Alternatifim Cafe

Nietzsche

Discussion started on Felsefe

BEN bir HİÇim.
HİÇlenmişler...
Bügün HERŞEYimiz yarın ardımızda kalan koca bir HİÇ.
HİÇe dönüştürülmüş HERŞEYlerimiz var elimizde...
Hepimiz birer HİÇ zengini...
HERŞEYlerimizin HİÇe dönüştürülüşünü kutsayalım hep beraber yada lanetleyelim yada en iyisi HİÇlerimizi birleştirip koca bir HİÇ yapalım.
#1 - Mart 26 2006, 11:52:07
« Son Düzenleme: Nisan 29 2006, 22:44:36 Gönderen: _TrAiToR_ »

Sea Deniz

güsel konu tşklr  ;)


"İçine doldurulacak çok şey olduğu zaman, günün yüzlerce cebi vardır."
#2 - Mart 26 2006, 12:20:24

emin değilim ama sanırım bu söz de ona ait..

bir şey yoktur
olsa da bilinmez
bilinse de anlatılmaz
#3 - Mart 26 2006, 12:54:00

kimine göre aşmış bi insan, kimine göre anlaşılmaz filoloji bilgisini kullanan bi şarlatan. kimine göre nihilist ve anarşist, kimine göre toplumdan dışlanmasını (özellikle çirkin olduğu için kadınlarla ilişki kuramamıştır), nefretini ahlaka saldırarak kusan sıradan birisi. kimine göre kendisinden asırlar sonra toplumuu derinden etkileyen bi filozof, kimine göre nazilerin ortaya çıkmasından sorumlu faşist. sonuçta bi gerçek varsa o da nietzsche'nini hayatının çelişkiler içinde geçtiğidir.
zamanının tüm değerlerine başkaldırarak insanın iç yapısına ilişkin görüşleriyle freud'un kuramlarını öncelemiş, ateizmi savunmuş, yararcı ahlaka karşı saldırmış, insandaki yıkıcı ve yapıcı yana dikkat çekmiş düşünürdür kendisi. babasının da rahip olması çok büyük bir çelişki, müziklede uğraştığını duymuştum 'müziksiz bir hayat hatadır' demiş zaten.
#4 - Mart 26 2006, 13:27:23
Bu kullanıcı adı ile yazılan (ilk 13 mesaj hariç) mesajların aslı salih nickli kişiye aittir. Forum içerisinde düzeltilemeyen teknik bir problem nedeni ile inferno adı altında gözükmektedir.

Bu mesajlardan doğacak her türlü sorun ilgili kişiyi ilgilendirir.
AlternatifimCafe

nefretini ahlağa kusan sıradan birisinin sözlerini  kaideye alman ilginç, sözümde kötülük aramanda ilginç. sırf nietzsche nin söznü kullanimde yeter demişsin.
 tüm insanlığın içinde iyilik gibi kötülükte vardır.kadın-erkek ayrımı yapmanda ilginç :icon
#5 - Nisan 26 2006, 16:37:46
herkes kendisi için bi derstir

yorumu neden kişiselleştirdiğini alıyamadım  :icon  sadece nietzsche'ye ayittidiye bi söz yazmış ama nietzsche'yi bu sözle açıklaması ilginç  :alala


 :.dost
#6 - Nisan 26 2006, 16:42:37

eslem

''hiç''se yaşama sebebini merak ediyorum..
ben hiç değilim yaşamımda bir hiç uğruna değil..
saçmalamış diye düşünüyorum
#7 - Nisan 26 2006, 20:19:34

tabiki herkes hiççiliği kabul etmeye bilir ama unutmayalımki felsefi bir düşüncedir bunu daha öncede yazmıştım bu konuyu açarken iyi veya kötü olduğu, saçmaladıkları veya yerinde bir görüş olup olmadığından değil nietzsche'yi tanıtmak amacıyla yazdım :yanlis
#8 - Nisan 28 2006, 16:55:38

FRIEDRICH NIETZSCHE: “BENİ HEPSİ SEVİYOR!”

 Mario Leis, Nietzsche’nin Kadınları’nda filozofun yaşamındaki en önemli kadınları okuyucuyla tanıştırıyor. Bu kadınlar, sadece Nietzshe’nin yaşamında değil, eserlerinde ve kişiliğinde de önemli bir etkiye sahiptir: Kız kardeşi Elisabeth; oğlunu kimseyle paylaşmak istemeyen kıskanç anne Franziska ve hayatındaki diğer kadınlar... Cosima Wagner, Lou Andreas-Salome ve Malwida von Meysenburg.

