Alternatifim Cafe

MASONLAR ve FRANSIZ İHTİLALİ

Discussion started on Tarih

Tapınak sovalyelerı kudus'tekı sozde emanetlerıne sahıp olunca bunları aramca ve yunanca yazılı oldukları için anlayamamış ve tercume edilmesi için Fransa'ya göndermişlerdir. Sahip oldukları kabalatisk kuramları Fransızca ögrenen tapınakcılar bunu avrupada denemeye ve geliştirmeye başladılar söz konusu bahsedilen deneyler büyü deneylerıydı aslı olanda buydu zaten tapınakcılar kudüs'te ne altın ne de gümüş için kazı yapmışlardı, sahip olmak istedıkleri Kabala kıtapları ve buyu ögretileriydi nitekim amaclarına ulaşan tapınakcılar yoldan cıktılar ve buyu o tarıhlerde ozellıkle Fransa'da aşırı yaygınlaştı bunun üzerine, Fransa kralı Philippe'nin Papa'ya(V.Clement) yaptıgı baskılar sonunda 1312 yılında tapınak sövalyeleri tamamen ortadan kaldırılmak istendi ve tapınakcıların o zaman ki en buyuk ustadı olarak nıtelendırılen J. de Molay ve arkadaşları yakılarak öldürüldü.. Masonlukta otuzuncu derece ''siyah ve beyaz kartal şövalye''(Knight of the black and white eagle) manasına gelir burada j.de molay'ın ölümü mevzu alınır bu derece riti masonlar molayın ölümünden sorumlu tuttukları papaya ve fransa kralı Philippe 'ye nefret duyguları kışkırtırlar... Bu derecedeki masonların o devırde iki ana düşmanı vardı 1-) Fransız monarşisi 2-) Papalık makamı Molay'ı ortadan kaldıran Fransa kralı guzel philip'i bu derece masonların öldürdügü veya öldürttügü bazı tarih kitaplarınca rivayet edilmeltedir. Masonların fransızları hedef alması o donemlerde pekte anlaşılmasada suan gayet net anlaşılıyor.. 1785 te pariste bir masonık kongre yapıldı bu kongreden pratık bı sonuc cıkmadı bunun uzerıne 1786 da frankfurtta ''buyuk loca'' kuruldu iddalara gore bu loca fransa kralı xvı.louıs ve isveç lralı ııı.gustov'un ölüm kararlarını almıştı.. Boyle önemli siyasi kararlar aldıklarından bahsi olacakkı o zamanın fransasında masonlar hızlı bır yukselıse geçmiş ve kendı içlerine bır cok ust duzey (Keklik) uye kazandırmışlardı.Bunlarında planları tabıkı yapılmıştı.. Okadar kı 1789 Yılının ilkbahar ve yaz aylarında İlluminatilerin tahıl piyasasında gerçekleştirdikleri manipulasyonlar sonucunda yapay bir bugday darlığı yaratıldı. Bu durum o denli geniş bir açlıga yol açtı ki tüm ülke kısa zamanda ayaklandı. Olayların başını çeken kişi Fransa Büyük Doğusu'nun Büyük Üstadı orleans dükü idi. İlluminatiler halkın çektiği acıları bir araç olarak kullanarak yarattıkları huzursuz ortamın devrimci eylemlerine yararlı olacağını planlamışlardı. Gerçekten de besin stoklarını bloke ederek ve Ulusal Meclis'te tüm reform girşimlerini engelleyerek, durumu iyice kötüleştirdiler ve halkı tam anlamıyla açlıga mahkum ettiler...Kısa surede butun halk ayaklandı.. Fransız İhtilali öncesinde Kraliyet ve Kilise mensuplarını halkın gözünden düşürmek için şöyle bir oyun oynandı. Kraliçe Marie Antoniette adına devrin ünlü bir kuyumcusuna iri elmaslardan oluşan bir gerdanlık siparişi verildi. Kuyumcu bu siparişi hazırlayıp Kraliçe’ye götürdü; ama Kraliçe doğal olarak gerdanlığı kabul etmedi ve para ödemedi. Fakat bu olay kraliçenin parayı çarçur ettiği şeklinde bütün basında yer aldı. Devrin kardinaline, durumu izah etmek isteyen Kraliçe adına; adamlarımız tarafından genelev olarak işletilen şehrin bir otelinde randevu verildi. Otele gelen Kardinale bir fahişe Kraliçe olarak tanıtıldı ve fahişe ile Kardinal bütün basında yer aldı. Böylece hem Kraliyet Ailesi, hem de en yüksek kilise makamı yıpratılmış oluyordu. 14 temmuz günü Basille hapishanesi basıldı ve yağmalandı!... Ama esas amaç, siyasî mahkûmları kurtarmak falan değildi!.. Özgür bırakılan tutuklu sayısı, yalnızca yedi idi!... Fransız tarihçiler de bugün artık eylemin asıl amacının, Bastille'yi yıkmak ve tutukluları kurtarmak olmadığını belirtiyorlar... Asıl amaç, Bastille'de saklanan barut ve silâhları ele geçirmekti!.. Böylece silâhlanan Jakobenler veya Illuminatiler, 22 temmuz gününden başlayarak o güne dek eşi görülmemiş ve titizlikle planlanmış bir ihtilâl girişimini sahneye koydular. Bu dönem tarihte "Büyük Korku" diye adlandırılacaktır. Öncelikle tüm ülkede eşzamanlı bir panik duygusu yaratıldı. Köyden köye, kentten kente giden atlılar, yurttaşlara "haydutların!" yaklaşmakta olduğunu ve kendilerini korumak istiyorlarsa silâha sarılmaları gerektiğini bildirdiler. Ayrıca, tüm bu olayların sorumlularının malikânelerde ve şatolarda gizlendikleri, bizzat Kralın buraları ateşe vermelerini buyurduğu yurttaşlara söylendi. Fransa Kralına bağlı olan halk bu emirlere uydu. Artık alevlerin denetlenmesi olanaksızdı, yağma ve yıkım sürerken, anarşi gittikçe yaygınlaşıyordu..Paris sokakları, teröre teslim olmuştu... Nihayet başta Illuminatiler olmak üzere halk, saraya yürüdü ve Kral'la Kraliçe, tutuklandı!.. 