Alternatifim Cafe

Nelere “alışmak” gerekiyor?

Discussion started on Köşe Yazıları



Dün yazdığım; BDP’li belediyelerin “yerel yönetimlere özerklik AK Parti’nin programında var. Eğitimin bile yerel yönetimlere bırakılacağı sistemin getirilmesini istiyoruz” diye mücadele başlattığı haberini bugün biraz daha açacaktım ki...

The Economist’te çıkan Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun son terör saldırılarıyla ilgili sözlerini gördüm;

“Örgüt ‘Kürt sorununu Abdullah Öcalan ile masaya oturmadan çözemezsin’ demeye getiriyor”...

Sonra iş adamı Sedat Aloğlu’nun TÜSİAD toplantısında “alışmamız gerekiyor” diyerek söylediklerini okudum:

“1- Çözüm aşamasında İmralı’nın görüşmelere katılması. 2- Anayasa’ya ‘Bü ülkeyi Türkler ve Kürtler kurdu’ ifadesinin eklenmesi. 3- Bölgesel özerklik“...

Doğrusu BDP’nin ve Öcalan’ın “açılım” süreci başladıktan sonra bile hâlâ “ürkütmemeye çalışarak, yuvarlayarak” söylediklerini neredeyse onlardan daha açık şekilde söylemiş Sedat Aloğlu...

Benim dün “İşte asıl Kürt sorunu... Söylemeye çalışıp da söyleyemedikleri” diye yazdıklarımın hemen hepsi var, biraz eksikle...

Terör örgütünün ve onlarla aynı dili kullanan partinin istediği sadece devleti “terörist lideriyle masaya oturmaya zorlamak” değil. Madem ki; belediye otobüsüne molotof kokteyli atarak öğrenci Serpil’i, askerî otobüse bomba atarak öğrenci Buse’yi, evinin balkonunda oturan yeni evli Pınar’ı da yüzlerce çocuk yaşta askere mayınlarla, arkadan vurarak yaptıkları gibi katleden kanlı bir terör örgütünün tüm istediklerini kabul etmeye “alışmak gerekiyor”muş, o zaman eksikleri de söyleyelim. Ki arkadan onlar da gelecek zaten!

İstedikleri sadece İmralı’yla devletin “masaya oturması” değil, “İmralı’nın partinin başına geçerek Meclis’e girip siyaset yapmasını” da istiyorlar. Anayasa’ya sadece Türklerle birlikte Kürtlerin de “kurucu unsur” olarak girmesini değil, “vatandaşlık” tanımının da değişmesini istiyorlar.

AYRI BİR DEVLET

Sadece “bölgesel özerklik, güçlendirilmiş yerel yönetim” değil Öcalan’ın daha önce açıkladığı gibi “kendi sağlık, eğitim sistemi, kendi ordusu olan, ayrı bir devlet statüsünde Güneydoğu’nun verilmesini” istiyorlar. Ama Öcalan bunları söyledikten sonra “Türkiye’den ayrılmak istemiyoruz” da diyor.

Yani tarif ettiği “mali desteğin Türkiye tarafından sağlandığı”, adı “özerk yerel yönetim” olan ayrı bir devlet.

Bunu isteyen ise kanlı eylemlerle sivil-asker demeden katletmeyi sürdüren terör örgütü ve lideri...

Ya da Kürt vatandaşların sadece bir kısmının oyunu alan BDP... Bu arada Kürtlerin çoğunun ülkenin her köşesinde, her istediği işe, her hakka sahip olarak yaşadığı, Halkalı’daki terör saldırısında eşini kaybeden Kürt öğretmen Elif Bölük gibi birçoğunun “Ben de Kürt’üm, size mi kaldı benim hakkımı savunmak. Birkaç kişi için konuşsunlar, bütün Kürtler teröristmiş gibi konuşmasınlar” düşüncesinde olduğu da ortada...

TERÖRİSTE ALKIŞ!

O zaman Sedat Aloğlu gibi düşünenlerin cevaplaması gereken soru “Demokratik haklarla veya demokratik yöntemlerle ilgisi olmayan kanlı eylemlerle devletten bu istekleri koparmaya çalışan bir terör örgütünün ve yöntemlerinin amacına ulaşması mı sağlanmalıdır” sorusudur.

Yıllardır binlerce vatandaşı, askeri öldürerek nihayet “neyi hedeflediklerinin net şekilde açıklandığı” noktaya geldiler.

Halkalı’da pusu kurarak çocukları bile katleden kanlı

teröristlerin -yakınları tarafından da olsa- alkışlanabildiğini görmek insanı insanlığından utandırıyor.

“Açılım”ın onları hiç ilgilendirmediğini bu süreçte açarak gösterdiklerine göre acaba terör örgütü Güneydoğu’dan sonra katliamlar eşliğinde sıraya örneğin “İstanbul ve Antalya“yı koysa o zaman da “alışmamız gerek, masaya oturmak gerek” diyebilenler çıkacak mı merak ediyorum.

Artık “kartlar açıldı”, devlet kendi yol haritasını acilen, daha fazla gencimiz ölmeden çizmek zorundadır.

Ruhat Mengi /Vatan
#1 - Haziran 26 2010, 21:44:01
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.