Mario Leis kitabında adı geçen kadınların, Nietzsche’nin kişisel ve felsefi gelişimini ne şekilde etkilediği ve biçimlendirdiği sorusundan yola çıkar. Babasının erken ölümüyle birlikte ailede egemen olan kadınlar tarafından yetiştirilen Nietzsche, bu dönemin izlerini sadece çocukluğunda taşımakla kalmaz, sonraki dönemlerde kadınlara karşı anlayışsız ve asabi bir erkek olarak davranır. Bu arada pasif ve zayıf bir erkek de olabileceğini göstermekten geri kalmaz.

Nietzsche, Lou macerasının başarısızlığından dolayı giderek çok daha fazla yalnızlığa gömülmüştür. Bu genç, güzel ve zeki Rus kızı, filozofun hayatında art arda gelen sarsıntıların en büyüklerinden biri olur. Diğerleri ise şüphesiz annesi Franziska Nietzsche ve kız kardeşi Elisabeth Förster-Nietzsche’dir. Hayatına giren tüm kadınlar Nietzsche’nin neredeyse kaderini değiştirmiştir. Bu değişim eserlerine de yansımıştır. İçerik ve düşünceler, cevap alınamayan her aşkın arkasından şekil değiştirerek Nietzsche’nin kanayan yarasını iyileştirmesinin yollarından biridir. Tıpkı Böyle Buyurdu Zerdüşt’te olduğu gibi. Filozof, yüzyıldan fazla bir zamandır kadın düşmanı olarak damgalanmakta ve Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün başka bölümlerinde de kadın kimliği birçok açıdan aşağılanmaktadır. Mario Leis, bu durumu yumuşatmayı tercih eder:” Her şeye rağmen Nietzsche’yi tek bir bakış açısından değerlendirmek ona büyük haksızlık olacaktır; nitekim düşünür aynı eserinde, bambaşka ifadelerle kadın olgusunu tanrısallaştırmaktadır da.”

Kitabın başında –bu, şüphesiz filozof için de bir başlangıçtır- Nietzsche’yi, bir genelev görüntüsü içinde bize yansıtır Mario Leis. Nietzsche’nin cinsellikle kurduğu ilk yakın görüş olan bu olay, ünlü filozofun kadına ve cinselliğe bakışında neredeyse ‘belirleyici’ bir sahne olacaktır. Nietzsche, Şubat 1865’te bir gün tek başına Köln’e gitmiştir. Oradaki görevli rehberliğinde kentin önemli mekanlarını gezmiş, daha sonra da rehberine, bir restorana gitmek istediğini söylemiştir. Fakat rehber onu pek de hoş gözle bakılmayan bir eve götürür. Ertesi gün Nietzsche izlenimlerini şöyle anlatır: “Kendimi birdenbire yaldızlı kıyafetlere ve tüllere bürünmüş, bana işveli gözlerle bakan onca yaratığın arasında buldum. Afallamış bir halde bir süre durdum, sonra içgüdüsel olarak doğruca, çevremdeki ruhu olan tek varlıkmış gibi görünen piyanonun başına koştum ve tuşlara basmaya başladım...” Nietzsche’nin ‘sanata sığınması’ diğer ilişkilerinde de kendini gösterir. Tüm bu yaşananlardan uzun bir süre sonra baş gösteren Cosima Wagner ilişkisi de Nietzsche’nin sanata ve müziğe ilgisinin bir uzantısıdır. Ancak bu ilişkinin sonucunun pek de sanatsal olduğu söylenemez. Yine de Nietzsche’nin sanatı tercih etmesi küçümsenmemelidir. Wagnerler olayının ardından kaleme aldığı Müziğin Ruhundan Tragedya’nın Doğuşu’nda yaşam felsefesini önemle vurgulamaktadır. Mario Leis’ih Nietzsche hakkında vardığı şu sonuç yüzde yüz doğrudur: “Friedrich Nietzsche’nin acı bir şekilde tecrübe edeceği gibi, estetiğe dair önemli şartını hiçbir kadın yerine getiremeyecektir; buna karşın sanat vazgeçilmez olduğunu ispatlayacaktır.”

Yine de Nietzsche’nin kadına ve cinselliğe yaklaşımı, teorileri ve bu teorilerini sabitleştirdiği kitaplarının dışında, başka gerçeklikler içinde de kendini gösterir. Filozof, kadınlardan ve hatta erkeklerden bile uzak durmamıştır.