1789 yılında krallığın yıkılması ile birlikte 10 Ağustos'tan başlayarak üç renkli Fransız bayrağı, devrimin kızıl bayrağı ile değiştirildi. Halkın "Yaşasın kral Orleans" çığlıkları ile masonların "Özgürlük, eşitlik, kardeşlik!" seslenişi, sokakları kapladı... Orleans Dükü, tabii ki sonunda hiçbir şey elde edemedi.. Bu dönem, Fransız tarihinde "büyük korku" diye adlandırılır. 16. Louis giyotinde Can verince, işin yarısı tamamlanmış oldu. Artık Illuminati ordusu, tüm gücünü Papa'ya karşı, yâni dine karşı yöneltebilecekti.. 1793 Kasım'ında tüm Fransa'da rahiplerin öldürülmeye başlanması, dine karşı bir kampanyanın yürürlüğe girdiğini ortaya koyuyordu. Tüm mezarlıklara Illuminatilerin ünlü sloganı olan "Ölüm, sonsuz bir uykudur!" sözlerini içeren yazılar asılmaya başlandı. Paris'teki kiliselerde "akıl bayramları" adı altında eğlentiler düzenleniyor; fâhişeler, tanrıça gibi tahta çıkarılıyorlardı!.. Bu törenlerin bir adı da "Exoterion"du ve Illimunati'nin kurucusu Weishaupt'un kaleme aldığı "Aşk Tanrıçasının Kutsanması" adlı bir şiirinden ilham alıyorlardı. Mason Thomas Jefferson, 1791 yılında üç yıl süren Fransa elçiliğinden Amerika'ya geri dönüşünde tüm bu kıyımı "Ne güzel bir devrim!" diye tanımlamış ve tüm dünyaya yayılmasını umut ettiğini yazmıştır!.. Jefferson, neredeyse tüm Fransa halkının Jakoben olduğuna inandığını açıklamıştır. Ona göre bu büyük çoğunluk, ulusal irâdeyi açıkça ortaya koymaktadır.Halbuki bu çılgınlık duruldukça; gerçek, ortaya çıkmaya başladı... Devrim, aslında halk için değil; Templar Şövalyeleri'nin intikamı, Sion tapınağı, Illuminatiler, Jakobenler ve Masonlar için yapılmıştı.. yukarıda bahsettiğim gibi bir ülkenin Komünizm, Kapitalizm veya Sosyalizm’i benimsemesi hiç fark etmez. Hepsi sonuçta bizim eserimiz olan aynı şeyler. Başta akıllı ve zengin, yönetici bir avuç insan, geride hiçbir değeri olmayan ve istenildiği gibi yönlendirilen bir köle sürüsü. Fransız İhtilali neden yapıldı sanıyorsunuz, Fransız halkı çok fakirdi de açlıktan mı ölüyordu, ya da burjuvazi gerçekten çok mu zengindi? Hayır, hayır, sınıf farkı tarih boyunca hep olmuştur, bugün de böyledir. Asıl sebep Masonluğun en büyük kahramanlarından Jacques De Molay ve diğer Tapınak Şövalyeleri’nin, 1314 yılında o devrin Fransa kralı IV. Philip tarafından Tapınakçıların hazinesini kendisine vermediği için yakılarak öldürülmeleridir. Bu ihtilalin Masonlar tarafından kışkırtıldığını biliyorsunuz. Devrim sonunda XVI. Louis giyotinle idam edildiği zaman, bir devrimcinin; “Molay, intikamın alındı.” Diye haykırdığı bilinen bir gerçektir. İlk Yahudi mason olan Eliphas Levi, Fransız İhtilâli'nin "Templar Şövalyeleri'nin 14. yüzyılda çektikleri acıların intikamı" olduğunu ileri sürmüştür."Le Tombeau de Jacques de Molay" (Jacques de Molay'ın Mezarı) adlı bir kitabın yazarı olan Cadet de Gassincourt'un düşünceleri, sürekli bir komplo inancına saplanmıştır... Onlara göre Manicilik'ten kaynaklanan ve Doğu'daki Haşhaşîler ile Batı'daki sapkın mezheplerden Templar Şövalyeleri'ne aktarılan bu yıkıcı nifak, de Molay'ın 1314'te ölümünden sonra varlığını sürdürmeyi başarabilen dört Templar locası sayesinde 18. yüzyıla kadar ulaşabilmiştir. tarihten beri en başta İngiltere kralını idam ettiren Cromwell ve Fransa kralı 4. Henry'nin kâtili olmak üzere; Portekiz, Brezilya ve İsveç'teki tüm komplocular; ve elbette Robespierre ve Danton dâhil tüm câniler ve devrimciler, aynı Templar locasının, yâni Sion Tapınağı Tarikatı'nın karşımıza Jakobiyen veya Illuminati diye çıkan bu terör örgütünün üyesidirler ve gunumuzde faliyetlerine devam etmektedirler. [alıntı]
#1 - Ağustos 27 2010, 01:08:39
" Onların, ateşin üzerinde durduruldukları zaman: 
' Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık '
dediklerini bir görsen..! "

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.