Alternatifim Cafe

Küba

Discussion started on Ülkeler Coğrafyası

Fidel Castro'nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara'nın da olduğu ülke. Başkenti Havana'dır. Puroları ile de tanınır. Küba'da amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. IMF'ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversite dahil her yerde ücretsizdir







1-Isla de la Juventud (Isle of Youth)
2-Pinar del Río
3-La Habana (Havana)
4-Ciudad de la Habana (Havana City)
5-Matanzas
6-Cienfuegos
7-Villa Clara
8Sancti Spíritus
9-Ciego de Ávila
10-Camagüey
11-Las Tunas
12-Granma
13-Holguín
14-Santiago de Cuba
15-Guantánamo
#1 - Ocak 28 2007, 15:43:53
« Son Düzenleme: Ocak 28 2007, 15:45:39 Gönderen: frekanss »
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

TARİHİ





Küba yerlileri; Küba'nın ilk sakinleri Güney Amerika'dan adaya gelen Guanahatabey ve Kiboni Yerlileriydi.Adaya daha sonra yerleşen Taynolar (Antil Aravakları) çömlek ve alet yapımında belirli bir düzeye ulaşmış tarımcı ve barışçıl bir halktı.İspanyolların adada ilk koloniyi kurduğu sırada çoğunluğunu Taynoların oluşturduğu Yerlilerin sayısı 80-100 bin dolayındaydı.

Kolonyal Küba

Kristof Kolomb'un birinci yolculuğunda keşfederek (Ekim 1492) ispanyol toprağı ilan ettiği Küba'da ilk kalıcı yerleşim 1511'de kuruldu.Kolonicilerin baskı ve sömürüsü, salgın hastalıklar, açlık ve göçler Yerli nüfusunu 5 bine kadar düşürdü.18. yy' a girilirken bölgede sağlanan barış ve düzenle birlikte koloninin nüfusu 50 bine ulaştı.İspanya'dan düzenli gemi seferlerinin başlaması Havana'nın ticari ve stratejik önemini artırdı.Bu arada hayvancılığın,tütün ve şekerkamışı üretiminin artırılması ve işgücü için Afrika'dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yarattı.1865'te köle ticaretinin sona ermesiyle ortaya çıkan işgücü açığını kapatmak için adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika Yerlileri ve Çinliler getirilmeye başladı.

Bağımsızlık ve sonrası 1901 - 1958

19. yy'ın sonlarından itibaren İspanya'nın şeker üretimi ve ihracatı için gerekli işgücü, sermaye, makine, teknik beceri, ve pazarları sağlamada yetersiz kalması Küba'yla olan siyasi ve iktisadi bağlarının giderek zayıflamasına yol açtı.Bu ortamda ABD'li işadamları şeker üretiminde ve ticaretinde güç kazanmaya başladı. İspanyolların adada gelişen özerklik talebine ödün vermemesi ve vergileri daha da artırması, On Yıl Savaşı'nın (1868 - 1878) başlamasına neden oldu.Sonunda İspanya Zanjon Sözleşmesi'yle (1878) siyasal ve ekonomik reformlar yapmaya söz verdi.Adada sağlanan barış ortamı ekonomik bunalımın derinleşmesi yüzünden uzun süreli olamadı.1895'te sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci Jose Marti'nin sürgündeki siyasi örgütleri biraraya getirmesiyle gerilla taktiklerine dayanan bir bağımsızlık savaşı başladı.Buna karşı İspanya adaya 200 bin asker çıkardı.Savaş ortamının adadaki şeker üretimini durma noktasına getirmesi üzerine ada ekonomisinde etkin durumda olan ABD'nin Havana limanında demirli Maine Gemisi'nin batırılmasını bahane ederek İspanya'ya savaş açmasına neden oldu.