Friedrich Nietzsche’nin kadınlara karşı tutuk tavrının temelleri, çağının toplumsal ahlak yapısının içinde ve de çocukluğunda oluşmuştur. Onun hayatında pek çok kadın vardır ancak sorgulanması gereken bu kadınların aşka bakışı olmasına rağmen Nietzsche, neredeyse hiç başlamayan ilişkileri için yanlış kadın seçtiğinin pek de ayırımına varamaz. Bu arada içinde bulunduğu çağın cinselliğe karşı düşmanlığı, felsefi eleştirilere karşı dokunulmazdır. Nietzsche için bunun anlamı, en mahrem ihtiraslarını ancak gizlice yaşayabilecek olmasıdır. “Tabii,” der Leis, “beraberlerinde getirecekleri karmaşayla birlikte.”

Mario Leis kitabında Nietzsche’nin kadınlara karşı davranışlarının ayrıntılı bir resmini çizerken aynı zamanda okuyucu olarak bizim, insan ve filozof Nietzsche hakkında daha keskin ve açık bir fikre sahip olmamızı ve belki de filozofun hiç bilmediğimiz özellikleriyle tanışmamızı sağlıyor.
Keyifli okumalar…


[eklenti yönetici tarafından silindi]
#9 - Nisan 29 2006, 09:09:35

Bügün HERŞEYimiz yarın ardımızda kalan koca bir HİÇ. burası çok güzel yahu...anlamlı yane  :cicek :sizo
#10 - Nisan 29 2006, 22:00:25
İmza Kural Dışı

nietzsche

[eklenti yönetici tarafından silindi]
#11 - Nisan 30 2006, 11:29:18

Nietzsche'den sevgilisi Salomeye...

Öyle bir hayat yaşıyorum ki ,
Cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki " söz ver kendine "
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundandı
Anladım...

#12 - Mayıs 10 2006, 17:16:45

Kim demis onu yaw?  :ban :ban :ban

Kim dediyse acaip sacmalamis yaw  :yanlis tirmarhane'ye yatirsinlar onu bence   :sizo

O adam filozof falan degillll yaw, tek dedigi sey hicbirsey yok olmus, bunu bir cocuk bile diyebilir yaw  :ban

 :muhah
#13 - Mayıs 10 2006, 22:45:17
Alıntı yapılan: Wiiliam Shakespeare
love all
trust a few
do wrong to none

Haklisin yaw, felsefe yapalim...

Ama bak böyle de oluyor, yapsan kimsecikler de rahatsiz olmaz yani herhalde, sözünü tutariz biz yaw  :sizo
#14 - Mayıs 10 2006, 23:02:11
Alıntı yapılan: Wiiliam Shakespeare
love all
trust a few
do wrong to none

Nietzsche'nin cidden gercekten sinir problemleri varmis, daha 32 yasindayken falan psikolojik problemleri yüzünden emekli olmus  :sizo :sizo :sizo

45 yasinda falan timarhane'ye yatirmislar adami  :sizo :sizo :sizo

Yani onun bunlari yazarken dogru düzgün, mantikli seyler düsündügünü sanmiyorum, yani aklina gelen delilikleri söylemistir iste  :sizo :sizo :sizo

Sence?  :sizo
#15 - Mayıs 10 2006, 23:17:13
Alıntı yapılan: Wiiliam Shakespeare
love all
trust a few
do wrong to none

Öyle tabi yaw, tamam herkes delidir de, o kadar da degil yane, timarhanelik adamin arkasindan kosup da, ondan iyi filozof yok demek yanlisss  :yanlis :yanlis :yanlis

 :muhah :muhah :muhah
#16 - Mayıs 10 2006, 23:21:45
Alıntı yapılan: Wiiliam Shakespeare
love all
trust a few
do wrong to none

