesinin 10 Şubat'ında bu sarayda hayata gözlerini yummuş, Divanyolu'ndaki Sultan Mahmud Türbesine, amcası Sultan Abdülaziz ile dedesi İkinci Mahmud'un yanına defnedilmiştir. Vefatında 75 yaşını 4 ay geçiyordu. Cenazesinde en hareketli aleyhtarları bile ağlamışlardır. (Allah rahmet eylesin)

Erkek Çocukları: Mehmed, Selim, Abdülkadir, Ahmed Nuri, Mehmed Burhaneddin, Abdürrahim, Ahmed Nureddin, Mehmed Âbid, Ahmed.

Kız Çocukları: Ulviye Sultan, Zekiye Sultan, Naime Sultan, Naile Sultan, Ayşe Sultan, Refia Sultan, Sadiye Sultan.
#35 - Eylül 20 2008, 03:24:54
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN MEHMED REŞAD

Babası: Sultan Abdülmecid
Annesi: Gülcemal Kadın Efendi
Doğumu: 2 Kasım 1844
Vefatı: 3 Temmuz 1918
Saltanatı: 1909 – 1918 (9) sene

Beşinci Mehmed Reşad İstanbul'da doğdu. Orta boylu, mavi gözlü ve beyaz tenli idi. Şiirle de meşgul oldu. Fakirlere ve hastalara çok yardım ederdi. Tarih kitaplarını okumaktan zevk alırdı. Çok kuvvetli bir hafızaya sahipti. Babası onun tahsiline çok ehemmiyet verdi. Daha ziyade şark ilimleri ile meşgul oldu. Sultan Devrinde idareye hiç tesiri olmuyordu.

Daha ziyade devlet paşaların ellerindeydi. Meşrutiyet ilân edilmiş ve Meclis-i Mebusan kararı müessir olarak bulunuyordu. Bu devirde 1910 senesinde Arnavutluk isyanı bastırıldı. 1912'de Balkan Harbi başladı.1914'de Almanların safında, Birinci Dünya Savaşına girildi. 1915'de Müttefikler hemen bütün taarruzları durdurdu. İngilizler ve Fransızlar Çanakkale'de 130.000 ölü verdiler. 1916'da Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransız kuvvetleri çekildiler. 1917'de yapılan antlaşma ile Rusya, Kars, Batum ve Ardahan'dan çekildi.

1918 senesinin Temmuz ayında Beşinci Mehmed Reşad vefat etti. Vefatında 73 yaşını geçiyordu. Eyüp Sultan'daki türbesine gömüldü. (Allah rahmet eylesin)

Erkek Çocuklan: Mehmed Necmeddin, Mehmed Ziyaeddin, Ömer Hilmi.
Kız çocuğu olmamıştır.
#36 - Eylül 20 2008, 03:25:42
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


SULTAN MEHMED VAHİDUDDİN

Babası: Sultan Abdülmecid
Annesi: Gülistü Kadın Efendi
Doğumu: 2 Şubat 1861
Vefatı: 15 Mayıs 1926
Saltanatı: 1918 – 1922 (4) sene

Mehmed Vahidüddin de İstanbul'da doğmuştur. Orta boylu, zayıf fakat kuvvetli bir vücudu vardı. Kıymetli ulema tarafından iyi bir tahsil yaptırıldı. Tahta çıktığında Osmanlı Devleti en kötü günlerini yaşıyordu. Birinci Dünya Savaşında kendi cephelerimizde gâlip gelmemize rağmen yenik çıkmıştık.

En ağır şartları ihtiva eden Mondros ve Sevr anlaşmaları yapıldı. Devletin tamamen elden çıktığını gören padişahın yüksek seviyede bir gizli toplantı yaparak zamanının kabiliyetli subaylarına, Anadolu'ya geçip milleti istilâcılara karşı ayaklandırıp teslim olmamalarını tavsiye ettiği söylenir. Anadolu'da Milli kıyam harekâtı oldu. Milli Meclis teşekkül etti. Yeni meclis Padişahlığı kaldırarak, Cumhuriyet idaresini kabul etti. Zaten İstanbul işgal altında idi. Padişahın elinde ne bir kuvvet ve ne de bir selâhiyet vardı. Padişahlığın kaldırılması ve Osmanlı Hanedanına yapılan tenkitlerin son hadde varmasıyla İstanbul'dan, dolayısıyla Türkiye’den ayrıldı.

641 senelik Osmanlı Hanedanının son üyesi, son padişahı ve Müslümanların yüzüncü halifesinin bu ayrılışında sene 1922 idi. Avrupa'nın birçok yerlerine uğradı. Pek çok yerden oturma teklifi aldı. Fakat hiç kimsenin gizli gayesine alet olmadı. Nihayet İtalya'nın San Remo şehrinde oturmaya karar verdi. Vefatına kadar orada kaldı. Hayatı maddi sıkıntılar içinde geçti.

15 Mayıs 1926 tarihinde vefat etti. Cenazesi Türkiye'den istenmediği için Türkiye'ye getirilemedi. Borçları bulunduğundan tabutuna haciz kondu. Suriye Devlet Başkanı cenazeye sahip çıktı ve tabutu Suriye'ye getirtti. Şam'da Sultan Selim Camii avlusuna defnedildi. Vefatında 65 yaşında idi. Defnedildiği mezarlık 1965 senesinde park haline getirildi. Şimdi mezarının da kat'i olarak nerede olduğu belli değildir.

Son padişahın şeyhülislamları: Musa Kazim Efendi, Dağıstanlı Ömer Hulusi Efendi, Hayderi Zâde ibrahim Efendi, Mustafa Sabri Efendi, Dürri Zade Abdullah Efendi, Medeni Mehmed Nuri Efendi.
Sadrazamları: Talat Paşa, izzet Paşa, Ahmed Tevfık Paşa, Damad Ferid Paşa, Ali Rıza Paşa, Hulusi Salih Paşa ve Tevfik Paşa.

Erkek Çocukları: Mehmed Ertugrul Efendi.
Kız Çocukları: Rukiye Sultan, Sabiha Sultan, Fatma Ulviye Sultan.
#37 - Eylül 20 2008, 03:26:14
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Dün Abdülhamid Han'ın 92.ölüm yıl dönümüydü,tıklım tıklım olmasını bekledim ama gençlerimizin sevgilileriyle dolaşması,net başında geçirecek o kadar dolu zamanı vardıki umurlarında bile olmadı.

Serdarı hakan Abdülhamid Han
Cennetmekan sultan
Abdülhamid Han!
#38 - Şubat 11 2010, 15:11:22
Bu içindeki; olmayan beyninin değil aşk'sızlıktan guruldayan midenin sesi.
Sana hayvan dediğimde hayvanlar alınmıyor da sendeki bu tavır neyin nesi ?!


Vallahi şahsen yazık olsun bana. Bilmiyordum, evdeydim.
Vefasızlık en yaygın hastalık oldu 21.yüzyılda.

Lâkin tevafuktur ki bugün harç işini hallettikten sonra İkinci Mahmut türbesine gidip, kabir ziyareti yapmışım şükür ki. (:

Cennetmekan Abdülhamid Han.
#39 - Şubat 11 2010, 19:30:00
« Son Düzenleme: Mayıs 29 2010, 02:08:16 Gönderen: Armoni »
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

 ::yea yeah man :d
#40 - Aralık 27 2010, 17:46:08
Bir günlük bir rüya olduğunu bilseydim sence görürmüydüm seni?

FARKI BENLE YAŞA:)

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.