Alternatifim Cafe

Bilimsel kanunlar

Discussion started on Bilim ve Kültür

Gaz yasaları

Gaz yasaları, gazlardaki termodinamik sıcaklık (T), basınç (P) ve hacim (V) aralarındaki ilişkileri açıklayan bir takım kanundur. Rönesans'ın geç dönemleriyle 19. yüzyıl arasındaki dönemde bulunmuş birkaç yasadan oluşur.

İdeal gazlar:

En baştaki gaz yasaları - Boyle yasası (1662), Charles yasası (1787-1802) ve Gay-Lussac yasası (1809) - birleşip, toplam gaz yasını oluştururlar:

   

Daha sonra Avogadro yasasının da eklenmesiyle ideal gaz yasası oluşmuştur:

   

    * P paskal olarak basınç,
    * V kübik metre olarak hacim,
    * n gazın mol sayısı,
    * R gaz sabiti (8.3145 J/(mol K))
    * T de Kelvin olarak sıcaklıktır.

(Yukardakiler SI birimleridir. Yasa, her birimle çalışmaktadır, ancak gaz sabiti buna göre çevrilmeli ve sıcaklığın da mutlak sıfırda tam sıfır olduğu bir sistem kullanılmalıdır)

Diğer önemli gaz yasaları olan Dalton yasası, kinetik teori ve Graham yasası da gazların basınç, hacim ve sıcaklığa göre nasıl davrandıklarını açıklar.

Bu yasaların tamı tamına geçerli olduğu tüm gazlara, ideal gaz denir. İdeal bir gaz yoktur ancak bazı gazlar, bu yasalara daha çok uyabilir.

İdeal olmayan gazlar

Van der Waals denklemi gibi diğer gaz yasaları, ideal gaz yasalarının yapamadığını yapıp, gerçekte gazların hareketlerini belirlemeye çalışır. Van der Waals denklemi, ideal gaz yasasını değiştirip, van der Waals sabitleri adı altında toplanabilecek birçok hesaplama yaparak, bunu başarmayı amaçlar. Ayrıca Boltzmann'ın analizini kullanarak gazlar hakkında daha çok bilgiler edinilebilir.
#1 - Aralık 11 2009, 18:39:53
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Avogadro yasası

Avogadro yasası (Avogadro hipotezi olarak da bilinir), Amedeo Avogadro'nun 1811'de bulduğu bir gaz yasasıdır. Bu yasa, eşit hacimdeki gazlar, eşit sıcaklıklarda aynı sayıda parçacık ya da molekül olduğunu öne sürer. Buna göre, belirli bir hacimdeki gazın bulundurduğu molekül sayısı, gazın kütle ya da boyutundan bağımsızdır. Örnek olarak, aynı hacimdeki hidrojen ve nitrojen verilebilir. Buna göre, hidrojen de nitrojen de aynı molekül sayısına sahiptir.

Bu yasanın bir kısmı, matematiksel olarak şöyle gösterilebilir:

   

    * V kübik metre olarak hacim,
    * n gazın mol sayısı,
    * a da bir sabittir.

Ancak yukardaki denklem, sadece homojen maddeler için geçerlidir. Buna homojen sıvılar ve katılar da dahildir. Bu ilişki bulunması kolay bir ilişkidir ki, nitekim Avogadro'dan önce de varsayılmıştır.

Avogadro yasasının en önemli sonucu, yasanın ideal gaz sabitinin tüm gazlar için aynı olduğunu bulmasıdır.

   

    * P paskal olarak basınç,
    * T de Kelvin olarak sıcaklıktır.

Yukardaki denkleme göre, tüm gazlar için bu sabit eşittir. Yani gazın boyutunun ya da kütlesinin bu sabitin değerini değiştirmez. Bu Avogadro yasasının en önemli bölümünü oluşturmakla beraber, Avogadro'nun doğa görüşündeki dahiliği de gösterir. Nitekim, bu yasayı, kinetik teori kullanarak kanıtlamak yıllar sürmüştür.

Standart durumda, bir mol ideal gaz, 22.4 litre (dm3) yer kaplar. Bu değer, genellikle molar hacim olarak kullanılır. Gerçek gazlar, bu değere bire bir uymaz.