İspanya'nın İspanyol - Amerikan Savaşı (1898) sonunda yenilmesinin ardından imzalanan Paris Antlaşması çerçevesinde öngörülen Küba'nın bağımsızlığı 1 Ocak 1899'da ABD işgali altında yürürlüğe girdi.Küba Devleti'nin siyasal ve ekonomik çerçevesini belirleyici önlemler alan ABD, Küba'nın iç ve dış ilişkilerinde söz sahibi olma ve Guantanamo Koyu'nda bir deniz üssü kurma hakkını aldıktan sonra birliklerini adadan çekti.(1901) İkinci ABD müdahalesinden (1909) sonra seçimleri kazanan liberallerin adayı Jose Miguel Gomez döneminde rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir yönetim biçiminin yolunu açtı.Özellikle Afrika kökenli kübalıların siyasal haklar ve daha iyi iş olanakları için giriştiği eylemler sert biçimde bastırıldı.Gomez'le birlikte örtülü bir diktatörlüğe dönüşen cumhurbaşkanlığı çoğu kez hileli seçimler ve askeri baskı yoluyla ele geçirilen bir makam durumuna geldi.1933'te ABD'nin desteğiyle Gerardo Machado'yu deviren Fulgencio Batista, en ünlü diktatör olarak uzun yıllar Küba yönetimine damgasını vurdu.Batista zamanında tarım ve hayvacılığın yanı sıra turizm ve kumarhane işletmeciliği de önemli bir gelir kaynağı haline geldi.Buna karşı işsizlik oranın yükselmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk içinde kalması ve ekonominin giderek daha da dışa bağlanması Batista yönetimine karşı etkin bir muhalefetin doğmasına yol açtı.

Devrim ve Sonrası Küba

1950'lerde diktatörlüğü hedef alan gruplardan birine liderlik eden Fidel Castro, Moncada Kışlası'na düzenlediği başarısız bir baskından (1953) dolayı bir süre hapis yattı. Daha sonra Meksika'ya giden Castro 1955'te 26 Temmuz Hareketi'ni başlattı.Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı örgütün Aralık 1956'da Küba'da başlattığı gerilla hareketi, zamanla öteki gruplardan da destek alarak Batista'ya bağlı birliklere önemli darbeler indirdi.1 Ocak 1959'da diktatör Fulgencio Batista'nın Küba'yı terketmesinin ardından Castro'ya bağlı bin kişilik bir kuvvetin Havana'ya girmesiyle yeni bir yönetim başladı. (Küba Devrimi)

Marksist-Leninist Küba

İktidara geldikten sonra köklü toprak reformu gibi adımlarla geniş bir kesimin desteğini kazanan Fidel Castro, ittifak kurduğu Küba Sosyalist Halk Partisi ile birlikte yönetime ağırlığını koydu.Toprak kamulaştırmalarından zarar gören ABD şirketlerinin baskısıyla ABD yönetiminin uygulamaya başladığı iktisadi ambargo ve bunu izleyen Domuzlar Körfezi Çıkartması, Castro'nun SSCB ile yakın bir ilişkiye girerek sosyalist bir çizgiye yönelmesini hızlandırdı.Ertesi yıl Küba'ya yerleştirilen Sovyet füzeleri yüzünden patlak veren Ekim Füzeleri Bunalımı'nda Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in geri adım atması Küba'nın SSCB ile olan ilişkilerini bir ölçüde bozdu.1960'larda ABD baskısı yüzünden artan askeri harcamalar ekonomide sarsıntıya yol açtı.Aynı dönemde Küba, Latin Amerika'daki devrimci hareketlere verdiği destekten dolayı diplomatik yalnızlığa itildi.

1970'lerde ekonomide başlayan düzelme ile birlikte parti ve devlet istikrarlı bir yapıya kavuşturuldu.Bu arada Castro'nun yönetimdeki etkinliğide pekiştirildi.1979 - 1982 arasında Bağlantısızlar Hareketi'nın dönem başkanlığını yürüten Küba'nın SSCB ile olan ilişkileri doğrultusunda Angola ve Etiyopya'ya asker göndermesi, bağlantısız bir ülke olan Afganistan'ın SSCB tarafından işgal edilmesine tepkisiz kalması Üçüncü Dünya'da bazı tepkilerle karşılaşmasına yol açtı. 1980'de Kübalı rejim muhaliflerine ABD'ye gitme izninin verilmesinden sonra göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçluların ve akıl hastalarının bulunması ve ABD'nin Grenada'ya müdahalesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi.1990'da Doğu Bloku'nu saran değişim dalgası siyasi olarak Küba'yı etkilemedi.

Soğuk Savaş Sonrası
Soğuk Savaş sonrasında kesilen Sovyet yardımı yüzünden iktisadi bir açmaza sürüklenen Küba, turizm yatırımlarına yöneldi ve kısıtlı da özel yatırımlara izin verildi.Gene bu dönemde ABD ile olan ilişkilerde kısıtlı bir iyileşme görüldü.1990'ların sonlarından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'ne yakınlaşan Küba, Latin Amerika'da da (özellikle Venezuela ve Bolivya) yeni müttefikler buldu.31 Temmuz 2006'da Fidel Castro başkanlik görevlerini geçici olarak kardeşi Raul Castro'ya devretti.

