Erkekleri etkiliyor kadınları kıskandırıyordu
Son padişah Sultan Vahdettin ile son halife Abdülmecit'in torunu Hanzade Osmanoğlu'nun ölümü, Türkiye'de olduğu kadar Fransa'da da üzüntüyle karşılandı. Dünyanın seçkin isimlerine sayfalarında yer veren Fransız ‘‘Point de Vue’’ Dergisi, son sayısında 27 Mart'ta Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilen Handaze Sultan'a iki sayfa ayırdı. Hanzade Sultan'ın yaşam öyküsü ve felsefesinin anlatıldığı yazıda onun, vefat ettiği zaman bile dünyanın en güzel sultanı olduğu vurgulandı.
Doğumundan bir kaç ay sonra yaşamını etkileyecek devrimler birbiri ardına gerçekleşmeye başlayınca, tüm ailesiyle birlikte 3 Mart 1923'de ülkeyi terk etti Hanzade Sultan... Önce birkaç ay İsviçre'de yaşadı, daha sonra da çocukluğunu geçirdiği Nice'e gitti. 17 yaşında Mısır Kralı Faruk'un kuzeni Prens Muhammed Ali İbrahim ile evlendi. Ahmet ve Fazile adında iki çocuğu oldu. 1952'de Mısır'da devrim olunca, ailesiyle birlikte Fransa'ya göç etti. Kızı Fazile altı yıl sonra Irak'tan Faysal ile nişanlanınca, bu kez Irak'a gitti. 1958 yılında, Bağdat'ın genç kralının öldürülüşüyle, ailedeki bir aşk hikayesi daha sona erdi. O dönemden sonra Hanzade Sultan, Paris'e yerleşti. ‘‘Türkiye, Mısır ve Irak'taki üç devrimden sonra sessizlik hüküm sürüyor’’ diyordu zaman zaman Hanzade Sultan... Onun için Fransa dengeyi, düzeni ve sanatı temsil ediyordu. ‘‘Paris'e bir bakın... Dünyada onun kadar güzel ve onun kadar koruyucu bir başka kent daha tanımıyorum’’ diyordu.
Hanzade Sultan yaşamının kalan son 40 yılını da bu şehirde geçirmek zorunda kalmıştı. Paris'te seçkinlerin yaşadığı bölgede bulunan dairesinin kapısını çok nadiren bir ziyaretçi çalıyordu. Evin dekoru adeta onun imajını yansıtıyordu; zarif, sade ve hükümran... Sırtını devamlı pencereye dönerek oturuyordu Hanzade Sultan, haleli yüzünde kibar bir ifadeyle... Sultanların en güzeli, 19 Mart'ta yaşama veda ettiğinde hâlâ erkekleri etkiliyor, kadınları da kıskandırıyordu.