Bir moldeki molekül sayısı olan Avogadro sayısı, yaklaşık olarak mol başına 6.02×1023 parçadır.

Avogadro yasası, toplam gaz yasasını oluşturan Boyle yasası, Charles yasası ve Gay-Lussac yasasıyla birlikte [[ideal gaz yasası|ideal gaz yasasını oluşturur.
#2 - Aralık 11 2009, 18:40:58
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Boyle yasası


Sıcaklığın sabit tutulduğu ortamda, basınç ve hacim arasındaki ilişkiyi gösteren bir animasyon.

Boyle yasası (Bazen Boyle-Mariotte yasası olarak da bilinir), gaz yasalarından biridir. 1662'de İrlandalı doğa filozofu Robert Boyle (Lismore, County Waterford, 1627-1691) tarafından ilk defa basılmıştır. Yasa, Richard Towneley ve Henry Power tarafından Boyle'ın önüne getirilmiş ve Boyle da deneyleri yapıp sonuçları basmıştır. Robert Gunther ve bazı diğer otoritelere göre, deneyin aparatını hazırlayan Boyle'ın asistanı Robert Hooke, yasayı formülize eden insan olabilir. Hooke'un matematik konusundaki becerileri Boyle'ı aşıyordu. Hooke ayrıca, deneyler için gerekli olan vakum pompalarını da icat etmiştir. Fransız fizikçi Edme Mariotte (1620-1684), Boyle'dan bağımsız olarak formülü 1676'da bulmuştur. Bu nedenle de bu yasa, Mariotte ya da Mariotte-Boyle yasası olarak da isimlendirilebilir.

Boyle yasasına göre, sıcaklıklar sabit tutulduğu sürece, belirli ölçüde alınan bir ideal gazın hacmiyle basıncının çarpımı sabittir. Matematiksel bir anlatımla:

   

    * P paskal olarak basınç,
    * V kübik metre olarak hacim,
    * k gaz sabiti (8.3145 J/(mol K).

k sabitinin değeri, belirli miktarda alınmış gazların hacim ve basınç değerlerine göre yapılmıştır. Sistemde bir değişiklik yaparak - ki bu genellikle gazı içinde bulunduran kabın hacminin değiştirilmesiyle yapılır - yeni hacim ve basınç ölçülmüştür. Bu işlemlerin sonunda çıkan basınç ve hacmin çarpımı k sabitinin değeri olur. Bu noktada tamamiyle doğru olmamakla beraber, V olan hacim arttırıldığında, sıcaklığın sabit tutulduğu göze alınırsa, P olan basınç da bu arttırılmaya oranla azalır. Tam tersi de aynı şekilde geçerlidir; gazın hacmini düşürmek, basıncı arttırır.

Boyle yasası, genellikle, sadece hacim ya da basınç anlamında yapılan bir değişikliğin sonuçlarını önceden tahmin etmek için kullanılır. Belirli ölçüdeki herhangi bir gazın, sıcaklığın sabit tutulma şartıyla (bunun için soğutma ve ısıtma kullanılmalıdır), "önce" ve "sonraki" hacim-basınç ilişkisi aşağıdaki gibidir:

   

Bu denklem, genellikle herhangi bir (basınç ya da hacim) "sonra" öğesinin bulunması için kullanılır. Örnek:

   

Boyle yasası, Charles yasası ve Gay-Lussac yasası, birlikte toplam gaz yasası'nı ortaya çıkarırlar. Bu yasaya bir de Avogadro yasası'nın eklenmesi, ideal gaz yasasını ortaya çıkarır.
#3 - Aralık 11 2009, 18:42:33
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Charles yasası

Sıcaklık ile hacim arasındaki ilişkiyi gösteren bir animasyon.

Charles yasası, gaz yasalarından biridir. Bu yasaya göre, sabit basınçta, herhangi bir miktardaki ideal gazın hacminin azalıp çoğalması, aynı oranda sıcaklığının da azalıp çoğalmasını etkiler.

Yasa, ilk defa, Joseph Louis Gay-Lussac tarafından 1802'de yayımlanmıştır. Ancak bu yayımda, 1787'de yazılıp yayımlanmayan Jacques Charles'ın bir yapıtına referansta bulunmuştur. Bu nedenle de, yasa, Charles'ın adıyla anılmaktadır. Gazların arasındaki ilişki, 1702'de Guillaume Amontons tarafından da keşfedilmişti.