---Hayatı

15 Ekim 1844’te doğmuştur. Babası Karl Ludwig Protestan Kilisesinde papazdı. Doğumu Prusya Kralı 4. Friedrich Wilhelm’in doğum gününe rastladığı için adı Friedrich Wilhelm koyulmuştur. Soyadının kaynağı kesin olarak belirlenememiştir. Çocukluk yıllarının en büyük üzüntüsü babasının sağlık durumunun genelde kötü oluşudur. Baba Karl Ludwig 1849’da hemen hemen körleşmiş olarak öldü. “1888-1889 kışı süresince görenlerin şaşırdıkları olaylar meydana geldi; öyle ki Nietzsche’nin, sahibinin dövdüğü bir atı korumak için önüne geçip, daha sonra ağlayarak atın boynuna sarılıp öptüğü bile görülmüştür.” Nietzsche 1889’un ilk günlerinde zihinsel yetilerini tümüyle kaybetti. Çıldırmasının nedeni öğrencilik yıllarında yakalandığı frenginin ilerleyerek üçüncü evreye girmesine bağlandı. On bir yıl boyunca bitkisel denebilecek bir hayat sürdü. 25 Ağustos 1900 tarihinde hayata gözlerini yumdu.Nietzsche düşünceleri ve halen aslında anlaşılamayan düşünceleriyle bir M.Arabi'yi bir H.Mansur'u anımsatmaktadır."tanrı öldü" diyerek aslında insanların yaşamlarının gayesi ve sonları hakkında bir sorgulama yapması gerektiğini ve onu körelten,pasifleştiren ,zavallı,acınası bir hayvan yapan bütün yapılardan -devlet-arması gerektiğini söylemektedir.kimileri Nirvana kimileri Tanrı der ama Nitzsche sonsuz döngü demiştir.Bu onun bir ateist olmadığını gösterir.çünkü bu sonsuz döngünün içinde bile anlaşılamayan bir kudret olduğunu dolaylıda olsa söylemiştir.hiçbir insan Netzsche^nin felsefesini tam olarak Netzsche gibi anlayamaz çünkü felsefesini insanlara tam olarak iletemedi.


---Hayat Kronolojisi

1844 15 Ekim: Nietzsche, Leipzig'in güneybatısında Saksonya'da bir Prusya köyü olan Röcken'de Karl Ludwig Nietzsche adında papaz bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir.

1849 30 Temmuz: Babasının ölümü.

1858: Naumburg yakınlarında Almanya'nın önde gelen Protestan yatılı okulu Schulpforta'ya kayıt yaptırır.

1864 Ekim: Teoloji ve filoloji öğrencisi olarak Bonn üniversitesine kayıt yaptırır.

1865 Ekim: Nietzsche, Bonn'daki filoloji hocası F.W.Ritschl'in peşinden Leipzig'e gider ve eğitimine burada devam eder. Leipzig'de eski kitaplar satılan bir dükkanda Schopenhauer'in bir kitabını bulur ve arkadaşlarına bundan böyle bir "Schopenhauer'ci" olduğunu açıklar.

1868 8 Kasım: Nietzsche'nin Leipzig'de Richard Wagner'le ilk buluşması.

1869 Şubat: Henüz doktorasını tamamlamamış olan Nietzsche, Ritschl'in tavsiyesi üzerine Basel üniversitesi klasik filoloji bölümüne genç yaşta öğretim görevlisi olarak atanır.

17 Mayıs: Nietzsche'nin Wagner ve Cosima'ya (von Bülow) Tribschen'de ilk ziyareti.

28 Mayıs: Basel üniversitesinde "Homeros ve klasik filoloji" üzerine bir açılış konuşması yapar.

1870 Ağustos: Nietzsche, Fransa-Almanya savaşı patlak verince üniversiteden izin alır ve gönüllü sıhhiye eri olarak cepheye gider. Ama sağlığının bozulması nedeniyle iki ay sonra Basel'e geri döner.

1871 Ocak: Basel üniversitesi felsefe kürsüsüne yaptığı başvuru geri çevrilir. İsviçre Alp'lerinden kalbi kırık bir şekilde ayrılır ve klasik filolog olarak mesleğinden giderek hoşnutsuz olmaya başlar, felsefeye yönelir. Bu yıldan sonra Nietzsche bozuk sağlığıyla sürekli bir mücadeleye girer.

1872 Ocak: İlk kitabı " Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Musik" (müziğin ruhundan trajedinin doğuşu) yayınlanır.

Şubat - Mart: Basel'de "eğitim kurumlarımızın geleceği" konulu halka açık seminerler verir.

22 Mayıs: Nietzsche, Bayreuth tiyatrosunun temel atma töreni için Bayreuth'a giden Wagner'in 59. doğum gününde besteciye eşlik eder.

1876 Ağustos: 1. Bayreuth festivali. Wagner'le dostluğu gölgelenir.

Eylül: Paul Ree ile birlikte Bayreuth'tan ayrılır. Ekim: Basel üniversitesi sağlığının bozuk olduğu gerekçesiyle Nietzsche'ye bir yıllık hastalık izni verir.

1878: "Menschliches, Allzumenschliches" (insanca, pek insanca) ilk bölümü Voltaire'e adanmıştır.

3 Ocak: Wagner Nietzsche'ye yeni yayımlanan eseri Parsifal'in bir kopyasını gönderir.

Mayıs: Nietzsche Wagner'e yazdığı son mektupla birlikte "insanca pek insanca: Özgür ruhlar için bir kitap" adlı çalışmasının bir kopyasını gönderir. Wagner'den tamamen kopar.

