Alternatifim Cafe

Çanakkale Zaferine Doğru

Discussion started on Tarih

ÇANAKKALE ZAFERINE DOĞRU (2)
 

 

            Balkan Savaşları

 

    Büyük bir bölümü fatih devrinde fethedilmiş olan balkanlarda ilk olarak Yunanistan (1829) Osmanlı Devleti’nden kopmuştu. 93 Harbi savaşında  da Romanya  Sırbistan ve Karadağ’a  tam bağımsızlık Bulgaristan’ a ise özerklik verilmesi ile Balkanlardaki hakimiyet büyük ölçüde sona ermişti.

 

    Zamanla bağımsızlık kazanan bölgeler de bu aşamaya gelinceye kadar Avrupa devletlerinin baskısı ile, kaybedilen savaşların sonunda öncelikle bu bölge halkının hakları nın iyileştirilmesi  ıslahat yapılması isteniyor, daha sonra yarı özerklik veriliyor, sonrada tam muhtariyet ardından da tam bağımsızlık geliyordu. Avrupalılar Osmanlı Devleti’nden kopardıkları her devlet için aynı yöntemi kullanmışlardır.

 

            II. Abdülhamit’in Politikası

 

    93 Harbinden (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) sonra  II. Abdülhamit Balkanlar’da kalan toprakları korumayı amaçlayan bir politika izlemiştir.

 

      II. Abdülhamit politikasını Avrupa’nın büyük devletleri arasındaki rekabet ile Balkan ulusları arasındaki düşmanlık üzerine kurdu. Onun döneminde Balkan ulusları arasındaki anlaşmazlıklar körüklenerek Osmanlı’ya karşı birleşmeleri engellenmiştir.

 

       İttihat ve Terakki’nin baskısıyla ilan edilen II. Meşrutiyet rejimi Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki kısmi hakimiyeti için yeni bir darbe oldu. Meşrutiyet’in ilanı sırasında  yaşanan kargaşa sırasında Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ederken Avusturya da boş durmamış  Bosna-Hersek’ i işgal etmişti.   

           

İttihat ve Terakki Politikası

 

            II. Abdülhamit’i tahttan indirerek yönetimi devralan İttihat ve Terakki Abdülhamit’in “bölücü” Balkan politikasına karşı “birleştirici” bir politika izleyerek Balkan ulusları arasındaki dini ve siyasi anlaşmazlıkları çözümledi.

 

             Böylece birbirlerine yaklaşan Balkan uluslarını Rusya, Osmanlı’ya karşı hiç zorlanmadan birleştirdi.

 

            1912 yılında Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan, Osmanlı’ya karşı bir ittifak oluşturdu.

 

            Ayrıca İttihat ve Terakki Hükümeti, Rusya’nın saldırmama garantisine güvenip Balkanlar’daki ordunun büyük bir bölümünü terhis etmişti ve bu büyük bir yönetim hatasıydı.

 

            Böylece hükümet, Trablusgarp’ta olduğu gibi Balkanların kaybını da kendi hazırlamış oldu.

  Osmanlı Devlet, hazırlıksız yakalandığı Balkan Savaşlarında hiçbir varlık gösteremedi. Bütün cephelerde yenildi.

 

            Ordunun hazırlıksız olması, cepheler arasındaki kopukluk, en önemlisi de orduya siyaset girmesi ordu içinde İttihatçı-İtilafçı kavgası, ikilik girmesi yenilginin başlıca nedenleri oldu.

 

            Osmanlı Devleti o kadar zor durumda kaldı ki;Arnavutlar, bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bulgarlar Edirne’yi alıp Çatalca’ya kadar ilerleyince devlet yöneticileri İstanbul’un bile elden çıkmasından endişe edip ateşkes istemek zorunda kaldılar.

 

            Londra’ya Davet

 

            Osmanlı Devleti’nin isteği üzerine !7 Aralık 1912 ‘de toplanan Londra Konferansında Balkan Devletleri ve onların avukatlığını yapan Avrupa devletlerinin (Avustralya,Almanya,İngiltere ve Rusya) istekleri kabul edilecek gibi değildi. Bu nedenle Türk Hükümeti görüşmelerden çekildi. Ancak bazı direniş noktalarında başarısızlık devam edince Osmanlı Devleti anlaşmaya razı oldu.(30 Mayıs 1913)

 

            Miras Paylaşılamıyor

            Londra Antlaşmasında aslan payını alan Bulgaristan bu defa hedef tahtası oldu. Yunanistan, Sırbistan ,Karadağ ve Romanya Bulgaristan’a saldırdı. Bu fırsattan istifade ile Osmanlı Devleti Kaptırdığı serhat şehri Edirne’yi kurtarıp Meriç’e kadar ilerledi.Ancak Avrupa devletlerinden çekindiği için daha fazla ilerleyemedi.

 

            Sonuç olarak

 

       Balkan devletleri kendi aralarında Bükreş Antlaşmasını (1913) imzaladılar.

 

      Osmanlı Devleti de Bulgarlar ve Sırplarla İstanbul Antlaşmalarını, Yunanistan’la Atina Antlaşmasını imzalayarak bu ülkelerde yaşayan Türklerin haklarını güvence altına almış oluyordu.

 

      Böylece ata yadigarı Rumeli topraklarındaki Osmanlı hakimiyeti sona erdiği gibi Balkan Savaşları sonunda , Avrupalılar tarafından Karlofça Antlaşmasıyla (1699) başlatılan Türkleri Avrupa’dan attıktan sonra, ikinci aşamada Balkanlardan atma planları da gerçekleşmiş oluyordu.

 

            Bu proje “Şark Projesi”ydi (Doğu Projesi). Şimdi projenin üçüncü aşaması İstanbul’dan ve Anadolu’dan Türkleri atıp Orta Asya’ya geldikleri Atayurduna göndermektir.

 

            1699’dan beri yürürlükte olan bu projenin yanında şimdi bir de “Ortadoğu Projesi” karşımıza çıktı.(Devam edecek)

#1 - Mayıs 07 2006, 02:39:52
İmza kural dışı.

konu çok güzel olmuş ellerine sağlık....
#2 - Ekim 10 2006, 21:32:57
"Kücük seylere gereginden cok önem verenler, elinden büyük is gelmeyenlerdir."

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.