#2 - Ocak 28 2007, 15:48:40
« Son Düzenleme: Ocak 28 2007, 15:50:06 Gönderen: frekanss »
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

KÜLTÜR

Küba kültürü köken bakımından İspanyol ve Afrika etkisinin belirgin izlerini taşır.ABD ile olan tarihi bağları nedeniyle Kuzey Amerika sporları halk arasında yoğun ilgi görmektedir.Başta beyzbol olmak üzere basketbol,voleybol,atletizm ve *** Küba'da yaygın olarak oynanan ve uluslararası müsabakalarda başarılı olunan sporlardandır.

Küba mutfağı; genel olarak ispanyol-karayip karışımıdır.

Küba edebiyatının özellikle şiir alanında zengin ve nitelikli bir mirası vardır.19. yy'da yaşamış şair Jose Marti ile 20. yy'da yaşamış olan Nicolás Guillén önemli kübalı edebiyatçılardandır.
#3 - Ocak 28 2007, 15:51:01
« Son Düzenleme: Ocak 28 2007, 15:51:47 Gönderen: frekanss »
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

aklıma ilk puro ve che geldi...
#4 - Ocak 28 2007, 15:51:37
Her asker yeşil bereli olamaz...

YÖNETSEL KOŞULLAR

Küba'nın tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı vardır.Küba Komünist Partisi'nin (PCC) devlet yönetimindeki ağırlığı 1976 Anayasası'nda açıkça belli edilmiştir.1965'te hazırlanmaya başlanan ve 1976'da halkoyuna sunularak yürürlüğe giren anayasaya göre yasama yetkisini Halk İktidarı Ulusal Meclisi (Asamblea Nacional de Poder Popular) kullanır.Devlet ve hükümet başkanı konumunda olan Devlet Konseyi başkanı Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder.
#5 - Ocak 28 2007, 15:52:53
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

aklıma ilk puro ve che geldi...

zaten çoğu kişinin aklına ayn şeyler geliyordur benimde küba diyince aklıma hemen che geliyor birde fidel
resimlerini koyayım

Che' nin ve Fidel  işi yok burda . Resimler kaldırıldı ...frozen
#6 - Ocak 28 2007, 15:53:54
« Son Düzenleme: Şubat 25 2007, 19:46:05 Gönderen: frozen »
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

COĞRAFYA

Yengeç Dönencesi'nin hemen başında ve Meksika Körfezi'nin girişinde yer alır.Aynı adı taşıyan asıl büyük adanın yanı sıra 3,715'ten fazla ada ve adacığı kapsar.Önce doğuya, daha sonra güneye yönelerek bir yay biçiminde Antil Denizi'ni çevreleyen.Antiller ada zincirinin önemli bir parçasını oluşturur.En yakın komşusu olan Haiti'ye 77, Bahamalar'a 140, Jamaika'ya 146, ABD'ye 180, Meksika'ya 210 ve Cayman Adaları'na 240 km uzaklıktadır.Ülkenin ikinci büyük adası Juventud adasıdır.En yüksek noktası Turquino Doruğu'dur (2005 m).Toplam kara yüzölçümü 110,861 km²'dir.Yıllık ortalama sıcaklık 26 C'dir.İki mevsimle belirlenen yarı tropikal bir iklime sahiptir.Eylül - Ekim ayları arasında görülen kasırgalar bazen büyük yıkımlara yol açmaktadır.Kıyılarının toplam uzunluğu 3735 km olup, Guantanamo Koyu'ndaki ABD deniz üssüyle 29 km'lik kara sınırı vardır.