1879: İnsanca, pek insanca'nın ikinci cilt birinci kısmı: Assorted opinions and maxims. Nietzsche sağlığının bozukluğu öne sürülerek Basel'deki kürsüsünden istifa etmeye zorlanır. Bundan sonraki on yıl boyunca otel odalarında ve pansiyonlarda yaşayan yalnız bir gezgin yaşamı sürecektir.

1880: İnsanca, pek insanca, ikinci cilt ikinci kısım: gezgin ile gölgesi.

1881: Tan kızıllığı. Ahlakın önyargıları üstüne düşünceler. Sils Maria'da ilk yazını geçirir.

1882: Şen bilim (Neşeli bilgelik adıyla da bilinir) 125. aforizmada bir deli, tanrının öldüğünü açıklar.

Mart: Paul Ree Roma'ya gitmek üzere Cenova'da Nietzsche'den ayrılır. Ree Roma'da Lou Salome ile tanışır ve ona aşık olur.

Nisan: Nietzsche Roma'ya gider ve Lou Salome ile tanışır. Nietzsche bir kaç gün sonra, önce Ree aracılığı ile daha sonra şahsen Salome'ye evlenme teklif eder. Teklifi geri çevrilse de kendisi, Ree ve Salome arasındaki düşünsel "menage a trois" bağlılıktan hoşnuttur. Yıl sonunda Nietzsche, Ree ve Salome'den kopar ve kendisini ikisinin ihanetine uğramış hisseder.

1883: Böyle buyurdu Zerdüşt: Herkes ve hiç kimse için bir kitap adlı çalışmasının birinci ve ikinci kitaplarını yazar.

13 Şubat: Wagner'in ölümü, 1884, Nice'de Zerdüşt'ün üçüncü kısmını yazar.

1885: Zerdüşt'ün dördüncü ve son bölümünü sınırlı sayıda ve kendi başına yayımlatır.

1886: İyinin ve kötünün ötesinde. Geleceğin felsefesine prelüd.

1887: Yeraltından notlar'ın Fransızca baskısı tesadüfen eline geçer ve böylece Dostoyevski'yi keşfeder. 10 Kasım: Ahlakın soykütüğü üstüne: Bir polemik.

1888 Mayıs - Ağustos: Wagner olayı; Dionysos Dithyrambosları'nı bitirir. (1891'de yayımlanır.) Eylül: Deccal (1894'de yayımlanır.)

Ekim - Kasım: Ecce Homo'yu yazar. (Kitabın yayımlanması Elisabeth Förster Nietzsche tarafından 1908'e dek ertelenir.)

Aralık: Nietzsche Wagner'e karşı. (1895'te yayımlanır.)

1889: Putların alacakaranlığı (Özgün adı: Bir psikoloğun atıllığı.)

3 Ocak: Nietzsche, Torino'da Piazza Carlo'da sinir krizi geçirir ve sahibi tarafından kırbaçlanan yaşlı bir atın boynuna sarılarak ağlar.

18 Ocak: Jena üniversitesindeki psikiyatri kliniğine kaldırılır. Doktorlar "ileri yeti yitimi" teşhisi koyarlar.

1890: Nietzsche'nin annesi oğlunu alır ve bakmak üzere Naumburg'taki evine getirir.

1897 20 Nisan: Annesinin ölümü. Kız kardeşi Nietzsche'yi alarak beraberinde Naumburg'tan, 1894'de Nietzsche arşivini taşımış olduğu Weimar'a götürür.

1900 - 25 Ağustos: Nietzsche Weimar'da ölür. Röcken'de babasının mezarının yanına gömülür.

1901: 1880'lerde kaleme alınan Nachlass'tan 500 bölüm Güç istemi adıyla yayımlanır. 1906'da kitabın ikinci baskısı bu sefer 1067 bölümlük bir çalışma olarak piyasaya çıkar.




---Düşünceleri

Nietzsche’nin Tanrının Ölümü Düşüncesi
Nietzsche “Hiçbir adalete sığmayan, sayısız çatışma ve acılar iyi bir Tanrı’ya nasıl mal edilebilir?” düşüncesinden yola çıkarak, Tanrı’nın ölümünün insanın anlaşılmaz olan doğasını yenmesi için ve üst insan’a ulaşılabilmesi için bir mecburiyet olduğunu savunmuştur.