Yasanın formülü:

   

    * V kübik metre olarak hacim,
    * k gaz sabiti (8.3145 J/(mol K))
    * T de Kelvin olarak sıcaklıktır.

Bir gaz, sabit basınçta ısıtılırken, k sabitini elde etmek için hacim artmalıdır. Aynı şekilde gaz, sabit basınçta soğutulurken, hacim azalmalıdır. Sabitin tam değeri, yasanın kullanılabilmesi için gerekli değildir.

   

Kısacası, sıcaklık artarsa basınç azalır.

Charles yasası, aynı zamanda Charles ve Gay-Lussac yasası olarak da bilinir, çünkü Charles, Gay-Lussac'ın Gay-Lussac yasasını bularak elde ettiği sonuçlarını kullanarak yasayı bulmuştur. Ancak yakın zamanlarda, Gay-Lussac'ın kendi yasasına adı verildiğinden, Charles yasası kullanımı artmıştır.

Charles yasası, Boyle yasası ve Gay-Lussac yasası, birlikte toplam gaz yasası'nı ortaya çıkarırlar. Bu yasaya bir de Avogadro yasası'nın eklenmesi, ideal gaz yasasını ortaya çıkarır.
#4 - Aralık 11 2009, 18:43:58
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Gay-Lussac yasası

Gay-Lussac yasası, (toplam hacim yasası olarak da bilinir), Fransız kimyacı Joseph Louis Gay-Lussac'ın adıyla anılır. Gay-Lussac'a mal edilen, iki tane gaz yasası vardır. İkisi de aynı isimle anılırlar.

Gay-Lussac yasasına göre, bir ideal gazın toplam hacminin, hacimlerinin çarpımına oranı küçük tam sayılar halinde gösterilebilir. Bunu, Gay-Lussac 1809'da bulmuştur. 1811'de ise Amedeo Avogadro, bu bulguları kullanarak Avogadro yasasını yaratmıştır.

1802'de bulunan diğer yasa ise belirli bir miktardaki ideal gazın basıncının, kelvin birimiyle belirtilmiş sıcaklığına doğru orantılı olduğunu belirtir. Matematiksel olarak, bu aşağıdaki gibi gösterilebilir:

   

    * P paskal olarak basınç,
    * k gaz sabiti (8.3145 J/(mol K)),
    * T de Kelvin olarak sıcaklıktır.

Sıcaklık, bir maddenin ortalama kinetik enerjisi olduğu için sıcaklığının arttığında kinetik enerjisinin de arttığı söylenilebilir. Bu durumda, gaz parçacıkları, gazın tutulduğu kabın duvarlarıyla daha çok çarpışacağından, daha çok basınç uygularlar.

Aynı maddenin farklı durumlardaki hallerini karşılaştırmak için, yasa şu şekilde de yazılabilir:

   

Charles yasası, aynı zamanda Charles ve Gay-Lussac yasası olarak da bilinir, çünkü Charles, Gay-Lussac'ın sonuçlarını kullanarak yasayı bulmuştur. Ancak yakın zamanlarda, Gay-Lussac'ın burdaki yasaya adını verdiğinden kullanımı azalmıştır.

Gay-Lussac yasası, Boyle yasası ve Charles yasası, birlikte toplam gaz yasası'nı ortaya çıkarırlar. Bu yasaya bir de Avogadro yasası'nın eklenmesi, ideal gaz yasasını ortaya çıkarır.
#5 - Aralık 11 2009, 18:44:48
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


İdeal gaz yasası

İdeal gaz yasası, sadece teoride olan ideal gazların durumları hakkında denklemler sağlayan bir yasadır. Bir miktar gazın durumu; basıncı, hacmi ve sıcaklığına göre belli olur. Bu denklem aşağıdaki gibidir:

   

    * P paskal olarak basınç,
    * V kübik metre olarak hacim,
    * n gazın mol sayısı,
    * R gaz sabiti (8.3145 J/(mol K))
    * T de Kelvin olarak sıcaklıktır.

İdeal gaz sabiti (R), kullanılan birimlere göre değişir. Yukarda verilen değer (8.3145), SI birimleri için, yani paskal-kübik metre-molar-kelvin için hesaplanmıştır.