#7 - Ocak 28 2007, 15:54:57
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

_BoDdAh_

Resmi dil    İspanyolca
Başkent     Havana
En Büyük Kent Havana
Yönetim Şekli   Sosyalist Cumhuriyet
Başkan  Fidel Castro (Rahatsızlığı nedeniyle yetkilerini geçici olarak kardeşi Raul Castroya devretmiştir.)
Kurtuluş   On Yıl Savaşı
-İspanya'dan ayrılma 10 Ekim 1868
-Küba Cumhuriyetinin İlan  20 Mayıs 1902
-Kabul edilen 1 Ocak 1959

Yüzölçümü
110.860 km² (Dünyada 105'inci)
Nüfus 11,382,820 (2006) (Dünyada 73'üncü)
Para birimi Küba Pesosu (CUP)
Saat dilimi UTC-5, Yaz saati uygulamasında UTC-4
Milli Marş La Bayamesa
İnternet alan adı .cu
Uluslararası telefon kodu +53

#8 - Ocak 28 2007, 15:55:20

NÜFUS

Küba'nın oldukça karmaşık bir yapı gösteren nüfusu, geçmiş yüzyıllarda adaya değişik etnik toplulukların yerleşmesinin ürünüdür.Kolomb öncesi dönemde sayıları 80-100 bin arası olan ada yerlilerinden, günümüzde yalnızca adanın doğu ucunda yaşayan birkaç aile kalmıştır.Küba nüfusunun % 51'i mulattolar (avrupalı ve afrikalıların karışımı), % 37'si beyazlar, % 11'i siyahlar ve % 1'i de çinlilerden oluşur.Çinli nüfus 19. yy'da demiryolu ve maden işleri için adaya getirilen çinlilerin torunlarıdır.Doğum oranı 11.6/1000'dir.

Nüfus: 11,382,820 (Temmuz 2006 verileri)

Nüfus artış oranı: %0.31 (2006 verileri)

Doğum oranı 11.6 doğum/1000 kişi (2006 verileri)

Ölüm oranı 7.22 ölüm/1,000 kişi (2006 verileri)

Mülteci oranı: - 1.57 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini)

Bebek ölüm oranı: 6.22 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini)

Ortalama hayat süresi: Toplam nüfus: 77.41 yıl

Erkeklerde: 75.11 yıl

Kadınlarda: 79.85 yıl (2006 verileri)

Ortalama çocuk sayısı: 1.66 çocuk/1 kadın (2006 tahmini)

HIV/AIDS - hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.10 (2003 verileri)

HIV/AIDS - hastalıklarından ölenlerin sayısı: 200 den az (2003 verileri)

Ulus: Kübalı

#9 - Ocak 28 2007, 15:57:51
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

EKONOMİ

Küba ekonomisi büyük ölçüde sosyalist ilkelere dayanan devlet kontrollü bir planlı ekonomidir.Son yıllarda özel sektör yatırımları artmakla beraber üretim araçlarının büyük bir kısmı devlet tarafından işletilir.1992'de dış ticaretinin % 80'ini gerçekleştirdiği ve tarım üretimi için gereken sübvansiyonların sağlandığı SSCB'nin çöküşünden sonra oluşan depresif dönemde ABD ambargosu yumuşatılmıştır.İşgücünün % 21'inin çalıştığı tarım sektöründe şekerkamışı,tütün,turunçgil,kahve ve pirinç önemli üretim ve ihracat kalemlerindendir.Sosyalist rejimde özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancılık gene önemli üretim kalemlerinden biridir.Turizm son yıllarda yeniden eski canlılığını kazanmıştır.Özellikle Kanada ve Avrupa Birliği'nden gelen turistler sayesinde turizm Küba ekonomisinin itici gücü haline gelmiştir.Çin Halk Cumhuriyeti,Kanada, İspanya ve Hollanda Küba'nın en büyük dış ticaret partnerleridir.Madencliliğin temelini ihracat kalemleri içinde önemli bir payı olan nikel oluşturur.(Dünya üretiminin % 6.4'ü).Kişi başına düşen GSMH yaklaşık 3,500 $'dır ve yaşam standartı hala 1990 öncesindeki seviyeye getirilememiştir.

#10 - Ocak 28 2007, 15:59:29
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

unutmuşu bayrağı en sona geldi azıcık kusura bakmayın  (6)
#11 - Ocak 28 2007, 16:07:54
« Son Düzenleme: Ocak 28 2007, 16:08:49 Gönderen: frekanss »
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

Bilgiler açıklayıcı . Paylaşım için saol frekanss ...
#12 - Şubat 24 2007, 18:16:43
...SENİN MARKA OLDUĞUN YERDE FİYATLARI BEN BASARIM...