Tanrı’nın, insanı yeryüzüne acı çekmesi için yolladığına inanır. Nietzsche bunu Empedokles, adlı esrinde de vurgulamıştır. Nietzsche’ye göre sanatçı Tanrı kendisini Yunanlıya bir model olarak sunar: Onun kendisine bir şekil vermesini, mermerin yada taşın içinde gizli kalan heykeli çıkarıp, sonra da gerçekleştirilen bu sanat yapıtının tadına varmasını önerir. Hristiyan Tanrı ise emredicidir. İnsanın dünya nimetlerinden faydalanması yerine, çile çekmesini ister. Tanrı’yı yadsıyoruz, Tanrının sorumluluğunu yadsıyoruz ve böylece, yalnızca dünyayı biliyoruz.” Nietzsche olaylar sonrası insanların Tanrı’yı suçlamayarak suçu dünyaya bulmalarının yanlış olduğunu düşünmüştür.“ Nietzsche’ye göre geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey değildirler.

Bununla beraber, bu araçlar bizim için dayanılması zor bir dünyayı dayanılabilir kılabilmeye hizmet ederler. Bu hizmet yıllardır dinlerin varoluşu ile de desteklenmektedir. Dinler bize öbür dünya gibi güzel vaatler sunarak, bize bu dünyada yapmamız gerekenleri buyururlar. Bu buyruklar, insanların özgür ve başkaldıran doğasını yoketmeye onları birer sürü parçası haline getirmeye yöneliktir.

Nietzsche Tanrı anlayışına ve hayatı katlanılabilir kılan araçlara karşı çıkar. Öte yandan da bunlar varolmadan yaşamanın ne kadar zor olduğunu ve ne kadar yüksek düzeyde hayat ve birey bilinci gerektirdiğini söyler. İşte onun istediği de budur. Bilime ve dine hizmet edenler bu noktada birbirinden farklı değillerdir. İkisi de bu araçların ve vaatlerin tekrar tekrar insan hayatına girmesine ve insanların bunlara körü körüne bağlanmasına neden olurlar.

İnsanlar bu araçlardan kurtulup zorla bir gereklilik kazandırılmış dünyadan sıyrılmalıdırlar. Tanrı ölmüştür çünkü insan kendi hareketlerini yönlendirebilecek düzeydedir. Fakat tahmin edildiği gibi Nietzsche bu durumdan tam bir çıkış önermez. Bu çıkışı insanların başarabileceğini söyler.


Nietzsche’nin Ebedi Dönüş Ve Üstinsan Düşüncesi

Nietzsche’nin ebedi dönüş (Bengi Dönüş) ve üstinsan görüşleri birbirinin tamamlayıcısı durumundadır. Nietzsche ebedi dönüş görüşü ile insanın dünyaya tekrar tekrar geleceğini savunur. Fakat Nietzscheyi yorumlayanlar bu konuda ikiye ayrılırlar: Bir kısmı tekrar gelişin bir aynılık içinde olacağını, diğer kısmı ise her dünyaya gelişimizde eski halimizden biraz daha farklı geleceğimizi savunur.“ Nietzsche’ye göre; insan tüm yaşamı durmadan döndürülen bir kum saatidir.” Sonsuz dönüşteki tehlike, insanın üstinsan olmak için üstesinden geldiği bütün sorunların yeniden ortaya çıkmaları ve yeniden üstesinden gelme zorunluluğudur. Üstinsana ulaşmada insanın önündeki en büyük engeli Tanrı olarak görmektedir.


#17 - Mayıs 11 2006, 13:50:44
« Son Düzenleme: Mayıs 11 2006, 13:51:40 Gönderen: ozzy »

arkadaşlar Nietzschele ilgili konuları bu siteden öğrene bilirsiniz :okey


http://www.friedrichnietzsche.de/
#18 - Mayıs 20 2006, 20:46:31

İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.

*

Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek uygun olacaktır.

*

Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...

*

Tüm idealistler, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler. Kendi davalarının biraz olsun başarılı olması için, bu davanın tüm öteki insan girişimlerine gerekli olan aynı pis kokulu gübreye açıkca ihtiyacı olduğuna inanmak da istemezler.

*

Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az ..




sözlerine de adama da bayılıyorum :öff

#19 - Ağustos 19 2006, 12:29:23

depresif

ya bide adolf hitler onca katliamı nietzschenin dediklerinden etkilenerek yapmış hani üst insandan bahsediyo ya hitler alman ırkının (zaten nietzsche de alman) üst insan ırkı olduğuna inanmış ve o saf alman ırkını yaratmak için binlerce insanı katletmiş yani nietzsche dolaylı olarak o katliamların suçlusu aslında....
#20 - Ağustos 20 2006, 11:05:23

paylaşımlarınız için saol güzel bi konu
"Nietzsche Ağladığında" kitabından bazı sözler.Yazarı  Irvın Yalom

