Hegemon Güç:
Dünya tarihine bakıldığında 15. yydan beri bazı devletlerin uluslararası alanda ve uluslararası olayları daha çok etkilemede güç kazandıkları görülür. Bunlar, dünya ticaretinden daha çok pay alır, uluslararası sisteme egemen olurlar. Ama ön koşul, bunların dünyanın en büyük deniz kuvvetlerine sahip olmasıdır.
15.yyda Portekiz, 16.yyda İspanya, 17.yyda Fransa ve 18-19.yylarda İngiltere hegemon güçtür. ABD ise 1898 İspanya savaşıyle kazandığı büyük güç konumunu, 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası alana aktif katılarak hegemona çevirmiştir. Ayrıca o zamandan beri, gelişen teknolojinin de etkisi ile önceki hegemonların bile erişemediği bir güce sahiptir.
Bu konuda önemli bir nokta da, hegemon gücün karşısına, ona meydan okuyan başka bir gücün (challenger) çıkmasıdır. Bu noktada hegemon ve Challenger arasında bir savaş olur ve sonuca göre uluslararası sistem şekillenir. Mesela İngiliz hegemonyasına meydan okuyan Almanya olduğu halde, ikisi de bu mücadelede gücünü kaybetmiş ve Amerika aradan sıyrılıp hegemon olmuştur.
Yine hegemonlar serbest uluslararası ticaretten yanadır, diğer ülkeleri gümrük indirmeye zorlarlar ve İngiltere 19. yyda bunu Açık Kapı politikasıyla uygularken, Amerika ise bugün GATT ve Dünya Ticaret Örgütünün öncüsüdür ve IMF ile Dünya Bankası’nı büyük ölçüde denetler.
Hegemon devletlerin diğer özellikleri ise para biriminin uluslar arası alanda geçerli olması, dünyanın her yerinde üsler ve müttefikler bulundurması, bölgesel kriz ve çatışmalara müdahale edip liderliğini göstermesi, ayrıca 45 sonrasında nükleer silahlara sahip olması, tüm bunların yanında diğer ülkelerin büyük kısmının rızasını alması ve dolayısıyla kültürel olarak da değerlerini, kültür ve yaşam biçimini tüm dünyaya yayıp kabul ettirerek konumunu meşrulaştırması olarak sayılabilir.
ABD şu anda dünyadaki bütün önemli gelişmeleri etkileyebilme güç, irade ve yeteneğine sahip olarak bir hegemondur, ancak tarihe baktığımızda hiçbir hegemon gücün bu konumunu sürekli koruyamadığını , çünkü gücünün önemli bir kısmını bu hegemonluğu korumak için harcayarak, sonuçta kendisini tükettiğini ve Challengerların ortaya çıkmasına neden olduğunu görebiliriz.