Bilgiler açıklayıcı . Paylaşım için saol frekanss ...

birşey değil  :))
#13 - Şubat 24 2007, 18:25:52
Suskun bir tutkuyum ben.
Evde ocaksızım, savaşta kılıçsız.
Ve de hastayım kendi gücümden.

vay bea teşekkurler frekanss
#14 - Mayıs 17 2007, 13:30:17
imza kural dışı..

ignacio ramonet'in 'fidel castro - iki ses bir biyografi' kitabından ( fidel castro biografia a dos voces) bir alıntı:

"ignacio ramonet- bazıları küba devrimi'ne karşı suçlamalarını artırdı
ve sürekli olarak, şans eseri olmakla suçluyorlar. siz avukatsınız,
onlara karşı küba devrimi'ni savunurken ne tür argümanlar
kullanırdınız?


castro- evet, uzun konuşacağım, sizi uyarıyorum. ve moncada'nın 50.
yıldönümü konuşmasında söylediğim bazı argümanları tekrarlayacağım.
çünkü, şöyle düşünelim. küba'nın suçu ne? onurlu bir adamın, küba'ya
saldırmak için nasıl bir gerekçesi olabili.
küba halkı, kendi kanıyla ve düşmandan ele geçirdiği silahlarla,
tepeden tırnağa silahlı seksen bin adamı olan, abd hükümetinin
başımıza getirdiği, acımasız batista tiranlığını devirdi. latin
amerika ve karayipler'de emperyalizmin egemenliğinden kurtulan ilk
toprak oldu; sömürgecilik sonrası tarihi boyunca, on binlerce kişinin
canına kıyan işkencecilerin, katillerin ve savaş suçlularının
yargılandığı, örnek olacak şekilde cezalandırıldığı, bu yarıküredeki
tek ülke.
toprağını geri aldı, köylülere ve tarım çalışanlarına teslim etti.
doğal kaynaklar, sanayi kuruluşları ve temel hizmetler, tek gerçek
sahiplerine küba ulusana teslim edildi. abd hükümetinin organize
ettiği paralı askerlerin giron'daki işgal girişimini, yetmiş iki
saatten daha az bir sürede, gece gündüz çarpışarak yenilgiye uğrattı
ve böylece, abd'nin askeri müdahalesini ve sonuçları hesaplanamayacak
bir savaşı bertaraf etti. devrim, isyan ordusu'na, dört yüz bin silaha
ve yüz binlerce milise güveniyordu.. 1962'deki onlarca nükleer silah
saldırısı tehlikesini, taviz vermeden, onuruyla göğüsledi. kurtuluş
savaşında yitirilenden daha çok sayıda insanın ölmesi pahasına, tüm
ülkeye yayılmış olan "kirli savaş"ı boşa çıkarttı. abd tarafından
organize edilen, binlerce sabotaja ve terörist saldırıya metanetle
katlandı. devrimin liderlerini öldürmeye yönelik yüzlerce girişimi
başarısızlığa uğrattı.
yarım yüzyıldır süren, sıkı bir ambargo ve ekonomik savaşın ortasında,
biryılda okuma yazma bilmeyenlerin sayısını sıfırlama gücü gösterdi;
öyle ki bu, ne latin amerika'nın -bolivarcı devrim sayesinde
venezuela'daki kayda değer istisna hariç- diğer bölgelerinin , ne de
abd'nin kırk yıldan fazla bir zamandır üstesinden gelebildiği bir
sorundu. çocuklarının yüzde 100'üne ücretsiz eğitim götürüyoruz.
yarıküredeki tüm uluslar arasında en yüksek okullaşma oranına –okul
öncesi ve dokuzuncu sınıf arasında yüzde 99- sahip. ilkokul
öğrencileri, dil ve matematik konusunda dünyada ilk sırada yer alıyor.
aynı şekilde kişi başına düşen öğretmen sayısında da ilk sıralarda yer
alıyoruz. fiziki ve zihni engelli çocukların tümü özel okullarda
eğitim alıyor. bilgisayarı ve görsel işitsel araçları, bugün
çocukların tümü, ergen yaştakiler ve gençler, kırda ve şehirde, yoğun
bir biçimde kullanıyor.
devletin ekonomik olarak ödüllendirdiği eğitim, on yedi otuz yaş
arasındaki eğitim görmeyen ve çalışmayan gençlerin tümü için dünyada
ilk kez bir fırsata dönüştü. herhangi bir yurttaş, okul öncesi
