Alternatifim Cafe

Bar-Kohba İsyanı (M.S 132-135)

Discussion started on Tarih

Bar-Kohba İsyanı (M.S 132-135)



Bet-Amikdaş artık yoktu… Yeruşalayim tamamıyla işgal edilmişti. Yahudiler yaşayacakları bir yurt ve Bet-Amikdaş’ı isterken, köle olarak satıldılar ve zulme uğradılar. Artık bir isyanın çıkması olağandı. Ama bunu yapmak zordu…

Anti-Semitizm dinmek bilmeyen bir şekilde Roma İmparatorluğu’nda devam ediyordu. Bu düşünce, Roma’da mutlu olmayan ve Yahudilerin yarasına tuz basmaya çalışan Helenistler tarafından yürütülüyordu.

132 yılında Trajan’ın yerine Roma İmparatorluğunun yeni hakimi yani yeni imparatoru Hadrian olmuştu. Hadrian başa geçtikten sonra Kietus savaşı sonrası Yahudilerin ayaklanmaması için, Trajan’ın daha önceden verdiği sözü tutarak, onlara Yeruşalayim’de bulunan Beth-Amikdaş’ın yeniden inşa edilmesi için yardım edileceğini açıkladı. Fakat bu Romalıların hoşuna gitmemişti. Çünkü eğer Beth-Amikdaş yeniden inşa edilecek olursa, Yahudiler artık Yeruşalayim’i kendi yurtları gibi görecek ve yavaşça onların eline geçecekti. Bunu fark eden Hadrian bu projeden vazgeçmişti. Bu olay Yahudilerin ayaklanması için ön sebeplerden bir tanesi olmuştu

Roma İmparatorluğunda, Yahudi düşmanlığının seviyesi dayanılmaz hale geldi. Buna karşılık, Yahudiler birkaç kez isyan ettiler. Her seferinde binlerce Yahudi öldürüldü. Sonuç olarak, Yahudiler'e yardım eden Romalılar, Roma İmparatorluğu tarafından düşman olarak kabul edildi. Yahudiler de resmi olarak düşman statüsünde kabul edildi.

Yahudiler gerilla güçlerini organize ettiler ve M.S. 123’te Romalılara karşı sürpriz ataklara başladılar. Roma Kralı Hadrian büyük bir orduyu bu bölgeye getirdi. Hadrian başka dinleri sevmiyordu, onların dini inançlarını uygulamalarını engelleyen bazı yasaklar getiriyordu. Mesela, Yahudilerin sünnet olmasını yasakladı. M.S. 132 dolaylarında Hadrian Yeruşalayim içinde kendi adında bir şehir kurdurmaya başladı. Ayrıca Romen tanrısı adına Bet –Amikdaş’ın olduğu yere bir tapınak yaptı.

Dönemin lideri olan Rabi Akiva ayaklanma için Yahudilerden oluşan binlerce askeri meydana getirmiştir. Tabi bu ordunun başına da bir komutan gerekiyordu. Bu komutanın adı Şimon Bar Koşiba’ydı. Rabi Akiva, Şimon’u Bar Kohba yani Yıldızın Oğlu adını vererek ordusunun başına koydu. Rabi Akiva Şimon’a o kadar çok güveniyordu ki bunun ikinci bir Makabi zaferi olacağına inanıyordu. Hatta bazı insanların Şimon’u bir mesih yani bir kurtarıcı olarak gördüğü söylenir.

Şimon Bar Kohba ordusuna en iyi askerleri seçmek istiyordu. İlk elemeyle parmağını kırma cesaretini gösteren ikiyüzbin kişi seçildi. Fakat bu eleme tarzı sakatlar ordusu yaratıyor diye tepki gördü. Rabi’nin önerisi üzerine at üstünde giderken Lübnan sedir ağacını sökebilen ikiyüzbin kişi daha orduya katılmaya hak kazandı. Diğer elemeler sonucun da ordu toplam beşyüzseksenbin kişiye ulaştı. Şimon ordusuna o kadar çok güveniyordu ki Tanrı’ya şöyle seslenmişti; “Ribono Şelolam” (Dünyanın Tanrısı; bize yardım etme!). Bununla ordusuna olan güvenini göstermiş ve olayları kendi
akışına bırakmayı istemiştir.