İdeal gaz yasası, en çok monatomik gazlar için geçerlidir ve yüksek sıcaklık, alçak basınçlarda daha iyi sonuçlar verir. Bu formül, her gaz molekülünün boyutunu ya da moleküller arası bağları dikkate almadığından, bunları da dikkate alan van der Waals denklemi daha iyi sonuçlar verir.

Alternatif halleri

Mol sayısı (n), kütle olarak da verilebileceği için, bazen bu denklemin alternatif hali daha kullanışlı olabilir. Bu özellikle bilinen bir gaz sorulduğunda kolaylık sağlar.

Mol sayısının (n), kütlenin (m) molar kütleye (M) bölünmesine eşit olduğunu düşünün:

   

Bunu, n ile yer değiştirirsek:

   

Termodinamik ve fizik alanlarında, bir şey spesifik olması gerekiyorsa, bu değerlerin birim başına düşen kütle halinde verilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu durumda spesifik gaz sabiti (r), gaz sabitinin (R) molar kütleye (M) bölünmesi anlamına gelir:

    ya da

Bu durumda, yukardaki formüle r eklenmek istense, aşağıdaki formül ortaya çıkar:

   

Yoğunluk (ρ) kütlenin hacme oranı olduğundan, hacim kütleyle yer değiştirirse (V = g/ρ), benzer bir formül yazılabilir.

Kanıt

Uygulamalı


İdeal gaz yasası, Boyle yasası, Charles yasası ve Gay-Lussac yasası kullanılarak kanıtlanılabilir.

Herhangi bir hacimde (V) bir gaz düşünülürse, hali aşağıdaki gibi belirtilebilir:

    p0 = 100 kPa
    t0 = 290 K

Öncelikle, gaz izobarik bir işleme uğrarsa, son hacmi aşağıdaki gibi olur:

   

ve de sıcaklığı t olur.

İkinci olarak, daha sonra izotermik bir işleme uğrarsa, hali aşağıdaki gibi olur:

   

Sonuç olarak:

   
   
   

Burada, R adı verilen , evrensel gaz sabitidir. Bunu kullanarak:

   

Ve denklemin iki kısmını da n (mol sayısı) ile çarparsak:

   

V sembolünü, nv için kısaltma olarak kullanırsak aşağıdaki sonucu elde ederiz:

   

Teorik

İdeal gaz yasası, ayrıca, kinetik teoriyi kullanarak kanıtlanılabilir. Bunda, durumu basitleştirmek için bazı varsayımların yapıldığı unutulmamalıdır. Bunların arasında en önemlisi şudur: bir gazın molekülleri ya da atomları bir kütleye sahip olsalar da yok sayılabilirler.
#6 - Aralık 11 2009, 18:50:41
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Kütlenin korunumu yasası

Kütlenin korunumu yasası, zaman zaman Lomonosov-Lavoisier kanunu olarak da adlandırılan, kapalı bir sistemde var olan çevrimler ve işlemler ne olursa olsun, kütlenin sabit kalacağını belirten kanundur. Denk bir ifadeyle açıklamak gerekirse kütlenin durumu yeniden düzenlenebilir fakat kütle yaratılamaz veya yok edilemez. Böylece, kapalı bir sistem dahilindeki her türlü kimyasal tepkime ve proseste tepkenlerin (yani reaktantların) kütlesi, ürünlerin kütlesine eşit olmalıdır.

Tarihçe

Kütlenin korunumu kanunun ilk kez Nasîrüddin Tûsî tarafından 13. yüzyıl ortaya atılmışsa da bu ilk sürümde eksiklikler mevcuttu; Maddenin yapısının değişebileceğini fakat yok olamayacağını yazmaktaydı.

Kütlenin korunumu kanunun ilk kez net bir şekilde tanımlanması 1789 tarihinde Lavoisier tarfından başarılabilmiştir. Nitekim bu sebepten ötürü bazen kendisinin modern kimyanın babası olduğu da söylenir. Bununla birlikte, Mikhail Lomonosov aslında benzeri fikirleri 1748'de ortaya atmış ve çeşitli deneyler sonucu kanıtlamıştı. Lavoisier'in çalışmasının öncülleri bununla da sınırlı değildir ve şu isimler daha erken tarihlerde benzeri fikirleri ortaya atmıştır: Joseph Black (1728-1799), Henry Cavendish (1731-1810), ve Jean Rey (1583-1645).