eğitimden, doktor unvanı alana kadar, tek bir kuruş harcamadan, eğitim
görme imkanına sahip. ulus, devrim öncesindeki bir üniversite mezunu,
entelektüel ve profesyonel sanatçıya karşılık bugün otuzdan fazlasını
çıkartıyor. bir kübalı yurttaşın eğitimi ortalama dokuzuncu sınıf.
küba'da, okuma yazma bilmeyen bulunmuyor.
yirmi binden fazla gencin eğitim gördüğü, yetenek ve eğilimlerini
geliştirdiği, sanat eğitimi veren ve sanat öğretmenleri yetiştiren
okullar, ülkenin her yanına yayılmışdurumda. on binlerce kursiyer,
profesyonel okullara öğrenci yetiştiren kurslarda eğitim alıyor.
üniversitelere bağlı kurumlar, ülkedeki bütün belediyelere doğru
yayılmakta. bugüne kadar hiçbir yerde böylesi devasa bir eğitim ve
kültür devrimi gerçekleşmedi; bu, "kültür olmadan özgürlük mümkün
değildir" diyen marti'ye yürekten inanan küba'yı, uzun vadede,
dünyanın en kültürlü, en bilgili ülkesine dönüştürecek.
çocuk ölüm oranı, canlı doğanlarda, binde 60'tan, binde 6 ila 6,5
arasında dalgalanan bir rakama indi. kanada ve abd'den patagonya'ya
kadar, yarıküredeki en düşük oran. ortalama yaşam süresi on beş yıl
yükseldi. çocuk felci, sıtma, yenidoğan tetanosu, difteri, kızamık,
yalancı kızamık, kabakulak, boğmaca gibi bulaşıcı hastalıklar yok
edildi; tetanos, menengokoksi, hepatit b, lepra, tüberküloz tümüyle
kontrol altına alındı. bugün ülkede insanlar, en gelişmiş ülkelerde
neden ölüyorlarsa aynı nedenlerle ölüyor: kalp-damar rahatsızlıkları,
tümörler, kazalar ve diğerlerinden.
polikliniklere ulaşımı kolaylaştırmak, hayatları korumak ve acıları
dindirmek amacıyla, sağlık hizmetlerini halka ulaştırmak için, köklü
bir devrim gerçekleşiyor. genetik kökenli, doğum öncesi ya da doğumla
ilgili sorunları en aza indirgemek için köklü araştırmalar yapılıyor.
küba bugün, hemen arkasından geleni neredeyse ikiye katlayarak, kişi
başına en fazla doktor düşen ülkedir.
bilimsel merkezler, en ağır hastalıklara karşı, önleyici ve tedavi
edici çözümler bulma amacıyla, durmadan araştırma yapıyor. kübalılar,
hizmetlerini ücretsiz olarak almaya devam edecekleri dünyanın en iyi
sağlık sistemine sahip olacaklar. sosyal güvenlik, nüfusun yüzde
100'ünü kapsıyor.
nüfusun yüzde 85'i oturduğu konutun sahibi. her tür vergiden muaf.
yüzde 15'lik kalan kesim, ücretin yüzde 10'unu bulan tamamen sembolik
bir kira ödüyor.
uyuşturucu kullanımı çok düşük ve sonuç alıcı biçimde uyuşturucuya
karşı mücadele ediliyor. lotarya ve diğer şans oyunları, kimse
ilerleme umudunu şansa bağlamasın diye, devrimin ilk yıllarından beri
yasak.
televizyonumuz, radyomuz ve basınımız ticari reklam yayınlamıyor.
promosyonlar, sağlığa, eğitime, kültür sorunlarına, fiziki eğitime,
spora, sağlıklı eğlenceye, çevrenin korunmasına, uyuşturucuya karşı
mücadeleye, kazalara ya da sosyal nitelikli diğer sorunlara
yönlendiriliyor. bizim kitle iletişim araçlarımız eğitim veriyor, ne
zehirliyor ne yabancılaştırıyor. ne kültlerle yoruyor ne de tüketim
toplumlarının çürümüş değerleriyle galeyana getiriyor.
heykelle, resmi fotoğraflarla, sokak ya da kurum isimleriyle, yaşayan
hiçbir devrimci şahsiyet kültleştirilmiyor. yöneten kadınlar ve
erkekler insandır, tanrı değil.
ülkemizde ne paramiliter güçler ne de ölüm mangaları var, halka karşı
asla şiddet kullanılmadı, ne yargısız infaz yapılıyor ne de işkence