Ordusunu toparlayan Rabi Akiva ve Şimon Bar Kohba işe kentleri çevreleyen surları onarmakla başladı. Savaşı kazanabilmeleri için silaha gerek vardı. Yahudi zekası orada da kendini göstermişti. Romalı askerler için özellikle bozuk olarak imal ettikleri silahları onların dikkatini çekmeden topladılar. Silahları çalabilmek için önceden yapmış oldukları plana dayalı olarak tüneller kazdılar. Romalılardan çalınan silahlarla kaçan Yahudiler kazmış oldukları tünele sığınıp izlerini kaybettirmeyi başarmışlardır. Yahudiler, bu kaçış dönemi sırasında tam üç sene boyunca tünellerde yaşamak zorunda kaldılar. Bu üç sene onlar için çok zor bir süreçti. Yemeklerini bile bazen temin edemiyorlardı. Büyük bir tehlike içinde yaşıyorlardı. Çünkü Romalılar silahlarını çalıp da kaçan Yahudilerin tünellere sığındıklarını görürlerse, onları rahatça sıkıştırabilir ve öldürebilirlerdi. Nitekim daha sonra da böyle oldu. Yahudiler bu korkuyu büyük bir umuda bağlandıkları için yaşıyorlardı. Onların tek istediği Yeruşalayim’de bağımsız bir devlet kurmaktı. Hatta buna o kadar fazla inanmışlardı ki para bile basmışlardı.

Asıl isyan işte bu zaman içerisinde (132-135) gerçekleşmişti. 132 yılında hazırlıklarını tamamlamış olan Yahudiler Hadrian'ın Orta-Doğu’da yapmış olduğu geziden dönmesiyle isyanı başlattılar. Şimon Bar Kohba’nın liderliği altında, 50’ye yakın kaleyi ve şehiri alan Yahudiler, Romalılara karşı tam bir savaş açtılar. Yeruşalayim’i alıp çevresini surlarla çevirdiler ve II. Beth-Amikdaşyıkıldıktan yetmiş sene sonra bağımsızlıklarını ilan ettiler. Roma İmparatorluğu bu durumdan hoşnut kalmadı. Savaşın dönüm noktası, Hadrian’ın Yahudilerin içine en iyi generallerinden birini yolladığı zamandı. Bu kişi Julius Severus’tu… Çok sayıda olan isyanlar nedeniyle Severus savaş açmaktansa, Yahudiler'in çevresini sardı. Daha sonra, Yahudiler'e saldıran kuvvetler Yahudiler'in aldığı şehirleri yıktılar.

 Son savaş Betar dolaylarında yaşandı. Betar Bar-Kohba’nın karargahı olmakla birlikte stratejik konumu nedeniyle önemli bir yerdi. Binlerce mülteci savaş sırasında buraya firar etti. 9 AV 135’de Hadrian’ın ordusu Betar’ın çevresini sararak surları yıktı. Betar'daki tüm Yahudiler öldü.

Isyanı takip eden yıllar içinde Hadrian tüm Yahudi ve Hıristiyan haklarını ayırdı. Tora çalışmayı, Şabata bakmayı ve sinagoglara gitmeyi yasakladı. Birçok Yahudi asimile olurken, büyük bilgin Rabi Akiva ve geri kalan çoğu insan şehit oldu. Bu zulüm Hadrian’ın saltanatı boyunca devam etti. Ta ki 138’e kadar…

Bar-Kohba isyanı, Yahudi ulusunun 20. yüzyıla kadarki son siyasal askeri atılımıdır. Yahudiler bundan sonraki 18 asır boyunca ortadan kalkmamak için pasif direnmeyle yetindiler.


 

   İsyan sırasında Yahudilerin saklandıkları mağaralardan bir görüntü

 

 kaynak: www.jewishvirtuallibrary.org

              www.aish.com
#1 - Ocak 03 2007, 00:46:22

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.