Genelleştirme

Özel görelilikte kütlenin korunumu mevcut değildir. Nitekim bir parçacık sisteminin kütlesinin, her bir parçacığın kütlelerinin toplamına eşit olduğu prensibi de özel görelilikte doğru değildir.
#7 - Aralık 11 2009, 18:52:05
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Katlı oranlar yasası

Katlı oranlar yasası, aralarında birden fazla bileşik oluşturan elementler arasında, birinin sabit miktarıyla, birleşen diğer elementin miktarları arasında tam sayılarla ifade edilen katlı orana denir. John Dalton tarafından bulunmuştur.

Yasa hakkında

1804 yılında bu yasayı bulan John Dalton, bileşiklerde elementler arasındaki kütle oranının korunmasına karşın bazen aynı elementlerin birbirleriyle birleştiklerinde farklı özellikler gösteren bileşikleri oluşturduğu gözlenmiştir. Örneğin karbon ve oksijenin birleşmesiyle özellikleri tamamen birbirinden farklı karbon dioksit ve karbon monoksit diye adlandırlan iki farklı ürün meydana gelir. Karbonmonoksit oldukça zehirli bir gazken karbondioksit soluk alıp verirken dışarı attığımız zehirli olmayan bir gazdır ve yeşil bitkilerin yaşamını sürdürmesi için gereken en temel elemanlardan biridir.

Aslında oksijen ile hidrojenin birlikte oluşturdukları birbirinden farklı iki form vardır. Biri su, diğeri hidrojen peroksittir. Hidrojen peroksidin yaklaşık %3'lük su ile seyreltilerek hazırlanmış çözeltisi eczanelerde oksijenli su olarak satın aldınabilen ticari bir üründür. Ayrıca özellikleri kesinlikle sudan çok farklıdır. Yalnızca karbon ve hidrojenden oluşmuş bileşiklerin sayısını ise tam olarak söylemek zordur. Bütün bu karmaşaya karşın Dalton şunu fark etti.

“    "Eğer bir element bir başka element ile birden fazla bileşik oluşturabiliyorsa elementlerden birinin sabit miktarı ile diğer elementtin değişen miktarları arasında basit ve tam sayılarla ifade edilebilen bir oran vardır."    ”

Örneğin karbon dioksit-karbon monoksit örneğine geri dönersek, 44 karbondioksitte 12 gram karbon ve 32 gram oksijen vardır. Karbonmonoksidin 28 gramında ise 12 gram karbon ve 16 gram oksijen vardır. Her iki bileşikteki karbon miktarı 12 gramı için birinde 32 diğerinde 16 gram oksijen vardır. Birinci bileşikteki oksijen kütlesinin ikinci bileşiktekine oranı 32/16=2 dir. Bu Dalton'a kendi adıyla anılan Dalton Atom Teorisi fikrini verdi.
#8 - Aralık 11 2009, 18:52:41
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


İyonlaşma enerjisi

İyonlaşma enerjisi, gaz halindeki bir atomun son temel enerji seviyesindeki çekirdek tarafından en az kuvvetle çekilen bir elektronu koparmak için verilmesi gereken en az enerji miktarıdır.

İlk elektron koparılırken verilen enerjiye 1. iyonlaşma enerjisi denir. İyonlaşma enerjisi adı, kopan elektronun kaçıncı elelkron olduğuna bağlıdır. İyonlaşma enerjisi soldan sağa doğru genellikle artar, aşağıdan yukarı doğru ise azalır.

İyonlaşma enerjisine etki eden faktörler

    * Değerlilik elektron sayısı
    * Temel enerji seviye sayısı
    * Elektron alışverişi
    * Elektron ilgisi
#9 - Aralık 11 2009, 18:53:15
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


İyonizasyon Derecesi

İyonizasyon derecesi, örneğin gaz ya da sulu çözeltilerdedeki nötr parçacıkların, yüklü parçacıklara iyonize olmasının oranına denir. Düşük iyonizasyon derecesine kısmi iyonizasyon ve yüksek iyonizasyon derecesine de tam iyonizasyon adı verilir.