uygulanıyor. ülke içinde ve dışında insanlar ve halklar arasında
dostluk ve dayanışma yeşertiliyor.
yeni kuşaklar ve tüm halk çevrenin korunması konusunda eğitiliyor,
kitle iletişim araçları, çevre bilincinin oluşması için kullanılıyor.
ülkemiz, sağlam bir biçimde kültürel kimliğini savunuyor, başka
kültürlerin en iyi yanlarını alıyor ve bozan, yabancılaştıran ve
alçaltan her şeye karşı, kararlı biçimde savaşıyor. amatör ve sağlıklı
sporun gelişmesi, halkımızı en yüksek madalya oranlarına ve dünya
ölçeğinde övgülere taşıdı.
halkımızın ve insanlığın hizmetindeki bilimsel araştırmalar, yüzlerce
kez katlandı. bu çabanın ürünü olan önemli ilaçlar küba'da ve başka
ülkelerde hayatlar kurtarıyor. bilim adamlarımızın eğitildiği ve
eğitilmekte olduğu formasyonla ve bilinçle çelişecek biyolojik
silahlar üzerinde ne çalışıldı ne de bunlar üretildi.
enternasyonalist dayanışma ruhu başka hiçbir halkta bu denli kök
salmadı. ülkemiz, fransa gibi önemli bir avrupa ülkesiyle siyasi ve
ekonomik ilişkilerinin bozulması pahasına, fransız sömürgeciliğine
karşı verdikleri savaşta cezayirli yurtseverleri destekledi.
cezayir'in güneydoğusunda, tinduf şehri yakınlarındaki dra
hamadası'ndaki demir madenlerini kral ii. hasan ilhak etmek
istediğinde, fas'ın yayılmacığılına karşı cezayir'i savunmak için
silah ve savaşçı gönderdik.
eksiksiz bir tank tugayı personeli, suriye arap ulusunun isteği
üzerine, 1973-1975 arasında golan tepeleri'nin karşısında, bu toprak
parçası adil olmayan bir biçimde bu ülkeden kopartıldığında, görev
yaptı.
kısa süre önce bağımsızlığına kavuşmuş olan kongo cumhuriyeti'nin, dış
güçler tarafından taciz edilen lideri patrice lumumba'ya politik
destek verdik. bu lider ocak 1961'de sömürgeci güçler tarafından
katledildi; yandaşlarına yardım ettik. dört yıl sonra 1965'te, çaldığı
40 milyon doları hangi avrupa bankalarına yatırdığı ve kimin elinde
olduğu hala bilinmeyen, batı'nın adamı mobutu'nun hizmetindeki paralı
askerlere karşı savaşan kongolu isyancılarla birlikte, yüz kübalı
eğitmenin de che'nin desteklediği tanganika gölü'nün batı bölgesinde
kübalı kanı aktı.
kübalı eğitmenlerin kanı, eski portekiz sömürgelerinin bağımsızlığı
için amilcar cabral önderliğindeki guinea ve cabo verde'nin
bağımsızlığı için afrika partisi'nin savaşçılarını eğitirken ve
desteklerken de aktı.
aynı şey, on yıl boyunca angola'nın bağımsızlığı için savaşan
agostinho neto'nun mpla'sını desteklerken de söz konusu oldu. angola
bağımsızlığını kazandıktan sonra, yüz binlerce kübalı gönüllü, on beş
yıl boyunca, ırkçı güney afrika ordusunun saldırılarına karşı
angola'nın savunmasına katıldı. güney afrika birlikleri, abd'yle
işbirliği içinde, kirlisavaş yöntemlerini kullanarak, milyonlarca
mayın döşedi, köyleri tümüyle yerle bir etti ve yarım milyondan fazla
angolalı kadını, erkeği ve çocuğu katletti. angola'nın güneydoğusunda,
namibya sınırına yakın cuito cuanavale'de, angola ve namibya
birlikleri ve kırk bin küba askeri, abd'nin işbirliği ve bilgisi
dahilinde, israil'in üretimine yardım ettiği ya da sağladığı yedi atom
bombasına sahip güney afrika kuvvetlerine kesin bir darbe vurdu. bu
hem namibya'nın kurtuluşunu sağladı ve hem de muhtemelen apartheidin
sonunu hazırladı.
küba, neredeyse on beş yıl boyunca, abd'nin barbar ve acımasız
