Alternatifim Cafe

Met Üst

Discussion started on Yazarlar - Çizerler


   Met Üst
15 Şubat 1965 yılında erzincan�da doğdu.8 yaşından beri istanbul�da geziyor.Yazar-çizer-şair-baba-editör ve iflah olmaz bir hayal ve hayat meneceri�

Çarşaf, Gırgır, Fırt, Limon, Nankör, Deli, Leman dergilerinde ve Sabah, Hürriyet, Cumhuriyet, Evrensel ve Birgün gazetelerinde yazdı,çizdi. Sade, spot karikatürleriyle ve kısa, vurucu yazılarıyla 80 sonrası mizahını en çok etkileyen yazar çizerlerden.
Televizyon için Plastip Show�, Ne Haberler adlı siyasi komedi programlarının espri mantığını oluşturdu ve senaryolarını yazdı.
Edebiyat, kültür-sanat, sokak ve mizahı harmanlayıp çıkardığı Öküz Dergisi kültür sanat dergiciliğinde bir olay oldu.

Şiir, hikaye, deneme, aforizma, karikatür albümünde türlerinde sayısı 18�e ulaşan kitabı olan met üst�ün başlıca kitapları şunlar,

Langadank, Kımıl Zararlısı, UGH!, Kalk Gidelim Defteri, Zemheri, Tentürdiyot, Orhan Veli�lemeler, Pedro Nerudoya Cevaplar kitabı...
Denemeyenler, Görüşmeyeli Uzun Zaman Oldu, Pazar Sevişgenleri 1 ve 2...

Langadank, Pazar Sevişgenleri köşeleri artık klasikler arasında sayılıyor ve zaman zaman �Pazar Sevişgenleri� gibi kitaplarına çeşitli davalar açılıp, beraat ediyor.

Halen Penguen ve Hayvan dergileriyle didişip duran met üst'ün her an sinemaya zıplama durumu var.
#1 - Aralık 22 2007, 16:57:01
« Son Düzenleme: Aralık 22 2007, 17:01:28 Gönderen: Tári Elensar »
''Cehennem, başkalarıdır. ''

hemşerim :P
bi kaç kitabı var sanırım bizde..
#2 - Aralık 22 2007, 16:58:25
Bir bardak su içsem...
Geçer mi hiç'kırığım ?

Pazar sevişgenlerinde çok tırt gibi duran esprileriyle çok önemli noktalara değiniyor aslında. Kadın - Erkek ilişkilerinde asli boyutu ortaya çıkaran bir espri yeteneği var. Sürekli takip edildiği takdirde ancak anlaşılabilir diye düşünüyorum.
#3 - Şubat 07 2010, 23:30:48

Kadın-erkek ilişkilerine getirdiği özgün yorumlar, yazılar ve görüşler. Onu okumak için yeterli nedenler..

'Ömrümden bir daha geç yoksa cüce kalırım.' MetÜst
#4 - Şubat 08 2010, 01:12:25
Karyolama oturup kendime bir içki koydum. Kapımı açık bırakmıştım. Şehrin gürültüsüyle beraber ay ışığı sızıyordu odama: müzik dolapları, otomobiller, küfürler, köpek havlamaları,radyolar... Hep beraberdik, aynı b*k çukurunun içindeydik hepimiz. Kaçış yoktu. Zamanı geldiğinde sifonumuz çekilecekti.

 Charles Bukowski

yıl 1970... erzincan'ın o soğuk dağ köyünde, çocuklukla boğuşuyorum.. 5 yaşındayım, okula da gidiyorum bir yandan.. erken sökmüşüm okumayı yazmayı.. ne bulsam okuyorum ama bir şey bulamıyorum.. yıl 1970, burası bir köy.. kitap, gazete, elektrik, yol yok.. bir kar yağıyo, 8 ay kesiliyo dünya ile tüm irtibat!

bir gün istanbul'dan bir okul, bizim okulu kardeş okul seçmiş, bir koli kipat göndermişler.. sınıfta bir bayram havası.. istanbul biz,m için uzay o vakitler, istanbul çok uzak ihtimal.. örtmen dağıtmaya başlıyor kipatları.. içimden bildiğim tüm duaları ediyorum, bana resimli kipat çıksın diye.. çıkmıyo anasını satayım.. tuğla gibi yazı dolu bi kipat düşüyo şansıma.. madam bovary.. daha 5 yaşındayım lan, ayağım uff olmuş, babam gurbette, hava çok soğuk.. resimli bi kipat ya, dünyada tek istediğim!

muhtarın odasında gördüm bi kere, şekillerle bir hastalıktan nasıl korunabiliriz onu anlatıyodu, hasta oldum kipata!

neyse.. bir iki kipat değiştirme hinliğime giriyorum kendimce ama arkadaşlar yemiyo.. hava soğuk, istanbul çok uzak ihtimal, herkes haklı olarak resimli kipat istiyo!

sonra teneffüs oluyo, ben çıkmıyom dışarı, üşümeye.. hop değiştirmece yapıyom benim tuğlayı, bi arkadaşın o güsel resimli kipatıyla.. teneffüs bitiyo, herkes içeri giriyo, örttmene şikayet ediyo o bi arkadaş, resimli kipatım çalınmış diye.. kırmızı alarm.. örttmen pek bişey veremediği için ahlak, ilke, prensip vermeye çalışıyo bize!

bütün sıralar tek tek aranıyo, kipat bulunamıyo.. örttmen sinirlendikçe sinirleniyo, sanki atom bombasının formülleri çalınmış anasını satayım.. sonra o lavuk bi arkadaş, eliyle koymuş gibi buluyo kipatı benim sırada.. sonra ağır çekimde süper bi dayak yiyorum ben. örttmenden.. feleğim şaşıyor.. 'suçum ne örttmenim', 'resimli kipat hırhızlığı', 'ama beş yaşındayım daha, hem büyüyünce karikatürist filan olacağım, o kipat o mal arkadaştan daha çok bana gerekli belki', dinlemiyo örrtmen, nasıl ağlıyorum sonra, iki gösüm iki şelale.. dayak yediğim için değil ha, resimli kipat elimden gitti diye.. zaten ayağım uff olmuş, zaten babam gurbette, zaten boyumdan büyük kederler içinde kıvranıyorum!

o mal arkadaş üzülüyo halime, bize gelirsin baktırırım sana da uzaktan diyo.. nasıl pis, gözyaşıyla karışık mutedil dümüklü bi bakış fırlatıyosam o bi arkadaşa, tırsıyo, arka sıralara kaçıyo.. o an, o saat bitiyo benim için o köy, o okul ve o erzincan.. ben de kendi resimli kipatlarımı kendim yaparım lan diyorum içimden ve bir punduna getirip istanbula kaçma planları yapıyorum artık!,

sonra işte istanbul'a, o uzak ihtimale taşınıyoruz.. çarşaf dergisi, gırgır dergisi, oğuz abi filan derken, tam 30 senedir kendi resimli kipatlarımı kendim hazırlıyorum ve sizinle paylaşıyorum!

merhaba, iyi günler, nasılsınız..
bir sanata dönüştü mü sizin de travmalarınız!


met-üst

#5 - Eylül 03 2010, 23:20:58
Montla Sıç!

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.