ABD’den AB’ye oradan Türkiye’deki büyük sermaye dinamiklerine kadar net bir çizgi üstünde ortaya yeni bir Başbakan adayı çıktı; Hisarcıklıoğlu.
Sizi yormadan yukarıdaki cümleyi bir kez daha yazarak tamamlayayım; iki gün önce yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Kurulu ve son iki sene içinde yaşananlardan çıkardığım net sonuç; sermayenin Başbakan adayı; Rifat Hisarcıklıoğlu.
Nereden mi biliyorum? Doktor teşhis koyduğu zaman “nereden biliyorsun” diyor musunuz?
Değerli dostlar, “teşhis yetmez sebep-sonuç ilişkisini net olarak görmek istiyoruz” diyenler için detaylandırayım; bu sonuca varmamın tek bir sebebi var; gördüklerim ve yaşadıklarım. Daha fazla mı detay istiyorsunuz? Onu da arz edeyim.
TÜSİAD çizgisine yakın
İşte bu sonuca varmamı sağlayan gelişmelerin küçük bir bölümü.
1- TOBB çok uzun süredir “orta ve küçük işletmelerin” temsilcisi olmasına rağmen Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TUSİAD) çizgisine yakın duruyor. Örnek: Normal şartlarda “Türkiye’de sadece büyük sermayenin zarar görmediği Gümrük Birliği”nden dolayı ortalığı kaldırması gerekirken, TUSİAD politikası gereği konuya “ilgi gösteren ölü taklidi” yapıyor. Küçük bir detay; gümrük birliği varolan hali ile Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmeleri yok ediyor. “En büyükler” için aynı sorun yok. Bu çark içeriden çıkacak küçüklerin Avrupa pazarında sadece AB firmalarına değil, Türkiye’deki büyüklere de rakip olmasını engelliyor. Bunun üstüne bir de bankaların AB bankalarına satılması eklenince ortaya daha vahim bir tablo çıkıyor; AB bankası kendi ülkesindeki firma ile rekabet eden Türk firmasına kredi vermeyince Türkiye’deki rekabet şansını kaybediyor. Bu çarka bugüne kadar en sert tepkiyi vermesi gereken TOBB’dan “gerçek bir eylem planı” ben göremedim.
2- TOBB, hükümetin “sermayenin yapma” demesine rağmen harcadığı Süreyya Serdengeçti’ye sahip çıktı ve televizyonlarda saatlerce canlı yayımlanan bir program ile birlikte istikrar yaratacağını iddia ettikleri bir “kurum” kurdular. Amerika’ya Türkiye’den daha yakın duran Serdengeçti böylece TOBB çatısı altında yerini buldu.
3- TOBB, çok uzun süredir Amerika’da büyük mesai harcıyor. Amaç; iyi ilişki kurmak.
4- TOBB Genel Kurulu'nda liderler maalesef psikolojik bir tuzağa düştüler ve sahneye “el ele girdiler”. Dikkat ederseniz yanlarında parti lideri olmayan biri daha vardı; Hisarcıklıoğlu. Son derece ustaca planlanmış “halkın bilinç ve bilinçaltına” hitap eden bir hazırlıktı. Mesaj çok açıktı; dalgalanmaların da yaşandığı bir ortamda hepsini birleştirecek tek adam var: Hisarcıklıoğlu. Bir ayrıntı daha; liderler ele ele girip kavga ederek ayrılıyorlar. Hepsi “fazla heyecanlı ve uzlaşmaz”. Haberlere göre ortada “sakin, birleştirici" bir kişi var. Kim mi? Hala bu soruyu soruyorsanız, yazıyı daha fazla okumanıza gerek yok!
Erdoğan'ın tepkisi önemli
Sonuç: Bu örnekleri somut bilgiler eşliğinde daha da uzatabilirim ama bana güveniyorsanız kesin söylüyorum; ABD’den AB’ye oradan Türkiye’deki büyük sermaye dinamiklerine kadar net bir çizgi üstünde ortaya yeni bir Başbakan adayı çıktı; Hisarcıklıoğlu.
Hayırlı olsun! Bu noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağı nasıl bir tavır sergileyeceği, TOBB’un siyasallaşmasına ne kadar seyirci kalacağı çok önemli.
Son söz: Türkiye’de bugüne kadar hiçbir zaman gerçek bir halk iktidarı olmadı. İktidar her zaman “dış odaklar-iç odaklar (sermaye-cami-kışla)” arasında belirlendi ve halka sunuldu. Bu noktada şunu dediğinizi duyar gibiyim; Erdoğan’ın AKP’si halk iktidarı değil mi? Bir iktidar düşünün ki; danışmanı Amerika’da “kullanın bu adamı” diye adete yalvarıyor. Bu mu halk iktidarı? Ama hiç merak etmeyin, zamanı gelince gerekli insanlar ortaya dökülecek ve bu sefer kimse durduramayacak!
haberturk ten alıntıdır