savaşında, kahraman vietnam halkıyla dayanışmanın onurunu yaşadı. abd
bu savaşta, yaralılar ve çeşitli organlarını yitirenler hariç, 2
milyon vietnamlı'yı öldürdü, bu toprakları, bugün etkisi hala
hissedilen, tahmini imkansız zararlara yol açan kimyasal ürünlerle
doldurdu.
küba kanı, çeşitli latin amerika ülkelerinin yurttaşlarının kanıyla
birlikte aktı, çarpışma sırasında silahı bir kurşun tarafından
kullanılmaz hale getirilen, yaralı ve tutsakken, abd'li ajanların
talimatıyla bolivya'da katledilen che'nin kübalı ve latin amerikalı
kanıyla birlikte.
kübalı inşaat işçilerinin kanı, abd kinik gerekçelerle granada'yı
işgal ettiğinde, turizmle yaşayan küçük bir adanın ekonomisi için
hayati öneme sahip bir havaalanı inşaatını bitirmek üzereyken, bu
ülkeyi savunmak için çarpışırken aktı.
küba kanı, silahlı kuvvetlerimizden eğitmenler, sandinista devrimine
karşı abd tarafından örgütlenen ve silahlandırılan kirli savaşı
göğüslemek için cesur nikaragua askerlerini eğittikleri sırada,
nikaragua'da aktı.
bütün örnekleri saymadım. kardeş halkların bağımsızlık için giriştiği
kurtuluş savaşlarını desteklemek gibi kutsal bir görevi yerine
getirirken yaşamını yitiren kübalı enternasyonalist savaşçıların
sayısı iki bini geçiyor. bu ülkelerin hiçbirinde küba'ya ait bir
malvarlığı yoktu. çağımızda, başka hiçbir ülke, samimi ve çıkar
gözetmeyen dayanışmanın böylesi parlak sayfalarına sahip değildir.
küba her zaman sözünü tuttu. asla sapmadı. asla bir başka halkı
satmadı. asla istisnalara başvurmadı. asla ilkelere ihanet etmedi.
temmuz 2003'te, birleşmiş milletler ekonomik ve sosyal konseyi'nde, on
beş yıldır kesintisiz içinde olduğu insan hakları komisyonu üyeliğine,
alkışlar arasında üç yıllığına tekrar boşuna seçilmedi.
yarım milyondan fazla kübalı, savaşçı, öğretmen, teknisyen, doktor ya
da sağlık görevlisi olarak, uluslararası görevler üstlendi. on
binlerce doktor ve sağlık görevlisi, kırk yıldan fazladır, hizmet
verdi ve milyonlarca hayat kurtardı. şu anda, üç bin uzman hekim ve
diğer sağlık görevlileri, on sekiz üçüncü dünya ülkesinin ulaşılması
zor bölgelerinde çalışıyor. buralarda, koruyucu ve tedavi edici
yöntemler kullanarak, hizmetlerinin karşılığında tek bir kuruş
almadan, her yıl yüz binlerce yaşam kurtarıyor ya da milyonlarca
insanı tekrar sağlıklarına, görme yeteneklerine kavuşturuyor.
birleşmiş milletler örgütünün hizmetindeki kübalı doktorlar olmasaydı,
afrika'nın birçok bölgesini tehdit eden aids'e karşı yürütülen acil ve
zorunlu programlar gerçekleştirilemezdi.
rusça, portekizce, fransızca, ingilizce ve ispanyolca'da oluşturulmuş
metinlerle küba'nın geliştirdiği radyodan okuma yazma öğretme
teknikleri şimdiden bazı ülkelerde uygulanmaya başlandı. olağanüstü
kalitede televizyon yayınları yoluyla okuma yazma öğreten benzer bir
teknik tamamlanmak üzere. küba'nın düşündüğü, kübalılara ait
programlar. fakat patent hakkı bizi ilgilendirmiyor. okuma yazma
bilmeme oranının en yüksek olduğu bütün üçüncü dünya ülkelerine tek
kuruş istemeden vermeye hazırız. beş yıl içinde, okuma yazma bilmeyen
80 milyon kişi, çok küçük bir harcamayla, yüzde 80 azaltılabilir.
sıkmamak için burada duruyorum, ama devam edebilirim..."
#15 - Nisan 15 2008, 19:49:33

zavallı che :(
#16 - Ağustos 22 2008, 16:55:32
kısmet

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.