Artık bakması için konsantre olması gerekmiyordu. Artık retina ve korteks tam bir işbirliği içinde.. Sayfa: 11

--------------------------------------------------------------------------------

Sizden iyileştirmenizi istediğim Nietzsche'nin bedeni değil, ümitsizliğidir. Sayfa: 18

--------------------------------------------------------------------------------

Evlilik ve ona eşlik eden mülkiyet ve kıskançlık ruhu tutsak eder. Sayfa: 22

--------------------------------------------------------------------------------

...ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum." Sayfa: 22

--------------------------------------------------------------------------------

Belki part-time bir evlilik bana uygun olabilir.. Sayfa: 26

--------------------------------------------------------------------------------

Hayalinde bir süpürge kaptı ve bütün cinsel düşünceleri sildi süpürdü. Sayfa: 30

--------------------------------------------------------------------------------

Üçümüzün zihinsel bir yaşamı paylaşacağımıza, birlikte ciddi felsefi çalışmalar yapabileceğimize inanmıştım. Sayfa: 34

--------------------------------------------------------------------------------

Bizim kardeş beyinlerimiz vardı; yarım sözcükler, yarım cümlelerle, yalnızca hareketlerle birbirimize çok şey anlatabiliyorduk. Sayfa: 36

--------------------------------------------------------------------------------

Bakışlarının adeta gizli bir defineyi korurmuşçasına içeriye baktığını. Sayfa: 67

--------------------------------------------------------------------------------

Bazen baş ağrılarımın, beynimdeki doğum sancıları olduğunu düşünüyorum. Sayfa: 75

--------------------------------------------------------------------------------

Fiziksel açıdan sağlıklı olmanın, toplumsal ve psikolojik açıdan sağlıklı olmaya bağlı olduğunu düşünüyorum. Sayfa: 81

--------------------------------------------------------------------------------

Dürüstlük-dürüst sorular, dürüst cevaplar- en iyi ilaçlardır. Sayfa: 86

--------------------------------------------------------------------------------

Genellikle sorulmayan soru en önemli sorudur! Sayfa: 88

--------------------------------------------------------------------------------

Ama rağbet görmeyen bir gerçeğin, herşeyi zorlaştırmanın iyi olan bir yanı var mıdır? Sayfa: 88

--------------------------------------------------------------------------------

"Neysen o ol. Gerçekler olmadan kişi kim ya da ne olduğunu nasıl keşfedebilir?" Sayfa: 89

--------------------------------------------------------------------------------

"Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!
..Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, insanlar yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladı. Fakat Zeus'un arzusunun, insanların, kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır." Sayfa: 90

--------------------------------------------------------------------------------

Her insanın ölümü kendine aittir. Ve herkes kendi tarzını belirleyebilmelidir. Sayfa: 91

--------------------------------------------------------------------------------

Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır.. Sayfa: 91

--------------------------------------------------------------------------------

Gerçek onsuz yaşayamayacağımız bir yanlıştır..
Gerçeğin düşmanı yalanlar değil, inançlardır.. Sayfa: 98

--------------------------------------------------------------------------------

Yalan, yeni yalanlar doğurur.. Sayfa: 99

--------------------------------------------------------------------------------

"Düşünceler, duygularımızın gölgesidir; ama her zaman daha karanlık, daha boş ve daha sade." Sayfa: 100

--------------------------------------------------------------------------------

Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; kibir, ruhu kaplayan deridir. Sayfa: 101

--------------------------------------------------------------------------------

...kaba birini taklit edebilecek kadar huysuzluğum üzerimde bugün.. Sayfa: 102

--------------------------------------------------------------------------------

Acaba bu zeka bir deliye mi yoksa dahiye mi ait? Sayfa: 107

--------------------------------------------------------------------------------

"Gördüğü birşeye yapışıp kalmakta inat eder; ama buna sadakat der." Sayfa: 109

--------------------------------------------------------------------------------

"Herşeyin derinine inmek: Bu zahmetli bir özellik. İnsanın gözlerini hep yorar ve sonunda insan isteyebileceğinden daha fazlasını bulur." Sayfa: 109

--------------------------------------------------------------------------------

Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder değil mi? Sayfa: 119

--------------------------------------------------------------------------------

Bazıları ise o anda yaşadıklarını daha önce de yaşadıkları gibi bir duyguya kapıldıklarını belirtiyorlar. Fransızlar buna deja vu diyorlar.. Sayfa: 120

--------------------------------------------------------------------------------

Hegel ölüm döşeğindeyken, kendisini bir tek öğrencinin anladığını, ama onun da yanlış anladığını söylemiş! Sayfa: 123

