Alternatifim Cafe

Morgan Freeman

Discussion started on Yabancı Sanatçılar

Morgan Freeman, aktörler arasında en sevdiklerimizden biri. Hem bu kadar yetenekli hem böyle mütevazı hem de tatlılıkla gülümseyen ama aynı zamanda “cool” duruşundan taviz vermeyen biri nasıl olunuyor, ondan öğrenebiliriz. Sinemanın klasik isimleri arasında ona yer vermeyip de ne yapacaktık ki? Huzurlarınızda saygıdeğer Morgan Freeman.

Morgan Freeman, 1 Haziran 1937’de Memphis, Tennessee’de doğmuş. Berber bir baba ve temizlikçi bir annenin dört çocuğundan en küçüğüymüş. Çocukluğu boyunca sürekli taşınmak zorunda kaldıkları için Mississippi, Indiana, Illionis gibi değişik yerlerde yaşamış. Sekiz yaşındayken okulda sahnelenen bir oyunda ilk rolünü almış. On iki yaşında, eyalet çağında bir drama yarışmasını kazanmış ve böylece bir radyo şovunda görev alma şansını yakalamış. 1955’te Jackson Devlet Üniversitesi’nde drama bölümüne girme şansı varken şartlar nedeniyle reddetmek ve Amerikan Hava Kuvvetleri’nde tamirci olarak çalışmak zorunda kalmış.

1960’ların başında Los Angeles’a taşınan Freeman, çevirmen olarak iş bulmuş. Sanatla ilgili bir şeyler yapmaya başlaması için birkaç yıl geçmesi gerekmiş. New York’ta dansla, San Fransisco’da müzikle uğraşmış. 1965’te “The Royal Hunt of the Sun” isimli gezici oyunda aktörlük yaptığı gibi “The Pawnbroker” isimli filmde de küçük bir rol kapmış. 1967 ve 1968’de çeşitli sahne deneyimleri yaşayarak Broadway’de de ismini duyurmuş.

1971’de “Who Says I Can’t Ride a Rainbow?” filminde daha ele gelir bir rolde oynasa da insanlar onu daha çok “The Electric Company” isimli çocuk şovundan ve “Another World” isimli pembe dizideki rolünden tanıyorlarmış. 1980’lerin ortasında kimi filmlerde daha orta karar roller edinmeye başlamış. Daha çok babacan, bilge görünümlü karakterlere uygun görülüyormuş. 1989 yapımı Driving Miss Daisy (Miss Daisy’nin Şoförü) isimli nefis filmdeki rolüyle dünyanın tanıdığı bir isim haline gelen aktör, haklı ününü bir sinema şaheseri dememizde sakınca bulunmayan 1994 yapımı The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) ile perçinlemiş.

60’lı yıllarda beş senelik bir evlilik yaşayan Freeman, 1984’te yeniden evlenmiş. Önceki ilişkilerinden iki oğlu olan aktör, eşinin kızını da nüfusuna geçirmiş. Ortak bir de oğulları olunca dört çocuklu bir aile olmuşlar. Mississippi’de yaşıyorlar. Freeman, uçmaya çok meraklı olduğu için pilotluk lisansına sahipmiş. Yaşadığı yerde bir restoranın ortaklığını da yürütüyormuş ayrıca. Kurucu ortaklarından olduğu bir de film yapım şirketi var: Revelations.

Irkçılığa karşı çalışmalara destek veren Freeman, Amerikan tarihini asıl oluşturan insanların siyah ırk mensubu olduklarını, bu konuda doğal olanın konuşmamak olduğunu söylüyor. “Ben size beyaz demeyi bıraktıysam siz de benim adımın başına siyah kelimesini koymamalısınız” diyerek konuyu özetliyor.

Yakın zamandaki başarılarına gelirsek: 1987’deki “Street Smart” filmi ile “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”, “Driving Miss Daisy” ile “En İyi Erkek Oyuncu” ve “The Shawshank Redemption” ile yine “En İyi Erkek Oyuncu” dallarında Oscar’a aday gösterilen Freeman, bizce çoktan hak ettiği ödülü 2004 yapımı, Clint Eastwood’un yönettiği Million Dollar Baby (Milyon Dolarlık Bebek) filmi ile aldı ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” Oscar’ını kucakladı.

Mükemmel sesi ve tonlaması ile seslendirme alanında da çok aranan bir isim haline gelen Freeman, 2005’te “War of the Worlds” (Dünyalar Savaşı) ve Oscar ödüllü belgesel “March of the Penguins”te seslendirme yaptı.

Freeman’ın sinema tarihinde kendine özgü bir yeri oldu ve olacak. Düşünsenize, kendisini 1991 yapımı Robin Hood’da Müslüman kahraman Azeem, 1992 yapımı The Unforgiven’da siyahi kovboy Ned Logan, 1995 yapımı Se7en’da soğukkanlı ama sevecen dedektif William Somerset, 1998 yapımı Deep Impact” ’te dünyaya gök taşı çarparken sükûneti elden bırakmayan Amerika Başkanı Tom Beck, hatta 2003 yapımı fantastik komedi Bruce Almighty’de Tanrı olarak izledik! Bu filmin devamı 2007’de “Evan Almighty” olarak sinemalara gelecek ve Freeman’ın rolü elbette yine aynı yücelikte, karakteri yine yaratıcı güç olacak. Ah, tabii ki 2005 yapımı şahane Batman Begins’teki Luciux Fox rolünü de atlamayalım.

Babasının izinden giden oğlu Alfonso Freeman ile “The Shawshank Redemption” ve “Se7en”da beraber oynadıklarını, sakinliği ve babacan haliyle kendisini tanıyan tanımayan herkesin kalbinde taht kurduğunu, aşk meşk filmlerinde hiç işi olmadığını, Million Dollar Baby ile “En İyi Kadın Oyuncu” Oscar’ını alan Hilary Swank’ın kendisine ne kadar hayran olduğunu sahneden tüm dünyaya ilan ettiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Morgan Freeman’ın üç filmi, Amerikan Film Enstitüsü tarafından tüm zamanların en ilham verici 100 filminden biri seçilmiş: “Driving Miss Daisy”, “Glory” ve “The Shawshank Redemption”. Freeman da tüm zamanların en iyi üç aktöründen biri bize kalırsa...


#1 - Ekim 08 2007, 15:12:42
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.