İyonizasyon (ya da iyonlaşma) bir atom veya molekülün, elektron kaybetmesiyle, iki ters yüklü parçacığın oluşmasıdır. Oluşanlar (1) negatif yüklü elektron, (2) pozitif yüklü iyon.

Fizikteki kullanımı

Gaz ve plazmalarda, iyonizasyon derecesi nötr parçacıkların, yüklü parçacıklara iyonize olması oranına denir. Örneğin, elektrik, bir plazma topundan geçerken, içindeki gazın belki %1'i iyonlaşır. Güneş ve yıldızlar da içerisinde çok büyük miktarda Hidrojen ve Helyum barındırırlar, atomlar da elektron, proton (H+) ve helyum iyonları (He++) şeklinde iyonlaşmışlardır.

Bir gaz, plazma gibi davramaya, iyonizasyon derecesi %1 kadar küçük olduğunda bile başlayabilir.
#10 - Aralık 11 2009, 18:53:46
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Molar Hacim (Gazlar İçin)

0°C derecede 1 atm basınç altında deniz seviyesindeki koşula normal şartlar denir.Normal şartlar altında 1 mol gazın hacmi 22,4 lt dir.yani 6,02*1023 atomdur.

Mol Kütleleri

Her atom belli sayıda proton ve belli sayıda nötron içerir.Nötron ve proton kütleleri birbirrine yakın olduğu için her elementin mol kütlesi bulunur.İzotop atomlar nedeniyle her atomun mol kütlesi sabit değildir(ama bu fark o kadar küçüktür ki dikate alınmaz.). Örneğin C yani karbon atomunun 1 molü 12g gelmektedir.hidrojen atomunun 1 molü 1g gelmektedir.Nerdeyse her atomda nötron ve proton sayısı eşittir. Ama kütlelere baktığımızda bunun eşit olmadığını görüyoruz.Örneğin bildiğimiz demir (Fe)simgeli elementin atom numarası 26 dır.Yani 26 tane proton içerir.Ama nötron sayısı her demir atomu için sabit değildir. Fakat demir atomunun kütle numarası 55,85 dir.26 nın iki katı 52 dir.Burda 3,85 likbir fak oluşur.Buda bazı atomların 1 yane fazla nötron içerdiğini gösterir.Bunların yüzdeliğiyle atomun doğadaki kütlesi yani ortalama kütlesi bulunur.
#11 - Aralık 11 2009, 18:54:24
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Sabit oranlar yasası

Sabit oranlar yasası, elementlerin birbirleri ile bileşik oluştururlarken belli oranda birleşmesine dayanan bir yasadır. 1799 yılında Joseph Proust tarafından bulundu.

Yasa hakkında

Elementlerin birbirleri ile bileşik oluştururlarken belli oranda birleştiklerini bulan Proust, bugün sabit oranlar yasası olarak bilinen yasa için aşağıdaki tanımı yapmıştır:

“    "Bir element başka bir elementle birleşerek bileşik oluşturduklarında bileşik içindeki elementlerin kütleleri oranı sabittir."    ”

Buna göre; bir bileşik örneğin suyun 18 gramında 16 gram oksijen varken geri kalan 2 gramı hidrojendir. 9 gram su alınırsa bunun 8 gramı oksijen ve 1 gramı hidrojendir. Bu oran suyun ne şekilde elde edilmiş olursa olsun kesinlikle değişmez.
#12 - Aralık 11 2009, 18:54:57
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Zayıf ve kuvvetli asit ve bazlar

Pearson Asit ve Baz Kavramı olarak da bilinir. Kimyada sıkça kullanılan bu teori; bir kimyasal reaksiyon sonucu oluşan bileşiklerin kararlılıklarının, reaksiyon mekanizmesının ve basamklarının belirtilmesinde kullanılır. Kimyasallar "Zayıf" veya "Kuvvetli", "Asit" veya "Baz" şeklinde ayrılırlar. "Kuvvetli"; kuvvetli ve iyonik yükü fazla olan ve az polarize olabilen türler için kullanılır. "Zayıf", büyük, iyonik yükü düşük ve oldukça fazla polarize olabilen türler için geçerlidir. Bu yük kriteri, bazlara göre asitlerde daha belirgindir.
#13 - Aralık 11 2009, 18:55:32
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.