--------------------------------------------------------------------------------

Yanından geçen bir soru, en küçük soru tohumu, ana değdiği noktada filizlenip yeni sürgünler veriyordu. Sayfa: 123

--------------------------------------------------------------------------------

"Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir." Sayfa: 124

--------------------------------------------------------------------------------

Belki 'ben' ve bedenim, zihnimin arkasından bir dolap çeviriyordur. Bildiğiniz gibi zihin, tuzaklarla dolu arka sokaklarda gezinmeye bayılır. Sayfa: 125

--------------------------------------------------------------------------------

Yalnızlık, hastalıkların üreyebileceği en uygun ortamdır. Sayfa: 129

--------------------------------------------------------------------------------

Hiçkimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemler kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir. Sayfa: 137

--------------------------------------------------------------------------------

İnsanlar vedalaşırken, genellikle olayın sürekliliğini inkar eden sözler dile getirmeyi severler: Birbirlerinden ayrılırken 'Auf Wiedersehen' yani tekrar görüşene kadar, derler. Yeni bir araya gelme planları yapmakta çok aceleci davranırlar, ama bunu unutmakta daha da acelecidirler. Sayfa: 173

--------------------------------------------------------------------------------

"bir erkek ancak bir erkek gibi davranarak onun içindeki kadının ortaya çıkmasına yol açar." Sayfa: 202

--------------------------------------------------------------------------------

Bazen herkesin gizli bir anahtar cümlesi vardır diye düşünüyorum. Sayfa: 231

--------------------------------------------------------------------------------

Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Sayfa: 233

--------------------------------------------------------------------------------

İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor. Sayfa: 251

--------------------------------------------------------------------------------

..insanları etkilemek için akılcılığı bir kenara bırakıp daha aşağı düzeydeki becerileri kullanırsak, elimize geçenin daha ucuz ve daha aşağı düzeyde bir insan olacağıdır. Sayfa: 259

--------------------------------------------------------------------------------

Kayalığa yapışan bir midyenin direnme gücü var onda.. Sayfa: 273

--------------------------------------------------------------------------------

Belki benim öğrencilerim henüz dünyaya gelmediler. Benim günlerim yarından sonraki günler. Bazı filozoflar ölümlerinden sonra doğarlar! Sayfa: 302
 
 
 
#21 - Ağustos 20 2006, 12:34:54
The spirit that guides you follow it through
To the spirit inside you always be true
You know you'll despair
If the spirit inside is used without care!

Her insanın ölümü kendine aittir. Ve herkes kendi tarzını belirleyebilmelidir.

bu söz güzelmiş  paylaşımlar için saolun  :)
#22 - Eylül 05 2006, 19:25:12

Böyle buyurdu Zerdüşt kitabından;
 
...''Yalnızlara haksızlık yapmaktan çekinin. Bir yalnız bunu nasıl unutabilir ve nasıl karşılık verebilir? Yalnız adam,bir derin göl gibidir. İçine bir taş atmak kolaydır;fakat taş dibine kadar çökerse, söyleyin, kim onu çıkarabilir? Yalnıza hakaret etmekten çekinin. Fakat bunu yaparsanız artık onu öldürün...''

#23 - Eylül 09 2006, 01:34:51
.........

insanı kendisiyle çeliştiriyor bence açıklamaları

bir yandan saçmalamış derken öyle sözleri çıkıyorki karşıma acaba öylemidir diorm

akıl oyunu yapıyor yanii

ama şu veya bu şekilde kendinden söz ettiriyor..

ve farkında olmadan hiçbirşeyin olmadığına inanarak bir şeye inanmış oluyor

o zamanda 'hiç'lik olmuyor

ve birde hitler gibi yarım akıllıyı dünya tarihine geçiriyor..

tam karar veremiyorum Nietzsche iyi bir filozofmu değilmi

akıllı veya deli

ne düşündüğümüz umrunda olmasada

kendisinden bahsetmemizi sağlıyor..
#24 - Ekim 07 2006, 13:33:38
๒єภเ รєש๓єк เçเภ קг๏ﻮгค๓lคภ๓ค ๔єשгєlєгเภเ אคкคгı๓!!

UYARILDIM : ))) İMZA YOK: )) Üstad Kafamı Bozma :sopa Yap Bi İmza En Şekilinden :urfa By TrAiToR :artis

...LaL...

Düşündüğü birçok şeyde kendisiyle çelişmiş olsa da sadece "Deli" kelimesiyle geçiştirilip karalanacak birisi değil...
#25 - Aralık 03 2006, 19:00:20

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.